25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2000 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TÜRKIYE Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB PB PB PB PB 7 6 6 2 11 8 10 6 Sinop PB 6 Adana A 11 Zonguldak PB 1 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y PB PB PB PB 7 7 7 0 1 -1 -2 A 11 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A PB K 11 6 8 6 4 -3 -1 K -7 PB 2 Berlin Orta ve Doğu Kara- deniz ile Doğu Ana- dolu'nun kuzeyi ya- Q S | O Yağışlar kıyı kesim- Stockholm PB 3 Madrıd leroeyağmurvekar- Londra PB lakanşıkyağmur.di- Amsterdam PB 3 Belgrad ğeryerierdekarşek- Rniko<ii — — iınde olacak. Hfava ^ Ş § 1 sıcaklıöında önemli £fîL!2— bir değışiklik olma- Bonn yacak. Münih D I S M E R K E Z L E R PB 2 Budapeşte PB 2 Y 10 ÇB -1 ;B 3 PB 2 Sofya ?B 1 PB 3 Roma :B 13 PB 2 Atina Y 12 PB 0 Zürih ÇB 2 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire ÇB PB K PB ÇB PB ÇB A -2 2 -8 0 6 -2 4 17 A 11 pAçık Paryat bulutlu Bıiutlu ^Çokbukrttu . Yağmuriu Kart , Gök gürültülû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Deneyimlerinden üç beş yıl daha yararlanmak! Demirel'den yararianmayı salık veren Ecevit ise si- yasette bir o kadar eski. 1950'lerden beri politika ya- p/yor. Türkiye'nin iki büyük partisinde genel başkan- lık. Birkaç kez başbakan. Üstelik devlet yaratan ve siyaset kurdu Ismet Pa- şa'nın dizleri dibinde uzun yıllar politika yapan bir in- san. Kısacası 50 yıla yakın süredir hem siyasette hem de devlette engin deneyime sahip bir kimlik, bir kişi- lik... Yanılmışız. Ecevit, devlet ve politika yaşamında deneyim sahibi değil. Kendi deneyimlerine güveni olsa; görev süresini uzatmak için Demirel'in deneyimlerinden yararlan- mak gereğini, hatta zorunluluğunu bir gerekçe ola- rak sürekli niçin öne sürsün? Oysa, devlet yönetiminde gereksinilen politik oyun- lara pek yatkın olduğunu, deneyimsiz Bahçeli'yi Öcalan dosyasında istediği kıvama getirerek pekâ- lâ kanıtladı. Biryığın dosyayla Devlet Bahçeli'nin beynini yıka- dı. Uzun konuşmalara ara verdi. Ecevit, yedek parti- si ANAP'ın lideri Yılmaz'ı bir başka odada Bahçeli'yi değişik söylemlerle ikna etmekle görevlendirdi. Sonuçta Başbakan: Günlerdir MHP'ye kamuoyunun, parti tabanının, şehit ailelerinin gönlünü, fikrini, zikrini kazandıran "DosyaMeclis'e-öcalanidam" sloganından Devlet Bahçeli'yi "vatana hayırlı olsun" dualanylatornistan ettiriverdi. Bahçeli'yi mutluluklara garkeyleyen 3. paragrafa "terör örgütü ve yandaşı çevrelerin Türkiye aleyhine hareketleri" gözlenirse.. infaz sürecine geçileceğini yazıverdi. Sözü edilen "Türkiye aleyhine hareketler" nedir? Meçhul! örneğin aleyhteki hareketlerden murat; PKK örgü- tünün silahlı mücadeleye devam etmeye kararlı olan kesiminin güvenlik güçlerını öldürmeyi sürdürmeleri mi? Ya da Batı ülkelerinde etkin biçimde Türkiye aley- hine, Kürt devleti çerçevesinde siyasal propaganda- yıyürütmelerimi?.. Bu ve buna benzer gerekçeler mi öcalan'ın infaz dosyasını TBMM'ye göndeımeye yeterli olacak? MHP'nin ağzına çalınan bir parmak balın içeriğini Ecevit'ten başka bilen varsa lütfen parmağını kaldır- sın! Bu gidişle MHP sözcüsü Şevket Bülent Yahnici; liderini din- ledikten sonra zirveden çıkan karan 4 maddede öv- güye layık buldu. Ûlkede istikrann sürmesi - bağımsız yangrya saygı ve Türk yargısının karannı hiçbir mercinin değiştire- meyeceğinin ortaya çıkması - uluslararası yükümlü- lüklere karşı duyarfılığımızın sergilenmesi. Yahnici 5. maddeyi unutuyor. MHP'nin 12 aydır ant içerek millete verdiği sözden toplam 7.5 saatlik bir toplantıda vazgeçerek yeni bir rekora imza attığı- nı nedense söylemiyor ya da söyleyemiyor. Ne ki; zirve sürerken TV'ler, Dönem Başkanı Por- tekizli Fransisco de Costa'nın "AB'ye adaylığının i- lan edileceğigünlerde Türkiye sözlü olarak Öcalan'ın asılmayacağı güvencesini verdi" dediğini duyurdu- lar. Türkiye en azından AB'ye idam cezasını kaldıra- cağı sözünü verdi: (dam kalktı, yaşasın öcalan! Batılılaşma sürecinde üstün çabalanyla "En büyük Avnıpalı-Başka büyük yok" yakıştırmasını hak eden Cumhurbaşkanı Demirel de, "Avrupalı olmak istiyor- sak AB'nin kurallanna uymak zorundayız" diyerek öcalan'a urgansız yolu göstermiyor mu? Ne çare; Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı Kocate- pe Camisi'ndeki son törende "devlet" ikinci kez yu- halandı.. llkinde Kışlalı'yı teröre kurban vermiştik. Ikincisi, PKK terörünün şehit ettiği Binbaşı Bülent Yavuz mu- salla taşında yatarken... Şarkıdaki gibi "kuş sesleri" değil, cami avlulann- dan "ovalara yayılan"... Yuh sesleri! Ecevit: Gerçekçi karar • Baştarafı 1. Sayfada - Buna ikna edip etme- me diye bakmamak ge- rekiyor. Türkiye'de uz- laşma kültürü yerleşme- ye başladı. Elde edilebi- lecek en iyi sonucu aldık. Uluslararası yükümlü- lûklerimizi yerine getiri- yoruz ve teslim olmuyo- ruz. Ulusal çıkarlanmıza zarar verecek bir durum doğduğunda yeniden de- ğerlendirme kapısını açık tutuyoruz. -MHP'nin içi birazha- reketlL Gelişmeler bu paıünin içini etkilerse na- sl bir yakıngeleceköngö- rûyorsunuz? - MHP baskı altında. Sadece partinin içinden gelenbaskı değil bu. Par- lamentodan baskı var, muhalefet partileri baskı yapıyor. Ancak biz uy- garca tartıştık ve bu so- nucu aldık. - Zirve sonrası açıkla- mayaparken konmıı bii- tûn yönJeriyle ele aldık dediniz. Bütûn yönler ne- lerdir,biraz açar mıanız? - Yeni bir döneme gir- dik. Stratejik yönden önemli bir süreç... Alın- ması gereken başka ön- lemler var. Bunlar için ayn bir çalışma yapaca- gız- - Bu da bir zirve biçi- minde mi olacak? - Hayır. Bir çalışma grubu oluşturulacak. Başbakan Ecevit dûn akşam TRT'de yaptığı açıklamada, AİHM'nin erteleme istemini koşul- lu olarak kabul ettikleri- ni belirterek şunlan söy- ledı: "Eğer ne kadar za- man alacağı befli olma- yan bu erteleme süreci. bazı iç vej'a dış çevreler taranndan Tüıidye aley- hine istismar edilecek olursa, örneğin Türtd- ye'de yeniden bölücü te- rörü canlandırma yoion- da kışkırtnıalar için vesi- le olarak değerlendirinr- se veya Türİdye'de bölü- cü akımı styasallaştırma yoluyla karanhk amaçla- nna doğru ileriemek iste- yenlerin kullandıklan bir yol naline getirilmek iste- necek olursa o zaman biz bu ertelemeyi kesme ka- ran alınz. Yahut da AİHM'nin beMrttiği süre sona ermenuş olsa büe, eğer bu süreç Türkiye aleybineistismaredilecek olursa yine üç genel baş- kanbir araya geieceğizve bu süreyi sona erdirece- ğjz." Ecevit, Öcalan hakkın- daki nıhaı karann değiş- meyeceğini, dosyanın mutlaka TBMM'ye gön- derileceğini söyledi. Çankaya kıılisleri lıız kazandı B Baştarafı 1. Sayfada nız da parti aleyhine çalışıriar" karşılıgını ver- di. Çiller, bu önenlenne tüm lıderlerden destek aldıklarmı söyledi. Ecevit, 35 dakika süren görüşmeden sonra yap- üğı açıklamada, yapıcı önerilerin aynntılannı gö- rüşmeye hazır olduklannı bildirdi. Ecevit, cum- hurbaşkanlıgı seçimi konusundaki sorulara, "DYP, 5+5 olarak bir cumhurbaşkanmın fld kez seçilebümesini uygun buluyordu. Daha doğnısu, OYP'nin asıl düşüncesi. cumhurbaşkamnın halk taranndan seçflmesrydL Fakat bunun için yeterli desteğin buhuunadığını kendileri de görüyorlar. Onun için, var olan sistem içinde bir 7 yühk dö- nem yerine, 5+5,flddönemle Ugfli hazırhklan var. Bu, bizhn için de uygundur. Kendileri Sayın De- mirel'in bir dönem daha cunıhurbaşkanhğmda kahnasmı uygun görüyorlar" yanıünı verdi. Ecevit, cumhurbaşkanlığı konusunda kendisi- nin de bir nabız yoklaması yapacağını, ancak progranunm henüz belli olmadığını bildirdi. MHP, Demirel'e soğuk Çiller'in Bahçeli ile görüşmesi 50 dakika sür- dü. Bahçeli, diğer liderlerin aksine, görüşmeden sonra açıklama yapmamayı yeğledi. Görüşme- de, 7 ydlık süreyi kendilerinin de uzun bulduğu- nu belirtirken. "Acaba, cumhurbaşkanlığı seçim- leri, genel seçimlerin periyoduna çeküebihr mi? Bunlan parti içinde müzakere edeceğiz" dedi. Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçımının "kişiseues- tirflmemesi" gerektiğıni de vurgulayarak, "Şah- sa özel anayasa değişikuği yapıhnamah. Kaldı ki ben bu paıiamentoda, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda anayasa değişikuği yapabilecekbir ço- ğuniuk göremiyorum" dedı. Yılmaz'dan 'koşuflu' destek Bütçe görüşmelerinde "aûştiğı'' Çiller'i, "a- cak" bir ifadeyle karşılayan ve "geçmiş bayramı- m" da kutlayan Yıhnaz, cumhurbaşkanının 7 yıl- lık görev süresinin uzun olduğunu baştan beri söylediklerini ifade etti. Son derece ılunlı geçen görüşmede Yıhnaz, "Herhakle en ohımlu geçen görüşme bu oklu" diye espri yaptı. Yıhnaz, gö- rüşmede cumhurbaşkanının 7+3 formülüne kar- şı çıktığına dikkat çekerek, 5+5 formülünü ken- dilerinin de desteklediğini vurguladı. Yılmaz, "Biz parti olarak desteknyoruz ama anayasa de- ğişiktiğikonusunda karan nüDetvekilleriverecek" görüşünü dıle geürdi. Yıhnaz, görüşme sonrası yaptığı açıklamada da "Biz de 5 yıl olarak düşü- Araştırma görevlisi azabyor • Baştarafı 1. Sayfada kaçışma neden oluyor. Beyin göçünden endişelenen uzmanlar konuyu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kunı- lu'na taşıdı. Kurulda, YÖK'ün eşgüdümünde Çalışma Grubu oJuşturuhnasma karar verildi. Grup, 6 ay için- de hazırlayacağı raporu, Başbakanlıga sunacak. Gru- bun çalışmalarmı koordine edecek YOK Başkanı Prof. Dr. Gürüz, "Türkiye'deki öğretim üyesi maaşfauı yük- sehHmedikçe, beyin göçü sürecektir'* dedi. 2005 yılın- da 28 bin öğretim üyesıne gereksınım olacağma dik- kat çeken Gürüz, şu anda 7 bin 714 profesör, 4 bin 330 doçent, 8 bin 102 yardımcı doçent, 23 bin 765 araştır- ma görevlisi, 15 bin 259 öğretim elemanı olmak üze- re toplam 59 bin 170 akademisyen olduğunu belirtti. Gürüz, yeni öğretim üyelerinin "öğretmen yetiştirme, bügisavar, işletme, iktisat, hukuk, ekktrik niühendisE- ği, inşaat muhendisUği ve maldne mühendisöği'* alan- lanna kaydınlması gerektiğmi savundu. 'Yurtdıpna giden döamüyor' GOrüz, yurtdışına gönderilen her 2 araştırma görev- lisinden l'inin doktora derecesini aldıktan sonra Tür- kiye'ye geri dönmediğini kaydetti. Bugüne kadar yurt- dışma gönderilen 3 bin 366 araştoma görevlisinden yüzde 39'unun eğitımine devam ettiğini kaydeden Gü- rüz, 256 araşttrma görcvhsinin Türkiye'ye geri dönme- diğini bildirdi. Gürüz, bu durumu engellemek için "Yurtiçmde Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi n ni yaşa- ma geçirdiklerini ve gelişmiş üniversitelerde master- doktora programı başlattıİdaruu anımsattı. YüksekögVenimdeki en büyük darboğazın öğretim elemanı açığı olduğuna dikkat çeken Gürüz, profesör maaştmn 2 bin dolar, doçent maaşının 1800 dolar, yar- dımcı doçent maaşuun 1500 dolar, öğretim görevlisi- nin 1100 dolar, araştırma görevhsinmkinin ise 700 do- lar düzeyine getirilmesini istedi. Öğretim elemanı maaşlan Türkiye'de net maaşlar; 1. derece 4 yıllık profesör için 521 mUyon 609 bin, 3 yülık profesör için 519 mil- yon 440 bin, 1/1 derecedeki profesör için 459 milyon 210bin, 1/4 derecedeki doçentiçin 371 milyon 420 bin, 1/4 derecedeki öğretim görevlisi için 271 milyon 810 bin, 1H derecedeki araştırma görevlisi için 218 milyon 518 bin lira. Hoca Ahmet Yesevi Oniversitesi akade- mik danışmanı üyesi ve eski YÖK üyesi, Prof. Dr. Mü- min Köksoy, akademik hareketlıligin 21. yüzyüda da- ha da artacağuıa dikkat çekerken gelışmekte olan ül- kelerden gelişmiş ülkelere bilim adamı akışunn devam edeceğini kaydetti. Yoksul ülkelerin büyük masraflar- la gelişariş ülkelere gönderdiği gençlerin daha sonra kendi ülkelerine dönmediğine dikkat çeken Köksoy, 1961-1983 yılmda dünyadakı beyin göçünün 1 milyon kişiden fazla olduğunu vurguladı. Köksoy, beyin gö- çünün Rusya ve Afnka ülkelerinden Baü ülkelerine doğru gerçekleştiğine işaret etti. Köksoy, beyin göçün- de sömürücü ülkelerin "ABD, Fransa, Ahnanya ve tn- gütere" olduğunu belirtti. Batılı ülkelerdekı öğretim üyelerine Türkiye'dekinin 10 katı maaş ödendiğine işa- ret eden Köksoy, Araştırma Geliştirme (AR-GE) mer- kezlerinin kurulmasını, üniversitelerin araştırmalara ağırlık vermesini istedi. nülmesini doğru buhıyoruz. Anayasa değişikliği yapıunah ancak sadece seçim boyutuyla değil, cumhurbaşkanımn görev ve sorumluluklannın tek tek değerlendirUmesi önemiJdir" dedi. Çiller son görüşmeyi FP Genel Başkanı Recai Kutan'la yapü. Görüşme sonrasında bir açıklama yapan Kutan, Çiller'in cumhurbaşkanhğı seçi- miyle ilgili olarak iki ayn anayasa değişikliği önerisinde bulunduğunu belirterek, "Birinciöne- risi cumhurbaşkanuun halk taranndan 5+5 for- mülüne göre seçflmesi, ikinci önerisi de seçimin TBMM taranndan yapuması ve sürenin yine 5+5 ohnasj doğrultusundaydı. Bizönceliklebirincitek- üfınMeclistedenenmesindenyanayız" dedi. Ku- tan, süre konusurlda partısının 4+4 formülünden yana olduğunu vurgularken, sorularüzerine "An- cak 5+5'i de müzakere edebiHriz. Şimdiden ol- maz demiyoruz" dedi. Kutan bir başka soruya yanıt verirken, görüşmede isim konuşulmadığı- nı vurgulayarak." Yapılacak anayasa degişikliğin- de Sayın Demirel'uı bir kere daha seçihnesi diye bir şeysözkonusu olamaz. Seçimihalkya da Mec- os, hangisi yaparsa yapsm illa da Sayın Demirel'i seçecek diye bir şey söz konusu değiL Biz cumhur- başkanlığı seçmnmin şahıs bazuıda değil ilkeler bazuıda ele ahnması gerektiğini savnnuyoruz" de- di. Çiller, cumhurbaşkanı se- çimi konusundaki önerileri- ne Ecevit'in ve Yılmaz'ın sı- cak baktığuu, Bahçeli'nin de "Daha henüz partide bu ko- nuda yeni bir noktaya geldik, bunu düşünebUiriz. taruşabi- Kriz" dediğini aktardı. Yıl- maz ile görüşmelerinde, bir komisyon kurularak cumhur- başkanmm yetkilerinin yeni- den düzenlenmesı konusun- da da mutabıkkahndığmı bil- diren Çiller, "Yılmaz'h gö- nışmeniz sıcak geçrl Cum- hurbaşkanhğı adayhğına ne djyorsunuz" sorusuna, "Bun- lann muhatabı ben değihm" yamtını verdi. Çiller, "De- mokratikleşmeden söz edi- yorsunuz, Saynı Demirel de- mokratikleşmenin önnnü açacak kişi midir?" sorusu üzenne ise. "Kimse> ı e özel uy- gulama yapmıyoruz. Biz mfl- letin karar vcrmesini istiyo- ruz. Cumhurbaşkamnı miİle- tin seçmesini istiyoruz. Kişiye özel uzatma tercihuniz degfl- dir, şık değildir. Ancak bugün milletin secmesine partiler sı- cak bakmıyor. Bunu millete şikâyet ederiz. Biz sistem üze- rinde konuşuyoruz. Savın Cumhurbaşkanı'nı da bu sis- temle getirflecekdeğişiknkten mahnun bırakmayı doğru buhnuyoruz" diye konuştu. DÎSKHen kıdem tazminab tepldsi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tş güvencesi niteliğinde olan "kıdem tazminati"Qin fona dönüştürülerek ürpanlanmasunn hükümet programında yer ahnası, çahşan kesimlerin tepkisine yol açtı. Işçi konfederasyonlan kıdem tazminatından ödün verilemeyeceğini vurgulayarak böyle bir saldırının "püskürtüleceğmi" söylediler. Yetküiler, kıdem tazminatının işlevsizleştirihnesinin, çahşanlann iş güvencesinden yoksun bırakılması ve 60 yaşa çıkanlan emeklılık koşulunun hiçbir zaman doldurulamaması anlannna geleceğini vurguladılar. DtSK Yönetım Kurulu üyesi Huhısi Karh, Çalışma ve Sosyal Güvenük Bakanı Yaşar Oknyan'ın bir televizyonda yaptığı açıklamada "Kıdem tazminau kesinnkle kaldmimayacak" dediğini, ancak hükümetın 2000 yıh programında sağlık hizmetlerinin satn alınmasından kıdem tazmınatına fon oluşturulmasına kadar uzanan planlann yazılı olduğunu söyledi. "Amaç; sosyal güvennği, kıdem tazminatnu ortadan kaİdırmak, esnek çahşmavı getirmek" dıyen Karlı. Kamu-lş'e sunulan raporda yeni yüzyılda, yeni binyılda sendikasız endüstriyel ilişkilerin ele ahndığma dikkat çekti. İki aşamah bir çalışma programı oluşturduklanm kaydeden Karh, bu programda kazannmış haklardan ödün venlmemesının amaçlandığını bildirdi. Karh, kıdem tazminatının, ışsizliğin bu kadar boyutlu olduğu bir ortamda yok edihnesinin çahşanlann iş güvencesinin ortadan kaldırüması anlamına geldığıru vurguladı. Uluslararası Çahşma Örgütü'nün (ILO), Türkiye'nin de onayladığı 158 sayıh sözleşmesi uyannca, çahşanlann kazanılmış haklanndan vazgeçmeyeceklerinin öngörüldüğünü kaydeden Karh, bu çerçevede iş güvencesi getirilse bile kıdem tazminatının kazanılmış hak olarak mevcut durumunun değiştirilemeyeceğini söyledi. "Kıdem tazminanna dokunuhnası müthiş yaygara kopanr. Asla taviz vermeyecegiz'' diyen Karh, Emek Platformu'na da konuyu götürdüklerini, kitlesel basın açıklamalannın 19 Ocak'ta başlayacağını bildirdi. Hulusi Karh, sendikacılan ve çalışanlan "böyle bir dönemde uyanık ohnalan" konusunda uyanrken, emeklilik yaşının 60'a çıktıği ortamda kıdem tazminatının kaldınlmasının işten atılmalan gündeme getireceğini, işsizlik sigortasıyla insanlann yaşamlannı ikame etmelerinin olanaksız olduğunu vurguladı. işsizlik sigortasının ancak kıdem tazminatının yanında ek bir işlev görebileceğini kaydeden Karlı, "Başka türhl insanlar nasıl 60 yaşnu dolduracaldar" dedi. HizbuUahçıların 4 binisilahlıB Baştarafı 1. Sayfada rulan "HizbuUah Koordinasyon Merkezi''nde uzman ekipler çahş- malanna başladı. Ekipler, örgütün faahyetlerini yo- ğun olarak sürdürdüğü yerleşim bi- rimlerinin aynntılandınldıgı "Hiz- bullah haritası" hazırladı Merkez bünyesinde "HizbuUah BUgi Banka- a" da oluşturuldu. Diyarbakır'daki "Hizbuflah zirvesi''nin sonuçlanmn değerlendirildiği kapsamh bir rapor da BUgi Bankası verileriy- le güçlendirilerek Içişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğüve Milli Güven- lik Kurulu Genel Sekreter- hği'ne gönderildi. Raporda, şeriatçı terör örgütüne Iran desteğinin halen sürdüğü vurgulandı. Raporda, ope- rasyonlarda ele geçirilen belgelerin ardından deşifre olan çok sayıda örgüt mili- tanı ve sempatizanı ile des- tekçisinin bölge dışındaki illere göç ettiği belirtildi. 4 bini silahlı milıtan ve tetik- çi olmak üzere yaklaşık 20 bin Hızbullahçmın ülke ge- neline yayıldığına dikkat çekilen raporda, "BBzbul- bh'm, halkın dini duygıüannı istis- marederekçok kolaA sempatizanka- zamnğr vurgulandı. Raporda, bu is- rismann önlenmesi için halkın terör örgütü hakkında aydınlatüması ama- cryla düzenli olarak seminerler ve te- levizyon programlan yapıhnası ge- rektiği, bu yönde çauşmalann başla- tıldığı ifade edildi. Diyarbakır Vali- si Cemil Serhadlı, bir süre önce ka- çınldıklan öne sürülen, aralannda Zehra Eğitün-Bihm ve Kültür Vakfı Genel Başkanı tzzettin Yıldırun'ın da yer aldığı 11 kışının bulunmasına yönelik operasyonlar için Hizbullah konusunda uzman bir ekibin Istan- bul'a gönderildiğini açıkladı. Uzman ekibin. Güneydoğu'da, ge- çen dönemlerde benzeri kaçırma olaylanndan elde edilen bilgi ve yön- temlerden yola çıkarak kaçınlan şa- hıslann bulunmasına yönehk olarak araşurmalan derinleştireceği bildi- rildi. Teröristin pişmanhk mektubu Diyarbafar E Tipi Cezaevi'nde, 24 Ka- sım 1999'da, buhmduğu hücrede kendini asarak intihar eden, örgütün Diyarba- kır'daki üst düzey sorumlulanndan Cemal Uçar, eşine yazdığı mektupta, kendisi yü- zünden ailesinin zor durumda kaldığını itiraf etti. Uçar intihar ettiği gün yazdığı mektubunda kendisini eleştirerek şunlan anlattı: "Büivonui],benden böylebir şey bekle- mezdin. Krt akhmla iyi yapöğımı düşün- düm. Ama sonradan düşününce ne kadar körö biri oiduğumu anladım. Buduruma dü^rerekmaddivemanevidunımunuzu kötüye soktuğumu büryorum. Ancak ne yazık ki olmuşla öfanüşe çare yok. Bunnn farkmda olduğum için stkıhyor, zor daya- nıyoram. Benim yüzümden senin gibi bir insanm rezil duruma düşmesini, arkadaşlarm, dosflann arasrada başı eğik duruma gel- mesini asla ve asla istemezdim. AOah beni affetsin, herhalde çok günahkâr biriyim. Ben bu dünya imtihanlannda hep başan- SEkalryorum,çünkü ancak buna lajTğun.'" Uçar hakkında "Anayasal düzeni boz- mak" iddiasıyla Diyarbakır DGM'de açı- lan dava da düştü. Güneydoğu'da Hizbullah tarafin- dan işlenen çok sayıda faili meçhul cinayetin aydınlatıldığını belirten Vah' Cemil Serhadlı, faili meçhul ci- nayetlerin Hizbullah taranndan iş- lendiğinin kesinleştigini vurgulaya- rak şöyle dedi: "Cina>etierle ilgili olarak belki tek bir şahıs tespit edilemezse de bunu üç veya dört kişüik bir grup içinden bi- rinin > ı apoğı tespit edfldL Yani 'faili meçhulden faili belli'ye ve 'faih' fi- rar' aşamasına gelindi. Bunlardan birçoğu henüz elde değil ve cinayetkrde kuDanılan suç aleüeriilesi- lahlann birçoğu da elde yok. Bizim yoğunlaşttğumz olaylar da bunlar." Uzun süredir yürütülen Hizbul- lah operasyonlan hakkın- da kesin rakam vermenin doğru olmayacağını behr- ten Serhadh, örgüt bağlan- tılı gözaltılarla ilgili sayı- nın her gün değiştiğini söyledi. Hizbullah operas- yonlanndan net sonuç al- mak için geçmişte açılan örgüt bağlantdı 1100 ka- dar dosyanın yeniden ele alınacağını söyledi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY ~M Baştarafı 1. Sayfada . babalannı! Türkiye, çok zor bir virajı savrulmadan almaya ça- lışryor. Hükümet ortaklan önceki gün 7 saat 10 dakika ak- lın yolunu aradılar. Öcalan'ın bir an önce asılmasını, böytece herkesin rahatlamasını isteyenler bu kadar uzun süren zirve için şu yorumu yapabilirler. "10 dakikayı anladık da, 7 saat ne oluyor!" •• "• ' • Ancak yönü uygarlığa dönük bir Türkiye'nin rota- sından sapmamasını isteyenler, zirve bir 7 saat daha sürse bile aklın öne çıkmasından yanaydılar. Akıl kazandı, her şey çözüldü mü? Hayır. Yeni baş- lıyor. Türkiye, zaman zaman sinirierinin gerileceği ye- ni bir sürece girdi. Çünkü banşı kurmak, yazının ba- şında vurguladığım gibi akıl isteyen zor bir iş. Olayın birkaç penceresi var. MHP'den başlaya- lım... Seçim alanlanndaki söylemlerinin ana unsurla- nndan birisi Apo'nun asılmasıydı. Aslında 1970'li yıl- lardaki MHP'nin varoluş nedenleri bugün yok. "Ko- münizm tehlikesi" ortadan kalktı. Turan ülküsünün coğrafyasındaki ülkelerin her biri bağımsız, kendi ge- leceğini kurmaktan yana... MHP'liter dahil herkes ka- bul ediyor ki 18 Nisan'da MHP'yi yüzde 18'lere tır- mandıran unsurlann başında PKK terörü ve Apo'nun yargılanma süreci geliyordu. Aynı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün zirvenin altıncı saatinde, "Tamam" dedi, "biriikte ha- reketediyonız". Bize göre Bahçeli, 6 saati gerektire- cek zorunlulukta değildi. Belki de tabanına "Uzun müzakerelerden sonra bu noktaya geldik, hatta son paragraffa ödün de aldık" demek istedi. Bu ayn bir konu... Dün MHP'nin içi oldukça hareketliydi. Bazı millet- vekillerinin Tuğrul Türkeş'in Aydınlık Türkiye Parti- si'ne geçebileceği söylentileri yayıldı. Ancak, iktidar tutkalının MHP'den kopmalara pek izin vereceğini sanmryoruz. Sonuç olarak MHP seçimde Apo'nun ipine tutu- nup iktidara yükseldi, sonra da ipi alıp rafa koydu. MHP kadrolan Türkiye'nin istikrannı da düşünerek bu karan atdıklannı vurguluyorlar. Bu düşüncelerinde el- bette samimiyet payı vardır. Aynı düşünceyi yakın gelecekte de taşımalannı, muhalefet partileri kendi- lerine farklı yönlerden yüklenince "Eyvah oy kaybe- diyonız, bir şeyler yapmalı" çıkarcılığına girmemele- rini diliyoruz. Bundan böyle ulusal sorunlara ve ulusal degerie- re, seçim sandığının 0 küçük deliğinden değil de, Türkiye penceresinden bakılmasını da dileyelim. Kopenhag... Kopan hakl Terör örgütü ve bu örgüte sempati duyanlann pen- ceresine gelince... llk gün yaptıklan açıklamalarda memnuniyetlerini dile getirirken koşuldan duydukla- n rahatsızlıklan da vurguladriar. Yine yazının baştığı- na göndeıme yapmak gerekirse Türkiye, yönünü ta- yin ederken pusulasını bu kesimlere göre ayartama- malı. Silahlı adamlarını komşu bir ülkedeki kamplara gönderen bir terör örgütünün samimi olduğu söyle- nebilir mi? Hayır. Düne kadar Türkiye'nin, AB'nin bütün kurumlann- dan dışlanmasını isteyenler AB'ye adaylığımız için gösteri yaparsa, bunun anlamı nedir? Şudun Biz Türkiye'yi dışlatarak bir yerlere varmaya çalış- tık, olmadı. Bari AB kurumlanna çekerek orada çö- züm arayalım! Peki onlann bu amacı var diye, biz yönümüzü uy- garlığa çevirmekten vaz mı geçeceğiz? Elbette ha- yır, bu ahmaklık olur. Avrupa penceresinden bakarsak... Fransa'dan Kal- ya'ya, Almanya'dan Ingiltere'ye dünkü gazetelerin tümü, hükümetin aldığı karan olumlu bulduklannı açıkladılar. Bununla yetinecekJer mi? Hayır. Yann şunu söyleyecekler: - Arkadaş bu karan aldın güzeeel, şimdi şu Kopen- hag kriterierine bir bakalım. Onun gereklerini de ye- rine getir. Biz hemen tepki gösterir, Kopenhag kriterierine "kopan hak" kriterleri diye bakarsak, 0 zaman da bir yere varamayız. Bu kriterleri ulusal bütünlüğümuz ve geleceğimiz süzgecine koyar, değerlendirir, yerimizi saptanz. Türkiye bunlan aşar. Bütün sorun, olaylann üzeri- ne salt oy kaygısıyla gitmemek. Öyle gidilirse? Tür- kiye'nin attını oy babam oy... Öcalan dosyası însan hakları örgütleri karardan memnun ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümetın, AbduDah Öcalan hakkın- da AİHM'nin aldığı geçi- ci önlem karanna uyma karan, insan haklan ör- gütleri ile ÖDP ve HA- DEP taranndan olumlu karşılandı. Türkiye İnsan Haklan Kurumu (TtHAK) Başka- m Nevzat HeK-acı, ölüm cezasının yaşama hakkına yönehk resmi bir cinayet olduğunu belirterek, "Ki- şilere bağunh ohnaksızuL, hükümlüsü ldm olursa ol- suntüm ölüm cezalan kal- dırümahdır. Erteleme ka- ran olumludur ancak bu bir çözüm değflmr. Öhım cezası derhal yasalanmız- dan çıkardmahdır. Zaten Avrupa'da bizden başka bunu uygulayun ülke kal- madı" diye konuştu. Hel- vacı, erteleme karanna konulan koşulun MHP'yi rahatlatma amacı taşıdığı- m belirterek, "Bunun m- fazın ertelenmesini tehdit ettiğini düşünmüyorum" dedi. însan Haklan Derneği Genel Başkanı Hüsnü Öndül, karan değerlendi- nrken. "Ölüm cezasunn infazı sorunu en g-rmttan Ud yıl gündem dışma aül- makta, insan haklan ve özgürlükleri konusunda Türkiye'nin önü açılmak- tadır. Şimdi Türkiye'de şiddet ortammın ortadan kakhrumasL,politikamaç- lariçin silahın araç ohnak- tan çıkanhnası ve bunun yaşama geçirümesi zama- mdn-" diye konuştu. ÖDP Genel Başkanı U- fuk Uras, hükümetin olumlu bir adım attığmı belirtirken, "Bu adunın devamı gehnefidir. Hükü- met, AİHM'nin Ek6 no'hı protokolünü imzalayarak, idam cezalannm uygulan- mayacağuubeürtmeBdir." dedi. HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir. "Bu karar uhıslar üstü hukuk normlannın bağbyıcıhği- mn tarrjşümazhği açKm- dan doğal ve zorunhı so- nuçtur. Koansyon partile- rinin saym genelbaşkanb- nnın teyit ettilderi eğflim, asıl olarak hukukun gere- ğini yerine getinne anlamı taşımaktadır" diye ko- nuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear