Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Vönetmenı: Orban Erinç
0 Genel Yayın Koordınatörû Hikmet
Çetinkaya 0 Yazüşlen Müdürü. Ibrahim
Yıldız 0 Sonımlu Müdür Fikret İlklz
# Haber Merkezı Müdürü. Hakan
Kara 0 Gorsel Yönetmen: Fikret Eser
İstihbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem
Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf Erdoğan Kröeoğlu 0 Bılgı-Bcigc:
Edibe Buğra 0 Yuıt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kunılu Ilhan Selçok
(Başkan». Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya.
Şökran Soner. Ergnn Balcı,
Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı.
Mntafa Balbav. Hakan K»n.
AnkaraTemsılcısı. Mustafa Balbay AtatürkBulvan
No. 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks 4195O270IzmırTemsilcisrSerdarKızık,
HZiyaBlv 1352S 2/3Tel.4411220. Faks 4419117
• AdanaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119
S N o l K a t l , T e l 3 6 3 12 11, Faks-363 12 15
Muessese Müdurij Cnûn Akroen •
Koocdmalör Ahmct Konıfcan 9 Muha-
sebe Bûknl Yencr • Idare Hüsnin
Gürw# Bılgı-tjlem N»il tnal • Bıigı-
sayar Sıstem Mûruvrt Çiler 0 Satış
FtzflctKuza
MEDYA C: • Yonetım Kunılu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman • Genel MüdûrYarduncısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
513 95 80 - 5138460-61, Faks: 5138463
Y a>ıtnla>an ve Basan: > erı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A.Ş
TuÂocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ut PK 246 Sırtcecı Islanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95
26MART1999 tmsak: 4.24 Güneş: 5.52 Öğle: 12.17 Ikindi: 15.44 Akşam: 18.28 Yatsı: 19.51
Anıte adaytamna
şık seçenekler
• Haber Merkezi - ünited
Colors of Benetton'un
bebek bekleyen kadınlar
için hazırladığı "Mamma
of Benetton" 1999
Ilkbahar-Yaz Koleksiyonu,
zengin seçenekler sunuyor.
Toplam 32 modelden
oluşan koleksiyon,
hamileliğin çeşitli
dönemlerine uygun
kıyafetlerin yanı sıra
ilerleyen aylarda değişen
beden ölçülerine göre
esneyebılen modelleri
içeriyor. Benetton, yeni
doğmuş bebeklere ise 28
modelden oluşan New
Born Baby koleksiyonu ile
hayata hoş geldin, diyor.
Sıtma
parazitinin
DNA'smdan aşı
• CHICAGO(AA)-
ABD'dekı önemli bilimsel
araştırma merkezlerinden
John Hopkins
Enstitüsü'nde. sıtma
hastahğı için yeni bir aşı
üzerinde çahşıldığı
açıklandı. Sıtma
parazitinin DNA'sından
elde edilen aşının,
hastalığin kanda
yayılmasını ve bulaşmayı
Önlediği bildiriliyor.
Yeşilçam'ın
emekçileri
• BURSA(AA)-Türk
sinemasma yıllannı veren,
Yeşilçam fılmlerinin
"'olmazsa olmaz"
karakterleri, Bursa'da
çekimine başlanan "Sevgi
BağlarT" adlı filmde bir
araya geldi. Sadece
"Yeşilçam'ın emekçileri"
olarak anılan sanatçılann .
rol aldığı filmin, "bir
diziyle oyuncu, sinemacı
olan bazı şarkıcı ve
mankenlere mesaj
vermeyi'" amaçladığı
bildirildi. Filmde, Yılmaz
Köksal, Nuri Alço, Özlem
Savaş, Kazım Kartal, Sım
Elitaş, Tuğnıl Meteer, Bilal
tnci, Kudret Karadağ,
Eylül Soydan, lhsan
Gedik. Giinay Günay rol
ahrken, oyuncu kadrosuna
önümüzdekı günlerde
Eşref Kolçak, Murat
Soydan, Fatma Belgen ve
Diler Saraç'ın da katılması
bekleniyor.
Baraj kapakları
kapatılacak
• ISPARTA(AA)-
Türkiye'nin gerek sulama
ve gerekse enerji amaçlı
olarak yapıtan en büyük
barajı olan Atatürk
Barajı'nın kapakları, 28
Mart tarihinden itibaren 3
gün süreyle kapatılacak.
DSİ Genel Müdürü Prof.
Dr. Doğan Altınbilek,
barajda yapılacak sızdırma
ölçümleri nedeniyle, dolu
savak ve dip savak
kapaklannın kapatılarak
nehir yatağına su akışının
durdurulacağını kaydetti.
Kuraklığa
valilik önlemi
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)-
Diyarbakır'a. geçen yıla
oranla yüzde 50 düzeyinde
daha az yağış düşmesi
üzerine, bu yıl havalann
kurak geçeceği
gerekçesiyle valilik
birtakım tedbirler aldı.
Diyarbakır Valiliği'nden
yapılan duyuruda, geçen
yıl Devegeçidi Sulama
Birliği'ne ait sulama
tesislerinin üye olmayan
çiftçiler tarafindan kaçak
sulama yapılarak
kullanıldığı anımsatıldı.
Türkiye, açıköğretimin yüksekögretimdeki payı açısından Ürdün ve Tayland'dan sonra dünya üçüncülüğünde yer alıyor
Universiteleşmede Avrupa gerisindeyizANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-Türkiye, üniversitedeki okul-
laşma oranında Avrupa'nın geri-
sinde kaldı. Kuzey Amerika'da
üniversitede okullaşma oranı yüz-
de 84, Avrupa'da yüzde 47.8 iken
Türkiye'de yüzde 18.7 düzeyinde
bulunuyor. Türkiye, açıköğreti-
min yüksekögretimdeki payı açı-
sından ise Ürdün ve Tayland'dan
sonra dünya üçüncülüğünde yer
alıyor.
Yüksek Öğretim Kurumu
(YÖK), Türkiye'nın üniversite-
deki öğrenci ve öğretim elemanı
sayısını ortaya koyan bir rapor ha-
zırladı. Raporda, 4 yıllık fakülte-
lerde 517 bin 257,4 yıllık yükse-
kokullarda 40 bın 420. 2 yıllık
meslek yüksekokuliannda 156 bin
722. açıkögretimde 492 bin 560,
diğer yükseköğretim kurumlann-
da 7 bin 692 olmak üzere toplam
1 milyon 382 bin öğrencınin öğ-
renim gördüğü belirtildi.
18 bin 350 öğrencinin yabancı
• YÖK'ün raporunda, 4 yıllık fakültelerde 517 bin
257,4 yılhk yüksekokullarda 40 bin 420, 2 yıllık
meslek yüksekokuliannda 156 bin 722, açıkögretimde
492 bin 560, diğer yükseköğretim kurumlannda 7 bin
692 olmak üzere toplam 1 milyon 382 bin öğrencinin
öğrenim gördüğü belirtildi.
uyruklu olduğu ve büyük çoğun-
luğunun Türk cumhuriyetleri ile
Türk ve akraba topluluklanndan
geldiği kaydedilen raporda, "Açı-
köğretim de dahil. Türkiye'deki
okullaşma oranı toplam 283. Ör-
gön eğitime dayalı okullaşma ora-
nı ise yüzde 18.7" denildi.
Türkiye'de yükseköğretim çağı
nüfusunun 5 milyon 102 bin oldu-
ğu belirrilen raporda, "Kuzey Ame-
rika'da üniversitedeokullaşma ora-
nı yüzde 84, Okyanusya ülkelerin-
de yüzde 45-5, Avrupa"da yüzde
47.8 düzeyindedir. Göriildüğü gi-
bi Türkiye, halen ileri ülkelerin
çokgerisindedir" denildi.
Raporda, meslek yüksekokul-
lannın örgün eğitim içindeki pa-
yının Türkiye'de yüzde 23 oldu-
ğuna dikkat çekilirken, bunun ge-
lişmiş ülkelerde yüzde 30'un üze-
rinde olduğu vurgulandı. Açıköğ-
retimin yükseköğretim içindeki
payının yüzde 35.6 olduğu bildi-
rilen raporda, Türkiye'nin uzaktan
eğitimde dünya 3.'sü olduğu kay-
dedildi.
Raporda, uzaktan eğitimde Ür-
dün'ün yüzde 39'luk oranla birin-
ci. Tayland'ın yüzde 37.4 ile ikin-
ci olduğu açıklandı.
En fazla öğrenci
Lisans eğıtimi alan öğrencilerin
yüzde 42.1'inin uygulamah sos-
yal bilimlerde, yüzde 16.6'sının
teknik bilimlerde. yüzde 11.8'inin
sosyal bilimlerde, yüzde 9.5'inin
matematik ve fen bilimlerinde,
yüzde 9.4'ünün sağlık bilimlerin-
de, yüzde 4.6sının dil ve edebiyat
bölümlerinde, yüzde 4.4'ünün zi-
raat ve ormancıhk bölümlerinde,
yüzde 1.6'sının da sanat alanında
öğrenim gördüğü belirtildi.
En çok öğrencinin uygulamah
sosyal bilimlerde öğrenim gördü-
ğüne dikkat çekilen raporda, pa-
ralı gece eğitiminin de son dört
yılda yüzde 113'lükartışgöstere-
rek 202 bin 723'e ulaştığı bildiril-
di.
Raporda, vakıf üniversiteleri-
nin yükseköğretim içindeki payı-
nın ise yüzde 3.l'de kaldığı kay-
dedildı.
Türkiye'deki lisansüstü öğren-
ci say ısının 82 bin 760 olduğu vur-
gulanan raporda, ülke genelinde 59
bin 170 öğretim elemanınm görev
yaptığı ıfade edıldı.
Elton John Aida
operasını 'poplaştırdı'
Aida operasuıı Disney konseri için pop tûrii bir müzikak çeviren
Elton John, yeni çalışmasryla hayranlannı şaşırttL Operaseverierin
ağır tepkileriyle karşüaşan John, çahşmasuu sonuna kadar
savunacağuıı belirtti.
Önceki yıllarda bir Disney çizgi nimi olan Aslan KraTın fîlm müziği
ile Oscar ödülüne layık görülen Elton John, Disney
konserinden gelen "Aida'yı poplaşarma" teklifini
düşünmeden kabul erti. 21 ayn parçadan oluşan yeni Aida,
Atlanta'daki skandal sahnelenmesinden sonra eleştirmenleri ildye
bökiü. Ancak Elton John, aldığı riim olumsuz tepkilere rağmen 21 ayn
parça içinden seçtiği 14'ündcn bir uzunçalar oluşturacağını da
açıkladi. Uzunçalardaki 14 parça, pop dünyasının tanınmış isimleri
tarafindan seslendiriliyor.
Aralannda Tina Turner, Spke Girls, Sring, LeAnn
Rimes, Lenny Kravitz ve Janet Jackson'ın da
bulunduğu bu isimlere, şarkılann çoğunda Elton
John da sesiyle eşlik ediyor.
1998 yılında İngiliz Kraİbğı tarafindan şövah/e
sıfaoyla onurlandınlan Elton John'un yeni
uzunçalan. tanıüldığı İngiltere'de de çok yankı
uyandırdı.
Bugüne kadar 60 milyon uzunçalar satmış
olan John'un, Prenses Diana için
seslendirdiği Candle in the Wind adlı şarkısı
da dünyanın en çok satan singte'ı oldu ve , -
Pblar Musk Prize'a layık görüldü. ^"
Son çahşmasının pop listelerini altüst f*\ '
edeceğine ûıanan Elton John,
dünyanın bu für değişiküklere • *
gereksinimi olduğunu söylerken,
Guiseppe Verdi ik
karşdâştmlnıak gibi bir hayalperesrJik
içinde bulunmadığuu da
vurguluyor.
Türkiye'yi hedef alan tezler yamtlanacak
YOK Yunanistan masası kurdu
ANKARA (ANKA) - Yüksek Öğre-
tim Kurumu (YÖK) Başkanlığı, Yuna-
nistan'ın Tüıkiye'yi hedef alan tezleri-
ni, akademik düzeyde yanıtlamak ama-
cıyla "Yunanistan Yürürme Komisyo-
mı" kurdu.
YÖK'ten edinilen bilgiye göre, Stra-
tejik Araştırma ve Erütler Milli Komi-
tesi bünyesi içinde, Genelkurmay Baş-
kanlığı'ndan 1, Ankara Üniversite-
si'nden 2 temsilcinin katılunıyla "\iı-
nanistan Yürütme Komisyonu (VYK)*"
kuruldu.
Komisyonun temel amacı "Yunanis-
tan ve Kıbns ekseninde Türkiye'nin ih-
tiyaç duyduğu akademik çalışmalan
yönlendirmek ve teşvik eönek" olarak
belirlendi.
YYK tarafindan değerlendirilecek
projeler, "Mevcut strateji ve politikala-
ra. bagımsı/ bilimsel kaynaklarca irde-
lenmişatternatif üretmtk'". "Akademik
deriniiği oian bilgi desteği sağlanıak,
ahnmış veya ahnacak kararlaıia UgDi
obrak iç ve dış kamuoyunu akademik
zeminde hazıriamak". "Diğerdevletle-
rinuygularnalanylaügUirrıukayeselerva-
pılmasına imkân sağiamak". "Ulusal
poütikalann uygulanmasryta iigüi göz-
temvedeğerlendirmeyapmak". "Aske-
ri-politik alanlan da kapsayan agtrhkiı
uluslararası konulann akademik açn
dan mevcut ve alternatif stratejiler bo-
yuhında ek alınması*'. 'Yunan tczleri-
ne bilimsel zeminde cevap vererMlmek"
niteliklerinde olacak.
Stratejik Araştırma ve Etütler Milli
Komitesi, 1998yılmdasunulan31 pro-
jeden 9'unun desteklenmesini kararlaş-
tırdı.
1995e kadar kurulan TV kanallanna frekans tahsis edilecek
RTÜK ihale hazırlığında
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
(RTUK), yasayla venlmiş
yükümlülük oİmasına karşın 5
yıldır gerçekleştiremediği frekans
tahsisi ihalelerine yönelik
hazırlıklara başladı.
Yayın ortamını
düzenleyecek ıhalelere
yalnızca 28 Nisan 1995
tarihine kadar kurulmuş
bulunan televizyonlar
girebilecek. RTÜK
Başkan Yardımcısı Şevld
Göğûsger, yayın
kuruluşlanna frekans
tarihi konusunda bir
açıkJama yapmadı.
Alınan bilgiye göre 3
Şubat l999tarihliResmi
Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren Radyo ve
Televizyon Kuruluşlanna
Kanal ya da Frekans
Tahsisi Şartlan ve
Bunlara ilişkin thale
Usulleri ile Yayın Lisansı
ve Izin Yönetmeliği esas
ahnacak. Yönetmelik
uyannca ulusal, bölgesel
ve yerel yayın
kuruluşlanna ilişkin
şartnameler konusunda
çalışmalara başlandı.
thalenin yapılma
çerçevesinin
belirlenmesinin ardından
tahsis konusuna açıklık
getirilecek. thalede.
ulusal, bölgesel ve yerel
televizyonlar sıralaması
izlenecek. Yönetmeliğe göre lisans
başvurulannda yayın kuruluşlannın
ortaklan, yönetim kurulu başkan ve
üyeleri ile sorumlu müdürleri
hakkında Başbakanlık'tan "Ulusal
güveıuîk açısmdan sakınca
e-posta : tan (a prizma. net tr
bulunmadığını'' gösterir bir belge
ahnacak. Kanal-frekans tahsisi
yapıiacak ya da sıralama ihalelerine
katılacak ulusal, bölgesel ve yerel
yayın kuruluşlannın, kunıculan,
ortaklan, yönetim kunılu başkan ve
üyeleri, genel müdür ve
yardımcılan, denetleme
kurulu elemanlan ile
unvanı ne olursa olsun
haber, program ve teknik
yayından sorumlu
görevlilerinde bazı
suçlardan hüküm
giymemiş olduklannı
gösterir belge de
istenecek. Aynca
kuruluşlar, "Türkiye
Cumhuriyeti
Anayasaa'na,
yasalara. RTÜK
tarafindan yürürlüğe
konulan yöneoneliklere ve
diğer mevzuat
I
hükümlerine uygun
biçimde yayın
yapacakİanna, yayın ilke
ve esaslanna bağb
kalacaklanna ve kurulu;
amaçian dısında faaliyet
göstermeyeceklerine''
ilişkin noter onaylı
güvence verecekler. Bilgi
ve belgeleri tam olarak
RTÜK'e süresi içinde
getirmeyen kuruluşlar,
ihaleye alınmayacaklan
gibi bunlara kanal ya da
frekans tahsisi
yapılmayacak ve lisans da
verilmeyecek.
Uçucu madde bağunhsı
çocuklara özel merkezİZMİR (AA) - İzmir'de ilk kez
uçucu madde bağımlısı çocuklar için.
diğer bağımlılardan uzakta, "özelbir
merkez" kurulması amacıyla çalış-
malara başlandığı bildirildi. Ege Üni-
versitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana-
bılim Dalı Alkol Bağımlılığı Bölüm
Başkanı Doç. Dr. Hakan Coşkunol.
uçucu madde bağımlılanna yönelik
birbirimoluşturulması için çalışma-
lara başlandığını. bu birimde tzmır
Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, ünı-
versiteler ve gönüllü kuruluşlann gö-
rev aldığinı belirtti.
Uçucu madde bağımlılığının daha
çok sokakta yaşayan çocuklarda gö-
rüldüğünü belirten Doç. Dr. Coşku-
nol. "İzmir'de yaklaşık 200 kadar,
sokakta yaşayan çocuk bulunduğu-
nu tahmin ediyonız. Bunlann yakla-
şık yüzde 90'ı uçucu madde bağım-
IISL Bu çocuklann yüzde 10'u ise uçu-
cu maddeleri en az bir kez denemiş"
dedı. Doç. Dr. Coşkunol, lzmir'in
Basmane semtinde daha önce kuru-
lan merkezde çocuklann banndınl-
dığını, ancak bu konuda yeterli ça-
lışma yapılamadığını kaydederek şu
bilgiyi verdi:
"tzmir'degeniş çaph bir araşnrma
yaptık ve gördük ki uçucu madde ba-
ğımlılığı sokakta yaşayan çocuklar
arasında çok yaygın. Bunun tedavisi
için bir merkez oluşnırubnasoıı ka-
rarlaşnrdık. Karşıvaka Sokak Ço-
cuklanna Yardım Dernegi'nin Kar-
şıyaka Mezariığı yakmlarındaki bir
yeri, uçucu madde bağunlıuğı tedavi
merkezi haline dönüştürülüyor. Iz-
mir'deki diğer kurum ve kuruiuşlar
da buna destek \eriyor. Çok güzel bir
işbiriiği ve koordinasyon sağbuuyor."
Uçucu madde bağımlılığı tedavi-
sinin güç olduğunu anlatan Doç. Dr.
Hakan Coşkunol, evde yaşayan, an-
cak sokakta çalışan çocuklann bu
alışkanhktan kurtulma şanslannın
daha yüksek olduğunu dile getirdi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Hangi Demokrasiden Yanayız?
/yi de, 'Cumhuriyet'le 'Demokrasi' arasındaki
/ 'fark', münhasıran 'laiklik
r
\ anlayış ve uygulayışın-
da mı? Ne münasebet! Cartesien -yâni 'akılcı'- Cum-
huriyet'in, insanı (birey'i) ele alışı ve tanımlayışı da;
'piyasa' demokrasisi'nin, ele alışından, tanımlayışın-
dan farklı: cumhuriyet açısından, insan türdeşleriyle
uyumlu, aklı başında, yâni kendi başına yargılayıp ka-
rar verebilen bir 'yaratıktır'; bu nitelikleri, onu öteki
'memeliler'den ayınr, hem 'yurttaş' hem 'özgür' ol-
masını sağlar. Protestan coğrafyasının 'piyasa' de-
mokrasisiyse, insanı üretmek ve alışveriş yapmak
amacıyla doğmuş; özü gereği 'müteşebbis' birya-
ratık sayar. ona göre 'birey' ya 'müteşebbistir, ya 'mal
sahibi', ancak bu sayede özgür olabilir.
O zaman, hangi 'cumhuriyet'e baksanız, kamu-
nun, kamuteşebbüsünün, karrîu kurumlannm ağırbas-
ttğını görürsünüz; çünkü cumhuriyet loptumcu'dur,
İoplumsardır, bunamukâbıl, hangi 'demokrasi'ye
baksanız, göreceğiniz 'bireysellik'ın ve 'bireycilik'in
öne çıkanlması; bir bakıma, güçlüye hak tanıyan
"vahşi orman kanunu'nun geçerii olmasıdır. Bura-
dan bakıkjı mı, ilginctir ama, Marks ve Engels'te Durk-
heim hatta Keynes, aynı tarafta; oysa Adam Smith,
Ricardo ya da Friedman, öteki tarafta görünüyor.
Regis Debray'nin taniMığı'...
t "T" ürkiye Cumhuriyeti', gerçekleştirdiği Ihtilâl
I ve Inkılâbı'yla Fransa Cumhuriyeti'ni ömek
edindiğine göre; acaba, yaşadığı sorunlann Fransız-
lann yaşadığı sorunlarla benzerliği yok mu? Olmaz
olur mu? Aynı sorunlan yaşıyoruz: orada da, Cum-
huriyet'in 'temel ilkeleri ve kurumlan', 'piyasa' de-
mokrasisinin sakjınsı altındadır; burada da! Zaten, Re-
gis Debray'nin yazdıklan; Türkiye'nin 'Cumhuriyet-
çi' aydını için, o yüzden, hem güncelleşiyor, hem de
-ne biçim- önem kazanıyoıi
Regis Debray mi, o da kim? 68 Kuşağı'nın elin-
den düşmez, o kitabı hatırladınız mı: 'Devrim İçinde
Devnm', işte onun yazan! O kadar mı, değil: Ernes-
to 'Che' Guevara'nın, Bolivya dağlanndaki 'silahar-
kadaşı!' O kadar mı, değil! 'silahlı eylem'm çıkmazı-
nı gördükten sonra, iki ciltlik ünlü 'Silahlann Beşti-
risi'ni yazan adam! O kadar mı, değil! Fransa'nın 'sos-
yalist' Cumhurbaşkanı François Mrtterrand'ın da-
nışmanı! Bilmem, bu kadar 'tezkiye', kuşkuculann yü-
reâini yatıştırmaya yetecek mi?
İşte o Regis Debray, sorunun pratiğini irdelerken,
ne kadar sağlam verenklisaptamalar yapmış, bir ba-
kar mısınız?
"...cumhuriyette en iyiler şehir meclisine ya da
foruma giderier, oysa demokraside en iyiler iş ya-
par. Cumhuriyet'te kamuya hizmet etmenin ye-
ya kamu görevinin verdiği prestiji, demokraside
özel kişisel başan sağlar..."
"...cumhuriyette herkes Vurttaş' olarak tanım-
lanır; bütün yurttaşlar 'ulus'u, ortak bir yasa al-
tında yaşayan ve aynı yasakoyucunun temsil et-
taği ortaklar biriiğini oluşturur; demokraside ise,
herkes içinde bulunduğu topluluğa göre tanım-
lanır, topluluklann bütünü toplumu oluşturur. De-
mokraside insanlar aynı haklara sahip olduklan
için kardeştirler; cumhuriyette ise, aynı atalara
sahip olduklan için..."
"...cumhuriyette, 'ulus'un üstünde 'insanlık'
vardır; demokraside ise, toplum'un üstünde Tan-
n': Paris'te başkan, halk tarafindan oylanmış
anayasa üzerine yemin eder; VVashington'da ise,
'Yüçe Varlık'ın 'gönderdiği' 'Kutsal Krtap' üzeri-
ne! Önceki 'Yaşasın Cumhuriyet', 'Yaşasın Fran-
sa' drye bağırdıktan sonra; elinde Montaigne'nin
denemeleri, fotoğraf çektirmek üzere, kütüpha-
neye gidecektir; sonraki ise, 'Tanrı Amerika'yı
Korusun' diye sözlerini brtirdikten sonra, bayrak
önünde resim çektirmeye!.."
"...cumhuriyetçi protokolde, üniversite rektör-
lerine ve akademi üyelerine ayrılan yer; demok-
rasilerdeki törenlerde, kardinallere ve papazla-
ra ayrılan yerin aynıdır. Cumhuriyet, yazarlannı
ve düşünürierini, maliyecilerin ve polis müdürie-
rinin önüne geçirir, demokrasi ise onlann arka-
sına! Protokol, demokrasi ile Cumhuriyet'in ayı-
nmında iyi bir göstergedir..." (Le Nouvel Observa-
teur, 30 Kasım/6 Aralık 1989)
Nasıl, Fransa'dan edinilmiş 'gözlemler'; şu yaşa-
dığımızyıllarboyunca Türkiye'de edindiğimiz 'göz-
lemler'e benzemiyor mu?
"...idareyi halkın eline vereceğiz!.."
Hepimizin kafasından kıvnlan, hınzır bir soru işa-
reti; peki, 'cumhuriyet', 'demokrasi'ye dönüş-
mez mi? Dönüşmemeli midir? O nasıl lâf, 'cumhu-
riyet'in -elbet sosyalizm'in de- 'nihaiamacı', demok-
rasidiıi Ama hangi, 'demokrasi"? Bu aynmı, sanınm,
yine Regis Debray'nin bir sözünden yola çıkarak,
netleştırebıleceğiz. Ne demiş o? Demiş ki, "...demok-
rasilerde, ekonomi siyasete hâkim olur; oysa
cumhuriyetlerde, siyaset ekonomiye!", Burada
kastedilen 'demokrasi'. Protestan coğrafya^ında boy
atmış, o 'ham' demokrasi ki, 'devletin küçülmesini'
ister, çünkü, ancak bu sayede, başıboş 'vahşi orman
serbestliği'lopluma uygulanabilin bu sayede, 'güç-
lüler', 'güçsüzleri' ezer; bu piyasa demokrasisinin gü-
nümüzdeki uluslararası sloganı, malûm, 'Özellestir-
me' ve 'küreselleşme'dir ki, hem 'devletin küçül-
mesini' içerir, hem de, çokuluslu şirketlerin, ulusal şir-
ketleri -ulusal şirketler de lâf mı, bütünüyle ulusal
ekonomileri- yutmasını!
Halbuki Cumhuriyet'in demokrasi tasanmı, fark-
lı: hem toplumsal, hem toplumcu, üstelik 'beşeri': Mü-
dafaa-i Hukuk inkılâpçılığının 'cumhuriyeti' bildi-
ğiniz gibi, devletçi, halkçı ve inkılâpçıdır; sadece bu
üç vasrf bile, 'cumhuriyet'in neyi öngördüğünü açık-
lamıyor mu? 'Halk hâkimiyeti'nin -yâni 'cumhuri-
yef'in- 'temel kurumlan', 'bizzat' halk tarafindan yö-
netilecektiri 'Halk Konseyi', 'Halk Şurâs/'deyimleri-
ni kim yarattı? Cumhuriyetçiler değil mi? O deyim-
lerden esinlenmiş olan, Gâzi Mustafa Kemal, bu dü-
şünceyi, sözleriyle doğrulamıştır:
"...esas itibariyle tetkik olunursa, bizim göru-
şümüz -ki 'Halkçılıktır- kuvvetin, kudretin, hâki-
miyetin (buraya dikkat!) idarenin, doğrudan doğ-
ruya halka verilmesidir. (1920)..." "...(Buraya dik-
kat) teşkilât, baştanbaşa halk teşkilât olacaktır.
Umumi idareyi halkın eline vereceğiz. Bu toptukık-
ta hak sahibi olmak, herkesin bir iş görmesi esa-
sına dayanacaktr. Millet hak sahibi olmak için ça-
lışacaktır."(1922)
Cumhuriyet'in 'demokrasisi', yönetime halkın el
koyması; üretimi halkın yönetmesi anlamına geliyor;
bu, bir manada, devletin halka dağılması, halk ol-
masıdır; 'piyasa' demokrasisi, tam tersine, devleti
sözde küçültüp, gerçekte, ekonomiyi ele geçirmiş,
güçlü bir azınlığın eline veriyor; hem de niçin,
büyük ve sessiz çoğunluğu, keyfince sömürebil-
mesi için!
İster Komünist, ister Türkçü, ister Müslüman ol-
sun; Türkiye'nin 'Ulusal Solculan', yâni 'Yıldız, Hi-
lâl ve Kalpak' Cumhurıyeti'nın 'cumhuriyetçileri',
'demokrasi' yandaşıdırlar ama. elbette halkçı, dev-
letçi ve inkılâpçı, 'ulusal' -yâni anti/emperyalist-
demokrasiden yana!
http:// www. prizma.net. tr/ A ILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm