Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2000 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TÜRKIYE
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
7
6
6
2
11
8
10
6
Sinop PB 6 Adana A 11
Zonguldak PB 1 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
7
7
7
0
1
-1
-2
A 11 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
PB
K
11
6
8
6
4
-3
-1
K -7
PB 2 Berlin
Orta ve Doğu Kara-
deniz ile Doğu Ana-
dolu'nun kuzeyi ya- Q S | O
Yağışlar kıyı kesim- Stockholm PB 3 Madrıd
leroeyağmurvekar- Londra PB
lakanşıkyağmur.di- Amsterdam PB 3 Belgrad
ğeryerierdekarşek- Rniko<ii — —
iınde olacak. Hfava ^ Ş § 1
sıcaklıöında önemli £fîL!2—
bir değışiklik olma- Bonn
yacak. Münih
D I S M E R K E Z L E R
PB 2
Budapeşte PB 2
Y 10
ÇB -1
;B 3
PB 2 Sofya ?B 1
PB 3 Roma :B 13
PB 2 Atina Y 12
PB 0 Zürih ÇB 2 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
ÇB
PB
K
PB
ÇB
PB
ÇB
A
-2
2
-8
0
6
-2
4
17
A 11
pAçık Paryat bulutlu Bıiutlu ^Çokbukrttu . Yağmuriu Kart , Gök gürültülû
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Deneyimlerinden üç beş yıl daha yararlanmak!
Demirel'den yararianmayı salık veren Ecevit ise si-
yasette bir o kadar eski. 1950'lerden beri politika ya-
p/yor. Türkiye'nin iki büyük partisinde genel başkan-
lık. Birkaç kez başbakan.
Üstelik devlet yaratan ve siyaset kurdu Ismet Pa-
şa'nın dizleri dibinde uzun yıllar politika yapan bir in-
san.
Kısacası 50 yıla yakın süredir hem siyasette hem
de devlette engin deneyime sahip bir kimlik, bir kişi-
lik...
Yanılmışız. Ecevit, devlet ve politika yaşamında
deneyim sahibi değil.
Kendi deneyimlerine güveni olsa; görev süresini
uzatmak için Demirel'in deneyimlerinden yararlan-
mak gereğini, hatta zorunluluğunu bir gerekçe ola-
rak sürekli niçin öne sürsün?
Oysa, devlet yönetiminde gereksinilen politik oyun-
lara pek yatkın olduğunu, deneyimsiz Bahçeli'yi
Öcalan dosyasında istediği kıvama getirerek pekâ-
lâ kanıtladı.
Biryığın dosyayla Devlet Bahçeli'nin beynini yıka-
dı. Uzun konuşmalara ara verdi. Ecevit, yedek parti-
si ANAP'ın lideri Yılmaz'ı bir başka odada Bahçeli'yi
değişik söylemlerle ikna etmekle görevlendirdi.
Sonuçta Başbakan:
Günlerdir MHP'ye kamuoyunun, parti tabanının,
şehit ailelerinin gönlünü, fikrini, zikrini kazandıran
"DosyaMeclis'e-öcalanidam" sloganından Devlet
Bahçeli'yi "vatana hayırlı olsun" dualanylatornistan
ettiriverdi.
Bahçeli'yi mutluluklara garkeyleyen 3. paragrafa
"terör örgütü ve yandaşı çevrelerin Türkiye aleyhine
hareketleri" gözlenirse.. infaz sürecine geçileceğini
yazıverdi.
Sözü edilen "Türkiye aleyhine hareketler" nedir?
Meçhul!
örneğin aleyhteki hareketlerden murat; PKK örgü-
tünün silahlı mücadeleye devam etmeye kararlı olan
kesiminin güvenlik güçlerını öldürmeyi sürdürmeleri
mi?
Ya da Batı ülkelerinde etkin biçimde Türkiye aley-
hine, Kürt devleti çerçevesinde siyasal propaganda-
yıyürütmelerimi?..
Bu ve buna benzer gerekçeler mi öcalan'ın infaz
dosyasını TBMM'ye göndeımeye yeterli olacak?
MHP'nin ağzına çalınan bir parmak balın içeriğini
Ecevit'ten başka bilen varsa lütfen parmağını kaldır-
sın!
Bu gidişle
MHP sözcüsü Şevket Bülent Yahnici; liderini din-
ledikten sonra zirveden çıkan karan 4 maddede öv-
güye layık buldu.
Ûlkede istikrann sürmesi - bağımsız yangrya saygı
ve Türk yargısının karannı hiçbir mercinin değiştire-
meyeceğinin ortaya çıkması - uluslararası yükümlü-
lüklere karşı duyarfılığımızın sergilenmesi.
Yahnici 5. maddeyi unutuyor. MHP'nin 12 aydır
ant içerek millete verdiği sözden toplam 7.5 saatlik
bir toplantıda vazgeçerek yeni bir rekora imza attığı-
nı nedense söylemiyor ya da söyleyemiyor.
Ne ki; zirve sürerken TV'ler, Dönem Başkanı Por-
tekizli Fransisco de Costa'nın "AB'ye adaylığının i-
lan edileceğigünlerde Türkiye sözlü olarak Öcalan'ın
asılmayacağı güvencesini verdi" dediğini duyurdu-
lar.
Türkiye en azından AB'ye idam cezasını kaldıra-
cağı sözünü verdi:
(dam kalktı, yaşasın öcalan!
Batılılaşma sürecinde üstün çabalanyla "En büyük
Avnıpalı-Başka büyük yok" yakıştırmasını hak eden
Cumhurbaşkanı Demirel de, "Avrupalı olmak istiyor-
sak AB'nin kurallanna uymak zorundayız" diyerek
öcalan'a urgansız yolu göstermiyor mu?
Ne çare; Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı Kocate-
pe Camisi'ndeki son törende "devlet" ikinci kez yu-
halandı..
llkinde Kışlalı'yı teröre kurban vermiştik. Ikincisi,
PKK terörünün şehit ettiği Binbaşı Bülent Yavuz mu-
salla taşında yatarken...
Şarkıdaki gibi "kuş sesleri" değil, cami avlulann-
dan "ovalara yayılan"...
Yuh sesleri!
Ecevit: Gerçekçi karar
• Baştarafı 1. Sayfada
- Buna ikna edip etme-
me diye bakmamak ge-
rekiyor. Türkiye'de uz-
laşma kültürü yerleşme-
ye başladı. Elde edilebi-
lecek en iyi sonucu aldık.
Uluslararası yükümlü-
lûklerimizi yerine getiri-
yoruz ve teslim olmuyo-
ruz. Ulusal çıkarlanmıza
zarar verecek bir durum
doğduğunda yeniden de-
ğerlendirme kapısını
açık tutuyoruz.
-MHP'nin içi birazha-
reketlL Gelişmeler bu
paıünin içini etkilerse na-
sl bir yakıngeleceköngö-
rûyorsunuz?
- MHP baskı altında.
Sadece partinin içinden
gelenbaskı değil bu. Par-
lamentodan baskı var,
muhalefet partileri baskı
yapıyor. Ancak biz uy-
garca tartıştık ve bu so-
nucu aldık.
- Zirve sonrası açıkla-
mayaparken konmıı bii-
tûn yönJeriyle ele aldık
dediniz. Bütûn yönler ne-
lerdir,biraz açar mıanız?
- Yeni bir döneme gir-
dik. Stratejik yönden
önemli bir süreç... Alın-
ması gereken başka ön-
lemler var. Bunlar için
ayn bir çalışma yapaca-
gız-
- Bu da bir zirve biçi-
minde mi olacak?
- Hayır. Bir çalışma
grubu oluşturulacak.
Başbakan Ecevit dûn
akşam TRT'de yaptığı
açıklamada, AİHM'nin
erteleme istemini koşul-
lu olarak kabul ettikleri-
ni belirterek şunlan söy-
ledı: "Eğer ne kadar za-
man alacağı befli olma-
yan bu erteleme süreci.
bazı iç vej'a dış çevreler
taranndan Tüıidye aley-
hine istismar edilecek
olursa, örneğin Türtd-
ye'de yeniden bölücü te-
rörü canlandırma yoion-
da kışkırtnıalar için vesi-
le olarak değerlendirinr-
se veya Türİdye'de bölü-
cü akımı styasallaştırma
yoluyla karanhk amaçla-
nna doğru ileriemek iste-
yenlerin kullandıklan bir
yol naline getirilmek iste-
necek olursa o zaman biz
bu ertelemeyi kesme ka-
ran alınz. Yahut da
AİHM'nin beMrttiği süre
sona ermenuş olsa büe,
eğer bu süreç Türkiye
aleybineistismaredilecek
olursa yine üç genel baş-
kanbir araya geieceğizve
bu süreyi sona erdirece-
ğjz."
Ecevit, Öcalan hakkın-
daki nıhaı karann değiş-
meyeceğini, dosyanın
mutlaka TBMM'ye gön-
derileceğini söyledi.
Çankaya kıılisleri lıız kazandı
B Baştarafı 1. Sayfada
nız da parti aleyhine çalışıriar" karşılıgını ver-
di. Çiller, bu önenlenne tüm lıderlerden destek
aldıklarmı söyledi.
Ecevit, 35 dakika süren görüşmeden sonra yap-
üğı açıklamada, yapıcı önerilerin aynntılannı gö-
rüşmeye hazır olduklannı bildirdi. Ecevit, cum-
hurbaşkanlıgı seçimi konusundaki sorulara,
"DYP, 5+5 olarak bir cumhurbaşkanmın fld kez
seçilebümesini uygun buluyordu. Daha doğnısu,
OYP'nin asıl düşüncesi. cumhurbaşkamnın halk
taranndan seçflmesrydL Fakat bunun için yeterli
desteğin buhuunadığını kendileri de görüyorlar.
Onun için, var olan sistem içinde bir 7 yühk dö-
nem yerine, 5+5,flddönemle Ugfli hazırhklan var.
Bu, bizhn için de uygundur. Kendileri Sayın De-
mirel'in bir dönem daha cunıhurbaşkanhğmda
kahnasmı uygun görüyorlar" yanıünı verdi.
Ecevit, cumhurbaşkanlığı konusunda kendisi-
nin de bir nabız yoklaması yapacağını, ancak
progranunm henüz belli olmadığını bildirdi.
MHP, Demirel'e soğuk
Çiller'in Bahçeli ile görüşmesi 50 dakika sür-
dü. Bahçeli, diğer liderlerin aksine, görüşmeden
sonra açıklama yapmamayı yeğledi. Görüşme-
de, 7 ydlık süreyi kendilerinin de uzun bulduğu-
nu belirtirken. "Acaba, cumhurbaşkanlığı seçim-
leri, genel seçimlerin periyoduna çeküebihr mi?
Bunlan parti içinde müzakere edeceğiz" dedi.
Bahçeli, cumhurbaşkanlığı seçımının "kişiseues-
tirflmemesi" gerektiğıni de vurgulayarak, "Şah-
sa özel anayasa değişikuği yapıhnamah. Kaldı ki
ben bu paıiamentoda, cumhurbaşkanlığı seçimi
konusunda anayasa değişikuği yapabilecekbir ço-
ğuniuk göremiyorum" dedı.
Yılmaz'dan 'koşuflu' destek
Bütçe görüşmelerinde "aûştiğı'' Çiller'i, "a-
cak" bir ifadeyle karşılayan ve "geçmiş bayramı-
m" da kutlayan Yıhnaz, cumhurbaşkanının 7 yıl-
lık görev süresinin uzun olduğunu baştan beri
söylediklerini ifade etti. Son derece ılunlı geçen
görüşmede Yıhnaz, "Herhakle en ohımlu geçen
görüşme bu oklu" diye espri yaptı. Yıhnaz, gö-
rüşmede cumhurbaşkanının 7+3 formülüne kar-
şı çıktığına dikkat çekerek, 5+5 formülünü ken-
dilerinin de desteklediğini vurguladı. Yılmaz,
"Biz parti olarak desteknyoruz ama anayasa de-
ğişiktiğikonusunda karan nüDetvekilleriverecek"
görüşünü dıle geürdi. Yıhnaz, görüşme sonrası
yaptığı açıklamada da "Biz de 5 yıl olarak düşü-
Araştırma görevlisi azabyor
• Baştarafı 1. Sayfada
kaçışma neden oluyor. Beyin göçünden endişelenen
uzmanlar konuyu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kunı-
lu'na taşıdı. Kurulda, YÖK'ün eşgüdümünde Çalışma
Grubu oJuşturuhnasma karar verildi. Grup, 6 ay için-
de hazırlayacağı raporu, Başbakanlıga sunacak. Gru-
bun çalışmalarmı koordine edecek YOK Başkanı Prof.
Dr. Gürüz, "Türkiye'deki öğretim üyesi maaşfauı yük-
sehHmedikçe, beyin göçü sürecektir'* dedi. 2005 yılın-
da 28 bin öğretim üyesıne gereksınım olacağma dik-
kat çeken Gürüz, şu anda 7 bin 714 profesör, 4 bin 330
doçent, 8 bin 102 yardımcı doçent, 23 bin 765 araştır-
ma görevlisi, 15 bin 259 öğretim elemanı olmak üze-
re toplam 59 bin 170 akademisyen olduğunu belirtti.
Gürüz, yeni öğretim üyelerinin "öğretmen yetiştirme,
bügisavar, işletme, iktisat, hukuk, ekktrik niühendisE-
ği, inşaat muhendisUği ve maldne mühendisöği'* alan-
lanna kaydınlması gerektiğmi savundu.
'Yurtdıpna giden döamüyor'
GOrüz, yurtdışına gönderilen her 2 araştırma görev-
lisinden l'inin doktora derecesini aldıktan sonra Tür-
kiye'ye geri dönmediğini kaydetti. Bugüne kadar yurt-
dışma gönderilen 3 bin 366 araştoma görevlisinden
yüzde 39'unun eğitımine devam ettiğini kaydeden Gü-
rüz, 256 araşttrma görcvhsinin Türkiye'ye geri dönme-
diğini bildirdi. Gürüz, bu durumu engellemek için
"Yurtiçmde Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi
n
ni yaşa-
ma geçirdiklerini ve gelişmiş üniversitelerde master-
doktora programı başlattıİdaruu anımsattı.
YüksekögVenimdeki en büyük darboğazın öğretim
elemanı açığı olduğuna dikkat çeken Gürüz, profesör
maaştmn 2 bin dolar, doçent maaşının 1800 dolar, yar-
dımcı doçent maaşuun 1500 dolar, öğretim görevlisi-
nin 1100 dolar, araştırma görevhsinmkinin ise 700 do-
lar düzeyine getirilmesini istedi.
Öğretim elemanı maaşlan
Türkiye'de net maaşlar; 1. derece 4 yıllık profesör
için 521 mUyon 609 bin, 3 yülık profesör için 519 mil-
yon 440 bin, 1/1 derecedeki profesör için 459 milyon
210bin, 1/4 derecedeki doçentiçin 371 milyon 420 bin,
1/4 derecedeki öğretim görevlisi için 271 milyon 810
bin, 1H derecedeki araştırma görevlisi için 218 milyon
518 bin lira. Hoca Ahmet Yesevi Oniversitesi akade-
mik danışmanı üyesi ve eski YÖK üyesi, Prof. Dr. Mü-
min Köksoy, akademik hareketlıligin 21. yüzyüda da-
ha da artacağuıa dikkat çekerken gelışmekte olan ül-
kelerden gelişmiş ülkelere bilim adamı akışunn devam
edeceğini kaydetti. Yoksul ülkelerin büyük masraflar-
la gelişariş ülkelere gönderdiği gençlerin daha sonra
kendi ülkelerine dönmediğine dikkat çeken Köksoy,
1961-1983 yılmda dünyadakı beyin göçünün 1 milyon
kişiden fazla olduğunu vurguladı. Köksoy, beyin gö-
çünün Rusya ve Afnka ülkelerinden Baü ülkelerine
doğru gerçekleştiğine işaret etti. Köksoy, beyin göçün-
de sömürücü ülkelerin "ABD, Fransa, Ahnanya ve tn-
gütere" olduğunu belirtti. Batılı ülkelerdekı öğretim
üyelerine Türkiye'dekinin 10 katı maaş ödendiğine işa-
ret eden Köksoy, Araştırma Geliştirme (AR-GE) mer-
kezlerinin kurulmasını, üniversitelerin araştırmalara
ağırlık vermesini istedi.
nülmesini doğru buhıyoruz. Anayasa değişikliği
yapıunah ancak sadece seçim boyutuyla değil,
cumhurbaşkanımn görev ve sorumluluklannın
tek tek değerlendirUmesi önemiJdir" dedi.
Çiller son görüşmeyi FP Genel Başkanı Recai
Kutan'la yapü. Görüşme sonrasında bir açıklama
yapan Kutan, Çiller'in cumhurbaşkanhğı seçi-
miyle ilgili olarak iki ayn anayasa değişikliği
önerisinde bulunduğunu belirterek, "Birinciöne-
risi cumhurbaşkanuun halk taranndan 5+5 for-
mülüne göre seçflmesi, ikinci önerisi de seçimin
TBMM taranndan yapuması ve sürenin yine 5+5
ohnasj doğrultusundaydı. Bizönceliklebirincitek-
üfınMeclistedenenmesindenyanayız" dedi. Ku-
tan, süre konusurlda partısının 4+4 formülünden
yana olduğunu vurgularken, sorularüzerine "An-
cak 5+5'i de müzakere edebiHriz. Şimdiden ol-
maz demiyoruz" dedi. Kutan bir başka soruya
yanıt verirken, görüşmede isim konuşulmadığı-
nı vurgulayarak." Yapılacak anayasa degişikliğin-
de Sayın Demirel'uı bir kere daha seçihnesi diye
bir şeysözkonusu olamaz. Seçimihalkya da Mec-
os, hangisi yaparsa yapsm illa da Sayın Demirel'i
seçecek diye bir şey söz konusu değiL Biz cumhur-
başkanlığı seçmnmin şahıs bazuıda değil ilkeler
bazuıda ele ahnması gerektiğini savnnuyoruz" de-
di. Çiller, cumhurbaşkanı se-
çimi konusundaki önerileri-
ne Ecevit'in ve Yılmaz'ın sı-
cak baktığuu, Bahçeli'nin de
"Daha henüz partide bu ko-
nuda yeni bir noktaya geldik,
bunu düşünebUiriz. taruşabi-
Kriz" dediğini aktardı. Yıl-
maz ile görüşmelerinde, bir
komisyon kurularak cumhur-
başkanmm yetkilerinin yeni-
den düzenlenmesı konusun-
da da mutabıkkahndığmı bil-
diren Çiller, "Yılmaz'h gö-
nışmeniz sıcak geçrl Cum-
hurbaşkanhğı adayhğına ne
djyorsunuz" sorusuna, "Bun-
lann muhatabı ben değihm"
yamtını verdi. Çiller, "De-
mokratikleşmeden söz edi-
yorsunuz, Saynı Demirel de-
mokratikleşmenin önnnü
açacak kişi midir?" sorusu
üzenne ise. "Kimse>
ı
e özel uy-
gulama yapmıyoruz. Biz mfl-
letin karar vcrmesini istiyo-
ruz. Cumhurbaşkamnı miİle-
tin seçmesini istiyoruz. Kişiye
özel uzatma tercihuniz degfl-
dir, şık değildir. Ancak bugün
milletin secmesine partiler sı-
cak bakmıyor. Bunu millete
şikâyet ederiz. Biz sistem üze-
rinde konuşuyoruz. Savın
Cumhurbaşkanı'nı da bu sis-
temle getirflecekdeğişiknkten
mahnun bırakmayı doğru
buhnuyoruz" diye konuştu.
DÎSKHen kıdem tazminab tepldsi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tş güvencesi
niteliğinde olan "kıdem tazminati"Qin fona
dönüştürülerek ürpanlanmasunn hükümet
programında yer ahnası, çahşan kesimlerin
tepkisine yol açtı. Işçi konfederasyonlan kıdem
tazminatından ödün verilemeyeceğini
vurgulayarak böyle bir saldırının
"püskürtüleceğmi" söylediler. Yetküiler, kıdem
tazminatının işlevsizleştirihnesinin, çahşanlann
iş güvencesinden yoksun bırakılması ve 60 yaşa
çıkanlan emeklılık koşulunun hiçbir zaman
doldurulamaması anlannna geleceğini
vurguladılar.
DtSK Yönetım Kurulu üyesi Huhısi Karh,
Çalışma ve Sosyal Güvenük Bakanı Yaşar
Oknyan'ın bir televizyonda yaptığı açıklamada
"Kıdem tazminau kesinnkle kaldmimayacak"
dediğini, ancak hükümetın 2000 yıh
programında sağlık hizmetlerinin satn
alınmasından kıdem tazmınatına fon
oluşturulmasına kadar uzanan planlann yazılı
olduğunu söyledi. "Amaç; sosyal güvennği,
kıdem tazminatnu ortadan kaİdırmak, esnek
çahşmavı getirmek" dıyen Karlı. Kamu-lş'e
sunulan raporda yeni yüzyılda, yeni binyılda
sendikasız endüstriyel ilişkilerin ele ahndığma
dikkat çekti. İki aşamah bir çalışma programı
oluşturduklanm kaydeden Karh, bu programda
kazannmış haklardan ödün venlmemesının
amaçlandığını bildirdi.
Karh, kıdem tazminatının, ışsizliğin bu kadar
boyutlu olduğu bir ortamda yok edihnesinin
çahşanlann iş güvencesinin ortadan kaldırüması
anlamına geldığıru vurguladı.
Uluslararası Çahşma Örgütü'nün (ILO),
Türkiye'nin de onayladığı 158 sayıh sözleşmesi
uyannca, çahşanlann kazanılmış haklanndan
vazgeçmeyeceklerinin öngörüldüğünü kaydeden
Karh, bu çerçevede iş güvencesi getirilse bile
kıdem tazminatının kazanılmış hak olarak
mevcut durumunun değiştirilemeyeceğini
söyledi. "Kıdem tazminanna dokunuhnası
müthiş yaygara kopanr. Asla taviz vermeyecegiz''
diyen Karh, Emek Platformu'na da konuyu
götürdüklerini, kitlesel basın açıklamalannın 19
Ocak'ta başlayacağını bildirdi.
Hulusi Karh, sendikacılan ve çalışanlan "böyle
bir dönemde uyanık ohnalan" konusunda
uyanrken, emeklilik yaşının 60'a çıktıği
ortamda kıdem tazminatının kaldınlmasının
işten atılmalan gündeme getireceğini, işsizlik
sigortasıyla insanlann yaşamlannı ikame
etmelerinin olanaksız olduğunu vurguladı.
işsizlik sigortasının ancak kıdem tazminatının
yanında ek bir işlev görebileceğini kaydeden
Karlı, "Başka türhl insanlar nasıl 60 yaşnu
dolduracaldar" dedi.
HizbuUahçıların 4 binisilahlıB Baştarafı 1. Sayfada
rulan "HizbuUah Koordinasyon
Merkezi''nde uzman ekipler çahş-
malanna başladı.
Ekipler, örgütün faahyetlerini yo-
ğun olarak sürdürdüğü yerleşim bi-
rimlerinin aynntılandınldıgı "Hiz-
bullah haritası" hazırladı Merkez
bünyesinde "HizbuUah BUgi Banka-
a" da oluşturuldu. Diyarbakır'daki
"Hizbuflah zirvesi''nin sonuçlanmn
değerlendirildiği kapsamh bir rapor
da BUgi Bankası verileriy-
le güçlendirilerek Içişleri
Bakanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğüve Milli Güven-
lik Kurulu Genel Sekreter-
hği'ne gönderildi. Raporda,
şeriatçı terör örgütüne Iran
desteğinin halen sürdüğü
vurgulandı. Raporda, ope-
rasyonlarda ele geçirilen
belgelerin ardından deşifre
olan çok sayıda örgüt mili-
tanı ve sempatizanı ile des-
tekçisinin bölge dışındaki
illere göç ettiği belirtildi. 4
bini silahlı milıtan ve tetik-
çi olmak üzere yaklaşık 20
bin Hızbullahçmın ülke ge-
neline yayıldığına dikkat
çekilen raporda, "BBzbul-
bh'm, halkın dini duygıüannı istis-
marederekçok kolaA sempatizanka-
zamnğr vurgulandı. Raporda, bu is-
rismann önlenmesi için halkın terör
örgütü hakkında aydınlatüması ama-
cryla düzenli olarak seminerler ve te-
levizyon programlan yapıhnası ge-
rektiği, bu yönde çauşmalann başla-
tıldığı ifade edildi. Diyarbakır Vali-
si Cemil Serhadlı, bir süre önce ka-
çınldıklan öne sürülen, aralannda
Zehra Eğitün-Bihm ve Kültür Vakfı
Genel Başkanı tzzettin Yıldırun'ın
da yer aldığı 11 kışının bulunmasına
yönelik operasyonlar için Hizbullah
konusunda uzman bir ekibin Istan-
bul'a gönderildiğini açıkladı.
Uzman ekibin. Güneydoğu'da, ge-
çen dönemlerde benzeri kaçırma
olaylanndan elde edilen bilgi ve yön-
temlerden yola çıkarak kaçınlan şa-
hıslann bulunmasına yönehk olarak
araşurmalan derinleştireceği bildi-
rildi.
Teröristin pişmanhk mektubu
Diyarbafar E Tipi Cezaevi'nde, 24 Ka-
sım 1999'da, buhmduğu hücrede kendini
asarak intihar eden, örgütün Diyarba-
kır'daki üst düzey sorumlulanndan Cemal
Uçar, eşine yazdığı mektupta, kendisi yü-
zünden ailesinin zor durumda kaldığını
itiraf etti. Uçar intihar ettiği gün yazdığı
mektubunda kendisini eleştirerek şunlan
anlattı:
"Büivonui],benden böylebir şey bekle-
mezdin. Krt akhmla iyi yapöğımı düşün-
düm. Ama sonradan düşününce ne kadar
körö biri oiduğumu anladım. Buduruma
dü^rerekmaddivemanevidunımunuzu
kötüye soktuğumu büryorum. Ancak ne
yazık ki olmuşla öfanüşe çare yok. Bunnn
farkmda olduğum için stkıhyor, zor daya-
nıyoram.
Benim yüzümden senin gibi bir insanm
rezil duruma düşmesini, arkadaşlarm,
dosflann arasrada başı eğik duruma gel-
mesini asla ve asla istemezdim. AOah beni
affetsin, herhalde çok günahkâr biriyim.
Ben bu dünya imtihanlannda hep başan-
SEkalryorum,çünkü ancak buna lajTğun.'"
Uçar hakkında "Anayasal düzeni boz-
mak" iddiasıyla Diyarbakır DGM'de açı-
lan dava da düştü.
Güneydoğu'da Hizbullah tarafin-
dan işlenen çok sayıda faili meçhul
cinayetin aydınlatıldığını belirten
Vah' Cemil Serhadlı, faili meçhul ci-
nayetlerin Hizbullah taranndan iş-
lendiğinin kesinleştigini vurgulaya-
rak şöyle dedi:
"Cina>etierle ilgili olarak belki tek
bir şahıs tespit edilemezse de bunu üç
veya dört kişüik bir grup içinden bi-
rinin >
ı
apoğı tespit edfldL Yani 'faili
meçhulden faili belli'ye ve 'faih' fi-
rar' aşamasına gelindi.
Bunlardan birçoğu henüz
elde değil ve cinayetkrde
kuDanılan suç aleüeriilesi-
lahlann birçoğu da elde
yok. Bizim yoğunlaşttğumz
olaylar da bunlar." Uzun
süredir yürütülen Hizbul-
lah operasyonlan hakkın-
da kesin rakam vermenin
doğru olmayacağını behr-
ten Serhadh, örgüt bağlan-
tılı gözaltılarla ilgili sayı-
nın her gün değiştiğini
söyledi. Hizbullah operas-
yonlanndan net sonuç al-
mak için geçmişte açılan
örgüt bağlantdı 1100 ka-
dar dosyanın yeniden ele
alınacağını söyledi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
~M Baştarafı 1. Sayfada .
babalannı!
Türkiye, çok zor bir virajı savrulmadan almaya ça-
lışryor.
Hükümet ortaklan önceki gün 7 saat 10 dakika ak-
lın yolunu aradılar. Öcalan'ın bir an önce asılmasını,
böytece herkesin rahatlamasını isteyenler bu kadar
uzun süren zirve için şu yorumu yapabilirler.
"10 dakikayı anladık da, 7 saat ne oluyor!" •• "• ' •
Ancak yönü uygarlığa dönük bir Türkiye'nin rota-
sından sapmamasını isteyenler, zirve bir 7 saat daha
sürse bile aklın öne çıkmasından yanaydılar.
Akıl kazandı, her şey çözüldü mü? Hayır. Yeni baş-
lıyor. Türkiye, zaman zaman sinirierinin gerileceği ye-
ni bir sürece girdi. Çünkü banşı kurmak, yazının ba-
şında vurguladığım gibi akıl isteyen zor bir iş.
Olayın birkaç penceresi var. MHP'den başlaya-
lım... Seçim alanlanndaki söylemlerinin ana unsurla-
nndan birisi Apo'nun asılmasıydı. Aslında 1970'li yıl-
lardaki MHP'nin varoluş nedenleri bugün yok. "Ko-
münizm tehlikesi" ortadan kalktı. Turan ülküsünün
coğrafyasındaki ülkelerin her biri bağımsız, kendi ge-
leceğini kurmaktan yana... MHP'liter dahil herkes ka-
bul ediyor ki 18 Nisan'da MHP'yi yüzde 18'lere tır-
mandıran unsurlann başında PKK terörü ve Apo'nun
yargılanma süreci geliyordu.
Aynı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün
zirvenin altıncı saatinde, "Tamam" dedi, "biriikte ha-
reketediyonız". Bize göre Bahçeli, 6 saati gerektire-
cek zorunlulukta değildi. Belki de tabanına "Uzun
müzakerelerden sonra bu noktaya geldik, hatta son
paragraffa ödün de aldık" demek istedi. Bu ayn bir
konu...
Dün MHP'nin içi oldukça hareketliydi. Bazı millet-
vekillerinin Tuğrul Türkeş'in Aydınlık Türkiye Parti-
si'ne geçebileceği söylentileri yayıldı. Ancak, iktidar
tutkalının MHP'den kopmalara pek izin vereceğini
sanmryoruz.
Sonuç olarak MHP seçimde Apo'nun ipine tutu-
nup iktidara yükseldi, sonra da ipi alıp rafa koydu.
MHP kadrolan Türkiye'nin istikrannı da düşünerek bu
karan atdıklannı vurguluyorlar. Bu düşüncelerinde el-
bette samimiyet payı vardır. Aynı düşünceyi yakın
gelecekte de taşımalannı, muhalefet partileri kendi-
lerine farklı yönlerden yüklenince "Eyvah oy kaybe-
diyonız, bir şeyler yapmalı" çıkarcılığına girmemele-
rini diliyoruz.
Bundan böyle ulusal sorunlara ve ulusal degerie-
re, seçim sandığının 0 küçük deliğinden değil de,
Türkiye penceresinden bakılmasını da dileyelim.
Kopenhag... Kopan hakl
Terör örgütü ve bu örgüte sempati duyanlann pen-
ceresine gelince... llk gün yaptıklan açıklamalarda
memnuniyetlerini dile getirirken koşuldan duydukla-
n rahatsızlıklan da vurguladriar. Yine yazının baştığı-
na göndeıme yapmak gerekirse Türkiye, yönünü ta-
yin ederken pusulasını bu kesimlere göre ayartama-
malı.
Silahlı adamlarını komşu bir ülkedeki kamplara
gönderen bir terör örgütünün samimi olduğu söyle-
nebilir mi? Hayır.
Düne kadar Türkiye'nin, AB'nin bütün kurumlann-
dan dışlanmasını isteyenler AB'ye adaylığımız için
gösteri yaparsa, bunun anlamı nedir? Şudun
Biz Türkiye'yi dışlatarak bir yerlere varmaya çalış-
tık, olmadı. Bari AB kurumlanna çekerek orada çö-
züm arayalım!
Peki onlann bu amacı var diye, biz yönümüzü uy-
garlığa çevirmekten vaz mı geçeceğiz? Elbette ha-
yır, bu ahmaklık olur.
Avrupa penceresinden bakarsak... Fransa'dan Kal-
ya'ya, Almanya'dan Ingiltere'ye dünkü gazetelerin
tümü, hükümetin aldığı karan olumlu bulduklannı
açıkladılar. Bununla yetinecekJer mi? Hayır.
Yann şunu söyleyecekler:
- Arkadaş bu karan aldın güzeeel, şimdi şu Kopen-
hag kriterierine bir bakalım. Onun gereklerini de ye-
rine getir.
Biz hemen tepki gösterir, Kopenhag kriterierine
"kopan hak" kriterleri diye bakarsak, 0 zaman da bir
yere varamayız. Bu kriterleri ulusal bütünlüğümuz ve
geleceğimiz süzgecine koyar, değerlendirir, yerimizi
saptanz.
Türkiye bunlan aşar. Bütün sorun, olaylann üzeri-
ne salt oy kaygısıyla gitmemek. Öyle gidilirse? Tür-
kiye'nin attını oy babam oy...
Öcalan dosyası
însan hakları örgütleri
karardan memnun
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümetın,
AbduDah Öcalan hakkın-
da AİHM'nin aldığı geçi-
ci önlem karanna uyma
karan, insan haklan ör-
gütleri ile ÖDP ve HA-
DEP taranndan olumlu
karşılandı.
Türkiye İnsan Haklan
Kurumu (TtHAK) Başka-
m Nevzat HeK-acı, ölüm
cezasının yaşama hakkına
yönehk resmi bir cinayet
olduğunu belirterek, "Ki-
şilere bağunh ohnaksızuL,
hükümlüsü ldm olursa ol-
suntüm ölüm cezalan kal-
dırümahdır. Erteleme ka-
ran olumludur ancak bu
bir çözüm değflmr. Öhım
cezası derhal yasalanmız-
dan çıkardmahdır. Zaten
Avrupa'da bizden başka
bunu uygulayun ülke kal-
madı" diye konuştu. Hel-
vacı, erteleme karanna
konulan koşulun MHP'yi
rahatlatma amacı taşıdığı-
m belirterek, "Bunun m-
fazın ertelenmesini tehdit
ettiğini düşünmüyorum"
dedi.
însan Haklan Derneği
Genel Başkanı Hüsnü
Öndül, karan değerlendi-
nrken. "Ölüm cezasunn
infazı sorunu en g-rmttan
Ud yıl gündem dışma aül-
makta, insan haklan ve
özgürlükleri konusunda
Türkiye'nin önü açılmak-
tadır. Şimdi Türkiye'de
şiddet ortammın ortadan
kakhrumasL,politikamaç-
lariçin silahın araç ohnak-
tan çıkanhnası ve bunun
yaşama geçirümesi zama-
mdn-" diye konuştu.
ÖDP Genel Başkanı U-
fuk Uras, hükümetin
olumlu bir adım attığmı
belirtirken, "Bu adunın
devamı gehnefidir. Hükü-
met, AİHM'nin Ek6 no'hı
protokolünü imzalayarak,
idam cezalannm uygulan-
mayacağuubeürtmeBdir."
dedi.
HADEP Genel Başkanı
Ahmet Turan Demir. "Bu
karar uhıslar üstü hukuk
normlannın bağbyıcıhği-
mn tarrjşümazhği açKm-
dan doğal ve zorunhı so-
nuçtur. Koansyon partile-
rinin saym genelbaşkanb-
nnın teyit ettilderi eğflim,
asıl olarak hukukun gere-
ğini yerine getinne anlamı
taşımaktadır" diye ko-
nuştu.