Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı Orhan Erinç
9 Genel Yayın Koordinatorü Hikmet
Çetinkayat Yazıışlen Müdürü tbrahim
Yıldız 9 Sonımlu Müdür Fikret İlkiz
0 Haber Merkezı Müdurii. Hakan
Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Escr
Istıhbarat CengU Yıldınm # Ekonomı: Öziem
Yüzak # Kültür Handan Şenköken # Spor:
Abdülkadir Yücelman # Makaleleı. Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı •
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Bugra • Yurt Haberlerv M«hmet Faraç
Yayın Kurulu. llhan Stlçuk
(Ba$kan), Orhan Erinç. Oktay
KurtbSke Hikmet Çetinka>a.
Şükran Soner, Ergun Balcı.
Ibrahjm Yddız. Orhın Bnrsalı.
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsilcisr Mustafa Balbay Ataturk Bulvan
No: 125, Kat:4. Bakanlıkiar-Ankara Tek 4195020 (7
hat), Faks: 4195027 •izmırTemsılcisı SerdarKıak,
H ZıyaBlv 1352 S 2 3 Tel. 4411220, Faks-4419117
• AdanaTemsıkısi Çetin Yiğenoglu. tnönüCd. 119
S. No.l Karl, Tel 363 12 11. Faks. 363 12 15
Muessese Müdüru Cstün Akmco •
Koordmatar Ahmet Kondsan 0 Muha-
sebe Bültnl V. ener 9 Idare Hüseyin
Gürer • lşletme ÖnderÇdik#Bıigı-
tşlem \»U tnal A Bılgısayar Sıstetn
VlürÜYe» Çiler • Sanş FazUet K ı m
MEDY\ C: • Yonetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Retaa
lşıtman # Genel MüdurYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
\e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. 3asın \e Yavıncılık A $
d 39-UCagak>£lu 34334 tst PK 246 Istanbul fel (0 212ı 51205 05 (20 hai) Faks-(0 212) 513 85 95
16ŞUBAT1999 tmsak. 5.24 Güneş:6.51 Öğle. 12.25 tkindi: 15.17 Akşam: 17.45 Yatsı: 19.07
Erivan'dan
akademikziyaret
• VN~KARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Ermenıstan'ın
tnvan Üniversıtesı Rektörü
Prof. Dr Radick M.
Via-tırossıan ile Uluslararası
ll§kı er Fakültesi Dekam
Prof. Dr. Edıck A.
Zokıabıan ve Türkoloji
Bölümü Başkanı Yrd. Doç.
\lexandre V. Sasarian,
bugün Türkıye'yı zıyaret
edıvor. Akademisyenlerin,
Karadeniz Ekonomik
!şbu-lığı(KEtBı
v
%
erçevesınde ıkı ülke
iiniversiteleri arasındaki
ılişk.ılerin geliştirilmesı ıçin
görüşme yapacaklan
belırtildi.
ÇYDO'nin kuruluş
yıldönümü
• İstanbul Haber Servisi-
"Kauplar" adlı oyun
Ça&daş Yaşamı Destekleme
Derneğfnin(ÇYDD)
10'uncu kuruluş yıldönümü
çerçevesinde Harbiye
Kenter Tiyatrosu'nda yann
akşam sahnelenecek.
Gecede.ÇYDD Genel
Başkanı Türkân Saylan ve
oyunun yönetmenı Rutkay
Azız birer konuşma
yapacak.
68'liler sergisi
Basın Müzesi'nde
• tstanbul Haber Servisi -
Ergın Konuksever'in
fotoğraflan ve Bedri
Baykam'ın resimlerinden
oluşan. "Bağımsızlık
Uğruna Karşılıksız Sevda"
sergısı dün açıldı. Öncü
gen'çlik tarafından Basın
Müzesi'nde acilan sergi. 68
Gençlık hareketini fotograf
ve resimlerle günümuze
taşıyor.
Tupizmtuarı
düzenleniyor
• tstanbul Haber Servisi -
Türkıye Otelcıler Bırlıği
(TÜROB) 18-21 Şubat
tanhleri arasında
Beylikdüzü'ndeki TÜYAP
Fuar Merkezı'nde "'EMİTT
'99 Doğu Akdenız Tunzm
Fuan" düzenleyecek.
TÜROB Başkanı Ali Güreli,
fuarın tanıtım açısından da
büyük önem taşıdığını
belirtti.
Strese karşı
kahvaltı silalN
• ANKARA (AA) -
Günümüzde insanoğlunu
tehdıt eden en büyük
sorunlarm başında stres
geliyor. Milli Eğitım Sağlık
Eğitimı Vakff nın
hazırladığı aylık bültendeki
yazıya göre stresi yenmenin
sım. kişilerin gündelik
yaşamındaki küçük
aynntılarda saklı... Günlük
yaşamda dikkat edilen
birkaç kuralla yaşammızı
altüst eden stresle başa
çıkabilirsiniz. Uzmanlar.
"Sabahlan kahvaltı etmeden
evden çıkmayın. Aksi halde
strese karşı silahlanmış
olmazsınız" diyor.
Kahvaltıda çav dar veya
kepek ekmeği v e yoğurt
yenilmesi, portakal suyu
içilmesi uzmanlarca tavsiye
edıliyor.
Kemik İliği Bilgi
Bankası
• İSTAISBL'L(AA)-
Türkiye'de ilk kez İstanbul
Üniversitesi (IÜ) Tıp
Fakültesi tarafından, Kemik
tliği Bilgi Bankası kuruldu.
l.U. Tıp Fakültesi Kemik
İliği Bilgi Bankası
Sorumlusu Prof. Dr.
Mahmut Çarin. bankanın,
nakle ihtiyacı olan bir
hastanın yakınlannın
yardımlanyla kvırulduğunu
bildirdi. Herkesi gönüllü
kemik iliği vericisi olmaya
davet eden Çann, "Bu organ
değil. Verilmesinin hiçbir
yan etkisi veya zaran yok.
Daha çok iliği leğen
kemiğinden ahyonız.
Kjşide. bir litre kemik iliği.
\ ücuttan alındıktan sonra 2
hafta içinde yeniden
oluşuyor'" diye konuştu.
Prostata çay
• ANKARA (AA) - Kuzey
Amerika'da yetişen "Saw
Palmetto"nun meyvesinden
yapılan, prostat büyümesi
probleminde ve idrar yollan
iltihaplanmalannda
kullanılan çay, Türkiye'de
de piyasaya sunuldu.
Yıtamin, mineral ve bitkisel
ürünlerin satışını yapan
firmanın açıklamasında.
Avrupa'da "sabal" olarak
tanman ve Kuzey
Amerika'da yetişen bir bitki
olan ve yağda çözünebilen
Savv Palmetto ekstresinin,
prostattaki dihidrotesteron
miktannı düşüren yağ
asitlerini içerdıgi ifade
edildi.
Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, Dünya Bankası'ndan kredi alınması için görüşmeler yaptıklannı söyledi
6
8 yıh ldmse engeHeyemez'EBRU TOKTAR
ANKARA-Milli Eğitim Ba-
kanı Metin Bostanaoğlu. 8 yıl-
lık kesintisiz temel eğitimın ku-
rumsallaştığını, bunu hiç kim-
senın değiştiremeyeceğini vurgu-
ladı "Bizden sonra engeUemek
isteyenolursa,hesapsoranz" di-
yen Bostancıoğlu, Dünya Ban-
kası'ndan 300 milyon dolarlık
kredi alınması için görüşmeler
yaptıklannı bildirdi. Bostancı-
oğlu. bilgisayar donanım ihale
tekliflerini de bir hafta içinde al-
mayı planladıklannı kaydettı.
Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu. 8 yıllık temel eği-
timın kendilerinden sonra gele-
cek olanlartarafından degiştiril-
mesine izin vermeyeceklerini
kaydetti. .-Vnayasa ve yasalan uy-
guladıklannı belirten Bostancı-
oğlu, irtica ile mücadele edecek-
lerinı. kılık kıyafet yönetmeli-
ğıne uymayanlann disiplin ceza-
lan alacağını söyledi. "Benim
eğitim poBtikam yok, devletin
eğitim potitikası wr, onu ujgu-
luTOnım*' diyen Bostancıoğlu,
Atatürk'ün koyduğu milli eğitim
ilkelen dogrultusunda hareket
edileceğini vurguladı. Bostancı-
oğlu, göreve geldikten sonra yö-
netmeliğe uymayan birkaç öğret-
menı soruşturma kapsamına al-
dığmı bildirerek "Yasaveyönet-
melikleri en hassas biçimde u>-
guluyorum" dedi
Başbakan BülentEcevit'in ir-
tıca genelgesınden önce de irti-
ca ile mücadele ettiklerine dik-
• Anayasa ve yasalan uyguladıklannı belirten
Bostancıoğlu. irtica ile mücadele edeceklerini, kıhk
kıyafet yönetmeliğine uymayanlann disiplin cezalan
alacağını söyledi. "Benim eğitim politikam yok,
devletin eğitim politikası var, onu uyguluyorum" diyen
Bostancıoğlu, Atatürk'ün koyduğu milli eğitim ilkeleri
dogrultusunda hareket edileceğini vurguladı.
kat çeken Bostancığlu. "Bunun
için özel bir birim oluşturmaya
gerek yok. Her il ve Uçe milli eği-
tim müdürü, irtica birimine da-
hildir'* diye konuştu.
Bostancıoğlu, Dünya Banka-
sı'ndan alınacak 300 milyon do-
larlık kredi için yaptıklan gö-
rüşmelerin çok olumlu geçtiği-
ni, bilgisayar donanım ihalesini
seçim sonrasma bırakmak iste-
diği yönündekı iddialann asıl-
sız olduğunu belirtti. Bostancı-
oğlu, "Ben ha\aümda hiçbir şe-
viertdemediın.Hajatundahiçse-
çün düşünmedim. Genel başka-
nımızEcevitdea\rayapıya sahip-
ür. Biz onun kiiltürünü aidık.
Yaptiğınuz hiçbir işte yann se-
çım var' dije düşünmeyiz" de-
di. Bakan Bostancıoğlu, ihalenın
en sağhklı biçimde yürütülme-
sini istediğinı belirterek ihale
tekliflenni bir hafta ıçine alma-
yı planladıklannı kaydetti.
Bostancıoğlu, mevcut düzen-
deki kargaşaya son vermek için
tüm yönetmelikdegışiklikleri ile
atama ve nakilleri yeni öğretım
yılı başmda gerçekleştirecekle-
rini söyleyerek "Böylece yıl or-
tasındaki emeklilikler nedeniyle
öğrencüeri öğretmensiz bırak-
mamtş olacağız. Yıl ortasındaki
yönetmelik değişikliklcri ile de
öğretmenleri ve öğrencileri mağ-
dur bırakmayacağız. Senebaşın-
da vapılacakdcğişiklikkri herke-
seduvuracağE" dedi. Norm kad-
ro ve eğitim bölgelen sıstemıne
geçtıkten sonra ^joker^lepo oğ-
reOnenkri" de önlemiş olacak-
lanna dikkat çeken bakan, şöy-
le konuştu:
"Aynı bölgede çoksayıda okul
bulunuyor. Örneğin fen lisesi, öğ-
retmen bsesL Anadolu lisesi, ge-
nel lise, birbirine yakın uzaklık-
larda bulunuyor. Bunlan egttim
bölgesi ilan edersek. birbirkri-
nin v önetici ve öğretmen kadro-
lan ile eğitim araçlanndan or-
taklaşa yararlanabilirler. Ancak
eğjom bölgesi sistemine her yer-
dehazırdeğiliz. Şu andaçahşma-
lan sürüyor. Pflotolarak bazı böl-
gelerde gelecek yıl başlayabili-
riz."
Eğitimde şiddete başvuran öğ-
retmenleri cezalandıracaklannı
belirten Metin Bostancıoğlu, için-
de çocuk sevgisi bulunmayanın
öğretmen olmamasını istedi. Ba-
kan, çocuklann dövülerek de-
ğil. sevilerek terbiye edilmesi
gerektiğini vurguladı.
Her 8 saniyede bir çocuğun, hijyenik koşullann eksikliğinden öldüğü belırtildi
içUebüfrsu kuynakhm tükemyor
• WHO'nun hazırladığı
raporlara göre, bir insan
yaşamını sürdürebilmek için
günde 20 litre, hijyen
koşullanna uyabilmek için
ise 50 litre suya ihtiyaç
duyuyor.
Çeviri Servisi - Su insanoğlunu glo-
bal bir dolaşım sıstemınin esıri haline
getirmiş durumda. Doğal su kaynaklan
hiçbir şekılde artmıyor ve içilebilir nıte-
lıkteki tath su. dünya üzerindeki toplam
suyun sadece yüzde 2.5'ini oluşturuyor.
Bu yüzde 2.5'in yüzde 69'u ise kutup-
lardakı buz kütleleri içinde hapsolmuş bu-
lunuyor. Kalan miktann yme büyük bir
kısmı akarsularla denize taşınıyor ve ıçil-
me niteliğini yitiriyor.
WHO'nun hazırladığı raporlara göre,
bir insan yaşamını sürdürebilmek için
günde 20 litre,hijyen koşullanna uyabil-
mek için 50 litre suya ihtiyaç duyuyor.
Ancak bu rakamlar. hatta çok daha azı
bile bugün dûnya üzerindeki ayrı ayn
bölgelerde yaşayan yaklaşık 2 milyar in-
san için lüks. Büyük bölürrni Afrika, Gü-
ney Amerika, Ortadoğu ve Asya'nın iç
bölgeleriyle Uzakdoğu'da toplanmış 2
milyar insan 1 litre temiz su bile bula-
mıyor. Yeterli derecede doğal su kayna-
ğına sahip olmayan bu bölgelerde ciddı
boyutlarda susuzluk çekiliyor, salgvn has-
tahklann yüzde 80'i kirli sudan bulaşı-
yor ve her 8 saniyede bir çocuk gereken
hijyenik koşullann eksikliğinden ölü-
yor. Tarlalann sulanamaması ve hayvan-
lara içirilecek temiz suyun bulunama-
ması açlığı berabennde getiriyor.
Birleşmiş Milletler tarafmdan hazır-
lanan bir araştırmanın sonuçlanna göre
2050 yüında su, altından daha pahalı ve
petrolden daha stratejik bir ürün haline
gelecek. Bunun nedenleri ise şu şekilde
sıralanıyor:
• 50 yıl sonra dünya nüfusu 9.4 mil-
\ ara ulaşacak ve üçte bir oranında çoğa-
lan dünya nüfusu aynı miktardakı tath su-
yu paylaşmak zorunda kalacak. Araştır-
malara göre her dört kişiden bıri sürek-
li, her iki kişiden biri dönem dönem su
sıkıntısı çekecek.
• Dünya tanm ürünlerinin yüzde 40'ı
sulanarak yetişiyor. Bu alanlann yüzde
70'i kullanılmış su ile sulanacak, deniz
suyunu antma ya da tuzlu suya dayanık-
lı ürünler geliştirme çalışmalan istenen
ölçülerde gelişmezse açlık ve kıtlığın
boyutlan artacak.
• Sanayi atıklart. tath su kaynaklan-
na artan oranlarda kanşmaya devam ede-
cek ve var olan tath suyun birbölümü de
bu nedenle kullanılamaz hale gelecek.
Tarlalann sulanamaması ve hay\'anlara içirilecek temiz suyun bulunamaması pek çok bölgede doğal
olarak kıtlık ve açlığı berabennde getiriyor. Birleşmiş Milletler tarafından hanrlanan bir araşürma-
run sonuçlanna göre 2050 yüında su, altından daha pahalı ve petrolden daha önemli hale gelecek.
Nisan ayında zorunlu olacak
120 yayınevi
ve lOOyazar
bandrole karşı
BAHARTANRISEVI:R
.ANKARA - Korsan ya-
yıncılığa önlem olarak ge-
tirilen bandrol-güvenlik ho-
logTamı uygulaması 1 Ni-
san 1999'dan itibaren zo-
runlu hale gelecek. Yayın-
cılar Birliği Başkanı Çetin
Tûzûner, 120 yayınevi ve
100 yazann uygulamaya
karşı çıktığını belirterek
"Dunyanın hiçbir yerinde
olmayan bir uygulamayı
korsanyayuKÜığı önley ece-
ğiz diyerek bu şekilde kül-
fetierivle ortav'a çıkarmak
yanliş.Tekefciligi getirir en-
dişemizvar" dedi.
Sansür eleştirileri üzen-
ne 9 ay için isteğe bagh ola-
rak uygulanması kararlaş-
tınlan ve süreli olmayan
yayınlara bandrol konul-
masını öngören Fikır ve Sa-
nat Eserlerinin lşaretlen-
mesine tlişkin Yönetme-
lik, 1 Nisan 1999"dan itiba-
ren zorunluolarak yürürlü-
ğe girecek. lmge Kitabevi
sahibi RefîkTabakçı. band-
rol uygulamasının ~örtûlü
sansür" olduğunu savunur-
ken birçok yayıncı ile bır-
likte bandrollü kitap ya-
yimlamama karan aldıkla-
nnı bildirdi.
Yayıncılar Birliği Baş-
kanı Çetin Tüzüner, 4. Ulu-
salYayınKongresi'nde, an-
cak hak sahibinm istemesi
durumunda bandrol uygu-
lamasının zorunlu olması
için bir ilkekaran alındığı-
m ammsatü. Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası'nda yanlış-
lık olduğunu savunan Tü-
züner şöyle konuştu:
"Dûnyanınhiçbiryerin-
de uygulanmayan bir uy-
gulamavı korsan yaymcıh-
ğı önleyeceğiz diyerek bu
şekilde külfederiyle ortaya
çıkarmak yanlış. Onlar da
kabul ediyorlar bu vanlışh-
ğt, ancakbu aralar yasayla
ilgili herhangi bir değişik-
tik \apılnıası sözkonusu de-
ğil. Eylül ayına sarkacak
bu.t stesinden geJemiyorsa-
na ertelevin diyoruz. Ya-
vıncının protestosu var."
Tüzüner, 120 yayınevinin
bandrolü istemediğini, ya-
zarlar Orhan Pamuk. Ab-
met Altan ve Duygu Ase-
na'nın "bandrolün korsan
kitabt önlemeyeceği"ne ılış-
kın olarak bakanlığa yazı-
lı başvuru yaptıklannı söy-
ledi. 100 yazann da,band-
rolün uygulanmaması iste-
miyle bakanlığa dilekçe
verdiklerini anlatan Tüzü-
ner, düzenleme ile anaya-
sanın 26 ve 29. maddelen-
nin ihlal edildiğini savun-
du. Bandrolün aynı zaman-
da çok fazla maddi külfet
getirdiğini vurgulayan Tü-
züner. "Biraz da tekeicüiği
getirir endişemiz var. Ar-
kasını müesseselere, hol-
dingkre dayamış yayınevle-
ri var. Onlar bu külfetin al-
tından kalkarlar. Ama kü-
çükkr kalkamaz" dedi
'Denetime açığız'
Yayın Kongresi'nde alı-
nan ilke karannın uygulan-
masını ısteyen Tüzüner,
Kültür Bakanhğı'nın buyü-
kü gelecek hükümete bıra-
kacağını tahmin ettiğini
söyledi. Tüzüner, kaçak
baskı yapıldığı suçlaması-
na karşı, yayınevlerinin he-
saplannın denetime açık
olduğunu kaydetti.
Kültür Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcısı Abdullah
Dorflemez ise uygulama-
nın sansüre yol açacak bir
zemini bulunmadığını söy-
ledi. Bandrolün hiçbir ma-
liyet getirmedigini savunan
Dörtlemez, "Her kesime,
her öneriyeaçığE. Ama par-
lamentonun bugünkü ya-
pısı ve seçim süreci nede-
niyleyasal değişikiikolana-
ğı pek görülmüvor. Yayın
Kongresi'nin sonuçlanson
derece açık. Yazariar. şair-
ler bandrolün zorunlu ol-
ması konusundaki görüş-
lerini dile getirdUer" dedi.
Nükleer
silahlanma
ABD'liyi
kanser
ediyor
• Uzun yıllar büyük bir
gizlilikle nükleer
hammadde üretilen
Hanford civannda
yaşayanlarda tiroit
kanseri başta olmak
uzere pek çok tiroit
hastahğı görülüyor.
DışHaberlerSenisi- II.
Dünya Savaşı'nda Japon-
ya'nın Hiroşima ve Nagaza-
ki kentlerine atılan atom
bombalanndakullanılan rad-
yoaktif plutonyum madde-
sınin üretildiği nükleer üre-
tim sahası çevreye ölüm sa-
çıyor.
ABD'nin Washington eya-
letinde bulunan Hanford nük-
leer üretim sahasının çevre-
sinde yaşayanlarda, tiroit
kanseri ba^ta olmak üzere
çeşitli tiroit hastalıklan gö-
rülüyor.
Nükleer madde üretimi-
nın büyük bir gizlilikle yü-
rütüldüp Hanford"da gerçe-
ğin uzun yıllar halktan sak-
landığıbelirtildi. Ingiltere'de
yayımlanan The Independent
gazetesınde yer alan bir ha-
bere göre. devlet. yaptırdığı
araştırmalarda, halkta görü-
len hastalıklarla. nükleer fa-
aliyetler arasında doğrudan
bağlantı olmadığuu kanıtla-
mayaçalıştı.
ABD yönetimi, nükleer
üretim alanınm kurulduğu
1944 yılından berı. Han-
ford'un iyi kontrol edıküğı ve
tehlikesiz olduğu yönünde
açıklamalarda bulundu.
ABD Enerji Bakanlığı ilk
kez 1986 yılında Hanford'da
nükleer maddelenn ışlendi-
ğinı açıkladi. Sadece bunu
açıklamakla kalmadı. mil-
yarlarca galon radyoaktif
maddenin çevreye yayıldı-
ğını da belirttı.
1944 ile 1960 yıllan ara-
sında söz konusu tesisten
çevreye 740 bin küri 1-131
adlı nükleer madde yayıldı.
1986 yılmdaki Çernobıl fe-
laketinde çevreye yayılan l-
131 maddesi, bu sayının on-
dabmkadardı.
mû?..
Washıngton. Oregon, Ida-
ho. Montana eyaletlerinde
ve Kanada'dayaşayan 2 mil-
yona yakın insan Han-
ford'dan yayılan radyoaktif
lyot maddesine maruz kal-
dı. Bugün HanfoTd nükleer
üretim sahasının yakuıında
yaşayanlann tiroit hastalık-
lanna yakalanmalan ABD
yönetımınce yaptınlan çe-
şitli araştırmalarda "tesadüf"
olarak açıklanıyor. Ancak
bölge halkı açıklamalan ye-
terli bulmuyor.
The lndependent gazete-
sininhabenne göre. Hanford
kasabası sakinîennden Tris-
ha Pritikin. babasını tiroit
kanserinden kaybetmiş, an-
nesı de aynı hastahktanölüm
döşeğinde yatıyor. Kendisin-
de ise tiroit bezinin salgıla-
ma bozukluğundan kaynak-
lanan hipotiroidizm hastah-
ğı var. Bölgede üretilen sü-
te kanşan radyoaktif iyodun,
yiyecek zincirleri aracıhğıy-
la ülkenin farklı bölgelerine
yayıldığı beliniliyor.
IŞILÖZGENTÜRK
Bu ülkede insanlar dürüst bir
yönetim, gerçek bir demokrasi
ve yaşamlannm her alanında bi-
raz duyarhlık istiyorlarsa, en az
Banş Manço'nun cenazesinde-
ki kalabalık kadar bir seyirci
'Yol' filmini izlemelidir.
tddialı bir söz, ama bu böyle.
Bazı durumlarda ikiyüzlülük öy-
lesine açığa çıkarır ki, her şeyi
yeniden düşünmeye başlamanın
zamanı geldiğini anlarsınız.
Bir ülke bütün sanatçılanna
aym özenı göstermek zorunda-
dır. Banş Manço'nun ölümü üs-
tüne, sanatçı değerinden, sanat-
çı duyarlılığından *e kendi nan-
körlî&lerinden büyük büyük söz
edenlerin bu ülkenin iki büyük
sanatçısmın Nâam Hikmet ve
YılmazGûney'in yurtdışmda bu-
lunan mezarlanndan, onları bu,
ülke topraklanndan uzakta yaşa-'
maya mahkûm bırakan koşul-
lardan nedense hiç söz etmiyor-
lar.
öyleyse yapılacak başka bir
şey var. Bu söylemi değiştirmek.
Her şeyi yerli yerine oturtmak!
17 yıl önce çekilen 'Yol' fılmi-
nin bugünlerde gösterime gir-
mesi doğrusu büyük bir şans.
Kanşan kafalanmızda bazı şey-
YoVun bitmeyen macerası
lerin yerli yerine
oturması için bir fir-
sat. Çünkü 'Yol'
uzundur unuttuğu-
muz başka toprak-
lardan, başka iklim-
lerden söz ediyor.
Hepimizin epeydir
unuttuğu bir mem-
leket gerçeğinden.
Bu ülkede hepi-
miz 12 Eylül dar-
besini hep birlikte
yaşadık.
Çocuk yaşta idam
edilen gençlerin ad-
larını hep birlikte
öğrendik. Her kapı
çahmşında yüreği-
miz hep birlikte ağ-
zımua geldi. En
sevdiklerimiz. canımız ciğeri-
miz oğullanmız, kızlanmız, ko-
calanmız, sevgililerimiz işken-
cede öldü. Ya da yıllar sonra ye-
nidenyan sakat yaşamın içine da-
ğıldılar.
Bu ülkede bunlan hep birlik-
te gördük. Ama unuttuk. Daha
doğrusu unutmayı seçtik.
Pek çoğumuz ablasını, yenge-
sini namus uğruna öldüren gen-
cecik çocuklan gazetelerden ta-
nıdık. Onlara uzak birer öykü
gibi baktık. Oysa Mehmetya da
Hfiseyin bu ülke topraklannda
büyüdüler, bu ülkenin havasmı
koklayıp, suyunu içtiler, namus
cinayetlerini bu topraklarda iş-
lediler.
Ve yengeler, kız kardeşler bu
topraklann üstün-
de öldü.
Onlan kendi-
mizden saymadık.
Karlı bir Doğu
köyünde, yeryü-
zünün en trajik aşk
öykülerinden bi-
rinin yaşanabile-
ceğini hiç düşün-
medik bile. Oysa
o sırada karlann
heryerikapladığı
bir dağ köyünde
Hamlet kadar acı
çeken bir adam
vardı ve Çebov'un
Martı'sı Ntaa ka-
dar masutn bir
genç kadın.
Onların trajik
öyküsünü bir sinema salonunun
karanlığmda, adı 'Yol' olan bir
filmle birlikte yeniden anımsa-
dık. Yeniden bizim bir hikâyemiz
oldu onlar. Ve karanlık salondan
çıkarken bu öyküyü yazan kişi-
nin yaşamınm da bir trajedi ve
büyük bir yaşam olduğunu dü-
şündük.
Bu Adana'da başlayıp, yurdun
bütün hapishanelerinde geçen
ve Paris'te noktalanan Yılmaz
Güney öyküsünün de bir mem-
leket gerçeği olduğu, bizim ger-
çeğimiz olduğu karanlık sinema
salonundan çıkıp, kalabalık yol-
larda yürürken gelip bizi buldu.
Oysa uzun zamandır unutmuş-
tuk.
'Yol' sadece bunlar mı, hayu-
unuttuğumuz başka bir duygu-
yu, dayanışma duygusunu da ge-
tirip en canlı örneğiyle önümü-
ze koydu. 17 yıl önce 12 Ey-
lül'ün en karanlık günlerinde
Yılmaz Güney'in senaryosunu
ellerine alıp yollara düşen bir
fîlm ekibinin inanılmaz hikâye-
siydi bu.
O koşullarda bir gerilla kıvTak-
lığıyla Konya'da, Gaziantep'te,
Diyarbakır'da, karlı dağlarda bir
inancın filmini çekebilmek için
koşturan yönetmeniyle, oyun-
cusuyla, set işçisiyle herkesin
fılmiydi Yol.
Sizin, benim, onun filmiydi.
Bir memleket filmiydi.
Bu ülkede dürüst bir yönetim,
gerçek bir demokrasi ve yaşam-
lannın her alanındabiraz duyar-
hlık isteyen herkesin filmi.
Filmimize bizden başka kim
sahip çıkabilirki...
isoz50(n hotmaiLcom. e-posta : tan @ prizma. net. tr