Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2SMAYIS1999SALI • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
' Sendikalar ve Türkiye-AB îlişkileri' konferansında konuşan Dışişleri Bakanı îsmail Cem
'Işçilerin bütünleşmesi yavaş'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı-
şişleri Bakanı İsmail Cem, AvTupa Bırli-
gi 'nın(AB) bir "bütüıueşmeolayT oldu-
ğunu \urgulay arak "Sermaye sınıfinın bü-
tünkşmesi, işçi sınıfmın bütünleşmesin-
den daha hizlı gerçekkşmiştir" dedi.
Türk-Iş Genel Sekreteri Şemsi Denizer.
Türkne'nin küreselleşme sürecının bir
unsuru olan bölgesel yapılanmalar için-
de ABnineşithakvesorumluluklarasa-
hip bir üyesı olmak istediğıni söyledi
"Seodikalar ve Türkiye-AB İÜşküeri"
konulu konferans, dün Dedeman Ote-
li "nde Avrupa Sendikalar Konfederasyo-
nu (ETUC) Türk-İş, DİSK. Hak-Iş ve
KESKtemsilcilerinin katılımıyla gerçek-
ieştirildi.
Dışişleri Bakanı tsmaıl Cem, AB'nin
konuşulmayan, ancak önemlı özelliğinin
emek boyutu olduğunu vurguladı. AB'nin
bütûnleşme olay ı olduğunu belirten Cem,
• Dışişleri Bakanı fsmail Cem, AB'nin konuşulmayan, ancak önemli özelliğinin emek boyutu
olduğunu vurguladı. AB'nin bütûnleşme olayı olduğunu belirten Cem, "Sermaye sınıfinın
bütünleşmesi işçi sınıfinın bütünleşmesinden daha hızlı gerçekleşmiştir. Işçiler kendi aralannda bu
ölçüde bütünleşmeyi hızlandırmadıklannda daha önemli meseleler ortaya çıkacaktır" dedi.
"Sermaye sımfının bütünleşmesi işçi sını-
finın bütünleşmesinden daha hızlı gerçek-
leşmiştir. İşçiler kendi aralannda bu ölçü-
de bütünleşmeyi hızlandırmadıklarında
daha önemli meseleler ortaya çıkacaktır"
dedi. Sendikalann dayanışmasını arttıra-
cak yöntemlere gereksinim olduğunu
söyleyen Cem, sermayenin çokuluslu ni-
teliğinın işçi sendikalannın geleneksel
güç araçlannı etkisizleştirdiğini belirtti.
AB'nin serbest dolaşım ve mali katkı
konusunda yükümlülükİerini yerine getir-
mekten kaçındığını anlatan Denizer. "Bu
konuda da günah keçisi olarak Yunanis-
tan kullanılmaktadır. Yunanistan, bazı ko-
nularda A>rupalı bazı ülkelerin taşeron-
luğunu yaparak Ege'de gerginlik yarattı-
ğuıda. Avrupa Birligi'nin askeri ve siyasi
desteğini alabileceğini ummaktadır. Tür-
kiye ile Avrupa Birliği arasında oluşturu-
lan Gümrük Birliği ağuiıklı AB lehine iş-
lemiştir. AB ise Türkiye'nin tam üyeliği
sonınunu hemen hemen tamamiyle gün-
dem dışına çıkarmıştır" diye konuştu.
Hak-lş Genel Başkanı SaHm Uslu, Türki-
ye'nin AB'den beklediği tek şeyin AB'nin
Türkiye'ye açık bir takvim ve perspektif
vermesi olduğunu söyledi. AB'nin izle-
diği belirsizlık politikasuım iki tarafa da
yaran olmadığının yaşanan süreçte gö-
riildügünü kaydeden Uslu, "Türkiye'nin
duygusal çizgryi aşarak Avrupa Birliği Uiş-
kilerinde üyelik durumu da dahil gerçek-
çi, karşdıklı dengelere dayalı ve daha üst
bir strateji belirlemesi gerekmektedir" de-
di. DİSK Genel Başkanvekili AulaÖngeL
süreçteki temel kaygılannın örgütsel ba-
ğımsızlığa zarar gelmemesi olduğunu
kaydetti.
KESK Genel Başkanı Siyami Erdem.
gümrük birliğinden önce yürürlüğe gir-
mesi gereken emeğin serbest dolaşım
hakkının sağlanamadığını ve Türkiye
emekçilerinin serbest dolaşım hakkını en-
gellediğini söyledi. Erdem, AB ile olan
ilişkilerde sosyal boyutun, ekonomik bo-
yutun gerisinde kaldığını belirtti.
ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabag-
lio, AB-Türkiye ilişkilerinin oknası gere-
ken düzeyde olmadıgını söyledi. Türki-
ye'nin AB'ye üyeliği için yeterli olduğu-
nu düşündüJderini belirten Gabaglio,
''Gümrük birliği tek başına nihai hedef
değiL sadece bir adımdır. Ekonomik açı-
dan bakarsak GB Türkiye ekonomisine
dinamizm kazandırmıştır. Fakat iki taraf
için de bedeü oünuştur" dedi. Gabaglio.
sosyal haklann da insan haklannın için-
de yer aldığına dıkkat çekerek şunlan söy-
ledi : "Yanlış anlamalan. algdanıalan or-
tadan kakünnaya çalışmabyız. 12 Eylül
sonrası kısıtiamalar ve OHAL'in kaldınl-
ması gerekrvor. Etnikgnıptann ve aanlık-
lann durumu ele alınmalıdır. Bu demok-
rasinin gereğidir. ETUC oiarak AB'nin
kapah bir kulüp olduğuna inanmıyoruz.
Avrupa 'daki entegrasyon süreci istikrar
tahsisetmekiçin değil,yeni bir savaşın çık-
maması için tesis edilmiş bir gelişmedir."
Birlesik Metal-İs sempozyumu
'Çalışanlann
kazanımlanna
saldınlıyor'
tstanbul Haber Servisi -
Çalışanlann yüzlerce yıllık
kazanımlannın çok yönlü
saldınlarlageri alınmayaça-
lışıldığı belırtildi. Mühen-
dis, teknisyen gibi teknik
elemanlann işçi sınıfinın bir
parçası oldugu vurgulanarak
üretim içinde nıcel ve nitel
olarak önemli bir konuma
yükselen teknik elemanlann
sendikalaşmak ihtiyacında
olduğu kaydedıldı.
DISK'e bağh Bırleşik
Metal-lş Sendikasfnca 22-
23 Mayıs 1999 tarihlerinde
düzenlenen "Teknik Ele-
manlar ve Sendikalar Sem-
pozyumu" sonuç bıldırgesı
açıklandı. Sempozyumda
ortaya konan görüşlerin yer
aldığı bildirgede, işçi sınıfi-
nın ve tüm calışanlann yüz-
lerce yıllık mücadele ile el-
de ettikleri kazanımların
ulusal ve uluslararası serma-
yenin çok yönlü saldınları
ile geri alınmaya çalışıldığı
savunuldu.
Ekonomik ve siyasi krizm
faturasının hiçbir sorumlu-
luğu bulunmayan emekçile-
re ödettirilmek istendiği ifa-
de edilen açıkiamada."Bu
fatura. IMF \e Düma Ban-
kası gibi kuruluşlann dayat-
ögı ve uluslararası tekellerin
çıkarlanna hizmet eden eko-
nomik politikalardır. Bu fa-
tura özelleştirme adı alünda
kamu mülkivetinin bazı
Türk-İs
gruplara peşkeş çekilmesi,
çalışanlann işlerinden aşla-
nndan olmasıdır. Bu fatura,
işverlerinde uygulanmaya
başlanan esnek üretim ve da-
ha ağır çauşma koşullannuı
dayablmasıdır. Bu fatura. ta-
şeronlaştırma başta olmak
üzere standart dışı çalışma
biçünleri ile tüm sendikal ka-
zanımlann ve örgütlenme^
nin ortadan kaldınlmak is-
tenmesidir. Bu fatura. teknik
elemanlann sendikal örgüt-
lülükten ve iş güvencesinden
yoksun olarak gün 24 saat,
hafta 7 gün oiarak çalişma-
ya zorlanmasıdır" denildı.
Mühendisi, teknisyeni, tek-
nıkeri, şefleri, ustabaşılan ve
büro çalışanlanyla tüm çalı-
şanlann işçi sımfının aynl-
maz bir parçası olduğu kay-
dedilen bildirgede, teknik
elemanlann sendikalaşma
ihtiyacında olduğu ıfade
edildi. Bildirgede, " Bu bü-
tiinleşme düma emekçileri-
nin uluslararası sermayeye
karşı yürüttüğü mücadeleye
ülkemizden de bir katkı ol-
ma özelliği taşımaktadır. Bu
büfünleşme, ülkemizde ya-
pay aynmlarla parça parça
ve ayn ayn duran demokra-
si ve emekten yana güçlerin
yeniden derlenmesi-topar-
lanması yolunda umut veri-
ci bir soluk ve olumlu bir ör-
nek olmaktadır" görüşü
savunuldu.
Ozelleştirmeye
'hayır' çağnsı
MERİHAK
İZMİR - Ozelleştirmeye
karşı çıkmanın sosyal dev-
leti korumanın asgari koşu-
lu olduğu bildirildi. Türk-lş,
dünyada özelleştırmenin tar-
tışıldığı bir dönemde Türki-
ye'de yaşama geçirilmesi
için çalışmalar yapıldığını
anımsatarak üretenleri, ozel-
leştirmeye karşı çıkmaya ça-
ğınyor.
Türk-lş tarafından yapı-
lan bir araştırmada. KlT'le-
rin ekonomik yeri irdelendi.
Ekonomideki kara delikler
olarak adlandınlan KİT'le-
rın milli gelire yüzde 12.8
katkı sağladığı araştırmada
vurgulanırken bu oranın
1991 'de yüzde 7.6'ya gerile-
diği ve ardından da I995'te
yüzde 10.9'a yükseldiğine
dıkkat çekıldi.
Araştırmada. "Milli geti-
rin yüzde 10-12'si arasında-
ki bir göreli önem. dünvanın
birçok ülkesindegörülebilen
hatta aşılabilen bir orandır.
Şaşırtıcı olan bütün köstek-
lemelere karşın KİT'lerin
aynı zamanda sınai katma
değer içindeki payının da
1991'den sonra sürekli art-
ması ve 1985'in yüzde
26.6'ük oranını dahi aşarak
1995'te yüzde 29'a çıkmas»-
dır" denıldi.
Araştırmada, dünyada
özelleştirme yaklaşımının
değiştine dıkkat çekilirken
şu görüşlere yer verildi:
"KİT'leri en fazla tasfive
etmiş. sosyal devieti en fazla
geriletmiş. devletin piyasala-
n düzenleme araçlannı en
fazla elinden çıkarmış bulu-
nan ülkeler bugün krize kar-
şı en donanımsız konumda
olanlanoiuşturuyor. Krizbu
ülkeferin toplumlannı daha
da acımasızca vunıyor. Dün-
yada küreselleşme veözelkş-
tirme dalgalan hızını kesmiş
ve tamşmaiı hale geimişken
Türldye'yi yönetme iddi-
asında otanlar özeUeştirme-
yi hızlandırmaklaövünüyor-
lar. Daha kapsamlı ve hızlı
programlar yapmak peşin-
de koşuyorlar. KİT'ler büt-
çe>i beslerken bütçe harca-
malannın yüzde43'ünün fa-
izcilere aktanlması sorun
olarak gösterilmiyor.
KİT'ler bütçe vergi gelirteri-
nin yüzde 4O'ını sağlarken
faizcilerin vergilerin yüzde
73'üne el koyması yadirgan-
mıyor. Sosyal devleti koru-
manın ve geliştirmenin an-
cak ve ancak devletin üret-
ken yönünün korunmasıvia,
KİT'lere ve kamu kuruluşla-
nna sahip çıküması ve geüş-
tirilmesivle sağlanabileceği
dikkatlerden kaçıyor. Gûçlü
ve bağımsız Türkiye'nin,
cumhuriyerin ekonomik,
sosyal ve demokratik kaza-
nımlannın KİT'lerin kamu-
sal hizmet arzının geliştirü-
mesiyle pekiştirilebilecegi
gerçeği çarpıtılıvor. Işte bü-
tün bu nedenlerle gün, her
rürlü ozelleştirmeye karşı
çıkma günüdür."
Bayi mi
market mi
belli değil
Yurttaş haklı olarak
inceliyor. Doğranmış
domates konservelerinin
tarihi geçmiş mi? Tabaklar
tdevizyonlarda söylendiği
gibi ltâhan mı?
Deterjaniann gramajı
eksik mi diye. Medva,
"Tabak-çanak- deterjan"
pazarlamacıbğma
soyunduğundan bu yana
"zücaciyeci" zannedip
"ucuz tabak ahnm" diye
y önekliğiniz tezgâhlar
arük "gazete bayii"
çıkıyor. Kadıköy'deki bir
gazete bayii de, "gerçekçi"
dav ranıp alışüagekiigi gibi
raflannın önüne renkli
dergileri ve bol fotoğraflı
gazeteleri değil,
"bardaklan ve saJçalan"
dizmiş. Amaç vurttaşa
haber ulaşürmak değil,
hizmet etmek. (Fotoğraf:
İPEK YEZDANİ)
kinıiti ınulfa&t da/ta ııuırifvllif
KF3125
Bugün sadece Türkiye''de değil,
bütün dünyada milyonlarca
mutfakta, Kumtel tercih ediliyor.
KB6000 1X401 LX7020 Çünkü Kumtel pişirici grubu
ürünleri, mutfağında yeteneklerine güvenilir bir yardımcı arayan bütün ev
hanımlarının gözdesi. Beklentilerinizden ödün verrneden.
kaliteli ve ekonomik bir çözümle mutfağınızı yenilemek
için, Kumtel i tercih edin.
KUMTEL
DA&TiaiAI<ISI«NtUL!AV1IUPATMÇ*9|(1212)BANÇBfVlS</UWsaçCVGCItE<U/»SSee2I7-BASCUkfI/SOnuin> 57). 659 2303 • KYOCaJ'AUBfYODA 243 557» • E5ENUR; GÛOTtt 7K ÖS 5028 • GUNGÛRENIAJUU&U» DC 553 3062
• MERTER > ĞZAK LTD ŞTİ 539 7269 • 5Ûl£YMA«YE JKARACA ZOCCACtYtSU 9961 • StŞHANE ! KAFTtl PAZAJtLVHA 251 5937 »ZEYT1N0URNU /AKOYT1C LTD 664 7457 • ÎANADO4.U YAKASD 10216) F1KJHTÖ* ' Ö2XA 338 7978» KÜÇUKYAU/ TÛMTFt
PAZMUAAtA 489 0BO9 • UAOtPt t HEDCF 7K. *42 2763 nM&A. '02241 TAŞÇLJD. fTt 225 3279
MIIŞIKHCIJUJMBBrMBUlilAVBUMrAIÜÜ» IO2I2) V&LlMlUIUKO&Oll 634 2016 .BAMİKÛY/ DzMBirn*UÇrye572«18 .(AGU«VA«/MMH«J224 5208. ÇAHLZA/H*SHMJITD 7K İS3T • StHlf I SAtOIAtOOlOZtK Xt • SODMBHmOKts\ M25-
=ATlH'a2HH«/cr«7534«61'G«105MAW»S»/*nS(XaBtT«K 615 52K • GUTfS* *pfiMM 7WM/TYf 254 4576 • UBmıll FUMCAMLTV 6413165 . JMNCVIEF ı /ID£M fVQf«Çl£«652 r u • 2frT«U»«J(SISOra«T»llt547 7517 .«OlfTHBtI»>r510 1 0 « .
TFMff n)B0rifll 5108877. JİHADOÜJ Y«ASI) 10216) ATAttMT/ JBUW£HZÖCCACftf 443 2575» 8£YX0Z GEÜStMVC 323 7909•BOSTANCI DOüAN YIĞ/TIER 361 1679* 35ZTEPÎ / «UCUR ÇEYB 355 '922 • ÇEMNKÛY/MOOONUOGlU416 7636 • #t£M TK. 3803890 • KARTAL
irrAMUlHMJİHt 7160 • M2MK7 MOESESEU» 3S3 4222 •PAŞMAHCE/OH44JVO1Î11/7K 413 -354 • rtlt*. I MCm> HAU 390 8433 'İUCmtmiı KO MW»»MMf7pU>; 4'9 2730 • JMHAMY!, KTAHKA HAU 335 2441 •/iniw CUBmW 3C5 4«47 M u n a t »2661
O«Art«UİJ«<Oli 2446363 • C£»3IW1İU riC >« Î3SB • B * M « ^ ' G & f ^ V E ^ A ' • ı'«•,: B«rT»l : ; î 7 S I W ^ r t $BVTÛ!»:T>C7'U753-K4fU!Bint 212 3337««5*:«1224ı HfltTllOiUMM 221 41K •SMI
XEK ja 3678309»OKimTK 255286B»««3«*5V€l*fte«12f2542253*GHHftwG62]/Otflf TJC 5T2261 ÇMMJCKMi.»286;-A/BL4A7X213 5819-BIGA/H0U>W(Mfl*2*K3166860 -3162«C7HI1«:C284, 7AXXMTK 22535GB*IIŞWÇAMJG1 MOStttl ' 1 4 » 9 8 a İ
SlrtC 2124640'HOOCR.UTK 214 3336IOX«1; |C2€; GÛUEk7C 4266266 • GB2: ftFHOHAU642 2Sc
TOİSM&C2â2;£^£ZC BUCMİTK 7266213ÇOKÜCR tijAAnJC 551 139«»T)C 6511328 Y*1OVA(02261 SBWİXaDA318S160ZOIIfiU*UC [
M t » « Y > 6 2 3 2 9 C r ( a ı l » l M f £ 7 i 7 C 5 s 4 5 i a v ı l f « »
C 5T2261 ÇMMJCKMi.»286;-A/BLA7X213 5819BIGA/H0U>W(Mfl*2*K3166860 3162«C7HI1«:C284, 7AXXMTK 22535GBIIŞWÇAMJG1 MOStttl 14»98amtMBİHam
U642 2iSc
TOİSM&C2â2 ;£^£Z'CV
BUCMİTK 7266213• ÇOKJJ/YÜCR tijAAnJC 551 1139• «J»T)C 6511328 Y*1OVA.(02261 SBWİXaDA318S160ZOIIfiUU*UC [037; ÇAYCJMA
-l3C"G0«;F»£Y VMHTTİNCTpİlf.' 2 >tXK • f&ŞBJBt IIOÇLM «CWW63S4OOS'MH«(f7-re«4?.'a3654.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Altan Oymen
CHP'nin 22 Mayıs Kuruttayı, Altan Öymen'in ge-
nel başkanlığa seçilmesiyle noktalandı. Kendisini iç-
tenlikle kutluyor ve başanlar diliyorum.
Bu kurultayın duyurusunun yapıldığı andan itiba-
ren değişik isimler ortaya atıldı. Bunlar arasında Er-
tuğrul Günay, Hasan Fehmi Güneş, Murat Kara-
yalçın ve Altan Öymen benı en çok mutlu eden
isimlerdi. Daha sonra Hurşit Güneş'in aday olması-
nı da memnuniyetle karşıîamıştım. Çünkü genç ve
yıpranmamış bir isim, partiye yeni bir ivme kazandı-
rabilirdi.
Kıran kırana bir seçim mücadelesinden sonra, Al-
tan Öymen'in "kılpayı"ve "burun farkıyla" ipi göğüs-
lemesi, bende buruk bir sevinç yarattı. Sayın Hasan
Fehmi Güneş, ya da yukanda saydığım isimlerden bir
başkası da ipi göğüsleyebilseydi aynı buruk sevinci
duyacaktım. Kazananın niteliklerini bildiğim için se-
vinç duyarken, kaybedenlerin niteliklerini düşündü-
ğüm zaman üzülüyorum. Umut edelim ki bu seçim
CHP'de yeni parçalanmalara neden olmasın ve se-
çim sonuçlannı herkes içine sindirebilsin.
Altan Öymen, siyasal yaşamımızın bilinen isimle-
rinden biridir ve gerek siyasal geçmişinde ve gerek-
se gazetecilik geçmişinde en ufak bir pürüz, en ufak
bir leke yoktur. Oysaki siyasal geçmişinde bakanlık
düzeyine dek yükselmiş ve bu konumunu asla abart-
madan ve başka şeytere "malzeme" yapmadan es-
ki yaşamına dönebilmiş ve partisinin bir "neferi" ola-
rak çalışmalannı sürdürmüştür.
1998 yazında, Anadolu'nun CHP'lı beiedıyelerinin
hüküm sürdüğu pek çok yerieşim biriminde ben ken-
di "inançlanmın" neferi olarak dolaşırken, Sayın Öy-
men'in de benimkilerle bütünleşen düşüncelerinin
ve inançlannın neferi olarak dolaştığına şahit olmuş-
tum. Siz seçim sonuçlanna bakarak aldanmayın.
Eğer bir zamanlar "Bana sağcılar suç işliyor dedir-
temezsıniz" diyen Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün
Atatürk Cumhuriyeti'ne ve laikliğe böylesine sahip çı-
kıyorsa, bunda; üzerine düşen görevı "kannca kara-
nnca" yerine getirmeye çalışan yüzlerce aydının pa-
yı vardır ve şimdiki CHP Genel Başkanı Altan Öymen,
bunlann en önde gelenlennden biridir.
Şimdi adını vermek istemedığım Karadeniz kıyısı-
nın bir sahil kasabasında, üç kuruşluk şarkıcılara biz-
den daha çok ıtibar edılmesi üzerine (her zamanki gi-
bi) aynlmaya kalktığımda, "Boşver hocam, bizim iş-
levimiz farklı, sen görevinı yap" diyerek beni caydı-
ran da kendisi idi. Bilmiyorum kendisi hatıriar mı?
Kendisini ilk defa 1980 öncesinde bir "Taksim top-
lantıstnda" tanımıştım. Nurettin Sözen hoca ve bir-
kaç ari<adaşının öncülüğunde başlayan Taksim top-
lantlan, genellikle o dönemdeki Intercontinental (şim-
diki The Marmara) ve Sheraton (şimdiki Ceylan) otel-
lerinin salonlarında yapılırdı. Ancak o akşamkı top-
lantı, sanıyorum Divan Oteli'nde idi.
Toplantıya Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak konuş-
macı srfatıyla katılan Altan Öymen, o çok karanlık
günlerde içimize biraz güven sağlamış, umut ver-
mişti. Her gün 15-20 insanın vurulduğu günlerdi o
günler. 12 Eylül'den sonra, "bıçakgibi" kesilen terör
ve anarşi tüm acımasızlığıyla hüküm sürüyordu. Kor-
kuyorduk, ama "korkmuyorduk." Yani kendimizi ev-
lerimize hapsetmiyor ve tüm "ürküntümüze" rağmen
normal yaşamımızı sürdürmeye çabalıyorduk. (Fakat
her şeye rağmen toplumumuzda o ürküntüyü ege-
men kıldılar ve 12 Eylül'ü "kurtuluş" gibi yutturabil-
diler).
Taksim toplantılan, bir ara tavsamasına rağmen,
özellikle 12 Eylül sonrasının karanlık günlerinde, içi-
mize umut saçan kişileri konuk etti. Bunlardan biri,
şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel idi. Ken-
disi de "yasakh" olmasına karşın, gelecekle ilgili ola-
rak umut verici şeylec dile getirebiliyordu. Bu gece
de Taksim toplantısının konuğu olacak ve bu toplan-
tı, NTV'den naklen yayımlanacak.
Altan Öymen'den söz ederken bakın laf nerelere
geldi. Tekrar Altan Öymen'e dönersek, CHP Kurul-
tayı'nın iyi bir seçim yaptığını düşünüyorum. Hasan
Fehmi taraftartannın seçim sonrası saldırganlıklannı
üzüntü ile izledim. Sayın Güneş'in de aynı üzüntüyü
paylaştığına eminim. Fakat böylesine az oy farkıyla
yitjrilen bir seçim, insanlan ister istemez sinirli yapı-
yor. Neyse ki fazla büyümeden ve bizleri daha faida
üzmeden olaylann önü alındı.
Altan Öymen'in "emanetçi" olarak görülmesi ve
değeriendirilmesinin de çok haksız bir yaklaşım ol-
duğunu düşünüyorum. Bu nasıl bir emanetçiliktir ki,
Baykal'ın aday olması beklenirken adaylığını açıkça
ilan etmişti. Ben pek meşru görmüyorum, ama ra-
kiplerini zayrflatmak için bu türden "yakıştırmalar" ve
hatta "iftiralara" kolay başvuruluyor. Ve bu yakıştır-
mayı yapanlar, iftirayı atanlar bile, daha sonra aynı şe-
yi başkalanndan duyduklan zaman, hemen inanryor-
lar. Ancak bu tür davranışlar CHP'ye yakışmıyor...
Deniz Baykal CHP'nin üyesidir ve yann, durumu
uygun gördüğü takdirde yeniden genel başkanlığa a-
day olabılir. Ancak eminim ki, bu makamı ancak Al-
tan Öymen'le kıran kırana bir mücadele sonrasında
elde edebilir. (Belki de edemez).
Umuyorum ki, kurultay sırasında ve sonrasında çı-
kan ve önümüzdeki günlerde de çıkacak olan olay-
lar ciddi kırgınlık ve kopmalara sebep olmasın. Tür-
kiye'nin CHP'ye ihtiyacı var...
M. Hanifi Tiryakı
MHP'Ii mflletvekiline
6
ihale' soruşturması
AKEVBODUR
tSKENDERUN-lSDE-
MlR'de yönetim, eski ge-
nel müdür MHP Gazian-
tep Milletvekili M. Hanifi
Tiryaki'nin. görevini kö-
tüye kullanarak kardeşine
'iki ihale vermesi' iddiala-
nnı soruşturuyor.
1982 Anayasası, ihale-
ye fesat kanştıran kişilerin
milletvekili seçilmesine
engel oluştururken, soruş-
rurmanın seçim öncesi ta-
mamlanmaması, Tirya-
ki'nin parlamenter olarak
TBMM'ye gitmesine ola-
nak sağladı.
Tiryaki hakkında, İS-
DEMlR AŞ Genel Mü-
dürü olduğu sırada görevi-
ni kötüye kullanarak kar-
deşine ve yakınlanna 'iha-
le ayncahğı yaptığı' savıy-
la soruşturma açıldı.
tSDEMİR'in yeni Ge-
nel Müdürü A. Nedb Ebe-
gil ve Hukuk Müşaviri K.
Cemal Tekeli. eski yöneti-
cilerin, yakınlannın kur-
duklan şirketlere ihaleler
vermesi savlannın, Işlet-
me Teftiş Kurulu Başkan-
lığı müfettişlerince incele-
meye alındığını ve soruş-
turmanın devam ettiğini
söylediler.
Hanifi Tiryaki'nin, ku-
rumun 'Tedarik tkmal
Müdüriügü 1998yılı umu-
mi nakliye nizmetteri iha-
lesi'ni, kardeşi M. Faruk
Tiryaki'nin de ortak oldu-
ğu KÖDEN adlı firmaya
vermesini sağladığı ıdıala-
nnın yoğunlaşması ve bu
konudaki haberlerin gaze-
temizde yer almasından
sonra İSDEMIR Yönetim
Kurulu toplanarak söz ko-
nusu ihaleyi iptal etmişti.