Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 EYLUL 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
tzmit Körferi, ağır sanayiyükünün yanı sıra şimdi de zehirti atüdaria, enkazla dolmamn sonuçlanna kaûanacak
• Sapasağlam binalar arasında yerle
bir olmuş bir yapı. Marmara
depreminin herkesçe gözlemlenen en
ilginç görüntüsü sanıyorum ki bu. Bazı
yapılar hiç değilse görünüşte
sapasağlamken, hemen yanı
başlanndaki bazı başka yapılar unufak
olmuş... Bu, herhalde depremin
adaletsizliği olamaz...
• Depremin eşit vurmayışımn yanı
sıra başkaca ilk izlenimler: Özellikle
bu bölgede bir başıboşluk, düzensizlik,
belirsizlik ve yer yer neredeyse bir
piknik havası... Kim gerçekten
D
muhtaç? Hangi
konutlara gerçekten
girilemez?
eprem neden eşil \11m1acl1?
ATAOL BEHRAMOĞLL
tnsan yurdunun acılanna kayıtsız ka-
labilir mi? Deprem gecesini Büyüka-
da'da yaşamış, iki gün sonra ilk gözlem-
ler için Avcılar'a gitmiştim. 9 Eylül
Perşembe sabahı gazetenin verdığı gö-
revle foto muhabirimiz Kaan Sağanak
ve sürücü arkadaşımız Kemal Mert'le
Izmit'e hareket ettiğımızde zihnimde bu
soru ve yanıtı var: Hiç değilse, hiçbir
şey yapamıyor bile olsak, acılara yerin-
de tanık oimak. Ve yine zihnimde bir
TV görüntüsü: Depremin hemen erte-
sinde Ege sahıllerinde eğlenmekte olan-
larla yapılan röportajda, yüzü güneşten
ve mutluluktan kıpkırmızı genç bir
adam, yatının güvertesinde TV muha-
birine şöyle demekteydi: "Döndûğü-
müzde elbette biz de bir şeyler yapaca-
ğız~" Bırkaç gün önce Ege'nin güney
kıyılan sallandığında bu genç zengin
hâlâ oralarda mıydı, oralardaysa neler
hıssetti, bilemem...
TEM yolundan, bir başka depremde
yerle bir olmaya hazır yerleşim birim-
leri arasından geçerek lzmıt'e doğru
ilerlıyoruz. Sefertası gibı üst üste ça-
nlmış, görüntüleri bile güven vermeyen
yapılar. Dağınık, kişiliksiz yerleşim bi-
rimleri. "Bunlarabir şey otmamış" de-
diğimde, depremin hemen ertesinde
gittiği Gölcük çevresinde günlerce ka-
lan Kaan'ın yanıtı şöyle: "Mûteahhi-
di birazcık hırsızhk yapmayanın bile
evi yriutmadL" Avcılar'da tanık oldu-
ğum bu gerçegı. Izmit, Gölcük ve De-
ğirmendere'de çok geçmedenben de gö-
receğim...
"DikenUdere VıyadüğiTnü geçtiği-
mizde sağımızda lzmıt Körfezi sabah
güneşı altında ışıldıyor. Karşı kıyılar sa-
bah sisiyle örtülü. Kırmızı boyalı bir yük
mavnası kıyının yakınlannda demirle-
miş, hareketsiz duruyor. Çok yıllar ön-
216 kıtalık destan
Afetzedeiere yardım için geien ABD askerteri (üstte). Çadırkenderde hâlâ deprem sövlentileri yurttaşlan huzursuz ediyor. (altta).
ce trenle Ankara'ya gıdış-gelişlenmde
ne çok kez gördüğüm bu körfez, taşı-
dığı ağır sanayi yükünün yanı sıra şim-
di de deprem sonrasının zehirli atıkla-
nyla, enkazla dolmamn sonuçlanna
katlanacak...
Deniz kıyısındalci yazlık siteler gö-
rünüşte sağlam. Hereke de öyle. ilk yı-
kıntılarla Körfez'de karşılaşıyoruz. Sa-
pasağlam binalar arasında yerle bir ol-
muş bir yapı. Marmaradepreminin her-
kesçe gözlemlenen en ilginç görüntü-
sü sanıyorum ki bu. Bazı yapılar (hiç
değilse görünüşte) sapasağlamken, he-
men yanı başlanndaki bazı başka ya-
pılar unufak olmuş... Bu, herhalde dep-
remin adaletsizliği olamaz...
Az sonra, üstü naylonla kaplanmış
derme çatma çadırlar, üstünkörü çatıl-
mış bannaklar ve tek bir kişinin bile ba-
caklannı uzatarak içinde uzanabilece-
ği görünrüsüne sahip olmayan Kızılay
çadırlan...
•Doğaçlama çadırkenüer
tzmıt'e gınyoruz. Soldaki binalar
görünüşte sağlam. Sağdakılerde yank-
lar, çatlaklar. Yine de bir tuhaflık, bir
çelişki var. Deprem eşit vurmamış. (Bu
gözlemim, hasann en ağır olduğu böl-
gelerdeki gözlemlenmle de pekişecek.)
Kocaeli (Izmit) Belediyesi'nin yapı-
mı birkaç yıl önce tamamlanan gör-
kemli binasının taşıyıcı sisteminde kı-
nlma ve çatlama yok. Buna karşın be-
lediyenin daireleri, belediye binasının
hemen karşısında oluşturulmuş bir ba-
rakada görev yapıyor. Daire görevlile-
ri» önlennde tabelalar, yan yana otur-
muşlar. Gözüme en çok nedense en or-
tadaki "Mezarhklar Müdürlüğü" ta-
belası çarpıp duruyor...
Beledıyenın karşısındaki park, birçok
yerde gordüğümüz gibi, pokerde "beş
benzemez" dedikleri türden. her biri
ayn telden çalan çadırlarla dolu... Bir
güneşliğin altında oturmuş gazete oku-
makta olan yaşlıca zatla tanışıyoruz.
Emekli eczacı kalfası Avni Uçak. He-
men yakındaki Karabaş Mahallesi'nde
oturuyor. Mahallede caminin minare-
si ve birkaç ev yıkılmış.
Öteki evlere ne zaman girilebilece-
ği belli değil. Avni Bey, 13-20 Eylül ara-
sı, ne olursa olsun sürekli burada kala-
cağını söylüyor.
Çünkü bu arada yine çok büyük bir
deprem olacagı sö> lentısı halk arasın-
da dolaşmaktaymış. Avni Bey'den mi,
bir başkasından mı duydum, şimdi
anımsamıyorum, yıkıntılar arasından
dokuz gün sonra çıkanlan küçük bir
çocuk güya şöyle demiş: "Beni bura-
dan ni>e çıkarduuz? Ayın 17'süıde hep
bir!iktenasüolsaöteeeğiz_."'Butürsöy-
lentileri kimlerin, hangi çevrelerin çı-
kardığını tahmin etmek çok güç de-
ğil... Birçok yerde olduğu gibi buralar-
da da bedava dağıtılan sağcı gazetele-
re göz atmak yeterli...
Bu ilk doğaçlama çadırkentte edin-
diğim başkaca bilgiler Belediye kali-
teli yemek veriyor... Insanlar tuvalet
gereksinimlerini hemen yanı başlann-
daki yenı Cuma Camisi'nin tuvaletin-
de karşılıyorlar...
Depremin eşit vurmayışımn (bir baş-
ka deyişle, yıkımda bina kalitesinin oy-
nadığı büyük rolün) yanı sıra başkaca
ilk izlenimler:
Özellikle bu bölgede bir başıboşluk,
düzensizlik, belirsizlik ve yer yer ne-
redeyse birpiknik havası... Kim gerçek-
ten muhtaç? Hangi konutlara gerçek-
ten girilemez? Gerçekten muhtaç olan-
lann yaklaşmakta olan kış koşullanna
uygun konut gereksinimleri ne zaman
karşılanacak? Bu ve benzer sorular dep-
rem bölgesinde yolculuğumuzun iler-
leyen saatlerinde daha da büyüyüp ço-
ğalacak...
Sürecek
Diyarbakırlı
ozaıı deprem
acısım yazdı
• Diyarbakırlı halk ozanlanndan Zülfi
Yoldaş, Marmara Bölgesi'nde yaşanan
depremle ilgili izlenimlerini 216 kıtaya
dökerek destan haline getirdi. Yoldaş,
gittiği yerlerde sazıyla 216 kıtayı okuyor.
DtYARBAKIR(Cum- kdiheryeredeprcmölü-
Uluslararası Büyük Barajlar Komitesi 67. Yıllık Icra Konseyi Antalya'da toplanıyor
Deprem barajları etküemedi
kuriyet Bürosu) - 53 ya-
şmdakiZüffl\«daş. Mar-
mara Bölgesi'nde yaşa-
nan yüzyılın felaketi için
rekor sayılabilecek bir sü-
reiçinde(5 günde)216kı-
ta ve binlerce satırdan
oluşan bir destan yazdı.
Sayfalan bırleştirildi-
ğinde uzunluğu 7 metre-
yi bulan destanda Ozan
Yoldaş' ın televizyonlar-
dan ve basından izlediği
deprem bölgesindeki ya-
şananlara ilişkm gözlem-
leri aktanlıyor. Yazdığı
216kıtayıüşenmedengit-
tiği her yerdeokuyan Yol-
daş, amacının insanlann
dikkatuıi yaşanan drama
yöneltmek olduğumı be-
lirtti. Ozanlann halk için-
den çıktığını, dolayısıyla
halkın acılanna seyirci
kalmasının oianaksız ol-
dugunu ifade eden Yol-
daş, "Bu deprem yalnız-
ca Marmara'yı vurma-
dLTümTürki>«'vieda-
lerigftti. Fetoket karşsm-
da ben de üzerime düşe-
ni vapmak istedim. Yaz-
dığun destanda bölgeye
yanbm götüren kuruluş-
lardan. kurtancı kişüer-
densözettim"dedi.
Yoldaş" ın destanının
bir bölümü şöyle: "Hat-
larkesikhabergelmiyor/
Aglar çocukiar el yetiş-
miyor/ Anasını arayarun
yüzü gülmüyor/ Deprem
nkxnkecaniara)dı_ Yar-
dım gönderdi bazı dev-
tetfer/Açgezçornkeba-
bayiğifler/Feryateder bir-
çok geünler/ Deprem ni-
cenJcecanlarakü~Alev-
leryüksekti kakhduman-
da/Sekizonyerbatuay-
nı anda/ Bö>iegazap gö-
rübnecfi cihaoda/Deprem
niceafcecanlarakk_ Içi-
mi parcalar çocuklann
sesi/ Yaşh dedekrin çık-
maz nefesi/ Dehşete dü-
şürdübakuıberkesi/Dep-
remniceııkecaBİarakb.''
• ICOLD Türkiye
Komitesi Başkanı
Turfan, deprem
bölgesinde yer alan
48 barajdan
44'ünün Türk
müteahhitleri ve
teknik elemanlan
tarafından
projelendirilip
denetlendiğini
söyledi ve deprem
sonrasında
barajlann hiçbirinde
hasar meydana
gelmediğıni bildirdi.
Diyarbakır İmar İzleme Bürosu
150 bin kaçak yapıya takip
MAHMUTORAL
Mahruki'den yeni kitap
İSTANBUL(AA)- AKUT'un kurucusu Nasuh
Mahrukı'nin "Asya Yollan, Himaîayalar ve öte-
si" adlı yeni kitabı Yapı Kredi Yayınlan'ndan çık-
tı. Mahruki, bu kitabında, motosikletle tstan-
bul'dan yola çıkıp Katmandu'ya gidişini, Tibet'te
1 ay süren hazırlığın ardmdan 28 Eylül 1997 ta-
rihinde dünyanın 6. yüksek dağı olan 8 bın 201
metrelik Cho Oyu'nun zirvesine gerçekleştirdiği
Türkiye'nim en yüksek solo ürmanışını ve Nepal,
Sıkkım, Hindistan, Pakistan ve îran'ı geride bı-
rakarak yeniden Istanbul'a dönüşünü anlatıyor.
ANTALYA (Cumhuri-
yet) - Uluslararası Büyük
Barajlar Komitesi 67. Yıl-
lık Icra Konseyi, 20-25
Eylül tarihleri arasında
Antalya'da toplanacak.
Cam Piramit Sabancı Fu-
ar ve Kültür Merkezi 'nde
yapılacak konsey toplan-
tısı ve "Baraj Temel Prob-
lemkri ve Çözumleri"' ko-
nulu sempozyuma, 60 ül-
keden 400 akademisyen
ve firmalann üst düzey
yöneticileri katılacak.
Sempozyumun yanı sıra yerli ve yabancı fir-
malann katılacaklan u
Dam Construction 99"
fuan 23-25 Eylül tarihleri arasında açık kala-
cak.
Toplantıyı organize eden Aristo Tour Genel
Müdürü Tansu Kocakanat. bu toplantının her
yıl birülkede düzenlendiğini, Türkiye'de ise ilk
defa gerçekleştirileceğıni belirterek şunlan söy-
ledi:
"Türidye, baraj inşaatı sektöründe dûnyada
en önemü ikinci pazar. Barajlar konusunda dün-
yanın en büyük pazan Çin'dir. Türkiye'de ba-
rajlar Ue ilgili çokproje var. Aynca özeUeştirme
sebebi Ue de ilgi görmektedir. Özellikle ABD ve
Japom^'dan bu toplantr>^ uzmanlar kaUlacak.
Önemli firmalann üst düzey yöneticileri de ge-
lecekler.Topbntıda baraj kışaatteknolojileri,ba-
rajlann çevreye etkileri. ekonomik katkıİan,
baraj finans projeteri gibi konular ete ahnacak."
Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu
(ICOLD) Türk Milli Komitesı'nden yapılan
açıklamaya göre, komite tarafından düzenlene-
DtYARBAKIR- Marmara Bölge-
si'nde büyük can ve mal kaybına
neden olan depremin ardından Di-
yarbakır'da "İmar tzieme Bürosu"
oluşturuldu.
Dicle Üniversitesi'nde yeni ku-
rulan deprem laboratuvannda ise is-
teyen yurttaş, konutumm deprerne da-
yanıklı olup olmadığını test edebi-
lecek.
Diyarbakır"da Vâlilik ve Büyük-
şehir Belediye Başkanlığı, kentteki
imar gelişmelerini bundan böyle da-
ha sıkı daıetleyecek. Deprem önce-
sinde İçişleri Bakanı Sadettin Tan-
ûuı'ın4Ağustos 1999 tanhve 53882
sayılı "Kaçak ve ruhsatsız yapüaş-
manınönlenmesivebuşekiMeyBpÂ-
d^tespitedtoı bkalarm yıkımı" ko-
nusundaki genelgesini de dikkate
alan Diyarbakır Vali Yardımcısı Hü-
seyin NailAta\ başkanlığındau
tnıar
tzieme Bürosu" oluşturuldu. Kuru-
lan büronun yetki, sorumluluk ve
yapacağı işlerin tespiti konusunda ya-
pılan toplantıda bir dizı karar alm-
dı. Buna göre. öncelikle, GAP 1da-
resi Başkanlığı' nca hazırlanan ken-
tin imarplanınmbiran öncetamam-
lantnası istenecek.
Diyarbakır'da halen devam eden
inşaatlann konrrol kartlannın gün-
celleştirilmesinın sağlanmasmın ar-
dından, inşaat alanlannda Inşaat Mü-
hendisleri Odası'nca oluşturulan
ekipler, sürekli denetim yapacak.
TSE belgeli olmayan malzemelerin
inşaatlarda kullanılmasına izin ve-
rilmeyecek.
Iskân ruhsatı olmayan binalann
kullanımı engellenecek. Projelerya-
pümadan önce zemin yer etüdünün
yapılmasının zorunlu hale getirildi-
ğı kentte, kaçak yapılar da zabıta
marifetiyle tek tek tespit edilerek
rapor halinde valilık bünyesınde
oluşturulan İmar İzleme Bürosu"na
sunulacak.
Büyukşehır Belediyesi İmar Mü-
dürlügü'nden edinilen bügilere gö-
re Diyarbakır'da sayılan 150 bini
bulan kaçak konutun bire bir tespi-
tinin ardından bunlann takibinin ya-
pılması için gerekîiğinde mahalle
muhtarlıklan ve karakollar görevlen-
dirilecek.
Öte yandan Dicle Üniversitesi
Mühendislik Mimarhk Fakültesi în-
şaat Bölümübünyesindeyeni kuru-
lan deprem laboratuvan da yurttaş-
lann kullanırruna açıldı. Bölümyet-
kililerinden edinilen bilgiye göre,
konutumm depreme dayanıklı olup
olmadığını öğrenmek isteyen yurt-
taşlar, başvurduklan halde laboratu-
var ve teknik eletnandan yararla-
nabilecek.
cek 67'nci Yıllık Icra Konseyi Toplantısı ve "Ba-
raj TemdProbkmieriw Çözumleri'' konulu sem-
pozyuma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer'in de katılması bekJeniyor.
Toplantıya, Uluslararası Büyük Barajlar Komis-
yonu (ICOLD) Başkanı KaareHoeg, Güney Af-
rika Devlet Bakanı ve 60 ülkenın komisyon
başkanlannın da aralannda bulunduğu 400 ya-
bancı baraj uzmanı katılacak.
'Barajlarda hasar yok
5
ICOLD Türkiye Komitesi Başkanı Mümtaz
Turfan, A.\'yayaptığı açıklamada, depremböl-
gesinde yer alan 48 barajdan 44'ünün Türk mü-
teahhitleri ve teknik elemanlan tarafından pro-
jelendirilip denetlendiğine işaret ederek, mey-
dana gelen büyük deprem sonrasında barajla-
nn hiçbirinde hasar meydana gelmediğini bil-
dirdi. Turfan şöyle dedi:
"Çok kısa süre önce hepimizj acrya boğan
bü>ük bir deprem felaketi yaşadık. Bu feüıke-
tin yaralannı sarmaya çahşırken en fazla tartı-
şriankonulardanbiriolan taahhütsektörüneiBş-
kin olarak bölgedeki baraj yapdanmn mukave-
rneti teseüimiz olmuştur. Baraj mübendisleri ve
müteahhitierinin yüz akı olan barajlarunmn
bjçbirinde bu büy^k deprem dolayısıyla bir ha-
sar oünamıstjr."
" Baraj TemeJ ProMemteriveÇözümfcri" ko-
nulu sempozyumun Türkiye'de meydana gelen
deprem sonrası düzenlenmesinin anlamlı ol-
duğunu ifade eden Turfan, sempozyumun, Tür-
kiye'nin ve dünyanın can damarianndan biri olan
sektörünün gelişimine katkıda bulunacağını
umduğunu belirtti.
Toplantılann paralelinde, 23-25 Eylül tarih-
leri arasında, Antalya Cam Piramit Sabancı
Kongre ve Fuar Merkezi'nin açık alanında uhıs-
lararası "Dam Construction 99" fuan düzenle-
necek. Sektörün tüm yerli ve yabancı kuruluş-
lannın katıhmına açık olarak düzenlenecek fu-
ann, yurtdışından gelen firmalara Türkiye pa-
zannı ve firmalannı tanıma ımkânı sağlaması
amaçlanıyor.
DUZYAZI
ORHAN BIRGIT
Kıbns Politikamızda
Ödün Yok...
Uluslararası ilişkilerde bazen ilginç çakışmalar
birbirini izleyebıliyor.
Gelecek yıl kasım ayında başkanlık görevini
devredecekolan Clinton, Kıbns'ta bazıları için 36
yıldır süregelen belirsizlik dönemını noktalamayı
amaçlıyor.
Clinton'ın bu amacı. elbette 2000 Kasım'ında
onun partisinden Beyaz Saray'a gelecek olan ye-
ni başkanın yelkenlerini doldurması beklenilen
"oyian da etkiliyor. Özellikle o oylarda söz sahi-
bi olmaktan vazgeçmeyen ABD'deki Rum lobisi
şimdiden etkinlik gösterilerine gıriyor.
önümüzdeki aralık ayında Helsınkı'de toplana-
cak olan AB zirvesinin özellikle Kıbrıs'ın birliğe
üyeliği işini sonuçlandırması için Türkiye sorunu-
nu da bir çözüme bağlaması gerekiyor.
Bu iki diplomatik takvimin yanı sıra Marmara ve
Atina'daki depremlerin neden olduğu karşılıkh itî-
sancıl yaklaşımlar, Yunanıstan'ın öteden beri Tür-
kiye'nin AB'ye girmesıni engellemeye yönelık gi-
rişimlerini yumuşatacağı belirtılennı öne çıkardı. Bu
aşamada Yunanlı yöneticiler. öyle bir gırişimin yo-
lunun, Türkiye'nin Kıbns sorunu için izleyeceği
politikayı gözden geçirmesinegöre belırleneceği-
ni açık açık söylerken, özellikle bızım kamuoyu-
muzu etkileyen medya dünyamızda gereğınden faz-
la sıcak rüzgârlara rastlanıyor.
Sanki Marmara deprem felaketinin yaralannı
sarmak amacı ile insancıl duygular içinde hareket
eden onca yabancı ülkenin insanlan arasında yar-
dıma koşan Yunanlı komşularımız, bu davranış-
lannda Kıbns'taki mego-ıdealarının etkısi altında
yola çıkmışlarmışçasına yol gösterenlenmiz oldu.
Otuz altı yıldır Kıbns'ta barış içinde yaşayan iki
ayn devlet oldugunu unutup, açık açık söylenme-
se bile "Canım ne çıkar; şu aşamada Atina bizim
AB'ye girmemiz için kullandığı ambargodan vaz-
geçecekmiş. Biz de Rauf Denktaş'/, sürdürdû-
ğü ınatçı tutumla baş başa bırakalım" demeye
gelecek yorumlar birbirini izlıyor.
Bütün yaşamı, soydaşlarının sadece insanca
yaşama hakkını savunmak ıçın ölüm tehhkesi ile
burun buruna geçmiş olan Denktaş, ada Türkle-
rinin kurduğu bir deyletin tanınmasında ısrar etti-
ği için, bakınız eski Özal tayfasının kaleminde na-
sıl suçlanryor:
"... Kıbns'ın kanayan biryara oldugunu, herge-
çen gün daha beter göçtüğünü, orada bir devlet
falan olmadığını, statükonun sadece biravuç in-
sanın rantına yaradığını ınkâr edecek akıl ve ızan
sahibi birisi var mı?"
Bu eski veyakın tarihini bilmezden gelen, bu Kıb-
ns'ta ada ve anavatan Türkü yüzlerce insanımı-
zın, ENOSlS'i önlemek amacı ile kan ve can ver-
diğini unutan adam, bütün yaşamı boyunca sa-
dece rant peşinde koşmuş olmanın etkısiyle,
KKTC'nin bir devlet falan olmadığını söylerken, el-
bette kimlerin ekmeğıne yağ sürduğünün <te far-
kındadır. "" " "
M
("»ıi»f .nıiiiM-a^ns
• •• ';
'- ' J ;
't;
Hiç kimse bugün Türkiye'nin ve KKTC'nın kar-
şısına çıkanlmak istenilen senaryolara bakıp, Bü-
lent Ecevit'in ya da bir başka devlet sorumlusu-
nun bizim Kıbrıs konusundaki görüşlerimızi değiş-
tireceğini sanmamalıdır.
Cteellikle son üç Cumhuriyet hükümeti, Kıbns için
oynanan ve aktörieri sürekli olarak değiştirilen se-
naryolan adeta ezberlemiştir.
1997'de ünlü Hoolbroke, ABD Başkanı'nın Kıb-
ns özel görevlisi olarak geldiği Ankara'da, Ecevit
ile Kıbns yerıne AB'yı konuşmayı yeğleyerek söz-
de diplomatik bir şaşırtma planı sergilemedi miy-
di?
Arabulucu bunu yaparken aynı yıl bu sefer AB'nin
dış ilişkilerden sorumlu üyesi Hans van den Bro-
ek, Ankara'ya yaptığı resmı zıyarette AB ile Tür-
kiye ilişkileri yerine Kıbns sorununda nasıl adım at-
mamız gerektiği yönünde nasıhatlar vermedi mi?
Üç gün önce feci bir uçak kazasında ölen Yan-
nos Kranidiotis, Lüksemburg zirvesinin ardın-
dan askıya aldığımız Türkıye-AB ilışkilerinin yeni-
den ısınmasına yönelık Almanya, Fransa, tngilte-
re ortak girişimini Yunanistan adına veto ederken
"Biz adaylığı kimseye hediye etmeyiz" diyordp
(Cumhuriyet, 5 Hazıran 1999).
Bundan farklı sözler söylemediği, Türkiye'nin
AB'ye girebilmesi için Kıbrıs'la ılgılı görüşlenni de-
ğiştirmesini önerdiği geçen haftaki soyleşilerinde
mütevveffa Yunan Devlet Bakanı'nı sankı bir ba-
nş havarisi gibi değerlendirenlerimiz var.
önceki gece Çankaya'da Demirel ve Denk-
taş'ın ortak başkanlığında yapılan ikilı zirve, Ecö-
vit'in VVashington ziyareti öncesinde, Kıbns soru-
nunda Türkiye yönünden hiçbir revizyona gerek
olmadığını bir kez daha öne çıkarmış olmahdır.
ABD yetkilileri aynı gün Başbakan Ecevit'i ziya-
ret ederek, Başkan Clinton ile görüşmesi sırasın-
da kendisine önerileceği anlaşılan "3 7ü çatı" isirp-
li formül için nabız yokladılar.
Ecevit'in, Türkiye'nin Kıbrıs sorununu ulusal bir
politika olarak değerlendirdığini konuklarına bir
kez daha anlattığını biliyoruz. Türkiye'nin. Kıbns'ın
nerede olursa olsun masa üzerine yatınlmasına iti-
raz etmediği, her zaman dıyaloğa açık olduğu,
ABD'li temsilcilere 26 Eylül ziyaretinden önce bir
kez daha anlatılmış olmalı.
Türkiye, Kıbns'ta kuzeyde ve güneyde iki dev-
letin bulunduğu gerçeğinı kabul eden herkesin, bg
devletler arasında öncelikle barışın gerçekleşme-
si koşulunu benimsemesi gerektığini öne sürüyor.
İki Kıbns devletinin aralannda barış gerçekleş-
tikten sonra, isteniyorsa bir üçüncü devlet -elbet-
te konfederasyon kimltği ile çatı görevi yapmak için-
gerçekleştirilebilir.
Ondan ötesi, "Ben seni çok sevdim, al bu ma-
lı, senin için ucuza vereceğim " türünden bir işpor-
ta mantığıdır.
Ve Ankara'nın yeni La Fontaine öyküleri dinle-
meye hiç de istekli olmadığı, gerekirse VVashing-
ton'da bir kez daha ve elbette diplomatik bir ne-
zaket içerisinde dile getirilecektir.
Faks: 0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt(a do.nettr.
. Fazıl Hüsnü Dağlarca:
Türkçem, benim ses bayrağım!
TÜRKDİLKURUMU