14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
231İSAN1999CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Anayasa Türkiye'nin demokratikleşmesi ve çağdaşlaşması yolundaki en büyük engel, 12 Eylül ortamında yapılan anayasaydı... Birçok yasal düzenleme, Anayasa değişikliği istediği ve anayasayı değiştirmek için de Meclis'in üçte iki çoğunluğu gerektiği için Türkiye'nin önü açılamıyordu. Şimdi, 336 oyla referanduma bile gerek kalmadan anayasa değişikliği yapabilecek bir çoğunluk var Meclis'te. Hatta 336'nın çok üstüne çıkabilecek bir güç! MHP ve FP ile radikal sağın 240, ANAP ve OYP ile merkez sağın 161 oyu ı birleştiğinde 401 oy çıkıyor ortaya. İki bağımsız sağcıyı ve dahi DSP'nin tarikatçılarını eklediğinizde anayasayı değiştirme de yanında yat! Ama nasıl bir değişiklik? Tabii ki çok daha geriye doğru... Anayasa'nın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerine bakmayın, pirleri Adnan Menderes'in dediği gibi, isterlerse şeriatı bile getirebilecek çoğunluktalar. Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: som@posta.cumhunyetcom.tr - Deniz Baykal istifa etmiş.. "Medya. domates olarak sunmuştu: vatandaş sa/ca vaotı!" ugün 23 Nisan, Söylev'i okuyor insan. 1927 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bü- yük salonunda toplanan Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci kurultaymda Gazi Musta- fa Kemal konuşuyor; Meclis'in açıldığı günleri an- latıyor. 79 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi, Mec- lis'in dışında kalıyor. Atatürk anlatıyor; anlamayanlaraHıfzı Veldet Ve- lidedeoğlu yardımcı oluyor: "Meclis'in açıldığı ilk günlerde, Meclis'e, içinde bu- lunduğumuz durumu ve koşuiları açıklayarak, iz- lenmesini ve uygulanmasını doğru bulduğum düşün- celerimi bildirdim. Bu düşüncelerimin başlıcası, Tür- kiye'nin, Türk ulusunun izlemesi gereken siyasal il- keyle ilgili idi. Değişik unsurları ortak ve genel bir ad altında top- lamak ve bu değişik ulus topluluklarını eşit haklar ve koşullar altında bulundurarak güçlü bir devlet kurmak, parlak ve çekici bir siyasal görüştür. Ama, Ulusal Siyasa aldatıcıdır. Dahası, hiçbir sınır tanımayarak, dünya- daki bütün Türkleri de bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu yüzyılların ve yüzyıl- lar boyunca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylarla ortaya koyduğu bir gerçektir. Islam- cılık ve Turancılık siyasasının başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rast- lanamamaktadır. Soy ayrımı gözetmeksizin, bütün insanlığı kapsayan tek bir dünya devleti kurma tut- kularının sonuçları da tarihte yazılıtıdır. 'Baskıncı ve yağmacı' olmak hevesleri, konumuzun dışındadır. In- sanlara her türlü özel duygulannı ve bağlantılannı unut- turup, onları kardeşlik ve tam eşitlik içinde birleştir- mek, insancı bir devlet meydana getirme kuramının da kendine özgü koşuiları vardır. Bizim aydınlık ve uygulanabilir gördüğümüz siya- sal yöntem 'ulusal siyasa'dır. Dünyanın bugünkü genel koşuiları ve yüzyılların kafalardave insanların özyapılarında yerleştirdiği gerçekler karşısında, düş- çü olmak kadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin dedi- ği budur; bilimin, aklın, mantığın dediği böyledir. Ulusumuzun, güçlü, mutlu ve sağlam bir düzen içinde yaşayabilmesi için devletin baştan başa ulu- sal bir siyasa gütmesi ve bu siyasanın iç örgütleri- mize tam uyumlu ve dayalı olması gereklidir. Ulusal siyasa demekle anlatmak istediğim şudur: Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı koruyup ulusun ve yurdun gerçek mutluluğuna ve bayındırlığına çalış- mak; gelişigüzel, ulaşılamayacak istekler ardında ulusu uğraştıımamak ve zarara sokmamak; uygar- lık dünyasının uygarca ve insanca davranışını ve karşılıklı dostluğunu beklemektir." Bugün 23 Nisan, Söylev'i okuyor insan... SESSİZ SEDASIZ (!) miRÎKURTCEBE Memleketin birinde bir parti varmış Memleketin birinde bir parti var- mış... Partinin yöneticileri arasında işini bilen isadamlan bulunuyor ve ba- zılan partinin propaganda işlerine de bakıyormuş... Günlerden bir gün memlekette se- çim yapılması kararlaştırılmış... Memleketin illerine belediye baş- kanı seçilecekmiş. Ama önce par- tiler adaylarını seçecekmiş... Memleketin birindeki partinin, si- yasette deneyimli bir partiliyi büyük illerden birinde aday göstermesi dü- şünülmüş... Partinin başkanı, parti yöneticile- rinden işini bilen bir işadamını çağı- rıp, "git söyle bakalım, adaylığı kabul eder mi" demiş... Yönetici işadamının gönlünde ise epey zengin olan işadamı bir arkada- şı yatıyormuş. Çünkü, deneyimli siya- setçi partilinin seçim sırasında harca- yacak fazla parası yokmuş. Zengin arkadaşı aday olsa onun işlerini ken- disi yapacakmış... Yönetici işadamı, deneyimli siya- setçiye gitmeden parti başkanına vdönüp, "konuştum kabul etmedi" demiş ve çok zengin işadamı arka- daşının aday olabileceğini söyle- miş. Çok zengin işadamı aday olmuş... Seçim çalışmalan için çok para har- camış. Hatta, öteki partilerin adayla- rı arasında bile en çok parayı harca- yarf olmuş. Ama seçimi kaybetmiş. Kazanan, işini iyi bilen işadamı par- ti yöneticisi olmuş. PALAS PANDIRAS T Terörist yosun Izmir Körfezi'ne varmış... Imralı'ya kadaryolu var/ MürrtBozacı istanbul Barosu Televizyon yönetmeliğine iptal davası açıldı fl&RTAN AĞANOĞLU " Istanbul Barosu. "RadyoveTe- levizyon Yayın İzni ve Lisans Yö- netmeliği'nde Değişiklik Yapıl- ması Hakkındaki Yönetmelik"ın bazı maddelerinin anayasaya ay- kınlık taşıdığı gerekçesiyle iptal da- vası açtı. Yürütmenin durdurul- ması isteminde de bulunan baro- nun dilekçesinde, yönetmeliğe ek- lenen bazı maddelerin koruyucu değil. "sansürcü" bir işlev üstle- neceği belirtildi. tstanbul Barosu tarafından Da- nıştay Başkanhğfna sunulmak üzere istanbul Nöbetçi Idare Mah- kemesi Baskanlığı'na verilen da- va dilekçesinde, yönetmeliğin li- sans başvurulan için gerekli bel- geleri düzenleyen 7. maddesine, yönetmeliğin amacı ile bağdaş- mayan üç yeni bend eklendiği be- lirtildi. Dilekçede, bu maddeye eklenen (d) bendine göre, başvu- ran kişilerin Başbakanlık'tan "ulu- sal güvenlik açısından sakınca bulunmadığını" gösterir belge alması gerektiği kaydedildi. Bunun da lisans başvurusu için gerekli belgelerden sayıldığının anlatıldı- ğı dilekçede," 'L'lusal güvenlik belgesi' iletişim özgürliiğünün öğelerine yapılan önemli bir dev- let müdanalesidir ve anayasaya, Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi'ne ve RTİ K Kanu- nu'na aykırı tamamen siyasi ik- tidarın keyfiliğine terk edilen bir Mzin' sistemi getirilmekte- dir. Ulusal güvenlik açısından sakınca kavramı, çevresi belli •-otmayan, kisiden kişiye değtşeD değerde siyasal bir kavramdır. Böyle bir belge Başbakanlık'tan alınacağına göre, kişinin 'radyo- TV" alanında faaliyet hakkı, si- yasal gücün takdirine, siyasal değerlendirmesine bağlı olacak- tır" denildi. Dilekçede. 3984 sayılı yasanın 4. maddesinin "yayın ilkelerini" saymasına karşın "ulusal güven- lik" ölçiitüne açıkça yer veren bir ifadenin bulunmadığı da belirtildi. Yasanın 4 c maddesinde genel ifa- deyle "anayasanın genel kısmın- da yer alan Ukelere aykırı olma- mak" şeklinde bir unsura işaret edildiğinin belirtildiği dilekçede. anayasanın anılan 11 maddesinin hiçbirinde "ulusal güvenlik" ifa- desinin yer aldığı bir hüküm bulun- madığına dikkat çekildj. Yönetmeliğin 7. maddesinin bi- rinci fıkrasına eklenen (e)bendiy- le anayasanın 38. maddesine ay- kırı olarak bireyin suçsuz olduğu- nu kanıtlamakla yükümlü kılındı- ğının kaydedildigi dilekçede, "Ay- nı bende sınırlamanın nedeni olarak 'ideolojik ve anarşik eylem- lere katılma ve bu eylemleri tah- rik ve teşvik suçu' olarak kanun- larımızda tanımlanmayan ve yö- netmelikie tanımlanması müm- kiin bulunmayan yeni bir suç ti- pi yaratılmıştır. Yönetmeliğe ek- lenmek istenen bu bendin ileti- şim özgüriüğünü koruyucu bir işlev değil, sansürcü bir işlev üst- leneceği açıktır" denildi. İÜ'nün düzenlediği toplantı ^Sendikaların en büyük sorunu küreselleşme' İstanbul Haber Seryisi - Ül- kemizde ve dünyada sendikaların çok zor bir süreçten geçtiği belir- tilerek küreselleşme olgusunun sendikaların içine düştüğü güç durumun en önemli nedeni oldu- ğu kaydedildi. tstanbul Üniversitesi (IÜ) Hu- kuk Fakültesi Iş ve Sosyal Güven- lik Hukuku Araştırma ve Uygu- lama Merkezince düzenlenen "2000'li Yıllarda Sendikalann Yapılaşması ve İşlevleri" konu- lu toplantı, IÜ Doktora Salo- nu'nda yapıldı. IÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 2000'li yıllara girerken dünyadaki en önemli olgunun küreselleşme ol- duğunu vurguladı ve küreselleş- menin eğitim, kültür, sanat, ile- tişim, ekonomi başta olmak üze- re heralandaetkili olduğuna dik- kat çekti. Uygulama Meîkezi Mü- dürü Prof. Dr. Berin Erdin de küreselleşmenin sendikalann ye- niden yapılanmasını zorunlu kıl- dığını anımsatarak "Türkiye'nin işçi sendikalarına alışması ko- lay olmadı. Sendikaların da bu yeni yapılaşmaya kolaylıkla uy um sağlayamayacaklarını ka- bul etmeliyiz" dedi. IÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Şahlanan ise 19901ı yıllardan sonra me- mur sendikalarının fiili biçimde oluşmaya başladığını ve zaman- la durumlannın bir ölçüde huku- kileştiğini kaydetti. IÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. To- ker Dereli de sendikalann geliş- miş ve az gelişmiş ülkelerde zor bir dönem yaşadıklannı belirtti. Tüm dünyada sendikaların üye sayısının azaldığını, kolektif de- ğil bireysel anlamda işçi-işveren ilişkilerinin geliştiğini ifade eden Dereli, "İşçi sendikalan imajı ve ideali giderek zayıflıyor. Son 10 yıldaki ekonomik ve yapısal değişim, piyasaların giderek kuralsızlaşması, istihdamın par- çalı hale gelmesi ve evde çalış- ma, sendikalan olumsuz etki- livor" dedi. HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 23 Nisan PORTATIF KÖPRÜ.. 13O3'T£ BUGİİN, PORTATİP BİK KÖ/>KÜ, FKAN- SA'OA BAŞARIYLA DeNBUOİ./KJ TUK&tLEKLİ 8İH AKABAYA MONTE BOİLMİf OLAN VS Z.İ6- ZAKU YAPISl NEDENİYLE ÜÇ KİŞİ PAN KOLAYCA AÇ/UP KAPATILABİLEN f2 METR£ U2UKILUĞUNDAYC*. KÜÇÜK AKARSULAHI seç - &IEK İÇİN DÜŞÛNÜLtoÜÇ OLAN POfLTATİF KÖPKiJ- D£M H£R DEPASINDA gfg tc/fi GEÇEBİLİYO&DU. UFAK AStiEA/ GKUPLARA mKAR SAĞLtrACAK OLAH ALET, KOLAYG* C£KİLEBİÜYOeDU.. ÇORLU ASLİYE HUKUKMAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/71 Hâkim: Mürvet Tunçez 29255 Kâtıp: Dilek Bağnyanık 1184 Davacı Fadire Kurtulmuş vekili Av. Tayfiın Ünal tarafından mahkememize açılan gaiplik karan davasının yapılan açık yargılaması sı- rasında verilen ara karan gereğince: Tekirdağ ili. Çorlu ilçesi. Sanlar köyü, cilt no: 026/04, sayfa no: 83, kütük sıra no: 35O'de nüfusa kayıtlı Ahmet ve Feride'den olma 1942 D.lu Mustafa Kurtulmuş'un 12 Eylül 1996 tarihinde 1988 model 250 D Mercedes marka TÜ DN 211 Almanya plakalı özel oto- mobili ile Edirne'den Bulgarıstan'a ginş yapmış ve bir daha da ne kendisiyle ne de aracı ile ilgili hiçbir haber alınamadığı, ölmüş olabi- leceği ihtimali de nazara alınarak Mustafa Kurtulmuş'u tanıyan ve bilenlerin işbu ilan tarihınden itibaren bir yıl içerisinde mahkememi- zin 1998 71 esas sayılı dosyasına müracaatlan M.K.'nun 31 ve 32/2. maddeleri gereğince ilan olunur. Basın: 15710 ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKtMOGLÎT Seçimden Sonra Oyumu yıllardır Çankaya llkokulu'nda, 2135 no'lu sandıkta kullanıyorum. Pazarsabahı erken- den gittim, yollarda seçmen seli, okulun önünde uzun kuyruklar. Yaşlılar beklemiyor, ben de bek- lemedim. Mühürleri bastım, aynldım okuldan. Bu kaçıncı seçim ama kalbim çarpıyor. Hüzünle yü- rüyorum Çankaya tepelerinde. Yanda Pembe Köşk, ötede Cumhurbaşkanlığı. Cumhuriyetimi- zin kuruluş yıllannda ne güzel olaylara tanık oldu o köşkler. Bugün nelere tanık oluyor, Türkiye'nin kalbi Ankara'da neler yaşanıyor. Sandıklardan kimler çıkıyor! Seçim öncesi neler söylediler, gö- züm de kulağım da hayli kirlendi, arınma umudu da gerçekleşmedi doğrusu. Seçim sonrası olu- şan tablo iyimserlik vermiyor. Anakent başkanlığını FP'Iİ Gökçek'in kazanma- sını da içime sindiremiyorum. Çevremdekiler de sindiremiyor. Aynca soruyor, Sayın Doğan Taş- delen sindiriyor mu acaba? Peki Sayın Ecevit? Çankaya başkanlığını CHP'nin kazanması da il- ginç yorumlara uğruyor başkent çevrelerinde. Oylar Sayın Taşdelen'i izlemedi, deniyor. 1968 yılında New York'a gittim, başkanlık se- çimleri sona ermiş, cumhuriyetçilerin adayı Nixon gelmiş başkanlığa, galiba üçüncü akşam. Latife ve Arif Mardin ile buluştuk, yemek yiyoruz. Mü- zik ve sinema dünyasından ünlü kişiler, yazarlar, oyuncular var çevremizdeki masalarda. Derken, demokratlann adayı Humphrey geldi lokantaya. Herkes ayağa kalktı, sevgiyle, saygıyla selamla- dı onu, "kazanan yenik" diye seslendiler. Ana- kent başkanlığı seçimi sonuçlanınca bu olayı anımsadım nedense. Gökçek ve Karayalçın'ın ya- rışması beklentiler doğrultusunda gerçekleşme- di ama kaybeden Karayalçın değil! Tersine hayli çarpıcı bir artıyla yürüttü yarışı. Güzel, çağdaş bir başkent için söz verdi, umut verdi seçmenlerine, 2000'li yıllara gidişin yolunu çizdi, CHP'nin ilke- lerini, altı okun doğrultusunu güzel simgeledi. Güzel biryolculuğa çağırdı herkesi. Eksi değil ar- tıyla sona erdi yarışı. Kimi dostlanm hayli karamsar, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu partinin politikadan dışlandığını düşünüyor. Dahası, tehlikeli kuşatma- dan söz ediyor, Ecevit'in önündeki darboğazla- rın kuşkusunu belirtiyor. Böylesine karamsarlığı paylaşmıyorum ben. Sayın Ecevit'i iyi tanıyorum, politikada da devlet yaşamında da deneyi, biri- kimi var. Kuşatmalan da iyi değerlendirir. Seçim sonuçları herkes için uyarı aslında. Ar- tılar da var, eksiler de. Artılar nerde ve niçin, ek- siler neden sorulannı iyi yanıtlamalıyız hepimiz. Genç seçmenlerin oyları neden başka partilerde değil de MHP'de acaba? Orta sağın çöküşüne yol açan oylar hangi nedenlerden kaynaklanıyor? Yolsuzlukları, mafyaları, çeteleri unutmuyor, bir- birini aklamak amacıyla ödün verenlere sıcak bakmıyor seçmenler, temizlik istiyor, aldatmaca- ları onaylamadığını kanıtlıyor. Ama belli çelişkiler de var. Yolsuzluklara, soygunlara, örneğin Su- surluk'a, birbirini aklamak amacıyla uzlaşmalara, örneğin Türkbank olayına, sert tepki gösteren partiyi de barajın altına itiyor, partamentoya ge- tirmiyor. Elbet bunun da nedenleri var, yaşaya- rak öğreneceğiz. • • • önümüzdeki günlerde yüzyılın yarısına, 49. yı- la ulaşıyorum mesleğimde. flginç olaylarla dolu yıllar. Kimler geldi, kimler geçti parlamentodan. Devrimler oldu, karşı devrimler. Çağdaş yasalar, çağdışı uygulamalar, kardeş kavgaları, kan ve gözyaşı, umudun tırmanışı derken solmayı, mut- lulugu düşlerken mutsuzluğu yaşadık acı fatura- larla. Kolay değil insan olmak, neler ödüyor, nelere direniyor, ama ödetenleri de iyi tanıyorsun! 18 Nisan seçimleri de yeni bir ışık bu yolda. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAI* SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Orkinos balı- ğının yavrusu. 2/ lyilik getir- 2 diğine inanılan, kademli... Bir nota. 3/ "tnme turnam inme sen bu pınara.' Avcı — kur- muş var yolun ara" (Türkü)... Eşit bölüm. 4/ 8 Eli işe yatkın, g becerikli... Gü- zel söyleme ve yazma yeteneği. 5/ Bir örgütün etkin üyesi. 6/ Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sı- rası... Cengiz Bektaş'ın toplu şiirlerini içeren ya- 4 pıtı. 7/ Anadolu'nun gü- neybatısındaki antik bölge... Şöhret. 8/ Bil- giçlik taslayan kimse... Tavlada bir sayı. 9/ Bir ö işi yerine getirme... Dağ 9 geçidi. boğaz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ateş tutuşturmaya yarayan çalı, cırpı, yonga gibi şey- ler. 2/ İyi huylu kimse... "Mehmet — " Eylül romanıy- la ünlü yazanmız. 3/ Bir meyve... Bosna-Hersek'in pa- ra birimı. 4/ Brezilya'nın başkenti. 5/ Ilk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan... Kanşık renkli. 6/ Lütesyum elementinin simgesi... Misket li- monu da denilen küçük bir limon cinsi... Utanma, ha- yâ. 7/ Zehirsiz ve büyük bir yılan. 8/ Avşa'da yetişen ve sofra şarabı üretiminde kulianılan kırmızı üzüm cinsi. 9/ Atın başına geçirilen dizgin ve süsler.. Çelikçomak oyu- nuna ve oyunda kulianılan değnege verilen ad. BAY1NDIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996/209 Davacı Deniz Gülsün Evrenosoglu'nun davalı Ha- zine, Çınardibi köy tüzel kişiliği ve Tapu Sicil Müdür- lüğü aleyhine açtığı tescil davasmın yapılan keşif ara karan gereğince. Davaya konu Bayındır Çınardibi köyü Musluk mev- kiinde kain, doğusunda Satıcı Ramazan Özkasaba ait iken Mehmet Saner ve halen Kenan Akbaba ve Aziz Serbes'e satılmış bulunan yer, batısı Kadim köy yolu, kuzeyi Ramazan Özkasap'a ait iken Ibrahim Ozatara satılan yer. güneyi Mehmet Emin Sarıer'e satılan yer ile çevrili taşınmazm davacı tarafından tescili talep edildiğinden bu yer hakkında hak ve iddiası olanların mahkememizin 1996/209 esas sayılı dosyasına 3 ay içerisinde müracaat etmeleri ilan olunur. Basın: 15739
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear