Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 ŞUBAT 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ilk ve ortaöğretim öğrencilerini ders yılının ikinci yansında zorlu sınav maratonu bekliyor
lalilİST\NBUUBÖYABAT(Cumhuriyrt)-
Ilk ve ortaöğretim kurumlannda Şeker
Bayramı ile birleştirilmesiyle 23 güne çı-
kan yanyıl tatili dün sona erdi. Milli Eğı-
tim Bakanı Metin Bostancıoğlu. Türki-
ye'yi karanlık eğitim çağında tutmak iste-
yenlerin taşımalı eğitimin kalktığını söy-
lediklerini belirterek "Bunlann hepsi ya-
lan" dedi.
Ilk ve ortaöğretim kurumlannda, 1998-
1999 ders yılının ikinci yansı dün başla-
dı. Yaklaşık 13 milyon öğrenci ve 500 bm
dolayında öğretmen, ikinci yanyılda 25
Haziran'a kadar sürecek yoğun bir dönem
geçirecekler.
tkinci yanyılda öğrencilerözellikle ma-
yıs ve haziran aylannda yapılacak zorlu sı-
navlarda başanlı olmaya çalışacaklar. Si-
I 111 ders ziKçakh• îlk ve ortaögretim kurumlannda 1998-1999 ders yılının ikinci yansı dün başladı. Yaklaşık 13 milyon
öğrenci ikinci yanyılda 25 Haziran'a kadar sürecek yoğun bir dönem geçirecekler. Sinop'ta inceleme
yapan Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, 8 yıllık kesintisiz temel eğitimin rayına oturduğunu belirtti.
nop ve ılcelerinde dün bakanhğıyla ilgili
incelemelerdebulunan Bostancıoğlu, Bo-
yabat ilçesmde 286 mılyar lıraya mal olan
21 derslikli YaşarTopçu tlköğretim Oku-
lu ile Durağan ilçesınde 283 milyar lira
harcanarak yapımı tamamlanan 20 ders-
likli yatılı bölge okulunun açılışını da yap-
tı.
Bostancıoğlu açılışlarda yaptığı konuş-
mada. çağın karanlığından kurtulmanın,
ıyi bir eğitim almakla mümkün olacağını
belirterek "Türkiye'nin her bölgesinde
okullar yapmaktayız. Bu açılanlar yeterti
değil. 2000 \ıiı sonuna kadarbu açığı da ka-
patacağız. Hâlâ ülkemLri karaahk eğitim
çağında tutmak isteyenler var. Bunlar, ta-
şımalı eğitimin kalkacağını söylüyorlar.
Bunlann hepsi yalan. Böyle bir şey söz ko-
nusu değil. Taşımak eğitim, ülkenin en bü-
yük ihtiyacuu karşıhyor" dedi.
Bostancıoğlu. artık, bir odada 5 sınıfın
eğitim gördüğü devrin kalktığını kaydede-
rek 199 l'de 5 bölgede 305 öğrenci taşmır-
ken şimdi. 220 bm öğrencinin eğitim mer-
kezlerine taşmdığını ifade etti. Konuşma-
sında, "8 yıEık eğitimin rayına oturduğu-
nu" vurgulayan Bostancıoğlu şunlan söy-
ledı: "Fakat bu reform veterlidegildir. Bu-
nu ortaöğretime de kaydırmahyız. Oğret-
menlerin başansL Cumhurivetin de başa-
nsı olacaknr."
Oğrencileri ikinci yanyılla birlikte zor
bir smav maratonu bekliyor. llköğretim
öğrencılerine yönelik Ortaöğretim Ku-
rumlan Ögrenci Seçme ve Yerleştirme Sı-
navı (OKOSYS) 13 Haziran'da, Devlet Pa-
rasiz Yatılılık ve Bursluluk Smavı 30 Ma-
yıs'ta, Kurumlara Bağlı Meslek Liseleri
Sınavı da 15 Mayıs'ta gerçekleştirilecek.
Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sına-
vı'na başvurular 12 Şubat'ta sona erecek.
Fen. Anadolu, Anadolu Meslek ve Tek-
nik, Anadolu Ûğretmen ve Anadolu
tmam-Hatip liselerine alınacak öğrenci-
lerin seçildiği OKÖSYS'ye başvurular, 26
Şubat'ta başlayacak 12 Mart'ta sona ere-
cek. Kurumlara Bağlı Meslek Liseleri Sı-
navı 'na başvurular, 21 Aralık 1998-11 O-
cak 1999 tarihleri arasındayapılmıştı. Açı-
köğretim Lisesi'nin birinci dönem sınav-
lan 20-21 Şubat, ikinci dönem sınavlan da
26-27 Haziran tarihlerinde gerçekleştirile-
cek.
Lise son sınıf öğrencilerinin gelecekle-
rine yön verecek üniversiteye ginş smavı
(ÖSS) 2 Mayıs'ta yapılacak. Yüksek Öğ-
retim Kurulu'nun (YÖK) geçen yıl aldığı
karar uyannca, üniversiteye ginş sınavı bu
yıldan başlayarak ilk kez "tek basamak-
lı" olarak uygulanacak. * .-. -
Kaçak ABD'li isci calıstırılıyor
ABD üslerinde
sorunlar büyüyorANKARA (ANKA) - ln-
cirlik Üssü'nde günlerce sü-
ren grevle gündeme gelen,
Amerikan ordusuna bağlı
Türkiye'deki işyerlerinde ya-
salara aykın olarak kaçak
Amerikalı işçi çalıştınldığı
belirlendi.
Ancak müfettişlerin dene-
tim çalışmalan, işverenin
kayıtlan ibraz etmeyerek en-
gellemesi üzerine sonuçla-
namadı. Çalışma Bakanlı-
Tuzla
18 deri
işçisi
gözaltına
alındı
İstanbul Haber Ser-
>is} - Tuzîa Organize
Deri Sanayi Bölge-
sı'nde kurulu Tabaksan
Deri Fabrikası işçileri-
nm işyeri önünde kur-
duğu direnıs çadınnı
jandarmanın yıkmak is~
temesi üzerine çıkan ar-
bedede, Türk-îşe bağ-
lı Türkiye Deri-lş Sen-
dikası Tuzla Şube Baş-
karu Cemal Taşkın'la
birlikte bazı işçiler ya-
ralandı. 18 işçinin gö-
zaltına ahndığı olay
sonrası bölgede üretim
durdu.
Türkiye Deri-tş Sen-
dikası'ndan yapılan
açıktamada, örgütîü ol-
duklan Tabaksan Deri
Fabrikası işvereninin 5
Şubat 1999 tarihinde 60
işçiden 46'sını işten çı-
kardığı, 14'ünüde işten
çıkarma tehdidiyle sen-
dikadan istifaya zorla-
dığı öne sürüldü. Gö-
zaltmaalınan 18 kişinin
bugün savcılığa sevk
edileceği kaydedildi.
ğı'nın Amerikan ordusu
hakkında Ankara, Izmir ve
Adana'daki işyerlerinde ya-
salara aykın işlemleri nede-
niyle defalarca suç duyuru-
sunda bulunduğu bildirildi.
CHP Kocaeli Milletvekili
BekirYurdagüL lOyılıaşkın
bir süredir Amerikan ordu-
sunun Türkiye'de kaçak
Amerikalı işçi çalıştırdığını,
bu sayının zaman zaman 2
bine çıktığını belirterek Baş-
bakanlığa soru önergesi gön-
derip konuyla ilgili bir işlem
yapılıp yapılmadığını sordu.
Soru önergesine yanıt ve-
ren Çalışma Bakanlığı, Ada-
na. Izmir ve Ankara'da ABD
Silahlı Kuvvetleri ile VBR
Ortaklığı'na bağlı işyerlerin-
de şikâyetler üzerine yasadı-
şı olarak grev kıncılığı yapıl-
dığını, kaçak işçi çalıştınldı-
ğını saptadıklannı belirtti.
Yanıtta. şikâyetler üzerine
başlatıian denötimlerde Iz-
mir ve Adana'da kaçak işçi
çahştınldığı belirlenirken il-
gili cumhuriyet savcilıklan-
na suç duyurusunda bulu-
nulduğu belirtildi. Çalışma
Bakanlığı, konuyla ilgili ola-
rak şu açıklamayı yaptı:
"Türk Harb-Iş Sendikası
Ege Bölgesi Şubesi'nin baş-
vurusu üzerine iş müfettişle-
rince ABD Silahlı Kuvvetle-
ri-Türkiye 425 Amerikan
Hava FUosu Komutanhğı iş-
yerince inceleme yapılmış ve
inceleme sonucunda düzen-
lenen raporda bu işyerierin-
de ka>ıtdışı işçüerin istihdam
edildikleri anlaşılmış, bu iş-
yerlerinde ve araştırmalara
devam edilmek istcnmişse de
işverenlikçe kayıtlann ibraz
edilmemesi nedeniy le gerek-
li inceleme tamamlanama-
mışor. Adana Bölge Müdür-
lüğu'nce,AAFES-ELRTür-
tdye Sabş Bölgesi işyerinde,
işçi bildirimlerini yasal süre-
si içinde vermeven işyeri hak-
kında Adana Cumhuriyet
Bassavcılığı'na suç duyuru-
sunda bulunulmuştur."
tstanbul V'aBsiErolÇakır'mai^^giriptaı^flanauzJaşTnazlıklannıgiderince öğrenciler oknllanna döndüler. (Fotoğraf: KADERTUĞLA)
Ermeni Öğrencüeringeçid mııtlııluğu
Istanbul Haber Servisi - Şişli Bomonti Er-
meni Mıhıtaryan llköğretim Okulu'nda oku-
yan öğrenciler. taraflann anlaşması sonucun-
da yeni döneme kendi okullannda başladı.
Miltaş'ın sökağa attırdığı okulun sıra ve eşya-
lan. öğjencilerle veliler tarafindan binaya ta-
şındı. ÖDPGenel Başkanı UfiıkUrasve CHP
tstanbul millervekılleri AhmetGünüzKeten-
ci ve Mehmet Sevigen okula gelerek öğrenci-
lere destek ziyaretinde bulundu.
İstanbul Valisi ErolÇakır başkanhğında ön-
ceki akşam bir araya gelen Surp Gazar Erme-
ni Katolik Mıhitarist Okul ve Manastır Vakfı
ile Milletlerarası inşaatTaahhütTicaretve Sa-
nayi AŞ (Miltaş) yöneticileri ve Ayaş Beledi-
yesi, okulun dönem sonuna kadar boşaltılma-
ması konusunda anlaşmaya vardı. Okullann
ikinci yanyıla başladığı dün sabah saatlerinde
Vali Çakır başkanhğında vilayet binasında ye-
niden bir araya gelen taraflar, anlaşma çerçe-
vesinde okulun boşaltılmayacağını, dönem so-
nuna kadaröğrencilerin kendi okullannda eği-
tim ve öğretime devam edeceklerini bildirdi-
ler. Çakır. vakfın. okulun mülkünü satın al-
mak istemesi durumunda da destek verecek-
lennı söyledi.
Miltaş Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt
Adıgüzel bir hukuk savaşıyla mallanna sahip
olabildiklerini öne sürerek "Ama şimdi de bir
kaşıksuda böyle fırtına koparıldı. Maalesef üz-
günüz" dedi
Dün sabah saat 08.30'da okullannın boşal-
tılması nedeniyle eylem yapmak üzere bir ara-
ya gelen okul oğrencileri, veliler, vakıf yöne-
ticileri. siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum
örgütü üyeleri. önceki akşam geç saatlerde İs-
tanbul Valisi Erol Çakır'ın taraflan ikna etti-
ği haberini aldılar. Bu haber üzerine okul bah-
çesinde toplananlar. bahçeye çıkanlan sıra,
masa ve tahtalardan oluşan derslik malzeme-
lerini yerlerine taşıdı. Öğrenciler de sınıflan-
na girerek dersbaşı yaptı.
Surp Gazar Ermeni Katolik Mıhitarist Okul
ve Manastır Vakfı Genel Sekreteri Fransua
Baloğlu yaptığı açıklamada, okul binasının
1958 yılında satın alındığını, ancak 1936 Be-
yannamesi doğrultusunda tapulannın 1985 yı-
lında iptal edildiğini ve binanın eski sahiple-
rine iade edildiğini anımsatarak "Biz bu ülke-
nin vatandaşiamiz. Hakkımızı istiyonız" de-
di. Okul binasının tapuda dörtte üçünün Ayaş
Belediyesi, dörtte binnin de Miltaş şirketine
ait olduğunu belirten Baloğlu, vakıf ile Miltaş
şirketi ve Ayaş Belediyesi arasındaki mülkiyet
davasınm 2 Şubat tarihinde sonuçlandığı ve
mahkemenin, binanın "icra marifetiyle tahli-
yesine" karar verdiğini anımsattı.
Partüerden öğrencilere destek
Okula gelerek öğrencilere destek veren
ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, azınlıklann
mal edinmelerine imkân sağlamayan 1936 Be-
yannamesi'nin bir an önce kaldınlarak azm-
lık haklannın teminat altına almması gerekti-
ğini belirtti. Esenyurt Belediye Başkanı Gür-
büz Çapan da Türkiye Cumhuriyeti kimlik
kartı taşıyan herkese eşit davranılması gerek-
tiğini söyledi. Eğitim-Sen İstanbul 2 No'lu Şu-
be Başkanı Aiaattin Dinçer de çocuklann okul-
lanna sahip olma direnişini desteklediklerini
belirterek okulun tümüyle vakfa verilmesi
gerektiğini belirtti.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Uğur Mumcu'nun Haklılığı
Ocak ayının son haftalarında yurtdışındaydım. Za-
ten yazılanma da bir hafta ara vermek zorunda kaldım.
Umarım fark etmişsınizdir. (Fark etmemişseniz, çok fe-
na...)
Yurt dışında olduğum için Uğur Mumcu'nun
katledilişınin yıldönümünde, bir şeyler yazamadım.
Oysaki aradan geçen yıllar, Mumcu'nun ardında bırak-
tığı boşluğu buyüttüğü gıbı; ne derecede haklı ve doğ-
ru olduğunu, en kör gözlerin bile görebileceği kadar
net bir bıçimde ortaya koydu. Artık bugun en satılmış
kalemler bile, Mumcu'nun saptamalannın ne derece
isabetli olduğunu yadsıyamaz. Zaten onlann çoğu,
şimdi Uğur Mumcu "methıyeleh" düzüyorlar...
Uğur Mumcu'nun en değerlı saptaması; ülkücü ko-
mandolann, devlet görevı maskesinin ardına saklan-
mış kimı emniyet görevlilenyle birlikte, kaçakçılık ışte-
rinı düzenlediklerını ortaya çıkarmasıydı. Aynı "işbirti-
ği", 1980 öncesindeki cinayetlerde görev yaptığı gibi,
12 Eylül sonrasındaki cinayetleri de örgütlemışti. Bun-
lardan biri de, Uğur Mumcu'nun öldürülmesidir.
Susurluk; bu kanlı işbiıiiğinın, gözler önüne serilme-
sinın vesilesi oldu. Ama her şey "ayanbeyan" ortada
iken, birtürlü işin üzenne gidilemedi. Aylardır, yıllardır,
aralanndan bgcılannın "çözülmesini" umutla bekliyo-
rum. Birilerı bir çözülse, arkası çorap söküğu gıbi ge-
lecek. Ama çözülmediler, çözülmüyorlar.
Çözülmediler, zira, "/coa;nacaWann("bihyorlar. Sırt-
larını sağlam bir yertere dayamışlar. Ve çözülmelerinin,
felaketlen olacağını bılecek kadar ıyi eğıtılmişler. Ama
aralanndan bazılannın, biraz "sınirleh bozuldu gibi".
Inanın, büyük bir umutla beklıyorum.
Uğur Mumcu'nun, kendi "çavuş çıkma"sm\ anlattı-
ğı, "Safanca/ı Piyade" adlı oyunu çok bilinir. Ben An-
kara Sanat Tiyatrosu'nda izlemiştım. Başrolde Rana
Cabbar, unutulmaz bir kompozısyon çizmişti. Ve bu
oyun, o günterin yazılı basınında göklere çıkanlmıştı.
Bilmiyorum okurlanm arasında kaç kişi anımsıyor,
Uğur Mumcu daha sonra "Sakıncasız" diye bir tiyat-
ro eseri daha kaleme almış ve yazılı basını yerden ye-
re vurmuştu. (O zamanlar daha "medya" sözcüğü tü-
rememişti.) Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa yıl 1984
idi.
Oyunun kaleme alınmasından kadronun oluşması-
na ve sahnelenmesine kadar prodüksıyonun tümünü,
Aytunç Artındal üstlenmıştı. (Şimdi o da nerelerde...)
Ve Mehmet Keskinoğlu, Rana Cabbar ve Celile To-
yon'un fevkalade kompozisyonlanna karşın, bu oyun
görmezden gelınmişti.
Sanıyorum, Levent Kırca tiyatrosunda birkaç kez
sergilendi ve ilgisızlık nedeniyle, Aytunç'a bir servete
mal olan bu oyun kaldınldı ve nitelikli kadro dağıtıldı.
Bana öyle geliyor ki; Uğur Mumcu, medyadaki kirlen-
meyı o günlerde goz önüne sererek, ciddı bir görev ye-
rine getirmek istemışti. Ama pıyasada öyle çok "sa-
kıncasız" vardı kı, gücü bunlara yetmemişti.
Yazılı basındaki "kirienmeyi", bundan 15 yıl önce
gözler önüne sermeye çabalayan Mumcu, acaba kir-
lıliğin bugün ulaştığı boyutları tahmin edebilir miydi?
Bilemiyorum, ama sanmıyorum. Zira kirlenme, hertür-
lü tasavvurumuzu aşmış durumda. Zaten bize, herhal-
de bu nedenden ötürü "dinozor" diyorlar...
Evet Uğur Mumcu; bugünlerı, senelerce önce gör-
müş ve yazmıştı. Ama Susurluk'taki kazaya kadar hiç
kimse, işin buralara ulaşabitdiğıne ınanmadı. inanmak
istemedi. Şimdi de her şey açık ve seçık bir bıçimde
ortaya çıkmtşken, bınleri hâlâ "anlamaz" numaralan-
na yatıyor.
Yedı gencin kanıyla elleri kırlenen bir katilin, nikâh
şahidi olan bir siyasetçımız, valıliği.sırasında yaptığı bu
şahıtlık tçın, "Birpartinin il başkanı istedi, yapılması ge-
rekirdi" dıyor ve katil olup olmadığını bilıp bilmedığini
soran gazeteciye de, "Cezasını çekmişti, daha çeki-
lecek cezası olduğunu bilmiyordum" diyor. Bu siya-
setçinin söz konusu katilin daha çekilecek cezası ol-
madığını bilmediğine eminim. Ama siyasi bir cinayet-
le 10 yıl yatan bir katilin nikâh şahitliğıni yapmak, uy-
gun bir davranış mı? Hiç sanmıyorum.
Ama maalesef bu tür insanlar; toplumda, daha doğ-
nısu toplumun bir ufak kesıminde, ıtibar görüyor.
"Adamlar komünizmle mücadele edıyormuş" diyen-
ler de var; "ASALA'yı bunlar çökerimiş" diyenler de
var; "PKK'yi bunlar engellemış" diyenler de var. Top-
ladıklan haracı ve lüks yaşantılannı, "hak" olarak de-
ğerlendiren de var.
"Ne yaptıksa memleket ıçın yaptık" deyınce, akan
sular dunjyor. Acaba ne yapmışlar memleket için?..
Uğur Mumcu; bunlann tümünü, yıllarca önce gör-
müş ve görmesini bılen gözlerin önüne seımişti. Ama
görmesini bilen göz o kadar az ki...
Mumcu'nun yokluğu, gün geçtikçe daha çok acı ve-
riyor. Ama tek tesellimiz, başta eşi Güldal Mumcu ol-
mak üzere, akraba ve yakmlannın yaşam verdikleri
"um:ag"ın, günden güne daha çok değer kazanan ça-
lışmalan. um:ag, yenı Mumcu'ların kaynağı olacak.
Türkiye'nin Uğur Mumcu'lara çok gereksinımı var.
TEŞEKKÜR
Geçirdiğim ağır rahatsızlığımı zamamnda teşhis ederek müdahale eden,
böylelikle, yeniden yaşama dönmemin ve sağlığıma kavuşmamın
yolunu açan sevgili dostum, değerlı bilim adamı
Prof. Dr.
ÜSTÜN KORUGAN
başta olmak üzere;
mesleki birikimi, kararlılığı ve yerinde gözlemleri ile
hastalığımı net bir biçimde denetim altına alan
Prof.Dr.
MUSTAFAYAMAN'a
ve
Prof. Dr.
HAKAN ŞKNTÜRK'e,
Alman Hastanesi'nın değerli uzman hekim kadrolanndan
candan ve sıcak ilgisini hiçbir zaman esirgemeyen
Uzm. Dr. JAN KLOD KAYUKA'ya,
Uzm. Dr. CENGİZ UZUN'a,
İç Hastalıklan Servisi'nin diğer hekim ve çalışanlanna;
Uzm. Dr. SEVDA KEILIRMAK
yönetimindeki Yoğun Bakım Servisi'nin değerli hekim,
hemşire ve sağlık memurlanna;
aynca gerek beni hastaneye götüren, gerekse doğrudan hastaneye gelerek
ya da telefon ederek, faks ve çiçek göndererek ilgilenni esirgemeyen
can dostlanma teşekkür ediyorum.
ATİLLA COŞKUN
BÜLENT ECEVtT ARAYA GİRDİ
Ceytaş'ta üretime
yeniden başlandı
ADANA (Cumhuriyet
Gûne> İDeri Bürosu)-Yakla-
şık iki ay kadar önce kapısı-
na kilit vurulan Ceytaş'ta
dün üretime yeniden başlan-
dı. "Onurum kmJdı" diye-
rek Ceyhan'da bulunan tesis-
lerde üretimi durduran Tur-
gay Oner'ın Başbakan Bfl-
lent Ecevifin araya girmesi
üzerine üretime yeniden baş-
lama karan aldığı açıklandı.
Ankara'da yapılan DİSK
Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak. Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Ozkan'ın da yer
aldığı görüşmeler zinciri
sonrasında Ceytaş'ta yeni-
den üretime geçilmesi işçiler
arasında sevınç yarattı.
DİSK Tekstil lşçilen Sen-
dikası Ceyhan Şube Başka-
nı Nuri Toprak, aralık ayın-
da işveren tarafindan üretimi
durdurulan toplam 7
30 işçi-
nin çalıştığı Ceytaş ve Cey-
san ile ilgili geçen cumarte-
si günü Başbakan Ecevit ile
yapılan görüşmeden olumlu
sonuç çıktığını bildirdi. Top-
rak, toplantıda Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin Öz-
kan, DtSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak. Tekstil İşçi-
leri Sendikası Genel Sekre-
teri Süleyman Çelebi ve işve-
ren Turgay Ciner'in yer aldı-
ğını kaydetti.
Toprak. Ecevit'in görüş-
mede "Kapanan her fabri-
kayla birlikte binlerce insan
evine ekmek görüremediği
gibi devletin kasasına daha
azvergi girer. Sosyal adaletin.
banşın saglanması için mut-
laka işyericrininçalışması ge-
rek" dediğinı söyledi.
Ecevit'm Ceytaş'ın ve ış-
çilerin mağduriyetinı bildi-
ğini. mümkünse fabrikanın
hemen açılmasını istediğini,
hukuk dışı bir durum varsa
olaylann üzerine gitmenın
kendilerinin görevi olduğu-
nu kaydettiğini vurgulayan
Toprak, Ecevit'ten sonra söz
alan işveren Ciner'in. sendı-
kanın fabrikaya sahip çıkma-
sına sevindiğini, ıki fabrika-
nın üretime başlaması için
talimat verdiğini belirtti.
Toprak. "Pazartesi (dün)
gününden m'baren ilk etapta
fabrikalann bakım işleri ya-
pılacak. Bir hafta içerisinde
DİSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak'ın da katılımıyla dü-
zenlenecek törenle fabrika-
mızda yeniden üretime baş-
layacağız" diye konuştu.