Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
CHP Içiıj Yeni Bir Umut
Hayrettin UYSAL.£s/h' Millet MfclisiCHP Gnıp Başkanvekili
G
orkemlı bir tarih içerisinden ge- ; bttöğedir. Çünkü CHP, en belirgini bir bü-
len CHP. biter mı; parlamentoya
bu seçimlerde giremedi diye.
CHP'v ı >ok saymak düşünülebi-
lir mı. dalet kuran ve bir ulus yaratan bu
partinın >ığınlann yadsımasma uğraması
Olası mı? CHP. Türkiye'yi kuran bir büvük
"Kurtuluş Savaşı"ndan gelıyor. Bu savaşın
kaynağı. »Müdafaayı Hukuk"tangeliyor. Ve
eörmek gerekir kı. tüm bunlann beyni ve usu
olan Mustafa Kemal'den gelıyor.
CHP'nın Türkıye'de hıçbırpartıde olma-
fan birayncalığı ve üstünlüğü vardır. Bu ger-
fek, herkesın bılmesi gereken çok önemli
yuk usta olarak. Türkiye'yi harcıyla, taşıy-
la. topragıyte ve kanıyla o kurmuştur. CHP,
yaptığı devrimlerle Türk ulusunu o, çag-
daşlığa yönlendirmıştir. Mustafa Kemal
Atatürk, CHP için kendi haarladıgi ve yaz-
dıği partinin ilk programında partınin te-
mel ilkelerini şöyle açıklıyor:
- HaDc Fırkası'nın gayesi, milli hâkimi-
yetin halk tarafından ve halk için icrasına
rehberlik etmek ve Türkiye'yi asri (çağdaş)
bir devlet haline yükseltmek ve Türkiye'de
bütün kuvvetlerin fevkınde kanunun vela-
yetini hâkim kjlmaya çalışmaktır. Halk Fır-
kası nazannda halk mefhumu; herhangi bir
sınıfâ münhasır degıldir Hiçbir imtiyaz id-
diasında bulunmayan ve umumiyetle ka-
nun nazannda mutlakbirmıısavatı kabul eden
bütün fertler hakkındadır. Halkçılar hiçbir
ailenin, hiçbir sınıfin. hiçbircemiyetin, hiç-
bir ferdin intiyazlannı kabul etmeyen ve ka-
nunlan vazetmekteki mutlak hürriyet ve is-
tiklali tanıyan fertlerdir. Bundan tam 76 yıl
önce ilk göreve böylesine bir geniş ufukla
ve kararlılıkla sanlan, başlayan Mustafa Ke-
mal'in partisi tükenir mi? Yanlış siyasetler
ve beceriksizlikler sonucu ugradığı bu son
yenilgiden CHP, ders alacaktır. almakzorun-
dadır 22 Mayıs 1999 kurultayındaparti ken-
djsine yeni birgenel başkan seçmiştir. Şim-
Sv-»*.
di ise 26 Haziran 1999'da da yeni bir "par-
ti mecBsF seçecektir. Bu yeni parti meclisi
CHP'ye yeni bir güç katmak, partiye sağ-
lıklı biryapı kazandırmak ve partiye iktidar
yolunu açmak durumundadır. CHP için bu
kurultay, yeni bir umudun, ışıgın ve sürek-
li bir diri soluğun başlangıcı olabilmelidir.
tş, doğru bir kararta seçilen gend bas-
kanJa bitmiyor. Seçikcek parti meclisinin
gend başkanla uyum içerisinde çafaşacak
bir parti medisi oiması gereidyor. Bu parti
meclisinin şimdhe dek süregelen ve partiye
büyük zanuiar veren partiiçi muhalefet has-
talıgından partiyi kurtarması ve asla hizip
jcermenıesi gerekiyor-
Ve en önemlısı, bu parh meclisinin "kav-
gadan annnuş, somut politikalar üreten,
haikia partiyi bansnracak ve halka partiyi
bütünkştirecek, söytani bir ve aynı olan bir
partimecfci"üljnası gereidyor. Liusvepar-
tililer, bugün kurultaydan çıkacak parti mec-
lisınden böyle birgörev bekliyor. Bu kurul-
tay. CHP'de bunu yapacak mı? Ve bu kurul-
taydan yenen, yenilen değil, tek bir güç ha-
linde salt CHP çıkacak mı? En önemli so-
run bu 26 Haziran 1999 CHP kurultayı, bü-
tün busorularaolumluyarutverebilirse, bü-
tün bunlan başarabilirse; kesindir kı, CHP
ilk seçımde iktidaryolunu açabilir. CHP'nin
geleceği bu kurultayın doğru, sağlıklı ve
özgür istenç (irade) kullanmasına baglıdır.
Göreceğiz.
jEVET/HAYIR
f
OKTAY AKBAL
'Çözdükçe Dolamyor!'
î Olaylar hızlandı. Konutar çok!.. Yalnız şımdı mi?
Hep böyle değıl miydi? Ne zaman yazılara ara
versem, okurlar "Böyle zamanda dinlenceye çı-
kılır mı?" diye yakınmazlar mıydı?
' Hangı birıni, hangı bırıni?..
Kıbns yenıden gündemde... Sekizler bastıra-
cakmış! Sekizler kim mi? Amerika, Ingiltere, Fran-
sa, Italya, Japonya, Kanada... Gerisini saymasak
da olur! Bir zamanlar "Düvel-i Muazzama" denı-
len büyük devletler; büyük sömürgelere sahip ka-
pitalist aşamanın son çizgisine ulaşmış olanlar...
Kısacası dünyayı avuçlarının içinde bilenler Bir
sözcükle Avrupa'yı, Asya'yı, Afrika'yı biçimden
bıçimesokanlar...
Varsın, Kıbns'ta çeyrek yüzyıldır barış egemen
olsun! Varsın, Rum-Türk savaşımına son verilmış
olsun... Yetmez, ille bir şeyleri karıştıracaklar, Yu-
nanistan'ın bitmez tükenmez tutkularına alet ola-
caklar... Belkı bir kez daha adayı altüst edecekler,
ettirecekler!..
• • •
Sırbıstan yerle bir edıldi. Yanan, yıkılan yerler ye-
nıden yapılır. Ölenler ne olacak? Oldüğüyle kala-
cak. NATO, Miloşeviç'i alt etti. Ama Belgrad'da
zafer türkülerı söyleniyor. Kim kazandı, kim kay-
betti?
NATO, bombalarıyla yok ettiği fabrikalan yeni-
den kurmak için milyarlar harcayacak. Ama ger-
çek bir barış kuaılabilecek mi Kosova'da? Arna-
vutlarla Sırplar biriikte yaşayabilecek mi bunca
kanlı olaydan sonra?
Miloşeviç'i uluslararası adaletin önüne çıkara-
bilecekler mi? Bosna kıyımcıları ne oldu? Hangi-
si ele geçırildi kı? Miloşeviç de elbet bir biçime ge-
tirip yakasını kurtaracaktır. NATO güçleri kaç gün,
kaç ay, kaç yıl kalacak o topraklarda? Hele Rus-
lar da işin içine girdiğine, belli bir toprağı elinde
tuttuğuna göre bu sorun bitip tükenmez...
• • •
» Geçenlerde biçyazımda Bahaılefden söz etmiş-
tim. Fethullahçılaria ilgili Ankara Emniyeti'nin ra-
fjbrundaadı geçtffli için... Biryanlışlrkolmuş, Ba-
bailerle Bahailer Dirbirine karıştırılmış! "Türkiye
Bahailen Ruhanı Mahfili "nden aldığım bir yazıda
şöyle denilıyor:
"Bahai dini mensuplannın FethuRah Güten ce-
maati, Şeyh Saft, Şeyh Bedrettin ve taraftarlan
ile hiçbir ortak yanı, organik bağı ve ortak eylem
veya söylemi olmamıştır ve olması da mümkün
değildir."
t Bakın, bir harf farkı ne gibi yanlışlıklar yaratıyor!
Bahailik 1817-1892 arasında yaşamış Bahaullah
tarafından kurulmuş... Oysa Babailik 13. yüzyıl or-
talannda Türkmen şeyfıi Baba Ityas tarafından baş-
latılan, düşünsel temellerıni Şamanlık ve Şiilikten
alan bir din eylemi. Tarihimizde Babalar Isyanı di-
ye ünlü... Yani Bahailikle Babailik birbirinin tam ter-
si!..
Bir yanlışlığı düzeltmek her zaman kaçınılmaz
bir görevdır.
• • •
• Herkesın sorduğu bir soru: Fethullahçı yüzler-
ce okul, on bınlerce öğrenci şımdi ne olacak? Bu
okullar kapatılacak mı? Yoksa hepsi Milli Eğitim
Bakanhğı'na mı bağlanacak? Ya yurtdışındaki-
Jer?.. Fethullah Bey'e para kaynaklannı nereden,
kimden, nasıl bulduğu da sorulmayacak mı? Mey-
Üan böylesine boş mu? Demirel'ter, Ecevrt'ler, Me-
kut'lar, Tansu lar da mı yoksa Fethullah yanlısı?..
Evet, sorun. konu, olay öylesine bırbırine kanş-
jpnış ki!.. Bir şarkıdaki gibi, "çözdükçe dolamyor."
* Bugün CHP kurultayı toplanıyor. Altan Oy-
fnen'ın lidertığindeki partinin yeniden halkımızın
umudu olabilmesi bugünkü toplantının sonuçla-
rına bağlı... Bütün gözler şimdi CHP'de!..
"GÜLEN İRTİCA "NIIV İÇYİJZÜ
FETHULLAH GÜLEN
ŞOK FİYATA
Beigeler, bılgıler, fotoğraflarla cami imamlığından
hocaefendıliğe, hocaefendilikten Papa ile buluşmaya varan
yolun öylcüsü...
2 CD'lik Bir Dizi
TÜM CUMHURtYET KİTAP KULÜBÜ SfiRGI
SALONU VE TEMSfLClLfKLERlNDE
Cuınhuriyrt Çağ Pazaıiama A Ş Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kuiübü f34334)Cağaloglu-lstanbul Tel (212)514 01 96
CLUB FLIPPER'da
4-18 Temmuz arası 4 yataklı, denız
manzaralı, klımalı, 15 günlük
KİRALIK DEVRE MÜLK (300 milyon TL)
0 532 232 54 54 0 212 244 54 39
Yalan Yere...
Doğan HASOL YüksekMimar
M
erveKa«ıkçj'nın türban saçmaJığı Tür-
kiye'yi günlerce gereksiz yere meş-
gul etti. Hâlâ da etmeyi sürdürüyor.
Yorurnlar, eleştiriler hep türbanın bir
siyasal gösterge olmasına ve bunun TBMM'ye yan-
sıtalmasına dayandınlarak yapıldı. Bu görüs dog-
rudur, ancak duruma başka bir açıdan yaklaşma-
nın daha yennde olduğu kanısındayım.
Bu yaklaşım. doğrudan TBMM'deki ant içmey-
le ilgili. Merve'nin, vazgeçmediği kıyafetiyle ant
ıçmesinin. ant metniyle ne denli bağdaştığına ba-
kahm. Anayasanın 81. maddesine göre ant metni
şöyle: "Devtetin varhğı w bağımsızhgıru. \atanm bö-
lünrnezbütürdügünü.miUetinka>Ttsız\eşartsızege-
menliğini koruyaca0ma: hukukuo üstünlüğüne,
demokraük ve laik Cumhuriyete ve Atatürk Oke ve
inktlaplanna bağlı kalacağıma-. ve Anavasava sa-
dakatten avnlmavacağı ma büyük Türkndletiönün-
de namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Bu ant, laik Cumhuriyete, Atatürk ılke ve dev-
rimlerine ve anayasaya bağhlığa dayanıyor. Şimdi
Menr
e, o kıyafetiyle, laiklik, Atatürk ilİce ve dev-
rimlerine bağlılık ve anayasaya baghlık üzerine ant
içecekve o antgeçerli olacak öyle mı? Hemde Türk
milleti önünde namusu ve şerefi üzenne... Okıya-
fet. "taiklikie, Atatürk ilke vt devrimleriv le" ne den-
li bağdaşır acaba? tnsanlann gözünün içine baka
baka yalan ant içme (yalan yere yemin) olmaz mı
bu°
MiBtafe KemaLdaha 1916Wa "Katbniannörtüp-
mesinin lağvi (kaJdınlmas)vesosyal havaümızuı dü-
zeftümesi'" konusunda bakınız ne diyor: "1. Muk-
tedir ve hayan biien anneler yetiştirınek, 2. Kadın-
iara serbestüğiııi vennek,3. Kadınlaria beraber ol-
mak. erkeklerin ahlakı, fddrleıi hissivun üzerinde
etfcendir."(l>.
Yine Mustafa Kemal'in 1918 yılında kaleme al-
dığı Karlsbad anılannda kadın ve erkek ilışkileri,
uygar yaşayışuı gereksinmelen konusunda görüş-
ler de yer alıyor. Şöyle: "Sözünktsası sonuç: Bu ka-
dın sorununda cesur olahm. kuşkuyu bırakalım.
Açıbınlar. Onlaruı dimağlan gerçek bilgi ve sanat
ile bezensin, tffett btlimi sağfıklı biçimde açıld»*-
hm. Şeref ve haysiyet sahibi olmaJanna birinci de-
recede önera verettm."(2).
Atatürk bunlan daha 1916'da, 1918'desöylemiş;
yalnızca söylemekJekalmamış yazmış. Sonraki uy-
gulamalannı, bu ilkelerin gerçekleştırilme süreci-
ni hepımız biliyoruz Başını açmak istemeyen "Çok
zorunluvsa başörtüsü ya da yemeniyte yemin ede-
yim" dıyen Mene Kavakçı, "Atatürk Ûke vedev-
rimlerini koruyacağma" ant içerek kimi kandıra-
cak? TBMM'deki ant içme yalnızca bir "jekfl" ko-
nusu mudur?O ant, seçilrruşlerin 65 miryonun göz-
len önünde gelişi güzel okuyup geçeceği bir laf di-
zisi midir? îçeriğinin, anlamınm hıç mi önemi yok?
"Düşünme" yerine. "körfi körüne inanma"ya ku-
rulmuş kafalar <
^emin''e bile içeriğıni düşünüp an-
lamak zahmetine katlanmadan. yalnızca bir şekıl
kalıbı olarak bakmaktan kendılerinı alamıyorİar.
(1) Prof Dr. A. Afctinan. M. Kemal Atatüric'ün Karisbad
Haöralan, CumhunyetKıtaplan;1999. s. 47. (2)AGY. s. 54
Şiirimizin Çınlayan Sesi
Müslim ÇELİK
. _ ? * _ lkemizin coğrafyası, genç kız gülüşlen,
• T CevhunAhıfKansu'nunşiirlerinde. Vebir
I j deongunbirdünyaüzünçlenırtarihinbur-
^ « X gaçlanndan geçerek...
Görünen boyutlanyla Kansu, başlan karlı-boran-
lı ulu daglara benzer. Bu dağlann eteklennde ilk-
yazlar \'ar. Kaçgun bulutlann altlannda ve isıcak so-
luklanmalanyla kar çiçekleri. Buzlarla toprağın,
kışlarla ılkyazlann kesiştigı yerlerde ter, lav soluğu
bal ile yogrulmuş ve sevgi açar inceltilmiş. Kansu
can soluğu şiirin ve insanımızm...
Ve gerçekçi şiirimizin doğal akışlı, yarpuz koku-
lu, köpüklü türkü suyu. Bızlere yüreğinin içini gös-
teren ozan; dirseğini degil!.. Özgürlüğün, bagımsız-
Iık gülünün bu özgün ozanı yaşıyor.
"Seniayırmışlarsa gd banaişteeüm/ Seni kovmııs-
hHa geTRana iste evinV fsfrWm. senT«o»ügnm.sun
bir de gökyüzü çağnb."
' Ceyhun Atuf Kansu, ozan ve bilim adam»olarak
bu ikı kimligini kişiliğinde entmıştir. Bilım adamı
yönü, onu doğasal bir dışsoluşmaya, sanatsa için-
deki firtınalan dindırmeye götürmüştür.
Kansu'nun şiiri tam da bu beyaz noktadan dogar.
Bir yandan bilime ve de şiire dönüşur. Türk şiirin-
de bireyselliğin verimli, doğurgan çeşitliligi üzeri-
ne inşa edilen gerçek anlamdaki topluma açılan tav-
n, FÖcret'ten bu yana dikey sivrilmeyi geririrken
yayılmayı sürekli başarmıştır. Değilse öznesi öznd
bilioç olan ozan, kabuğunu kolay kıramazdı. "Bü-
yük sevinçler, büyük yapıtlaruı gödemienmesinden
doğar.'" Bu büyük yapıt haîktır. Kansu o çeşmeden
su içmiş, fakat kanmamıştır.
Özlü olarak açmak gerekirse: Bilinç iki baglaşık-
tır. Dışsalı ve "bea" olanı karşıtlaştınr sürekli bir-
leştirerek. Bu bağlanmanın yaşamda karşılıklan var
olduğuna göre, onlan belirleyen de düşüngeyen dü-
şüncedir. Biretkin eyfemhliktir Befl'inde dogayı al-
gılarkcB kendıni algıiayan. Ve Besnelüğin görünür
afanına kapatılmamış bilinç, gerçekligin simge ve
ntım anlamlannaevrilir. Başlangıçtan günümüze ka-
dar geçerli görüş, şiirin. şairin içinde olduğu görü-
şüdür. Sözün yöneldiği saltık şiire götüren imgenin
dogurdugu şiirin gerçekleşmesi, ozanın bozkır bil-
gesi oluşunun engin gücüdür. Şiirimin atalan dedi-
ği PirSultan AbdaL^unusEmre ve Karacaoğlan'da
oldugu gibi.. Bu nedenle özgünlük sunar.
I. Yeniler III. Yeniler 8. Yenilerden aynmsandı-
ğı noktalardırson Ahi Ceyhun Atuf Kansu'nun. Kı-
sa kısa şiirlennde bir bitmemişlik. yanm bırakılmış-
lık durumu var görünse de, onlann birerdestansı par-
çalan olup, tarihe not düşmüş olmalanndandır. lyi
bakarsak, bütünü parçada görebiliriz.
"Kasketf birhalkdoktoruidm" diyen Kansu, ağır-
başlı ve saglam ıralı ozanlanmızdan biri olarak di-
zelerinde nesneleri nasılsalaröyle adlandırmıştır/an-
lamlandırmıştır. Halkçılık, kendi kendini yenileyen
cumhuriyet devrimciligi ve ınsancı paylaşımcı bir
duruşu vardırtoplurasal yaşamkan^sırıda. Kansu için
Cahit Külebi'nin şuilu dizesine de yürekten katıla-
rak brtinyorum yazımı: "Ceyhun kardeş sen bu fl-
den gideli / Dağlanm yıkıMı, çöfleriın bomboş."
florltıaif
PENCERE
Din ve AMâksızlık..
Babaçocuğunu karşısınaalmış, küçüğeyaşam
öğütleri veriyor.
- Ulan gözünü aç!.. Içinden pazarlıklı ol!.. Kim-
seye açık verme!.. Yükselmekiçin ikiyüzlü olma-
lısın!.. DüşüncelerinikendinesakSa!.. Olduğun gi-
bi görünme!.. Görûndüğün gibi olma!.. Yeterin-
ce güçlenmeden kuvvetini ortaya dökmel.. Has-
mına yalakalık et!.. Patrona yaltaklan!.. Herşey
buyoldamubahtri.. Kuvvetieneceğin zamanı bek-
le!.. En sonra hepsinin işini bitirirsin!.. Ama, sı-
rasızçıkışyaparsan, onlarsenibitihr!.. Eşrefsa-
ati gelinceye dek sabırla bekle!.. Kendini gizle!..
Sahtekârlıkyap!..
Babanın bu türiüsüne namuslu insanlann dün-
yasında ne ad verilir: .
- AhlâksızL
•
Toplumda "ahlâk" diye bir kavram kalmadı
mı?.. Bir insanın erdemli, dürüst, açık, doğru,
güvenilir olması hiçbir deger ve anlam taşımıyor
mu?..
Yalancılık mı geçerli?.. - ** * •
Hamamböceği gibi karanlığa sinerek, tespih-
böceği gibi ıkıye katlanarak, kertenkele gibi yer-
lerde sürünerek yaşamak artık ayıplanmıyor mu?..
İkiyüzlü olmak, kimligini gizleyerek karşında-
kini tuzağa düşürmek, zayıfken dalkavukluk ede-
rek güçlendiğin zaman diklenmek, alacakaran-
lık kuşağında yaşayarak kişiliğıni saklamak, ma-
rifetin meydana çıkınca da salya sümük yerler-
de yuvartanıp el etek öpmeye kalkışmak dogaJ
mı karşılanıyor?..
•
Bir toplumda ahlâksızlığın hoş görüldüğü sü-
reçte yozlaşma çürümeye dönüşrnez mi?..
Sıradan insanda bile ahlâk aranırken "din ada-
mı"na ne demeli?.. Hoca, papaz ya da hahamın
ahlâksızlığı meslek edinmesi, dünyanın bütün
toplumlannda deprem yaratacak olaydır; ne hav-
rada, ne kilisede, ne de camide ahlâksızlığa ka-
pılar açıiır.
' Çünkü ahlâksızlığa kapı açan tapınağın kub-
besi gümbür gümbür çöker.
Başında sank ya da takke, sırtında cüppe, Fet-
hullah Gülen'in tutum ve davranışlannı her şey-
den önce ahlâk terazisinde tartmak gerekmiyor
mu?..
Fethullah Gülen'in kasetleri televizyonlarda bir-
biri ardına yayımlanıyor...
Kötü mü oluyor?..
Kasetler neden çekilmiş?.. Nam-ı diğer "Ho-
ca Efendi" kameranın karşısına neden geçmiş?..
özei yaşamından bir sahne kasetlerde yok.'.. Gü-
len şeyhülislam cüppesini sırtına, takkesinı ka-
fasına geçirip talkın vermek için hazırve nazır bi-
çimde konuşlanmış!.. Denebilir ki bu kasetlerta-
rikatın mürrtlerini yönlendirmek için, kapalı dev-
re eğitim için çekilmiştir. Bir gazetecinin bu ka-
setleri eJe geçirip yayımlamastflazetecilik g ö r ^
vidir, dürtyanih her Ölkestnbe' geçerli kural budur
••;•-—; »
Fethullah Gülen, yayımlanan kasetlerde insan-
lara ahlâksızlık öğütleri veriyor. Aldatmaca, ya-
lan, dolan, ikiyüzlülük, gizlilik, ahlâksızlık üzeri-
ne ne din yükselir, ne de Müslümanlık oluşur ki
Gülen bunu yapıyor.
Peki, ama, bir din adamı insanlara ahlâksızlık
aşılayabilirmi?..
Değerli
gazeteci-yazar
NACİ
GİRGİNSOY'u
Sevgi ve özlemle
anıyoruz.
AİLESİ
Mustafa GULMEZ
1963-1988
Edirne Kıyık Karakolu
Daha iyı bir geteceğe
duyduğumuz özlemi,
umudu bûyütüyoruz.
Ve sen hep yanıbaşımızdasın.
Aılesı ve Arkadaşlan Adına
Kemalettin Gölmez
ACf KAYBIMIZ
RÜSTEM BEKAR
(1930- )
Köy Enstrtüsü mezunuydu.
TÖS üyesiydi... Öğretmendi... llköğretim
müfettişiydi... Üreticiydi...
Her şeyden önce
DEMOKRAT BİR İNSANDI...
Onurlu yaşamıyla unutulmayanlann
arasına katıldı. Gerek cenazeye bizzat
katılıp gelenlere, gerekse üzüntümüzü
telefonla, ziyaretle payiaşan bütün
dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
Eşi: NACİYE B8(AR
ÇocuMan: GÜUB(tol BSAR ve BİLGE BISOY
Damadı.ÖZAYfSSOy
GeHni: HÜUM B8UR
Tomiflları: ÖZ1£M(
Bfflü ve GAMZE