25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2CUİSAN 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 jfDH'den ÛDPye Dzgürlük ve Jemokrasi Partisi >ardon, Özgürlük ve 3ayanışma Partisi lenüz kurulmuştu... (uruculardan bir Jostumuzla yarı şaka <an ciddi iddiaya jirmiştik... Dostumuza göre ilk •»eçimde ÖDP hatın »ayılır bir oy alacaktı. 3endenize göre, ÖDP ıncak binde oranında >y alabilecek, yüzde 1 >y alması bile büyük saşan olacaktı. Sonuçta bir rakı iofrası kurulacaktı... )8 Nisan seçimlerine ioğru ÖDP'liler sylannı yüzde 3'e 3turttu. Hatta entel aariannda yüzde , - nerden söz >§ îdenler oldu. f Handiyse barajı ^ aşıp Meclis'e L girecekti. Bu seçimde olmasa bile air dahakinde baraj ;ok rahat aşılacaktı. Sandıklar açılınca görüldü ki, ODP yüzde 1 'i bulamadı; bindelerde kaldı. Aynen, bir önceki seçimde Yeni Demokrasi Hareketi gibi. Şimdi bekliyoruz... Aynen, dört yıl önce YDH kuruçusu dostumuz gibi ÖDP kuruçusu dostumuzun arayıp çilingir sofrastna davetini bekliyoruz! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: som@posta.cumhwiyetcom.tr - Piyasalar istikrar bekliyormuş... "Sivaset buldu mu ki!" s eçim sonuçlarının analizini yapan uzmanlar ve sandıktan çıkanlara bakan vatandaşlar seçimin iki galibinden söz edıyor: Bülent Ecevit'in DSP'si ve Devlet Bahçeli'nin MHP'si. Bu ıki partinin başansı göreceli olarak doğ- ru. 18 Nisan seçimlerinde hiç bir parti tek başına ik- tidar şansını yakalayamasa da en fazla oyu DSP atı- yor; kutlarız. Geçen seçimde barajı aşamayan MHP beklenmedik bir yükselişle oylannı ikiye katlıyor; teb- rikler. Demokrasi böyle diyor. Oysa... En başarılı partiler ne DSP, ne de MHP! Bu seçimin en büyük galibi CHP ve dolayısıylaba- şındaki büyük lider Deniz Baykal oluyor... Baykal, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran CHP'yi, 21. yüzyıla girerken Türkiye Büyük Millet Meclisı'nin dı- şında bırakmayı başarıyor! Bunu herkes başaramaz... Bir Kenan Evren ba- şarmıştı ki onunki silah zoruylaydı, birde Baykal... Şaka bir yana eger, rakamlarla ifade etmek gere- Analiz kirse, Baykal'ın başansı matematiksel olarak da ka- nıtlanabilir! CHP'nin 1995 seçimlerindeki yüzde 10.7'lik oyu şimdi her ne kadar yüzde 9'lara indiyse de Bay- kal'ın CHP'si 1991 seçimlerinde yüzde 4'lerdeoyal- mıştı... Dolayısıyla Baykal, CHP'nin oyunu 1991 'den 1999'a tam yüzde yüz dolayında yükseltmiş oluyor! Deniz Baykal'ı bir kez dana kutlamak gerek. Çün- kü iğne ile kuyu kazar gibi cumhuriyeti kuran bir par- tinin köklerini kurutarak kendi partisini kuruyor! Evren şimdi Marmaris'te resim yapıyor ama bun- ca uğraştan sonra umarız Baykal Antalya'da doma- tes üreticiliğine başlamaz... Seçimin Baykal'dan sonraki galibi hiç kuşkusuz Me- sut Yılmaz oluyor... Mesut Yılmaz, olağanüstü bir istikrar göstererek, başına geçtiğinden beri ANAP'ı devamlı inişte tutu- yor ve sürekli seçim kaybettiriyor. Yılmaz, 1991'de yüzde 24 oyla ikinci, 1995'te yüzde 19 oyla üçüncü yaptığı ANAP'ı 1999'da yüzde 14 dolayında oyla dör- düncülüğe oturtuyor. Her seçimde 5 puan yitiren Yıt- maz'ın yıldızı, Türkiye'nin tepetaklak giden en istik- rarlı lideri olarak bir kez daha parlıyor! DYP'nin başındaki Tansu Çiller de Yılmaz'ı yakın- dan izliyor ve o da istikrarlı bir şekilde tepetaklak grt- me başansına ortak oluyor. Çiller, yüzde 27 oyla ve birinci parti olarak devral- dığı DYP'yi 1995te yüzde 19 oyla üçüncülüğe, 1999'da da yüzde 10 barajının biraz üstünde beşinciliğe oturt- mayı başarıyor. Recai Kutan'lı Fazilet'e gelince... Necmettin Er- bakan'ın Refah için topladığı oylann 5 puan kadar gerisine düşmekle birlikte çekirdek oyunu koruyor. Ve Türkiye'de "lider" denen her genel başkan ba- şarıdan başarıya koşuyor. SESSlZSEDASIZf!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Kazanan, en laik şeriatçılarla en hoşgörülü kafatasçılar oldu! Sandıktan çıkantüpbanı MHP çözecek 18 Nisan seçımlerini, 28 Şubat ka- rarlarına karşı bir hesaplaşmaya dö- nüştürmek isteyenler sandıktan hüs- ranla çıktı. Ama yine de sandıktan türbanlı ka- dınlar çıktı. Ve dolayısıyla hesaplaşma tümüy- le bitmedi. Dini siyasallaştıranların kendilerine sembol yaptığı türban, Fazilet'le Mec- lis'e girmeye çalışacak... Fazilet büyük olasılıkla türbanda di- , renecek, siyaseti gerecek. Meclis'e bir türbanlı da MHP'den gelecek. Antalya ikin- ci sıradan milletvekili seçilen Nesrin Ünal'ın tavn, olası siya- si gerginlikte belirleyici unsur olacak. Adaylığı sırasında "Seçilirsem tür- banımı çıkartınm" diyen Nesrin Unal'ın sözünde durması, türbanı Meclis'e sokma çabasındaki Fazilet'i marjinal- liğe itecek. Ünal'ın türbanını çıkartması, bir ko- alisyon ortaklığı için DSP ile MHP'yi birbirine daha yaklaştıracak. Yadatam aksi... Belki de, Fazilet'le MHP'yi "ortak de- ğer"de buluşturacak; yanlanna aynı kökten gelen ANAP ve DYP'yi de al- dıklannda "kutsal ittifak"a giden yo- lu açacak. Hatta, DSP de "türban"la uzlaşacak. Sandıkta umduğunu bulamayanlar siyaset kulislerinde 28 Şubat'la hesap- laşacak! Sonra... ' - Sonrası şimdiden belli gibi: Sil baştan! "ÂYDINLANMA ATEŞÎ İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Cumhuriyeti kaldırmak isteyen karanlığa inat> ışık olacağız9 "Söz verdik, ışıklarla geliyo- ruz" dıyor Kadıköy Anadolu Lı- sesi öğrencileri. Türkiye'de ilkde- fa bir lisede Atatürkçü Düşünce Kulübü kurmanm haklı gururunu yaşıyorlar >öireklerfri5e : 've"âevarn ediyorlar: "Öylesine söylenmiş sözler değil bunlar. Ülkemizin ve Cumhuriyetin uğruna güneş gi- bi açmak için söylüyoruz bunla- n. Ve söylediklerimize de yürek- lerimiz dolusu inancımız \ar. Bi- zimkiler ne de olsa genç vürek- ler." Başkanlığını, bu sene ünıversı- duğu bilincini geliştirmek." Kendı geleceklerıne ve ülkelen- ne sahıp çıkmakta kararlı olan ög- renciler, "Mustafa Kemal'in "Genıçler: gelecek sizindir!" sö-;. ' zuriSlceıîdıftrîHeilke edınerek Her- liyorlar ve ekliyorlar: "Bugünlerimize daha da is- teklice sarılıyoruz. Celeceği en iy i şekilde y aratrnada söz sahibi olmak için yerimizde öylece ka- lınamayacağını, isteksizce ve mis- kin bir biçimde olduğumuz yer- de durmayacağımızı bilinçleri- mize kazıyoruz. Aynı zamanda şu Kadıköy Anadolu Lisesi Atatürkçü Düşünce Kulübü öğrencileri geçen hafta gazetemizi ziyaret ettiler. (Foto: KADER TUĞLA) te sınavlanna hazırlanan lise son sı- nıf öğrencısı Murat Çınar' ın üst- lendiği Kadıköy Anadolu Lisesi Atatürkçü Düşünce Kulübü (KAL- ADK), kuruluş çahşmalanna geç- tiğimiz yılın sonunda başladı. Okul yönetiminden aldığı izin ve reh- ber öğretmeni Sezgin Sanfakoğ- lu'nun verdıği destekle çalışmala- ra başlayan ADK, kulübün en önemli özelliğinin tamamen öğ- rencilerin istekleri ve çabalany la kû- rulması üzerinde önemle duruyor. Bugüne kadar okulda bırçok et- kinlik düzenleyen ADK, mart ayı içensinde bir de bülten çıkardı. Kulübü tanıtan. yaptıklan etkin- likleri anlatan ve öğrencılerin ya- zılannın bulundugubültende. KAL- Işıklafîa ğeliyoruz KAL-ADK'li öğrenciler mart ayında bir de bülten çıkardı. ADK'nın 8 maddelik bir de tüzü- ğü bulunuyor. ADK, hazırladığı tüzükte kulü- bün kuruluş amacını şöyle açıklı- yor: "Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet'in kazanımlan- nı lise gençliğine benimsctmek; gençliğin, cumhuriyetin ve de- mokrasinin sahibi ve bekçisi ol- gerçeğin de farkındayız; Yeniyi ve güzeli yaratmak için düşün- mekle kalmayıp düşündükleri- ni yapan Mustafa Kemal gibi eli- mizden geleni. hatta daha da faz- lasını yapmamız gerekiyor. Söz sırası bizdedir." Birçok ünıversitede faaliyetle- rini sürdüren Atatürkçü Düşünce Kulüpleri arasına katılan ve ilk de- fa bir lisede kurulma özelliğini ta- şıyan KAL- ADK, Istanbul'da baş- ka liselerde de ADK"lerin kurulma- ya başladığını ve bu kulüblerle bir- likte çalışmalar yapmak istedikle- rini belırtiyor. "İsteklilik ve karşıhksız emek, ADK'nin faaliyetlerinde can alı- cı değerdedir. Olumlu olan ne varsa bu şekilde yaratıldı" diyen Kadıköy Anadolu Liseli öğrenci- ler. okulda açtıklan kitap standmın yanısıra ADD Istanbul ll Başkanı Bilge Bilgiç ve Boğaziçi Üniver- sitesı ADK Başkanı Özgür Er- dem'in konuşmacı olduğu "Ata- türk ve Gençlik" ile Harp Akade- mileri Komutanlığrnda görevli Şe- rafettin Güneş'in katıldığı "Ata- türk ve Laiklik" konulannda pa- neller düzenlediler. İlk dönemın son haftasında dü- zenledikleri "Cumhuriyetin Dev- rim Kanunlan" konulupaneü ise Orta 2'den Lise 3"e kadar her dö- nemden toplam 10 öğrencinin ken- di çabalan ve yaptıklan araştırma- larsonucugerçekleştirdıler. Etkın- liklerini sürdüreceklerini ve her- kesten destek beklediklerinı belır- ten öğrenciler. "Bütün gücümüz- le Cumhuriyeti ve yeniiiği savu- nacağız. Bunlan ortadan kaldır- mak isteyen karanlığa inat ışık olacağız. Söz verdik bir kere... Işıklarla ğeliyoruz." HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ Nfe 5AUi r * \npnnnnnnn np nnnnn'n'ı1 ) nA N ÇİZGİLİK KÂMİL MASARAÇI ' J ^ — HARBI SEMtH POROY 1 i I i f 1 BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI Meraba MIRMIRLAR VĞVR DURAK TARİHTE BLGÜN MVMTAZARIKAS 20 Nisan AÇMIŞTf. SÖZ KOMUSU yOLCUJ, 32 Moe>£{./ UÇAK YOLCUSU DlŞARt FIRLADI! GORUŞ METİN CELAL Korsanı ÖnlemeninYolu... Korsan yayın, son zamanlarda altın çağını ya- şıyor. Intermedya Ekonomi Dergisi'nin araştırma- larına göre kitap piyasasının %44'ünü, kaset ve CD'nin %30'unu, bilgisayar yazılımlannın %85'ini korsan yayınlar oluşturuyor. 100 trilyonluk bir pa- zar söz konusu ve bunun vergi karşılığı 23 trilyon olarak saptanmış. Yani kaybeden sadece yayın- cılar ya da yazarlar değil, devlet de! Bu arada kor- san yayıncılar bu faaliyetlerinde öylesine başarı- lı olmuşlar ki, korsan yayında dünyanın ilk altı ül- kesi arasına girmişiz. Devletin korsan yayına karşı hiçbir çalışması yok. Herkes her istedigini serbestçe sokaklarda sata- biliyor. Ne faturasi soruluyor, ne nereden aldığı.. Korsanlar da Maliye Bakanlığı'nın ve vergı daire- lerinin göz yumması, belediyelerin ilgisizliği; hat- ta Kadıköy, Eminönü, Izmir örneklerinde olduğu gibi, belediyelerin desteğiyle özgürce korsan ya- yınları yollarda sergileyip satabiliyor. Bu konuda yasal düzenlemeler yapması, hat- ta Telif Hakları Yasası'nın kendisine verdiği yet- kiyle fonlarda toplanan paraları, yazarların-sa- natçıların haklarını korumak için harcaması ge- . reken Kültür Bakanlığı'na göre ise müzik kaset- lerinde CD'lerde olduğu gibi kitaplara da band- rol yapıştırılırsa korsan yayın kendiliğinden önle- necek. Oysa gerçekler hiç de öyle değil. Müzik kaset ve CD'lerine yıllardır bandrol yapıştırılma- sına karşın korsanda hiçbir gerileme yok, terst- ne, patlama var. Müzik piyasasının %30'u korsan- ların denetiminde ve bunun da devlete faturası vergi kaybı olarak yaklaşık 10 trilyon. Kitaba bandrol yapıştırılması zorunluluğu, Fik- ri Sağlar'ın Kültür bakanlığı sırasında Telif Hak- ları Yasası'na konulmuş bir uygulama. Ama, Ana- yasa'nın 19. maddesinde "Süreli veya süresiz ya- yın önceden izin alma veya mali teminat yatırma şartına bağlanamaz" hükmü getirildiği için ne ya- sayı çıkartan Fikri Sağlar, ne de ondan sonraki- ler uygulamasına geçmeyi göze alamadı. Sonun- da, Demokratik Sol Partili Istemihan Talay'a na- sip oldu bu iş. Geçen yıl haziran ayında yayımla- nan yönetmelikle bandrol uygulamasına geçil- mesi planlanıyordu. Ama bandrol uygulamasının korsan yayını önleyemeyeceğini, aksine, kültür ba- kanına bir öndenetim, hatta sansür yetkisi vere- ceğini gören yayıncılar ve yazarlar olaya karşı çıktılar. Basın toplantıları yapıldı, yazılar yazıldı. 125 yayıncı ve 100 yazar kültür bakanına başvu- rarak bu uygulamaya karşı olduklarını bildirdiler. Bu haklı tepkiyı gören Kültür Bakanı Istemihan Talay, 31 Mart 1999 tarihine kadar uygulamayı er- teledi ve bu sürede bandrol uygulamasının ihti- yari olmasını, isteyen yayınevlerinin bandrol kul- lanması kararını aldı. Kararın alındığı 30 Haziran 1998'den günümü- ze kadar geçen sürede (9 ayda), bakanın açıkla- masına göre sadece 7 yayınevi ve 2 yazar band- rol almak için başvurdu. Oysa 1998'in ikinci altı ayında, araştırmalara göre 422 yayınevi 4176 ye- ni kitap yayımlamıştı. En az o kadar da yeniden basım yapıldığına göre yayımlanan 8000 kitap- tan sadece 7-8 tanesine bandrol alınmış olması, yazarların da yayıncıların da Kültür Bakanlığı'nın "sansürolmayacak", "korsan yayın önlenecek" soz- lerini inandırıcı bulmadığının kanıtı değil midir? Herhalde bu bir kanıt değil ki, Kültür Bakanlı- ğı'nın bürokratları hâlâ bandrol uygulamasının zorunlu olmasını yazarların ve yayıncıların istedi- gini, bu nedenle bir an önce bu işleme başlan- ması gerektiğini söylüyorlar. Kısacast, Kültür Ba- kanlığı'nın korsan yayını önlemek ya da yazarın, yayıncının haklarını korumak diye bir derdi yok. Korsanı önlemenin yolu, Mussolini'ye özenip ya- yın dünyasını denetim altına almaktan, denetle- mekten değil devletin zaten görevi olan şeyleri yap- masından geçiyor. Korsanlar devletin zaafların- dan yararlanarak faaliyet gösteriyorlar. Onlar ka- zançlarını yazarın telif hakkını gasp ederek, ya- yıncının kânna konarak ve en önemlisi devlete ver- gi ödemeyerek sağlıyorlar. Devlet, kayıtdışı eko- nomiyi desteklemekten vazgeçerse, belediyeler sokaklarda işportaya izin vermezse, tüm satıcı- lar vergı kaydına girerse, satılan her şey faturası alınarak ve yazarkasa fişi verilerek satılırsa kor- san yayının önüne geçilir. Bunu siyasiler de, bü- rokratlar da biliyor, ama anlaşılan işlerine gelmi- yor. Yazarın, yayıncının hakkı korunursa yayın hayatının canlanıp atılım yapmasından korkuyor- lar sanırım. BULMACA SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Sık dokun- muş bir tür in- ce yünlü ya da pamuklu ku- maş. II Bir tür tatlı... Sergen. 3/ "'Bensana mecburum bı- lemezsin;' adı- nı — gibi ak- lımda tutuyo- rum" (Attilâ Ilhan)... Tele- fonun, sesı kulağa vercn bölümü. 4/ Kısır ka- dm ya da dişi hayvan. 5/ Bir kimsenin davra- mşlanna temel olan ahlak ilkelerinın tü- mü... Hindistan'da bü- yük toprak sahibi prenslere verilen ad. 6/ Bir nota... Deniza- yısı da denilen fok cinsi. II Aynı ahır adı- na koşan yanş atlanna verilen ad... "Kımine bir — vermez giyesi/ Kimınin atına atlas çul eyler" (Yunus erare). 8/ Utanç duyma... Bir soru eki... Kö- pek. 9/ Osmanlılarda gece bekçisi... Denizlerde yaşa- yan iki çenetli ve in bedenli yumuşakça cınsi. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Su geçirmez kauçuklu yağmurluk. 2/ Bazı hastalık- lara karşı bağışıkhk sağlamak için \iicuda verilen eri- yik... Değiştokuş. 3/ Romanya halk müziğinde kullanı- lan, at kuyruğundan yapılmış bir püskülle o\ ularak ça- lınan davul... Tanmda kullanılan azotlu gübre. 4/ Yüz metre kare tutannda yüzey ölçüsü birimi... Bir maçın sayısal sonucu... 5/ Brezilya'nın para birimi... Ekip, ta- kım. 6/ Çok yiyen, obur... Kalın bükülmüş sıcim. II lri ve siyah taneli bir üzüm cmsi. 8/ Şımanklık... Sıvrisi- nek, tatarcık gibi sokup rahatsız eden küçük sıneklerin genel adı. 9/ "Minnet Hudâ'ya deviet-ı dünya —• bu- lur/Bâkikalursahıfe-ıâlemdeadımız" (Bakij... Soyun- dan gelinen kimse.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear