22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordinatorü Hikmet Çetinkayat Yazıışlen Müdürü tbrahim Yıldız 9 Sonımlu Müdür Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Müdurii. Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Escr Istıhbarat CengU Yıldınm # Ekonomı: Öziem Yüzak # Kültür Handan Şenköken # Spor: Abdülkadir Yücelman # Makaleleı. Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Bugra • Yurt Haberlerv M«hmet Faraç Yayın Kurulu. llhan Stlçuk (Ba$kan), Orhan Erinç. Oktay KurtbSke Hikmet Çetinka>a. Şükran Soner, Ergun Balcı. Ibrahjm Yddız. Orhın Bnrsalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisr Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No: 125, Kat:4. Bakanlıkiar-Ankara Tek 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 •izmırTemsılcisı SerdarKıak, H ZıyaBlv 1352 S 2 3 Tel. 4411220, Faks-4419117 • AdanaTemsıkısi Çetin Yiğenoglu. tnönüCd. 119 S. No.l Karl, Tel 363 12 11. Faks. 363 12 15 Muessese Müdüru Cstün Akmco • Koordmatar Ahmet Kondsan 0 Muha- sebe Bültnl V. ener 9 Idare Hüseyin Gürer • lşletme ÖnderÇdik#Bıigı- tşlem \»U tnal A Bılgısayar Sıstetn VlürÜYe» Çiler • Sanş FazUet K ı m MEDY\ C: • Yonetım Kurulu Ba^kanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınator Retaa lşıtman # Genel MüdurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 \e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. 3asın \e Yavıncılık A $ d 39-UCagak>£lu 34334 tst PK 246 Istanbul fel (0 212ı 51205 05 (20 hai) Faks-(0 212) 513 85 95 16ŞUBAT1999 tmsak. 5.24 Güneş:6.51 Öğle. 12.25 tkindi: 15.17 Akşam: 17.45 Yatsı: 19.07 Erivan'dan akademikziyaret • VN~KARA (Cumhuriyet Bürosu) -Ermenıstan'ın tnvan Üniversıtesı Rektörü Prof. Dr Radick M. Via-tırossıan ile Uluslararası ll§kı er Fakültesi Dekam Prof. Dr. Edıck A. Zokıabıan ve Türkoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. \lexandre V. Sasarian, bugün Türkıye'yı zıyaret edıvor. Akademisyenlerin, Karadeniz Ekonomik !şbu-lığı(KEtBı v % erçevesınde ıkı ülke iiniversiteleri arasındaki ılişk.ılerin geliştirilmesı ıçin görüşme yapacaklan belırtildi. ÇYDO'nin kuruluş yıldönümü • İstanbul Haber Servisi- "Kauplar" adlı oyun Ça&daş Yaşamı Destekleme Derneğfnin(ÇYDD) 10'uncu kuruluş yıldönümü çerçevesinde Harbiye Kenter Tiyatrosu'nda yann akşam sahnelenecek. Gecede.ÇYDD Genel Başkanı Türkân Saylan ve oyunun yönetmenı Rutkay Azız birer konuşma yapacak. 68'liler sergisi Basın Müzesi'nde • tstanbul Haber Servisi - Ergın Konuksever'in fotoğraflan ve Bedri Baykam'ın resimlerinden oluşan. "Bağımsızlık Uğruna Karşılıksız Sevda" sergısı dün açıldı. Öncü gen'çlik tarafından Basın Müzesi'nde acilan sergi. 68 Gençlık hareketini fotograf ve resimlerle günümuze taşıyor. Tupizmtuarı düzenleniyor • tstanbul Haber Servisi - Türkıye Otelcıler Bırlıği (TÜROB) 18-21 Şubat tanhleri arasında Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar Merkezı'nde "'EMİTT '99 Doğu Akdenız Tunzm Fuan" düzenleyecek. TÜROB Başkanı Ali Güreli, fuarın tanıtım açısından da büyük önem taşıdığını belirtti. Strese karşı kahvaltı silalN • ANKARA (AA) - Günümüzde insanoğlunu tehdıt eden en büyük sorunlarm başında stres geliyor. Milli Eğitım Sağlık Eğitimı Vakff nın hazırladığı aylık bültendeki yazıya göre stresi yenmenin sım. kişilerin gündelik yaşamındaki küçük aynntılarda saklı... Günlük yaşamda dikkat edilen birkaç kuralla yaşammızı altüst eden stresle başa çıkabilirsiniz. Uzmanlar. "Sabahlan kahvaltı etmeden evden çıkmayın. Aksi halde strese karşı silahlanmış olmazsınız" diyor. Kahvaltıda çav dar veya kepek ekmeği v e yoğurt yenilmesi, portakal suyu içilmesi uzmanlarca tavsiye edıliyor. Kemik İliği Bilgi Bankası • İSTAISBL'L(AA)- Türkiye'de ilk kez İstanbul Üniversitesi (IÜ) Tıp Fakültesi tarafından, Kemik tliği Bilgi Bankası kuruldu. l.U. Tıp Fakültesi Kemik İliği Bilgi Bankası Sorumlusu Prof. Dr. Mahmut Çarin. bankanın, nakle ihtiyacı olan bir hastanın yakınlannın yardımlanyla kvırulduğunu bildirdi. Herkesi gönüllü kemik iliği vericisi olmaya davet eden Çann, "Bu organ değil. Verilmesinin hiçbir yan etkisi veya zaran yok. Daha çok iliği leğen kemiğinden ahyonız. Kjşide. bir litre kemik iliği. \ ücuttan alındıktan sonra 2 hafta içinde yeniden oluşuyor'" diye konuştu. Prostata çay • ANKARA (AA) - Kuzey Amerika'da yetişen "Saw Palmetto"nun meyvesinden yapılan, prostat büyümesi probleminde ve idrar yollan iltihaplanmalannda kullanılan çay, Türkiye'de de piyasaya sunuldu. Yıtamin, mineral ve bitkisel ürünlerin satışını yapan firmanın açıklamasında. Avrupa'da "sabal" olarak tanman ve Kuzey Amerika'da yetişen bir bitki olan ve yağda çözünebilen Savv Palmetto ekstresinin, prostattaki dihidrotesteron miktannı düşüren yağ asitlerini içerdıgi ifade edildi. Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, Dünya Bankası'ndan kredi alınması için görüşmeler yaptıklannı söyledi 6 8 yıh ldmse engeHeyemez'EBRU TOKTAR ANKARA-Milli Eğitim Ba- kanı Metin Bostanaoğlu. 8 yıl- lık kesintisiz temel eğitimın ku- rumsallaştığını, bunu hiç kim- senın değiştiremeyeceğini vurgu- ladı "Bizden sonra engeUemek isteyenolursa,hesapsoranz" di- yen Bostancıoğlu, Dünya Ban- kası'ndan 300 milyon dolarlık kredi alınması için görüşmeler yaptıklannı bildirdi. Bostancı- oğlu. bilgisayar donanım ihale tekliflerini de bir hafta içinde al- mayı planladıklannı kaydettı. Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu. 8 yıllık temel eği- timın kendilerinden sonra gele- cek olanlartarafından degiştiril- mesine izin vermeyeceklerini kaydetti. .-Vnayasa ve yasalan uy- guladıklannı belirten Bostancı- oğlu, irtica ile mücadele edecek- lerinı. kılık kıyafet yönetmeli- ğıne uymayanlann disiplin ceza- lan alacağını söyledi. "Benim eğitim poBtikam yok, devletin eğitim potitikası wr, onu ujgu- luTOnım*' diyen Bostancıoğlu, Atatürk'ün koyduğu milli eğitim ilkelen dogrultusunda hareket edileceğini vurguladı. Bostancı- oğlu, göreve geldikten sonra yö- netmeliğe uymayan birkaç öğret- menı soruşturma kapsamına al- dığmı bildirerek "Yasaveyönet- melikleri en hassas biçimde u>- guluyorum" dedi Başbakan BülentEcevit'in ir- tıca genelgesınden önce de irti- ca ile mücadele ettiklerine dik- • Anayasa ve yasalan uyguladıklannı belirten Bostancıoğlu. irtica ile mücadele edeceklerini, kıhk kıyafet yönetmeliğine uymayanlann disiplin cezalan alacağını söyledi. "Benim eğitim politikam yok, devletin eğitim politikası var, onu uyguluyorum" diyen Bostancıoğlu, Atatürk'ün koyduğu milli eğitim ilkeleri dogrultusunda hareket edileceğini vurguladı. kat çeken Bostancığlu. "Bunun için özel bir birim oluşturmaya gerek yok. Her il ve Uçe milli eği- tim müdürü, irtica birimine da- hildir'* diye konuştu. Bostancıoğlu, Dünya Banka- sı'ndan alınacak 300 milyon do- larlık kredi için yaptıklan gö- rüşmelerin çok olumlu geçtiği- ni, bilgisayar donanım ihalesini seçim sonrasma bırakmak iste- diği yönündekı iddialann asıl- sız olduğunu belirtti. Bostancı- oğlu, "Ben ha\aümda hiçbir şe- viertdemediın.Hajatundahiçse- çün düşünmedim. Genel başka- nımızEcevitdea\rayapıya sahip- ür. Biz onun kiiltürünü aidık. Yaptiğınuz hiçbir işte yann se- çım var' dije düşünmeyiz" de- di. Bakan Bostancıoğlu, ihalenın en sağhklı biçimde yürütülme- sini istediğinı belirterek ihale tekliflenni bir hafta ıçine alma- yı planladıklannı kaydetti. Bostancıoğlu, mevcut düzen- deki kargaşaya son vermek için tüm yönetmelikdegışiklikleri ile atama ve nakilleri yeni öğretım yılı başmda gerçekleştirecekle- rini söyleyerek "Böylece yıl or- tasındaki emeklilikler nedeniyle öğrencüeri öğretmensiz bırak- mamtş olacağız. Yıl ortasındaki yönetmelik değişikliklcri ile de öğretmenleri ve öğrencileri mağ- dur bırakmayacağız. Senebaşın- da vapılacakdcğişiklikkri herke- seduvuracağE" dedi. Norm kad- ro ve eğitim bölgelen sıstemıne geçtıkten sonra ^joker^lepo oğ- reOnenkri" de önlemiş olacak- lanna dikkat çeken bakan, şöy- le konuştu: "Aynı bölgede çoksayıda okul bulunuyor. Örneğin fen lisesi, öğ- retmen bsesL Anadolu lisesi, ge- nel lise, birbirine yakın uzaklık- larda bulunuyor. Bunlan egttim bölgesi ilan edersek. birbirkri- nin v önetici ve öğretmen kadro- lan ile eğitim araçlanndan or- taklaşa yararlanabilirler. Ancak eğjom bölgesi sistemine her yer- dehazırdeğiliz. Şu andaçahşma- lan sürüyor. Pflotolarak bazı böl- gelerde gelecek yıl başlayabili- riz." Eğitimde şiddete başvuran öğ- retmenleri cezalandıracaklannı belirten Metin Bostancıoğlu, için- de çocuk sevgisi bulunmayanın öğretmen olmamasını istedi. Ba- kan, çocuklann dövülerek de- ğil. sevilerek terbiye edilmesi gerektiğini vurguladı. Her 8 saniyede bir çocuğun, hijyenik koşullann eksikliğinden öldüğü belırtildi içUebüfrsu kuynakhm tükemyor • WHO'nun hazırladığı raporlara göre, bir insan yaşamını sürdürebilmek için günde 20 litre, hijyen koşullanna uyabilmek için ise 50 litre suya ihtiyaç duyuyor. Çeviri Servisi - Su insanoğlunu glo- bal bir dolaşım sıstemınin esıri haline getirmiş durumda. Doğal su kaynaklan hiçbir şekılde artmıyor ve içilebilir nıte- lıkteki tath su. dünya üzerindeki toplam suyun sadece yüzde 2.5'ini oluşturuyor. Bu yüzde 2.5'in yüzde 69'u ise kutup- lardakı buz kütleleri içinde hapsolmuş bu- lunuyor. Kalan miktann yme büyük bir kısmı akarsularla denize taşınıyor ve ıçil- me niteliğini yitiriyor. WHO'nun hazırladığı raporlara göre, bir insan yaşamını sürdürebilmek için günde 20 litre,hijyen koşullanna uyabil- mek için 50 litre suya ihtiyaç duyuyor. Ancak bu rakamlar. hatta çok daha azı bile bugün dûnya üzerindeki ayrı ayn bölgelerde yaşayan yaklaşık 2 milyar in- san için lüks. Büyük bölürrni Afrika, Gü- ney Amerika, Ortadoğu ve Asya'nın iç bölgeleriyle Uzakdoğu'da toplanmış 2 milyar insan 1 litre temiz su bile bula- mıyor. Yeterli derecede doğal su kayna- ğına sahip olmayan bu bölgelerde ciddı boyutlarda susuzluk çekiliyor, salgvn has- tahklann yüzde 80'i kirli sudan bulaşı- yor ve her 8 saniyede bir çocuk gereken hijyenik koşullann eksikliğinden ölü- yor. Tarlalann sulanamaması ve hayvan- lara içirilecek temiz suyun bulunama- ması açlığı berabennde getiriyor. Birleşmiş Milletler tarafmdan hazır- lanan bir araştırmanın sonuçlanna göre 2050 yüında su, altından daha pahalı ve petrolden daha stratejik bir ürün haline gelecek. Bunun nedenleri ise şu şekilde sıralanıyor: • 50 yıl sonra dünya nüfusu 9.4 mil- \ ara ulaşacak ve üçte bir oranında çoğa- lan dünya nüfusu aynı miktardakı tath su- yu paylaşmak zorunda kalacak. Araştır- malara göre her dört kişiden bıri sürek- li, her iki kişiden biri dönem dönem su sıkıntısı çekecek. • Dünya tanm ürünlerinin yüzde 40'ı sulanarak yetişiyor. Bu alanlann yüzde 70'i kullanılmış su ile sulanacak, deniz suyunu antma ya da tuzlu suya dayanık- lı ürünler geliştirme çalışmalan istenen ölçülerde gelişmezse açlık ve kıtlığın boyutlan artacak. • Sanayi atıklart. tath su kaynaklan- na artan oranlarda kanşmaya devam ede- cek ve var olan tath suyun birbölümü de bu nedenle kullanılamaz hale gelecek. Tarlalann sulanamaması ve hay\'anlara içirilecek temiz suyun bulunamaması pek çok bölgede doğal olarak kıtlık ve açlığı berabennde getiriyor. Birleşmiş Milletler tarafından hanrlanan bir araşürma- run sonuçlanna göre 2050 yüında su, altından daha pahalı ve petrolden daha önemli hale gelecek. Nisan ayında zorunlu olacak 120 yayınevi ve lOOyazar bandrole karşı BAHARTANRISEVI:R .ANKARA - Korsan ya- yıncılığa önlem olarak ge- tirilen bandrol-güvenlik ho- logTamı uygulaması 1 Ni- san 1999'dan itibaren zo- runlu hale gelecek. Yayın- cılar Birliği Başkanı Çetin Tûzûner, 120 yayınevi ve 100 yazann uygulamaya karşı çıktığını belirterek "Dunyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulamayı korsanyayuKÜığı önley ece- ğiz diyerek bu şekilde kül- fetierivle ortav'a çıkarmak yanliş.Tekefciligi getirir en- dişemizvar" dedi. Sansür eleştirileri üzen- ne 9 ay için isteğe bagh ola- rak uygulanması kararlaş- tınlan ve süreli olmayan yayınlara bandrol konul- masını öngören Fikır ve Sa- nat Eserlerinin lşaretlen- mesine tlişkin Yönetme- lik, 1 Nisan 1999"dan itiba- ren zorunluolarak yürürlü- ğe girecek. lmge Kitabevi sahibi RefîkTabakçı. band- rol uygulamasının ~örtûlü sansür" olduğunu savunur- ken birçok yayıncı ile bır- likte bandrollü kitap ya- yimlamama karan aldıkla- nnı bildirdi. Yayıncılar Birliği Baş- kanı Çetin Tüzüner, 4. Ulu- salYayınKongresi'nde, an- cak hak sahibinm istemesi durumunda bandrol uygu- lamasının zorunlu olması için bir ilkekaran alındığı- m ammsatü. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nda yanlış- lık olduğunu savunan Tü- züner şöyle konuştu: "Dûnyanınhiçbiryerin- de uygulanmayan bir uy- gulamavı korsan yaymcıh- ğı önleyeceğiz diyerek bu şekilde külfederiyle ortaya çıkarmak yanlış. Onlar da kabul ediyorlar bu vanlışh- ğt, ancakbu aralar yasayla ilgili herhangi bir değişik- tik \apılnıası sözkonusu de- ğil. Eylül ayına sarkacak bu.t stesinden geJemiyorsa- na ertelevin diyoruz. Ya- vıncının protestosu var." Tüzüner, 120 yayınevinin bandrolü istemediğini, ya- zarlar Orhan Pamuk. Ab- met Altan ve Duygu Ase- na'nın "bandrolün korsan kitabt önlemeyeceği"ne ılış- kın olarak bakanlığa yazı- lı başvuru yaptıklannı söy- ledi. 100 yazann da,band- rolün uygulanmaması iste- miyle bakanlığa dilekçe verdiklerini anlatan Tüzü- ner, düzenleme ile anaya- sanın 26 ve 29. maddelen- nin ihlal edildiğini savun- du. Bandrolün aynı zaman- da çok fazla maddi külfet getirdiğini vurgulayan Tü- züner. "Biraz da tekeicüiği getirir endişemiz var. Ar- kasını müesseselere, hol- dingkre dayamış yayınevle- ri var. Onlar bu külfetin al- tından kalkarlar. Ama kü- çükkr kalkamaz" dedi 'Denetime açığız' Yayın Kongresi'nde alı- nan ilke karannın uygulan- masını ısteyen Tüzüner, Kültür Bakanhğı'nın buyü- kü gelecek hükümete bıra- kacağını tahmin ettiğini söyledi. Tüzüner, kaçak baskı yapıldığı suçlaması- na karşı, yayınevlerinin he- saplannın denetime açık olduğunu kaydetti. Kültür Bakanlığı Müs- teşar Yardımcısı Abdullah Dorflemez ise uygulama- nın sansüre yol açacak bir zemini bulunmadığını söy- ledi. Bandrolün hiçbir ma- liyet getirmedigini savunan Dörtlemez, "Her kesime, her öneriyeaçığE. Ama par- lamentonun bugünkü ya- pısı ve seçim süreci nede- niyleyasal değişikiikolana- ğı pek görülmüvor. Yayın Kongresi'nin sonuçlanson derece açık. Yazariar. şair- ler bandrolün zorunlu ol- ması konusundaki görüş- lerini dile getirdUer" dedi. Nükleer silahlanma ABD'liyi kanser ediyor • Uzun yıllar büyük bir gizlilikle nükleer hammadde üretilen Hanford civannda yaşayanlarda tiroit kanseri başta olmak uzere pek çok tiroit hastahğı görülüyor. DışHaberlerSenisi- II. Dünya Savaşı'nda Japon- ya'nın Hiroşima ve Nagaza- ki kentlerine atılan atom bombalanndakullanılan rad- yoaktif plutonyum madde- sınin üretildiği nükleer üre- tim sahası çevreye ölüm sa- çıyor. ABD'nin Washington eya- letinde bulunan Hanford nük- leer üretim sahasının çevre- sinde yaşayanlarda, tiroit kanseri ba^ta olmak üzere çeşitli tiroit hastalıklan gö- rülüyor. Nükleer madde üretimi- nın büyük bir gizlilikle yü- rütüldüp Hanford"da gerçe- ğin uzun yıllar halktan sak- landığıbelirtildi. Ingiltere'de yayımlanan The Independent gazetesınde yer alan bir ha- bere göre. devlet. yaptırdığı araştırmalarda, halkta görü- len hastalıklarla. nükleer fa- aliyetler arasında doğrudan bağlantı olmadığuu kanıtla- mayaçalıştı. ABD yönetimi, nükleer üretim alanınm kurulduğu 1944 yılından berı. Han- ford'un iyi kontrol edıküğı ve tehlikesiz olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. ABD Enerji Bakanlığı ilk kez 1986 yılında Hanford'da nükleer maddelenn ışlendi- ğinı açıkladi. Sadece bunu açıklamakla kalmadı. mil- yarlarca galon radyoaktif maddenin çevreye yayıldı- ğını da belirttı. 1944 ile 1960 yıllan ara- sında söz konusu tesisten çevreye 740 bin küri 1-131 adlı nükleer madde yayıldı. 1986 yılmdaki Çernobıl fe- laketinde çevreye yayılan l- 131 maddesi, bu sayının on- dabmkadardı. mû?.. Washıngton. Oregon, Ida- ho. Montana eyaletlerinde ve Kanada'dayaşayan 2 mil- yona yakın insan Han- ford'dan yayılan radyoaktif lyot maddesine maruz kal- dı. Bugün HanfoTd nükleer üretim sahasının yakuıında yaşayanlann tiroit hastalık- lanna yakalanmalan ABD yönetımınce yaptınlan çe- şitli araştırmalarda "tesadüf" olarak açıklanıyor. Ancak bölge halkı açıklamalan ye- terli bulmuyor. The lndependent gazete- sininhabenne göre. Hanford kasabası sakinîennden Tris- ha Pritikin. babasını tiroit kanserinden kaybetmiş, an- nesı de aynı hastahktanölüm döşeğinde yatıyor. Kendisin- de ise tiroit bezinin salgıla- ma bozukluğundan kaynak- lanan hipotiroidizm hastah- ğı var. Bölgede üretilen sü- te kanşan radyoaktif iyodun, yiyecek zincirleri aracıhğıy- la ülkenin farklı bölgelerine yayıldığı beliniliyor. IŞILÖZGENTÜRK Bu ülkede insanlar dürüst bir yönetim, gerçek bir demokrasi ve yaşamlannm her alanında bi- raz duyarhlık istiyorlarsa, en az Banş Manço'nun cenazesinde- ki kalabalık kadar bir seyirci 'Yol' filmini izlemelidir. tddialı bir söz, ama bu böyle. Bazı durumlarda ikiyüzlülük öy- lesine açığa çıkarır ki, her şeyi yeniden düşünmeye başlamanın zamanı geldiğini anlarsınız. Bir ülke bütün sanatçılanna aym özenı göstermek zorunda- dır. Banş Manço'nun ölümü üs- tüne, sanatçı değerinden, sanat- çı duyarlılığından *e kendi nan- körlî&lerinden büyük büyük söz edenlerin bu ülkenin iki büyük sanatçısmın Nâam Hikmet ve YılmazGûney'in yurtdışmda bu- lunan mezarlanndan, onları bu, ülke topraklanndan uzakta yaşa-' maya mahkûm bırakan koşul- lardan nedense hiç söz etmiyor- lar. öyleyse yapılacak başka bir şey var. Bu söylemi değiştirmek. Her şeyi yerli yerine oturtmak! 17 yıl önce çekilen 'Yol' fılmi- nin bugünlerde gösterime gir- mesi doğrusu büyük bir şans. Kanşan kafalanmızda bazı şey- YoVun bitmeyen macerası lerin yerli yerine oturması için bir fir- sat. Çünkü 'Yol' uzundur unuttuğu- muz başka toprak- lardan, başka iklim- lerden söz ediyor. Hepimizin epeydir unuttuğu bir mem- leket gerçeğinden. Bu ülkede hepi- miz 12 Eylül dar- besini hep birlikte yaşadık. Çocuk yaşta idam edilen gençlerin ad- larını hep birlikte öğrendik. Her kapı çahmşında yüreği- miz hep birlikte ağ- zımua geldi. En sevdiklerimiz. canımız ciğeri- miz oğullanmız, kızlanmız, ko- calanmız, sevgililerimiz işken- cede öldü. Ya da yıllar sonra ye- nidenyan sakat yaşamın içine da- ğıldılar. Bu ülkede bunlan hep birlik- te gördük. Ama unuttuk. Daha doğrusu unutmayı seçtik. Pek çoğumuz ablasını, yenge- sini namus uğruna öldüren gen- cecik çocuklan gazetelerden ta- nıdık. Onlara uzak birer öykü gibi baktık. Oysa Mehmetya da Hfiseyin bu ülke topraklannda büyüdüler, bu ülkenin havasmı koklayıp, suyunu içtiler, namus cinayetlerini bu topraklarda iş- lediler. Ve yengeler, kız kardeşler bu topraklann üstün- de öldü. Onlan kendi- mizden saymadık. Karlı bir Doğu köyünde, yeryü- zünün en trajik aşk öykülerinden bi- rinin yaşanabile- ceğini hiç düşün- medik bile. Oysa o sırada karlann heryerikapladığı bir dağ köyünde Hamlet kadar acı çeken bir adam vardı ve Çebov'un Martı'sı Ntaa ka- dar masutn bir genç kadın. Onların trajik öyküsünü bir sinema salonunun karanlığmda, adı 'Yol' olan bir filmle birlikte yeniden anımsa- dık. Yeniden bizim bir hikâyemiz oldu onlar. Ve karanlık salondan çıkarken bu öyküyü yazan kişi- nin yaşamınm da bir trajedi ve büyük bir yaşam olduğunu dü- şündük. Bu Adana'da başlayıp, yurdun bütün hapishanelerinde geçen ve Paris'te noktalanan Yılmaz Güney öyküsünün de bir mem- leket gerçeği olduğu, bizim ger- çeğimiz olduğu karanlık sinema salonundan çıkıp, kalabalık yol- larda yürürken gelip bizi buldu. Oysa uzun zamandır unutmuş- tuk. 'Yol' sadece bunlar mı, hayu- unuttuğumuz başka bir duygu- yu, dayanışma duygusunu da ge- tirip en canlı örneğiyle önümü- ze koydu. 17 yıl önce 12 Ey- lül'ün en karanlık günlerinde Yılmaz Güney'in senaryosunu ellerine alıp yollara düşen bir fîlm ekibinin inanılmaz hikâye- siydi bu. O koşullarda bir gerilla kıvTak- lığıyla Konya'da, Gaziantep'te, Diyarbakır'da, karlı dağlarda bir inancın filmini çekebilmek için koşturan yönetmeniyle, oyun- cusuyla, set işçisiyle herkesin fılmiydi Yol. Sizin, benim, onun filmiydi. Bir memleket filmiydi. Bu ülkede dürüst bir yönetim, gerçek bir demokrasi ve yaşam- lannın her alanındabiraz duyar- hlık isteyen herkesin filmi. Filmimize bizden başka kim sahip çıkabilirki... isoz50(n hotmaiLcom. e-posta : tan @ prizma. net. tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear