25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA i l U XI. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık, geleceğin sanatıyla bııluşmayı amaçlıyor Sahnedeki estetiği değLştirmek... DİKMENGÜRÜN "AşkHastasT Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yö- netmeni Kenan Işık'ın Şeyh GaKp'ın şiirleri ve fel- sefesiyle kurduğu yakm ilişki sonucu ortaya çıkan bır yapıt. "Bu oyunu yazmak fikri bir ölçüde Şeyfa Gafip'le tanıstıktan sonra oluştu" diyor Işık. "Be- ni çok etldleyeD bir şair. tki binin üstünde beyitten oluşan Hüsn-ü Aşk' eski mesnevi edebryaana kar- ı p devrimcj bir niteBk taşryor. Şeyh Gatip ber alan- da tutuculuğa başkaldırmış bir kişL. Şürlerinde kullandıği soyut semboUer ve dilindeki incelik dik- kat çekki. Aynca, böyle bir şairin. bir düşünürün 20O. öiSm yıh çok sessiz sedasız geçti. Bu durum bi- raz dokundu bana ve 'Aşk Hastası'nı yaşama ge- çinneye karar verdim." 1757-1799 yıllan arasında yaşamış olan Şeyh Galip'in eserlerindeki imge zenginliği ve anlatım inceliklerini elinden geldığince oyuna taşımayı amaçladığını söylüyor Kenan Işık. 18. yüzyıl so- nu Osmanlı dünyası ve sanatı kadar bugünün tiyat- ro sanan ve toplumsal ilişkilenni de sorgulaniayı amaçladığını belirtiyor. Özellikle de "sanatçıinsan'' kavTamı üzerinde duruyor. "Oyunu genç bir tiyat- ro oyuncusu ûzerine kurdum. Bu oyuncu, üstlendi- ği Şeyh GaKp roiünün etkisinde, kendiyaşamryia şa- irin yaşammı iç içe sorgular ve 'sanatçf olgtısuııa taribseL, tophımsaJ ve de psikolojik bir perspektif ge- tirir. O, modern çağm yabancılaşınış insanîdır, ama hem kendi geçirdiği trajik deneyim hem üstfendiği rol onu kendi içiode bir yolcuİuğa çıkaracaktır." Oyunda bır yaşamı ya da yaşamlan anlatmayı amaç- lamadığını, sanatın ve sanatçuun yaratım sürecıni irdelemeye çalışüğını vurguluyor Kenan Işık. "Aşk Hastaa" üstüne fazla konuşmak istemıyor sanatçı. Belki de doğrusu bu; yorumu seyirciye bırakmak. Biz de böyle yapıyor ve başka konulara geçiyoruz... 'Evrensel kûltür Anadolu fle buluşmah' - Şehir Tiyatrolan'ıun repertuvar potitikasmdan losaca söz eder misiniz? KENAN IŞIK - Bir repertuvar oluştururken o ti- yatronun seyirci profîli, estetik anlayışı, ülkenin coğrafi konumu ve tarihsel, kûltürel kinüiği de dev- reye girer. Aynca, sahnelerin fıziksel koşullan da söz konusudur. Şehir Tiyatrolan'nın çok önemli bir tarihi mirası, 86 yıllık bir birikimi var. Bugün geldiği ve yann da ulaşması gereken bır konumu var. Aslında, repertuvar yapmak zor bır ış degil. Sha- kespeare, Euripides, Çehov, Artfaur Müler, Brecht, Heiner MtUler, MeHh Cevdet Anday, Murathan Mımgan. genç yazarlar, deneyimli yazarlar... Hep- sini peş peşe sıralayabüirsiniz. lyi yazarlar, sağlam metinler kolaylıkla bulunabılır. Arna önemli olan, repertuvara alınan bir oyun sahneye nasıl konuyor, nasıl yorumlanıyor. Bir oyunun başansı yazanyla eşdeğerli midir? Bir oyun meminın çok başanlı ol- ması o oyunun sahnede de başanlı olacağının ga- rantisı midir? Hayır. asla böyle bir şey yok. -Bus5ykdikkrinizrepertır\araahnano\ıınuııs»- ' radanhğı ya da sağlamhgrodan çok, o oyunun nasıl I ^ K * '•- •*- f ^ ^ ^ ^ ^ ' M öncelikli derdim sahnedeki estetiğin değişmesi. Bu her oyun için geçerii. Daha çağdaş, daha bugünün insanına yaraşır bir sahne estetiğinden söz ediyorum. X-/enemek, araştırmak, eleştirmek şart. Eğer biz kendimizi sorgularsak, eleştirebilirsek belki yarının tiyatrosunun ipuçiannı yakalayabiliriz. yorumlandığı üzerinde yoğunlaşryor. - Benım öncelikli derdim sahnedeki estetiğin de- ğişmesi. Bu her oyun için geçerii. Eski anlayışın, eski insanın yerine yeni insanın, yeni tiyatro sanat- çısının gelmesi. Daha çağdaş, daha bugünün ınsa- nuıa yaraşır bir sahne estetiğinden söz ediyorum. Bütün sanatlarda olduğu gibi tiyatro sanatı da bu- günden yanna kendini değiştirmek, yenilemek zo- rundadır. Eski sözü tekrar tekrar söylemek müm- kün mü? Eski söz söylenmiş ve bitmiştir. Eğer ona yeni bir soluk veremiyorsanız, anlam olarak yap- tığınızın karşılığını da alamazsınız. Tiyatromuz ar- tık kabuklasmış anlayıştan kendini kurtarmak zo- nında. Ben şu sırada TAL'le çalışıyorum. Tiyatro- nun bir araştırma laboratuvan olması gerektiğine inanıyorum. Denemek, araştırmak, eleştirmek şart.. Eğer biz kendimizi sorgularsak, eleştirebilirsek bel- ki yannın tiyatrosunun ipuçiannı yakalayabiliriz. Şehir Tiyatrolan'nın geleceğin sanatı ile buluşabil- mesi için bunlar kaçınılmaz. -Bubulnşmanm yaşama gecmesi için atıhnadını- larvarmı? IŞIK - Biz burada, kendi kabuğumuzun içinde şunu yapök-bunu yapük, seyirci geldi-seyirci gel- medi diye kısır ve hiçbir işe yaramayan bir döngü- nün içindeyiz. Halbuki Şehir Tiyatrolan'nın çok öz- gün bir dufumu, yıllar öncesine dayanan müthiş bir kûltürel birikimi var. Buradan yola çıkarak geçen yıl bu- Mofiere adaptasyonu yapük. Istanbul seyir- cisi beğenmedi oyunu, ama Fransa'da, Lyon'da bu çalışmadan övgüyle söz etmeyen yayın organı ne- redeyse yok. Burada neden beğenilmedi, ayn bir ko- nu. Teknik nedenler olabilir, dramaturgiye ilişkin nedenler olabilir, o dönemde oyunun oturmamışb- ğı söz konusu olabilir. Ama, bu olayı yurtdışında bir buluşma olarak değerlendirdiginız zaman cid- dı bir anlam taşıyor. Gittığımız ülkede ınsanlann böyle bulusmalara hazır olduklannı gösteriyor. Ye- ni bir kültürle buluşmak onlara heyecan venyor. Baş- ka bir dünyayı keşfediyor olm|inın keyfıni yaşıyor- ıSu. - BD tür buhışmabnn sârekfiiiği acısuıdan yeni bir küitürü keşfetmenİD ötesinde evrensel ötçûtter- de ve ortak bir dflde buluşmak sözkonusu değfl mi? IŞIK- Tabu öyle. Önemli olan, sahnelenen oyu- nun dokusunun bizimle nasıl buluştuğu ve ortaya çıkanürünün dış dünyaya açıldığında nasıl bir yan- kı uyandıracağı. Bir repertuvar hazırlanırken bu tarz ilişkilerin göz önûnde bulundurulması gerek- li. Eğer biz, şu ya da bu nedenle, kendi dünyamı- zın kapılannı Batı'ya kapatırsak bir yere varama- yız. Açık olmalıyız. Türkiye'ye gelen ınsanlar bu- ranın 2000yühk tarihiyle, kültürüyle buluşmah. As- la tutucu ve yerleşik anlamda bir buluşmadan, yer- lılıkten ya da kısıtlı bir estetikten söz etmıyorum. Çağdaş ölçütlerle, evrensel değerlerle örtüşen bir estetik, söz konusu olan. Ama bu, aynı zamanda da kendi damak lezzetini taşıyan bir estetik olmalı. Me- sela, festıvalde Giorgio Strenler'ın "Köfefer Ada- sı''nj gözlerim yaşararak izledim. Strehler'in, bu oyunda, commedia dell'arte'den yola çıkarak yap- tıkJan, söylemek istediklerimin en güzel kanıtı. Ben, köklü bir şeylerden söz ediyorum. Kariye'den Likya'ya kadar uzanan bir şeylerden, Bizans kül- türüyle buluşan bir Anadolu kültüründen söz edi- yorum. Bizde bu anlamda çalışma yapılmıyor. Bu eksiklik acaba buikim eksikliğimizden mi kaynak- lanıyor? Ya da bu tarz calışmalara karşı bir önyar- gımız mı var? Sürekli olarak Batı izleri taymalr te- laşına düşüyoruz. Evrenselhk bu değil ki! Evren- sel kültürün zengın Anadolu kültürüyle buluşma- sı lazım. Biz burada ya kendimizi ıhmal ediyor ya da ciddiye almıyoruz. Binlerce yıllık bir kültür ya- bana atılır bir şey değil. 'Kaostan bir an önce kurtulmalıyız' - Son bir sonı; zaman zaman Şehir Trvatroia- n'nda yerii yazarUra yeterince yer vermediğiniz efcşdıüerme muhatap oloyorsıınıız. Neden? IŞIK- Teknik olarak, şu kadar yerlı-şu kadar ya- bancı oyun derdine hiçbir zaman düşmedim. Bazı yerli yazarlanmız "oymüanmız oynanıruyor" diyor. Ama ŞehirTiyatrolan yüzde 75 oranında yerli oyun oynuyor. Bu oran Şehir Tiyatrolan tarihinde en yüksek oran. Civan Canova, Behiç Ak, tsmail Kay- gusuz. Meiisa Gürpmar, Afi Göçer, Gükun Siren, Meral Babacan... Bu kişiler yazar değil mi? Tiyat- ro edebıyaü yamızca isimleri statükolaşmış yazar- larla mı kaim? Eğer yeni yazarlara ödenekli tiyat- rolar destek vermezse kim verecek? Nasıl yetişe- cek yeni yazar? "Yerli yazar oynanmıyor" diye ha- ber yapıhyor, o sayfayı çevirip arkasına bakıyorsu- nuz Şehir Tiyatrolan ılanında sahnelerimizde oy- nanan 10 oyundan 7'sınin yerli olduğunu görüyor- sunuz. Az önce de söyledim; benim için önemli olan sayılar ya da isimler değil, sahnedeki anlayışın de- ğişmesi. Etik ve estetiği değiştinnek ve daha çağ- daş, daha bugünün insamna yaraşır bir hale getir- mek... Yapısal birbozukluğun var olduğu kesia. Ge- nel eğitim sıstemınden yazarlara, biz tiyatroculara kadar uzanıyor bu. Bir kaos söz konusu ve bizim kendimizi bu kaostan bir an önce kurtarmamız ge- rekli. . • ' - ' 3 Kraliyet Akademisi'ndeki '1900: Kavşaklardaki Sanat', 180 sanatçının 250 yapıtını içeriyor 'Kaytp sanat'la oluşturulan bir sergi Köknr Servisi - Sanat dünyasında son zamanlann en heyecardı dedektiflık öykü- lerinden biri, yüz yıl önce dünya çapında düzenlenen bir sergideki kayıp resimlerin ve heykellerin peşine düşülmesiyle ya- şandı. Aranılan yapıtlar arasında, Rodin' in asistam ve sevgilisi, yaşamını akıl hasta- nesinde sonlandırmış olan Camffle Cla- ndd'in kayıp heykelı'Dreamingby the FV re' (Ateş Düşü) da bulunuyordu. 1900'de yaklaşık 25 ülkeden 100'e ya- kın sanatçuun 5 bin yapıtı Paris'teki 'Eı- posiüon Unjvenele'de (Evrensel Sergi) sergüendi. 1900'ün uluslararası olayı ola- raknitelendirilen bu sergide Gustav KKmt ve Pre-Rafaelciler, EdVard Burne-Jo- nes'un yapıtlan yer alıyordu. Klasiklerin yanı sıra yeterince tanınmayan pek çok sanat yapıtı da sergüenmekteydi. Gızli, özel koleksiyonlan pek bilinme- yen galerileri ve bir Ispanyol bankasım dahi araşuran Kralıyet Akademisi'nin kü- ratörleri, dört yıldır bu 'kayıp sanat'ın pe- şindeydiler. Kayıp yapıtlar, Kraliyet Akademisi 'nde, 3 Nisan'a dek sürecek olan '1900: Kavşak- lardaki Sanat' (1900: Art at the Crossro- ads) sergısı için bir araya getirüdi. Sergi, 180 sanatçının 250 resmini ve heykelini içeriyor. Sergi üe modern sanatın gelişi- minöekı geleneksel manzarasının ortaya çıkması amaçlanıyor. Renoir'dan Kan- dinsky'ye, Edvard Munch tan Ferdmand Hodfer'e, Ludwig Herterich'ten \ükhaB Vrnbd'e, Panl Chabas'dan Çek ressam FrantisekKupka'ya pek çok sanatçının 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş dönemi yapıt- lan bu sergide izleyicılere sunuhryor. Ser- gi, 'vüzme ve pplakkk', 'şehir', 'evrensd sergi', 'içmekânvenatürmortlar'. 'man- zaralar", 'portreler'. 'köysahneleri', 'oto- portrekr'. 'sosyalsahneJer', 'triptikonlar' ve 'kadm-erkek' resımlennden oluşan 12 konu başlığı altında gerçekleştiriliyor. 1988'de Isabella Adjani'nin yaşamını canlandırdığı CamiDe Claudel'iıı (sağda) güçlükle bulunan yapıtı da sergide yer alryor. Küratör MaryAnne Stevens, '1900: Kav- şakiardaki Sanat' sergisini düzenlemenin çok zor olduğunu belirtiyor. "Örneğin Monet sergisini yaparken elimizde tarih- krin ve kişilerin yer aknğı bir katalog oi- duğu için resimleri buhnakta hiç zorlan- madık.BirCamiBeOaudeJbe>kdibubnak ise hiç de kotay değiL" Stevens, 'Ateş Dü- şü' için "Parçayı o dönemin ekştirmenle- rinin tanımlamalannı dikkate atarakyer- leştirmeyeözen gösterdim. Heykekk,ocak ateşinin karsBmda oturan kadmm yûzû- ne yansıyan ışığı vermek için etektrik lam- bası kullandık'" diyor. Zorlu araştırmalar sonunda Claudel'in orijinal yapıtının kayıp olduğu, fakat sa- natçının heykelin birden çok versiyonunu yapüğı açığa çıkmış. Bunlardan biri Gü- ney Fransa'dakı küçük bir müzede bulun- muş, ancak yapıt, kötü bir durumda olma- sı nedeniyle yerinden oynatılamamış. Ste- vens'm girişimleriyle, yapıtın 'Avrupa'da bir yerlerde' özel bir koleksiyonda bulu- nan mermer ve bronz versiyonu sergi için ahnmış. Stevens, bu serginin, sanat tarihindeki yaygın anlayışı tarüşmaya açacağıru ve kamunun dükkatini pek tanınmayan sa- natçılara çekecegini söylüyor: "Sergide- kigenel manzaraşu: tzienimciiktenpost- fadenimciKğe,fovizmeve kübizmebasit bir geçiş y-apdryor. Picasso gibi, Paristeki Ev- rensdSergiŞigezen birsanatçıoisaydmE, yüzyıl dönümünde sanattaki gehşroeler mnazzam olabilirdi." Claudel'in çalışması dışında bulunma- sı güç olan yapıtlar arasında Joaquin So- roflay Bastida'mn 'Sad Inberitance' (Kö- tü Miras) başhklı, keşışlerin deniz kena- nnda, frengı nedeniyle sakat doğmuş ço- cuklara yardımmı konu eden resmi ve Bel- çikalı Jef Lambeam'nun 'TheRape' (Te- cavüz) adlı heykeli de yer alıyor. 1900 ser- gisi sonrasında Amerika'ya gıden 'Kötü IVnras', saolana dekuzun yıllarNew York'ta bir kilisede tutuldu. Stevens, resmi, nere- de bulunduğunu bilmedikleri sırada şans eseri, yapıtın izini süren bir Sorolla hay- ranı sayesinde Ispanya-Valensiya'da bir bankada bulduklannı söylüyor. 'Tecavnz'ü bulmak için Belçikalı küratörlerle tema- sa geçen Stevens, aylar sonra heykeün Kuzey Brüksel'de Morlanwelz'de bir mü- zede bulunduğuna dair bir haber aldığını belirtiyor. Sergi için bazı önemli parçalarm kayıp olduğu 70 civanndaki yapıt bir araya ge- nrildi. Örneğin, Picasso'nun 1.8Me' (Ha- yat) adlı resmi yapmak için tuvale aktar- dığı sonresmi 'DernierMoments' (Son An- lar) da kayıp yapıtlar hstesıne dahil. Ser- gi çerçevesinde nisanda kapsamlı bir se- miner gerçekleştirilecek. • 1900yüında yaklaşık 25 ülkeden 100'e yakın sanatçının 5 bin yapıtı Paris'teki 'Exposition Universelle'de sergüendi. Kraliyet Akademisi'nin küratörleri dört yıl boyunca bu 'kayıp sanat'ın 19. yüzyıidan 20. yüzyıla geçiş dönemi yapıtlannın izini sürdü. f] 'Asylum, Balkan Şiirleri Dergisi'nin ilk sayîsı çıktı KültürServisi-Edıtörlüğünü Yunanlı Mi- nüs Soufiotis' ın yaptığı 'Asyium,a Balkan Po- etry Magazine'in (Asylum, Balkan Şiirleri Dergisi) ilk sayısı Yunanistan'da çıktı. Tüm Balkan ülkelerinin bir şairine yer veren der- ginin yayın kunılunu yine bu Balkan ülke- lennin şair ve yazarlan oluşturuyor. Make- donya'dan Zoran Anchefski Romanya'dan IVlagda Carneci, Sırbıstan'dan tvan Gadjans- ki, Bulgaristan'dan Milena Lilova. Alba- nia'dan BetünMuço, Yunanistan'dan Athina Papadaki ve Türkiye'den Ataol Behramoğ- hı'ndan oluşan yayın kuruluyla 'Asyhun, a Balkan Poetry Magazine' adlı dergı, Nati- onal BookCenterOfGreece yayınevinden yıl- da bir ya da iki kez yayımlanacak. Dergj bu ilk sayısında, Romanya'dan Gab- ridChtfu. Makedonya'dan BbzeKooeskL Bul- garistan'dan GeorgiGospodmov. Albania 'dan Natasha Lako, Sırbıstan'dan M. Natasijeviç, Yunanistan'dan TassosLehaoiris. Aleıandros Angelon, Grigorios Parücev \e Türkıye'den Mefih Cevdet Anday'ın kendi dillerinde ve Ingilizceye çevrilmiş şiirve eleşrinlerine yer veriyor. Her sayısında 20. yüzyılda yaşamış şairlenn yanı sıra yaşama veda eden şairle- re ve yazarlara da yer verecek olan 'Asylum, aBalanPöetryMagazme'ınyaymkuruhiüye- leri her ağustos ayında Kalüüıa'da buluşacak- lar. Balük 'Center For VVriten And Transb- tors'dan (Yazarlar ve Çevirmenler Merkezi) esınlenilerek ortaya çıkan dergi düşüncesi- nin ilk tohumlan 1995'te aöldı. Geçen beş yıl boyunca çeşitii etkinlikler düzenlenerek yabancı basının dikkati çekildi. 1996 yılın- da dergi kurma düşüncesi 'Arostic Directo- rateofCJturalCaptolofEurDpe' (Avrupanm kültürbaşkentinın sanat yönetmeni) tarafin- dan kabul edildi ve gerekli fınansman sağ- landı. Merkezin büyük bir kısmı 1997 Eki- mi 'nde tamamlandı ve 'Euro-Balkan Asyhnn For Poetryand Poets' Kallithea'da gerçekleş- tirildi. Balkan ülkelerinden 16 şairin kaülma- sı ve çeşitii dillerde şiirler okunması, konser- lerdüzenlenmesinin ardından, proje ilkmey- vesini verdi. Türkiye'de yayımlanmayan 'Asy- kım,aBalkanPnetryMagazine' adlı dergi hak- kında bılgi edinmek isteyenler Natıonal Bo- ok Center Of Greece, 3-5 Sapphous str., P. O.Box51258,14671 Politeia, Athens, Gre- ece adresıyle bağlantı kurabilirler. Yan/imge, söz/resim, anlam/im • Kültür Servisi- Galeri Nev, 1999- 2000 sezonunu hem kendi 15 yıllık birikimini hem de Türkiye'de çağdaş sanatın 50 yıllık birikimini belgeleyen karma sergilerle sürdürüyor. 2000 yüının ikinci sergisi olarak 4 Şubat'ta Ankara Galeri Nev'de açılacak sezonun beşinci sergisinin temalan yazı/ imge, söz/ resim, anlam/im. 29 Şubat 2000'e kadar açık kalacak olan serginin sanatçılan, yakında kaybettiğimiz Erol Akyavaş ile Kemal Bastuji'nin yanı sıra Tiraje, Burhan Doğançay, Yüksel Arslan, Mengü Ertel, Ergin Inan, Selçuk Demirel ve Bedri Baykam. 2000 dolayısıyla hazırlanmış olan ve önceki yıllarda Galeri Nev'de sergilenmiş 2000 eserin röprodüksıyonunu içeren 2 ciltlik 'müzekitap', sergilenn yanı sıra ilgililerine sunuluyor. Rotterdam Rlm Festivali'nde Üçüncü Sayfa' gösterilecek • AMSTERDlAM (AFP) - Uluslararası Rotterdam Film Festivali, başrolünü Al Pacino'nun oynadığı 'The Insider' adlı fıhnin gösterimiyle açıldı. Bu yıl 23'üncüsü düzenlenen festivalde, bütün dünyadan toplam 450 füm, belgesel ve video fümi gösterilecek. 12 gün süreyle 19 ayn sinemada gösterilecek olan filmler, genellikle yeni çekilen ve henüz gösterime girmemiş veya yeni girmiş yapımlar arasmdan seçiliyor. Bu çerçevede festivale katılan filmlerden 27'si dünyada ilk kez, 28'i Avrupa'da ilk kez izleyici karşısına çıkıyor. Festivale Zeki Demirkubuz'un Alrın Portakal'ü fıhni Üçüncü Sayfa' da katılıyor. Türkiye'dela sosyo-ekonomik koşullann birey üzerine yansımasmı konu alan Üçüncü Sayfa, 3,4 ve 5 Şubat günlerinde festival izleyicisiyle buluşacak. Demirkubuz 4 Şubat akşamı fiün hakkında düzenlenecek olan söyleşiye katılacak. Hollanda- Japonya ilişkilerinin 400. yıldönümü dolayısıyla bu yıl Rotterdam Film Festivali'nde ağıriıklı olarak Japon fılmleri yer alacak. Festıvalin sonunda üç fihn 'Tijger Awards' adlı ödülü kazanacak. Uluslararası Rotterdam Fihn Festivali'nı 300 binin üzerinde kişinin izlemesi bekleniyor. Su YüceHn resim sergisi • Kültür Servisi- Ressam Su Yücel'in resim sergisi, 2 Şubat Çarsamba 18.00'deKarsu Tekstil Sanat Galerisi'nde açılacak ve 25 Şubat'a dek devam edecek. Yağlıboya tekniğiyle çalışan sanatçı, ilk kez 1984 yılında Strasbourg Monte-Charge Gakrisi'ndeki ' : | : ' karma sergıyle yapıtlannı sergiledi ve bugüne dek Istanbul, Ankara, Izmir, Antalya, Fransa ve Ürdün'de birçok kişisel sergisi yer aldı. Neyzen Tevfik ve Yaşar Doğu bugün amhyor • Kümîr Servisi - Edebıyahmızın ve spor tarihimizin iki ünlü ismi Neyzen Tevfik ve Yaşar Doğu, bugün 13.00-17.00 arasında Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek bır toplantiyla anılacaklar. Istanbul Samsunlulan ve Dernekleri Birliğı tarafından düzenlenen etkinlikte Yaşar Doğu'nun oğlu Gazanfer Doğu ile Neyzen Tevfik'in dostlan konuşacaklar. Depremzede çocuMardan Totograf Sergisi1 • Kültür Servisi - Dayanışma Gönüllülen ile Enfants du Monde'un Bekirpaşa Eski Cephanelik Çadırkentı'nde kurduğu çocuk fotoğrafçılan atöryesinin çahşmalan bugün 14.00'te Fotoğrafevi galensinde açılacak. 18 Şubat'a dek devam edecek olan sergide 3 ay boyunca atölye çaüşmalanna katılan 8-17 yaş grubundaki 43 çocuğun çadırkentte 'günlük hayat' konusunda çektikleri fotoğraflar yer alıyor. Fransa'dan Türk öğrenciye ödül • KüMr Servisi - Her yıl Fransız sinema tarihçileri ve eleştirmenleri (Pierre d'Hugues, Claude Beylie) ve sinema yönetmenleri tarafından kurulan Les Amis De Simone Genevois (Simone Genevois Dostlan)Vakfi tarafından düzenlenen Fransızca yazılmış veya çevrilmiş En lyi Sinema Kitabı ödülünü, 2000 yılı için Amerikalı senarist Frederic Raphael ('Eyes Wide Shut') 'Kubrick'le iki Yüun' adh kıtabıyla kazandı. En lyi Üniversite Çalışması ödülüne ise, Fransız senarist Jean- Loup Dabadie üzerine yaptığı ön tez araşnrması ile Türk öğrenci Öktem Başol değer görüldü. Fransa'da bu ödülü kazanan ilk Türk ve ilk yabancı öğrenci olma özelliğini de taşıyan Başol, Paris'te Sorbonne Üniversitesı'nde senaryo tekniği ve yönetmenlik üzerine lısansustü doktora tezının çalışmalannı sürdürüyor. r. - BUGÜN • BEKSAV'da Ayşe Emel Mesçi'nin 30. sanat yıü dolayısıyla saat 15.00'te bir kutlama gerçekleşecek. Suna Aras'ın sunacağı toplantıya Ühan Selçuk, Ataol Behramoğhı, Cengiz Gündoğdu. Şanar Vurdatapan. Artun Yeres. Turgay Nar, AK Berktay ve Prof.Dr.Orhan Knral katılacak. (349 91 55-56) • BABYLON'da saat 22.30'da 'Fuji Film Music Weekend' çerçevesinde Iiquid Soul'un konsen izlenebüir. (292 73 68) • VVESTLB'de, 17.00'de RuneMields ın 'Sonsuz ve Tek' başhklı sergisinin söyleşisı gerçekleşecek. (2311023) • NÂZBVf KÜLTÜREVt'nde, saat 17.00'de Suıı^ Akra'ın söyleşisi yer alacak. (245 04 81) • DULCINEA'da, saat 20.00'de Mustafa Kapbn'm 'Uyumlama' adlı dans gösterisi gerçekleşecek. (245 10 71) • GRAMOFON'da, saat 22.30'da Ayşegül Yeşflnfl Sotet'in caz konsen izlenebüir. (293 07 86) • CRR'de, saat 20.00'de Tracy Sflverman'ın konsen gerçekleşecek. (231 54 98) • tDOB'da, saat 15.30'da P İ Çaykovskinın 'Kuğu Gölü' balesı yer alacak. (251 10 23)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear