Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 ŞUBAT1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TMMOB Başkara Yavuz Önen, yabancı sermayeye geniş olanak tanınmasına karşı çıktı
^Egemenlik ükesi çiğneniyor'IŞIKKANSU
ANKARA - TMMOB Başkanı Yavuz
Önen, özellıkle enerji sektörûnde yaban-
cı sermayeye büyük olanaklar tanuıması
ve uluslararası tahkımin kabul edilmesi
istemlerine kırşı çıkarak, "Bu koşullarda
Türkhe toptumuna meşnı savunma hak-
kı doğmuştur. Türkiye Cumburiyeti'nin
kuruluşuna temel teşidl eden "egemenlik'
ilkesi ayaklar aitınaahnıyor1
' dedi.
Llusal polıtıkalan son derece güçlü ol-
duğu ıçın Türkiye'nın "dünyanınnernan-
gi bir ülkesi'" olmadığını dıle getıren Ya-
vuz Önen. "Türkiye'nin 400 ayn yöresin-
deserbest bölge kumlması için dosyalar şu
anda Çankaya Köşkü'nefletümişdurum-
da.Ru devletiçinde <fevletyaratnıak,Tür-
kiyeyi parça parça satmaktan ibaret bir
• Yabancı sermayeye büyük olanaklar tanınması ve uluslararası tahkimin kabul edilmesi
istemlerine karşı çıkan Önen, "Bu koşullarda Türkiye toplumuna meşru
savunma hakkı doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna temel teşkil eden
'egemenlik' ilkesi ayaklar altına alınıyor" dedi.
projedir'' diye konuştu. Önen, konuya
ilişkin şu görüşlere yer verdi:
"Geüşmfcj ülkeler,örneğin Avrupa ülke-
leri, çevre kirliligine neden olan yatınmla-
nnı Üçüncü Dünya ülkelerine doğru kay-
dırmakistiyorlar.Çünkü.kendi ülkekrin-
de çevreye dönük büyük duyarlılık var ve
çevre kirtiliğini önlemck için de büyük ya-
onmlar gerekiyor.
OysaTürkiye'de çevredcnetimi di>e bir
şey yok. Yani çevreyi kirieten sana\ i anla-
mında Türkiye bir cennet Bu anlamda
serbest bötgeter ber türtüdenetimden yok-
sun önetnli otanaklar sağhyor. Serbest böl-
geierde. l'luslararası Çakşma Orgiitü. hat-
ta Türkiye Cumhurheti Anayasası ve ya-
salannda hüküm altına alınmış kurallar
geçerti değil. İşgücünün en ucuz şekilde
kullanıldığı, son dönem politikalann ra-
hatça uvgulanabileceği, baska bir huku-
kun egemen olduğu alanlar yaranlmak is-
teniyor."
Bu tür uygulamalara karşı "ulıısal yar-
gı erkrnin en son direnme mevzii haline
geldığini. oysa "yargı kararlannı uygula-
mama" yönteminin Türkıye'deki siyasi
iktidarlann temel politikası olduğunu vur-
gulayan Önen şöyle devam etti:
"Serbest bölge u\gulaması ulusal ege-
menlik tezini bitiren.fiilenortadan kakb-
ran bir uygulama. Hiçbir kurai, hiçbir de-
netim, ulusal yargı yok devrede. Yabancı
sermaye, tam teslim almadan Türkiye'ye
gelmek istemiyor. Eşit olmayanlann eşh
sayüdığı bir düzen istiyoriar. Ne birikim,
ne dcneyim. ne uygulama açısından Tür-
kiye'deki fırmalann dünyatekeüeri Ue ya-
nşması söz konusu değii. Ulusal ölçekte
hiçbir koşulun ileri sürülmesini istemiyor-
Türk-iş Başkanlar Kurulu toplanıyor
Kamuda
'seyyanen'
sıkmtısıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Hükümet ile Türk-
lş arasında görüşmeleri sü-
ren kamu iş sözleşmelerin-
de. sendıkanın istediği yüz-
de oranlarında anlaşılırken
hükümetın 50 milyon liralık
iyileştirmeye sıcak bakma-
dığı bildirildi. Hükûmetin,
sendika tarafından istenen
50 milyon liralık seyyanen
zammı verme yanlısı olma-
dığı öğrenıldi. Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral hü-
kümetin düşündügü zam
oranının kendilerini tatmin
etmeyeceğini söyledi. Me-
ral, en son ne yapabılecekle-
rini ve nerede duracaklannı
kararlaştırmak için bugün
başkanlar kurulunu toplaya-
cağını bildirdi.
Yaklaşık 500 bin kamu iş-
çisini ılgilendiren toplu iş
•sözleşmesı için Türk-lş Ge-
nel Başkanı ve Yönetim Ku-
rulu üyeleri, dün Başbakan
Yar'dımcısı Hüsamettin Öz-
kan ve kamu sözleşmelenn-
den sorumlu Devlet Bakanı
ŞükrüSinaGürel'le görüştü.
Yaklaş.ık 30 dakika süren gö-
rüşmenın ardından açıklama
yapan Meral, sözleşme is-
temlerinde ve oranlarda bir
sorun yaşanmadığım ancak
seyyanen kısmında zorlan-
dıklannı belirtti.
Devlet Bakanı Gürel'in
Başbakan Bülent Ecevh ile
görüşmesinden sonra yeni-
den bir araya gelineceğini
bildirdi. Meral, hükûmetin.
toplusözleşmeleri bir an ön-
ce sonuçlandırarak AbduDah
Ocalan'ın yakalanmasıyla
ülkcde oluşan olumlu hava-
ya yeni bir halka eklenmesi
gerektiğini kaydetti.
Bakanlarla yapılan görüş-
menin ardından Türk-lş Ge-
nel Merkezi'nde Meral baş-
kanlığmda Tes-Iş, Petrol-tş,
Teksif, Türk Harb-İş. Tek Gı-
da-îş. Türkiye Maden-tş yö-
neticilerinden oluşan Kamu
Koordinasyon Kurulu top-
landı.
Türk-îş Genel Eğitim
Sekreten SaBh Kıhç, çeşitli
zam seçenekleri hazırladık-
lannı belirterek bu seçenek-
lerin bugünkü başkanlar ku-
rulunda değerlendınleceğini
ve karara vanlacağını söyle-
di. Kılıç, hazırladıklan tavan
zam seçeneğinin birinci altı
ay için 50 milyon lira iyileş-
n'rme ve yüzde 35 zam; ta-
ban olarak da 20 milyon lira
iyileştırme ve yüzde 30 veya
35 zam yapılmasını öngörül-
düğünü kaydetti.
Türk-lş'in hazırladığı ta-
van zam seçeneğine göre,
halenbrütçıplak 164 milyon
lira olan ücretlere bırincı al-
tı ay için 50 milyon lira ıyi-
leştirme ve yüzde 35 zam ya-
pılması durumunda işçi üc-
retleri brüt çıplak 289 mil-
yon liraya; taban zam seçe-
neğine göre 20 milyon lira
iyıleştirme ve yüzde 35 zam
yapılması durumunda ise
brüt çıplak 248 milyon lira,
yüzde 30 zam yapılması du-
rumunda brüt çıplak 239
milyon liraya yükseliyor.
Türk-lş'in yüzde oranlan-
nı tartışabileceği ancak sey-
yanen zamdan vazgeçmesi-
nin mümkün olmadığı kay-
dedildi. Hükûmetin ise sey-
yanen zamma sıcak bakma-
dığı ve ilk aln aylık dilim için
yüzde 35'in üzerine çıkma-
yacağı belirtiliyor.
tlk görüşmelerde, Gürel
"Seyyanen zam bizün sözu-
mûz değil. Bir orta yol bul-
maya çalısacagtz" açıklama-
sını yapmış, Meral de "Top-
tusözJesmede onun sozü be-
nim sözüm diye bir şey o\-
maz. Taraflar orurur. ortak
bir çözüm yolunda karara
vanr" diye karşı lık vermıs-
ti. Türk-lş, halen ortalama
brüt çıplak 165 milyon lira
olan kamu işçisinin ücretine
birinci altı ay için 50 milyon
lira iyileştirme ve yüzde 35
zam yapılmasını, ikinci,
üçüncü ve dördüncü aylar
için de enflasyon oranı ile
yüzde 5 refah payı eklenme-
sini istiyor.
KANLI VE YILDIRIM'IN SON MAHKEMESİ 24 ŞUBAT'TA
AÇIKLAMA
Gazetenızınl5Şubatl999
Pazartesi tarihli nüshasının
başsayfasında yayınlarup 6.
sayfasmda devam eden "Jet-
pa'nın avukatı ararayor'" baş-
lıklı yaada şahsım hakkmda
bazı satırlar da yer almakta-
dır.
- Her şeyden önce ben, Is-
tanbu) Ünıversitesi Hukuk Fa-
kültesi'nde öğretim üyesi de-
ğil, araştırma görevlisiyim.
Adım da -'Necaf değil "Ne-
jaftır.
- Yeterlik sınavım vermiş
biri olarak, ciddi ve bilimsel
değen olan bir doktora tezi ha-
zırlama gayreti ile son bir yıl-
dırçalışmalanmı Frankfurt'ta
değil, Istanbul Cniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde sürdür-
mekteyim. Bu sömestr içinde
de doktora tezimi vermeyi
planlamaktayım. Bu durum-
da, Frankfurt'ta çalışmalartmı
sürdürmek üzere fakülteden
raporlu olmama imkân bulun-
mamaktadır. Kaldı ki. fakülte-
mız. talep edilse bile, böyle
mesnedsiz bir gerekçe ile
Frankfurt'ta bulunmama izin
vermez. Bilgi kaynağmızın bu
haben açıkça gerçek dışıdır.
- Birkaç yıl önce Yeni As-
ya Gazetesf nde edebiyat ya-
zılan yazmak ise konu ile il-
gisı olmayan biv bilgıden iba-
rettir. Son yıllarda bu edebi
yazılanmı dahi adı geçen ga-
zetede yayınlamış değilim.
Haberde bu hususun zıkredil-
mesinin konu ile ilişkisi anla-
şüamamıştır.
- Benim hiçbir tarikat ile
ilişkim olmadığı gibi, eşimi
tarikat aracılığı ile seçtiğtm id-
diası da, ciddi ve güvenilir ol-
ma iddiasında bulunan bir ga-
zetedeyer almasındanüzüntü
duyduğum bir beyandır.
- M.Fadıl Akgündüz ile ta-
nışmakta oldugum doğrudur.
Kendisinin bazı hukukçu
dostlanna sorduğu gibi bana
da bazı sorunlannı aktarması
ve görüş istemesi tabiidir. Fa-
külteden ücretsiz izinli olarak
2 yıl önce bilimsel çalışmala-
nmı sürdürmek amacı ile Al-
manya'da bulunduğum da
doğrudur. Bunlann hiçbirisi
suç olmadığı gibi, kınanacak
hususlar da değildir. Eşimin
ailesinin Almanya'da bulun-
duğu da doğru olan, fakat ko-
nuyla ilgisi bulunmayan bilgi-
lerden bırisıdir.
- Yıne bu haberde bana at-
fedilen sözü de söylemiş de-
ğıhm. Kombassan'ınparalan-
mn bloke edilmesinden basm
yoluyla haberdar olanlardan
birisiyim. Dolayısıyla, şahsı-
ma isnad edilen bu beyan da
tümüyle gerçek dışıdır.
- Ciddi ve güvenilir haber
kaynaklan kullanmaya özen
gösteren gazetenizde bu açık-
lamamın yayınlanacagı ümidi
ile teşekkür eder, saygılar su-
nanm.
NejatAday
Örgüt üy«si olduklan gerekçesiyle 125 yıl hapse mahkûm olan gençler, karann Yargıtaj 'ca bozulma-
sı üzerine 24 Şubat'ta gekcelderini belirleyecek son duruşmaya çıkacaklar.
Gelecek için son umut
AYŞEYTLDIRIM
Ümit Kanlı ve BanşYıkünm
için 24 Şubat "son şans'. Mart
1995 'te, Gazi olaylannı protes-
to gösterileri nedeniyle yurt ça-
pında düzenlenen operasyon-
larda gözaltına aJmdjlar. lsnat
edilen suçlamalann hiçbirin-
den ceza almadılar ama, "örgüt
üyesi'' olmaktan 12.5 yıl hapse
mahkûm oldular. Yargıtay, Iz-
mir DGM'nin verdiği karan
bozdu. Son mahkemeleri 24
Şubat'ta yapılacak.
Anneleri GültenKanh ve Ay-
şe Yıkiınm. çocuklannın suç-
suz yere dört yıldır cezaevinde
bulundugunu belirterek. "Oğ-
hımuzu istiyonu" dediler.
9 Eylül Oniversitesi lnşaat
Mühendisliği 3. sıntföğrencisi
Banş Yıldınm, Ege Kültür Sa-
nat Merkezi'nde bağlama, gitar
ve flüt dersleri veriyordu. Sana-
ta tutkundu. Şiir ve beste yapı-
yordu. Grup Günışığı'nın üye-
siydi. "Bugün birçok grup Ba-
nş'tn türkülerini söylü\»r. Tûr-
küleri dışanda.. ama o içeride"
diyor anne Ayşe Yıldınm. Ege
Kültürve Sanat Merkezi'ni ba-
san polis,raüzikdersleri veren
Banş'ı da gözaltına alıyor.
Bundaıı sonrasuu anne Ayşe
Yıldınm şöyle anlatıyor.
"Bir şeyi olmadığı için çıka-
cağınısandık. O nedente \nka-
ra'dan kaltup İzmir'e bile git-
medik Fakat 15 gün çok körü
işkenceiergördügü gözaitından
sonra, Riahkemeye çıkardılar
ve cezaevinegönderdiler. li mu-
dunıuzu yine yrtirmedik.. ta ki
21 Eylül İ995'e kadar. 3 kişinin
öklüğü cezaevine saldında ağır
yaralandı. Yaşad^mıbüe 4 gün
sonra soykdiler. Umit Kanlı da
ağır yaralıydı. Zaten Gülten
Kanb'yb orada tanışök."
Doktorlann Banş'ın rahat-
sızlıklannın birkaç yıl sonra or-
taya çıkacağıru söylediğini be-
lirten Ayşe Yıidınm. bir yıla
yakjndır göz bebekleri rahatsız
otan ve bir kulağı duymayan
Banş'mtedavi edilmediğinden
yakındı.
Ege Üniversitesi Türk Müzi-
ği Konservatuvan öğrencisi
olan Ümit Kanlı da Banş gibi
Ege Kültür Sanat Merkezi'nde
tiyatro, halk oyunlan ve halk
müzigi dersleri veriyordu.
Ümit Kanlı, Banş'tan bir gün
önce gözaltına alındı.
Oğlunu gözaltına ahndıktan
15 gün sonra gördüğünü belir-
ten Kanlı, şöyle devam ediyor;
"Bambaşka birisi olmuştu.
Bir anne, bir insan olarak o is-
kenceciteri hiç afTetmeveceğim.
Yine de çıkacagını düşünüyor-
dunı ve ukulundan uzak kaJdı-
gı için üzülüyordum. Sene kay-
betmesin diye bir yıl boyunca
her gün okuktan dersterini, no-
talannı cezae>ine tasıdım. Ga-
yet umuttuyduk çıkacak diye.
Çünkü bir suçu yoktu. Bu ao-
lan yaşarken 2lEylül 1995'te
bir dahayıküdık.Cezaevinedü-
zenlenen operasyonda ağır ya-
ralandu günlerce komada kal-
dı. Şimdi gencecik vücudunda
işkencenin yanı sıra bu operas-
yonda aldığı darbekrin izkrini
taşıyor. Çıkarüan zoıiuklar yü-
zünden en doğal hakkı olan te-
davklen yararianaınıvor."
"Oğlumu istiyonun" diyor
şımdi Gülten Kanlı: "Çeteler,
katilter elini kolunu sallayarak
geziyor. Cezaevine girseler bile
özet odalarda kalıp cep telefo-
nuy(atekrvizyonlardacanh bağ-
lantı kuruyoriar. Bu kadar hak-
solık olur mu? Biz de vatanda-
şız ve vergi veriyoruz. Çocukla-
nnuz suçlamp ispata gerek du-
yulmadan yülarca cezalandın-
Hvoriar."
BAM TEÜ" YOLA ÇIKTI!
lar.'Sen yatınmında benim yarattığım ara
mallannı kullanacaksın' bilediyemeyece-
ğiz." Önen, Türkiye'ye bu koşullarda
"meşru müdafaa hakkı'* doğduğunu be-
lirterek yabancı sermayeye tanınan ola-
naklar, uluslararası tahkim uygulaması-
nın kabulü ile "Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluşuna temel teşkil eden egemenlik
Ukesinin ayaklar altına alındığı'"nı savun-
du. Önen şöyle konuştu:
"Cumhuriyet, kapitülasyonlan berta-
raf ederek, ulusal ekonomi politikalan uy-
gulavarak Osmanlı tmparatortuğu'nun
bir anriteziolduğunu ortaya ko> muşru. Biz
hâlâTürkiye'de ulusal politikalann geçer-
li olduğu tezinden yanayız. Bir şekilde
alarmvermemiz lanm. Çanlan çalmamız
lazım.Gün o gün. Gecikirsek geriye dönü-
şü daha zor bir sürece girmiş olacagız.''
ISTMİKOM
Seçmen
vekflini
izleyecek
İstanbul Haber Servisi - lstanbul Mil-
.otvekıh tzleme Komitesı(tSTMtKOM),
millersekili adaylanndan, 21. dönem mil-
letvekili adaylan için hazırladığı aday ta-
nıma formunu doldurup kendilerine ilet-
melerinı isteyerek bunlan kamuoyunadu-
yuracağını açıkladı.
ISTMİKOM, ITÜ Maçka Sosyal Te-
sıslen'nde düzenledığı toplantıyla "21.
Dönem Milletvekilteri İçin Millerveküi ve
MUIerveküiAdayıTanımaForımı" ile "Si-
yasal Ahlak Kurallan SözJeşmesi"nı ba-
sına tanıttı. Siyasi partiler arasında yalnız-
ca İşçi Partisi ve Yeniden Doğuş Par-
tisi'nin temsilci yolladığı toplantıda,
ISTMİKOM ve Seçmen 2000 lstanbul
Genel Koordinatörü Metin Karadağ, 24
Aralık 1995 genel seçimlennden bir haf-
ta önce Muğla'da başlayan millervekili
izleme komitelerinin dünyada da benzer-
lerinin olduğunu ve yalnızca ABD'de
benzer yapıda 3 bin 500 sivil toplum olu-
şumu bulundugunu söyledi.
Türkiye'deki oluşumlann daha çok Ku-
zey Avrupa ülkelerindekilere benzediği-
ni ve şu an 51 ilde millervekili izleme ko-
mitelerinin oluştugunu vurgulayan Kara-
dağ, "tstanbul'da ilk caksmalar 23 Mayn
1998'de başladı. Biz yurttaşlann bilgilen-
dirilmesini amaçhyoruz.3 secim bölgesive
32 ilçede yurttaşlann gönüllü kanlımuıa
dayanan bir çauşma yürütüyoruz" dedi.
21 partinin il başkanlıklanna Siyasi Ah-
lak Kurallan Sözleşmesi'ni ve tanıma
formlannı götüreceklerinı ifade eden Ka-
radağ, "MiDerveldn ada> lanndan forrrüa-
n 10 Mart tarihine kadar doldurup geri
vermelerini istevecefiz ve bunlan Inter-
net'le. medya aracıkğıyla, diğer yollardan
kamuoşuna duyuracağız. Bu formlan ay-
nca il seçim kuruluna da \erecegiz. Fonn-
lan doldurmavan adaylara ait bölümkr
isesiyahsatuiageçecek" diye konuştu. Ka-
rarsız seçmenlenn yüzde 40 dolayında ol-
duğuna dikkat çeken Karadağ. parlamen-
toya olan güvenin yüzde 18, milletvekil-
lerine olan güvenin yüzde 13 olduğunu
kaydetti. Karadağ şöyle devam etti: "Seç-
men 2000 projesi ile ild seçim araa süreç-
te tüm adaylan tüm seçim bölgeterinde a-
day tanıma toplantılanvla tanıyacağız.
Temsiledenkıie,temsiledilenler arasında-
ki sis perdesinin kalkmasını istrvoruz."
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TAJNER KIŞLALI
Karaoğlan'ın Dönüşü mii?
Bazı yabana gazeteci ve haber ajanslanndan ben-
zer sorular geldi:
- Son gelişmeleri "Ecevit'in dönüşü" olarak nite-
lendirebîlirmiyiz? "Kıbns Fatihi" olmasının üzerinden
25yıl geçti. Şimdi benzer bir havayı yakalamışa ben-
ziyor..
Ecevityeniden Türkiye'nin siyasalyaşamında be-
lirieyici bir konuma mı geliyor? Kamuoyunun bu-
günkü görünen desteği, seçimlere acaba ne ölçü-
de yansır?
Ben bunlara bir soru daha eklemek istiyorum:
Bugünkü Ecevrt ile 25 yıl önceki ne ölçüde benze-
şiyor ya da aynlıyor?
• * •
25 yıl önceki Ecevit!
Karnplaşmış bir Türkiye'de, bir kesimin pariayan
yıldızı idi. Söyîemi sert ve kıncıydı. Özellıkle Demi-
rel ve Türkeş ile tüm köprüleri atmıştı.
Giderek işveren çevreleri de O'nunla tüm köprü-
leri attı.
"İşçi babası" ve "sermaye düşmanr'g\b\ görül-
mekteydi.
Ama Ecevit o gün de dindarlarla dincileri ayırma-
ya büyük özen gösteriyordu. O gün de ırkçı-şoven
milliyetçılerle savaşıyor, ama aynı zamanda da "Ata-
türk milliyetçiliği"n\r\ ödünsüz bayraktartığını yapı-
yordu.
O gün de, biryandan demokratikleşmeyi savunur-
ken, öte yandan "halklara özgüriük" diye bağıranla-
nn meydanlarda üzerlerine yürüyordu...
Bugünkü Ecevit!
Artık bir kampın adamı değil. Söylemi çok daha
ılımtı ve uzlaşmacı. Recai Kutan'ta bile köprüleri at-
mış sayılmaz.
İşçi kesiminden kopmamış, ama işveren kesimiy-
le barışmış.
Ideolojik çizgisinin ana noktalannı ise koruyor.
• • •
Ecevrt dış siyasette her zaman usta, kararlı, kişi-
likli ve atılgandı. Iç ayasette olduğu gibi, dış siyaset-
te de gerektiğinde "ölçülü bir risk" almaktan hiçbir
zaman çekinmemişti.
Bunu Kıbns'ta da, haşhaş yasağını kaldmrken de,
Ege'de de göstermişti. Son olarak Öcalan konu-
sunda kanrtladı.
ANASOL hükümetinin dış siyaseti de, Ecevit'in
damgasını taşıyordu...
Önceki hükûmetin milli eğitimde yapabildikleri de
Ecevit'in geleneksel çizgisine uygundu. Ama o hü-
kümet döneminde başlayıp şimdi giderek belirgin-
leşen bir yeni olgu var...
Sol artık ekonomiyi de iyi yönetebileceğini göste-
riyor.
Ecevit'in ekonomi kurmayian da, şimdilik iyi puan
topluyorlar.
• * •
"Banş Harekâtı" Ecevit'in oyiarının yüzde 33'ten
yüzde 42'ye çıkmasında kuşkusuz ki büyük etken ol-
muştu. Hem de secimler yaklaşık üç yıl sonra yapıl-
dığıhalde...
Oyleyse "öcalan Harekâtı" da şimdi Ecevit'in par-
tisini FP'nin de önüne geçirir mi?
önümüzde seçimlere sadece iki ay var. Bu süre
içinde olayın etkisi biraz azalır, ama azımsanmaya-
cak ölçüde de sürer.
Türkiye şu anda, Cumhuriyet tarihindeki en yük-
sek oranda "kararsız" seçmen kitlesine sahip. Ka-
rarsız seçmeni ise bu tür olaylar, toplumda o anda
esen rüzgâriar çok etkiler. Kararsız seçmen güçlü-
ye yönelir.
Kararsız seçmen çok.. CHP'den uzaklaşan seç-
men çok.. Hatta MHP'nin dinci bir görünüm kazan-
masından, gençlerinin üniversitede "tekbir" getire-
rek yaptığı saldınlardan rahatsız olan seçmen çok..
Ve Ecevit artık toplum genelinde, 25 yıl önceki gi-
bi "bölücü" değil, "birteştirici" gibi algılanıyor!..
• * •
Bunalımlı bir dönem...
"Istikrar" arayışı içinde bir toplum...
"Kıbns Harekâtı"r\öan "Öcalan Harekâtı"na uza-
nan bir çizgi...
Dürüst, güven veren bir önder...
Tüm bunlann "Karaoğlan'ın dönüşü" anlamına
gelip gelmediğini, iki ay sonra anlayacağız.
ÖZÜR! Şayın Mahmut Makal'ın çok ilginç mek-
tubunu, Öcalan olayı nedeniyle bugün köşeme
aiamadım. Vermiş oîduğum sözü pazar günü ye-
rine getireceğim.
Hastalanan 10 kisiden 4'ünün olduğu ileri sürüldü
Naldedüen yaşhlar yeni
ortama uyum saglayamadı
TAYFUN TALIPOGLU
"BAM TELİ" İLE
NTV'DE
lstanbul Haber Senisi- lstanbul Büyükse-
hır Beledıyesi'nce Kayışdağı'nda yaptınlan
ve yaklaşık bir ay önce hizmete giren 2. Da-
rülaceze'yeOkmeydanı'ndannakledılen 120
kimsesizden 10'unun yeni bir ortama uyum
sağlayamama ve sağlık koşullannın yetersiz-
lıği nedeniyle hastalandığı, bunlardan 4'ünün
ise hayatını kaybettiği öne sürüldü. lstanbul
Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müesse-
se Müdürü Şaban Deniz, dok-
tor ve psikiyatri uzmanlannın
nakillerden önce, yaşlı ve has-
talarda yer değişikliğinin ban-
lannda ölüme yol açabileceği
konusunda uyanda bulundu-
gunu kabul etti.
Uzmanlann uyansına kar-
şm yaşlı ve hastalann nakle-
dilmesi sonucu ölümler mey-
dana gelmesine ilişkin olarak
Darülaceze'de görevli bir yet-
kili şu iddıalarda bulundu:
"Okmeydanı'nda yer alan
Darülaceze'deki daire 2 ve da-
• Kayışdağı'nda
yaptmlan 2.
Darülaceze'ye
Oktneydam' ndan
nakledilen 120
kimsesizden
10'unun
hastalandığı,
bunlardan 4'ünün
de öldüğü iddia
edildi.
yetersiz sağlık hizmeti. yer değiştinneye bağlı
psikolojik çöküntü. uyum sorunlan \e fîzild
koşullann rvi olmaması faktörlerinden mey-
dana gekü. Örneğin ölenkrden biri, 1952 do-
ğumlu Zeki Akso\ adlı aklen malul Idşi, Ka-
yısdağı'na götürülmesini protesto için hiç ye-
mek yememiş ve hastalanarak ölmüş,"
Darülaceze Kayışdağı Şubesi'nde görevli
DT. UfukYurtsever yaptığı açıklamada, 1 Şu-
bat'ta göreve başladığını belirterek,
kendisinden önce Kayışdağı'nda
kadrolu doktorbulunmadığını, haf-
tanın birkaç günü Okmeyda-
nı'ndan gelen doktorlarca sağlık
hizmeti verildiğinı söyledi.
Yurtsever, "Ben göreve başlama-
dan önce Kayışdağı'nda ısınmada
bazı sorunlar olmuş. Borular paüa-
rruş. ancak tamir edilmiş. Şimdilik
verilen hizmetler genel hatJanyla
uvgun. Burada psiki>atri hastalan,
aklen maluller >e özürlüler kalıyor.
Aynca Okmeydam'ndan nakledi-
knkrden bazılannda uvum sorunu
NTV 19 ŞUBAT CUMA
21:05
ire 9'daki aklen maluL, geri zekâu, bunak ve
özürtüleroen oluşan.yaşian 40ile70 arasında
değişen 100"ün üzerindeki Idşi Kayışdağı tam
bitmeden, hizmete geçmeden, 'açıîdı' diye
göstermek için Ramazan Bayranu öncesinde
buraya nakledildi. Daha önce sağlık sorunu
bulunmayanlar, buraya gittikten sonra hasta-
lanmaya başladı. Kayışdağı'nda özettikle sağ-
lık, ısınma ve bakmı hizmetkrinin tam olarak
\erilememesi, fîziki şartiann uygun olmama-
sı ve buraya gönderiknlerin uzun süredir Ok-
meydanı'nda kalması nedeniyle bayramdan
buyana 10Idşi ağır hastalandı. Bunlardan 4'ü
ise vefat etti. Bu üzücü olay, Darülaceze yöne-
ticileri için büyük bir kusurdur. Kayışda-
ğı'ndald ölümler, soğuk, bakunsızhk,Sgisiziik.
oluyor" dedi.
lstanbul Büyükşehır Belediyesi Darülace-
ze Müessese Müdürü Şaban Deniz de, Ok-
meydam'ndan Kayışdağı'na nakledilen 2 ki-
şinin burada vefat ettiğini, rahatsızlanan 2 ki-
şinin ise tedavi için götürüldüğü Okmeyda-
nı'nda öldüğunü belirtti. Bu sayının Darüla-
ceze'nin vefat onalamalanna göre normal ol-
duğunu ifade eden Deniz. "Doktorlannuz ve
psikiyatri uzmanımız nakillerden önce, yaşlı
ve hastalarda yer değişikliğinin. yeni bir orta-
ma intibak edilemeyişinin. bazılannda ölüme
yolaçabileceğini sö>lemişti. Ancak Okme\ da-
nı'ndaki merkezde bir daireden diğer bir da-
ireye nakil bile bazen problem, üıtibakszuk
meydana georiyor'' dedi.