Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1999 SALl
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt StRMEN
28 Şubat ve İki Konu
28 Şubat'ın yıldönümü sırasındaki tartışmalan il-
gi ile izledim. Şeriatçıların yanında saf tutmayı ma-
rifet sayan, ayaklan yere basmayan eski solcula-
rın güya sosyal demokrat vakıflann toplantısında-
ki konuşmalarını TV ekranından izlerken elimde ol-
madan gülümsedim.
28 Şubat sürecinin niteliği hakkında fazla konuş-
mak istemiyorum.
Ama demokrasiyi yalnız oy sayan, çapsız, po-
pülist, sapına kadar çıkarcı bir sivil oligarşi, de-
mokrasinin özünü kavrama ve savunma yolunda,
üniformalılardan daha geride kalırlarsa, 28 Şu-
bat'lar olur. Olaya bu açıdan bakınca, 28 Şubat'ın
bir toplumun utanç'vesilesi olduğu kendiliğinden
görülür. Ne var ki bu sivil bir utançtır. Başka bir de-
yişle sivil kavrayış noksanının, demokratik yapılan-
ma ayıbının ortaya çıkardığı bir utançtır.
Ama kimi pişkin siviller ile kimi sözde solcular,
bu ayıbı ve utancı görecek, hissedecek yerde, to-
pu başkalarına atmayı yeğlemektedirler.
Isterseniz, 28 Şubat'ı somut olaylarla değerlen-
direlim. Belki olayı daha iyi aydınlatmak olanağı-
na kavuşuruz.
Şu sıralarda Türkiye'nin iki önemli konusu var.
Apo'nun yargılanması ve seçimler.
Apo'nun adil ve şeffaf biçimde yargılanmasına
seçimlerin engel olması düşünülemez bir demok-
raside. Çünkü demokrasilerde seçim, demokra-
sinin, özgürlüğün önünü tıkayan bir kurum degil-
dir.
Apo'nun adil yargılanması, onun savunma hak-
kına sahip olması, duruşmaların aleniyeti ve de
onu yargılayacak mahkemenin yapısının çağdaş,
evrensel demokratik ölçütlere sahıp olması de-
mektir, yoksa Öcalan'ın aklanıp serbest bırakıl-
ması değil.
Burada iki önemli konu geliyor gündeme;
Apo'nun savunma hakkına saygı gösterilmesi ve
sanığı yargılayacak mahkemenin yapısı. Apo
DGM'deyargılanacak. DGM'lerin içinde asker hâ-
kimlerin bulunması, Avrupa'nın bu mahkemenin
yargısını adil olarak kabul etmesine engel.
Bu konu daha Öcalan'ın iadesinin Italya'dan is-
tendiği zaman gündeme gelmişti. O sırada parla-
mento toplantı halindeydi. Ama ne devletin başın-
dan ne de parlamentodan bu yolda en ufak bir
olumlu girişim oldu. Hatta idam cezalan konusun-
da, 55. Hükümet'ten bizzat Ecevit ve bağımsız
Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'ndan gelen
olumlu girişimler de başta Süleyman Bey ve de
pariamentodaki tutucular koalisyonu tarafından
boguldu.
Neyse, duruşmalar seçimlerden önce bitmeye-
ceğtne göre bu konunun seçimden sonra çözüle-
bileceğini söyleyebiliriz.
Ancak DGM'lerin yapısı ile ilgili sorun için du-
rum öyle değil. Duruşmalar başlamadan önce.
bunlann çözüme bağlanması zorunlu. Bülent
Bey'in ileri sürdüğü, anayasa değişikliğine gitme-
den, yasa değişikliği ile DGM'lerdeki asker hâkim-
lerjp tayin ve terfilerinın TSK'den koparılması, so-
runu çözmeye yetmeyecektir.
Açıkça görülüyor ki yapılması gereken, bir an
önce, parlamentonun toplanması ve Anayasa'nın
143. maddesinin 3. fıkrasını değiştirirken gerekli
yasal düzenlemeyi de bir celsede tamamlaması-
dır.
Ama sivil demokrasimizin anlı şanlı temsiicileri
ve teorik olarak savunuculan bunu yapmıyorlar.
Eskiden olsa, bu davranışlanna gerekçe olarak
"Sonra askerler ne der?" def'ini ileri sürerlerdi.
Şimdi böyle bir şey söylemeye de olanaklan yok.
Çünkü MGK, son toplantısında, bu konudaki du-
yarlığmı ortaya koymuş ve DGM'lerin sivilleştiril-
mesini istemiştir.
28 Şubat'ın yıldönümünde, askerler çağdaş de-
mokrasi ölçütlerine uygun adım atılmasını istiyor,
bunda öncü oluyorlar, ama siviller bu girişimde
bulunmuyorlar.
28 Şubat'ın sivil ayıbını gözler önüne serecek
bundan güzel bir örnek olabilir mi?
Başkan Elçi partisinin
kapatılmasını değerlendirdi
4
Şiddet yanhları
bayram yapıyor'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılan
Demokratik Kitle Parti-
si'nin (DKP) Genel Baş-
kanı Şerafettin Elçt kapat-
makarannın, Kürt sorunu-
nun çözümü ıçin şiddet
yöntemini kullananlann
ekmeğine yağ sürerken,
sorunun banşçıl ve de-
mokratik yöntemlerle çö-
zülmesinden yana olanla-
rın umudunu kırdığını
söyledi. Elçi, "DKP.rüzük
ve programı ve yetkilileri-
nin açıklamalanyla. ülke
ve millet bütünlüğüne say-
gdı olduğunu, demokratik
ve banşçı yöntemlere sıkı
sıkrya bağlılıgını kanıtia-
nuş bir partktir" dedı.
DKP Genel Başkanı Şe-
rafettin Elçi, dün düzenle-
diği basın toplantısında,
kapatma karannın hukuki
dayanaktan yoksun. siyasi
açıdan sakıncah, demok-
rat çevrelerin ve toplumun
vicdanını tatmin etmekten
uzak olduğunu savundu.
Karann henüz yayımlan-
madığını. özetinin de ken-
dilerine ulaşmadığını be-
lirten Elçi. "Ancak öğren-
diğimiz kadanyla parti
programuun 'devletin ül-
kesi ve milletiyle bölün-
mez bütünlüğüne aykırı
bulunması gerekçesiyle"
kapatma karan verilmiş-
tir. Mahkeme üyelerinden
5'inin vicdanınıbiletatmin
etmeyen kapatma karart-
nm,demokratsiyasiçevre-
lerin ve toplumun vicdanı-
nı tatmin etmesi ve inandı-
rtaolmasLelbettebeklene-
mez" diye konuştu.
DKP'nm tüzük, prog-
ram ve yetkılilerinin açık-
lamalanyla ülke ve millet
bütünlüğüne saygılı oldu-
ğunu, demokratik ve ba-
nşçı yöntemlere sıkı sıkı-
ya bağlılığını kanıtlamış
bir parti olduğunu kayde-
den Elçi, "DKP.uygarBa-
nlı dünyanın benimscdiği
çoğulcu. liberaL katılımcı
demokratik bir siyasi an-
layışın temsücisidir. Türld-
ye'nin tüm sorunlanna bu
anlaytşla yaklaşmaktadır.
Türkiye'nin kanayan yara-
sı olan Kürt sorununun si-
yasi çözümünü prograrru-
nın merkezine koyması da
bu anlayışın sonucudur"
dedi.
Elçi, Kürtlerin Türki-
ye'deki varlıklannın tarihi,
sosyolpjik bir o\gu oldu-
ğunu. yasal düzenlemeler
ve yasaklarla bu olgunun
ortadan kaldırılamayaca-
ğını söyledi.
Şerafettin Elçi. "Kürt
olgusundan söz etmek ve
bu olguya kükürel ve ban
yönetsel haklar talebiyte
yaklaşmak, demokratik
açıdan bakıkhğında bölün-
mezlik ilkesinin ihlali say>
lamaz. Bu nedenle. banşı
özleyen toplumumuzvede-
mokrat çevreler, DKP'yi
bir umut ıştğı olarak gör-
müşlerdir" değerlendir-
mesıni kaydetti.
Hukukçularııı DGM başarısı• Hukukçular, değişik siyasi görüşleri paylaşmalanna karşın
DGM'lerin sivilleştirilmesi gerektiği konusunda sergiledikleri
ortak ve yoğun çabayla devletin tepesini, medyayı ve
kamuoyunu ikna etmeyi başardılar.
tstanbul Haber Servisi - Devletler ve
Avmpa Hukuku konulannda uzman
hukukçular, DGM'lerin
sivilleştirilmesi konusunda
sergiledikleri ortak ve yoğun çabayla
üst düzey devlet yetkililerini ve
kamuoyunu ikna etmeyi başardılar.
Hukukçulann yoğun çabalan sonucu,
DGM'ler sorunu medyada da objektif
ve tam bir bilgi donanımıyla ele alman
ender konulardan biri oldu.
Farklı siyasi görüşlere sahip Ord. Prof.
Sulhi Dönmezer, Prof. Dr.Uğur
Alacakaptan. Doç. Dr.Yücel Sayman,
Prof. Dr. BakırÇağlar, Prof. Dr.
tbrahim Kaboğhı ve Prof. Dr Aslan
Gündüz gıbı hukuk otoriteleri, Avnıpa
tnsan Haklan Mahkemesi"nin
(AİHM) DGM'ler hakkmda geçen yıl
verdiği "Bağımsız mahkeme değüdir"
yönündeki karann Türkıye açısından
taşıdığı potansiyel riskleri, Türkiye'ye
yüklediği yükümlülüğü \ e bunun
yerine getirilmemesi durumunda
doğacak ciddi sonuçlan tam bir görüş
birliği içinde kamuoyuna aktardılar.
Hukukçulann yalın, somut ve kesin
mesajlarla ilettiği bu yöndeki bilgiler
sonucu. Başbakan Bülent Ecevh,
DGM'lerin yapısının tümüyle
sivilleştirilmesi geTektiğini söyledi.
Ecevit, mahkemelerdeki askeri
üyelerin çekilmesi konusunda belli bir
dirence sahip olduklan bilinen
MGK'nin asker üyelerinin de
sivilleştirmeden yana olduklannı
açıkladı.
Siyasiler görmezden geldi
AİHM'nin asker üyeleri nedeniyle
DGM kararlannı art arda bozması
üzerine Türkiye'nin savıınmanlan
Prof. Dr. Bakır Çağlar, Prof. Dr. Aslan
Gündüz ile AlHM'de görev yapan
Türk yargıçlar Prof. Dr. Feyyaz
Gölcüklü ve Rıza Türmen şu
değerlendırmeyi yaptılar:
"Eğer Türkiye, Avnıpa Hukuk Sistemi
içinde kalacaksa ve bu yöndeki
tercihinden vazgeçmeyecekse
anayasasının 143. rnaddesinde
degişiklik yaparak DGM'lerin yapısını
sözleşme hükümlerine uygun hale
getirmek zorundadır. Eğer bunu
yapmazsa, çözümü güç bir hukuksal
kaosa neden olacağı gibi Avmpa
Konscy i üyeüği de tehlikeve girer."
AlHM'niü DGM'lerle ilgili karan,
geçen yıl Adalet Bakanhğı'nca
tstanbul'da düzenlenen ve kararda
imzası bulunan bazı AÎHM
yargıçlannın katıldığı toplantıda da
tartışıldı. Bu toplantıda AİHM
yargıçlan. Türk yetkililerinin "Siz
DCM'deki askeri yargıçlan muvazzaf
subay mı sanrvorsunuz? Asker üyeler
DGM'lerin terör suçlanna bakniası
nedeniyle yer alıyor" yönündeki
eleştinlerine şu yanıtı verdiler:
"tnanın dosyayı iyke inceledik. Ancak
arkadaşlanmızın coğu, terfı ve sicfl
işlemleri askeri makamlarca yapılan
askeri bir üyenin yer aldığı
mahkemenin bağımsız olamayacağuu
düşündüler. Aynca askeriikle hiçbir
ilgisi bulunmayan sivil kişilerin askeri
yargıç tarafından yargüanmasuıı da
anlamakta zoriuk çekiy oruz."
Ancak uzman hukukçulann yanı sıra
ve eskı Adalet Bakanı Hasan
Denizkurdu'nun tüm bu çabalan
DGM'lerin yapısını değıştirmeye
yetmedi. DGM sorunu Öcalan'ın
yakalanmasıyla yenıden gündeme
geldi. Öcalan davasının "hukuld
olmaktan çıkıp siyasallaşürma riski
göstermesi" üzerinde duran
hukukçular, bu kez daha yoğun bir
çabayla konuyu kamuoyunun
gündemine getirdiler ve bu risklerle
ilgili yetkilileri uyardılar. Hukukçular
medyanın da desteğiyle yetkilileri ikna
etmeyi başardılar.
Avukat Dinç: Avrupa'ya ödün kompleksinden vazgeçelim
'DGMayrij Aposorunu ayri*
AİHM
• Avukat Güney Dinç, 'AİHM kararlannı
uygulamayacak hükümetin, 40 yıldır üyesi
olduğu Avrupa Konseyi'nden aynlma
kâğıdını da imzalaması gerekir' dedi.
Sevket Kazan
'YSK'nin kararuu
AİHM ye
götüreceğiz'
• Kapatılan RP'nin siyaset yasaklı eski
yöneticisi Şevket Kazan, bağımsız
milletveküliği adaylığını veto eden
YSK'nin çifte standart uyguladığını
öne sürdü.
ANKARA (Cumhariyet Bürosu) - Kapatılan RP'nin
siyasi yasaklı eski yöneticisi Şevket Kazan,
bağımsız adaylık baş.vurulannın veto edilmesini de,
RP davasından bağımsız olarak Avrupa
însan Haktan Mahkemesi'ne (AİHM)
götüreceklerini söyledi.
Yüksek Seçhn Kurulu'nun adayhkianyla ilgili
kararrnm açıklanmasindan sonra mevzuata uygun
hareket edilmediği sa\ıyla bir şikâyet
başvurusu yapan Şevket Kazan. "YSK karariarmın
kesin olduğu söyleniy or. bu nedenle kararm iptali için
başvunnadık, ancak
şikâyet dilekçesi
verdik. Bu konudaki
başvurumuz bir iki
gün içinde
sonuçlamr. Ondan
sonra AİHM'w
şikâyet başvurusu
yapacagız"' dedi.
YSK'nin. il seçim
kurullanmn yapılan
itirazlaria ilgili
kararlanmn
kesinleşmesini
oeklemeden
Necmettin Erbakan
ve kendisinin
adayhkianyla ilgili
ret karan verdiğini
kaydeden Kazan,
"Bu. ben yaptun
(>ldu mantığıdır.
Daha önce hakkmda
siyasi yasak bulunan
Fehmi Işıklar CHP lfatesinden bağımsız adav
olmuştu. Ancak YSK'den hiçbir ses çıknıadu Çifte
standart uygulanıyor" diye konuştu.
Şevket Kazan, RP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak
yaptıklan başNiırudan bağımsız olarak YSK karannı
da AÎHM'ye götüreceklerini kaydetti.
Şevket Kazan
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye'nin DGM'lerde as-
keri üye bulundurması ne-
deniyle Avrupa tnsan Hak-
lan Mahkemesi'nce
(AtHM) mahkûm edilme-
sine neden olan "Incal dava-
«•"nın avukatı Güney Dinç.
mart ayı içinde aralannda
Haluk Gerger, Fikret Baş-
kaya'nın da bulunduğu 9
davanın daha Strasbourg'da
görüleceğinı ve Türkiye'nin
aynı nedenle 9 mahkûmiyet
daha alabileceğini söyledi.
DGM'lerin yapısındaki de-
ğişikliğin seçimlerden son-
ra acilen yapılması gerekti-
ğini vurgulayan Dinç,
" DGM'lerin yapısını değiş-
tirmek, terörii serbest bı-
rakmak demek değiklir. Bu
mesele Apo meselesi de de-
ğildir. Çünkü AİHM karar-
lannı uygulamayacak hü-
kümetin Avrupa Konse-
yi'nden aynlma kâğıdını da
imzalaması gerekir" dedi.
Kapatılan HEP'in Izmir
Yönetim Kurulu üyesi oldu-
ğu dönemde DGM tarafın-
dan hakkmda dava açılan ve
aldığı mahkûmiyet karan
Yargıtay'ca da onaylanan
avukat İbrahim Incal için
avukatı Güney Dinç, Avru-
pa tnsan Haklan Komisyo-
nu'na 1993 yılında başvur-
muştu. 1995 yılında "kabul
edilebilirlik karan" çıkan
dava hakkında nihai karar 9
Haziran 1998'de açıklan-
mıştı. Dinç, böylelikle Tür-
kiye'nin DGM'lerin yapısı-
nın Avrupa tnsan Haklan
Sözleşmesi'ne uygun olma-
dığı gerçeğini 1995yılından
bu yana bildiğini, ancak Ab-
dullah Öcalan'ın yakalan-
masından sonra gündemine
aldığına dikkat çekti.
DGM'ce sorunun "Apome-
setesi" gibi gösterilmeye ça-
lışıldığını, oysa konunun
Öcalan davasından çok da-
ha önemli olduğunu vurgu-
layan Dinç, şunlan söyledi:
"Şimdi çekilen sıkınn, is-
teneni zamanında yapma-
maktan, sanki A\rupa'nın
baskısıyla yapılıyormuş gö-
rüntüsüne sokmaktan kay-
naklanıyor. Bu karann uy-
gulannıası Apo meselesi de-
ğildir. Bu konularda kimse-
nin Türk halkı adına konuş-
mava hakkı \okrur. Yasalar
CHP Genel Sekreteri Keskin DSP'ye yüklendi
6
DSP sola ilıaııet etti'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Sekreteri Adnan Keskin. DSP'nin
'sola, Atatürkçülüğe, Cumhuriyetin
temel itkelerine, dcmokrasiye. işciye,
emekliye ve çağdaş insanlara ihanet
ettiğini' sa\unarak "Asıl barajı
aşamayacak bir parti varsa o da
DSP'dir" dedi. Keskin, hükümeti,
PKK'nin gerçek yüzünün dünyaya
gösterilmesi ve Yunanistan konusunda
•ihmalkâr" davranmakla suçladı.
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, dün
genel merkezde diizenlediği basm
toplantısında, hükümetin, PKK lideri
AbduUah Öcalan' ın yargılanması
sürecindeki tutumunu eleştirdi.
Hükümetin bu dönemde, PKK'nin
gerçek yüzünü dünyaya anlatması,
şiddete kucak açan ülkelerin gerçek
niyetlerini ortaya çıkarması ve
Türkiye'de hukuk kurallannın
uygulandığını göstermesi gerektiğini
vurgulayan Keskin, bu konuda sağlıklı
bir yaklaşım sergılenmediğini söyledi.
Keskin, "Hükumet özellikle iç siyasete
yönelik davranışlar sergilemekte ve
ihmalkâr davranmaktadır. Özellikle
Yunanistan konusunda sessiz
kalmaktadır. CHayı iç siyasette kullanma
anlay ışını terk etmesi gerekmektedir"
dedi. Hazırlık soruşturmalannın yasa
gereği gizli yürütülmesi gerektiğini
anımsatan Adnan Keskin, Öcalan'ın
yargılanması sürecinde bu hükmün
titizlikle uygulanmadığını söyledi.
Keskin. Öcalan'ın ifadelerinin her gün
kamuoyuna yansıtıldığının altını
çizerken u
Bunun ne kadar sakıncah
olduğu Şemdin Sakık davasında görüldü.
Yargdamaya gölge düşürecek bu
yaklaşuniar Türkiye'nin haklı davasmda
bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına
neden olur. Gerekli yaklaşımlar hükümet
tarafından sert ve köşeli biçimde ortaya
konulmabdır'" görüşünü dile getirdi.
Keskin. hükümetin bu konuda
disiplinden uzak, dağınık bir tutum
izlediğini, 'çakıttaşı edebiyatı' yaparak
zaman kaybettiğini savundu.
DSP'nin böyle bir ortamda icraat yerine
CHP'ye saldırmayı yeğlediğini kaydeden
Keskin. "İktidar. tüm bunlan bir yana
burakıp CHP'ye saldırmayı bir kurtuluş
simkli gibi görmektedir" dedi. Keskin.
"Listelerin başma Fethullah Gülen'cileri
oturtarak Atatürkçülük yapılamaz.
Tarikatlan meşnılaşturnaya çahşan
kafalarla Atatürkçülük yapılamaz.
CHP'yi suçlayanlar önce kendi
geçmişlerine baksmlar, sonra CHP' ile
ilgili değerlendirme yapsınlar. Asıl barajı
aşamayacak bir parti varsa o da DSP'dir.
DSP, sola. Atatürkçülüğe, demokrasiye,
Cumhuriyetin ilkelerine, işçiye,
emekçflere, çağdaş insanlara ihanet
etmiştir" diye konuştu.
tarüşılamaz. Yasalar iyidir.
ya da kötüdür denir mi?
Denmez. Yasanın bu taran-
nı beğenmedim, uygulama-
yacağım diyemezsiniz. Bu
konularda tutuculuk yapıla-
maz."
Dinç. Türkiye'nin hukuk
açısından Kıta Avrupası'na
çok yakın bir ülke oimasvna
karşın kimi uluslararası hu-
kuk kurallanru uygulamak-
ta neden direndiğinin anla-
şılmaz olduğunu söyleye-
rek, Türkiye'nin "Avru-
pa'ya ödün veriyonım"
kompleksinden kurtulması
gerektiğini kaydetti.
'Gülünç olmayahm'
tnsan haklan konusunda
hariçten gazel okuyanlar ol-
duğunu savunan Güney
Dinç, DGM'lerin yapısın-
dan askeri üyenin çıkanl-
madığı hiçbir çözüm yolu-
nun AİHM'yi tatmin etme-
yeceğini belirterek, kimi
hukukçulann ortaya attığı
önerileri yersiz bulduğunu
ifade etti.'Dinç, "DGM'le-
rin yapısından askeri üye çı-
kanlacak. Bunun başka yo-
lu yok. Diğertüm önerilerin
hepsi yanlış. Çok üzülerek
söylüyonım ama dışanya
karşı bizgülünçdunıma dü-
seriz. Yapılması gerekeni
başka yollardan 0dermeye
çauşmak, durumu idare et-
meye çauşmak Türkiye'yi
yaralar" dedi.
Aslında askeri üyelerin
çoğu davada sivil üyelere
göre daha objektif kararlar
aldıklannın altını çizen Gü-
ney Dinç şöyle devam etti:
"Örneğin yazar Yaşar
Kemal davası. Sivil üyeler
mahkûmiyet karan ventıiş,
askeri üye ise hayu* demiştL
Ancak mesele bu değil. Or-
tada bir hukuk var. Ve buna
nasıl Fransa, İtaha. İngflte-
re uyuyorsa, biz de uymak
zorundavız."
sorgulaıuyor
STRASBOURG (AA) - Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde (AİHM) yapılan üç ayn
duruşmada, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı bir kez daha sorgulandı.
Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nde yapılan üç
ayn duruşmada, Kamil Tekin Sürek. Günay Arsfauı
ve Münir Ceylan'ın Türkiye aleyhine yaptıklan
şikâyet başvurulan ile ilgili olarak taraflar dinlendi.
Insan Haklan Mahkemesi'ne şikâyet başvurusunda
bulunanlar, Türkiye'nin, ifade ve düşünce
özgürlüğü ile birlikte adil ve bağımsız yargılanma
hakkı ile ilgili olarak tnsan Haklan Sözleşmesi'nin
9,10 ve 6. No'lu maddelerini ihlal ettiğini ileri
sürdüler. Günay Arslan, "Yas Tutan Tarih, 33
Kurşun" isimli kitabmda, Terörle Mûcadele Yasası
uyannca "bölücüluk propagandas)" yapuğı
gerekçesiyle, eski Petrol-lş Başkanı Münir Ceylan
ise kapatılan "Yeni frke" gazetesinde çıkan bir
makalesinde etnik ve bölgesel farklıhklan
kışkırttığı gerekçesiyle tstanbul DGM'de
yargılanmıştı. Kamil Tekin Sürek de "Haberde,
Yorumda Gerçek" isimli dergide Güneydoğu
Anadolu sorunu ile ilgili yazdığı makalede
bölücüluk propagandası yaptıgı gerekçesiyle
lstanbul DGM'de yargılanmışü.
Gürkan, içtüzüğün yasalarııiL önüne geçemeyeceğini söyledi
'Meclis'e türbanlı giremez'
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - Milletvekili adayla-
nyla, türban tartışmasını seçim son-
rası TBMM zeminine taşımayı ta-
sarlayan FP'nin, 'Meclis tçtüzü-
ğü'nün türbanı engeUemediği' savı-
na hukukçular ve TBMM yönetici-
leri karşı çıktı. TBMM Başkanveki-
li Uhıç Gürkan, içtüzükte türbanın
yasak oldu|unu belirten açık bir hü-
küm bulunmamasının 'türbana izin'
anlamma gelemeyeceğini söyledi.
Eski Anayasa Mahkemesı Başkanı
Yekta Güngör Özden de. Anayasa
Mahkemesi kararlan ve yasal dü-
zenlemelerin, kamu görevı yapan
miHetvekilleri için de geçerh oldu-
ğunu belirterek "Amaçlan rejime sa-
taşmak,rejimleboy ölçüşmek" dedi.
Türbanlı kadınlann TBMM'ye
gırmesi için bir engel bulunmadığı-
nı öne süren FP'li hukukçular. Mec-
lis tçtüzüğü'nde kadın millervekille-
riyle ilgili olarak yalnızca 'tayyör
giyme' zorunluluğu bulunduğuna
dikkat çekiyorlar. FP'lıler. milletve-
killerinin devlet memum olmadığı-
nı ve bu nedenle kadın memurlarla
ilgüi türban yasağının da türbanlı
milletvekillerini etkilemeyeceğini
öne sürüyorlar.
FPlilerin bu görüşüne karşın
TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan,
içtüzükte türbanla ilgili bir hükmün
yer almamasımn izin anlamına gel-
mediğini söyledi. Gürkan. parla-
mentoda kamu hizmeti yapıldığını
ve kamu hizmeti yapılan yerlerde
zorunlu olan kurallann TBMM'de
de geçerli olduğunu belirtri. Meclis
İçtüzüğü'nde milletvekili yemininin
Türkçe yapılacağına ilişkin bir dü-
zenlemenin de yer almadıgını anım-
satan Gürkan, "Şimdi böyle bir vur-
gulama yok diye milletvekili yemini-
nin özüne bağlı kalmak koşuluyla
farklı dillerde yemin edilmesi savu-
nulabilir mi? İçtüzükyasalann önü-
ne geçemez" diye konuştu.
Yekta GüngörÖzden de, yasal dü-
zenlemelere, Anayasa Mahkemesi
kararlanna karşın kamusal alanda
türban serbestisini savunanlann
amaçlannın 'rejime sataşmak ve re-
jimk boy ötçüşmek' olduğunu söy-
ledi. tçtüzük'te türbana yönelik bir
vurgulamanın yer almamasımn ser-
bestiye olanak tanındığı anlamına
gelmediğini kaydeden Yekta Gün-
gör Özden, şu görüşü dile getirdi:
"Ekmek yeniür, su içilir. hava so-
lunur diye bir kural konulamaz. Bi-
linen bir şeyin tekranna gerek yok.
Cumhuriyetin reddcttiği bir kılık kı-
yafetle Meclis'e girilemez. Aksini sa-
vunanlann amacı rejime sataşmak
ve rejimle boy ölçüşmek. Aslında sa-
kallannı çağdaş bir görüntü verme-
• FP'lilerin, 'içtüzükte türbanla ilgili düzenleme yok'
savına karşın hukukçular ve TBMM yöneticileri, yasal
engel bulunduğu görüşünde.
•Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden de
"Amaçlan rejime sataşmak, rejimle boy ölçüşmek" dedi.
Fazilet Partisi'nden milletvekili adayı olan Ayşenur Tekdal, seçilirse
Meclis'e türbanla gireceğini ve başını açmayacağıru söylüyor.
yen biçimde uzatanlann da TB-
MM'ye alınmaması gerekir. Türba-
na engel bir durum oimadığını sav u-
nanlar denesinler bakahm, sonucu-
nu görürier."
'Şeriat kılığıyla dolaşılamaz'
Özden. anayasanın 173. madde-
sinde de sayılan devrim yasalannın
yanı sıra Anayasa Mahkemesi tara-
fından \erilen türbanla ilgili karann
ve devlet memurlannın kılık kıyafet-
leriyle ilgili düzenlemeleri içeren
yasa hükümlerinin, TBMM'ye tür-
banla girilemeyeceğini açıkça orta-
ya koydugunu kaydetti. Milletvekil-
lerinin devlet memuru olmadıklan-
nı, ancak kamusal bir alan olan Mec-
lıs'te uyulması gereken kurallar bu-
lunduğunu belirten Özden. "Mfllet-
vekilleri devletin ustünde mi? Mil-
letvekili, rejimin yasakladığı şeriat
düzeni görüntüsü yaratan küıkla do-
laşamaz" diye konuştu.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Der-
neği (ÇYDD), YSK'ye başvurarak
türbanlı adaylarla, haklannda yargı-
lama süreci başlatılan MehmetAğar
ve Sedat Bucak'ın milletvekilli
adaylıklannın incelenmesini istedi.
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylaru "Bu kişilerin yasama
mcclisi için adayhklannın kabul edil-
mesi, yargılama sürecini askıya ala-
cak ve yarguanabilmeleri için yeni-
den dokunulmazhklanıun kaldırü-
masını gerektirecektir. Dolayısıyla
bugüne değin kat edilen yollar sıfir-
lanmış olacaknr" dedi.
Türbanlı bayan adaylann da ince-
lenmesi geTektiğini kaydeden Say-
lan. "Başörtülü bayan adaylar seçil-
dikkrinde TBMM'yebaşörtüMigire-
meyeceklerinegöre başörtülü resim-
le adaylık başvurulan da kabul edil-
memeUdir.Bu konudaseçimdenson-
ra hak talebinde bulunma ve konu-
yu siyasalpolemik haHnegetirmeobt-
nağını yaratacak bir uygulamaya
gidilmemelidir" şeklinde konuştu.