Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 5 MAYIS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
.Alla Turca: Mehter'den Mozart'a Batı-Doğu etkileşimini ele alan bir program sunuyor
Zaide operası ilk kez IstanbııTclaAStMAN KAFAOĞLU-Bİ KE
\kbank"ın düzenledıği "Alla
Turca: Mehter'den Mozart'a". 26-
3O Mayıs tarihleri arasında Top-
hane'nin ilginç dekorunda kon-
ser. panel \esergilerşeklindeOs-
rnanlı lmparatorluğu'nunkurulu-
şursdan 700 yıl sonra Batı-Doğu
etkıleşımini ele alan bir program
suDuyor.
Osmanlı Imparatorluğu, sınır-
lan içınde büzüldükçe Batı ülke-
lennde Türklerın yarattığı korku,
yenni ılgiye bıraktı. Avrupalılar
16&3'te VivanaVı Kara Musta-
fa'dan geri aldıktan neredeyse yüz
yıl sonraTürkler Viyana sarayın-
da ve sosyetesinde moda oldular.
Yeni açılan kahvehanelerde kö-
püklü acı kahve ıçmek. lstanbu!
zevkiyle ince işlenmış takılar tak-
mak. oryantal kostümler içinde
portre ressamlanna yağlıboya tab-
lolannı yaptırmak. önemli herzen-
gin ve soylu için kaçınılmaz olmuş-
tu. Yapılanbıraraştırmada. 1780
ıle 1850 yılları arasında bestele-
nerı her yedi operadan birinin ko-
nusunu harem dekorlannın süs-
)edi|i ortaya çıkıyordu. MctorHıı-
go'nun da dediği gibi. Tann"nın
yeryüzünde yarattığı cennetti Os-
manlı topraklan.
1704 yıhnda "1001 Gece MasaJ-
lan"nın ılk Fransızca çevinsıyle
Dogu'ya üg' başladı. Lüks ıçın-
de bütün gün (ve gece) güzel ko-
kulu otlardan çıkanlan yağlarla
masaj yapan canyerlerle dolu ha-
remİCTOrta Avrupalı erkekJenn ha-
yallenni süslüyordu. Yasak aşkın
kışkırtıcı heyecanı, en samımı Hı-
ristiyan inançlannı fantezı uğru-
na ımutınalanna neden oluyordu.
L
Elbette bütün bu fantezıler doğru
olmayan bilgilerle doluydu. Do-
ğu denilen yerin farklılıkJan he-
nüz anlaşılmamıştı; Arap, Hintli
veya Türk arasındakı aynmı ya-
pacak kadarbilgüı defillerdi. Bir
keresinde operada. Bağdat ken-
tinde geçen bir sahnede piramit-
ler kullanılmıştı. Dekor ve kos-
tüm Doğu'yu yansıttığında seyir-
cilerin hoşuna gidiyordu, mitolo-
jık konulardan arlık herkes sıkıl-
mıştı.
O dönem yazılan Doğu temalı
operalara zamanla "Türk opera-
larTdenilmeye başladı. En ünlü-
len. Mozart'ın "Saraydan K E Ka-
çırma" ve "Zaide". Rossini'nin
"Cezajir'de Bir İtahan KızT ve
"ttaiya'da Bir Türk" operalany-
dı. Hâlâ oryantalist opera denin-
ce ilk akla gelen örnekler bunlar-
dır. Genelde "TürkOperalan''nda
Türkler üç farklı şekılde canlan-
dınlırdı: "Saraydan Kız Kaçır-
ma"dakı Osmin gibi kötü niyet-
li, fakat fazla akıllı olmayan ve
bu yüzden kolay aldatılabilen;
"Cezayir'de Bir taüyan KjzPnda-
ki Cezayir Beyi Mustafa gibi saç-
ma düzeyde komik ve ganp; ve nı-
hayet "Saraydan KızKaçırma"da-
kı Selim Paşa gibi ıvi kalpli. affe-
den güçlü erkek...
Harem konulannda da standart
olarak kullanılan bazı öğelerolur-
du: Tutsak güzel genç kız ıle onu
gizliden gizliye seven genç erke-
ğin aşkı: hareminde birçok kansı
olduğu halde tutsak kıza sevdala-
nan paşa; operanın sonunda tutsak-
lann kaçması ve âşıklann kavuş-
malan, operanın kazanacağı başa-
nyı neredeyse garantılerdi. Kli-
şelerle dolu Doğu izlenimleri, as-
.stanbul'da Zaide
operasının ilk
seslendirilişini, şef Cem
Mansur yönetiminde
Akbank Oda Orkestrası,
Tophane'de 29 ve 30
Mayıs geceleri
gerçekleştirecek.
lında hiçbir tarihi ve gerçek ola-
yadayanmıyordu. Librettolaran-
cak fantezi türü altına girebilirdi.
Sanki Doğu ile ilgili tek özellik gü-
zel cariyeler ve haremdi; bunun dı-
şında kalan Doğu ile ilgili başka
gerçek yok gibiydi.
Mozart'ın "Zakte" operası da
bu öğelerin çoğunu kullanır. fakat
lıbretto kaybolduğu için ve Mozart
bu eserini besteledikten kısa za-
man sonra unuttuğu için tamam-
lanmamış bir başyapıt sayılır. Hem
tamamlanmamış olmasından, hem
de çok zor sahnelenebilir unsur-
lar taşımasından dolayı "Zaide"
sahnelenmekten çok konser şek-
linde sunulur. Istanbul'da opera-
nın ilk seslendirilişini, şef Cem
MansuryönetimindeAkbank Oda
Orkestrası. Tophane'de 29 \e 30
Mayıs geceleri gerçekleştirecek.
Zaide rolünü soprano Anna
Ryberg seslendiriyor.
"AJJa Turca"nın açılış konse-
nnde ise Suna Kan, Mozart'ın 5.
Keman Konçertosu'nu çalacak.
Konserde seslendırilecek diğer
eserlerFux'un "YeniçeriSenfoni-
sT ve Haydn "m 100. "Askeri Sen-
fonisi". Bu eserlerin ortak özelli-
ği. bestecilerinin Batı'da "Janis-
sar>'" denilen Yeniçeri müziğinden
etkilenmişormalan. 18. yüzyılda
neredeyse tüm Avrupa ordulan bu
müziğe özeniyordu. Osmanlı Sul-
tanı, Polonya kralına armağan ola-
rak koca bir mehter takımı yolla-
mıştı. Bunu kıskanan Rusya Im-
paratonçesi, 15 kişiden oluşan bir
bando takımı oluşrurmalan için
elçilerini görevlendirmiştı. Bu-
gün tüm Avrupa ordu bandolann-
da, mehter takımından almmış
müzik aletlen bulunur. Fux, Mo-
zart \e Haydn'm eserlerini birara-
da dinlemek ve mehter müziğin-
den ne denli etkilendiklerini an-
lamak dinleyıciler için çok ilginç
olacak.
"Alla Turca"da yer alan diğer
konserler, 27 Mayıs gecesi Okay
Temizve Mehteran; 28 Mayıs ge-
cesi Mercan Dede Ensembie. Ay-
nca "Kültür ve Sanatta 18. Yüz-
>ıl Oryantalizmi, OsmanİHAvru-
pa EtkUeşimi" başlıklı panel (29
Mayıs saat 17.00) ıle "Avrupalı
Ressamlann Gözüyle Osmanh"
adlı gravür sergisi yer alıyor.
Çağdaş bir mit haline gelen Koltes'in yapıtlan ölümünün 10. yıhnda dünyanın birçok yerinde sahneleniyor
Ben bir kcıtilmu aynı-jımandabir sahne canavan
EMRE KOYU\CUOĞLl
Yüzyılımızın ikinci yansının en önem-
li yazarlanndan sayılan Fransız Ber-
.nard-Marie Koltes'in eserleri bu yıl, ya-
rild
çok yerinde anısına sahnelenmekte. 41
yaşında AlDS'ten ölen yazann yaşamı
ve sanatsal tavn bize Rimbaud ve Ge-
net'yi hatırlatıyor. 1980'lerden itıbaren
Avrupa'da kült yazar olarak uzun bır sü-
re moda olan ve ölümünden sonra da çağ-
daş bir mit haline gelen Koltes. günü-
müz genç yazarlannı oldukça etkilemiş
biri. Çağdaş Tiyatro Edebiyatı'nm siv-
ri kişiliklerinden bın olarak tanınan Kol-
tes'in biroyunu, Türkiye'de ilk kez Ulus-
lararası Istanbul Tiyatro Festivali kap-
samında Işıl Kasapoğlu yönetiminde Iz-
mit Büyükşehır Beledıyesı ŞehırTiyat-
rosu tarafından sahnelendi. Koltes'in ol-
gunluk dönemı oyunlarından sayılan
'Roberto Zucco'nun prömiyerini fes-
tivalde yapan Izmit Şehir Tiyatrosu, tam
kadro oyunda görevli.
"Roberto Zucco', gerçek birhayat hi-
kâyesinden yola çıkarak yazılmış bir
oyun. Bir katilin hayatından fotoğrafla-
nn sunulduğu ve her fotoğrafta başka bir
ınsanın tragedyasına tanık olduğunuz
bu metin. hem sahneleme açısından hem
de oyunculuk açısından oldukça zorla-
yıcı. Özellikle de çağdaş tiyatro metin-
leriyle fazla deneyimi olmayan tiyatro
geleneğimizden bakarsak.. yola çıkar-
sak...
Ince çaüşılmış bir metin ~~
'Roberto Zucco'. ister Lacan çözüm-
lemesiyle, ister postmodern enti-Ham-
let bakışıyla ya da basit bir katil öykü-
sü olarak okuyun, her boyutundan ke-
yif alacağınız bir metin. Alacağınız ke-
yıf. daha sonra sizi ürkütecek bile olsa..
Oyunun yönetmeni Işıl Kasapoğlu; Iz-
mit Şehir Tiyatrosu'nun bu prodüksi-
yonunda da yıllardır çalıştığı ekibinden
vazgeçmiyor. Oyunun çevirisi Ofcay Ku-
nal ve Zeynep Avcı'ya ait. Olcay Ku-
nal'ın Fransızcadan Türkçeyeözenli çe-
virisi. Zeynep Avcı'nın Ingilizceden kar-
şılaştırmalı çevirisi. 'Rober-
to Zucco'yu üzerinde ince
çalışılmış bir metin olarak
karşımıza getiriyor. Kasa-
poğlu-Avcı ismi zaten tiyat-
romuzda yazar-yönetmen
ilişkisine örnek oluşturmuş
bir ikilı olarak anılmakta.
Zeynep Avcı'nın çeviriye
elinin değdiğıni. oyunun
Türkçesinden fark edeceğı-
niz pürüssüzlükten \e çevi-
ri dilindeki bütünlükten an-
layabilirsiniz. Oyunun mü-
ziğini düzenleyen Joel Si-
mon, Kasapoğlu'nun Fran-
sa'daki ve Türkiye'deki bir-
çok çalışmasına imza atmış
bir müzisyen.' Roberto Zuc-
co'yu oynayan Tardu Flor-
dun'u ise geçen yıl Izmıt Şe-
hir Tiyatrosu"nun ilk oyunu
'Hamlet'teki altı saatlikper-
formansından ve 'Leopar'ın
Kuyruğu' filmindeki ateş
karakterinden hatırlayacak-
sınız. •ParktakiKadın'rolün-
de, tiyatro ve sınemada yap-
tığı başanlı çalışmalanndan
cEdebıiebıyatı nın sıvn
' kişiliklerinden biri
olarak tanınan Koltes'in
bir oyunu, Türkiye'de
ilk kez Uluslararası
İstanbul Tiyatro
Festivali kapsamında
Işıl Kasapoğlu
yönetiminde İzmit
Şehir Tiyatrosu
tarafından sahneleniyor.
Koltes'in olgunluk
dönemi oyunlarından
sayılan. prömiyeri
festivalde gerçekleşen
'Roberto Zucco'
Taksim Sahnesi'nde
son kez bu akşam
izlenebilecek.
dolayı birçok ödülün sahibi ZuhalGen-
cer'i izleyeceksinız. Bütent Emin Ya-
rar'ın yönettiği 'Lysistrata' oyununda-
ki Lysistrata yorumuyla Ankara Sanat
Kurumu'nun bu yılki 'Övgüye Değer
Kadın Oyuncu Ödülü'ne layık göriilen
genç sanatçı Esra Bezen Bilgin de 'Kü-
çük K E ' rolüyle oyunda yerini alıyor.
Oyunun çizgisel bir öyküsü yok. Ama
kendine ait zamansal bir akışı var. Kla-
sik anlamda karakterler yok. Karakter-
ler hep başkalannın aracıligıyla kendi-
lerini var ediyorlar. O başkalan da yine
karakterierin kendini ve diğerini algıla-
ma biçimiyle ilgili. Mekân bütünlüğü
yok. Oyun. diyalog halinde varolan mo-
nologlarla dolu. Oyunun temposu ise
çok hızlı. Her sahneyi saniyelerle kur-
tanyorsunuz. 5-6 saniye uzarsa. oyunun
her sahnesi daha da uzamaya başlıyor
Bu da oyunu yok ediyor. Metin içerik an-
lamında çok dolu. Bu hızda çok yoğun
an lar üst üste binmek zorunda kalıyor.
Oyun birçok bireysel tragedyadan bü-
yük bir tragedyaya dönüşüyor. Aralara
ise absürd komik yaratacak 'ikiz' tiple-
meleri yerleştirilmiş. Buikiztiplemele-
n oyunun başında iki gardiyan, ortasın-
da iki müfettiş, sonuna doğru ise iki po-
lis olarak sahnede yerlenni alıyorlar. Pe-
ki 'Roberto Zucco' gibi bir metin dra-
maturjik açıdan nasıl ele almmalı? Oyun
Carl Jung'dan bir alıntıyla başlıyor.
Şöyle bırdüşünce hemen aklınıza geli-
yor olabilır: "Oyunun dramarurjik ya-
pısını "kendi gerçeğini arayan insan'
üzerine kurabilirim. Analitik psikoloji-
den yola çıkabilirim." Daha sonra oyu-
nun yapısına bakıyorsunuz; 'dekonst-
rüksiyon" metoduyla yazılmış çok post-
modern bir yapı söz konusu. Kurguya
bakıyorsunuz. 'RobertoZucco'yu, Nietsc-
he'nin 'Zerdüşt'ü olarak görmeye baş-
lıyorsunuz. Göndermelere bakıyorsu-
nuz. 'Hamlet'in hareketegeçememe" so-
rununa başka bir bakış üretiyor, diyor-
sunuz. Zucco'nun replikJerinden ve Zuc-
co'nun diğer karakterlerle ürettiği iliş-
ki biçiminden yola çıkarak Lacan'ın
•parçalanmış ayna \e egonun oluşumu'
ilişkilendırmesıyle ilgili kuramı aklını-
za geliyor.
Bir oyunculuk şovu
Özellikle Zucco'nun kendi ismiyle
olan ilişkisi bu düşüncenizi tamamıyla
doğruluyor. Küçük Kız'ın ısrarla ismi-
ni ögrenmek istemesi. Parktaki Kadın'ın
ona ismini kendisinden başka kimsenin
hatırlatamayacağını haykırması, oyu-
nun sonunda polislerin "Kimsiniz?" so-
rusuna, Zucco'nun yeni edindiği adı
söylemesi ("Ben bir katilinT) gibi...
Tüm bunlar kimliğin oluşumuyla ilgili
Lacan kuramının izdüşümleri..
Hayır, hiçbiri ve aynı zamanda tümü
American Express Firması ile Dünya Anıt Fonu'ndan 100 bin dolarlık destek geldi
Ayasofya'nın kııbbesine dış kaynakh yardım
Kültür Servisi - Bizans döneminden günü-
müze dek ulaşan en eski kült yapıt olan Ayasof-
ya'da süren restorasyon çalışmalanna American
Express firması ile merkezi New York'ta bulu-
nan Dünya Anıt Fonu'ndan (World Monuments
Fund. WMF) 100 bin dolarlık destek geldi. Fo-
nun dört yıldır yürüttüğü ve American Exp-
ress'in ana sponsorluğunu üstlendiği Dünya
Anıtlanni fzleme Programı çerçevesinde yapı-
lan para yardımı, Ayasofya'nın kubbesinin ona-
rımı için kullanılacak. Ayasofya, Dünya Anıt-
lannı Izfcme Programrnın, 1998-1999 dönemin-
de yardun kapsamına aldığı 100 tarihi yapıdan
biri. Ancak Ayasofya, programın 'hemen korun-
mayaahnmasıgerekenanrtlar'liste.sine 1996 yı-
hnda girmişti ve WMF'den yine 100 bin dolar-
lık bir yardım almıştı.
American Express'in ABD temsilcisi Connie
Higginson, WMF üyesi Marihn Perry ve Ame-
rican Express Bank'ın Türkiye baş temsilcisi No-
dimHoma American Express'in. dünyanın bü-
tün ülkelerindeki tarihi mirası korumak konu-
sundaki duyarlılığına değinerek, "1996'dan bu
yana 37 ülkede 60 siteye toplam 71 yardon yap-
ük.Valntzbirkaçyîipıtaikikezyanüındabulun-
dnk ve Ayasofya da bu ayncahkh >apıtlann ara-
sında yer ahyor. \\usofya aynca. 200 bin dolar-
hkyurdını yaptıgınuz üç tarihi>^pıttan biri. Rr-
mamızın 25 yıldır hizmet verdiği Türkiye'deki
insanlann A>asof>a'ya gösterdikleri ilgL bizim
bu karan vermemizde betirievici etken oidu"
dedi.
'1500 yıldır ayaktaolması mucize'
WMF üyesi Marilyn Perry de yaptığı konuş-
mada Ayasofya'nın, inşa edildiğinden bu yana
her dönemde dünyanın en büyük kült yapıtla-
nndan biri olma niteliğini koruduğunu ve 1500
yıldır ayakta olmasının yalnızca birmucize ola-
rak nitelendirilemeyeceğini söyledi. Perry,"Bu
büyüleyici yapı İstanbul'un, Türkiye'nin ve hat-
ta tüm Avrupa'nın biricik mücevheridir ve en
az bin beş yüz yıl daha insanlan büyülemeye de-
vametmdidir" dedi. Toplantının sonunda, Hom-
si ve Perry, 100 bin dolar tutanndaki yardımı,
sembolik bir çekle Bakan Talay'a sundular.
1965 yıhnda kurulan ve özel bir kuruluş ni-
teliğinde olan Dünya Anıt Fonu, 1995'te kuru-
luşunun otuzuncu yılı vesilesiyle 'Dünya Anıt-
bnnı Ufcme Programı'nı başlatmış ve tüm dün-
yada acil olarak korunma altına alınması gere-
ken tarihi yapılara acil ve etkili yardım gönder-
me misyonunu üstlenmişti. Program, ülkelerm
kültür bakanlıklanyla, ABD elçilikleriyle, ulus-
lararası, ulusal ve yerel örgütlerle işbirligi ya-
pılarak yürütülüyor. Program kapsamında da-
ha önce de, yine American Express şirketinin
sponsorluğunda. tarihin en eski yerleşim yerle-
rînden biri olan Çatalhöyük'teki çalışmalara 25
bin dolarlık yardun yapılmıştı.
bu oyunu bir bütün olarak açıkJayamı-
yor. Oyun, tüm bu saydıklanmı ve sa-
yamadıklanmı içeriyor. Oyuncular için
sorun çok. Peki oyuna nasıl yaklaşılma-
h? Işıl Kasapoğlu, masa başı çalışmala-
n sırasmda, daha önce yaptığımız 'Ham-
let' çalışmasının tersine benden oyunun
içeriğiyle ilgili oyunculara yük bindir-
mememi istiyor. Ben ise oyun metninin
ne kadar derin ve karmaşık olduğunu
oyunculann biraz olsun hissetmeleri için
ufak entelektüel uçuşlar gerçekleştir-
mek niyetindeyim. Işıl ısrar ediyor "Sfc-
temliduşünceve-ratio'ya çokfazla girme'.
Zaten ben de oyunun gücünü ve sağ-
lamlığını hissetmek dışında oyunda net
ortaya konabilecek hiçbir şey bulamıyo-
rum. Bu oyunun böyle bir şeyi verme-
diğini söylemek, en doğru veri. Oyun-
culara, onlann kafasını daha da kanştı-
racak veriler veriyorum. "Oyun 15tab-
lodan oluşuyor. İablolar arasında ka-
rakterlerin du>gu çizgileri beUi bir içge-
lişim üretmiyor. Karakteıierin sahnede
bulunduklan an dışında geçmiş \e gele-
cekleri yok. Durumun gerektirdiği bi-
çünde\arolurken,o anlamiçindetüm va-
roluş tragedy alannı aktamoıiar»" gibi
açıklamalar. Ve sonunda ancak şuna \a-
nyorum: Herkes yaşamak istiyor. Kim-
se ölmek istemiyor. Herkes başkasını
kullanarak, yok ederek, üzerine basa-
rak varolmaya çalışıyor. Herkes kendi açı-
sından bakjyor, kendi gerçeğini görüyor.
Kendi rragedyasını yaşıyor. Yani, metin
belkj çok entelektüel, ama çok vahşi...
Herkes bir tür katil. Bir gün çalışmalar
sırasında Işıl, Tardu'ya "fçindeki hayv-a-
nı yeniden hatırla" diyor. "Kendi oyun-
culuğunun özeUiğini haürla, seni Zucco
yapan bu." O zaman çözüyorum. Oyu-
na yalnızca oyuncunun alt-ego'sunu tü-
müyle özgürleştirerek yaklaşabilirsin.
Oyunun bütün bu entelektüel derinliği-
ni oluşturan aslında bu hayvansı varo-
luş biçimi. Işıl, baştan beri bunun peşin-
de... O noktada da 'Roberto Zucco',
oyuncunun inanılmaz zevk aldığı. aynı
zamanda da herhangi bir noktada tıkan-
dı mı da onu çatlatan. boğan bir metin
olarak karşısında duruyor. Bir oyuncu-
luk şovu. Oyuncunun
kendisiyle çok ilgili. Ya-
ni oyuncu için çok zor bir
oyun. Oyuncunun elin-
de hiçbir kolaylığı yok.
Öğrenilmiş kahplann işe
yaramadığı, hatta kulla-
nıldığında fazlaca sınt-
tığı bir oyun. Oyuncu
gerçek olmak zorunda.
Zucco, "Ben bir kati-
Bm" dediği anda aynı za-
manda "Ben bir sahne
canavanyım" demeli...
Türk Tiyatrosu'nda
Koltes ilk kez oynuyor.
'Roberto Zucco' ilk kez
sahneleniyor. 'Yeni ya-
zarlar ve böylelikle yeni
tiyatro' düşüncesini sa-
nat politıkası haline ge-
tirmiş tzmit Şehir Tiyat-
rosu, bu yıl Uluslarara-
sı İstanbul Tiyatro Fes-
tivali izleyicisiyle karşı-
laşacak. Bizim için ina-
nılmaz keyif venci bir
çalışmaydı. Umanm se-
yirci için de öyle olur.
Tüpsak'ın başkanlığına yeniden
Müjde AP seçildi
• Kültür Servisi - Türkiye Sinema ve Audiovisuel
Vakfi (TÜRSAK)'ın 5. Olağan Kurucular Kurulu
toplantısında Müjde Ar, dört yıldır sürdürmekte
olduğu Yönetim Kurulu Başkanlığı'na yeniden
seçildi. Vakfın yeni dönem, başkan yardımcılıkJan
görevine ise Engin Yigitligil ve Fehmi Yaşar
getirildi. Yedi yıldır Vakfın Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Engin Yiğitgil, bu dönemde de Genel
Müdür olarak atandı. Türsak Vakfı üyelığine bu yıl,
Ezel Akay, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz,
Banş Pirhasan, Yeşim Ustaoğlu. Derviş Zaım ile
sinema yazan Alin Taşçıyan ve Beykent
Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili
Mustafa Melek katıldı.
Osmanlı dönemi işleme sanatı
• Kültür Senisi-
Osmanlı dönemi
işleme sanatından
örnekler 26 Mayıs-
10 Temmuz tarihleri
arasında Yapı Kredi
Vedat Nedim Tör
Müzesi'nde
sergilenecek.
Osmanlı dönemi
işleme sanatı,
geçmişı Anadolu ve
Akdeniz çevresinde
MÖ7000'li yıllara,
Mezopotamya
uygarlıklanndan
îran'a. Hititier'e,
Frigya ve Lidya uygarlıklanna dek uzanan. Yunan,
Roma ve Bizans dönemlerinde zengin bir geleneğe
sahip olduğu bilinen işleme sanatının son halkası.
Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yılının kutlandığı bu
yıl, Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi,
çağdaşlaşma ve teknolojik gelişim, kadınlann iş
hayatına atılmasıyla el emeğinin azalması ve üretimi
çabuk olan eşyalara yönelimin hızlanması gibi
nedenlerle üretimi giderek yok olan işleme
sanatının. 16. yüzyıldan 19. yüzyıl Sonlanna dek
uzayan döneminden ömeklerin yer aldığı bu sergiyı
düzenliyor. Yapı Kredi koleksiyonundan derlenen
sergi, kaybolmaya yüz tutmuş işleme sanatını eşsiz
örneklerle yeniden gündeme getirmeyi hedefliyor.
2. Uluslapapası Eskişehir
Sinema Günlerî başladı
• Kültür Servisi - Anadolu Üniversitesi tarafından
düzenlenen Uluslararası Eskişehir Sinema Günlen
dün Frank Patterson'un Amerika yapımı Rose's adlı
fılmiyle başladı. Bu yılki programın ağırlık
noktalannı genç sinemacılann yapıtlan. sinemada
yeni eğilimler, Fransız sinemasının klasik
başyapıtlanyla yeni örnekleri. çeşitli panel ve
söyleşileroluşruruyor. 'Dünya Sinemalanndan Yeni
Eğilimler' bölümünde Bosna-Hersek, Belçika, Iran
ve ABD'den genç sinemacılann filmleri var. "Bir
Ülke ve Sineması: Fransa" bölümünde Traffaut
filmlerinin toplu gösterisi ile genç Fransız
sinemasından ömekler yer alıyor. 'Konuk Sinema
Okulu' bölümünde Florida Devlet Üniversitesi Film
TV Kayıt Sanatlan Okulu'nun öğretim üyeleri ile
öğrencilerinin filmleri bulunuyor. Aynca Frank
Parterson, 'Sinemada Oyuncu Yönetimi' konulu bir
atölye çalışması düzenleyecek. 'Genç Fransız
Sineması' komıt-unda konuk yönetmen ve yazar •
Gerard Courant'ın karıldığı bir seminer
gerçekleştirilecek. Panellerde ise 'Kültür
Politikalannda Sinemanın Yeri' ve 'Belgeselcilerin
Gözü ile Belgesel Dünyası' konulan işlenecek.
Etkinlikler 31 Mayıs'adek sürecek.
Çeviri Bülteni'nin yeni sayısı
• Kültür Servisi - Bir
uzmanlık alanı olarak
çevirmenlik mesleği ve
çeviriyi özendirmek,
konuşulup yazılmasına
ve mesleğin saygınlığının
gelişmiş ülkelerdeki
düzeyde yaygınlaşmasına
ortam hazırlamak,
üniversitelerin mütercim-
tercümanlık bölümü
öğrencilerine de
profesyonel ipuçlan
vermek amacıyla üç ayda
bir yayımlanan Çevin Bülteni'nin yeni sayısı çıktı.
Çeviri Bülteni'nin bu sayısında Sami Uzun. Yrd.
Doç. Dr. Mehmet Gündoğdu. Rafet Saltık. Yrd.
Doç. Dr. Osman Aslan, Neşe Başar, Mark Bahar.
Ümit Özaydın, AlperTaşpınar ve Ali Yahman'ın
makale ve röportajlannın yanı sıra 1. Akşit
Göktürk'ü Anma Toplantısı ve çeviri dünyasından
haberler yer alıyor. (0212-288 30 76)
TOBAV sanat etkinlikleri
• Kültür Servisi - Tiyatro yaşamındaki deneyimleri,
birikimleri, tiyatroya getirdikleri yeni bakış
açılanyla Türk tiyatrosuna katkılan olan sanat
insanlanyla yeni kuşak oyunculan buluşturarak
karşıhklı düşünce ve duygu alışverişinde
bulunmalannı sağlamak amacıyla TOBAV İstanbul
tarafından bir atölye çalışması düzenleniyor.
Çalışmanın ilk basamaği 27-28-29 Mayıs
tarihlerinde saat 15.00-17.00 arasında Afife Jale
Sahnesi. Ortaköy Kültür Merkezi'nde Macide
Tanır'ın katılımıyla gerçekleştirilecek.
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 12.30'da laserdıskten Yehudi
Menuhûı'ı anma konseri izlenebilir. (252 35 00)
• ADAM KtTABEVİ YAYTNE\1 GÜNLERİ
kapsamında saat 15.00'te Aslı Erdoğan, Kaan
Arslanoğlu, Fethi Naci ve Semih Gümüş'ün
katılacağı İki Romancı tki Eleştirmen' başlıklı
söyleşi yer alıyor (293 41 05)
• YAPI KREDİ SALI TOPLANTILARI
kapsamında Turkcell Salonu'nda saat 18.30'da
Artun Ünsal'ın yöneteceği; Oktay Ekinci, Emel
Yıldız ve Ferhat Taylan'ın katılacağı İnsanın
Halleri'TCavgacr başlıklı söyleşi gerçekleştirilecek.
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 19.00"da Göknil Özkök (viola)
ve Gülden Teztel (piyano) konseri izlenebilir.
ULUSLARARASI İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ
BUGÜN
• Faust Düsseldorfer Schauspielhaus yapımı oyun
saat 21,00'de AKM Büyük Salon'da izlenebilir.
• Herakles Attis Tiyatrosu ve Uluslararası İstanbul
Tiyatro Festivali ortak yapımı oyun saat 21,00'de
Muhsın Ertuğrul Sahnesi'nde görülebilir.
• Roberto Zucco İzmit Şehir Tiyatrosu'nun oyunu
saat 21 .OO'de İzmit Şehir Tiyatrosu'nda izlenebilir.
YARIN
• İniş Attis Tiyatrosu ve Uluslararası tstanbul
Tiyatro Festivali ortak yapımı oyun saat 21.OO'de
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde görülebilir.