Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 HAZİRAN 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kaysepi'de
haymattos
oergMiğj
• KAYSERİ
(Cumhuriyet) -
Kayseri'nin Kocasinan
ilçesine bağlı Erkilet
beldesinde bir esnafin
öldürülmesi nedeniyle
başlayan gerginlik sürûyor.
Erkilet Belediye Başkanı
Hüseyin Orhan,
beldelerinde
"haymatloslar'" olarak
bilinen, eskiden göçebe
olarak yaşayan, ancak son
dönemde yerleşik yaşama
geçen ailelere ait 60-70
evin çoğunluğunda silah
bulunduğunu belirterek,
"Gereken önlemler
alınacak. Halkı sakin
olmaya davet ediyoruz"
dedi. Orhan, 13 bin
nüfuslu Erkilet'te
haymatloslann sayısının
abartıldığıru, sayılannın
200-250 ile sınırlı
olduğunu da belirterek,
"Bu halkı
mülkiyetlerinden zorla
çıkaramazsınız. Sorunun
çözümü için en iyi yol
eğitimdir. Bunun için
belediyemiz kültür
merkezleri yapımına
öncelik verip, gençleri
eğitecek" diye konuştu.
fflzbullah
dosyatarı
blrleşti
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'da 1995-1998
tarihleri arasında yasadışı
Hizbullah terör örgütü
adına faaliyet gösterdikleri
ve 7 kişiyi öldürdûkleri
gerekçesıyle Diyarbakır
devlet güvenlik
mahkemelerinde
haklannda dava açılan 102
sanığın toplam 1558 yıl
hapsi istendi. Diyarbakır 2
No'lu Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde son 3 ay
içinde Hizbullah'ın
Diyarbakır Ilim Grubu'yla
ilgili açılan 12 dosya
birleştirildi. Birleştirilen
dosyalarla Diyarbakır Ilim
Grubu davasmdan
yargılanan sanık sayısı
102'ye yûkseldi. 102 sanık
hakkında istenen toplam
ceza ise 1558 yıl oldu.
Sanıklardan 20'sinin
tutuklu, 82'sinin ise
tutuksuz yargılanacağı
öğrenildi.
İstanbul cinayet
kentioldu
• tSTANBUL (ANKA) -
tstanbul, cinayet suçunda
Berlin, Madrid, Roma'yı
geride bırakarak Avrupa
birincisi konumunda
bulunuyor. Emniyet Genel
Müdürlüğü Asayiş Daire
Başkanlığı tarafından
yapılan araştırmalara göre
Istanbul "Türkiye'nin suç
deposu" olma özelliğini
koruyor. Tüm Türkiye'de
işlenen asayiş suçlannın
önemli bir bölümü
lstanbul'da gerçekleşiyor.
tstanbul, Türkiye'deki bu
suç grafığini Avrupa'ya da
taşıyor. Interpol Daire
Başkanlığı verilerine göre
Avrupa'da cinayet suçunda
Istanbul ilk sırayı alıyor.
Oto hırsızlığında da
Istanbul; Roma, Madrid ve
Berlin'in ardından
dÖTdüncü sırayı alıyor.
Toplam suçlarda ise Berlin
ilk sırada bulunuyor.
Emniyet verilerine göre
asayiş suçlannın azalma
nedenlerinin arasında
"GAP"ın sosyo-ekonomik
yararlan ilk sırada geliyor.
GAP ile artan tanmcılığın
göçü yavaşlatması, asayiş
suçlannı azaltan önemli bir
etken olarak belirtiliyor.
KOPUCU davası
karara kaldı
• DhARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbaku'da işadamı M.
Şerif Avşar'ı kaçınp
öldürdükleri iddiasıyla
Diyarbakır 3. Ağır
Mahkemesi'nde
yargılanan bir PKK
itirafçısı ile dört geçici köy
korucusu hakkında 15 ile
24 yıl arasında değişen
hapis cezalan istendi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yapılan
duruşmada, davanın tek
tutuklu sanığı korucubaşı
Ömer Güngör hazır
bulundu. Tutuksuz olarak
yargılanan PKK itirafçısı
Mesut Mehmetoğlu ile
korucular Zeyyat Akçil,
Yaşar Günbatı ve Aziz
Erbay duruşmaya
katılmadılar. Duruşma
ertelendi.
Türban eylemini şeriatçı kalkışmaya dönüştüren 75 sanık bugün yargı önüne çıkıyor
Malatya'da 51 idam istemi• DGM, 30 Nisan ve 7 Mayıs tarihlerinde Malatya'da
çıkan olaylan, "Demokratik laik cumhuriyete karşı
mevcut anayasal düzeni zörla değiştirmeye kalkışmak
ve bu suça iştirak" olarak değerlendirdi.
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA- Inönü Üniversite-
si Senatosu'nun türban genelge-
sine karşı gerçekleştirilen eylem-
lere katılan ve haklannda Malat-
ya Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nde dava açılan 43 'ü tutuklu 75
sanık bugün yargı önüne çıkıyor.
Savcilık iddianamesinde, tutuklu
43 sanıktan 4O'ı, tutuksuz sanık-
lardan da 1 l'i hakkında ölüm ce-
zası istendi.
Malatya DGM Savcılığı'nca
hazırlanan ıddianamede. "basjan-
gıçta üniversite senatosunun akn-
ğı karan protesto şeklinde başla-
yan izinsiz gösterilerin, sonradan
dim de kuöanarakvedindarinsan-
lan yanlanna çekerek amaandan
sapbnldığı" görüşüne yer verildi.
Iddianamede bu durumdan cesa-
ret alan başta Ramazan Kesldn ve
taraftarlan ile bazı vakıf ve dernek-
lerin, organize şekilde 30 Nisan
1999 Cuma günü namazdan son-
ra Akpınar Meydanı'na yakın ca-
mi ve mescülerde namaz kılan va-
tandaşlan da tahrik ettikleri, Ak-
pınar Meydam'na doğru toplu-
luklar halinde yürüdükleri belir-
tildi.
Iddianamede. göstericilerin din-
dar ınsanlan kullanabilmek ve
yanlannda yer almasını sağlamak
ve büyük kalabalık oluşturmak
için özellikle cuma günlerini seç-
tiklen ifade edilerek, gerek 30 Ni-
san ve gerekse 7 Mayıs tarihle-
rindekı şeriatçı eylemlerden son-
ra da olaylan organize etmek için
illegal çalışmalar yapıldığı vur-
gulandı. Iddianamede şöyle de-
niidi: "Bu çahşmalarda Malatya
tslamiDayanışmaYakn'nında ol-
duğu, 10 Mav ıs akşamı potis tara-
findan 'Başörtüsü mıtingıne katıl"
yazılı afişi asarken yakalanan 2 Id-
şininyapdan sorguİamalannda bu
afîşieri Islami Dayanışma Yakfj
binasmda flrarda oian Ramazan
Kayan'dan aldıklan. bu kişinin va-
kıf bünyesinde Türkiye İslami Ha-
reketi oluşumunu gerçekleştirme-
ye çalıştığL Türkiye İslami Hare-
ketinin Malatya'daki dini lideri-
nin Ramazan kay an \e siy asi lide-
rinin ise yine firarda olan Zeken-
ya Şengöz olduğu... Malatya'da
meydana geien ojaylann arkasın-
da Ramazan Kesldn,onunla görü-
şetı Hüda Kaya ve kemrikrine bag-
lıcetnaatgrubuyla İslami Dayanış-
ma Vakfi ile illegal alanda bünye-
sinde oluşturduğu ve Türkiye İs-
lami Hareketi ve bazı cemaat ve
gruplann olduğu toplanan ddiller-
den anlaşümıştır. Olayiann tümü
göz önüne alındığında. yükseköğ-
retim kurumlannda başörtüsfi ve
türban takan ögrencilerin Atatürk
devrimleri ile laik cumhuriyet U-
kelerine aykın davrandıklan ve
dine davalı devlet düzeniııi benim-
sedikleri kabul edibniş oMuğuna
göre Malatya'da meydana gelen
eyiemler anayasanın 1.2 ve4. mad-
dderinde beürtilen demokratik la-
ikcumhuriyete karşı mevcut ana-
yasal düzeni zorla değiştirmeye
kalkışmak ve bu suça iştirak suçu-
nu ohışturacağu."
Bugün Malatya 1 Noiu DGM'-
de başlayacak duruşmada, 5l'i
hakkında idam istenen 75 sanık-
la ilgili iddianamede, bir numara-
lı sanık Hüda Kaya'nın (39) radi-
kal İslami hareket içinde olduğu,
Malatya'da meydana gelen türban
olaylannda en önde yer aldığına
dıkkat çekildi. Davada Hüda Ka-
ya'nın dışında IHL öğrencisı olan
kızlan Zehra Nurulnak Saatçioğ-
iu, Gülan İntisar, Nurcihan Saat-
çioğlu da yargılanıyor.
Konrad Adenauer Vakfı
Almanya'daki
Türk gençliği
tartışıldı
tstanbul Haber Servisi - Almanya'daki
Türk gençliginin önemli sorunlan olmak-
la birlikte, bakış açısının da büyük olduğu
ve büyük bölümünün yaşamını Almanya'da
kurmak istediği belirtıldi.
Konrad Adenauer Vakfı ve Türkiye Araş-
hrmalar Merkezi'nce Alman Kültürevi'nde
düzenlenen toplantıda Almanya ve Türki-
ye'deki Türk gençliği tartışıldı. Türkiye
Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr.
Faruk Şen Almanya'daki Türklerin çok
genç bir kitle olduklannı belirterek yükse-
köğrenim gören Türk gençleri arasında, es-
kiden fen bilimleri agırlıktayken son dönem-
lerde sosyal bilimlere yönelik ilginin de
arttığını, bu yönelişin de Türk gençlerinin
Almanya'da kalıcı olmayı tasarladıklannın
bir göstergesi olduğunu söyledi. Toplam
571 bin Türk gencinin Almanya'da öğre-
nim gördüğünü anımsatan Şen, "Ne yazık
Id son yülarda aşın sağdan gelen saldınlar,
Türk gençlerinin içine kapanmasma neden
oldu. Uyum konusunda bir yanda büyük ba-
şanlar elde edilirken öte yanda önemli pü-
rüzler çıkö" diye konuştu.
îşsizîik oranmın Almanlarda yüzde 11,
Türklerde ise yüzde 25 olduğuna dikkat
çeken Şen, işsizligin yoğun olduğu bölge-
lerde aşın sağdan kaynaklanan çatışmala-
nn arttığını vurguladı. Şen, "Almanya'da
Türldye'ye dötunek isteyenlerin sayısı gkle-
rek azabyor. Almanya Türk tophımu için ge-
çk-i değfl, kabcı bir yw oldu" dedi.
Depoütizasyon sttreci
Kısa bir süre önce Konrad Adenauer Vak-
fi için Türk gençliği üzerine bir araştırma
yapan ekip içinde yer alan Marmara Üni-
versıtesi Oğretim Uyesi Dr. Ferhat Kentel
de ülkemizde çok ciddi bir "genç oJamama"
sorunu yaşandığma işaret etti. 9O'lı yılla-
nn gençliginin çok ilginç ve karmaşık bir
yapıda olduğunu öne süren Kentel, genç-
îiğın apolitizasyon sürecinden öte artıkde-
politizasyon süreci yaşadığını, giderek içi-
ne kapandığını ve muhafazakârlaştığını
söyledi. Gençliğin homojen olmadıgının
altını çizen Kentel "Kentii, köylü, çahşan,
üniversiteti, \arsd, yoksui egm'mli, işsizgenç-
leriayn değerlendirmek laam. GençMğin hem
kuşak olma özelliğini göz önünde bulun-
durmak hem de suııfsal tahlil yapmak la-
zan" diye konuştu. Kendini birey olarak ifa-
de edemeyen geniş bir gençlik kesiminin
bulunduğunu, sosyalleşme süreçlerinin ge-
nelde çoğul olarak gerçekleşmediğini vur-
gulayan Kentel, gençliğin kendi içine ka-
panan, korkan, güvensizlik nedeniyle ken-
dini inşa eden bir kimlik ürettiğini kaydet-
ti. Bu bağlamda son seçimlerde MHP'nin
gençlerden aldığı desteğin önemli olduğu-
na değinen Kentel, oransal olarak çok sı-
nırlı olmakla birlikte çoğulcu kimliğini
oluşturmaya çalışan bir gençlik kitlesinin
de bulunduğunu ifade etti.
Demirel
temelattı
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, ffl(
oiarak İstanbul d d a
Toptancılan Imalat
Sanayü ve Depocnlan
Toplu İşyeri Yapı
Kooperatifi'nce
Baynunpaşa'da inşa edflen
Böyflk Gıda Merkezj'nin
tamamlanaj] blokiannı
bizmete açü. Çağlayan'da,
"AH Balkaner Anadotu
Lisesi'"nin temel atma
törcninc katılan Demirel,
daha sonra ü özel klaresi
tarafından
Okmeydanı'nda
yaptınlacak olan di$ ve
ağjz hastahJdan
hastanesinin temd atma
törenine de kaokh.
(Fotoğraf: HATlCE
TUNCER)
Cumhurbaşkanı Demirel 'Üç Denizin Hikâyesi' konferansına katıldı
'Türldye enerjipazannda anahtar'
EkonomiServisJ-Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel, Türki>'e'nin Hazar ve
Kafkas petrotlerinin Bakû-Ceyhan bo-
nı hattından geçirilmesi yönündeki ka-
rarlılığını dile getirirken taşımanın Bo-
ğazlar üzerinden yapılmasına göz yumul-
mayacağını söyledi. Tür-
kiye'nin 2015 yılında 53
milyar metreküp doğalga-
za ihtiyacı olacagmı kay-
deden Demirel, enerji kay-
naklannın çeşitlendirilme-
sinin zorunlu olduğunu
anlatırken uluslararası tah-
kime de destek verdi.
Dış Ekonomik Ilişkiler
Kurulu (DEtK) Karade-
niz Ekonomik İşbirliği Iş
Konseyi ve Cambridge
Energy Research Associ-
ates"in düzenledıği "Cç
Denizin Hikâyesi, Hazar
Karadeniz ve Akdeniz'in
GeteceğT başlıklı konfe-
rans dün başladı.
Konferansa katılan
Cumhurbaşkanı Demirel,
Tûrkiye'nin yeni bölgeseî
ve küresel rolünün, Avras-
ya'da oluşan yeni enerji
denklemlerindeki belirle-
yici konumuyla daha da
belirginleştiğini söyledi.
Tûrkiye'nin yeni küresel
oyunda çifte avantaja sa-
hip bulunduğunu ifade
eden Demirel, "Türkiye
biryandan böigesinin en
büyük ve en hızlı büyüyen
ekonomisi olarak >t 30 jil-
da gerçekkştküecek 128
mflyar dolarhk enerji yaünm paketlyle
çok büyük bir enerji pazandır. Öte yan-
dan, Türkiye Hazar havzası petröl ve
doğalgaz kay naklannm düm a pa/arla-
nna ulaşbrdrnasında anahtar ülke konu-
mundadır" diye konuştu. Demirel, bu
Demirel İstanbul Belediyesi'ni ziyaret etti
4
Tüp geçit yaşama geçirilmeli'
"dünyanın lafinı işittiğini'" kay-
deden DemireL ilk köprünün ya-
pımından 10 yıl geçmeden ikın-
ci köprü mecburiyetinin doğdugu-
nu vurguladı. Demirel. "tstanbuL
kongrelerkentioJınakhr.Biziınt»-
mnlmaya ihtiy^cımız var" dedi.
Demirel, Melen su projesi için
Japonlardan kredi sağlanmasına
karşın, projenin hâlâ başlatılma-
dıf ından yakındı. Demirerden
yardım talebinde bulunan Gürtu-
na özetle şu ıstemlerde bulundu:
Yüzde 5'lik vergi payının yüzde
lO'açıkanlması. belediyeran sağ-
ladığı dış kredilere Hazine garan-
tisinin saglanması. trafik de-
netiminin belediyeye verilmesi,
Harem-Gebze hafif raylı sistemi
için Karayollan Genel Müdürlü-
ğü'nün onay vermesi.
Brifinge, hiçbir FP'li yetkili
katılmadı. Show TV ekibinin şo-
forii Ernığrul Kanda, park tartış-
ması sonucu çevik ku\Tet polis-
lennce dö\ üldü. îstanbul Emni-
yet Müdürü Hasan Özdemir, po-
İislenn teşhis edilmesi halinde
açığa alınacaklan sözünü verdi.
İstanbul Haber Servisi - Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel, Is-
tanbul'un tarihi degerlennin, ye-
şilinin ve boğazının korunarak
kentin yaşanıhr bir hale getiril-
mesi gerektiğini söyledi. Demirel.
3. boğaz geçişinde geç kalındığı-
nı belirterek tüp geçiş projesinin
yaşama geçirilmesini istedi.
Demirel, İstanbul Valisi Erol
Çatar ile birlikte İstanbul Büyük-
şehır Beledıyesi 'ni ziyaret etti. Is-
tanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı AnMüfkGürtunataranndan
belediye bandosu eşliğinde tören-
le karşılanan Demirel'e, kentin
sorunlarına ilişkin bir brifing ve-
rildi. Gürtuna, brifmgin ardından
Demirel'e kentin altınanahtan üe
şükran plaketi ve ihtıram beratını
sundu. Demirel'in 1949'da bir sü-
re lSKl'de çalıştığmı ifade eden
Gürtuna, Demirel"e o döneme ait
ÎSKİ personel kütük defterinin fo-
tokopisi ile ipek işjeme Demirel
portresi de armağan etti.
Konuşmasında İstanbul Boğa-
zı'na ilk köprünün kendisi tarafin-
dan yapıldığmı ve bunun için
konuda kilit projelerin. Bakû-Ceyhan
petrol boru hattı ve Hazar geçişli doğal-
gaz battı olduğunu vurguladı. Cumhur-
başkanı Demirel. Tûrkiye'nin İstanbul
ve Çanakkale boğazlannın birer tabii
boru hattma dönüştürülmesine göz yum-
mayacagını ve yuma-
mayacağını bir kez
daha vurgulamakta
yarar gördüğünü bil-
dirdi.
Konferansta konu-
şan Mısır Arap Cum-
huriyeti Doğal Kay-
naklar ve Petrol Baka-
nı Hamdi El Bandi,
Hazar-Akdeniz ve Ka-
radeniz bölgelerinde-
ki ülkeler arasında iş-
birliği ve ekonomik
açıdanbüyük potansi-
yelolduğunu kaydeto.
Romanya Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı
MüsteşanNicateeSta-
kutescn da ülkesin-
deki enerji konusun-
daki gelişmeler hak-
kında bilgi verirken
de özelleştirmeye hız
vermeyi. özel şirket-
lerin aktif olmasını
sağlamayı, yeni do-
ğalgaz kaynaklannın
bulunmasını, yeraltı
depolama ve ulaşım
sistemlerini modemi-
ze etmeyi ve kaynak-
lan çeşitlendirmeyi
amaçladıklannı söy-
ledi.
UffiIRMIK /AYDIN ENGİN aengin@doruk.net tr.
Istanbul dışındaydım ve olduğum
yerde televizyon yoktu. Köye inip tele-
vizyon seyretme olanağı vardı. Ama
doğanın baştan çıkarıcı çağrısına sır-
tımı dönüp, ekran başında dikilecek
kadar da avanak değilim.
Sonuç: Son günlerin en heyecanlı
"kaset muhabbeti"n\ kaçırdım. Ama
"muhabbefin gazete sayfalarındaki
yankılanndan kurtulmak mümkün olma-
dı. Okudum. Bizim Hikmet Çetinka-
ya'nın yıllardır -bizi bile- bıktıran yazıp
çizdiklerinden farklı ne yeni bir satır, ne
yeni bir bilgi buldum.
Anladığım, Fethullah Gülen adlı zat,
kapalı bir sohbette, siyasal Islamın,
kendisinin başını çektiği kolunun dev-
let aygıtını ele geçirmesi için geliştirdi-
ği stratejiyi anlatıyor. Başka siyasal Is-
lamcı hareketlerin epey kaba, pek be-
ceriksiz, hayli dangıl dungul etkinlikle-
rine göre biraz daha inceltilmiş, biraz
daha uzun erimli, biraz daha kurnaz
birstrateji bu...
•••
Nurcular kendilerini bir tarikat ola-
rak tanımlamıyorlar. "Nur talebeleri"
demeyi yegliyoriar. Said-i Nursi adlı,
-bence- kafası ve ister istemez yaz-
dıklan karman çorman bir adamcağı-
zın Kuran yorumunu benimsiyorlar.
Bir Müslüman Demokrat Düşü!
önemsiyorlar. Ama burada da aynlık-
lar var. Fethullah Hocacemaati denen
topluluk, öteki "Nur talebeleri"nden,
yani Aczimendilerden ya da Yeni As-
ya gazetesi çevresinde halkalanmış
öteki kollardan aynlıyor.
Fethullah Hocacemaati bu "yanş"ta
öteki "Nurcemaatleri'ne epey tur bin-
dirdi. Ulaştıklan ekonomik güç, sağla-
dıklan kitle destegı, ötekilerin düşle-
rinde bile göremeyecekleri kadar bü-
yük. Gazeteleri, televizyon kanalları,
yayımlan, şaşırtıcı bircoğrafyayayayıl-
mış okullan, finans kurumlan ile çok
büyük bir örgütlenme.
Basit bir dinsel cemaatin çok ötesi-
ne taşan, hedefe iktidan koyan bir si-
yasal Islamcı örgütlenme olduğunu
kavramamak için fazla saf olmak ge-
rekiyor.
Gazete sütunlarına, TV ekranlarına
yansmasa da yazıisleri masalannda, ha-
ber merkezlerinde, "28 Şubat süre-
c/"nin başını çeken güçlerie siyasal Is-
lamın en güçlü örgütlenmelerinden bi-
rinin kapışmasından söz edilmekte.
Galiba doğru da. Ama tartışmanın
ekseni bu olabilir mi?
Şöyle bir soruya ne dersiniz: Bu ka-
setler ortaya çıkmasaydı ne olacaktı?
Hatta daha ileri gidelim: Fethullah
Gülen böyle bir konuşma yapmamış
olaydı ne değişecekti?
Hatta daha daha ileri gidetim: Fethul-
lah Gülen böyle düşünceler besleme-
miş olaydı ne değişecekti?
Galiba sorun, siyasal Islamla devlet
erkini elinde tutan güçler arasında,
Cumhuriyetin kuruluş yıllanndan bu-
güne süregelen çatışmada yatıyor.
Siyasal Islamın bitinin kanlanması,
parlamentoda güçlü bir temsil olana-
ğı bulması, bir dönem hükümetin bir ka-
nadını yakalamayı başarması, medya-
da, eğitimde kilit konumlar elde etme-
si... Yani çatışmanın siyasal Islam ka-
nadının lyice güçlenip kolay kolay ait
edilemezleşmesi farklı arayışlara yol
açtı. Çatışma yerine uzlaşma arayan-
lar, yapay bir "iç banş"\n bileşenlerini
üretmeye çalışanlar, klasik köktendin-
ci harekette arayıp da bulamadıkları
"Müslüman demokrat" yönelimi Fethul-
lah Hoca cemaatinde aradılar.
Bulduklarını sananlar oldu. Bulabile-
ceklerini umanlar oldu.
Batı'nın "Hıristiyan demokrat" siya-
sal hareketlerinin Türkiye'deki karşılı-
ğının Fethullah Gülen'in başını çektiği
siyasal Islamcı hareket olduğu üstün-
de düşler kuruldu ve bunlar yazıldı, çi-
zildi, savunuldu.
. Tarih kitaplarında kimin kime karşı,
neden savaştığını hiç anlatmadan bi-
ze okutulan ünlü "30 Yıl Savaşlan",
"100 Yıl Savaşlan", burjuvazi önderii-
ğindeki kitlelerin, kilisenin siyasal ikti-
dannı kırmak, yıkmak çabasıydı. Kul-
luktan yurttaşliğa sıçramış Avrupa in-
sanı kiliseyle hesaplaştı, erkini kırdı ve
siyasal erkte yurttaşlann egemenliğini
kurdu.
Islam dünyasında camiyle böyle bir
hesaplaşmahiçyaşanmadı. "Caminin
erki" tartışılamadı bile.
Dahası "Islam dini"nin özgün niteli-
ği; salt inanç dünyasını değil, sosyal,
kültürel, ekonomik ve siyasal dünyayı
ve yaşam biçimini de düzenleyen ka-
rakteri çoğu kez göz ardı edildi.
Islamın demokrasiyle "uzlaşmazçe-
lişkisi", bir arada var olamazlığı hesa-
ba katılmadı.
Eh bu temel eksen tartışılmadıkça,
bu göze alınmadıkça bugünkü gibi "ka-
set skandallan " ile oyalanmaktan baş-
ka seçenek kalmıyor.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Gülen Kasetleri...
Dünkü "Milliyet" gazetesinde, Fethullah Gülen ka-
setlerinin birdenbire gündeme gelmesinin nedeni
"Sivillerin MGK'nin uyanlanna aldırmayışı" ile açık-
lanıyor.Aynı haberde, elde daha 40 kasetin bulun-
duğu, bunlann da birbiri arkasına TV ekranlanndan
yayımlanacağı yazılıyor ve yayımlanan kasetlerin An-
kara DGM Savcılığı'na verileceği söyleniyor.
Yıne dün Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel
de Gülen'in, Ceza Yasası'nın 313. maddesine aykı-
rı düşen konuşmalannı içeren daha başka kasetle-
rin bulunup bulunmadığının araştınldığını bildiriyor.
Gülen'in cuma akşamı atv ekranlarına yansıyan ko-
nuşmasını hiçbir biçimde tevil etmek mümkün de-
ğildir. O konuşmayı içeren kaset, Amerika'da teda-
vi olduğu bildirilen Fethullah Gülen'in ileri sürdüğü
gibi bir montaj bile olsa, Atatürk'e ve onun kurdu-
ğu Cumhuriyete bühtan ile doludur. O bühtanlı yıl-
lardan bunalmış bir adamın, ülkesine yeni bir rejimi
getinmek amacı ile örgütlenme çabalannın attyapı-
sını anlatmaktadır.
Anlatılan altyapının da demokratik yöntemlerie
halkı yanına çekmek değil, örgütlenmek, sadece ör-
gütlenmek, özellikle "mülki ve adli makamlarda ör-
gütlenmek" olduğu, sürekli biçimde işlenmektedir.
Yani bir "ışıkçı" örgütlenme faalryetini sürdürürken
var olan düzenin engeli ile karşılaşırsa kendisine yol
açacak "yandaş" valilerin, kaymakamlann, her ka-
demedeki savcı ve yargıçlann olması öngörülmek-
tedir.
öngörülen bu sistemi oluşturacak basamaklar,
cemaate bağlı okullardır, o okullarda öğrenim gören
çocuklann bannacağı yurtlardır; mahallelerdeeğitim
vepropagandayı sürdüren gösterişsiz "ışık evten'dir.
Kaynağı yaratan, sanayi ve medya hotdingleridir.
Kuşkusuz bir anayasa kurumu olan Milli Güvenlik
Kurulu'nda bu konudaki faaliyetlerin zaman zaman
gündeme getirildiği, ama kurulun politikacı kanadı-
nın tüıiü çeşitli aymazhklar sonunda, olayın üzerine
eğilmek yerine cemaat önderi için iyimser yorumlar
yaptığı söylenilebilir.
Nitekim söylenmektedir de. Ama o söylenilenter,
bu sayılan bir de, kırk da olsa işlenilen eylemin nite-
liğini değiştirmeyecek olan, anayasamıza ve yasa-
lanmıza aykın eylemler için elinde belge olan her
resmi makamın savcılara anında suç duyurusu yap-
masının niçin savsaklandığını açıklamaya gerekçe da-
maz.
Hele genel seçimlerin üzerinden üç ay bile geç-
meden, bugünkü siyasi iktidan oluşturan kimseler için
sürekli bir yıpratma kampanyasını çağnştıran çaba-
lan doğal gösteremez.
Doğrudur. Fethullah Gülen cemaati, kendi önde-
rinin stratejisini harfi harfine uygulayarak yıllardan
beri sessiz ve derinden büyümeyi amaçlamış, bu
yüzden hemen bütün siyasi partilerimizin çevresin-
de göreceli bir hoşgörü perdesi oluşturmuştur.
Doğrudur. Sözü edilen cemaat yıllardan beri okul-
lannda yetiştirdiği öğrencılerle birkaç kuşak insanı-
mız içinde yandaş toplamakla kalmamış; kayma-
kamlar, valiler, emniyet güçleri ve adalet mensupla-
n arasında da sempati üsleri kurmuştur.
Cumhuriyet dışında hemen bütün basın yayın or-
ganlannda "Fethullah Efendi" için yapılan övgü ya-
yınlannın içeriklerinin henüz belleklerde tazeliğini
sakladığı bir zaman sürecinde, bu doğrulann hiçbi-
risi bu oluşumlar için elde var olan bire bir kanrtlar-
la neden şimdiye kadar cumhuriyet savcılannın ka-
pılannın çalınmamış olduğu konusunda kamuoyu-
nu aydınlatamıyor.
Bu nedenlerie atv yönetimini, yıllardan beri içeriği
saklanan kasetleri seslendirip görüntülendirdiği için
kutlamak gerekiyor. Ama acaba aynı kutlamayı, ün-
lü kasetin geçen hafta cuma günü adı geçen med-
ya kuruluşunun haber emisyonuna geleceğini cema-
atin haftalık haber dergisi "Aksiyon'a duyurma za-
manlamasını başararak, Fethullah Gülen'in savun-
masının yayımlanmasını sağlayan kişi ya da kişiler-
den esirgeyebilecek mıyiz?
Bu trafiği bu kadar başan ile yönetenler acaba
kimlerdir?
Doğrusu bunca yıllık gazetecilik birikimime, çev-
remde hayli övgü alan eski polrükacılık dönemi de-
neyimlerime karşın bu zamanlama karmaşasına tam
ve sağlıklı bir teşhis koymaktan yoksunum.
Bir başka merak ettiğim de Fethullah Gülen'in ne
zaman ülkesine dönüp Ankara DGM Savcısfna "Se-
nim hakkımda açtığınızı duyduğum soruşturma için
geldim" diyeceğidir?
•••
Yann Öcalan davasının, savunma aşaması ile baş-
layacağını biliyorum.
Kuzey Irak'ta yeni bir oluşum için VVashington'da-
ki toplantılann kamuoyuna yansıma biçimini izleme-
ye çabalıyorum.
Kosova'da savaşı durduran ve küçücük ülkeyi ye-
di ayn parçaya ayınp yönetme denemesine geçen
G-7'lerin Kıbns için Dayton tipi bir görüşme süreci
başlatma istekleri ile neyi amaçladıklannı hiç mi hiç
çözemiyorum.
Haziran adamakıllı sıcak geçiyor ve ben bu gün-
cel sorunlann gündemde geri planda kalmasını en
az öbürü kadar istemiyorum.
Sanayi ve Ticaret Bakanı'nın açıklaması: Zira-
at Bankası'nın TARİŞ ile alacağından dolayı Sanayi
Bakanı'nın Bakanlar Kurulu'nda yaptığı çıkışı eleşti-
ren 15 Haziran tarihli yazıma Sayın Bakan A. Kenan
Tannkulu yanıt verdi. Sayın Tannkulu, yaklaşımının
popülist olmadığını, ülke tanmının suni teneffüsle
ayakta kalmaya çalıştığmı, bu nedenle de üreticile-
rin sübvanse edilmesinin zorunlu olduğunu ve Tür-
kiye tanmını sırtiayan birliklere uygulanmaya çalışılan
haciz işleminin durdurulması talebinin milli birgörev
olarak algılanması gerektiğini" söylüyor.
Faks: 0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt(§ do.net tr.
Mimarlar Odası PeMn y
de
İstanbul Haber Servisi- Mimarlar Odası 2005 yılında
yapılacak Dünya Mimarlar Kongresi için Istanbul'u aday
gösterdi. Dünya mimarlannı "petrote karşı Bogaziçi''da-
yanışmasına çağıran Mimarlar Odası, Pekın'de 20 hazir-
nada başlayıp 30 hazirana dek sürecek olan ve 140 ülke-
den 7 bin 500 kişinin katıldığı "Dünya Mimarük Kong-
rea* ve "Uhıslararası MimarlarKıüği DünyaGenel Ku-
ndu"'nda ülkemizi temsil etmek üzere Çin'e gitti.
Aralannda Kültür Bakanlığı ve sponsor fîrma temsil-
cilerinin de bulunduğu 30 kişilik bir kadroyla Pekin Kong-
resi ve Genel Kurulu'na katılan Mimarlar Odası, bir ulus-
lararası kültür ve doğa mirası olan Bogaziçi 'nin petrol
tankerlerince "cehennemkanah" yapılmaması için dün-
ya mimarlanna dayanışma çağnsı yaptı. Mimarlar Oda-
sı'nm Pekin'de sunacağı anatemasını "21. yüzyıhn, dün-
ya külrürlerinin global yozlaşmaya karşı kendilerini ko-
ruma ve geüştirme için dayanışma yüzyıb olması düeği''
oluşturdu.