22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 1 MAFTT 1999 PAZAHTESİ HABERLER Saraybosna UtanbH'da • Ltanbul Haber Servisi- Istaıbul Va.isi Erol Çakır'ı malamında ziyaret eden Sanybosna Kantonu Başrakam Benz Belkic, Tiriiye'derı güvenlik konısunda öğrenecekleri çok jey olduğunu beliıterek, Türkiye ziyareti Çerçjvesinde güvenlik ilişklerinin ele alınacagını söyfedi. Belkic, Saraybosna'nm çok ağır bir sava» geçirdiğini ve bu sürejte Türkiye'den çok yardm gördüklerini kaydettı. Bucak'm yeğeni serbest bınakıldı • Dt\ ARBAKIR (Cunhurivet Bürosu) - 5 gün önce Sıverek'te okuldan alınarak 10 tnilyar lira fidye için «caçınlan DYP Şanhurfa Milletvekilı Sedat Bucak'm yegeni serbest birakıldı. Sedat Bucak'ın amcasının torunu olan 12 yaşındaki Mehmet Sabri Bucak. serbest bırakıldıktan sonra emnıyette kaçınlmasıyla ilgih ifade verdı. Mehmet Sabri Bucak, kendisinı "Baban trafik kazası geçirdi, senı görmek istiyor" diyerek kaçırdıklannı. önce Şanhurfa'ya götûrdüklerinı, 1 gün Şanlıurfa'da kaldıktan sonra Nizip'e gittiklerini anlartı. Daha sonra da Gaziantep'e geçtiklerini anlatan Bucak, "Beni Birecik ilçesi yakınlannda Mirkelam Tesisleri'nde bir otobüse bindirdiler. Şoföre, beni Siverek'te indirmelerini söylediler" dedi. Sivü Savunma Teşkitaü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel, Sivil Savunma Teşkilatı'nın gelecekte de başanlı hizmetler verebilmesi için gereksinim duyduğu donanım ve kadro ile donatılması gerektiğini belirtirken, "Çağdaş bir sivil savunma anlayışı ülkemizin her türlü felaket karşısında en büyük güvencesi olacaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, Sivil Savunma Günü nedeniyle yayımladığı mesajda. savaş, doğal afetler ve yangın gibi felaketlerin neden olduğu zarann asgariye indirilmesinin yalnızca resmi kurum ve görevlilerin mücadelesiyle başanlamayacağma işaret etti. Güneş Tanep'e tehdit davası • ANKARA (AA) - Ankara Cumhunyet Başsavcılığı, Türk Jntikam Tugayı (TİT) adlı oluşumun adını kullanarak eski Devlet Bakanı Güneş Taner'i mektupla tehdit ettikleri gerekçesiyle Cengiz Ersever, Bahri Eken ve Hasan Hasanoğlu hakkında 3'er yıldan 5'er yıla kadar hapis ile cezalandınlmalan istemiyle dava açtı. Iddianamede. tHD Genel Başkanı Akın Birdal'a silahlı saldın olayının sanıklan olan Ersever, Eken ve Hasanoğlu' nun Kastamonu Cezaevi'nden dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner'e bir mektup •göndererek tehdit ettiklerinin anlaşıldığı belirtildi. Bakan Tüı*kr ABD'yegitti • tstanbul Haber Senisi - Milli Savunma Bakanı Hikmet Sami Türk, VVashington'da yapılacak "Batı Avrupa Birliği (BAB) Transatlantık Forumu Konferansı'na katılmak üzere ABDye gitti. Türk, Atatürk Havalimam'nda yaptığı açıklamada. bugün baslayacak konferansta Avrupa Güvenlik yönetiminde başanlı olunan konularla Avrupa-Atlantik işbirliginin daha ileri götürülmesi üzerinde durulacağını söyledi. Anket haberi için yetkisizlik • ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılıfı, Sabah gazetesinde yayımlanan "ANAP ile FP lstanbul'da başa baş'' başlıklı haberle ilgili olarak DYP Genel Başkanlığı'nın suç duyurusu üzerine başlattığı soruştunnada "yetkisizlik" karan vererek dosyayı Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Organize suç örgütlerine savaş açan polis geçen yıl 169 olayı aydmlattı 71 çete çökertîldiALPERTURGUT/ BERTAN AĞAıNOĞLU Organize suç örgütlerine karşı "savaş açan" Emniyet Genel Mü- dürlüğü'nün, geçen yıl Türkiye genelinde düzenlediği seri operas- yonlarda 169 olaya kanşan 71 çe- tenin çökertildiği belirtildi. Çetelerle bağlantılı olduklan gerekçesiyle gözaltma alınan 1236 kişiden 347'sî tutuklanırken polis, yurtta ve dünyada 116 çete lideri ve üyesinı arıyor. Aralannda gü- venlik güçlerinin de yer aldığı or- ganize suç örgütlerine ait 384 adet tabanca. 39 adet tüfek. 13 adet uzun namlulu silah, 14 adet el bombası ve 3 adet lav silahı ele ge- çinldi. Organize suç örgütlerine karşı açılan davalarda son 3 yılda "patiama" yaşandı. Susurluk'ta 3 Kasım 19% günü meydana gelen rrafık kazasıyla birlikte gün ışı|ına çıkan "devtet- mafva-tarikat-ticaret-siyaset"* iliş- kileri. organize suç örgütlerinin bir 'ahtapot' gibı Türkiye'nin hemen hemen her köşesini, her kurumu- nu sardığını gözler önüne serdi. Polislerin. askerlerin, bürokratla- nn harta milletvekillerinin de isim- lennin kanştığı çeteler ve onlann liderleri şunlar: - Alaattin Çakra: Fransa'da tu- tuklubulunanÇakıcı.eşi L'ğurKı- lıç ÇakKi ile eskı sağ kolu ülkücü NurulUah Tevfik Agansoy'un öl- dürülmesı. Engin Civan ve ışada- mı Emin Cankurtaran'a silahlı saldın ile işadamı Mehmet Üstün- kaya'ya suikast hazırlığı gibi bir- çok olaya kanştı. Çakıcı'nın adı son olarak Malldcinayetı ve Türk- bank'ın tartışmalı ihalesinde geç- tı. Çakıcı'nın gıyaben yargılandı- • Çetelerle bağlantılı olduklan gerekçesiyle gözaltma alınan 1236 kişiden 347'si tutuklanırken polis, yurtta ve dünyada 116 çete lideri ve üyesini anyor. •Aralannda güvenlik güçlerinin de yer aldığı organize suç örgütlerine ait 384 adet tabanca, 39 adet tüfek, 13 adet uzun namlulu silah, 14 adet el bombası ve 3 adet lav silahı ele geçirildi. ilftifftıfmasffi diye, Susurluk'ta 3 Kasım 19% günü me> dana gelen trafik kazasıyla birlikte "devlet- mafya-tarikat-tica- ret-sıyaset" flişkileri açığa çıko. Kaza, daha sonra kartpostailara bile konu oldu. ğı bazı davalar ise şöyle: Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nde eşi Uğur Çakıcı'nın öldürülmesi, ts- tanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde eski adamı Nurullah Tevfik Ağansoy'un öldürülmesi, Istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bor- sacı AdilÖngene suikast. tstanbul 6 No'lu DGM'de de çete davası. - Kürşat Yılmaz: Cezaevlenn- den firar etme rekortmeni olan ül- kücü baba Yılmaz, Bulgaristan'da tutuklu bulunuyor. - Söytemezter: " l niformalı çe- te" olarak da bilinen Söylemez Kırkağaç'ta dayakyiyen 12 öğrenci suç duyurusu yaptı Dayakçı lise müdürünetepld OZANYAYMAN tZMÎR - Manisa'nın Kırkağaç ilçesındeki, Kırkağaç Çok Programlı Lise Müdürü Rama- zan Bulan'ın yaşlan 18-20 arasmdaki 12 lise son sınıf öğrencisini dayaktan geçirmesi büyük tepki yarattı. Toplu dayak olayından sonra öğ- renciler rapor alarak müdür hakkında savcılı- ğa suç duyurusunda bulundular. Öğrenci veli- leri kaba kuvvetve baskının artık egitimde son bulmasmı istediler. Kırkağaç Çok Programlı Lise'de eğitim gö- ren lise son smtf öğrencilerinin. 8 Şubat günü okula geldikleri halde ders öğretmeni olmadı- ğı için o ders saatini dışanda geçirmeleri, okul müdürü Ramazan Bulan'ın şiddet ıçeren tep- kisine neden oldu. Boş geçen dersin ardmdân programda dolu olan derslerine girmek için ge- len öğrencileri müdür tek tek odasına çağırdı. Öğrenciler okul müdürünün kendilerine dayak attığını beiirterek şunlan söylediler. "Yönetimdeld aksakhktan kaynaklanan ne- dente Ok ders saatimizde öğretmen yoktu. Biz de o ders saatini dışanda geçirdik. Ardından programda olan dmimize girmek için okula geldik. Ancak burada okul müdürü Ramazan Bulan. bizkri çok sert bir şekilde karşıladı. FV ziki olarak uvguladıgı şiddet yetmiyormuş gibi çok ağır hakaretlente de buhındu." Kırkağaç Çok Programlı Lise'nin müdürü Ramazan Bulan, olayla ilgili olarak konuşa- mayacağını beiirterek olayirt. velilerin bir ter- tibi olduğunu öne sürdü. Toplu dayak olayından sonra durumdan ha- berdar olan öğrenci velileri, gittikleri ilçe sav- cılığında okul müdürü Ramazan Buîan hak- kmda suç duyurusunda bulundular. Savcılık 12 öğrenciyi Kırkağaç Devlet Hastanesi'ne sevk etti. Burada ağır darp izleriyte tedavi edilen öğ- rencilerin 6'sına psikolojik, 6'sına da fıziki ol- mak üzere 4*er günlük rapor verildi. Savcılık, Ramazan Bulan'ın yargılanabilmesi için Kır- kağaç tlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne memu- rin muhakemah engelinin kaldınlmasi için baş- vurdu. însan Haklan Derneği Istanbul Şubesi'nin 1998 îşkence Raporu 26'sı çocuk 577 kişiye işkence tstanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği (tHD) tstanbul Şubesi tşkence Izleme Komisyonu'nun 1998 tşkence Raporu'nda 26'sı çocuk, 189'u kadın, toplam 577 kişinin işkenceye uğradığı ancak mağdurlardan sadece 90'mın suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. Komisyon üyesi avukat Şeref Turgut 228 kişinin siyası nedenlerden dolayı işkenceye uğradığını ve işkence gören insanlardan 116'sına doktor raporu almabildiğini vurgulayarak, "tşkencenin önknmesi şüphesiz hukuksal degişimleri de sağlav^cak olan toplumsal bir bilirıc ve mücadelenin sonucu mümkün olacakOr" dedi. tşkence tzleme Komisvonu üyesi avukat Şeref Turgut, tstanbul'da son 6 yıl içinde 10 kişinin işkence sonucu yaşamını yitirdiğüıi ve 4 bin 500 kişinin işkence gördükleri gerekçesiyle tHD Istanbul Şubesi'ne başvurduklannı beiirterek, "tşkence mağdurlaruun ancak küçük bir bölümünün bu tür kurumlara başvurduklannı düsunürsek işkencenin korkunç yüzünü görmüş oluruz" diye konuştu. Turgut, hazırladıklan 1998 raporunda, hafizalarda iz bırakan olaylan şöyle sıraladı: "Organize Suclar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdüriüğü'nde gözalünda tutulan Husev in Uzun'un şüpheli bir şekilde intihar etmesi, tstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin operasyonunda gozalüna ahnan Rıza Poyraz'uı şubenin 5. kaundan 'düşerek' ağtr yaralanması \e 4 Mayıs 1998 günü nıhsatsız silah taşıdığı için Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne alınan Cengiz Süslü'nün copla tecavüze manız kaldığı için kalın bağırsağının yırnlması.'" Turgut. mağdurlann işkence yapıldığmı iddia ettikleri yerleri ise şöyle sıralıyor: "İstanbul Emni\et Müdürlüğü dahil 11 il emni>et müdürlüğünde, İstanbuTdaki şube müdürlükleri. ilçe a&aviş ve terörle mücadele amirlikleri ile semt karakollannda, jandarma karakollannda, Atatürk Havalimanı ve Otoşar karakollannda, Belgrat ormanlan, Maltepe civanndaki sokaklar, Sakana v« Bandırma cezaevlerinm önü. Taksim'üı sokak aralan ve Taksim Gezi Parkı." Raporda. işkence gören 577 kişinin gazetecilik, foto muhabirliği, öğretmenlik. sosyologluk, ressamlık, kimya, elektnk ve makine mühendisliğınin aralannda bulunduğu tam 70 meslek dalında çalıştığı ıfade edıliyor. Raporda, işkenceye maruz kalan mağdurlann bildirdiğı polis kod adlan şunlar "9,14,29,34,36,37,38,39,41,42, 43,44,46,48.49.54,56,58,61, Bayram, Kemal. Feridun, Abt Şef, Cumali. Uzun, Siirt. Gözlük. Cihan, Seiami. NacL Yüzbaşı. Başçavuş, DevTe. Dede, Cakarli, Hoca, Muhterem. Boksör, Kara, Savaşçı, Amerikau. Köstebek, Hemşerim. Şarapcu Otocu, İslam. Köyİu, Kürt, InterpoL Şeref, Minik. Kırmızı Bülten. Komutan, Komiser. Hüseyin, HacL Kemal, Kasım. Tırbuşon, Mahoni, Lazyo, Zfld, SakalİL ErdaL Reşo. Canavar, Tımsah. Taşakçu Rambo, PehoVan, Neca. Atom. Reis, Eko, Gestapo, İstanbuUu, Şaplakçu Kuço. Çiko, İslamoğlu, Osntan ve Havdan" 1997 tşkence Raporu'nda tstanbul'un ağır ceza mahkemelerinde 68 işkence davası açıldığı ve bu davalarda 231 polisin yargılandığı belirtildi. StYASETÇİLERl 'BİZE SAHtP ÇIKM1YORSANIZ MECLİS'E CİRMEYİN' DtYE UYARDILAR Gençler sorıuılaı-uu ve çözümleri tarbşb tstanbul Haber Servisi - tstanbul'daki üniversiteli, liseli. işçi ve işsiz gençler tarafından oluşturulan "Gençlik Getecegüîi Tarö- şıyor tnisiyatifin nin dün gerçekleştirdiği forumda gençliğin sorunlan veçö- züm yollan tartışıldı. Forumda konuşan genç- lerden Salim Özpınar, her seçim öncesi gençler üze- rinden siyaset yapıldığmı beiirterek "Bizün sorunla- nmıza. taleplerimize sahip çıkmavanlar Meclis'e gir- mesin" dedi. Forumda sokak çocuk- lan adına konuşan Oktay Çetinkaya ise sokak ço- cuklannın yattıklan hara- belerden polis tarafindan toplanarak şehir dışına atıldıklannı beiirterek Gençlerse<;; "Bu düzen çocuklan hem sokağa itiyor hem de so- kakta vaşadıklan mekân- larda bile rahat bırakmı- yor" diye konuştu. "Arük Yeter, Söz Gençli- ğe" sloganıyla yola çıkan gençler tarafından dün Be- şiktaş Anıl Düğün Salo- rindcn\i\asetyapıldığmı vurguladılar. (İPEK YEZDANİ) nu'nda düzenlenen "Genç- lik Korumu"na, Yurttaş Gı- rişimi'nden avııkat Ergin Cinmen, Öğretim Eleman- lan Sendikası(ÖES), Eği- tim-Sen, Basın-lş, Tekstil- lş. Araştırma Görevlılerı Derneği'nden temsilciler, üniversiteli, liseli, ışçi, iş- siz gençler ve sokak çocuk- lan katıldı. İşçi gençlik adına konu- şan Hakan Dursun, çalı- şan gençlerin, sigortasız- lık. düşük ücret ve kişilik ezilmesi gibi sömürü ve baskılarla karşı karşıya bulunduğunu belirtti. Üniversiteli gençler adına konuşan Istanbul Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Ebru Sorgun ise parti bürokratlanrun genç- liğe baktıkça "ağjzlannın suyunun aktığını" savu- ndu. Eğitim-Sen Genel Sek- reteri Kemal Ünal, Türki- ye'deki eğitimin iki temel yönelimi olduğunu beiir- terek bunlardan birincisi- nin özelleştirme politika- lan. ikincisinin de "Türk- tslam sentezine uygun eği- tim anlayışı" olduğunu söyledi. Eğitim-Sen 2 No'lu Şu- be Başkanı Alaaddin Din- çer de 12 Eylül'le birlikte Türkiye'dekı gerici ve din- ci bir canavar yaratıldığını belirtti. kardeşler çetesine üye 19'u asker ve polis toplam 26 kişi tutuklana- rak cezaevine gönderildi. Söyle- mezler hakkında Istanbul DGM ve çeşitli Ağır Ceza Mahkemele- ri'nde davalar açıldı. - Hadi Ozcan: Kocaeli merkezlı organize suç örgütünün lideri olan Özcan'la bir- Hkte dördü emniyet görevlisi olan 32 adamı yakalandı. Abdullah Çath ile bağlantılı olduğu belirti- len Özcan çetesı, 7 kişiyi öldür- mekle suçlanıyor. Hadi Ozcan ve adamlan hakkında açılan dava ts- tanbul DGM'de sürüyor. - Ahmet Teldn Bavkal Türki- ye'nin en çok üyesi yakalanan çe- tesi olarak biliniyor. Asker ve po- lislerin de aralannda bulunduğu 90 üyesi gözaltma alınan tzmir merkezli organize suç örgütü, 18 kişinin ölümünden sorumlu tutu- luyor. - Hüseyin Baybaşin: 1984 yılı- na dek eskı Adalet ve tçişleri ba- kanı Mehmet AğarTa birlikte uyuşturucu ticareti yaptığı iddi- asmda bulundu. Uyuşturucu trafı- ğini yönetenlerin başında yer aldı- ğı belirtilen Baybaşin de yurtdı- şında gözaltma alındı. - Nejat Daş: Uyuşturucu kaçakçısı ve ceza- evi fırarisi Daş, 1997'de bir tranlı ile birlikte Madrid'de 14 kilo ero- inle yakalandı. Daş daha sonra ts- panya sınırlan dışına çıkmamak koşuluyla serbest bırakıldı. - Nurettin Güven: Adı u Yeşil pasaportlu suçhılar" listesinde yer aldı. MtT muhbiri Tank Cmit'ten elde ettiğı yeşıl pa- saportla yurtdışına kaçtığı öne sü- rüldü. Baba Bebçet Cantürk ve Kumarhaneci Ömer Lütfü To- pal'la bağlantılı 40 yıl hapis cezası aldı. Bir dönem Ma- latyaspor'un başkanlığını da yapan Güven'i Türkiye ve Fransa, tngiltere'den resmen ıstedi. - Abuzer Uğurhı: Sirkecı'de bürosuna gi- deTken gözaltma alındı ve sevk edildiği DGM'de salı- verildi. Ertesi günü hakkın- da tutuklama emn çıkması- na karşın ortadan kayboldu. - Aydın Çetinkaya: "Suç makinesi" olarak adını duyuran Çetinkaya 14 cınayetin faili olarak yargı- lanıyor. Polis. geçen yıl Çe- tinkaya'nın 6 adamını gö- zaltma aldı. -Cengiz Ersevıer v e Semih Tufan Gülaltav tHD GenelBaşkanı .\kın Birdal'a suikast düzenleyen ve liderliğini jandarma uz- man çavuş Ersever ve Gü- laltay'ın yaptığı çetenin 8 üyesi cezaevinde bulunuyor. Gülaltay ve adamlan Anka- ra ve tstanbul DGM'de yar- gılanıyor. -HalukKıra Topal'ın öldürülmesi, Mehmet Ali Yaprak'ın ka- çınlması ve tstanbul DGM'de açılan "Susurluk" davasının sanığı. Bahçeliev- ler katliamının da tetikçisi olan Kırcı, Eskişehir Ceza- evi'nde tutuluyor. Kırcı'nın bankacı Sema Aydını öldü- ren çeteyle bağlantısı oldu- ğu öne sürülüyor. - Mahmut V ıldınm: "Yeşil" kod adlıYıldınm, Susurluk bağlantılı birçok olaym faili ve karanhk iliş- kilerini gün ışığına çıkara- cak kilit isim. - Sedat Peker Emniyetın mafya babala- n listesinin bırinci sırasında gösterdıği Peker, Türkiye'ye dönüp polise teslim olduk- tan sonra tutuklanarak önce Bayrampaşa Cezaevi'ne ar- dından da cezaevindeki hâ- kimiyetini kırmak için Kır- şehir Cezaevi'ne gönderildi. Susurluk bağlantılı olduğu öne sürülen Peker'in adı bar- men Oğuz Atak ve Flash TV baskınına da kanştı. Pekerve adamlan hakkında açılan "Çete" davası Istanbul 4 No'lu DGM'de sürüyor. - Sedat Şahin: tnterpolün kırmızı bül- tenle aradığı ülkücü mafya babası Şahin, geçen yıl Ber- lin'de yakalandı. Şahin'in adı mafya babası Haa Ça- pan ve uyuşturucu kaçakçı- sı Hüseyin Temurtaş'ın öl- dürülmesi ve Bayrampaşa Cezaevf nde isyan çıkartıl- ması gibi bir çok olaya ka- nştı. tstanbul Emniyeti son olarak Şahin'in adamı oldu- ğu öne sürülen 14 kişiyi 11 Ocak'ta gözaltma aldı. Bu kişiler DGM tarafından tu- tuklandı. Muğla Yatağan'da 6 Şubat 1999 günü Şahin'in 9 adamı daha yakalandı. BÎZBÎZE. ERDAL ATABEK Türkiye Ruh Sağlığı Profili... Bir bölümünü daha önce yayımladığımız bu önemli raporun ikinci bölümü de çok itginç sapta- malan açıklıyor. Doç. Dr. Neşe Erol, Doç. Dr. Cen- giz Kılıç, Prof. Dr. Mahir Ulusoy, Uzm. Dr. Mu- zaffer Keçeci, S. H. U. Zeynep Şimşek tarafın- dan hazırianan raporun "Çocuklarve Gençler" bö- lümünün bulgulan da şunlar: "• Annelerden elde edilen bilgilere göre 2-3 yaş grubu çocuklarda sonın davranışlann görülme sık- lığıyüzde 10.9,4-18yaşgrubundayüzde 11.3ola- rak bulunmuştur. öğretmenlerden elde edilen bil- gilere göre 5-18 yaş grubunda sorun davramş ora- nı yüzde 11.6, gençlerin kendilerinden elde edi- len sonuçlara göre ise yüzde 11.9'dur. • Her üç bilgi kaynağından elde edilen bilgiler doğrultusunda toplumumuzda 'içe yönelim' so- runlannın 'dışa yönelim' sonınlanndan daha fazla olduğu görülmektedir. İçe yönelim sorunlan, ank- siete (bunaltı), depresyon (duygusal çökkünlük), sosyal içe dönüklük, bedensel hastalık yakınma- landır. Dışa yönelim sorunlan ise saldırgan davra- nışlar, yıkıcı davranışlar, suça yönelik davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Uyku sorunlan, bedensel hastalık yakınmalan, düşünce sorunlan, dikkat sorunlan, sorunlar ara- sında yer almaktadır. • Genel olarak çocuk ve gençlerde sorun dav- ranışlann yaklaşık yüzde 11 olarak bildirilmesine karşın, 2-3 yaş grubu çocuğu olan ailelerde ruh sağlığı hizmetine başvuru hiç yoktur. 4-18 yaş gru- bunda bu oran yüzde 0.2 olarak bulunmuştur. 11- 18 yaş gaıbundaki gençlerin yüzde 5'i davranışya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmelerine karşın başvuru oranı yüzde 0.3 olarak bulunmuştur. • Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, ka- saba ve köylerden daha fazladır. • Coğrah dağılıma göre Batı bölgesinde oran- lar en yüksektir." Araştırmanın vardığı bu sonuçlar, aklı başında olanlan yerierinden sıçratacak kadar önem taşı- maktadır. Söz konusu olan bir toplumun ruh sağ- lığıdır ve araştırma bulgulan "kırmızı alarm" ver- mektedir. Toplumda ruh sağlığı sorunlan sanıldığından da- ha yüksek oranda bulunmaktadır, ancak insanla- nmız bu duruma ya kayıtsız kalmakta ya da farkı- na varmamaktadır. 2-3 yaş dönemindeki çocuklann bütün sorum- luluğu annelerinin babalannın üzerindedir. Bu yaş çocuklannda sorunlar yüzde 11 gibi bir oranda saptanmasına karşın ruh sağlığıyla ilgili hiç başvu- ru olmamaktadır. Bu durumun anlamı, bu çocuk- lann sorunlarıyla başbaşa büyümek ve yaşamak zorunda kalmalandır. Böylece hiçbiryardım alama- yan çocuklar sorunlannı daha sonraki yaşlanna da taşımaktadırtar. Burada sosyal yardım kurumlan- mrz da devreye giremediği için bu yaş grubuna hiç- bir tıbbi yardım ulaşmamaktadır. 4-18 yaş grubu için de benzer bir durum söz ko- nusudur. Bu gruptaki sorunlar yüzde 11'i geçtiği halde başvuaı oranı yüzde 0.2 bulunmaktadır. Bu da sorunlu olan 110 kişiden sadece 2'sinin yardım için başvurduğu anlamına gelmektedir ki sorunlar büyük ölçüde sürmektedir. 11-18 yaş grubundaki ergen gençlerin yüzde 5'i, kendi ifadeleriyle yardıma gerek duyduklannı be- lirttikleri halde, başvuru oranı yüzde 0.3 gibi çok düşük bir düzeyde kalmaktadır. Bu da 50 kişiden sadece 3'ünün yardım istemesi demektir. Bu konudaki en önemli nokta şu olmaktadır Eğerbaşvuru olmazsa sorunun tanınıp tedavi edil- me şansı hiç olmamaktadır. Neden böyle olduğuna gelince, burada tartışıl- ması gereken en önemli "kültürel davranış sorun- lan'' ortaya çıkmaktadır. Toplumumuzun ruh sağlığı sorunlanna yaklaşı- mı, ortaçağda yaşanan "ruh sağlığı yaklaşımı" ile önemli benzerlikler taşımaktadır. Toplumumuzda ruh sağlığı sorunlanndan "kor- kulmaktadır". Bedensel hastalıklar için rahatçahe- kimlere, sağlık kuruluşlarına başvuran insanlar, söz konusu "ruhsal bozukluklar" olunca duralamakta, korkmakta, çekinmekte, sorunu kabul etmekten kaçınmaktadırlar. Bu davranışın nedenleri de "ruh sağlığı bozuk- luklannın aile için bir ceza olduğu"na ilişkin eski kültürün yansımalandır. Çevrenin bu konuyu duy- masına ilişkin korku, bir süre sonra aile içinde suç- luluk duygulanna dönüşmekte, kimi zaman da uya- nyı yapanlar "çocuklanna hastalıkyakıştırma", hat- ta "bu duruma neden olmakla" suçlanabilmekte- dir. Ruh sağlığı sorunlarının toplum içinde gizlen- mesinin ana nedenleri bu kültür kalıntılandır. Onun için de en önemli iş, toplumun ruh sağlığı konularında aydınlatılması olacaktır. Ruh sağlığı sorunlannın, insanın bedensel hastalıklanndan farklı olmadığı, çoğu kez hastalık kökenlerinin "£»/- yo-psikolojik" olduğu açıklanmahdır. Toplumun sağlıklı olabilmesi, bedensel ve ruhsal hastalıklar- dan kurtulması, bu konuda bilinçlenmesiyle olabi- lecektir. Biz konunun taşıdığı önemi bir daha vur- guluyoruz, rapora emeği geçenleri yeniden kutlu- yoruz. SÜRECEK İLAN TC ANKARA ASLİYE 23. HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1997/55 KararNo: 1998/278 Davacı Başkent Elektrik vekili tarafindan davalı Bekir Ankan ve Mehmet Veziroğlu aleyhine açılmış bulunan alacak davasmm yapılan duruşması sonunda: Mahkememizden verilen 21. 5.1998 tarih 1997/55 esas ve 1998/278 sayılı karar temyiz edilmiştir. Şartlann oluştunılması için davacı vekiline muhtıra yazılmış. verilen süre içinde gereği yerine getirilmediğinden temyiz isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Bu kere davacı vekili 13.1.1999 tarihli bu karan temyiz etmiştir. İş bu ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ etmiş sayılacağınızdan ilandan itibaren 15 günlük yasal süre içinde itirazınızı bildirmek üzere karar yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 3.2.1999 Basm: 6969
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear