25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 TEMMUZ 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TURKIYE sanbul Y 29 Sinop Edıme Y 32 Samsun Kocaeli PB 29 Trabzon Çanakkale PB 30 Giresun izmir A 34 Ankara Manisa A 38 Eskişehir Aydın A 36 Konya Denızli A 37 Sıvas Zonguldak PB 32 Antalya Yurdun kuzeybatı ke- sımlen parçalı bulutlu, Trakya sağanak yağış- lı, ötekı yerier az bulut- lu ve açık geçecek. Ha- va stcaklığ yurdun ku- zeybatı kesimlerinde biraz azalacak, öteki yerterde değişmeye- cek. Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafrf ara sıra orta kuvvette, ya- ğış arnnda kuvvetii ola- rakesecek. DIS MERKEZLER Osk> Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn b B B B B B B B ZS 24 24 28 27 27 31 27 Münih PB 26 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Bekjrad Sofya Roma Atina B B Y Pti PB Y PB Y 29 26 31 26 27 31 27 32 PB 25 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire Y B PB PB PB PB B A 28 39 29 36 39 39 35 35 A 39 kÇok bulutlu ı Yağmuriu kOdkgûrultûlü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Kuşkulu. Hükümet, kadınlarda 58, erkeklerde 60 emekli yaşını işçilere kabul ettirebilmek için prim gün sa- ytsını aşağıya çekmeye ve geçiş döneminde daha yumuşak davranmaya hazır olduğunu söylüyor. Ecevit, işçi sendikalannın bu iki "ödüne" kayıt- sız kalmadığını, uzlaşmaya vanlacağını öne sürü- yor. Sendikalann işçi lehine olan her adımı olumlu karşılamalan, işlevleri gereği. Ama temelde emekli yaşında direniyortar. Başbakan Ecevit, Afrika'daki birkaç ülke dışın- da bütün dünyada emekli yaşının, saptadıklanna benzer olduğunu söyleyegeliyor. Ama Başbakan, ülkemiz koşullanna bağlı olarak ortalama yaşam süresini dikkate almıyor. Ecevit'ın aklı herfırsatta örnek gösterdıği Iskan- dinav ülkelerine takılı. Belkı de bütün Avrupa ülke- lerine. Zira oralarda ortalama yaşam süresi bizden hayli yüksek. Bizde kadında 69, erkekte 65. Iskandinav ülke- lerinde erkekte, sanınz 75. Bu küçük saptamadan sonra, emekli yaşında işveren kuruluşlannın irdelemelerine birgöz atalım. Ankara Sanayi Odası ile Ticaret Odası başkan- lan, "60 yaşında işçi çalıştırmayız. Firmamda 60 yaşında kimse yok diyor. Kısacası; işverenlere göre yaş 60, iş bitmiş! Hükümet 60 yaşta direnirken; Cumhurbaşkanı- mız ikide bir "Avrupa'da en genç ulus bizim ulus° diye övünüyor. Ecevit, bu övünüye bir başka öğeyle katılmak üzere: "Mezarda emekliliğe evet diyen işçi, bizim işçi" demeye hazırlanıyor. Geçende yayımlanan bir karikatürgüldürüyor, a- ma daha çok düşündürüyor. "Mezarda emekliliğe hayır" diyen işçiler Başba- kan'ın kapısına dayanmış, soruyoriar "60 yaşın- dan sonra ne iş yapabiliriz ki?" Rahat koltuğunda işçiyi dinleyen Ecevit'in söy- leyemediği, ne ki karikatürde bir balon içinde du- yurulan düşüncesi şöyle: "Başbakanlık, Cumhur- başkanlığı". Üçgenin kenarlan Hükümet-işçi (memur)-işveren üçgenindeki ge- lişmelerden sonra önümüze garipsenecek bir so- nuç çıkıyor. 75'lik sosyal demokrat Başbakan 60 yaşta geri adım atmayacağını söyler ve işçiye karşı vaziyet alırken, işçınin direncini güçlendiren açıklamalariş- verenden geliyor. Bu irdelemeyle işçi ile işveren birbirini tamamlı- yor. Kime karşı? "Kimse benden daha çok işçiyi düşûndüğünü iddia edemez" diyen Ecevit'e kar- şı! Kendine uygun düşen eleştiri dışında hiçbir se- se, söze dayanamayan Ecevit; şimdilerde son iş- çi eylemlerine katılan, görüşlerini destekleyen es- ki DİSK Başkanı Rıdvan Budak'a taktı. Budak, DSP'Iİ olmasına karşın, "üstkattan" ha- reketlerini engelleyecek "biruyan" almadığını söy- lüyor. Hatta bir adım daha ileri gidiyor, "DSP'nin yüzde 80'i benimle aynı görüşte" diyor. Ama, Ecevit bir gün sonra Budak'ı onayiamadı- ğını gösteriyor. "DSP'de yüzde 80'in Budak'la aynı görûşte ol- duğundan haberim yok" diye konuşuyor. TV'ler- den yayımlanan bu söz, Budak'ın başına gelebi- leceklerin ilk işareti! İşçi konfederasyonlan Kızılay'daki görkemli mi- tingden sonra Çankaya'ya çıktılar. Mitingden çok önce görüşme dileğinde bulunmuşlan Cumhur- başkanı mitingden bir gün sonra görüşme saati ve- receğine, tablodaki yerini aynı gün almayı yeğle- miş olacak ki, akşam üzeri, işçi ve memur konfe- derasyonlanna nasihat sosu bol bir konuşma ya- pıyorve diyor ki: "Pahamentoda istekleriniz tümüyle olmasa da sizi memnun edecek birtakım sonuçlara vanlaca- ğını umuyonım." Işçinin bildiğini işçiye; ne şiş yansın ne kebap usulü bakınız, ne kadar güzel satıyor. Ama ülkenin başına emekli yaşını 38-43'e indi- rerek görkemli bir sorun, bir bela açtığına değin- mryor bile. Hatalannı anımsamaz. Üstelik kabul etmez "Ba- ba". Işini bilir! Çahşma Bakanbgı da SSK yüzsüzü ANKARA (ANKA) - SSK açıklannın kapatılamadığı gerekçesiyle emeklilik yaşı- nı yükselten yasa tasansını hazırlayarak çalışan kesımin tepkisini toplayan Yaşar Okuyan' ın başında bulundu- ğu Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'mn, çiçek, benzin, yemek ve uçak para- lannı bile SSK'ye ödettiği ve borcunu yıllardır ödemediği belirlendi. Başbakanlık Yüksek De- netleme Kurulu tarafından hazırlanan SSK raporunda, SSK'nin Hazine'den 927 milyar 503 milyon lira alaca- ğının bulunduğu belirtildi. SSK'nin resmi dairelerden 38 milyar 194 milyon lira alacağı bulunduğu bildirilen raporda, bu alacağın 12 mil- yar 844 milyon lirasımn, ku- rumun bağlı bulunduğu Ça- lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ait olduğu bil- dirildı. SSK'nin aktüaryal denge- sinin bozulduğu, alacaklan- nı zamanında tahsil edeme- diği gerekçesıyle emeklilik yaşını, çahşanlann "mezar- da emeklilik" olarak nitelen- dirdiği 58-60'a yükseltilme- si için yasa tasansı hazıria- yan bakanlığın SSK'ye borç- lannın da çiçek, yemek, uçak bileti ve benzin gibi değişik harcama kalemlerinden kay- naklandığı ortaya çıktı. TBMM Baskanlığı'na da sunulan Yüksek Denetleme Kurulu SSK raporunda, bor- cun bakanlık adına verilen yemek bedeli, uçak bileti ve çiçek bedeli, bakanhğa ah- nan büro malzemeleri ve kır- tasiye bedeli, bakanlık per- sonelinin yemek borçlan, ba- kanlık otolannın benzin ve tamır-bakım giderlerinden kaynaklandığı bilgisi yer al- dı. SSK'nin batmasının so- rumluluğunu çalışanlara çı- karan Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanhğfnın 1996 yılı sonunda SSK'ye olan 6 milyar 871 milyon liralık borcunu ödeyeTek, primin borcunu zamanında ödeme- yen işverene örnek olması gerekirken ödemediği; aksi- ne, bir yıl sonra bu borcun i- ki kat artarak 12 milyar 844 milyon liraya yükseldiği belirlendi. Demirel, Türkiye'nin Ortadoğu'da ufak hesaplar peşinde koşmadığını söyledi 'Kıızey Irak salranç talıtasrtSKENDERİYE (Cumhnriyet)-Cumhurbaşka- m Süleyman Demirel, Türkiye'nin Ortadoğu'dakı sorunlarda hiçbir hesabı ya da kompleksinin bu- lunmadığını belirterek "Biz ufak hesaplar peşinde koşmuyoruz" dedi. Demirel, Kuzey Irak'ı satranç tahtası olarak nıtelerken önüne gelenin oynadığı- nı söyledi. Demirel, Israil ve Filistin'in ardından Ortadoğu ziyaretlerini Mısır'la sürdürdü. Uçakta gazetecile- rin sorulannı yanıtlayan Demirel, Mısır ve Türki- ye'nin, aralannda yalnız Akdeniz bulunan iki kom- şu ülke olduğunu. iki ülkenin ekonomik ilişkileri- ni geliştirmek için uğraştıklarını belirterek "Ku- ramadik, ama 500-600 milyon doiar dvannda olan ticaret hacmi, 1 milyar dolara yaklaşmıştır. Birçok aianlarda iküi münasebetler çok düzgündûr" diye konuştu. Demirel, Mısır'ın Arap Ligi'nde kilitbir ülke olduğunu vurgulayarak Türkiye'nin ise Orta Asya, Kafkasya ve Avrupa ile çok yakın ve derin ilişkileri bulunduğuna işaret etti. Demirel. "Kısa süre önce tsrail ve Filistin'e gttiniz, şfandi de Mı- sır'a gidiyorsunuz. Gezinizi bu açıdan da degerten- dirir misiniz? Ne götürüyorsumız" sorusunu şöy- le yanıtladı: "Götürdüğüm opdmizm, yani bir iyimserlik havasL Götürdüğûm, bu iyiınserlik ha- vasuun kötümsertiğe dönmemesL Bence seneier- dir bu iyimsernk havusı yoktu bötgede. Bölgede herkes bir şe> ler yapılmasını istiyor. Ve bunu iste- dikten sonra 'ama, velakin' gibi ksyıuar koyuyor. Yani, bu kayınan koymadan iyi obun her şe>." Cumhurbaşkanı, bir başka soru üzerine, Orta- doğu'daki sorunlarda Türkiye'nin hiçbir hesabı ve kompleksinin olmadığını vurgulayarak şu görüş- leri dile getirdi: "Türldye'nin rahatnğı da burada. Rahathğı dadürûsthığÜDden ileri geoyor.Bizne ts- tiyoruz? Kz, ufak nesapUnn peşinde degiBz. Eger Ortadoğu banş süreci başan ile sonuclaıursa. bu- rada berkesin menfaat vantar. Türldye'nin de roeo- faatı vanbr. 'Başan ile sonuçlanırsa bizim şu ka- yıplanmız olur' gibi, 'nüfiız kaybımız olur' gibi bir kaygımız yok. Ounayınca, biz >apıa bir rol oyna- mada fevkalade rahat ve etkiniz. Bu. bizim kredi- biKtemizi artünyoı:'' ".\rabuluculuk yok mu" sözleriyle araya giril- mesi üzenne de Demirel şunlan ekledi: "Hayır. Arabuluculuk laflannı sevmem. Onlar klasik laf- lar. Asunda yapKi rol o> namak, arabulucuk üstü bir rol oynamaktır. Çünkü. bu sonınlar uluslara- rası zeminlere intikal etmiş. Bugün uynadığımız rol, uhısbu-arası zeminde bunlar yürürken iyimser havayı ve jyimser ortamı mahafaza etmeye yardıın- aounaktuf Demirel, K.Irak'ta bir gelişme olup olmadığıntn sorulması üzerine, eskisinden farklı bir durum ol- madığını belirtti. "ABDDışişieri Bakanı Albnght. Talabani ve Barzani ile görüştü. Bir şey mi var ora- da" sorusuna Demırel'in yanıtı "Satranç tahtast- dır ve beffi taşlar var. Bu ta$- lan her zaman için şöyle ve- ya böyle oynamak mümkün. Ve zaman da ona müsah. Za- man zaman taşlar böyle, za- man zaman övİe oynanıyor" oldu. 'Banşsûred attmfirsat' SIT cüanındokiyıkıma mahkeme engeti SİT alam ofanası nedeniyie izinsiz tek bfr çivmin dahi çakdnıamasi^rekeııSâleyinaniye'dekikaçakçokkatn otopark inşaatmı yıkundan. mabkemenin yfirütmeyi durdurma karan kurtanh. İmardan sorumhı Eminönü Belediye Başkan Yardunası Coşkun Akso, Sûlevmaniye-Hoca Gıyassedm Mahaflea Tava^ Mastak Sokak'taki otopark inşaatuun, hlçbfr tzin ahnmadan tümüyle kaçak sürdürüldûğünü befirterek "bşaatı 7 kez mühürfcdik, her defaanda muhürler sökükrek iajatfa devmm edBdi Belediye eocümeniain vcrdigi yılam kararmı yarm (bugûn) uygulanıak izere toooi hsnrbidanmızı tgnw>nıtonnsftİL ancak mesai bhimine 15 daldka kaia bize ulaşarüan tstanbul 2. tdare Mahkemesi'nin 'yürütmeyi durdurma' karan üzerine yıknnı şündüik durdunnak zorunda kakük"' dedi. Mmar Sinan bköğretim Okuhı'mm arkasmdaki alana yapdan Sıddık Erdoğan \e Osman Asilsoy "a ait mşaat atam üzerindeki tarihi evterin de izinsiz ydakbğı ve inşaat sahipJerinin bu suç nedeniyle de yargılandıklan beiiroM. Ankara'nın diplomasi çabası• Baştarafı 1. Sayfada - - tran'ın iki komşu olduğuna işaret etti. Demirel, "Probkmler ne olursa obun hep banşçı yöntemle çözdük" karşılığı- nı verdi. Demirel, "Suriye gibi bir durum olur mu" şeklinde yinelenen soruyu "Şim- diük degU" diye yanıtladı. Ecevit Tah- ran yönetimine uyanlanm dün de sür- dürdü. Ecevit gazetecilerin sorulannı yanıtlarken tran'ın, sının aştığı iddia edilen iki Türk askerini henüz serbest bırakmadığını söyledi. Erlerin bir an önce bırakılması için gerekli işlemlerin yürütüldüğünü kay- deden Ecevit, "Dün(öncekigün)desöy- lemiştim: eğer böyle bir sınır aşma ola- yı obnuşsa herhalde kasıth değUdir, ka- sıtb olması da söz konusu olamaz. İki askerfaniz tran'ı istfla etmeye kalkışa- cakdegıuerdir"dedı Ecevit, olayın bir an önce olumlu bir şekilde sonuçlanmasını beklediklerini vurgulayarak şöyle devam etti: "Bu arada bizim tran'dan baa ya- lanmalanmız vur. PKK'nin Suriye'de- ki varlığı büyük öiçüde azaldı; fakat Su- riye'nin yerini şimdi Iran büyük öiçüde almış gözüküyor. PKK'ye kucak acı- yor. Bu komşuluk ve dostluk ihşkileriy- le ba£daşmayacak bir da> ranışür. Bu konuda Iran yönetimiyle anunızdaki görüşmeler sürecektir.'" Ecevit, Türkiye'nin hiçbir ülkenin içişlerine kanşmadığını, kendi içişleri- ne kanşılmasına da izin vermeyeceği- nı belirterek "Kraz da kendi krişlerin- de yaratbğı kargaşadan kaynaklanan bazı gelişmeler var. Dikkatkr bu konu üzerine çekilmek isteniyor. Son zaman- larda PKK'ye, İran eskisinden çok da- ha ileri öiçüde kucak aşmış görühıyor* diye konuştu. Sorunlann masada çözülmesi için Dışişieri Bakanlığı'mn girişimleri de sürüyor. Iran'ın. sınınndaki bir karargâ- hın Türk savaş uçaklan tarafından bom- balandığı iddiası üzerine kurulması ka- rarlaştınlan heyet yann sınıra gidecek. Dışişieri Bakanlığı Ortadoğu Dairesı yetkilileri ile aralannda havacılann da bulunduğu askeri yetkililerden oluşan heyet, lranlı muhataplanyla görüşecek ve incelemeler yapacak. tran'ın Ankara Büyükelçisi Muham- medHüseyinLavasanidün Dışişieri Ba- kanlığı'na çağnldı. Lavasani ile Dışiş- ieri Bakanlığı Müsteşar Vekili Faruk Loğoghı görüştü. Büyükelçi, görüşme- nin ardından gazetecilere yaptığı açık- lamada. "tki Türk askerinin sabveribne- si için yapabikceğimin en iyisini \apiyo- rum. Nüfuzumu kuUamvorum" dedi. Görevı sırasında iki ülke arasında. ikisi Ankara da. ikisi Tahran'da olmak üzere 4 yüksek güvenlik komitesı toplantısı yapıldığını anımsatan La\ r asanı, iki ta- rafin " herhangi bir şikâyetya da kkfiada bulunmadan öoct" konuyu bu komıte- lere getırmesı gerektiğini söyledi. îran, Ecevit'i suçluyor Tahran radyosu, Iran'ın PKK'ye des- tek veTdiğini vurgulayan Ecevit'i *^o- rumsuz ve gergüüik peşinde'' olmakJa suçladı. Radyonun yorumunda, bu tıp gerginliklerin genellikle Türk basınının çıkardığı ileri sürülerek "Ama bu kez gerginlik peşinde olan Türkiye Başba- kam'nın kiendisidir. Türkiye'den bir tek- nik beyetin Tahran'a gelmesi sırasında diptomatik ohnayan bir tutum takın- nuşür" denıldi. Yorumda, Türkiye'nin bölgedejandarma rolü oynamak istedi- ği iddia edildı. Ecevit, tran'ın resmi ya- yın organında yapılan değerlendirmeye, "Bu konuda polemiğe girmek istemiyo- rum. tran ile dosttuk iüşkilerine ve işbir- liğine çok büyük önem \erdigimizi. be- nim şahsen öteden beri buna çok önem verdiğimi söyledim. Umarun ilişkfleri- miz daha sağlıkh bir yöne girer" y anınnı verdi. OSS'ye yerıî diizen • Baştarafı 1. Sayfada öngörmediklerini vurgulayan Gürüz, "Ancak, sına\r takviminin değiştirDme- sini ve AOBP'nin sına\ sonucuyla bir- Bkteaçıklanmasınıöngörenbirçahsma- mız var. Hazuiüdan sürdürüjoruzr de- di. Gürüz, sistemin gelecek yıl rayına oturacağmı, taban puanlann belirlen- miş olacağım ve eleştirilerin de sona ereceğini söyledi. Öğrencilerin daha önce puanlannı bilmeden tercih yap- mak zorunda olduğuna işaret eden Gü- rüz, "Eleştirilerin hepsi laf" dedi. Gü- rüz, smav sonuç belgelerinin çok daha kısa bir sürede öğrencılere ulaştınhna- sı için PTT ile görüşmeler yaptıklannı dabildirdi. ÖSYM Başkanı Dr. FethiToker, ağır- lıklandınlmış ortaögretım başan puanı- nın verimli mi. verimsiz mi olduğunun puanlann hesaplanmasıyla ortaya çıka- cağını kaydetti. AOBP'nin yerleştirme- ÖSS puanına etkisini araştırmak üzere çalışmalar yaptıklannı kaydeden Toker, "OkuJlar. öğrencilerin dipkıma noüan- nı göndermeye başladı. Biz bu ortaöğ- retim başan puanlannı, öğrencilerin ög- renim gördüğü okulun ÖSS ortalaması ile ağıruklandıracağız'' dedi. Ağırlık- landırma ışleminden sonra bu konuda net konuşabileceğini vurgulayan Toker, "Sonuçlan görmeden konuşmak erken. Olumsuz bir tablo çıkarsa, ona göre dü- zenleme yapdn-" dedi. NHeBkBöğrenci Üniversiteler, yeni sınav sistemiyle gelecek öğrenci profılini beklemeye başladı. Sınavın teke indirilmesi nede- niyle öğrenci profilinde önemli bir de- ğişme olmayacağını düşünen üniversi- te rektörleri, herkesin en nitelikli öğ- renciyi kapma yanşında olduğunu an- latülar. ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aybar Ertepınar. ezberci eğitim an- layışı ile dershanelenn test tekniklen- ne alışan öğrencilerin üniversıtede zor- landıklanna dikkat çekti. ODTÜ'ye ge- len öfrencilerin diğerlerine göre çok daha başanlı olmasına karşın temel bi- lim derslerinde ikinci dönem zorlandık- lannı vurgulayan Ertepınar, "Şimdi ye- ni snavla nasd öğrenci geleceğini btlmi- yoruz" dedi. Ertepınar, öğrencileri ma- tematiğe hazırlamak amacıyla hazırlık sınıflanna konulan Calculus-Pre adh ön matematik dersi programmm öğrenci profüine göre devam edip etmemesi yö- nünde karar vereceklerini söyledi. Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz, gelecek yıl ya- pılacak öğrenci seçme smavmın (ÖSS) okullar kapanmadan yapılacağı, lise 3. sınıfı "kaybolan bir eğitim yıh" haline dönüştüreceği, ortaöğretim başan pu- anlannı da okullann sınav ortalaması- na göre ağırlıklandırdığı için iptaüni is- tedi. Damştay'a dava açan Akyüz, "YÖK üyeferi, biraz daha az tatil yap- sınlar" dedi. Akyüz, dava gerekçeleri- ni şöyle sıraladı: - Okunmayan konular, smav sorusu olmaktadır. Öğrenci, tam olarak ta- mamlayamadığı bir öğretim dönemin- den sorumlu tutulmaktadır. Lise 1 ve li- se 2. sınıf bilgileri, üniversiteye seçil- mek için yeterli değildir. Önceki yıllar- da ÖYS, 26 Haziran'da yapılu-dı. Bu nedenle YÖK üyeleri biraz daha az ta- til yapsınlar da smavı dönem sonuna yetiştirsinler. - Hesap yöntemi, gerçekten bir uz- manlık haline gelen puan ortalamalan, okul ortalamalan, sapmalar, faıklar, öğ- rencileri bilinçli seçim yapmaktan ah- koymaktadır. - Okul başan puanlan, bireysel başa- nlann önüne geçmektedir. Okuduğu okula göre öğrencinin başan puanı yük- selmekte ya da düşmektedir. Okullar, öğrenci kapma yanşına ginnektedir. Haksız notlarla okulun başan or- talaması yükseltilmeye çahşılmaktadır. Demirel, Ras El Tin Sara- yı'nda Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek tarafından resmi törenle karşılandı. tki- li görüşmenin ardından dü- zenlenen ortak basın toplan- tısında konuşan Demirel, Ortadoğu banş sürecini "ka- çınlmaması gereken altm bir firsat" olarak değerlendirdi- ğinı belirterek "Türldye ba- şından bu yana, Ortadoğu banş sürecinin en büyük des- tekçisjdir" dedi. Demirel, imzalanan anlaşma ve pro- tokollerin her iki tarann, ikı- li ilişkilerin daha da ilerle- mesi için duyduklan arzuya katkı sağlayacağını belirtti. Mûbarek'e davet Demirel, 10 gün önce ts- rail, Filistin ve Urdün'e yap- tığı ziyaretle ilgili değerlen- dirmelerini Mübarek ile pay- laşöğını belirtti. Demirel, Mübarek'i Türkiye'ye davet etti. Mübarek de,Demirerin davetinden duyduğu mem- nuniyeti dile getirerek bu yıl sonunda ya da gelecek yılın başında Türkiye'yi ziyaret edeceğini bildirdı. Mısırlı bir gazetecinin, "tldniz de tsrail Başbakanı Ehud Barak ve Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ile gö- ruştünüz. tyimser misiniz, kötümser misiniz'' sorusuna Mübarek, "Kötümserügi unutun. Barak ile Arafat ya- nn (bugün) görüşecekİer. Bekkyelim ve görüşmenin sonuçlaruu görelim. Iyimse- rim, kötümser degilim" ya- nıtını venrken Demirel, "S«- yın Mübarek'in görüşlerini paylasryorunr dedi. Demirel, Mübarek'in kit- le imha silahlanyla ilgili gi- rişimlerini nasıl değerlendir- diğinin sorulması üzerine de "İyi bir girişim" dedi. Mü- barek, bir Türk gazetecinin, "Kıbns'ta federasyon mu, konfederasyon mu? Naal de- ğerleodiriyorsunuz" sorusu- na, "Tam fbtoğrannı çekmek lazun. tki tarafarasmdaki bir konu" yanıtını verdi. Demirel döndü Demirel, Ankara'ya dö- nerken uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Ziyare- tinı "kısa ama gayet faydah" olarak değerlendıren Demi- rel şunlan kaydetti: "Büiyor- sunuz, 1954'te Nasır'm ida- reye A koymaSl rannnınrian bu yana epeyce soğuk dur- duk. Şimdi bu münasebetler çok iyi Sıcak tutmak lazun." Enerji konusuna da deği- nen Demirel, ülkenin 50 mil- yar metreküp daha doğalga- za gereksinimi olduğunu vurgulayarak "Bizim bura- dan enerji almaya başkma- nuz lazım. Şimdi enerji iki gnıpta olacak. Bir tanesi eiektrik şeklinde olacak ki, hatlar baglanacak. Buniann- ki ve bizimki Suriye'ye bağ- landığı zaman hatiar bağlan- mış olacak" diye konuştu. Demirel, "lsrail'le anlaşma- lardan sonra Suriye'nin de etkisiyle Arap dünyası 0e BSş- Idler zedelenmişti. Bu gezi- den sonra düzebne yoluna girdi diyebüir miyiz" sorusu- nu da şöyle yanıtladı: "Ha- yır söyleyemeyiz. Ama du- rumda bir hayli düzebne var. Şimdi Arap dünyası diye bir olay var. Arap dünyası olayı, bugün olan bir olay değiL" G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Ortadoğu için birinci olasılığı yürekten dilediği- mizi vurgularken, ikincısinin göz ardı edilmemesi gerektiğini de aktarmış olalım. Zira, bölgede buz- dolabına konmuş o kadar çok şey var ki, onlar çoktan bozulmuş, başlangıçtaki özelliklerini yitir- miştir! Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Mısır'a yaptığı bir günlük "çalışma ziyareti" buzlann çö- zülmesi sürecjnde yapılabilecek,"fe/7J/zy//(" işlerini de içeriyordu. Böigeye kuşbakışı uzandığımızda iyimser olma- yı sağlayacak kimi veriler de yok değil. Israil'den başlarsak... Temmuz ortasındaki Ku- düs-Gazze-Akabe gezisinde dikkatimizi çeken ko- nulardan biri şuydu: Bölgede ciddi bir "gerginlikyorguniuğu" var. Kı- sa süreli geziler, kalıcı saptamalara izin vermez, a- ma ilk izfenimimiz de bu olmuştu. Israil'de Neden yahu.. affedersiniz Netanyahu döneminin estirdi- ği havadan farklı bir iklim var. Barak, sekiz partiyi 43 günde bir araya getirdi, hükümeti kurdu. Yeni hükümet için Israil'de genel kabul gören tanım şu: Israil Ehad hükümeti... Yani, "tek Israil"... " »'- ' Barak'ın daha başbakanlık komjğunun sıcaklı- ğını hissetmeden ABD'ye uçup, CRnton'la ayak- lan yere basan görüşmeler yapması banşa yöne- lik iyimseriiği güçlendiriyor. Filistin'in temel kaygısı şu: Israil, Lübnan ve Suriye ile banş yapar da, biz ta- ça çıkar mıyız? Türkiye'nin buna verdiği karşılık şu: Israil-Filistin banşı, Ortadoğu barışının çekirde- ğidir! Cekirdeksiz meyve olur mu? Bilmem... Gen mü- hendisliği baş döndürücü hızla gelişiyor da! Ağzımızdan yel alsın, diyelim; banş sürecinin be- raberinde terörü getirmesinden endişe ediliyordu. Böyte bir olumsuzluk yaşanmadı. Gazze'de soh- bet ettiğimiz Filistinli gazeteciier, Arafat'ın arkasın- daki halk desteğinin yüzde 80'in üzerinde olduğu- nu söylediler. Buğu Gölü! Suriye'den değişik haberler geliyor... Türkiye'nin yaktaşımı şu: "Suriye düşmanımız değildir. Teröre verdiği des- teği de kesti. Bu konuda bize verdiği sözleri tutu- yor. Adana mutabakatı yürüyor." Bu çerçeve Israil yönetimini de rahatlatmış gö- rünüyor. Geçen hafta sonu Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, Ispanya Başbakanı Jose Maria Az- nar aracılığıyla Barak'a haber gönderdi: "Görüşmelere başlamaya hazınm." Barak da buna olumlu yanıt verdi, Bakanlar Ku- rulu toplantısında durumu degerlendirdi: "Suriye ile müzakereier Kuğu Gölü'nde tekne gezintisine benzemeyecek!" Buğu Gölü olmasın da! Ürdün'de, "Kral öldü yaşasın kral" geçişi ta- mamlandı. Akabe şehir merkezinde rastgele do- laştığımız hediyelik eşya satıcıları, elimizi sıktıktan sonra Kral Abdullah'ın rozetini vermeyi ihmal et- medi. Nüfusunun neredeyse yüzde 6O'ı Filistinli olan Ürdün'ün çiçeği burnunda yeni kralı Abdul- lah, sanınz Israil-Filistin banşını isteyenlerin başın- da geliyordur. Bu dalgalı şeridin ait ucuna, Mısır'a gelirsek... Arap dünyasının ağabeyjiğini kimseye kaptırma- maktan yana olan Hüsnü Mübarek, Barak'la gö- rüşmesinde iyimserdi. Arap dünyası nedense Mı- sır'ın Israil' le kurduğu iyi ilişkilere ilişmiyor, Türki- ye'nin attığı her adıma, önyargıyla bakıyor. Tabii bu yaklaşımın Mısır açısından bir sakıncası yok! Banş sürecine gidişte buzlar erirken, bir demeç bile tüm adımlan "tuz-buz" edebilir. Banş, akıllı in- sanlann işi. Duygular öne çıkınca akılda da buz- lanma başJıyor. Israil'in Suriye ile kuracağı ilişkiler, çekirdeğin et- rafını örebilir. Belki Esad da oğlu Başar'ı iktidara hazırlarken, bunun banş ortamında olmasını isti- yordur! Bölgedeki her ülkenin içten içe netleştirmeye çalıştığı soru işe şu: - Iran'da bundan sonra ne olur? HîzbuOah9 ın kaset yöntemi • Baştarafı 1. Sayfada rasyonlarla birlikte bu mev- zilerini tamamiyle yitirdi. örgütün bilgisayar disketle- rindeki militan listesi belir- lenirken, çok sayıda kuryesi yakalandı, haberleşme şifre- leri çözüldü. Militan ve sem- patizanlanna ulaşmakta bü- yük bir sıkıntı çekmeye baş- layan Hizbullah'm, dikkat çekmemek için örgütlenme ve propaganda faaliyetlerini yandaşlanna gönderdiği ses kasetleriyle sürdürmeye ça- lıştığı belirlendi. Diyarbakır Devlet Güven- lik Mahkemelennde yargı- lamalan süren Diyarbakır, Batman ve Mardin llim gruplannın duruşma tuta- naklannda yer alan kaset çö- zümlerinde, çatışmalar sıra- sında öldürülerek Diyarba- kır'm Silvan ilçesi Yolaç ve Çınar ilçesi Bulutçeker köy- lerindeki Hizbullah mezar- uklarma gömülen militanla- nn yaşamlan da aynnnlı ola- rak anlatıhyor. Kasetlerde "şehit" olarak söz edilen militanlann ya- şamlarının Hizbullah yan- daşlan tarafından ömek alınması ve bu uğurda müca- dele edilmesi gerektiğine yer veriliyor. Türkçe, Kürt- çe ve Arapça doldurulan ses kasetlerinin tran'da hazırla- mp Türkiye'ye gönderildiğı- nin belirlendiğini belırten üst düzey bir güvenlik yetki- lisi şu bilgileri verdi: "Hizbullah son 3 yıl içinde ağır darbeler >vdi. Eskisi gi- bi cami ve mesdtlerde top- lanü yapamıyorlar. Güney- doğu'daki tabanım kaybet- memeyeözen gösteren örgüt, yandaslanyla sürekli ilişld içinde ohnaya gayTCt gösteri- yor. Hizbuuah, tabamyia Oeti- şjmi şimdi deteyp kasetleriy- le sağlamaya çahşıyor. Bir za- manlar PKK de teyp kaset- leriyle propaganda yaparak taraftar toplamaya çalışıyor- du. Hizbullah militanlan ta- rafindan bu kasetier çeşitti yöntemlerle sempatizaıılara ulaşonlıyor. Kasetlerde ör- gütün son durumuyla ilgili taraftarlanna bflgi veriliyor, yeni eylem stratejileri duyu- ruluyor. Orgütün yeni grfiş- tirmeye çalıştirdıgı bu takti- ğe karşı başlatılan operas- yonlar devam ediyor." Bu arada, Hizbullah'm Türkiye 'deki tslami basm ve yayın organlannı kendileri aleyhinde yayın yapmama- lan için uyardığı ileri sürül- dü. Hizbullahçılann, tslami basma,"Lehimizde yazıp çi- zemeyeceğinize göre aleyhi- mizde de yayın yapmanızı is- temiyoruz" dediği iddia edildı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear