25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 22 OCAK 2000 CUMARTESJ HABERLER Menzilci kanadın dergisi Hira, tlimci kanadın devlet desteğiyle hareket ettiğini ileri sürüyordu İlimcilere kontrgerilla suçlaması M enzilci kanadın yayın organı "Hira" dergisi, yayınını sür- dürdüğü dönemde sürekli "Üimcüer-devJet" ilişkisinden söz etti. llımcilenn, kendilerinden silahlı eyle- me karşı çıktıklan için aynldığını vur- gulayan derginin birçok sayısmda, "İlimcilerin devlet desteğmi alarak Müsiüman halkazulüm yapüğı'' yazıl- dı. 199 ] ye ı\L SaidIpektarafindan ya- yımlanmaya başlayan derginin Eylül- Ekim- Kasım 1994 tarihli 14. sayısın- da ilk önceleri silahlı eyleme girme- yen, ancak îlimcilerin saldınlan üzeri- ne misilleme yapmaya başlayan Men- zilcilerin lideri Fîdan Güngör'ün kaçı- nlması ve bunun arkasındakı nedenler derinliğine irdelenıyor: Fidan Güngör, 11 Eylûl 1994 giinü Istanbul'un Güngören semtinde örgüt ûyesi Sabahaddin Talayhan'la birlikte ortadan kayboldu. Hira'ya göre Gün- gör ve Talayhan. "sivfl kryafetli potisler tarafindan aükonuldu" Yıne Hira, bu iddianın ardından şu satırlan sıraladı: "Alıkoyanlann devletin hangi biri- mine bağü olduğu bilinmivor. Olayı mûteakip semt karakollarmdan Curo- hurbaşkanlığı'na kadar Ugili tüm mer- cilere başvurulmasına rağmen biçbi- rinden doğru dûrûst cevap alınamadı_ Sanki devletia Ugili birimleri Fidan Güngördiye bir şahsı tanımıyorve ola- yı es geçiyorlardL_" Hira, özellıkle Güngör'ün ortaya çı- kanlması ıçın "bazı paıiamenterlerin devreye girdiğini, bunun netice verme- diğini, aynca değişik şahsiyetlerin de çaba ve teşebbûslerinin sonuçsuz kakn- ğmı" yazdı. Dergi, Fidan Güngör'ün devletin ba- zı birimlerince alıkonulduğunu öne sü- rerken buna kanıt olarak Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün 9 Mayıs 1994 günü Cumhuriyet gazetesine yansıyan açıklamasını gösterdi: "Güvenlik güçlerince Hizbuflah'ın tfim ve Menzü kanatlannayönelik baş- lablan operasyon sonucu Menzil lcana- dııun cihat sorumlusu Emın Tenşı fle birlikte 22 militanın yakalandığı bildi- rüdi Diyarbakır DGM'de sorgulanan sanıklann 30 cinayet işlediği kaydedü- dL Menzil kanadinın liderinin İstan- bul'da arandığı açıklandı_" Hira'ya göre "Bderden kasıt Fidan Güngör'dfi» Diyarbakır'daki sorgula- mada polis, Fidan Güngör'ün tstan- bul'da olduğunu ve ondan hesap sora- caldannı defaiarca tekrariamıstı*\ Menzilcilerin Hira dergısı, liderleri • Menzilcilerin lideri Fidan Güngör, 11 Eylül 1994 günü Istanbul Güngören'de örgüt üyesi Sabahaddin Talayhan'la birlikte ortadan kayboldu. Hira'ya göre Güngör ve Talayhan, "sivil kıyafetli polisler tarafindan alıkonuldu..." . . . B A T M A N ' D A N İSTANBUL'A M E H M E T F A R A Ç Fidan Güngör'ün ortadan kaybolma- sını aynı sayıda kapak yaptı ve şu baş- lığı kullandı: "Devkt,Fidjuı Güngör'ehangiyüzü- nü gösterdi...7 " MHletveklll. Menzllclyl arıyor Dergi "deviet-tBmciler kanadinın iiişidsi^nı ısrarla sık sık yazdı. Bunun dışında Fidan Güngör'ün kaçınlması olayında basının susturulduğundan, olaya Beklenen Valdt ıle Sdam gazete- lerinin ilgi gösterdiğınden söz etti. Hi- ra, Beklenen Vakit'ten yapüğı alınti- da, Menzilci Fidan Güngör'ün kaçınl- ması olayına, dönemın RP Kaysen mıl- letvekillennden AbdnHah Gül'ün "eJ koyduğunu" vurguladı. Derginin ilginç bir saptaması daha var: Güngörve Talayhan'ın kaçınlma- sı öncesinde "dönemin MTT Müsteşa- n Sönmez KöksaJ ABD'ye gftmiş, esld ABD Dışisleri Başkanı Henry Kıssın- ger da Antalya'da bir konuşma yapü". Hira şöyle devam etti: "Kisuıger, halkm arasında gizti Müs- hıman liderierin olabüeceğini radikal harekeder konusunda dikkatii ohınma- sı gerektiğbıi ifade etti." Klm bu Gürtgör? Fidan Güngör'ü en iyi tamyan Hıra dergisi, onun yapısını şöyle aktarmak- tadır: "FidanGüngör,Güneydoğuhıinsan- lardandır.Diyarbakıriı birişadamı,ay- nı zamanda insanlığa hizmet etmek amaayla yazuar yazan, arasorma ya- pan bir yazardu. Binlerce fidan yetis- tirmiş, fâdr, siyaset ve dava adamı olan enderbir sahsryettir. Fidan Güngör bir ûlkede yüz yılhk bir dönemde çıkabile- cek beş-on insandan biridir_ Böyk bir insan kontranın hedefi oJuyor—" Güngör'ün kaybolmasuun ardından tHD Başkanı Ercan Kanar ıle Maz- lum-Der Başkanı Tufan Mengi'nin ba- sın toplantısı yaptıkları Basın Müze- si'nin önünde tslamcı gruplar şu slo- ganlan attılar: "Amerika tslamı engelkyemez", "Kahrofaun kontrgeriDa". Dergmin, Güngör ve Talayhan'ın ka- çınlması olayını irdeledikleri sayfala- nn bitırmnde bir başka konu şu başlık- la sunuldu: -tşbiliriik ve işbiriikçilik iküemiııde HizbuHahçüar-" Güngör ve Talayhan'ın kaçınlmasm- da devletin ıçındeki birimleri suçlu gös- teren Menzilcilerin daha sonra tlimci- leri hedef göstermesi dikkat çekmekte- dir. Yazı şöyle devam etmektedır: "TC'yi kuUanmak Hizbullahçılar (tHmdkr)için bir şerefkaynağrysa, TC tarafindan kuüanılmak neyessğar? Hi- ra dergisi sırf TC'vi PKK'den daha iyi gönnediği için PKK işbirBgi>ie suçla- nıyon Işuı asd garibi, TC'nin ve Hiz- bnllahçıfaınn söytemkrinin aynı temd- de geüşmesL HiyİMillahçılar, TC P- KK'den daha iyidir' diyor. TC'nin ek- meğüıi yemişier helhalde. Hira dergisi ise her firsatta TC eşıttir PKK' diyor. Sonra da 'Hizbullahçılar eşittir TC, o da eşittir PKK' dedi. Yani üç tarafh bir denkfcm-. Bifinıneyeni de yok_" Bir bagka cinayet Hira'nın üç bdinenli denklem diye nitelediği olavlar içinde Menzilci ka- nattan Molla ıhsan Veşilırmak'ın 8 Şu- bat 1993 günü Batman'da öldürülmesi de var. Hira'ya göre Yeşilırmak'ı "tlimdfcr öMürdö,snçnPKK'nin fize- rine atü"... Dergi buna kaynak olarak, cinayetten sonra Yeni Ülke gazetesini arayan birkışinin, cinayeti "ARGK(P- KK'nin askeri kanadı) gerillalan adı- na üstfcndigini'" söylemesıru gösterdi. Dergı, cinayetin tlımcilerin kullandığı Takarov marka tabanca ile işlendiğine dikkat çekerek tetıği çekenlerin adre- sini de açıkça verdi: "Hizbuflahçılar^ (llimciler). Bu id- dia bir başka iddiayı da içermektedir. Dergi sürekli "Hizbullahçılar'* deyı- mini kullanarak kendı gruplannı (Menzilciler) bu yapüanmadan uzak tutmaktadır. Fidan Güngör ve Sabahaddin Talay- han'ın cesetleri olayın üzerinden 6 yıl geçmesıne karşm bulunamadı. Itırafçı Abdülaziz Tunç'un Güngör M e n z i l c i l e r i n S i y a s l v a s l y e t n a m e s l 'Cehalet, Dar-ülîslam'daözür sayılmaz'Hizbullah'ın Menzil kanadı kuru- cusu ve dini lideri Molla Mansur Gü- zeJsoy, ha>Tanı oldu- ğu Iran'ı hep düşün- dü, Ayetullah Hu- meyni'nin çizgisini benimsedi v e hasta- landığında, tedavi obnak için gittiği Iran'da öldü. Men- zilciler bunu uzun süre gizledi. Güzelsoy'un ya- zılarmın toplandığı kıtabın önsözünde, "Hkretertigiülkede geçirdiği hastahktan dolavı ameli>at oldu. İki a> hastanedekat- dıktan sonra 15 O- cakl996'daA0alı'm rahmetine kavnş- tu_" deruldi. Güzelsoy, biri 4 Kasım 1995 tarihli "TeseOiname'', di- geri de "Siyasi Vasi- yerjıame" olarak iki yazı kaleme aldı. "Siyasi Vasiyetna- me" aslında Hizbul- lahçı düşünceyi yansıtması bakı- mından, bireysel de- ğil genel bir anlayış, zihniyet ve çizgi olarak görülmesi gereken bir mani- festo nıteliğindedir. Siyasi Vasiyetna- me'nin önemli bö- lümlerinin özeti şöyle: "Aziz dava arka- daşlanm! HepinizLAIlah'ın selamı üe selamlryo- rum. tslami mücadefc veçahşmanızıtebrik eder, Cenab-ı Aüah'tan Şeriat-ı Ğar- ra doğnütusunda dûnyada muvafifak obnanızı, Ahiret'te de mesud olmanı- zıdilerim_ „ Siz tslamın davasına sahip çıkb- ğuıız zanıan, ciddi ve samimi olarak sahip çıkmız! Kendinizi memur sıfa- tmda telakki ediniz hetn de Allah'ın memuru olarak.L Aynı zamanda da- vayı kendinize mesiek hahne getiıip Menzfldlerin dergisi Hira, IlimciJer tarafindan öMürûlen sempaazan ve nuHtanlannı yaymlarmda "şehrt" sıfabyla duyuruyordu. Cinayet yöntemleri:Ya satır, ya tek kurşun Silahlı eylemler: •,<>- Emniyet Genel Müdürlüğü raporlanna göre Hizbullah, eylemlerini 15-18 yaş arası tetikçilere yaptınyor. Tetikçi bir başka militanın gözetimmde hedefine arkadan yaklaşarak 1-2 metre mesafeden kurbanın kafasına ateş ediyor. Orgüt tetikçileri olay yerinden yaya olarak kaçıyor. Bazı iddialara göre silahlan camılerde gizliyor. Örgütün eylemlerde kullandığı silahlardan çoğunun sonu bilinmiyor. Satırlı saldırılar: Hizbullah militanlan son yıllarda satulı saldmlan da yoğunlaşürdı. Özellikle lise öğrencileri De çevrede "gayri ahlaki davTanışlarda bohınmakia" suçladıklan kadınlara yöneük eylemlerde sanr kullanılıyor. Bir çeşit dönerci bıçağı olan saün boynun arkasmdan ceketmin içine uzatan militanlar, hedefe yaklaştıklannda saün çekerek kurbanın boyun ve kafa kısmına vuruyor. Örgütün korkutma amaçh saldınlarda hedefe satınn ters yüzü ile, öldürme amaçlılarda ise keskin yüzüyle vurduklan beürlendi. Orgüt, kundaklama eylemlerinin yanı sıra demokrat öğrencilere yönelik darp eylemleri ile propaganda amaçh bildiri dağıtma, afiş ve pankart asma eylemleri de gerçeklestiriyor. Örgüt, genelde bu eylemlerde "Isiami Cihat-B (tslami Yumruk)" gıbi adlar kullanırken öldürme, yaralama, kundaklama eylemlerinin hiçbirini üstlenmiyor. Hizbullah "Hira" adh bir dergiyi de propaganda amaçh dağıtıyor. 'Ben mesiek sahibiyim, mesleğim var, mesleğime iyi sahip çıkmahyım, hakkıyla sahip çıkmazsam, ciddiye al- mazsam, gayri ciddi olurum' diye kendinizi sorgulamahsıııız. Bu mûna- sebetfe, şehit Seyyid Kutub (Mısır kök- tendinci hareketinin baş teorisyeni) şöyle diyor: 'Ya lslamın tamamıru alınız ya da tamamını bırakımz!..' Demek Id bir davaya sahip çıkıküğı zaman, ddden sahip çdalmab vehakia verihnevt gay- ret edflmelidir» _ Şunu da bflmenyiz Id 'İslamı ha- rekette, Islarrun temel düşünce ve prensiplerinin bulunması gerekir' derkea, gnıpçuhık ve cemaat taassu- bundan azat olmak gerektiği de anla- şdmabdır. tslamın temel düşünce ve prensiplerinin fevkinde (üstûnde) her- hangj bir fîkir, düşünce ve lostas ola- maz. Cemaat taassubn herhangi bir harekette bulunduğu zaman. o hare- ket cahfli ve sapık bir hareket srfatun kazanır_ _ Işte tslami hareketkr içinde her- hangi bir hizmet verilirken. îslamın temel düşünce ve prensipleri doğrul- rusunda verilmeBdir. Cebalet, Oar-ül tslam'da özür sayıhnaz—" ve Talayhan'ın kaçınlması konusun- daki açıklamalan, Menzilcilerin Hira dergisinin aksini aktanyor. Menzilciler olayda devleti sorumlu tutarken, Tunç, eylemi îlimcilerin yaptığmı söyledi. Tunç mahkemede şöyle dedi: "_ 1995 yüında Edip Gümüş'ün (Beykoz operasyonunda yakalandı) ta- timatrvla Hizbullah'ın Menzil grubu li- deri Fidan GüngörileSabahaftin isim- B bir şahıs kaçınkn. Sabahattin (Talay- han) daha sonra öldürüldü. Bu olayın ardından İstanbul'un Güngören ilçe- sinde 'Dede' kod adh örgüt mensubu- nnn evine gjttik. Burada bir süre kal- dıktan sonra Batman'a geri dondük." Bu açıklamadan da görülüyor ki Güngör ve Talayhan'ın ortadan kay- bolduğu Güngören'de, îlimcilerin bir hücre evi vardu-. Menzilcilerin, 1993-94 arasındaki çatışmalarda öldürülenier arasında Di- yarbakır tlim grubu tetıkçisi de vardı: Lokman Pirizade Aynı kanadın Bat- man'daki beyni Imadettin Kasak da uğradığı salchnda yaşamını yitirdi. Içsava; hızlandı . • •- . Güneydoğu'da geçenyıl PKK'Ulere yöneük yoğunlaşan failı meçhul cina- yetlerin hedefi de Hizbullah yandaşla- nydı. Ancak bu kez hedef de vuran da aynı kesimdi. Yani llimciler, Ilimcile- ri öldürüyordu. Geçen yılın ortalann- da başlayan cinayetlerin ilkı Batman'da Ipragaz Mahallesi'nde cami imamı Sı- raç Yddız'm öldürülmesiydi. Bat- man'da işlenen 4 faiü meçhul cinaye- tin hemen ardından olavlar Dıyarba- kır'a sıçradı. Diyarbakır ve Batman'da bir yıl içinde öldürülen bazı îlimcile- rin adlan şöyle: u ArifBaşka,ZübevirKartal,Alunet Şera, Veysi Sehmoğlu. Mehmet Nuri Sapmaz, Ahmet Baytemur, Mahmut Ergin, Hasan Duran, Ahmet Umg, Yü- mazKara." Saldınlarda yaşamını yiti- ren biri kadın dört kişinin kimlikleri de behrlenemedi, aynı dönemde üç kışi de kaçınldı. AJan'lar dldOrûlûyor Cinayetlerin, örgütün iç hesaplaşma- sı sonucu işlendiğıni beürten polis yet- küileri şu bilgileri verdiler: "Yakalayıp DGM Cumhuriyet Baş- sa\cıhğı'na gönderdiğimiz bazıHizbul- lahçdaruı serbest bırakılmalannın ar», dından bu kez örgüt tarafindan sorgn- fauunklannı tesphettik. HizbuDah sor- guladıgı insanlann polis ifadelerüü arasrjnyor. GözalOnda örgütle Ugili önemli bilgi verenler infaz edilhor. Or- gütün operasyonlaria etkistz hale gel- mesi iç hesaplaşmayı artnnyor." Cinayetlerin arttığı geçen ay bir ba- sm toplantısı yapan Diyarbakır Valisi Cemil Serhadh ise iç catışmaya şu yo- rumu getirdi: "Son dönemlerde HizbuDahterörör- gütû tarafindan işlenen örgüt içi cina- yetler devlet tarafindan işleniyormuş gi- bi lanse edildL Bundan hareketle, bun- dan böyle yapacağunız acıklamalar ka- muoyunun bilgflenmesi baknmndan zorunhı hale gehniştir." Diyarbakır kent merkezinde işlenen cinayeüerin Hizbullah'ın iç hesaplaş- masından kaynaklandığını vurgulayan Serhadh şöyle devam etti: "HizbuDah terör örgfitü tarafindan işlenen cinayetlerin tamamen bir örgüt i nesaplaşma olduğu açıkça ortadadn*. güt kendilerince ajan olarak tabir ettikleri örgüte bağlıhğından şüphe duyduğu mensuplannı önce kaçmyor, sorguhryor ve diger militanlanna ör- nek ohnası açısuıdan şehrin muhteüf yerkrinde sokak aralannda öldürüyor. Kaçırma olayını gerçekleştiren örgüt daha sonra kaçınlan şahsm ailesini te- lefonla arayarak 'Bız polısız. oğlunuz bizde' şekfinde konuşuyor. Bazızaman ise kaçırmak istediği şahıslann kapda- nnıyine "Bız polısız' drjeaçtmj'or.'Vâ- tandaslardan kapılarma gelip polis ol- duklanm söylevenleri 155'e bfldirmek- riniistiyoruz.C>rgüteyöneUkMartl999 tarihinde yapılan operasyonda Hizbol- lah'ın dağuma süreci içerisinde oldu- ğuna ilişkin bir militanın el yazısryla yazdığı raporda, ' Diyarbakır'da son günlerde çok önemli arkadaslar yaka- landı. Hepsinin de yakalanma şekılle- ri ve zamanlan çok gariptir. Poüs bu se- fer önemli netıcelerin peşinde ve çö- kertme niyetindedir. Büyük bir operas- yon hazırlığı vardır' şekKndeki cümle- kr dikkat çekmistir." Hizbullah'ın iki kanadı arasında Bat- man, Diyarbakır, Mardin ve çevresin- de 300'den fazla kişi öldürüldü. Bu sa- yuun çok daha fazla olduğunu öne sü- renler de var. Devlet yetkiülerine göre de bu sayı, hücre evleri ve mezarhkla- nn ortaya çıkardmasıyla nedeşecek. Ancak şu gerçek unutuhnamahdır: Hkbullah'ı düşünce düzeyinde geliş- tiren Menzilciler, îlimciler tarafuıdan zorla çekildikleri iç çatışmada yenilen taraf oldular. Dini ve siyasi liderleri ile üst düzey yöneticilerinin çoğu öldürül- dü. Bu çatışmada en az 200 kayıp ver- dikleri söylenmektedir. Menzilci kanat faaliyette bulunduğu Güneydoğu'da önernli oranda tasfiye edilmiştir. Ör- gütün küçük bir kanadımn "^fikri, teb- lig ve davet çalışmasmı sürdürdüp" ifade edilmektedır. SÜRECEK CUMARTESİ Y4Z1LARI ~WA-J*I ATAOL BEHRAMOĞLU Nâzım Hikmet'in ; İdeolojisi ve Şiiri... Yüzlerce sayfalık kitaplarda irdelenmesi gereken bir konuyu birkaç daktilo sayfasına sığdırmak zo- runda olduğum için okurlanmdan özürdilerim. Fa- kat son zamanlarda Nâzım Hikmet'in şiirine ve "ideoloji"sine ilişkin belki sizlerin de dikkatinden kaçmamış olan bazı hafrf yaklaşımlar nedeniyte, bir sütunluk yazıyla da olsa düşüncelerimi belirt- mek gereksinimini duydum. "ldeoloji"den başlayalım... Bunun için "Dictiona- ire Hachette de la Langue Française"tn aracılığı- na başvuruyorum: Bir döneme (çağa) ya da bir top- lumsal gruba özgü felsefi, toplumsal, politik, ahla- ki, dinsel vb. fikirierin (ide'lerin) toplamı. Şimdi, eski (ya da hâlâ) faşistinden bir zamanla- nn herkesten daha keskin Marksistine kadar, "Nâ- zım Hikmet'in ideolojisieskimiştir, ölmüştür, değer- sizdir, fakat şiiri büyüktür" türünden görüş belir- tenlere soruyorurn: Nâzım Hikmet'in şiirierindeki felsefi, toplumsal, politik, ahlaki, dinsel vb. ftkirleri tek tek inceleye- rek mi bunlann artık eskimiş, değersizleşmiş, öJmüş olduğu sonucuna vardınız? "Nâzım Hikmet'in ideolojisi" derken zihninizde- ki kavram nedir? Söz konusu kişi ve çevrelerden sorulanma yanrt alamayacağımı, kanşık kafalannın biraz daha ka- nşacağını tahmin ediyorum. • • • • '-••"•-• "•'-• l Doğrusunu isterseniz, bu gibi kimselere çok faz- la haksızlık yapmak da istemıyorum. Çünkü aynı kafa kanşıklığının değişik biçimleriyle her an karş»- laşmak olası. 12 Eylül askeri mahkemelerindeyar- gılanırken (suçlama konulanndan biri de düzenle- nen gecelerde Nâzım Hikmetten şiir okumaktı) "Nâzım Hikmet'in ideolojisi başka, şiiri başka" tü- ründen savunma yapan (bunun herhalde daha akıl- cı olacağını düşünen) arkadaslar oldu. Kendi sa- yunmamda ben "Nâzım Hikmet'in ideolojisiyle şi- irini birbirinden ayıramazsınız" dediğimde; bu ar- kadaşlann şaşkınlığını ve yargılama makamında oturan kişinin yüzünde beliren sevinçli anlatımı anımsıyorum... Sözlerimi aşağı yukan şöyle sürdur- müştüm: "Ayıramazsınız, fakat söz konusu olan şey bir sanat yaprtıysa eğer, onu sadece düşûn- ceye indirgeyerekyargılayamazsınız... Sanatyapı- tı içerdiği düşünceden bağımsız değildir; ama o- nun dile getirilmesinin, propagandasının aracı da değildir." .. v .. , . ,„- • • • • •• • ' "Ideoloji ve sanatyapıtı" konusuna, Nâzım Hik- met özelinde, biraz daha yakından bakalım. Cft- müş olduğu söylenen ıdeoloji "Marksizm "dir. Bu id- dia, kendi içinde bir hafifliği zaten taşıyor. Manc ve Engels'in temellennı artıklan düşünce dizgesinin (ideolojinin) en azından Platon'un Kant'ın, He- gel'in düşünce dizgeleri kadar canlı ve saygıya de- ğer olduğunu tartışmayı bile gülünç ye an/amsız bulurum. Idealist felsefeden etkilenmiş bir sanat- çının (diyelim Milton'ın, Meviana'nın, Dante'nin, Goethe'nin, Yunus Emre'nin, Fuzuli'nin, Yahya i" t1 K«rna»'in, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın) sanatını, bu etkilenmeden bağımsız değeriendiremezsiniz. A- ma bu sanat ürünlerinı, herhangi bir düşünce diz- gesinin kalıplanna indirgeyerek de değeriendire- mezsiniz. Nâzım Hikmet için yapılan (sanki öyle yapılmıyormuş, tersi yapılıyormuş gibi yapılan) bu- dur. Yani, şöyle bir mantık: Marksizm ölmüştür, Nâ- zım Hikmet Marksistti, ama Nâzım Hikmet yaşıyor... Peki, neden? Bu pek belli değil. Büyük şairdi tü- ründen yyyarlak sözler ve herkesin kendi "meş- reb"'me göre seçtiği birkaç dize... Çünkü asıl söy- lenmek istenen, Nâzım Hikmet'in büyüklüğünden çok, Marksızmın ölmüş olduğu... ••• Şimdi, Nâzım Hikmet'in büyüklüğünü ben, dilim döndüğünce ve yazımın son paragrafı elverdiğin- ce anlatmaya çalışayım: Büyüktü, çünkü ergenlik şiirierinde de görülebileceği gibi duyariı, insancıl, yurtsever ve duygulannı dizelere dökmede yete- neklı bu genç şair, 1920'lerde Marksizmle tanışın- ca önünde geniş ufuklar açıldı. Hece döneminde- ki kimi şiirierinde ve "Yalnayak'ta, gerçekçi ama popülist öğeter de taşıyan şiiri, bu tanışıklıktan son- ra, "Hopa Hapishanesi Notlan", "BenerciKendini Niçin Öldürdü?" vb. şiirienyle Türk şiirine benzer- siz konular ve biçim özellikleri kazandıran destan şiiriere doğru genişledi. "Şeyh Bedrettin Destanı", "Memleketimden İnsan Manzaralan" gibi büyük, eşsiz biryaprt, öldüğü söylenen ideolojiyle tanışık- lığı olan bir sanatçı tarafindan yaratılabilirdi ancak. Yaratıcılığının bütün dönemlerinde, hiçbir zaman yadsımadığı, yadsımayı herhalde akJından da ge- çirmediğı, bireysel kişiliğinin özellikleriyle örtüşüp bütünleşen "/deo/oy/"sinin etkileri, izleri, kazanım- lan yardır... Ve sonuç olarak son birkaç söz: "Ide- oloji" kayramını, içeriğinden boşaltıp kavramsal zenginliğini sığlaştırarak salt bir siyasal söylem ya da tavıria özdeşleştiımek, cehalet değılse eğer, ba- sitlik ya da kasrtlı bir davranıştır. Bir sanat ürününü salt düşünsel öğeler toplamına (yani, gerçek anla- mıyla ideolojiye) indirgeyerek değerlendirme ça- bası nasıl bir dar görüşlülükse, onu düşünsel ör- güsünden kopararak değerlendirme çabası da ay- nı derinliksiz anlayışın bir başka yüzü ve kimi kez de o düşünceye düşmanlıkJa ilgili kasrtlı bir davra- nıştır. Hizbullah Kanada'da Göç vesığınmocıhk yosolannı sömürüyor ENGİNAŞKIN TORONTO - Kana- da'nın göç ve sığınmacı- lık yasalannı ustaca sö- mürerek ülkede rahatça faaliyet gösteren 50 deği- şik terör grubu arasında. "Hizbullah, PKK, Hamas, Tanûl Kaplanlan. İslami Cihad ve Sıh örgütlerinin en tehliketiterörodaklan- nıohtşturduğu" saptandı. Kanada Güvenük ve Is- tihbarat Örgütü'nün Ge- nel Direktörü Ward El- cock, "yakından izlen- mekte obn terör grupla- nyla bağlantısı olan 350 kişinin soruşturma amn- da olduğunu" vurguladı ElcocL " Kanada'daki öz- gfirtfik nrtamınt, oğınma- cıhk ve göçmenlik yasala- nnı ideal bulan terör gruplannm, çok büyük bağış kampanyalanyla göçmen gruplanndan pa- ra topladıguu'' açıkladı. 1999 yüıyla ilintili olarak hükümete "Kanada Gö- venUk ve tstihbarat So- runlan" adlı kapsamh bir rapor sunan OSIS, "Ka- nada'nm ABD'den sonra, topraklannda en çokterö- rist buhınan ülke oMuğu- na" dikkat çektı. Rapoda Kanada'ya 1990 yılında gelen ve sı- ğınmacdık istemi redde- dilen LTTE-Tamil Eelam Kaplanlan adh terörörgü- tünün lideri ile 7 yıl önce Toronto'ya ayak basar basmaz hapsedilen îranh Mansour Ahani örnekle- nne yer verüdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear