02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatönr Hikmet Çetinkaya 9 Yazuşlen Muduru lbrahim Yıldız • Sorumlu Mudur Fikret tlkiz 0 Haber Merkezi Mudüru Hakan Kara # Görsel Yönettnen Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldırım • Ekonomı Özlem Yıizak # Kultur Handan Ştnköken • Spor. Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotograf Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberlen MehroetFaraç Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, OkUy Knıtböke. Hikmet Çetinkaya, Şûkran Soner, lbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsılcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kaf4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4195027#lzmırTemsılcisı SerdarKızık, H.ZıyaBlv 1352 S.2'3Tel-4411220, Faks:4419117 • Adana Temsilcisı. Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S NolKatl.TeI:363 12 11.Faks 363 12 15 Müessese Muduru Cstân Akmen 9 Koordmalor Ahmct Konüsan# Muha- sebe BüİCTt YeoerAtdare HÜKyin Gürcr* Bdp-tşlem >aUlıul«Bügı- sayarSıstem Mirihet Çier • Satış FufetKuzı MEDYA C: • Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Müdiir Gfilbin Erduran • Koordınatör Rehı Ifttman • Genel MüdürYanhmcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 513 9580-5138460*1, Faks 5138463 Yıiımlayftiı ve Basan: Yent Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş TüritoıagiCad 39'41 Cağaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sirkecı 34435 Istanbul Tel (0212)51205 05(20 hall Faks (0212151385 95 www.curnhuriyet.com.tr 17EYLUL1999 lmsak:5.11 Güneş: 6.39 Öğle: 13 06 tkindi: 16.34 Akşam: 19.19 Yatsı: 20.42 Eğitimdeki sonunlar • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Okullann açılmasının üzerinden bir hafta geçmesine karşın halen araç, gereç ve öğretmen açığı gibi sorunlann sürdüğunü behrten Egıtim-Sen Şube Başkaru Kâmuran Karaca, "Yetkilıler, yaptıklan açıklamalarda 'hiç sorun yok" görüntûsü vermeye çalışıyor. Milli Eğıtım'edeyalan kanştınldı" dedı. Karaca, "Adana'dakı meslek okullannda bu ışı yapabilecek yeterli malzeme ve işgücü varken sıra yapım ihalesinin İCaraısalı Sosyal Yardımlaşma Vakfrna verilmesine bir anlam veremedik. Üstelik bu vakıf devlete vergı de vermeyecek" diye konuşru. - • Deprem ormam kuruluyop • KONYA(AA)-TEMA Vakfı Bölge Temsilcisi Namık Ceyhun. Konya'da kuracaklan "deprem ormanrna, Marmara Bölgesi'nde hayatını kaybeden her vatandaşın anısına bir ağaç dikeceklerıni söyledı. Namık Ceyhun, depremde hayatını kaybedenlerin ölümsüzleştırilmesi amacıyla Kozağaç mevkıinde kurulacak ormanm oluşturulmasına ilişkın yasal işlemlerin başlatıldıgını, prosedürün tamamlanmasının ardından dikim yapılacağını bildirdi. savının Dünyada yaşayan yaklaşık 180 mİKon insan bilgi otoyolu interneti kullanıyor. Bu miKonu aşacağı söyleniyor. Bilgi otoyolu genîşliyor PARİS(AA)-ABD'nin Califor- nıa eyaletinde. 1969 yılının eylül ayında, birbirinden birkaç metre ötedekı ıkı bilgisayar, telefon hat- tı aracılığıyla dünyada ilk kez ve- ri alışvenşi yapılırken lntemet'in do- ğum belgesine ımza atılıyordu as- lında... Dünyada bugün 25 milyon bil- gisayar ve 100 milyonu ABD'de, 45 mılyonu Avrupa'da olmak üzere toplam 180 milyon kadar kullanı- cıyı birbinne bağlayan Internet hıç de hızlı gelişmedi. Kısaca WWW olarak göstenlen lnternet ağı, 90'la- nn başında tam anlamıyla "paüa- (h." Bilgı ahşverişınde ilk kullanılan bilgisayar, Amerikan ordusu için üretılen, buzdolabı boyutlannda bir Honeywell 516 idi; Los Angeles'ta- ki Califomia Üniversitesi'nde 2 Eylül 1969'da üniversite bilgisa- yanna, ekim ayında da Utah ve Ca- • Dünyada yaklaşık 180 milyon insanı birbirine baglayan İntemet'in gelişimi hızh olmadı. İlk kez Amerikan ordusunda kullanılan tntemet 1970'li yıllardan beri gelişim gösteriyor. lifornia'da üç bilgisayara telefon hattıyla bağlandı. Veri alışverişi sa- niyede 50 bit idı. Dört bilgisayann birbinne bağlanarak oluşturduğu ağa ARPANET adı verildi. ARPA- NET, 70'li yıllarda adım adım ge- lışti. Üniversiteler ve askeri siteler birbırine bağlandı. ABD ve Avru- pa'da, 1970'de sadece 13 bilgisayar birbirine baglıyken 1981 'de bu sa- yı213'e yükseldi. Bu yavaş ilerlemeye, bilgisayar- lar arasındaki diyaloğu iyileştır- meye yönelik teknolojik gelişme- ler eşlik ettı. Örneğin, FTP proto- kolü, elektronik posta. TCPaP gı- bigelişmelereldeedildı. Bugeliş- meler sonucu, 1979'da USENET adı venlen Web ağı ortaya çıktı. Ardın- dan birçok üniversite kendi arala- nnda VVeb ağlan kurdu. Ancak bu ağlar, karmaşık ve zor ışlemler ge- rektırdiği için sadece uzmanlar ve üniversiteliler tarafından kullanı- labiliyordu. Bu zorluk, 1990'da în- giliz bilgisayaruzmanı Ttm Bemers- Lee'nın, karmaşık ışlemlere gerek bırakmayan ve ekranda herhangi birnoktaya "tridayarak" ışlem yap- mayı olanaklı kılan "zengüıiçerik- tisayfa" yı (hiper-metın) yaratma- sıyla sona erdı. lntemet, artık "pat- layabilirdi", çünkü fareyi "tıkto- rnak" başka bir bilgisayara (siteye) anında bağlanmak için yeterliydi... Bu buluş, lnternet için tam an- lamıyla "doping" oldu ve 1989'da 130 bın bilgisayar birbinne bağ- lıyken, bu sayı 1991'de 535 bine, 1992'de 992 bine, 1993'te de 1.7 milyona yükseliverdi. Bu hızh tem- po hiç düşmedi ve günümüzde 25 milyon bilgisayar birbirine bağlan- dı. fnternetin. 1994 ile 1999 arasın- da dünya ekonomisı ve enformas- yon sıstemmde devrim yaratması için 5 yıl yetti. Geleceğe bakınca, gelışmeye sınır koymayı düşün- mek bile olanaksız göriinüyor. Son 5 yılda, elektronik ticaret gelişti, Webcam adı verilen kameralar icat edildı, seyyar telefonlarla interne- te bağlanmak olanaklı oldu... Bilginin, dünyanın bir köşesin- den ötekı köşesıne anında ulaştın- labilmesinin yeni yeni meslekler ve iş kollan yarattığına dikkat çe- ken uzmanlar, 5-10 yıl içinde çok daha müthiş gelişmeler bekliyor. Uzmanlar, 2005 yılında Internet'e bağlanan kişi sayısının 700 mil- yonu aşacağını söylüyor. Alzheimerüç z evrede çökertiyor• Alzheimer ilk belirtilerini "yakın geçmişteki olaylann ve insan isimlerinin unutulmaya başlanması, tarihleri unutma, evin yolunu bulma ya da yabancı yerlerde dolaşma güçlüğü, karara varmada güçlük, çahşılan işe ve hobilere olan ilginin azalması" şeklinde veriyor. tSTANBUL (ANKA) - Halk arasında bunama ola- rak da bilinen kronik bey in hastalığı alzheimerin, ilk belirtilen dikkate alınmadı- ğı takdırde ılerleyerek has- tayı üç aşamada çökerttiği belirtiliyor. Uzmanlara gö- re, alzheimerin üçüncü aşa- masında hastanın kendi ken- dıne yeterlilığı ortadan kal- karken zihinsel bozukluk- lar da ortaya çıkıyor. Pfızer tarafından yayım- lanan Sağlık Bültenı'nde alzheimer ele alındı. Alzhe- imerin günlük yaşamın her zamankı gibi sürdürülme- sini engelledığıne dikkat çekilen bühende, hastah- ğın 'bunama' tanımına sığ- dınlarak hafîfe alınamaya- cağı vurgulandı. ,\lzheıme- nn üç evrede kışıyı çökert- tiğine dikkat çekilen bül- tende, ilk alarm zilleri çal- maya başladığında belırti- lerin dikkate alınarak heki- me başvurulması önerildi. Alzheimerin ilk belirtileri "yakın geçmişteki ola> ve insan isimlerinin unutulma- ya başlanması, tarihleri unutma, evin yolunu bula- mama ya da yabancı yer- lerde dolaşma güçlüğü, ka- rara varmada güçliik. çau- şılan işe ve hobilere olan il- ginin azalmas" şeklinde or- taya çıkıyor. Hastahgın üç evresi bu- lunduğuna dikkat çekilen bültende, bu evrelerin özel birtakım problemlerle ni- telendirilebileceği belirtil- di. Alzheimerin nedeni he- nüz bulunamadığı için tam düzelme ya da şifa sağlaya- cak bir tedavinin olmadığı belirtilen bültende, yine de belirtileri azaltıp hastalann yaşam kalitesini yükselte- cek bir dizi ilacın mevcut ol- duğu belirtildi. e-posta : tan (a prizma. net. tr o makineleri temizlik seti hediyeli! BİR ARISTON YETKİLİ SATICISINA GELİN. ARISTON ÇAMAŞIR VEYA , BULAŞIK MAKİNESİ ALIN. TEMİZLİK SETİ HEDİYENİZİ UNUTMAYIN. Üstelik tiim Ariston çamaşır ve bulaşık makineleri çok uygun taksitlerle... ÜRÜNLER •ui/mmuuaınal irtt 4rDG. PEŞİNAT H- 4 TAK5İT TAKSİT (IS72J TOPUM 2TUMJH PEŞİHAT - 6 TAKSİT TAKSİT TOPUM PEŞİNAT - 6 TAKSİT PEŞİNAT + 10 TAKSİT TAKSİT 27.30.1 S12Tİ.M TOPUM TAKSİT MS.IITJ»I ıınzm lll.MIUM 2USUN TOPUM PEŞİNAT +12 TAKSİT TAKSİT rurrm ZU11IIH TOPUM mevm uaa mt.A-ı ım\Kiı MHL*:.' ım;ı^ * LS?IMSTCT[>»tlfHİI M f i l t tsareBT »BİT ABMir» »•"» M.C5iTX İIUI »H1MJII uunm MJS7JM M.5MJK 4ffJ15JW muum 0.7711 suom tunm isunm mmm IU4HM nsum svaam mmm numm KIMIIIM amm nmm46J1UM 3U7UM 512.47I.M 3BL4MJH nmm amm47.1178110 ııuum 3U7UM 611521100 maum4MJUJBI • :» ' ır*';^ ıi:':-ı I 3IU7U« 33.737JM ı»iti • ı t ' H ' 1 1 * . ı iini • 11 njmm 35122IJM [ M.477.IM | 3I1.331MI | u ı a t •; ı !• ii»,ı mı•^:-,ı.• iM.tL,i: I 41S.lt1.IM 424.tT7.mT 43J1SJM »!*•' » r : ı 1 I K T T T I H : > . I I K U I • 479.7B5.W I 4L47UU §ıv.ı,^ ,M«ÜI *ı 1 ;• § •CT M.nwcn tusum HMUH tutzjıo nasm 347JUJIN şuuS3J7UH »UMJH 377.717JM 417SHM IUZ2JM 3I7.342JM 3İ.75UM 4H.75IJM 1 412MJH» 437.33 i.m 3UMJM 3124JM 47SJ74JM 5HJ12JB0 kaniıııUnndak) dctifikiikteıt dolayi felebittcefc yeni vcffiler f.yallara ayFien yansıttlacaktır. Tem<2İik Seîı kampanyam>z 15*30 EYLÖL 1999 tarfhltri İ «c Tk*ret BakanUtı'ntn 2^.05.1994 Urih, 21940 sayı ve 08.03.t995 tarih, 4077 sayılı resml gazttede ıtan «filen tebllf:ler1nc Vftw6itt. '/ «2114042 * 2114043 • ı>so TetMU Sıtıcı • TSl yttfriılık belnslM Mhlp Tdridye (Spmda 220 ytfttU servls ve konasvııdı (59 ı m b »İMnnı ARISTONE v i n i z e d e ğ e r k a t a r SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "Rüya Değil Bu, Ayniyle Vâkü..." A llah aşkına söyleyiniz, şu anlatacaklanm, bir /A'Soğuk Savaş' çocuğunun havsalasına sı- ğar mı? 30'lu yıllar, Gâzi henüz sağ; Izmir Belediye- si-reisi Behçet (Uz) bey - şehrin en gözde ve güzide bulvarlarından birisine, alışılmadık bir ad veriyor: 'Voroşilof Bulvan'. Voroloşilof da kim? Sovyet Rusya'nın, en tanınmış 'kızıl' ge- nerallerinden birisi! Türkiye, Cumhuriyeti'nin 10. yılını kutlarken, Moskova'yı 'temsilen' ül- kemize o gelmişti: yakışıklı bir general, Yutke- viç'in 'Ankara Türkiye'nin Kalbidir' belgese- lini görmüş olanlar, hatırlayacaktır. Bu kadarla kalsa iyi, 'tavariş' Voroşilof, yanılmıyorsam, Izmir'in 'fahri hemşehnsi' oldu; şehre, cemile olarak 'Zis' marka bir de yolcu otobüsü arma- ğan etti, ki klaksonu Enternasyonal Marşı'nın ilk notalannı çalardı; uzun yıllar, Karşıyaka/Bos- tanlı hattında yolcu taşımıştır. O kadar mı, hayır! Naziler'in etkisindeki Bul- garistan dışında, Balkanlar'daki -eski Osman- lı eyaletlert- devletlerle de çok iyiydik; hele Yu- nanistan'la. handiyse içtiğimiz su ayn gitmiyor- du; Balkan Antantı, bir manada, Ankara'nın inisiyatifiyle kurulmuş, o ikircikli bölgeyı basba- yağı huzura kavuşturrnuştu; o günleri yaşamış olanlar, elbet buna Güneydoğu'yıı güven altı- na alan Saadabad Paktı'nı ekleyeceklerdir; Türkiye -Suriye düpedüz Fransız sömürgesi ol- duğundan-, Iran ve Irak ile hem 'eski muhab- betleri tecdit ediyor', hem de genç cumhuriye- tin doğusunu ve güneyini emniyete alıyordu. O zaman tablo nedir? Sınırianndaki bütün ülke- lerle dostluk bağları içindeki genç cumhuriyet; muhtemelen bunu, Batı'dan yükselen tehdit ve tehlikeyi gözeterek -(Almanya'da Nazizm, hal- ya'da Faşizm)- güneydeki emperyalist devlet- lerte (en çok da Fransa ile) çıkabilecek sorun- lara karşı, kendisini güven altına alabilmek için yapıyordu. Çok merak ediyorum: o Türkiye, 'Soğuk Sa- vaş' yıllarının, 'sınırtan düşmanlarla çevrili devleti' haline, ne zaman ve nasıl getirilmiş- tin bunu, kim anlatacak? Çok değil, on on beş yıl kadar önce, Nahçıvan'a ulaşabilmek için, Kars'lı bir Türk yolcu, Moskova üzerinden do- laşmak zorundaydı. Zamanında çevresi dost- laria çevrili Türkiye Cumhuriyeti, 'etrafı düş- manlarla çevrili' bir ülkeye dönüşmüştü. Sebe- bi, 'Soğuk Savaş'tı diyelim, 'Soğuk Savaş' sona erdi: bundan kurtulmuş olduk mu? 'Yukardaki üikeler' ve Itnkânları!.. Tüccar, eğitimi öğretimi -yalnız onlar mı, gi- yimi kuşamı, eğlence ve zevkleri de- Made in USA, bir Türk aydınıyla oturmuş, son on yıl- dır Türkiye/Rusya ilişkilerinin gelişmesini, Vş- lerin açılmasını' konuşuyoruz: meğer burnu- muzun dibinde, ne geniş, nasıl bereketli bir 'pa- zar' varmış da, ondan akıllıca istifade edecek yerde, ekonomimizi ve ticaretimizi zora sokmu- şuz, falan filân! Inanır mısınız, sohbette beni en çok şaşırtan sözü, o zevkleri ve formasyonu Made in USA tüccar söyledi; bir ara, Rusya ile gelişen ilışkilerin aksayabileceği, hatta bozula- bileceği gündeme geliyor; o, gözlerini iri iri aça- rak, diyor ki: "-... Allah saklasın! Büyük bir enayilik olur! Aman dikkat! Avrupa'nın bizi yıllardır oya- layıp durduğu meydanda; Amerika güya dost ve müttefikimiz, ambargo koyar, ihracatı- mızı kotayla sınırlar; bizim için asıl büyük, geniş ve sürekli Pazar, uçsuz bucaksız Rus- ya, yâni 'yukardaki' ülkeler; ne yapıp yapıp , onlarla karşılıklı ekonomik, dolayısıyta si- yasal ilişkilerimiz geliştirilmelidir..." Bu sözler, ömrünün yanm yüzyılını Made in USA yaşamış bir Türk işadamı; ne dediği, ne- den böyle dediği, neyi amaçladığı, etraflıca ele almıp tartışılmamalı mı? Batı'lımn -bu arada, onun uydusu Türk po- litikacısının- anlayamadığı, ya da anlamak istemediği; Türkiye'nin, Amerika ve Avru- pa'ya 'Pazar' olan bir ülke olmaktan, git git, etrafında 'Pazar' arayan bir ülke olmaya ter- fı ettiği! Ulusal anlamda ve düzeyde sanayileş- miş; sanayi mallannı ihracata yönelmiş bir Tür- kiye'nin, çevresindeki dost ve kardeş o koca ülkelerle, ne müthiş bir ilişkiler yumağı oluştu- rabileceği; bu yumağın, Türkiye'ye olduğu ka- dar, çevredeki öteki ülkelere de ne kadar yarar- lı olabileceği, açıkça görülmüyor mu? Yeni ko- şullann gereği olarak, hele Türkiye'nin Balkan- lar'daki, Kafkaslar'daki ve Ortaasya'daki ül- kelerle kurup geliştireceği ekonomik ve kültü- rel ilişkilerin vaat ettiği imkânlar hatırianırsa; XXI. yy.'ın, bir önceki yüzyıla oranla, Bat Türk- leri'ne ne yaman ümitler taşıdığı açıkça nlaşı- lır. Londra'da 'Dış Ekonomik İlişkiler Konse- y/'nce (DEİK) düzenlenen o toplantıda, Dışiş- leri Bakanı Ismail Cem'in söylediklerini okudu- nuz mu? llginç! ilginçten de öte. Handiyse, al- tını önemle çizdiğim bu Avrasya perspektivi- ni 'amaç' olarak öngörüp, bu etkileyici olasılı- ğı, Batılılara hatırlatıyor. Meselenin "bam teli' neresi? Faruk Zabçı'nın haberine, şöyle bir göz at- mak istemez miydiniz? "... Cem, Avrupa ve Asya arasında kuru- lan yeni ilişkilere ve Türkiye'nin bu alanda- ki önemli rolüne işaret etti. Önümüzdeki bin yılın merkezi sahnesinin Avrasya olacağı yolundaki değerlendirmeleri habrlatan Cem, bundan hem Avrupa'nın hem Asya'nın bü- yük yarar sağlayacağını ifade etti..." "... Cem, 'Soğuk Savaş' dönemi sonrasın- da bazı müstakil devletlerin ortaya çıkışının görüldüğünü, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta- asya'daki bu yeni devletler grubunun, hemen tamamının Türkiye'nin ortak bir tarih, din, dil paylaştığı devletler olduğunu hatırlattı. Bu durumun Türkiye'ye, tarihsel ve küKürel bo- yutları olan, yeni bir uluslararası ortam sağ- ladığını belirten Cem, Türkiye'nin bu coğraf- yalarda uzun geçmişe sahip bir aktör, söz konusu ülkelerin ekonomik bakımdan yeni- den yapılanmasında yaşamsal bir ortak ha- line geldiğini anlattı..." Bu kadarla kalsa iyi, Ismail Cem, hanidir Tür- kiye'ye ikinci sınrf ülke muamelesi yapan Batı- lılara, o konuşmasında, açık açık bakınız ne de- miş: "-... günümüzde Türkiye, Asya'da önde ge- len siyasi ve ekonomik bir aktör olmayı he- deflemektedir. Bizim öngördüğümüz işlev, Avrupa ve Asya boyutuyla belirginleşen Av- rasya gerçekliğinde öncü bir role sahip ol- maktır" (Hürriyet, 4 Eylül 1999) O zaman, hayati soru şu mudur? Türkiye, Av- rasya'daki 'öncü rolünü', kimin için kullana- cak? Türkiye ve öteki Avrasya ülkeleri için mi? Yoksa, ABD ('Sistem') için mi? Meselenin bam teli bu! http^/www.prizma.nett-/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tryailhan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear