Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10AĞUSTOS1999SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr 15
Füruzan 'Sevda Dolu Bir Yaz'da yitirilen değerleri, sevgiyi ve içtenliği anımsatıyor
Sevgiyle zengmleşen yaşamlar
FECtRALPTEKtN
"Solsan da sararsan da yine gonca dehensin /
Rabbitıbana bir nimetivarsa o da sensm" ya da "Her
derdin oiur çaresi meşhur meseldir / Dûnyada gö-
nül yaresine çare bulunmaz" ve dığerlen... Füru-
zan, Şarkılar Kitabı "Sev da Dolu BirYaz*da 19501e-
nn tstanbulu'nda yükselen sesleri fısıldarken ken-
tin henüz kırlenmemış yüzüne: bir dönemin şarkı-
lara da yansıyan safiyetıne, güzellıklerine ve sev-
gılenne tanıklık edıyor. Yetişkın insanın, geçmişe
dönerek çocuk gözunden aktardıği anılannda, bu-
gün özleminı duydugumuz dostluklan. samimiye-
ti, içtenliği ve büyük sevgılen buluyor. 1980'lerde
yitinlmeye başlanan değerleri anımsıyoruz.
Füruzan'la Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıkan "Sev-
da Dolu Bir Yaz" üzenne konuştuk.
- Anlatmada. şimdiki zamanın dışında bir bilinç-
lik anından yola çıkmayı ve kurguda gerive dönü-
şü yejŞJemenizin nedeni nedir?
FÜRL'ZAN -Zamanı yakalayabılmek... Yaşan-
mış zaman en doğru böyle yakalanır.
- Pekisiri, öykülerinizi çocukgözünden anlatma-
ya iten neden nedir?
Çocuklar biçimlendınlmemiş bakışlara sahiptir
vebüyüklenn görmedıği, görmeyi artık becereme-
dığı. köreldıği noktalan görürler. Yazar için çocuk
gözünü kullanmak bu açıdan büyük özgüriüktür. Bu-
rada da çocuk, büyüklerin dünyasını anlatıyor. Bü-
yûkler nasıllarsa. ne duyumsuyorlar ve hangi tavır
içindeyseler, çocuk aracılığıyla sanınm bize eksik-
siz gelıyor. Bir de çocuğun büyümesıyle zamanı ya-
kalamak önemlı. çünkü zaman çok belirleyıci bir
faktör.
- Çocukluk döneminin. insanın yaşam sürecinde
çok özel bir yeri var, değil mi?
O kesın.. Ruhbılımcıler. çocuklann doğumla-
nndan ıtibaren kayıt yaptıklannı ve yaşamın ilk al-
tı yılmın çok önemlı olduğunu söylüyorlar. Her ki-
şi bedenini ve duygulannı gözden geçirirken geri-
ye dönüp kendıne baksa. küçük ipuçlan yakalaya-
bilır. Bütün mesele duyarlılık... Büyümek bir çeşit
duyarlılığın da yitmesi oluyor. Seslere, kokulara, ta-
da, dokunmaya ve görmeye karşı çok belirlenmiş
kalıplara ginyor büyük ınsanlar.
- Öykülerinizde "çocukluğa özgü mutluluk-
lar"dan. "çocukluk sevınçlerTnin başkahğından söz
ediyorsunuz. Bu farkhlık nereden kaynaklanıvor
sizce?
Dünya çocuk ıçin çok yenı. dünyayı eskıtemıyor
ki henüz. Büyük bir serüven dünya... Çocuk ağaç-
la karşılıklı kaldığı zaman. o ağaç onun dünyada-
ki bütün ormanlannın bir sımgesi oluyor. Insanlar
çocukluklannda çok büyük sandıklan bir şeyın içi-
ne ılenki yaşlarda gırdiklerinde o kadar büyük ol-
madığını görüyorlar Bu alışkanlığın bir sonucu. Ço-
cuk alışmamıştır daha dünyaya
e -Çocukla birtikte anne motifini sıkhkla işliyorsu-
nuz. Dolavısıyla kadınlar var öykülerinizde. Neden
kadın?
Öykulenmde baş noktada duranlar. güçlü figür-
ler, genellıkle kadınlar. Güçlülükleri, bulundukla-
n konumdan geliyor. Yoksulsalar, yoksulluğu na-
sıl sırtladıklanm. varsılsalarnasıl hainleşebıldıkle-
nnı görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar toplumu çok
ıyi yansıtırlar Kadının yaşadıklanna ve çocuklara
bırakılan hayata bakarak, o toplumun geldiği yeri
anlamamız olanaklıdır. Kadınlar ve çocuklar daha
ıyı yansıtıcıdırlar; çünkü zayıf ve itılmış durumda-
dırlar genelde. Sanat genele eğilıp oradan çok özel
bir yer bulur. O yen ne kadar özgünleştırebihrse.
Füruzan yeni kitabındal950'lerinlstanbulu'nda\ükselensesJeri fisıldarkenhcnü/kirienmemiş\iizünede tanıklık ediyor.(Fotoğraf: AYDENCOŞKUN)
"adınlann güçlülükleri,
bulunduklan konumdan
geliyor. Yoksulsalar,
yoksulluğu nasıl sırtladıklanm,
varsılsalar nasıl hainleşebildiklerini
görüyoruz. Kadınlar ve çocuklar
daha iyi yansıtıcıdırlar.
Çocuklar biçimlendirilmemiş
bakışlara sahiptir ve
büyüklerin görmediği,
görmeyi artık beceremediği,
köreldiği noktalan görürler.
Yazar için çocuk gözünü kullanmak
bu açıdan büyük özgüriüktür.
bulunduğu zamana ait de güçlü bir tanıklık getir-
mış olur.
- Öykülerinizde hüzün de var hep. O halde hü-
zün kadınla özdeşleşiyor mu?
Hüzün hayata aıt bir şey. Hayat kanşıktır ve hü-
zün vardır, bız fark etsek de fark etmesek de. Yal-
nız kadınlara ait degildir.
- Kitabınızın 2. ve 3. öykülerinde, 1950'lerin or-
talanndan 1980'lere uzanan süreçte orta sınıf bir ai-
lenin yaşanuna tanık oluyoruz. Bu sevgi dolu ailede
meydana gelen parcalanmayı tahlil eder misiniz?
Ailenın bıtiş süreci delikanlı Kerim Ali dayıdan
ümit kesıldiği zaman başlıyor bence. O ana dek
Kerim Ali'nin kurtulacağına ınanıyor. inanmayı
çok istiyorlar. Aileye ait, aileyi bütünleyen bir sev-
gı olayının parçalanışını görüyoruz. Içierinden bir
şey kamrtılarak alınıyor, ölümle ahnıyor.
-Çocukluğunu 1950'terdeyaşayan Şahsenem Şeh-
razat'ın, 1980'lere gelinip genç bir kadın olduğun-
da. içindeki sevgiyi ve ailesinin sahip çıküğı değer-
leri yitirdiğini görüyoruz. Bu değişim nereden kay-
naklamyor?
Şehrazat'ın yaşadığı değışımin nedeni. toplum-
sal degerlenn değişmesı ve kızın yoksulluğa karşı
belli bir tutum takınması. Yoksulluktan nefret edi-
yor... Aıle son dönemde yoksulluğun en uç nokta-
sına vanyor. Şehrazat fakülteyı de kargaşa dolu yıl-
larda, 80'lerin başında bıtiriyor; ama bunlan da
içinde taşımıyor. Onun bir hedefi var. tıcaret avu-
katı olmak ve zenginhk. Hedefine ulaşıyor. Çiddi
bir yabancılaşma içinde Şehrazat. Yabancılaşmayı
ediruyor ve giyiyor. Bu yabancılaşmadan sıynldı-
ğı tek anı, arabayla Yeşılköy'e giderken yaşıyor. O
yıkılma anında hatırladıklan, insan olma serüvenin-
dekı en güçlü sahicilik durumunu oluşturuyor. An-
cak bu sahiciliği de reddediyor Şehrazat; çünkü
orada kalırsa seçtiğı yolu tamamlayamayacak.
- Peki. öykülerinizde şarkdara yer vennenizin ne-
deni nedir?
Şarkılar burada Istanbul'un sesleri olarak varlar.
Bu kent böyle seslerle doluyda Bir yandan Rum-
ca şarkılar söylenırdi, bir yandan da Amerikan şar-
kılan başlamıştı. Şarkılar, Istanbul'u ve kadınlann
duygulannı çok iyi anlatıyor. Bu kadınlar acı çek-
tıklerinde. mutlu olduklannda şarkı söylüyorlar.
Yaşamdan ve mutluluktan anladıklan da bir "iç
uyunT zaten. Dostlan yakınlanyla kurduklan ilış-
kilerle ve sevgiyle zenginleşiyorlar. Müziği, güzel-
likleri seviyorlar, içleri çok dolu... Mutsuzluk ise
Kerim Alı dayınm ölümüyle başlıyor. Sevgi bu ka-
dar büyükse, ölüm çok sert karşılanır çünkü. Ölüm
gerçek bir kederdir ve bu kederi söküp atamazsı-
nız.
Alfred Hitchcock
lOOyaşında...
Kültür Servisi -Alfred Hitchcock
doğumunun 100. yılında tüm
dünyada anılıyor. Amenkan
Film Akademısi bütün yıla
yayılan etkinlıkler düzenliyor. 13
Ağustos'ta ünlü yönetmenin
doğum günü anısına bir etkınlik
gerçekleştirilecek. Hitchcock
Vakfi tarafından akademiye
bağışlanan fılmlerin ve
Hıtchcock'un Frenzy. Kuşlar ve
Sapık filmlerinin setlerinden
derlenen görsellerle hazırlanan
Hitchcock belgeselinın gösterimi
de bu kapsamda
gerçekleştırilecek
New York Üniversitesı"nden
Richard ADen tarafından
düzenlenen 'Hitchcock:
Yüzüncü Doğum Yıh' başlıklı
sempozyum ise 13 -17 Ekim
tarihleri arasında
gerçekleştirilecek. Sempozyuma
Hitchcock'un kızı Patricia
Hitchcock ve arkadaşı Levv
VVesserman'ın yanı sıra fılm
endüstnsinden bırçok ismin
katılması bekleniyor.
Hitchcock'un birlikte çalıştığı
ısımler, çağdaş film yapımcılan,
araştırmacılann katılacağı
sempozyumda. Hitchcock'un
kanyen ve yaptığı çalışmalar
irdelenecek. 'Sihıetin Ardındaki
Hitchcock' başlıklı sergı ise 17
Ağustos tarihine dek Amerika'da
bulunan Modern Sanatlar
Müzesi'nde yer alacak. Sergiyi
ziyaret edenlere Hitchcock'un
yaşarrunı ve filmlerini anlatan
bir de cd hediye edilecek.
Universal Stüdyolan da tüm
Amerika'da Hitchcock
filmlerinin toplu gösterimıni
gerçekleştırecek.
'Sapık', Hitchcock'un
başyaprtı seçildi
Önde gelen film
yönetmenlerinin bir araya
geldiği uluslararası bir panelde
"Sapük" bu yıl doğumunun
yüzüncü yıh kutlanan Alfred
Hitchcock'un başyapıtı seçildi.
Sıght and Sound dergisinin
Hollyvvood temsilcisi Martin
Scorsese'den Avustralyalı
yönetmen Baz Lurhmann'a
kadar çok çeşitlı yönetmene
yönelttiği anketle yeni binyıhn
başlangıcında en başanlı
Hitchcock filmi meslektaşlan
tarafından belirlenmiş oldu.
Değerlendirme sonucunda
Norma Bates ile annesinin
ürperticı bir motelde başlanndan
geçenleri konu alan Sapık en
başanlı Hitchcock filmi seçildi.
Listede Sapık'ı Vertıgo (Ölüm
Korkusu) ve Notonous (Aşktan
da Üstün) izledi. Sapık. 196O'lı
ve 70'li yıllarda sansasyonel,
vahşi bir film olarak
değerlendiriliyordu. Günümüzde
ise son derece saygıdeğer bir
konuma ulaşan yapıtın her karesi
şaheser olarak görülmeye
başlandı. Uzmanlar Sapık'ın
Yurttaş Kane'den sonra çekilmiş
en iyi Amerikan filmi olduğunu
düşünüyorlar.
G
eçenyıl 'Illa'
adlı beşinci
albümünü
yayımlayan Leman
Sam, o günden sonra ilk
kez bu akşam Harbiye
Açıkhava
Tiyatrosu'nda. Onyıl
önce ilk albümüyle yola
koyulup, basının
gözünde 'mega starlığa'
yükselen Sam, konserin
ilk bölümünde aryalan,
hafıf operalan, eski,
yeni parçalannı ve
Livaneli bestelerini,
ikinci bölümde ise
türküleri yorumlayacak.
'Bugeceşaria söykyeceğim'
CUMHUR CANBAZOĞLU
Rumelihisarı'ndan Açıkhava Tiyatro-
su'na taşınan programuı bu geceki ismi Le-
man Sam. Geçen yılın sonunda İBa adlı be-
şinci albümünü yayımlayan sanatçı. o gün-
den sonra ilk kez böyle bir büyük konserle
müzikseverlenn karşısına çıkıyor.
Konserde izleyeceği repertuvan öğrenmek
için Sam'la telefon yoluyla bağlantı kurdu-
ğumuzda ilk söyledikleri şunlar oldu: "Bu
gece Açıkhava'da şarkı söyieyeceğim." Bu ke-
hmelerin ardında. müziğini sansasyonla,
dedıkodu programlanndaki esprilerle, ço-
ğu kez düzeysız skeçlerle destekleyip pa-
zarlayanlann egemen olduğu bir düzene
karşı gelme var şüphesız...
On yıl önce ilk albümüyle yola koyulup
müthiş bir enerjiyle kısa sürede en sevilen
sanatçılardan biri olmuştu Sam, ama za-
manla beğeni düzeyini dibe vurdurup kâr
pastasmı genişletmek isteyenlerin ona ge-
reksinimi kalmadı.
Akademik bir müzik eğitimi yoktu sanat-
çının; okul sıralannda gitar ve saz çalmış,
17 yaşında evlenince ışin içine hayat kav-
gası gırmiş; tercümanlık, memurluk, sek-
reterlik, lngilizce steno-daktılo hocalığı,
derken müziğe \akit ayıramamıştı.
Sonunda Istanbul Devlet Operası'na ka-
bul edilmiş, ama farklı şey ler yapmak iste-
diğinden devam etmeyip kabare şarkıcılı-
ğmı seçmişti. Profesyonel olarak 1980'de
sahneye çıkmaya başlamışfi Leman Sam. Or-
kestra şarkıcılığı yaparken Lrvanefi'den bes-
telenni yorumlama teklifi almış; öncelen bü-
yük oynamaktançekinmiş, ama dostlannın
teşvikiyle 1988'de Livaneli Şarkılan adın-
daki ilk albümünü yayımlamıştı. Işte bu nok-
tadan sonra Sam. lokallerden çıkıp geniş kit-
lelere seslenmeye başladı. Kaset olumlu
tepkı alınca kısa süre sonra ikıncı albüm Çağ-
n geldi. Albümde, onun yorumundan sevi-
len Azeri ezgıler yoğunluktaydı.
Sahneye çıkınca her telden söy leyebildi-
ği. türküden operaya, poptan uzun havaya
kadar geniş yelpazede program üretebildi-
ği için o dönem devlet protokolünden de halk-
tan da büyük ilgi gördü sanatçı. Bir gün
halk konsen veriyor. ertesi gün Neco'yla
yabancı devlet adamlanna söylüyordu.
Üçüncü albümü Ayak Sesleri'ni çıkardı-
ğı günlerde pop daha patlatıp çatlahlma-
mıştı. Basın, Sam'a 'megastar'lığı uygun gö-
rüyordu. ama o sokak şarkıcısı olduğunu be-
lirtiyordu...
EsldFotoğraflar albümü darbukanın, fla-
menkonun, arabeskin, popun, sanat müzı-
ğiyle halk müziğinin birbirine gırdiği, aşu-
re yapımlann gözde olmaya başladığı dö-
nemde yayımlanmıştı. Kolay akılda kalıcı
sözlerle bezenmiş, kolay tüketilen parçala-
nn yanmda 'ağır işler'e medyada yer yok-
tu artık. Sam'ın Aykut Gürel'in yardunıy-
la soundunu modernleştirmesı de işe yara-
mamıştı.
Dört yıl sabırla bekledi Sam ve İDa'yı
yayımladı. Medyadaki şartlar değişmediğin-
den yeni albüm de gündeme gelemedi; ka-
sımdan beri keşfedilmeyı beİdiyor.
tşte Leman Sam, böyle kısıtlı şartlarda
konsere çıkıyor. Ardında on kişilik orkest-
rası olacak. Repertuvan ikiye ayırmış; ilk
bölümde aryalan, hafif operalan, eski. ye-
ni parçalannı ve Livaneli bestelerini yo-
rumlayacak. tkincı bölümü ise tamamen
türkülere ayırmış.
Rumelihisan'nm mütevazı boyutlan sa-
natçılara moral veriyor ve konserler genel-
de dolu geçiyor. Ancak Açıkhava'nın şart-
lan başka; medyadan üvey evlat muamele-
si gören Leman Sam. böyle yüksek bilet üc-
retleriyle dört bin kişilik mekânı ağzınâ ka-
dar doldurursa hoş bir sürpriz yapmış ola-
cak. Sam konserin kendisi için bir 'durum
saptaması' yapmaya yarayacağmı söylü-
yor: "Az seyjrciyle karşılaşsam bile gelenler-
le birlikte çok güzel anlar geçireceğiz mut-
laka; ancak bir daha tstanbul'da konser
yapmayacağım."
VanMorrison Alanis Morisette.
Suyun üstünde festival
• Kültür Servisi - Stockholm'de 6 Ağustos'ta
başlayan Su Festıvali 13 Ağustos Cuma gününe
kadar devam edecek. Su üzerine kurulan üç ayn
sahnede verilen konserler nedeniyle bu adı alan
festıvalde birçok ünlü sanatçı konser verecek. Van
Morrison, Alanis Morisette. Hollandalı modern pop
grubu dEUS, Brezilya'nın tanınmış sanatçılanndan
Carlinhos Bravvn. Hellacopters ve Kübah sanatçı
Ruben Gonzales festivalde sahneye çıkacak ünlüler
arasında yer alıyor. Caz, halk müziği, klasik müzik
konserleri ve operalann bulunduğu festival
kapsamında, kentin en gözde alışveriş
merkezlerinden Galeirian'da her gün saat 21.00'de
dev bir disko kuruluyor ve eğlence geç vakitlere
kadar devam edıyor. Kent merkezınin trafığe
kapatılmasına neden olan festivalde, saray,
parlamento ve opera üçgenmde kurulan çadır kentte
dünya mutfagından çok sayıda ve farklı özellikte
yemekler ve içecekler halka satılıyor.
Zürih'te aşk ve barış için
görkemli şenlik
• Kültür Servisi-Berlin Love Parade'den (Berlin
Aşk Geçidi) sonra Avrupa'nın ikinci büyük şenliğı
olan Zürich Street Parade (Zürih Sokak Geçidi)
geçen cumartesi başladı. Isviçre'den ve Avrupa'nın
dört bir yanından beş yüz bin kişi rengarenk ve
ilgınç kıyafetleriyle, şenliğe katılmak için Zürih'e
geldi. Aşk, banş. özgürlük, cömertlik ve
hoşgörünün dünyaya egemen olması isteğinin bir
dışavurumu olarak nitelendirilen geçitlerin ardından
pek çok tekno partisi düzenlenecek. Zürich Street
Parade, ilk olarak 1992 yılında düzenlenmeye
başladı ve kısa zamanda geniş katılımlı bir etkinlik
halini aldı. Aynı zamanda ülke ekonomisi için
verimli bir gelir kaynağı olan festival, albüm
satışlanndan ulaşım gelirlenne kadar milyonlarca
dolarlık katkı sağlıyor.
Brüksel'deki Magritte Müzesi
kapılarını açıyop
• Kültür Servisi -Brüksel'de bulunan Magritte
Müzesi nihayet sanatseverlerle buluşuyor. Müzede
açılacak ilk sergide 20 Belçikah sanatçınm yapıtlan
yer alıyor. Adını ünlü sürrealist ressam Rene
Magritte'den alan müze binası, aynı zamanda da
sanatçının yaşamış olduğu evdi.
Geena Davis, Olimpiyat
madalyasına koşuyor
• Kültür Servisi-
Oscar Ödüllü oyuncu
Geena Davis, bu sefer
de okçuluk alanında
Olimpiyat madalyasına
göz dikti.
S inemaseverlerin
'Thelma ve Louis', 'A
League of Their Ovvn',
'Beter Böcek' ve
kendisıne en iyi
yardımcı kadın oyuncu
Oscar'ını kazandıran
'The Accidental
Tourist' gibi fılmlerle
tandığı sanatçı, spor dünyasında da usta bir okçu
olarak biliniyor. Bu ayın sonunda Amerika Birleşik
Devletleri Kadın Okçuluk Takımı seçmelennde
yirmi dokuzuncu olarak, seçmelerin yan fınallerine
girmeye hak kazanan Davis. okçuluğa ilk kez
bundan iki yıl önce ilgı duymaya başladı. 42
yaşındaki oyuncu, 22-24 Ağustos günleri arasında
New Jersey'de yapılacak olan seçmelere katılacak.
Karşılaşmalar sonunda ilk sekize giren sporcular
seçmelenn fınallerinde oynamaya hak kazanacaklar.
Finallerde ilk üçe girenler ise ABD'yi 2000 Sydney
Olımpiyatlan'nda temsil edecek.
Santa Monica Pier'de
ücretsiz konserler
• Kültür Servisi -Los Angeles Belediyesi dünyanın
en çok fotoğrafi çekilmiş deniz feneri Santa Monica
Pier'de ücretsiz konserler düzenliyor. Ağustosun son
ve eylülün ilk haftası boyunca, her perşembe gecesi
saat 19.30 ve 21.30'da başlayacak olan konserlerde
Jose Feliciano, Eric Burdon ve The New Animals,
Bamboleo, Hugh Masekela, Chuck E. Weiss,
Beausolei avec Micheael Doucet sahneye çıkacak.
Pop-art tablojam Kopenhag
Arken Müzesi'nde sergileniyor
• Kültür Servisi - İsveçli sanat koleksiyoncusu
Torsten Lilja'nın özel tablolan Kopenhag'daki
Arken Müzesi'nde sergileniyor. Böylece 1960'lı
1970'li yıllann Amerikan pop-art tablolan ilk kez
sanatseverlerin beğenisine sunulmuş oluyor.
Yapıtlann önemli bölümü ünlü pop-art
ressamlanndan Robert Rauschenberg, Roy
Lichtenstein ve James Rosenquist'e ait
Ünlü salon dansçısı
Kathryn IVkırray öMü
• Kültür Servisi - Mükemmel tekniğiyle dünyada
milyonlarca genç dansçıya esin veren efsenavi dans
sanatçısı Kathryn Murray doksan iki yaşuıda yaşama
veda ettı. Özellikle salon dansı dalında uzmanlaşan
Murray, kendisi gibi ünlü bir dansçı ve dans hocası
olan eşi Arthur Murray'le birlikte 1940'larda ABD'de
art arda açtığı dans stüdyolanyla 'salon dansı'
kavramının insanlann günlük yaşamının bir parçası
haline gelmesini sağlamıştı. 1952'de sayısı beş yüze
ulaşan stüdyolardan iki yüz yetmiş beşi bugün de
faalıyet gösteriyor. Dans eğitimi dediğiniz zaman
aklmıza gelen ilk ısımler Arthur ve Kathryn
Murray'dir" dedı. Kathryn Murray, eşinin 1950'de
yayımlanmaya başlayan ve on bir yıl yayın yaşamını
sürdüren televizyon şovu 'The Arthur Murray Dance
Party'ye zaman zaman konuk sanatçı olarak
katıhyordu. Çift 1968'de Havvaii'ye gitmiş ve
yaşamlannın geri kalan bölümünü de orada
geçirmişti. Arthur Murray, 1991'de Honolulu'ya
yaptıklan bir ziyaret sırasında yaşamını yitirmişti.