Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
1 MART 1999 PAZARTE:
Irak'a
TANJU ERDEM / Emekli Amiml
A
BD ve tngiltere "BM
Silah Denetim Komis-
yonu'nun çahşmasını
engellediği için ve kitle
imha silahlan yeteneği-
ni kKrtla>arak komşub-
nnazararvermesiniönlenıek" gerekçe-
siyle 1998 yılı biterken Irak'a donan-
manın Cruise füzeleriyle ve bombardı-
man uçaklannm akıllı bomba ve füze-
leriyle darbeler indirdiler. Saldınlar so-
nucu öncelikle cumhuriyet muhafizlan
kışlalan, komuta kontrol meTkezleri, ha-
va savunma sistemleri ve bir kısım şe-
hir altyapılan, hatta sağhk tesisleri ha-
sarauğradı. lOOcivanndaasker, lOOOci-
tek emperyal güç olarak açıkça önemli
stratejik konumdaki kendilerine karşı
yarar görüyoruz. bir rejimi dolaylı olarak askeri güçle de-
Irak'a yönelik saldmlann temelinde ğiştirmek isteyebiliyorlar. ABD'nin bu
ABD' ce öngörükn gerekçeler öncelikal- girişimleri Irak'ı bölebilir. Irak haritası-
ı,f^,r fimvciMİ silahlan üretme nın değişmesine neden olur. Bunun da
ülke dİTİiği ve bütünlüğü açısından ya-
ratabileceği yaşamsal sorunlan başta
Türkiye, Suriye ve Iran da değerlendir-
rnelidir.
Irak'a yönelik ambargo ve saldınlar
bu despotik rejimi kahramanlaşnnyor.
Olan Irak'ın halkına ve çocuklanna olu-
yor. Türkiye'nin de bu durumdan bü-
yük ekonomik zararlan olmuş, komşu
halklarla dostluğu ve güvenilirliği ze-
mamaktadır. Kimyasal silahlan üretme
yeteneği bölgede Irak haricindeki bazı
ülkelerde de mevcuttur. Irak öncelikle pet-
rol üretiminin odak noktası olan Orta-
doğu'da lider ve kadrosu ABD'ye mü-
zahir olmadığı, başkaldırdığı için ceza-
landmlmak istenmiştir. Bu cezalandır-
maya koşut Irak halkı ve rejim muhalif-
lerinde tepkiler uyandırarak Irak lider
ve kadrosunun tasfiyesini olanaklı kıla-
cak bir ortamın yarahlmasına çalışıl-
maktadır. ABD'nin bu eylemleri gizli
sara uğradı. 100 civannda asker, 1000 cı- de değildir. Saddam muhalıflerini ör-
vannda sivilin öldügü büdinldi. ABD ve gütlemek ve silahlı bir güç halıne getır-
Ingiltere'nın Islam dinine büyük saygı- mek Üzere ABD bütçesinden 97 mılyon
sını(!) ifade eden ramazan ayı aralığın- dolarlıkbirkaynağın ozgülendığı bılm-
dan sonra Irak hava savunma ve diğeras- mektedır. Saddam ve kadrosu Ortado-
keri hedeflerine yönelik münferit hava ğu'da benzer şekilde iktidara gelmış des-
saldmlan devam ediyor. Burada yeni potikbirkurumdur. Bu kurumlann ken-
olan husus kuzeye vaki saldınlann tn- dılerine göre bir meşruıyetlen vardır.
cirlik'ten, güneye ise Kuveyt ve Suudi Dışardan açık bir şekilde bir ülkenm yo-
Arabistan'dan kalkan uçaklarca yapıl- netiminideğiştirmegirişimlen, bunun ıçm
masıdır. Bu maksatla Incirlik Üssü'nün gerekirse o ülkeyi bölme, ıç çatışmala-
ilave uçaklarla takviye edildiği ve üsse ra sürükleme çabalan nasıl yorumlana-
olası fiize saldınlanna karşı patriot ba- bilir. 1980'li yıllarda ABDnın Iran ka-
taryalanmn konuşlandmldığı anlaşılı- lesi yıkıhrken Türkıye'de ıstıkrar ve
y o r ABD'ye müzaheret için bir asken rejım
Bu kısa durum özetinin ardından ABD özlemini yazılanyla dile getirenler, ya da
saldmlarmın siyasal ve savunma açıla- Sandinısta iktidanna karşı kontralan gız-
nndan düşündürdüklerini belirtmekte lıce destekleyenler, soguk harp sonrası
'•**
kınlmış, Incirlik, hava akınlannda kul- ye yann Kıbns sorunu nedeniyle BM'de
lanılmış, bu durum Türk halkından giz- Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin ka-
lenmek istenmişse de küresel iletişim ranylaKıbns'tankuvvetleriniçekmeta-
olanaklanyla saklanamamışur. Şimdi ise lebiyle karşılaş.ır ve buna direnirse ABD
tncirlik'ten kalkan uçaklar BM görevi ya- ve Ingiltere'nin havadan darbelerine ma-
* •••s
" ruzkalabiHrmi?lraksavunmasındakla-
sik savaşın hava savunma sistemlerinin
irtifa olarak yetersiz kaldığı, fuzesavar
sistemlere ihtiyaç olduğu görüldü. Ra-
dar sistem bilgileri Barı'nın elinde oldu-
ğundan tespitler yapılamadı. Sivil sa-
vunma örgütlenmesi aktif ve pasif yön-
leriyle önem kazandı. Tüm bunlar bize
ulusal bazda orta menzilli hava savun-
'TE1N
URLARA
parken tehdit ediliyoruz gerekçesiyle
Irak topraklannda hedeflen bombalı-
yorlar. Emperyal güç doğaldır ki Türki-
ye'yi ve Türk halkını umursamıyor. ABD
askerlerinin ve silah sistemlerinin yo-
ğun olduğu üssün savunulması amacıy-
la patriot füzeleri getiriliyor.
Bazı yetkililer de ABD Türkiye'yi ko-
rumak üzere patriotlan getirdi. diyebi-
liyorlar. Türkiye'nin komşulanna saldı-
n için topraklannı kullandırması tarih bi-
U1UÜİ11 UiU.ua uım ..ıw*..
ma füzelerinin, fuzesavar sistemlerinin,
radar sistemlerinin geliştirilip üretilme-
halklarla dostluğu ve güvenilirliği ze- n için topraklannı kuUandırmasnann DI- laı™ . „ . o___,
delenmiştir. BM'yi de kullanan bu oyun linci olan Türk insanına eza veriyor. Ay- si ihtiyacını gündeme getirmiştir. Keza
• > --ı.-j—.-.™^^w;r'> nı sevi bir gün bize yapsalar nasıl karşı- potansiyel düşman donanmasını taciznı şeyi bir gün bize yapsalar nasıl karşı- potansiyel düş.man donanmasını taciz
lanz? Incirlik Üssü'nün kullandmlma etmek üzere özelharekât yapacak şekil-
esaslan ve koşullan anlaşmalarla belir- de donatılmış ve egitim görmüş taarruz
lenmiştir. Bu çerçevede ülke güvenliği timlen yetiştirilmeli, sivil savunma ör-
için yaşamsal olan konuda yetki ve so- gütlenmesi, planlama ve eğitimi önce-
rumlulugun sadece siyasi otoriteye (hü- likli bir konu olarak ele alınmalıdır. Ola-
kümete, gerekirse TBMM'ye)aitolma- sı nokta hedeflere ait bilgiler gizlenme-
sı gerekir. încirlik bir ABD üssü değil- Hdir.
dir. Bu üssün kullandınlma yetkisi Tür- Bu durumlar bizim moralimizi bozma-
kiye'nin hükümranhk meselesidir. Tür- sın. bizi süper güce aşın hayran etme-
hassasbir bölgede yüksek riskalmamalt kiye ve ABD iki dost ülkedir. Dostluk, sin. Hava akınlanyla, yüksek teknoloji
ve Arap ülkeleriyle ilişkilerdeki denge- eşitlik, karşılıkh haklara saygı üzerine ku- olanaklanyla tahribat yapılabilir, ınsan-
> ı „. ;„;„ ^A T r ı < : a l ı a rfıs nıiuduj- K.onuya üişkin Türk tezi ABD lar öldürülebilir, ama bir ulusun yaşama
* * — ..ı—ı
daha ne kadar sürecektir?
Son hava saldınlannda tncirlik'ten
kalkan uçaklar da rol alıyorlar. tncirlik,
anlaşmalarda bir NATO ûssü olarak ta-
nımlanıyor. Türkiye 1980'li yıllarda Bas-
ra Körfezi'nde olası bir krizde ABD Si-
lahlı Kuvvetleri'ncekullanılmalan mak-
sadıyla Güneydoğu Anadolu'daki üsle-
rin geliştirilmesi talebiyle karşılaşmış-
tır. O dönemde iki kutuplu bir dünyada
hassas bir bölgede yüksek risk almamak
- » **.ıi'~ı *>«.,!<» tiîpk-ii^r/İpVi Henae-
lerin bozulmaması için NATO saha dış
konsepti kabul edilmemiş, özellikle tn-
cirlik Hava Üssü'nün ittifak dışı sorun-
larda kullandınlmamasına özen gösteril-
miştir. Bu direnç 1991 Körfez krizinde
Cumhurbaşkanı Ozsd'ın girişimleriyle
eŞHllH, Kaışıtlhjı ı u ı u u ı u w ; b
.
ruludur. K.onuya ilişkin Türk tezi ABD
makamlannca nesnel olarak değerlendı-
rilmelidir. Türkiye ise emperyal gücün
oyununa gelmemelidir.
ABD ve Ingiltere'nin Irak'a davraruş-
lanndan alınacak dersler vardır. Türki-
hak ve azmi yok edilemez. Bunu ulusal
kurtuluş savaşında utku kazanmış, em-
peryalizme boyun eğdirmiş onurlu bir
ulusun evlatlan olarak çok iyi biliyoruz.
Hiç unutmayalım.
ARAD,
tKBALKAYNAR
Fenerbahçe Lisesi Ingilizce Öğreîmeni
DinozorlukmuDersmiz'
Aydınlığında Sol Güçbirliği~~~~~~"""""™"""^——•—•—•^—• s l v e desteklenmesi gereken bir girişim var v
Ben türküleri türkü tadında dinlemek istryo-
rum.
önceden türküleri türkü gibi dinlerdik. Bozul-
madan, özüne, formuna uygun. Şimdi öyte mi? Önü-
ne gelen türkü söylüyor, popçusu da sanat müzi-
ği söyleyeni de arabeskçisi de, hem de ne söyle-
me! Ne prozodi kalıyor ne dil kuralları.. Moda uğ-
runa bozmayın türkülerimizi. Onlarda halkımızın acı-
lan var, sevinçleri var. Anlaşılan malzemeniz tüken-
di, ucuz malzeme anyorsunuz, nasıl olsa anonim.
Ama türkülerimiz o kadar ucuz değil.
Ben şarkılan şarkı tadında dinlemek istiyo-
rum.
önceden sanat müziğini şarkı gibi dinlerdik. Pi-
yasa kaygısı, satar mı kaygısı yoktu. Hamiyet Yü-
ceses "Bakmıyor Çeşm-i Siyah Feryada", arka-
sından Mustafa Sağyaşar "Köprüler Yaptırdım Ge-
lip Geçmeye, Çeşmeter Yaptırdım Suyun /çme—
ye" dedi miydi yürekterimizin yağı erirdi. Kasef '
satmaz kaygısıyla ne parçatar sestendiriliyor'Sa- '
nat müziği adına.
Ben sanatçılan da sanatçı gibi izlemek, din-
lemek istiyorum.
Sanatlanndan çok özel yaşantılarıyia ekrandaya
da dışarda çirkin hareketlerle, bozuk Türkçeleriy-
le, argo konuşmalarıyla, moda akıma kapılmış gi-
bi hareketlerle izlemek istemiyorum. Oralannı bu-
ralannı açarak, abes şakalar yaparak, "neremi ne-
remi" diye cinselliklerini sergileyerek... Sanmasın-
lar insanlann onlan daha çok sevdiklerini ya da Tür-
kiye'nin en iyi sanatçıtan olduklannı. Neredeyse her-
kes cinsiyetini değiştirecek program yapmak için,
kaset yapmak için. Vallahi sizler bir numaralara otu-
rur, programlar yapar, bozuk Türkçenizle talk
srtovv'laryaparsanız, yurtdışındaödülleralmışün-
lü müzisyenlerimiz, yazarlanmız, sinemacılanmız,
birçok güzel esere imzasını atmış tiyatro sanatçı-
larımız, değerli öğretim elemanlarımız, balerinleri-
miz hiç kendilerine sanatçıyız demesinler, hele
"devlet sanatçısı" asla...
Bir zaman da pop furyası vardı. Herkes pop ya-
parken ben türkü diye diretiyordum. öğrencilerim
"öğretmenim siz de neden pop söylemiyorsunuz?
Daha çok tutulursunuz" dediklerinde, "çok sevil-
mek adına kendi müzik anlayışımdan, şarkı söz-
lerimde, bestelerimde verdiğim mesaflardan ödün
vermeyeceğimi" söylemiştim.
"öğretmenim Mirkelam koşuyor klibinde, sizin
imajınız ne olacak" dediklerinde, benim imajımın
yetiştirdiğim öğrenciler,
acılanna, coşkulanna say-
gı duyduğum insanlar ol-
duğunu söylemiştim. Şim-
di nedenli haWı olduğumu
bir kez daha arfrvorum.
Her ne kadar herkesir. ÖZ-
leyebildiği sanatçı olme_
samda.
Son olarak "Bizi beğe-
niyohar ki iziiyortar; iste-
miyorlarsa izlemesinler,
dinlemesinler" diyenler
için şunu söylemek isti-
yorum: "Insanlara seçe-
nek bırakmıyorsunuz ki.
Bu resmen halkla dalga
geçmektir." Çökertme'ler-
(e, Dadaloğluyla, Kara-
caoğlan'la, Itri'lerle, De-
de Efendi'lerle ve Batı kla-
sikleriyle yetişmiş, bugü-
ne gelmiş bu insanların
beğenisi bu kadar ölçü ol-
sun hiç değilse...
Çok eskileri andım, yaş-
lanryor muyum acaba?
Benim gibi düşünenler
azsa ben dinozorum ga-
liba.
Türkü tadında bir ya-
şam dileğiyle...
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
• ığıt çocuk, dünyanın en güzel çuk'unÂliKemaKstlertanımınahiçuygundüŞ'
yazılannı yazıyor. Vurguncu- müyorlardı: Onlar kendilerini solda sayan ve
nun, soyguncunun üzerine gidi- birtakım yeni akımlara kapılmış, özellikle Sov-
yor. Sağdaki, soldaki şiddete yet sosyalizminin çöküşü ile kafalan kanşmış,
karşı çıkıyor. Sosyalist Bulga- kimlik bunalımına düşmüş, entelektüel sokula-
- A h . ristan yolu ile ve aynı kaynak- nmızidiler. Onlann bir bölümüne Uğur'unöl-
lardan Türkiye'ye silah sokulduğunu ve ikiye bö- dürülüşünden sonraki anma törenlerinde rastla-
lûnmüş Türk gençlerine dağıtıldığını, böylece mak hüzünlü anılanm arasında yer ahr. Bu ger-
onlann birbirlerini yok etmelerine zemin hazır- çekleri saklamanın anlamı olmadığı kanısında-
landığını belgeleriyle ortaya koyuyor. Türkiye yım.
üzerinde oynanan böylesine büyük ve korkunç Bize çok şeye mal olan soldaki yanlışlıklar,
bir oyunu ortaya koyan, o büyük yurtsever fğur yanılgılar bolûnme, çatışma ve kutuplaşmalar bi-
Mumcu'dan başkası değil elbette. rer birer ortaya dökülmeli ve aklın ışığmda tar-
Ne hazin ve ne acıklı bir gerçektir ki solda kel- tışılmalıdır. Çünkü ne yazık ki soldaki bu aymaz-
le koltukta en soylu bir savaşımı sürdüren bu yi- lık süregelmektedir.
ğit adamı karalama çabalan ölümüne kadar hiç Emperyalizmi göz ardı eden neolıberal akım-
eksik olmamıştır. "Ne yazryor Allahaskına, ne- lan ve YDD'yi savunan, ulusallığı reddeden bir
reden çıkanyor bunlan? Bu bilgikri nereden takımıhiçsaymıyonım.Onlarlahiçbirtürbera- ouyun. ucvnıuıw,,,uv.. —;•;--. o--.- •
edinKor? Resmi devlet sözcülüğü yapıyor. MiB- berliğimiz söz konusu olamayacaktır. Ama bu-
o l a n
Atatürk en ıyı birleştincidır.
tarizmi saMinuyor. Sos>^lizme karşı çıkiyor, mut- nun gerisinde kalan küçümsenmeyecek sol grup- O büyük adam olumunden 60 \ıl sonra, çağ-
îakabir MİT ajanıdır" vç benzeri saçmalıklaf larmn«birbirwıisuçlaınakve.yıpratmaklameî- daşhiı, akJı, bilinu ve antiemperyalizım hedel
* • < - •• - v—ı.uı. \A\T rtv>r«ııhıı. mihtanst,res-. gösteren Ukeleri ile Türk solunu bir araya geti-
sı ve desteklenmesi gereken bir girişim var ve
Türkiye'nin buna büyük gereksinimi var.
Seçimden önceve seçimden sonra bu btrlik v»z-
geçilmez bir zorunlulukrur. Güç biriigi olabildi-
ğuice kucaklayKi olraah. Laik Türkh e Cumhu-
riyeti'ni; temcl insan hak ve özgürlüklerini. de-
mokrashi savunan cumhuriyetiyıkarak onunye-
rine şeriat düzenini getirmek çabasındaki güç-
lere, devlete kadar sızmış olan çetelere ve Türk-
Kürt aynmcılığı gibi emperyauzmin yurdumuz
üzerindeki türlü munlanna karşı çıkma>ı ilkeedi-
nen tüm sokutar güç birliği yapmakdırtar. Bu güç,
iktidara gelmeli ve Türkiye'yi sağ >önetimleree
sürekkndiği çıkmaz ve karanlıktan avdınlığa çt-
karmalıdır.
Böyle bir gizil güç (potansiyel) Türk toplu-
munda vardır ve Türk halkından destek görecek-
tir.
Hiç kuşkusuz önderliği ile dünya tarihinm en
büyük devrimlerinden birini gerçekleştirmiş
tanzmı savunuyor. ou»> uunıı r^.. ^ ^^.j „., w
takabir MİT ajanıdır" ve benzeri saçmahklaf laf^nebirbiruıisuçlamakve.yıpratmaKiame*- —f-^,
o gunlerde hiç de enderdegildi. Bunlan ileri sü- guller. Karşıkkh MÎT mensubu. mihtanst, res- g&steren ükeleri ile Türk solunu bir araya gel
' renler rasgele insanlar değildi. Onlara «kötü ni- mi görüş yandaşı, faşist milliyetçi suçlamalan recek benzersiz bir Kder oima dzelligmi sürd
yetli idffler" de diyemeyiz. Hele hele tlhan Se»- süregeliyor. Oysa sol güçbirliği gibi alkışlanma- rüyor.
Ölmeden Ölenler
VED,
Şi
VEDATGÜNYOL
I imdi anımsayamadı-
ğım bir piyeste, ka-
Ifama takılan şu sözü
_^ değerlendirmek is-
tiyorum. Şöyle diyordu pi-
yesin yazan, yaşamış ya da
yaşamamış bir kişinin ağ-
zından:
"tnsan ne zaman tüke-
nir? Tüm yaşan&sının kahp-
lasOğu olduğundan başka
cak, kendini temelsiz bir
inanışa kaptıran, ispatlan-
mamış bir inanışı körü kö-
riine kabullenen eğitimsiz
kimseler tükenir. Bugün,
Aziz Nesn'in aptal diye ni-
telediği nüfusumuzun yüz-
de doksanını göz önüne alır-
sak ölmeden önce ölmüşler-
le karşılaşınz.
Kafasını işletmeyen,
lasoğu olduğunaan oaşka ıva.a».... .,.» ,-..
hiçbirşey olama>*acağuu an- inanmaya zorlandığı temel
ladığı zaman değjl mi?-" siz inançlara gönül veren
eğitimsiz milyonlarca insa-
nımız ölmeden ölmüş, sayı-
Iırlar bence. Acılann acısı,
yürek yakan bir durum...
* * " & * " • • • • — — - ^
Gelin şu sozlen bırlikte ir-
deleyelim.
Ne demek tükenmek?
Kafasını işleten, her şe-
yi sorgulayan bir insan tü-
kenir mi? Tükenmez. An-
Bu ara YahyaKemal'm şu
dizelerini birlikte okumak-
ta büyük yarar var
Öbnekdeğadirömrünen
müskilişi
Müşkfl odur ki ölmeden
evvel ölür kişl
Evet toplumumuzda, ya
da dünyanın tüm geri kal-
mış toplumlannda, ölme-
den ölen insanlar yani can-
lı ölüler, mevtabtr çoğunluk-
ta, özellikle teknik ağırlık-
h uygarhk dünyasında yar-
gılanmadan benimsenen,
babadan kalma alışkanlık-
la, "kutsal emanet niteliğin-
dekitemetsizinançlar
n
a bel
bağlayıp, çağını çoktan ge-
ride bıraknuş dünya görü-
şüne kapısım kapamayanlar
"ölmeden ölmüş'' insanlar-
dır.
Eski terimiyle böylesi in-
sanlara "canlı mevta" de-
nirdi, yani yaşayan ölüler.
Atatürk, böylesi "mev-
talara" yer vermeyen bir
dünya ülküsünü (idealini)
armağan etmiştir biz Türk-
lere.
Bunun tersini savunan-
lara "Allah müstahakınızı
versin" der, ba§ka bir şey
demem...
İşte Size Vergi Adaleti...
"Altta kalanın canı çıksın " yöntemini bu kez d
Maliye Bakanlığı uygulamaya soktu.
Nedense aralannda milletvekillerinin de yer a
dığı devletlilerimizin gözleri hep yüksekte oluyor
Bu durum salt kendileri için geçerii olsa kimst
nin eleştiri hakkı olmayabilir. Liderlerine, bakanla
nna, müsteşarianna yağcılık yapmadan da yü^
selmenin ve yüksekte kalmanın kötü bir şey oldı
ğu söylenemez.
Ancak yüksekJikçe, hep yüksekte olanlan var si.
yarak çözüm ya da adalet sağlamaya kalkışma-
nın övünülecek ve savunulacak yani yoktur.
Nedense bu tutum da genelde basın ve sanat
kültür alanlarında geçerii olur.
örnegin basınla ilgili ceza hükümlerine gündP
500 binler dolayında satan gazetelerin gelirierin-
den yola çıkarak parasal tutarlar koyarken, az sa-
tışlı Anadolu gazetelerini yok sayarsanız, sanst
rün sunturlusunu uygulamaktasınız demektir.
Aynı mantık, bir gece kimsenin ne olduğunu ar.
layacak zamanı bulamayacağı bir saatte Gelir Ver
gisi Yasası'na eklenen bir madde nedeniyle yine
karşımıza çıktı.
öncelikle ve hemen belirtelim ki gazeteci, ya-
zar, çevirmen, kültür ve bilim insanlarının verg>
ödememek gibi bir niyetleri yok.
Vergi adaletine de karşı değiller. Maliye Bakan
lığı'nın gazete patronlanna "Verdiğiniz lotarya mal
lan için ödediğiniz KDV'yi mahsup edemiyorsa
nız, gider göstererek kutvmlar vergınizden düşün
dediğini ve bunun da vergi adaleti kapsamında uy
gulandığını belki de bılmiyorlar.
Tek dertleri eski uygulamanın kalkması ile yılla
öncesine dönüp makbuz bastırmak, deftertutmal'
verdikleri eserleri için aldıklan KDV tutannı yat
mak için vezne kuyruklannda saatlerce sıra be
lemek. Büyük çoğunluğu yılda 7 milyar net ge
rüyasında bıle göremiyor.
Maliye Bakanlığı, yazarlık, fotoğrafçılık, çevirmer
iik gibi işleri alışılmış olarak yapanlara 19 Şubc
günü Resmi Gazete'de yayımlanan 221 seri nı
maralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 'Defter tut
caksın' diyor. Ama bu lafta kalıyor. Çünkü 'Deftf
ri sen tutamazsın' diye ekliyor. 'Defterini yetkili L
muhasebeci tutacak'. Bunun gerçek anlamı ş
"Kaç para telif ücreti alırsan al, ücret tahfesiı
göre muhasebecine 1999 yılı için ayda 23 milyi
Iira ödeyeceksin. Sana kaç para kalacağı be
hiç mi hiç ilgilendirmez."
Durumu tebliğde yer alan örnekle somutlaştı
ralım.
"örnek 6
Mütercim Bayan M, Türkçeye çevirdiği bir ki-
tabın yayımlanması amacıyla bir gazete ile anlaş-
mıştır.
Bu durumda, Bayan M'nin elde ettiği gelir ser-
best meslek kazancı olacak, kazanç sahibi v^
eseri 18'inci maddede sayılmış olduğundan is-
tisna uygulanacaktır. Faaliyet mutat olarak yapıl-
dığından Bayan M, serbest meslek erbabının yü-
kümlülüklerini yerine getirecektir."
Örneği yazan yetkililer Bayan M'nin alacağı te-
lif ücretinin ne olduğunu öğrenmek zahmetine
katlansalardı, bu örneği yazmaktan anında vaz-
geçerlerdi. Çünkü Bayan M'nin alacağı telif ücre-
ti, olsa olsa 200 milyon liradır. O da gazetesine rast-
larsa. Hadi diyelim (Bir varsayım da biz üretelim)
500 milyon Iira aldı. Şansı yaver gitmediği, ya da
kendisini överek göklere çıkaracaktaraftarlan ol-
madığı için başka bir çeviri yapamadı. Ya da yap-
tı ama yayımlatamadı. 500 milyon Iira aldıysa def-
ter tutrnak (?) için muhasebecisine vereceği (12x23
milyon) 276 milyon lirayı düştüğünde eline 224 mil-
I Arkası 6. Sayfada
SEÇİM99
84 SEÇİM ÇEVRESİNOEN SORUNLAR,
ÇÖZÜMLER VE ADAYIAR...
HJtfTMg 07:30,17:30,00^0
730,19.30,00:30
ÇOCUKLAR, ANNELER, BABALAR, ÖĞRETMENLER.
Yalvaç Ural'dan yeni bir çocuk dergisi!
Tatilinizi zehir
etmeyin, kalbinizi
kontrol ettirin.
TÜRKKALPVAKFI
J9MayısCdNo:8
ŞişMlSTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07
lpbx)10Ha[ .
Faks:(0212)212'68 35
SÖZ SECMENIN
8ÖIGENİN SORUNIARJNI DİLE GCTİREN SEÇMENLERİ CHNÜYOR,
ÇÖZLJM ÖNEIÛYOR.
6 SİYAS! PARTİNİN TEMSİİCİUERİ, MEDYA^
UZMANlARtN ÖNÜNDE, TÛRKSYE'NİN ÖNCELİKIİ
15 SORUNUNA YÖNEIİK ÇÖZÜM ÖNERİtERİNİ ANIATIYOR.
altttgurŞJÜiaAveCUI*AM^5
İLK
SAYIŞI
5OBİN
ADET
BASILMİŞT1R!
Rintintin'in Maceraları
Problemli Apartman
Çocuğu
Zıpır Bilmeceler
Tilki Vezir'in Oyunları
Zapçı Okan
Bilmece-Bulmaca-Oyun
1 Milyar Ödullü
"23 Nisan Resim
Yarışması"
Armağan Yağmuru
BÜTÜN GAZETE BAYİLERİNDE.
ÂlKAHLARÎÂRfSŞIYOR
İSTANBÜL, ANKARA, İZMİR BÜYÜKŞEHİR BEl^DİYE BAŞKANLAJl\,
MİLYONIAR1N YAŞADİĞI SORUNLARA ÖNGÖRDÜKLERİ
ÇÖZÜMLERİ TARTIŞIYOR, PROJEIERİNİ AÇHaiYOR...
|21 MAJtTttm Hiboren HHt PA2AR TÜste
')« HAFT4, 6 8ÛYÛK PARTİNİN LİDERLERf
ÜNCEl. OLÂYlAftlA İlGtÜ
SORULAR1N1 YANîTLIYOR.
n. n. n, 14, is ve u mut 22:05
NTVAK»OT
TATIHCIIIK