Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19ŞUBAT1999CUMA • • * • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 19
GIÜVCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı I. Sayfada
bu iki cümle yansıtıyor.
Fakat, Almanya'nın bu ünlü gazetesine asıl "kir-
li mantığın" kendi ülkesinde, ne yazık ki başbakan-
ları Herr Schröder'in kafasında ve dilinde var ol-
duğunu anınnsatmak gerekiyor.
Bir solcu başbakanda müstemlekeci kafa, Herr
Schröder'in Apo konusundaki son açıklamalarıy-
la sıntıyor
Nazi artığı bir mantık; ekonomik yönden şımar-
mış bir ülke başbakanının Türkiye'ye "emirler ve-
recek düzeye" inmesine yol açıyor.
Herr Schröder, "Türk makamlanna" ricacı bir dil-
le seslenmiyor:
"Türk makamlardan, Öcalan'la ilgili gözlemcile-
rin hazır bulunmasına izin verilmesini 'talep' edi-
yorum" diyor.
Bununla da yetinmiyor. Henüz başlamamış bir
davayı sonuca bağlıyor:
"ÖcaJan 'a Türk makamlar tarafından dürüst mu-
amele edilmesini, fiziksel zarar verilmeyeceğinin
garanti edilmesini ve Avrupa Birtiği'nin tüm ülke-
lerindeki uygulamalar doğrultusunda idam ceza-
sına çarptınlmamasını bekliyorum."
Haddini aşan bu sözlere karşın Türkiye, 30 bine
yakın insanın katlinden sorumlu olan Apo denilen
yaratığa, işkence yapmayı aklının ucundan bile ge-
çirmiyor.
Herr Schröder utanmazlığın sınırını aşarken;
kendi ülkesinin Apo'yu kırmızı bültenle aramasına
karşın, Roma'dan istemediğini ve Almanya'da yar-
gılanması için her türiü hukuksal olanağı bir kena-
ra ittiğini unutuyor.
Apo'nun sağlığına, Apo'nun Türk hukuk sistemi
ve yasalan içinde gereken cezaya çarptınlmasına
gönlü rıza göstermiyorsa, Almanya'da rahat et-
mesini ve hatta cinayetlerden beraatını sağlayabi-
lirdi.
Dışardan gazel okuyacağına Herr Schröder;
geçsin aynanın karşısına, ülkesinin yakın geçmiş-
teki çirkin yüzünü izlesin!
Aynı Alman gazetesi "birbaşka doğruyu" yazı-
yor:
"Yıllardır süren Kürt sonınu bir gecede bitme-
yecek. Asıl sonın şimdi başlıyor. Kimse kendine
güvenen Türk politikaalardan ve Ankara 'daki ge-
nerallerden, birden uzlaşmacı olmalannı bekle-
mesin."
Bir başka Avrupa gazetesi: "Altematif basit: Ya
Türk yöneticiler savaşı kazandıklannı farz edecek
ya da siyasi çözüm arayışına girecek" (Liberation).
Birinci safha tamamlandı, ama nasıl?
SEDAT İLHAN
ilk işaretleT
Gazete, Avrupa'nın anladığı anlamda "siyasiçö-
zümden" söz ediyorsa; Türkiye, Sevr'i asla kabul
etmeyecek.
Türk vatandaşı olduğunu sindiren her bireyin et-
nik kökeni ne oiursa olsun her açıdan eşit koşul-
larda yaşamalannı ilke olarak öngörmeyi ve uygu-
lamayı sürdürecek.
Batı, bugüne kadar PKK'ye destek vermez gö-
ründü, ama PKK ile mesafeli durmayı dayeğledi.
Maske -Herr Schröder örneği ile- biraz olsun
aralanıyor.
Bağımsız Türk mahkemesine "uluslararası göz-
lemci" ne demeyeigeliyçr? O y s j j J ^ y j j ^ ^ p ^ ı
da "söz sahibi" yabancı avukatâ ve yabanâ g'5z-
lemciye yer yok!
Batı, öncelikle Türk yargısına saygıyı öğrenme-
li...
Bir başka saptamaya dikkat etmek gerekiyor.
Apo'nun yatıştırıcının etkisinden kurtulduktan son-
raki sözlerine...
önce, yalvanş havasında, "Türkiye'ye ve Türk
halkına hizmet etmek için bana fırsat veriniz" di-
yor.
Bir süre başka konular geçiyor. Ama Apo, son-
ra "hizmet aşkını" genişletiyor. Bu kez sevdiğini
söylediği Türk halkına Kürt halkını da katıyor. "iki
halka hizmetten" söz ediyor.
llgililer, bu iki vurgulamayı önemsemeli. Bana
kalırsa, Apo mahkemede izleyeceği stratejinin ilk
işaretlerini veriyor.
Türk-Kürt kardeşliğinden söz eden, banş yoluy-
la Kürt sorununa siyasal bir çözüm için uğraş ver-
diğini içeren bir strateji!
Bu içerikte bir savununun Batı'da destek görme-
yeceğini varsayabilir misiniz?
Türkiye, asıl büyük savaşıma hazır ol!
PKK başının Avrupa'ya
gidişiyle başlayıp Türki-
ye'ye gelişiyle son bulan sü-
rede. PKK aracılığıyla Tür-
kiye'yi bölme safhalannın
birincisi (Tanıtma-Recogni-
tion) son buldu. Son günle-
re kadar aynhkçı gerilla ola-
rak anılan örgütün terörist
olduğu tanıtılmış oldu.
Girişim, PKK aleyhine
ters tepti. Dolayısıyla ülke-
mizi bölme girişiminin ikin-
ci (Tazminat-Reparation) ve
son safha (Toprak-Restora-
tion) isteklerinin bugünden
sonra bu örgüt ve onun başı
yoluyla gündeme getirilme-
si olanaksızlaştı. Türki-
ye'nin kararlıhğı oyunun bi-
rinci safhasını bozdu. Bu
aradabir gerçek bir kere da-
ha anlaşıldı: Terorizm geri
tepen bir silahtır. Yanlış kul-
lanıldığında kullanana za-
rar verir. Sanınm Grekya
ve destekçileri bugünlerde
PKK'nin yarattığı terörist
girişimlerle bu gerçegi ya-
şamaktadır.
Ancak Türkiye GAP'ı ta-
mamlayarak bölgeler arası
farklılıklan ortadan kaldır-
Denizer
'Umudumuz
Ecevit'
ALİAYAROĞLU
ZONGL'LDAK-TÜTk-lş
Genel Sekreteri Şema Deni-
zer, uzun yıllar işçi olarak
çalıştığı TTK Karadon Mü-
essesesı Çelik Işletmesi'nde
çalışan maden işçilerini zi-
yaret etti. Denizer. baca ağ-
zında toplanan işçilerle yap-
tığı konuşmada 56. hükü-
metin başbakanı BülentEce-
vit'ten son derece umutlu ol-
duğunu, TTK'ye 3 bin işçi
alınacağını söyledi.
Ecevit'le 20 yıl sonra tek-
rar toplusözleşme görüşme-
leri yapmaktan memnuniyet
duyduğunu belirten Deni-
zer. "Türkiye'de 500 bin ka-
mu işçisinın toplusözleşme
görüşmelerini sürdürüyo-
ruz. Sayın Ecevifle başlatu-
icerisinde bitirmeyi umuyo-
nız. Sayın Bakan Şükrü Sı-
na Gürel de toplusözieşmele-
rin yasal süresi içerisinde bi-
tirilmesini amaçladıklanm
söyledi. Bu dönemde emeği-
mizin karşıbğmıalacağunıza
inanıvorum" dedi.
MtT
görevlilerine
takdirname
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan BüJent
Ecevit, dün Başbakanlık'tan
aynlırken gazetecilerin soru-
lan üzerine, "Öcalan'ı yaka-
layanlar MİT görevlileri.
IVİİT'i biliyorsunuz dün (ön-
cekigün)riyaretedipşükran-
lanmı sundum. Bir de tak-
dimame sunuvoruz"' dedi.
Öcalan'da iki pasaport var
REŞATAKAR
LEFKOŞA - PKK lideri Abdullah Öca-
lan'ın üzerinden çıkan, Rum yönetimince ve-
rilmiş diplomatik pasaport, Güney Kabns'ta
paniğe yol açtı. Rum basınında yer alan ha-
berlere göre. "Güney Kıbnshlann en büyük
korkusu Türkiye'nin bu koouyu ileri götûr-
mesi ve misiDeraede bulunması". Bir Rum
gazetesi PKK liderine Aristos Aristidu adı-
na düzenlenmiş ikinci bir Rum pasaportunun
verildiğini öne sürdü.
Rum yönetimi tarafından Öcalan'a verilen
ve gazeteci Lazaros Mavros adına düzenlen-
miş diplomatik pasaport Güney Kıbns'ta pa-
niğe neden oldu. Rum yönetimi lideri Gİaf-
kos Kkrides'in panik içerisindeki istihbarat
yetkililerini, başsavcıyı ve polis komutanla-
nnı acil olarak toplantıya çağırdığmı duyu-
ran Rum basını, toplantıda, Öcalan'ın üzerin-
den çıkan gazeteci Lazaros MavTos adına dü-
zenlenmiş diplomatik pasaporta kılıf arandı-
ğını bildirdiler.
Toplantıda konunun araştırılması için bir
yetkilinin görevlendirilmesine de karar veril-
di. Klerides toplantı sonrasında herhangi bir
açıklamada bulunmazken, hükümet sözcüsü,
"Güvenlikbiriralerimiz pasaportkomısunda
araşürmayapmaklagörevlendirilmiştir'" de-
mekle yetindi. Bu arada Güney Kıbns'ta ya-
yımlanan Alithia gazetesi, Öcalan'da ikinci
bir Rum pasaportunun daha bulunduğunu
Nüftıs cüzdanımı
kaybettim
hükümsüzdür.
FATMA AKTUĞ
Basın kartımı kaybettim
hükümsüzdür.
MtYASE İLKNUR
Nüfiıs cüzdanımı
kaybettim
hükümsüzdür.
ÖZCANGÜVEN
Kendimin ve kızıtn
Tuğçe'nin nüfus
kâğıtlannı, askeri
kimliklerimi ve
tasarrufteşvik
kâğıdımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
AYFERHOŞGÖR
Nüfus cüzdanımı
kaybettim
hükümsüzdür.
SELİM TAMER
açıkladı. Gazete sözkonusupasaportun Aris-
tos Aristidu adlı bir Rum adına düzenlendi-
ğini belirtti. "Kıbns girdabın ortasında bu-
lundu. Ocalan, Kenya'ya Lazaros Mavros'un
pasaportuvla girdi" başlıkh manşet haberin-
de, bu durumun Rum yönetimini endişelen-
dirdiğini, çünküadı geçen şahsın "mevcut ol-
duğunu ve PKK ile çok yakın bağı bulundu-
ğunu" kaydetti.
Fileleftheros gazetesi, "Öcalan konusuna
Kıbns'ı da dahil edryoriar" başlıkh manşet
haberinde, Ankara'nın Rum tarafını Öcalan
konusuna dahil etmeye çalıştığını ve ciddi
bir gerginliğin gündemde olduğunu iddia et-
ti. Onceki günkü manşetinde Rum yönetimi-
nin PKK'ye henn askeri yönden. hem de mad-
di açıdan yardımcı olduğmıu açıklayan Poli-
tis gazetesi dün de Öcalan'ın üzerindeki dip-
lomatik pasaportta adı geçen gazeteci Laza-
ros Mavros'u tanıttı.
KKTCdentepkiler
Yazılı bir açıklama yapan KKTC Cumhu-
riyet Meclisi Başkanı Ertuğrul Hasipoghı.
Kİbns Rum Yönetimi ile Yunanistan'm, Öca-
lan'ın tutuklanmasında ortaya çıkan belge-
lerle,suçüstüyakalandığını söyledi. Belgele-
rin. Rum kesimi ile Yunanistan'ı,teröristlere
destek veren ülkeler listesine aldırtacak nite-
likte olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, açık-
lamasma şöyle devam etti: "İşi. teröristlerle
işbirliğinde bulunarak. onlan. v«rdikleri pa-
saportlarvesağladıklan dip-
lomatik ayncahklaıia hima-
yeedecek noktaya kadar var-
dıranlar.düşürülen maskele-
riyle ortada dururken, Kıb-
ns olayinda kimlerin uzlaş-
maz olduğunu v« banşçı ara-
yışlan kimlerin darbelediği-
ni saptamak hiç de zor olma-
sagerek. Terörörgütü başını
Avrupa Adalet Divanı'nda
yargılamak için öneri geti-
renkr. bu dhanın sanık san-
dahelcrine Rum ve Yuaanlı
poiitikacdan da oturtmayı
düşünmüyorlar mı?"
madıkça gidici PKK'nin ye-
rini korkanm bir başka bö-
lücü girişimi alabilecektir.
Hızbullah'ın ayak sesleri
bunun belirtisidir. Bir ülke-
den çok, özellikleriyle bir
kıta olan Türkiye. AB/kili-
se ikilisinin önündeki bir
engel olarak nitelendiril-
mektedir.
Kendi içine almadan Kı-
nm, 1. Dünya ve Soğuk Sa-
vaşlarda olduğu gıbi Rus-
ya'ya karşı kullanılmak is-
tenen bir ülkedir. Yugoslav-
ya gibi bölünmek istenmek-
tedir. ABD ise ülkemizi AB
içinde kontrolü yeglemek-
tedir. Kısacası gelişen Tür-
kiye.jeopolitik konumu yo-
nünden ilgi odağı olmayı
sürdürecektir. Bu nedenle
Türkiye ulusal hedefini çok
dikkatli seçmelidir. Türki-
ye'nin ulusal hedefi, ülke
bütünlüğünü ve çıkarlannı
savunmak; ulusal gücümü-
zün ekonomik. politik, sos-
yo-kültürel ve askeri. tekno-
lojik ve bilimsel unsurlannı
sürekli geliştirmek; demok-
ratik yöntemle halkın istek-
lerini yasama. yüriitme ve
yargjya yansıtarak toplumu-
muzu ve bireylerini ekono-
mik, sosyal ve politik kat-
manlara ayırmadan bilgi ça-
ğının yaşam düzeyine çıkar-
makolmalıdır.
Sonuç olarak, karşılaştı-
ğımız gerçekler karşısında
farklılıklan süratle yok edip
AB'nin politik uyduluğun-
dan vazgeçip ekonomik iliş-
kilerimizi üçüncü ülkeleri
kapsamına almayan bir ser-
best ticaret bölgesi düzeyin-
de tutarak Avrupa"nın NA-
TO. BAB, Avrupa Konseyi,
AGİT gibi kuruluşlan için-
de bir •'Avrasya Bölgesel Gü-
cü" olma yötıünü benimse-
meliyiz. Çünkü sorun PKK-
Apo değil. bölgesel güç ol-
ma yolundaki Türkiye'nin
AB-kilise tarafından kont-
rol sorunudur.
Türkiye'yi bölme girişi-
minin birinci safhasını boşa
çıkarmada çaba gösteren
bütün kişi, kurum ve kuru-
luşlan şükranla anıyorum.
*E.General " •:. • • .
TÜRKİYE'NİN EN BUYUK
SİNEMASI
13 Mari Cnmmt«9i SsM 2\ CC
ANKARA 22. GAYRİMENKUL SATIŞ İCRA
DAİRESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA
İLANI
DosyaNo: 1998/893
Satılmasına karar verilen gayrimenkulûn cinsi. kıymeti. ade-
di. evsafı: Ankara. Yenimahalle ilçesı, Cayyolu köyü. Konut-
kent 2 Sitesrnin bulundu|u yererastlayan \e imann 41960 ada
1 numaralı parselini te$kıl eden 7889 m2 miktanndaki kargir
apartmanın 673/78890 arsa paylı B Blok E giriş 1. kat 3 numa-
ralı 3 oda salon ve müstemilatından ibaret 135 m2 kullanım
alanlı mesken yasıflı taşmmaz. eklentisı E-59 depo ve E-133 ga-
rajla bırlikte bir borç nedeniyle acık arttırma suretıyle satılacak-
tır. Geniş evsafı dosyada mevcut şartnameye ılişık bilirkişı rapo-
runda açıklanmıştır. Takdir edılen kıymeti: 25 000.000.000 TL.
°/ol KDV alıcıya aittir.
Satış şartlan: 1- Satış, 26.4.1999 gûnü saat 15 10"dan
15 20'ye kadar Adliye Mezat Salorru'nda açık arttırma suretiy-
leyapılacak. Buarttırmadatahmin edılen kıymetin yûzde 75'ıni
\ e rûçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış mas-
raflannı geçmek sartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı
çıkmazsa. en çok arttıranm taahhûdö baki kalmak sartıyla
6.5.1999 gûnü a>Tiı yer yer ve aynı saatte ikmci arttırmaya çıka-
nlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edılememışse gay-
rimenkul en çok antıranm taahhüdü sakh kalmak üzere arttırma
ılanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale
edilecektir. Şu kadar kı arttırma bedelinin rnalın tahmın edilen
ki)Tnetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağma
rûçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan
başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi
lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi oûşecek-
tir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklenn. tahmin edilen kıymetin
yüzde 20"st nıspetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millı bir
bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satıs. peşın
para iledir. alıcı istediğinde 20 gûnü geçmemek üzere mehil
verilebilir. Tellalıye resmi. ihale pulu. tapu harç ve masraflan
alıcıya aittir. BirikVniş vergıler satış bedelinden ödenir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla dı|er ilgjlilenn (*) bu gayrimen-
kul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa daır olan id-
dialannı dayanagı belgeleri ile on beş gûn içinde dairemize bil-
dirmelen lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicili ile sabit ol-
madıkça paylaşmadan harıç bırakılacaklardır.
4- ıhaleye katılıp daha sonra ihale bedelını yatırmamak
suretiyle ıhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri.
teklif ettikleri bedel ile son ihale bedelı arasındaki farktan ve
diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsılen
mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faızi aynca hükme
hacet kalmaksızın dairemızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa ön-
celikle teminat bedehnden alınacaktır.
5- Şartname. ilan tarihmden ıtibaren herkesın görebilmesi
için daırede açık olup masrafı verildıği takdirde isteyen alıcıya
bir ömeği göndenlebılir.
6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve mün-
derecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak is-
teyenlerin 1998/893 sayılı dosya numarasıyla müdurlüğömüze
başvurmalan ılan olunur. 8.2.1999
(*) llgililer tabirıne ırtifak hakkı sahipleri de dahıldir.
Basın: 6241
Ahoolıılo rn»M Muttak Guç
20 Maıl Cuma>t«sl S*at:21.3O
HFMFN I ' U OII'N
ANKARA 22. GAYRİMENKUL SATIŞ
İCRA DAİRESİ'NDEN
DosyaNo: 1998/254
Satılmasına karar verilen gayrimenkulûn cinsi, kıymeti. adedi.
evsafı: Ankara, Yenimahalle ilçesi. Macun-lvedik mahallesi, 8537
ada. 1 parseli teşkil eden 267190 nû miktanndaki ana gayrimen-
kulûn borçluya ait 22/275200 hissesi, bu hisseye ısabet ettığı bi-
lirkişi kurulunca tespıt edilen, Yeşilevler 8. cadde 3. sokak 3 nu-
maralı Eray Apartmam'nın. 3 oda salon ve müstemilatından iba-
ret 92 m2 kullanım alanlı 1. kat 4 numaralı meskenden oluşan
muktesatla bırlikte açık arttırma sureti) le satılacaktır. Genış evsa-
fı dosyada mevcut şartnameye ilişik bılirkişiraporundaaçıklan-
mış olup, ışbu ilan borçlu Hasan oğlu Ismaıl Uysal aduıa satış ıla-
nı yerine kaım olamk üzere ilan olunur.Takdir edilen kıymeti:
7.000.000.000 TL. KDV alıcıya aittir.
Satış şartlan: 1- Satış. 19.4.1999 günü saat 16.00'dan 16.10'a
kadar Adliye Mezat Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak.
Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rûçhanlı
alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç-
mek şartı ile ihale olunur. B6y!e biı bedelle ahcı çıkmazsa. en çok
artnranın taahhüdü bakı kalmak sartıyla 29.4.1999 günü aynı yer-
de aynı saatte ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu
miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranm taahhüdü
saklı kalmak ûzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda
en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar kı arttırma bedelinin
malın tahmin edılen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış is-
teyenin alacağma rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla ol-
ması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştvrma masraflan-
nı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış tale-
bi dûşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklenn, tahmin edilen kıymetin yüz-
de 20'si nıspetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir ban-
kanın teminat mektubunu vermekri lazımdır. Satış, peşın para ıle-
dir, ahcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir.
Tellaliye resmi. ihale pulu. tapu harç ve masraflan alıcıya aittir.
Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenır.
3- lpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimen-
kul üzerindeki haklannı hususiyle faız ve masrafa dair olan iddi-
alannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildir-
melen lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadık-
ça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sure-
tiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri, teklif et-
tikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan \e diğer zarar-
lardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsılen mesul olacaklar-
dıt. thale farkı \e temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın
dairemızce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bede-
linden alınacaktır.
5- Şartname. ılan tarihinden itıbaren herkesın görebilmesi için
daırede açık olup masrafı venldıği takdirde isteyen alıcıya bir ör-
negi göndenlebılir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatı-
nı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin
1998/254 sayılı dosya numarasıyla müdütlüğümüze başvurmala-
n ılan olunur. 4.2.1999
(*) llgililer tabırine ırtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 6240
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Yanıt tanıdıktı:
" 7 920'lerde devrim gerçekleştirildiğinde ciddi bir
toprak reformu yapıldı. Reformla topraksız köylüye
toprak dağıtıldı. Ama bu, ciddiye alındı. Öyle, hay-
di biraz toprak dağıtalım, diye değil. O tarihten bu
yana, kırsal alanda ciddi bir sorun yaşanmıyor. An-
cakbir bölgemizde reform gerçekleşemedi, Güney-
doğu'da... Işte şimdi bunun cezasını çekiyoruz."
Araya girdim:
"O bölgede bugün toprak reformu yapamaz mı-
sınız?"
Aradan uzun zaman geçtiğini, yapının kemikleşti-
ğini, bu yüzden de artık çok zor olduğunu söyledi-
ler,
Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin ardından, Gü-
neydoğu'nun durumunu düşününce aklıma ister is-
temezbuanı geldi...
Birbirinden bağımsız olarak yapılan araştırmalar
gösteriyor ki, Güneydoğu Bölgemizdeki sorunlann
yöre halkına göre önem sıralaması şöyle:
1- Işsizlik...
2- Topraksızlık...
3- Terör...
Her biri ötekini besliyor.
Bugün bölgede yaşayan yurttaşlann yüzde 4O'ı
topraksız... Buna karşılık 500 dönümden fazla top-
rağı olanlann nüfusa oranı yüzde 3.
Var mısınız bu dengesizliği ortadan kaldırmaya?
Önümüz seçim. Her parti, Öcalan'ın 18 Nisan ön-
cesinde yakalanması, Türkiye'ye getirilmesi nede-
niyle içten içe şu tedirginliği yaşıyor:
- Bu, seçimlerde Ecevit'in işine yarar!
Yarar, yaramaz; ayn konu... Ne var ki partiler, "Biz
hangi öneriyi, p/anı getirirsek halkın gözünde prim
yapanz" sorusuna yanıt aramaktan yana değiller; ya
da işlerine gelmiyor.
Bugün, bütün siyasi yapısını Güneydoğu üzerine
kuran partiler biletoprak reformunu yüksek sesle dil-
lendiremiyorlar!
Yoksa onlann içinde de toprak sahibi olanlar mı
var?
Bakalım hangi parti bu konuda cesur davranıp
bölgenin sorunlannı temelden çözebilecek adımlar
atma sözü verebilecek.
1970'li yıllarda Ecevit'in adının dağa taşa yazıl-
masını sağlayan temel slogan şuydu:
"Toprak işleyenin, su kullananın!"
DSP lideri bugün ancak "soru gelirse" bu konu-
da düşünce belirtiyoıi
GAP
Güneydoğu deyince GAP'a selam vermemek ol-
maz. Güneydoğu Anadolu Projesi'nin açılımını şöy-
le de yapabiliriz:
"Geleceğin Anadolusu'na pencere..."
Pencere ama, hangi Anadolu'ya pencere?..
GAP' ın paralelinde yukanda sözünü ettiğimiz top-
rak dağılımındaki dengesizlik giderilemezse, yann
Apo'nun yerini bir başkası alacaktır.
GAP yöneticileriyle konuyu konuştuğumuzda al-
dığımız yanıt şu oluyor
"Biz projenin tamamlanmasından sorumluyuz.
Ötesi bizi ilgilendirmez."
- Kimi ilgilendirir?
. • -"Valla bu konuda Air Çaiıştffc *drdıt anMKie o/«fa/
bilmiyoruz...
1
'
Güneydoğu'nun nüfusu yaklaşık 5 milyon. Bunun
4 milyonu Kürt kökenli... Türkiye'de 12-15 milyon
arasında Kürt kökenli yurttaşımız olduğu hesaplanır-
sa Güneydoğu'da bunun ancak üçte biri yaşıyor.
En büyük Kürt kenti Istanbul!
15 yıl süren PKK terörü, Kürt-Türk çatışması ya-
ratmayı başaramadı.
Öcalan yargılanırken, Güneydoğu Anadolu'daya-
pılanlan yapılmayanlan da yargılamak gerekiyor. Bu
olumsuzluklan yargılamak yerine sargılamayı yeğler-
sek sadece yaranın üzerini örtmüş oluruz...
PKK'de iç çatışma
• Baştarafı 1. Sayfada
amacıyla başlayan gergin-
lik dün çatışmaya dönüştü.
Önceki akşam Tunceli
merkez Çiçekli beldesi ya-
kınlanndaki bir köye giden
kalabalık bir terörist gnıbu
yiyecek alırken yaptıklan
konuşmalarda, kendi arala-
nndaki çatışmadan söz et-
tiler. Militanlar çatışma sı-
rasmda 2 arkadaşlannın öl-
düğünü. 3'ünün de yara-
landığını söyiediler.
İç çatışmayı habcr alan
gûvenlik birimleri öldürü-
len PKK'lilerin gömüldü-
ğü Çiçekli yakınlannda-
ki Zergavut ormanlannda
operasyon başlattı.
Örgüt üzerindeki otori-
tesini kaybeden Öcalan,
Iran sınınnda toplandığı
ileri sürülen 6. kongrede
alman kararlan hayata ge-
çiremeden yakalanınca da-
ğılma süreci de başlamış
oldu. Öcalan kendisini,
"örgütekan kaybettirmek-
le" suçlayan ve başlannı
"Cuma" kod adlı Cemfl
B^ık, "Ferhar Jcod adlı
kardeşi Osman Öcalan, ör-
gütün kadmlardan sorumlu
merkez komite üyesi Saki-
ne Cansn ve ana karargâh
komutanlanndan Mustafa
Karasuyu tasftye edeme-
di. Öcalan yüzünden kan
kaybettiğini savunan ve i-
lan edilen ateşkeslerle ör-
gütün pasif duruma düştü-
ğü eleştirilerini yapan bu
grup, Öcalan'ın Türki-
ye'ye getirilmesiyle yeni-
den seslerini yükseltti.
Öcalan döneminde
"darbeciler" olarak adlan-
dınlan grubun örgüt lider-
liğini ele geçirmek için kı-
yasıya bir mücadeleye gir-
diği, bu durumun MED
TV'de yapılan çelişkili
açıklamalara da yansıdığı
dikkat çekiyor.
Kendisine bağlılık yemi-
ni eden grupla. darbeciler
arasındaki liderlik yanşını,
Öcalan'ın da tercih ettiği
Duran Kalkan ve Rıza AJ-
tun grubunun kazanması
bekleniyor. Bu grupta AI-
tun ve Kalkan'ın yanı sıra
Halil Ataç (Ebubekir), Mu-
rat Karayüan (Cemal), Nu-
man Uçar (Mahir-Vedat),
.\li Haydar Kaytan (Fuat)
ve Nizamettin Taş (Botan)
ile örgütün Avrupa sorum-
lusu Faysal Dulavıcı (Kani
Yılmaz) yer ahyor.
Bir başka iddiaya göre
ise PKK'nin başına Avru-
pa'da siyasi sığınma elde e-
den Kani Yılmaz ile mer-
kez komite üyesi Ali Hay-
dar Kaytan gelecek. Bu şe-
kilde siyasi ve askeri kanat-
lara bölünecek olan örgüt
hem Avrupattaki tabanını
canlı tutacak hem de dağ-
daki gruplan denetım altı-
na alabilecek.
Frisch'in iddiası
_ PKK liderliğini Osman
Öcalan'ın soyadı avantajı-
nı da kullanarak alabilece-
ği de iddialar arasında. Bu
ıddiaları sıralayanlardan
biri de Almanya'nın iç is-
tihbaratından sorumlu
Anayasayı Koruma Teşki-
latı Başkanı Peter Frisch.
ARD'de yayımlanan Mor-
genmagazin programında
açıklama yapan Frisch, ör-
güt bünyesinde Osman
Öcalan'ın isminin sık sık
geçtiğini belirterek "Ancak
örgüte, merkezi komite ni-
teliğinde görev yapan, Av-
rupa'nın çeşitlikentlerinde
yaşayan ve birbirleriyle sü-
rekli temas halinde bulu-
nan 20 kişilik bir grup hâ-
kim" dedi. Almanlann sal-
dınya uğrama korkusuna
kapılmamalannı da isteyen
Frisch, gûvenlik makamla-
nnın üzerine düşen sorum-
luluğu yerine getirmesin-
den kimsenin kuşku duy-
mamast gerektiğini vurgu-
ladı