Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 1999 CUMA
14 KULTUR
Profesyonel sanatçılarla, ruhlan sanatçı olanlann birlikteliği Galatea Sanat Galerisi'nde
Asmahmesçit dayanışma sergisi
ALİAKAY
Galatea Sanat Galerisi "As-
malımescifte yaşamak, Asmau-
mesdt'i yaşamak" adlı ilginç bir
sergi düzenledi. Asmahmescit,
eski zamanlardan beri tstan-
bul'un Perası'nda, 1933 yılında
Türk resim tarihinin önemli kö-
şe taşlanndan biri olarak kabul
edilen ve Türk Modernleşmesi
ve resim sekülarizmi açısından
önemli bir yer olan Narmanlı
Ham'nın hemen arkasmdaki so-
kakta bulunan Galatea Sanat Ga-
lerisi'nde 54 kadar sanatçı ve
mahallelinin katıldığı bir sergi-
ye ev sahipliği yapmakta. Özel-
likle mahallede bulunan sanat-
çı dostlannm vücuda getırdikle-
ri işlerle sergiyle katılmalan ba-
kımından önemli bir sergiye şa-
hit olmaktayız.
Çay bardağı, 75. yıl tabağı
Çaycı Salih Şahin'in çay tep-
sisi üzerine koyduğu küçük çay
bardağı çağdaş bir işin meslek
erbabı tarafından yapılmış ol-
duğunu gösteriyor. Daha önce
aynı sokakta Ret sergisini ger-
çekleştiren genç sanatçılar ta-
rafından ortaya konulan işler
arasında çay tepsisi ve bardağı
sergilenmişti. Bu seferçaycının
kendisi, kendine ait geçimini
sağladığı malzemeyi sergi salo-
nuna yerleştiriyor. Diğer yan-
dan Özcan Ticaret Cam ve Ay-
na Dekorasyon, aynalı bir işini,
sergi salonunun duvanna asa-
rak gerçekleştirmiş. Yine As-
mahmescit'in ünlü oteli Pera
PalasCumhuriyet'in75.yıliçin
yaptırmış olduğu bir tabağını
duvara koymuş. Mahallenin se-
vilen tiplennden bıri olan Kebi-
re ise lokantası Kelifi anımsa-
tırcasına mekânına gelen ve ora-
da desenler yapan sanatçılann
çizgilerini camlı bir yuvarlak
masanın üzerine, cam altına yer-
leştirerek, hem lokantanın hava-
sını vermeye çalışıyor hem de
çağdaş sanatçılan aratmayan bir
Orhan Taylan'ın gerçekleştirdiği ilk enstalasyon, Kebire'nin lokantasmdan sanatçılann desenleri. (Fotoğraflar: KADER TUGLA)
yerleştirmeyi meydana ge-
tiriyor. Cep Galeri ve Isma-
il'in çerçeveleri ise iç içe
koyduğu çerçevelerden
gerçekleştirdiği bir ışı du-
varda sergiliyor. Aynı za-
manda satılan işler arasın-
da çerçeveci Ismail'in işi-
ni görmek de, çağdaş sa-
natın sorunsalları arasın-
da ilginç bir yere sahip olu-
yor.
Deforme adlı çantacının
sahibi ve sanatçı dostu ola-
rak bilinen BûJenfin çan-
talan da tavana yakın bir
yere asılarak modern ta-
sanmın çizgilerini galen
mekânındasergiliyor. As-
malımescit'in ünlü mey-
hanecisi Reflk de duvara
astığı meyhanesine ait ga-
zete kupürü ile çağdaş bir
işi, lokantalarda konuldu-
ğu şekilde yerleştirerek
gerçekleştiriyor.
Diğer yandan, sanatçılar
arasında güçlü ısımlere rastlama-
dan geçilmiyor. En başta, belki
de Bedri Rahmi EyüboğhTnu
sıratamak lâzım. Narmanlı Han
ile ilgili olarak Galatea'da ser-
gilenen tuvali, mahallenin tari-
hi bir mekân olduğunu izleyici-
A. : * Yaşamak,
Asmahmescit'i
Yaşamak adlı ilginç
sergide 54 kadar
sanatçı ve
mahallelinin
birbirlerine yakınlığı
ve dayanışması
sergileniyor. Sanatçı
olan veya olmayan
diye ayırmak zor. Bu
sergi, ruhu olan bir
düzenleme.
Çalışmalar da bu
halleriyle samimi ve
sahici duruyor.
lere hatırlatıyor. Ayfer Karama-
ni ise seramikleriyle, Istanbul-
Bodrum ve daha sonra yurtdışı
sergileriyle dikkat çeken ünlü
simalardan birisi. Avni Arbaş
yine Paris ile bütünleşen ve da-
ha sonra lstanbul'daki sergileriy-
le Türk resim tarihinin içinde
yerini almış yaşayan sanatçılar-
dan biri olarak Asmahmescit'te
uzun zamandan beri oturan bir
şahsiyet. Emel Say tuvali ile ma-
hallenin ressamlanndan ve res-
sam dostlanndan birisi olarak
sergiye renk katıyor.
Narmanlı Han'ın hemen
yan sokağında açılan Re-
fıka adlı kahvehane ve üst
katında da VasrfKortun'un
açtığı kütüphane, Yusuf
Taktak tarafından anılmak-
ta: aynı zamanda bir sine-
ma şendı gibi yukandan
aşağı sarkan çalışmasıyla
YusufTaktak mahalledeki-
lere saygıyı andıran işıyle,
sergiye katılan ve direkt
olarak katılmamış olan çok
kişiyi sergi salonuna çağı-
rıyor: "Avni Arbaş şimdi-
lik burada" diye yazmış.
Kety ördüğü çantasını
duvara asmış. Poyraz To-
pal da bir resimle katılı-
yor sergiye.
Cülsün Karamustafa
ıkona-portrelerinden bin-
sini duvara asmış ve he-
men karşısında da Orhan
Taylan'ın gerçekleştirdiği,
ılk enstalasyon: Medar-ı
Maişet Motoru Sait Faik'e gön-
derme yapıyor; ama aynı za-
manda ekmek parasını çıkaran
bir makine olarak sergilediği ay-
gıt boyalarla birlikte mahalle-
nin esnafınının mantığını ressa-
mın görüşüne çeviriyor: Esnaf
kendi malzemesini sergilerken,
burada ressamın kendisi de, ken-
di malzemesini sergi salonuna ta-
şımakta: Boyalannı ve motoru-
nu. Alışmış olduğumuzun tersi-
ne Gülsün Karamustafa yıllar
önce yaptığı çalışmalara yakın
bir tuval resmini, kadın portre-
sini ortaya koyarken Orhan Tay-
lan'ın bir enstalasyon sergile-
mesi, serginin ilginç noktalardan
biri olarak duruyor.
Akılda kalacak bir sergi
Nurten Sözeri de hem yaptı-
ğı resımlerle hem de verdiği
dersleriyle mahallenin "cool"
simalanndan biri. NafizÇamb-
bet ise, gerçekleştirdiği tuvali-
nın yanında ününü mahallenin
en iyi Tangocusu olmasından
alıyor.
Daha birçok ressamı sırala-
mak lâzım. Ancak o zaman ga-
zete sayfasını geçebiliriz. Bana
kalırsa Galatea Galerisf nin dü-
zenlediği akılda kalacak sergi-
lerinden birisiyle karşı karşıya-
yız. Tuvaller biraz duvarlara sı-
kışmış durumda, ama bu önem-
li değil; çünkü serginin gerçek
ruhu bu sıkışıklık sayesinde ma-
hallelinin birbirlerine olan yakın-
lığını ve dayanışmasmı sergile-
mekte. Sanatçı olan veya olma-
yan diye ayırmak zor. Profes-
yonel sanatçılarla. ruhlan sanat-
çı olan insanlann birlikteliği,
belki de, Galatea'da sergilenen
işlerarasında. O bakımdan da bu
serginin ruhu olan bir düzenle-
me olduğunu zannediyorum.
Hem de çalışmalar bu halleriy-
le samimi ve sahici duruyor. Fi-
yat listesinin altında "Her yü
aynı tarihlerde yinelenerek, ge-
leneksel hale getirilmek üzere
düzenknmiştir" diyen bir öner-
meyi okumak mutluluk verici.
Hem eğlenmek hem de destek-
lenilmek ve dayanışmayı ger-
çekleştirmek üzere düzenlenen
sergilerden biri olarak Gala-
tea'ya uzun ömürlerdilemek ge-
rekir.
Türkiye Yayıncılar Birliği 'nden Başbakan Ecevit 'e ve Kültür Bakanı Talay 'a açık çağrı
'Bandrolden bir an önce vazgeçflmeirKühürServisi-Türkiye Yaymcılar Birliği 13. Ola-
ğan Genel Kurul Toplantısı, Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti'nin Burhan Felek Salonu'nda yapıldı.
1 Nisan 1997-2 Mart 1999 dönemi yönetim ku-
rulu toplantı ve çalışmalannın değerlendirildiği
toplantıda, daha önce gündem maddesı olarak be-
lirtilmediği halde, bandrol uygulaması konusunda
Kültür Bakanlığf nın tutumunun da gündeme alın-
ması kararlaştınldı.
Divan başkanlığını Osman Kocahanoğlu'nun
yaptığı toplantıda Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Tûzûner, Yayıncılar Birliği'nin CNR' nin düzenle-
diği kitap fuannda görev alması nedeniyle birlik-
le TÜYAP arasında çıkan sorunlara değindi ve TÜ-
YAP ile CNR arasındaki mücadelenin Yayıncılar
Birliği'ni ilgilendirmediğini dile getirdi.
Genel kurulda, 16 Kasım 1997'de Fikirve Sa-
nat Eserlerinin İşaretlenmesine tlişkin Yönetme-
Mk' ile süresiz yayınlara getirilen zorunlu bandrol
uygulaması da geniş bir tartışma gündemi oluştur-
du. Metin Celal Ze> nioğiu, Işıtan Giindüz ve Hida-
yet Pınarbaşı, konuyla ilgili görüşlerini açıkladılar.
Genel kurul adına söz alan Zeynioğlu, bir grup
üyenin hazırladığı konuyla ilgili bildiriyi okudu.
Bildiride, "süreli olmayan yayınlarda bandrol
uygulamasuunAna>asa'cun'Düşunceyi Açıklama
ve Yayma Hürriyeti" ile ilgili maddelerine aykın ol-
duğu,dünyanın hiçbirülkesinde herfıangi bir gerek-
~ı
Toplantırun divanında Osman Kocahanoğlu, Tomurcuk Erak veNurhan Kavuzlu yer aldı.
çeyle kitaba bandrol yapışönlması uygulamasının
bulunmadıgı" şeklındeki açıklamalara yer verildi.
Tepkiler sonucu bandrol uygulamasını 31 Mart
1999'a kadar erteleyen Kültür Bakanlığı'nın, Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu'nda gerekli değişikliği
yaparak korsan yayını önleyici, yazann ve yayın-
cının haklannı koruyucu önlemleri aradan dokuz
ay geçmesine karşın almadığı, bu tavnn da, band-
rol uygulamasının amacmın korsan yayını önle-
mek ve yazann. yayıncının hakkını korumak olma-
dığının göstergesi olduğu belirtildi.
Başbakanlığa ve Kültür Bakanlığf na 'açıkçağ-
n' niteliğinde olduğu belirtilen bildiride, Anayasa'ya
aykınhğı açık olan bandrol uygulamasından bir an
önce vaz geçilmesinin istendiği. sansürcü ve siya-
si iktidara kültür hayatını denetleme yetkisi veren
bu zihniyetten vazgeçılene dek yayınlarda bandrol
kullanılmayacağı vurgulandı.
" Korsanyayını önlemenin yolu, sokaklarda kitap
saulmasuım önlenmesidir.Öncelikle Maliye Bakan-
uğı'nL, Adalet Bakanlıgı'nı vc belediyeleri sokak-
larda vergi kayıtsız,flşsiz,faturasız kitap saülması-
nı önlemek üzere göreve cağınjoruz" diye devam
eden bıldinde, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda
gerekli değışildiklerin ivedilikle yapılması, korsan
yayın nedeniyle yazar ve yayıncılann uğradığı mad-
di kayıplan önleyici tedbirlerin alınması istendi.
Aynca kanunda korsan yaymcılara ilişkin açık bir
tanımlama getirilmesi, korsan yayın yapan, basan,
dağıtan ve ticari amaçla elinde bulunduranlara ve-
rilecek para ve hapis cezalannın caydıncı düzeye
getirilmesinin gereklıliği vurgulandı. Genel kuru-
lun oylamasına sunulan bildirinin ilgili mercilere
gönderilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Kurulu, gele-
cek dönemin yönetim, onur ve denetim kurullan
ile eğitim ve kültür yayıncılan komisyonlannda
yer alması önerilen üyeleri bir aday listesi halinde
divana sundu. Buna göre, Çetin Tüzüner, Muhsin
Çetin. Suha Salan. Metin Celal Zeynioğlu. Ferda
Bü> ükko> uncu. Muzaffer Erdoğdu ve Hakan Fey-
y'at'vn Yönetim Kurulu'nda: ŞakirGüçlû. Nazar FBt-
ri. Cahit AkpuL Atıl Ant, ve Ebubekir Erdem'ın
Onur Kurulu'nda; Nihat Emeksiz, Naki Özgül ve
RefikTabakçı'nın ise Denetim Kurulu'nda görev
almalan öneriliyor.
İnsan ruhunu okuyan
karikatürlerKültür Senisi-lngiltere'nin önemli
karikatür sanatçılanndan Gerald
Scarfe'nin portrelerinden oluşan
sergisi Londra'daki Ulusal Portre
Galerisi'nde sergileniyor. 6 Nisan'a
dek sürecek olan sergide sanatçının
kendisini bir soytan olarak çizdiği
otoportre karikatürii de yer alıyor.
30 yıllık karikatür serüveni
süresince kendisini ancak çok özel
talepler üzerine birkaç kez çizmiş
olan sanatçı kendi karikatürünü
çizme sürecini şöyle anlatıyor:
'Kendimi çizerken de en az
başkalanna olduğum kadar
acımasız olmaya çalışıyorum ama
çok zor oluyor bu. Normalde kendi
yüzüme sadece nraş olurken
bakıyorum. O da bir yerimi
kesmemek için. Ama birini
portresini çizmek amacıyla
incelediğinizde bütün ruhunu
okumanız gerekir. En zor olan da
insanın kendi ruhunu okumasıdır.'
Sanatçı. kendisini bir soytan olarak
çizme nedenini açıklarken
'Soytanlar krala yanhşlannı
sö> le> ebilirler. Benim işim de
insanlann ya da olaylann yanlış
yönlerini göstermek. Bu karikatürü
ilk çizdiğimde insanlar bana hiç
benzemediğini dûşünmüşlerdi. İşin
en kötü tarafi yaşlandıkça tipimin
bu karikatüre daha çok benziyor
olması' diyor.
Scarfe'nin en çok sevdiği konular
ilginç yaşamı olan insanlar.
Margaret Thatcher, örneğin
kişiliğinin ilginçliğiyle sanatçıyı en
çok besleyen malzemelerden biri
olmuş. Ancak yine de kadmlan
karikatürize ederken zorlanıyor
sanatçı. Annesinin kadınlara karşı
kibar olması yönündeki ögüdünü
bir türlü aklından çıkartamıyor.
Mozart 2000yılında Türkiye'degösterimde
Kültür Servisi-lstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfı'nın gınşı-
miyle Mozart'ın Die Entfüh-
rung aus dem Serail / Saray dan
Kız Kaçırma operası bir opera
filmine dönüştürülüyor. 90 da-
kikalıkyapıt Istanbul Kültür ve
Sanat Vakfı, Antelope Films ve
BBC'nin ortak yapımı olacak.
Yapımcılığını Antelope'un ge-
nel müdürü Mick Csacky'nin
üstlendiği film, 2000 yılında
CD'si ile birlikte yayımlanmak
üzere sinema. televizyon ve vi-
deo gösterimi için çekilecek.
Filmin yayımlanma tarihin-
de satışa sunulacak olan CD'nin müzık
kayıtlan geçen günlerde tamamlandı.
Csacky de teknik ekibiyle geçen ay ts-
tanbul'a gelerek mekân çalışmalannı ta-
mamladı. Filmin çekimleri Topkapı Sa-
rayı'nın yanı sıra İstanbul'un diğer tari-
hi mekânlannda gerçekleşecek. Cekim-
lerin başlaması için Kültür Bakanlığı'nın
mekânlan ekibe tahsis etmesi bekleniyor.
Mozart Türkiye'de adlı filmin yönet-
menliğini halen New York Merropolitan
Operası'nda sahnelenen Çaykovskinin
Maça Kıa ve Londra Savoy Tiyatro-
su'ndaki Shakespeare'in lII.Richard'ının
da yönetmenliğini yapan ünlü opera. ti-
yatro ve film yönetmeni Elijah Mos-
hinsky üstleniyor. Filmin müzik kayıtla-
n ise Sir Charies Mackerras yönetimin-
de, Dundee'deki Caırd Hall'da Iskoç Or-
kestrası eşliğinde tamamlandı.
Uluslararası seçkin opera sa-
natçılanndan oluşturulan kadro-
da. Konstanze rolünü üstlenen
Yelda Kodalh'nın yanı sıra Bel-
monte rolünde Paul Grw«s, Blon-
de rolünde Desiree Rancatore,
Pedrillo rolünde Lynton Atkin-
son, Osman rolünde Peter Rose
ve Selim Paşa rolünde Oo\«rTo-
bias yer alıyor.
Filmin fotoğraf yönetmeni Ro-
bert Alazrald, Ingiltere'de bü-
yük ses getiren 'Bu Yıhn Aşkı'
yapımına da imza atmıştı. Mo-
zart Türkiye'de filminin yapım
kadrosunda sahne ve kostüm ta-
sanmctlığını AnneTUby, yapım koordi-
natörü görevini Justin Johnson üstleni-
yor.
lstanbul çekimlerine haziran ayında
başlanması beklenen filmin yapım yö-
netmeni Csacky, duygulannı şöyle ifa-
de edıyor:"Bu iddiah opera serüveninde
BBC'nin ortak yapımcımız olmasından
gerçekten memnunum. Böylesine yara-
ncı bir yapım gerçekleştirmek, böylesine
güzel bir ekiple ve kadroy la çalışmak çok
heyecan verici. Aynca İstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi, TC Kühür Bakanlığı ve TC
Başbakanlık Tanıtma Fonu, İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası ve Türkiye
Radyo \t Televizyon Kurumu'nun des-
tekkrini almak bana gurur verdi."
7 Nisan 2000'de BBC'de gösterilecek
olan film Türkiye'de de sinema ve tele-
vizyonlarda gösterilecek.
YAZI ODASI
SELtM İLERt
Dizeler Arasında
Abdülhak Şinasi, Aşk Imiş Her Ne Var Âlem-
cte'ye bir de altbaşlık seçmiştir: "Aşka dair seçil-
miş mısralar ve beyitler."
Kalıp, vezin, uyak düzeniyle yazılmış eski şiiri-
miz, Abdülhak Şinasi'nin saptayımıyla, birer "özmıs-
ra" arayışının ifadesidir. Geçmiş Zaman Köşkleri
yazarı, ünlü dizeyi de anıyor:
"Eğermaksud eserse mısra-ı berceste kâfidir"...
Asaf Hâlet Çelebi, yeni bir şiiri, değişen şiiri yo-
rumlarken, şiir okumalanmızı uyanr:
"Şu halde şiirin sathında kalmayıp asıl kıymeti
yapan gizli mantığı nasıl anlamalıdır? Bunun için
iki şey tavsiye olunabilir:
"1- Her mısraı gazete okur gibi değil, fakat ta-
savvur ederek okumak,
"2-Mukayese etmek."
Asaf Halet "şiirde en ufak hayalleri düşünme-
ye" mecbur olduğumuz gibi, "bu hayallerin sıra-
lanmasını takip" etmekle de yükümlü olduğumu-
zu söylüyor. Belki, böylece, yeni şiirde, 'bütünlûk'
arayışının ilk temsilcilerinden biri oluyor.
Şairin bu endişesi yanında, şiirokuru, çoğu kez,
yanıp sönen, bellekte iz bırakan dizeler ardında yol
almaz mı? Çoğu kez tek bir dize, bazen bir beyit,
dörtlük... Çok sevilmiş, okunurken coşulmuş şiir-
ler, zamanla sanki erir, ancak birkaç dize variığını
korur.
öylesi dizeleri sıralamaya çalıştım. Özellikle ge-
çen yüzyıl sonundaki şiirimizden, yalnız öylesi di-
zeler kalmış bende. Hemen hepsi, duru Türkçeye
yakın, duru Türkçeyle örülmüş dizeler.
Recâî zâde'nin Araba Sevdası bir gün yeniden
okunacak mı? Bu güzel romanın, roman sanatı-
mıza açtığı yol üzerinde günün birinde durulaca-
ğına hâlâ inanıyorum.
Ne var ki, 'şair' Recâî zâde, büyük olasılıkla, bi-
rer ikişer dizeleriyle hayat bulabilecek:
"Ananm ah ile heryerde seni!"
Oğlu Nejad'a bir ağıt yazmış. Vaktiyle ezbere bi-
lirdim. Hatıriamaya didindim, hep bölük pörçük
dizeler.
"Bu aynlık bana yaman geldi pek"...
"Gözüm nuru oğulcuğum, Nejad'ım!"
Tanpınar'ın. yenilikçiliğini uzun uzadıya dile ge-
tirdiği Abdülhak Hamid'i ağdalı dilinden uzaklaş-
tıran dizeler var:
"Gezer efsanelerle "...
"Bir şey diyecektim ah unuttum!.."
Öyle sanıyorum ki, Fıkret'in bir dizesi bugüne
de sesleniyor, toplumsal erinçsizliği bir kaygıya
dönüştürüyor:
"Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Ha-
lûk"...
Aynı Fikret, kırık bir aşk hikâyesini de billûriaş-
tırmış:
"Krizantem, içimde biryaradır!"
Günümüzde hemalde hiç okunmayan Cenab Şa-
habettin'ın incelikten ibaret dizeleri söz konusu:
"Birgül kopanp bana vehrdi"...
"Kalbim seni bir yaz kuşu dinler gibi dinler"...
"Senin aşkın, senin hayalin, adın!"
"Yine evvelkilergibi solacak...'" * "*
Yahya Kemal'le Ahmet Haşim'e yaklaştıkça,
tek dizeler, beyitler saltanatı ağır ağır çöküyor. Yah-
ya Kemal'den o ünlü iki dizeyi seçmiş Abdülhak
Şinasi, antolojisine:
"Mehtab, iri güller ve senin en güzel aksin
"Velhasıl, o rüyâ duruyor yeıii yerinde!"
Ama "Geçmiş Yaz", bana sorarsanız, artık 'bü-
tün'birşiirdir, dizelerini bütününden 'ayırmak'ola-
naksızdır.
Haşim'in son şiirleri de öyle; "Ağaç", "Süvari",
"Bahçe", "Karanfıl" hep öyle.
Zaten yüzyılımızın hemen ilk çeyreğinde şiir bam-
başka bir havaya bürünüyor.
Sonra daha başka havalara da bürünüyor.
Gözümüzün önünde, dayanılmaz güzellikte.
Takvimde İz Bırakan:
"Bir ömür boyunca, ayn ayn zevkle seçilmiş bu
mısralar arasına muhakkak daha nice girecekler
vardır ki -Ne yazık!- okunmamış, fark edilmemiş,
unutulmuş, yazılmamıştır." Abdülhak Şinasi Hi-
sar, Aşk Imiş Her Ne Var Âlemde, Doğan Kardeş
Yayınlan, 1955.
Parliament Superband Jazz'a
kriz engeli
• Kühür Servisi- Philip Morris ve Sabancı
Holding ortaklığındaki Philsa'nın 11 yıldır
düzenlediği Parliament Superband Jazz Festivali
ekonomik kriz ve devlet karşısındaki rekabette
kârlılığın düşmesi gerekçesiyle bu yıl
gerçekleşemiyor. Bugüne dek Michel Petrucciani,
B.B. King, Joe Cocker gibi pek çok ünlüyü
Türkiyeli müzikseverlerle buluşturan festivalin
iptaliyle ilgili yapılan açıklamada Parliament
Superband Jazz Festivali'nin bu yıl bütçe
kesintisi nedeniyle tekrarlanamamasından duyulan
üzüntü dile getirilirken festivalin bundan sonraki
yıllarda müzikseverlerle tekrar buluşturulması
dileği dile getirildi.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I
itfL
T