Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 ŞUBAT 1999 PERŞEMBE CUMHURİYtT SAYFA
HABERLER
Dış piyasaya güven için IMF'nin koşullarınm kabul ettirilmesi tepkiyle karşılandı
İşçi ödüne ortak olcluANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Eko-
nomik ve Sosyal Konsey"in 1.5 yıl aradan
sonra yaptıgı toplantıda dış piyasalara gü-
ven vermek ıçin ağırlıkh olarak Uluslara-
rası Para Fonu'nun (IMF) istemlerinde
uzlaşılmasına, toplantıda yer almayan sen-
dikalar ile meslek kuruluşlan tepkı gös-
terdi. Petrol-lş Genel Başkanı Bayram Yd-
dınm, sosyal güvenlikle ilgili tasanlann
yaşla sınırlı kalmasına tepki göstererek. "lş
güvencesi yasa taslağıyla ügili net bir şey
yok. Yalnızca IMF've şirin gözükmenin
yolian aranıyor" dedi. Ankara Tıcaret
Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün.
IMF'nin birkaç günlük ziyaretlerle polı-
tika belirlediğini, hükümetin de üretinn
sektörüne somut kaynak öngörmedığinı
anımsatarak. "îşçi çıkarmalan ön planda
ofacak" uyansında bulundu.
Petrol-lş Genel Başkanı Bayram Yıldı-
nm, Konsey'de. çalışanlann sorunlannın
ele ahnarak çözüm üretilmesi ıçın kamu
LJluslararası Para Fonu'nun istemlerinde uzlaşılmasına, toplantıda yer almayan sendikalar ile
meslek kuruluşlan tepki gösterdi. Petrol-îş Genel Başkanı Bayram Yıldınm, sosyal güvenlikle
ilgili tasanlann yaşla sınırlı kalmasına tepki göstererek "tş güvencesi yasa taslağıyla ilgili net
bir şey yok. Yalnızca IMF'ye şirin gözükmenin yolian aranıyor" dedi.
çalışanlannm ve sivil toplum örgütlennin
de katıhmı gerektiğini belirterek. "Bune-
denle bu konseyden çauşanlar lehine ka-
rarçıkması beklenemez" dedi. Yıldınm,
sözlerini şöyle sürdürdü:
*Özeffikle beili temel başbklar attında-
ki kararlara baktığınızda çalışanlaria ilgi-
li somut tek bir şey yok. Esas sorun unu-
tulmuş. sosyalgüvenİigeyaş sorunugibi ba-
kılıyor. İş güvencesi yasa taslağı ile ilgili so-
mut bir şey yok. İşsizlik sigortasının tek ba-
şına anlam ifade etmeyeceğini. tek başına
işsizlik sigortasının zarar getireceğini. iş
güvencesi yasası ile birfikte çıkması gerek-
tiğmisöyledik. Bu otmazsaotnaz koşuldurf
Türk Harb-lş Genel Başkanı tzzet Çe-
tin, emek örgütlenmesinin tam olarak sağ-
lanamadığı. örgütlenme özgürlüğünü kul-
lananlara siyaset edenlerin yaklaşımlan-
nın yalnızca oy kaygısıyla yapıldığı bir
ülkede işçi ve çalışanlar lehine bir şeyler
beklenemeyeceğini söyledi.
Çetin. "Çafaşanlarm bu ülkedepariamen-
todaki temsilci sayısı bir clin parmakla-
nndan az ise bu sonuçlara şaşırmamak
gereldr" dedi. Sosyal güvenlik düzenle-
mesi ve diğer konulan taraflann bir ara-
ya gelerek değerlendirmesi gerektiğine
dikkat çeken Çetin, "Sistemde bir sorun
varsa bunu taraflar taruşmab. Herhangi
bir konuda yasal düzenJeme yapılacaksa
ondan etkilenecek kesimlerin görüşleri
ahndıktan sonra buna karar verihneli" di-
ye konuştu.
DlSK'e bağlı Genel-!ş Sendikası Ge-
nel Başkanı Ismail Hakkı ÖnaL ESK'den
çıkan sonuçlann kendilerinı bağlamadığı-
nı belirterek, "DİSK Genel Başkanı Rıd-
van Budak başkan olarakdeğjlBudakola-
rak kaülrruştır. O nedenle DÎSK'in karar
organlannı bağlamaz" diye konuştu. Önal.
ESK'nın dıkta edıcı değil, demokratik ka-
rar alan konsey olması gerektiğini vurgu-
ladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet
Sehi, ESK'nin "ne konsey olma özelligi-
ne sahip, ne de akbğı kararlann inandın-
cıoJduğunıT savundu. Konseyin çalışma-
lannm yasal düzenlemeyle güven altına
alınmamasmı eleştiren Selvi. "Böyfeolun-
ca, siyasi iktidar istediği zaman konseyin
toplanıp toplanmavacağına karar verebi-
liyor" dedi.
ATO Başkanı Sinan Aygün, IMF'nin
mali kaynakla sonuçlanmayan ziyaretini
eleşurirken, "EMFefinitaşmalanakoysun.
baksuı Türkiye'nin dunımu iyi mi, kötü
mii? Biz elimiri değil. kafamızı taşın altı-
na koyduk. Bu işler Türkhe'ye 3 saat ge-
ttp, 2 saat sonra dönmekie obnaz" görü-
şünü dıle getirdı.
Konseyin Exımbank ve Halkbank kre-
dilerinin arttınlması gereklıliğini dile ge-
tırdığıni anımsatan Aygün, eskiden siya-
silerin "cekü", "cakh" konuştuklannı, bu-
gün ise bunun yerini dıleklenn aldığını
belirtti.
IMF
güven
mesajı
verdi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Maliye Bakanı Zekeriya
Temizel, IMF heyetinin Türki-
ye'den aynlmadan önce yaptığı
değerlendirmenin "güven" te-
meline dayandiğını belirteTek.
"En büyük rating kuruluşu IMF.
Buradan Türkiye ekonoroisinin
güvenilir otduğu mesajının veril-
mesi övünükcek bir geKşmedir.
Güven büyük bir reytingtir" de-
di. Cumhuriyet'in sorulanru ya-
nıtlayan Temizel, IMF ziyareti-
nin sonuçlannın iç ve dış piya-
sada bsa sürede alınacağını söy-
ledi.
Temizel şu görüşleri savundu:
u
Adı sanı duyulmamış bir rey-
üng kuruluşu,Türkiye ekonomi-
si üzerine olumhı ya da olumsuz
bir not verdiğinde bu hemen bü-
yütülüyor. Olağanûstü önemseni-
yor. Bunun üzerineyorumlar ya-
pılıyor. Bu peneereden bakıklt-
ğında en büyük rating kuruluşu
IMF'dir. Bu kuruhış Tûrkiye'ye
geliyor. Giiıüerce inceleme > apı-
yor. Bir karara vanyor. Diyor ki,
Türkiyeekonomisi iyiyokiadır,gü-
venüirdir. Başanlıdır. Bu nasıl kü-
çümsenir, neden gönnezden ge-
linir?"
Temizel, IMF'nin seçim son-
rasuıda da mali yardım için ze-
min hazırladığını belirterek, "Bi-
zün stand-by beklentimiz yoktu.
Zaten olamaz. Çünkü stand-by
acil yardımı gerektiren ekonomi-
lere ujgulamr"' diye konuştu.
IMF görüşmelerinin sonuçlan-
masıyla Ekonomik Sosyal Kon-
sey (ESK) toplantısının ayru gün
yapılmasınm rastlantı olduğunu
söyleyen Temizel, "Konsey'in
vturdığı nokta da önemn. Kon-
sey'in \apıs gerekli görülürse ye-
niden biçimlendirüebilir" dedi.
Türkiye ekonomisimn artık
olağanûstü dönemleri de karşda-
yabilecek duruma geldiğini vur-
gulayan Temizel, bunda ekono-
miyle ilgili kurumlann ve ekono-
mi bürokrasisinin uyumlu çalış-
masının da önemli payı olduğu-
nu sözlerine ekledi.
TISK'ten
ücreûere
baskıANK.4RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Işveren
Sendikaları Konfederasyo-
nu (TİSK), Ekonomik ve Sos-
rekabet gücii poktikasr be-
lirlşnmesı gerektiğini \ urgu-
larken ıç pıyasadakı durgun-
luğun aşılması için tüketici fı-
nans kuruluşlanmn gelişti-
rilmesini istedi. İç borç yü-
künün kamu taşınmazlannın
satışıyla kapatılmasını öne-
ren TlSK, "ücrederi" hedef
seçti. Ücretlerde ve istihdam
politıkalarında "esneklik"
uygulaması isteyen TtSK,
kamu ışçilerinın reel kaybı
olmadığını, gerçekleşen de-
ğil hedeflenen enflasyonun
dikkate alınması gerektiğini
savladı.
TİSK. Ekonomik ve Sos-
yal Konsey toplantısında.
1998 yılına ilışkın venlere
göre, mali ve ekonomik ko-
şullar nedeniyle sanayide üre-
tim azahp emek verimliliği
düşerken, ücretlerin dolarba-
zında artarak ekonominin re-
kabet gücünü zayıflattığmı
savladı. u
Bu durum. reka-
Bunahm
kalkınmakta
olatı ülkeleri
vuracak
İSTANBUL (AA) -
Dünyayı saran global
krizin, 1999 yıhndaen
çok kalkınmakta olan
ülke ekonomıleriyle ge-
çiş ekonomilerini etki-
leyeceği bildinldi. Dün-
ya Bankası'nca hazırla-
nan ve kalkınmakta olan
ekonomilerin büyüme
performanslannın da de-
ğerlendirildiği yılhk ra-
porda, yaklaşık 18 aydır
sûren global knzin, 1999
yılmda en çok bu ülke
ekonomilerinde daral-
maya neden olacağı vur-
gulandı. Raporda, 1998
yılında kışi başma düşen
gelırde azalma yaşanan
ve aralannda Brezilya.
Endonezya'run da bu-
lunduğu kalkınmakta
olan ülkelerde. 1999 yı-
lında da gerilemenin de-
vam edeceği görüşü sa-
vunuldu. Söz konusu ül-
ke ekonomilerinin 2000
yılında toparlanmaya
başlayabileceği ıfade
edilen raporda, ancak
bu gelişmenin. daha de-
rin bir krizin önüne ge-
çilebilmesine yönelik
politikalann uygulama-
ya konması ve kalkın-
makta olan ülkelerin fi-
nans sektörlerini güç-
lendirmesiyle mümkün
olabileceği kaydedildi.
bet gücünü ve istihdamı ko-
rumak için konfederal dü-
zeyde çerçeve anlaşmalara
geçme>« krizdönenıinde dü-
şük ücretpoiitikası izk-me ge-
regbti de vTjrgulamaktadır"
gorüsünü savunan TİSK, ıs-
teklerını şöyle sıraladı:
• İşçi çıkarma ile kredi me-
kanizmasını ilişkilendirmek
ekonominin kurallanna, sos-
yal gerçeklere ters düşer. Yan-
hş bir uygulama, zor durum-
daki işletmelerin tüm çalı-
şanlannm İşsiz kalmaana yol
açabilir.
• Bugüne kadar kamu top-
lu ış sözleşmelerinde uygu-
lanan tüm işletmelere aynı
ücret zammının uygulanma-
sı esası terk edılmelı.
• Kamu sözteşmelerinde-
ki ücret zammında gerçek-
leşen enflasyon değiL enflas-
yon hedefleri dikkate alın-
malı. aynca verimlilik, mut-
laka belirieyici kabul ediime-
1L Kamu sözleşmelerinde üc-
ret zammı yapıiırken kamu
işçileri kesiminde ücret dü-
zeyinin yüksek olduğu. reel
ücret kay btnın bulunmadığı
ve pratikte muüak iş güven-
cesinin olduğu hesaba kabi-
malı.
•
7
kuruluşun ortak öne-
rısı doğrultusunda Ekono-
mik ve Sosyal Konsey yasa-
sı çıkanlmah. Konsey'in gün-
demi belirli kurallara göre
ve toplumsal kesimlerin ka-
tılımıyla saptanmalı.
• Konsey'de "toplumsal
uzlaşma ve işbirlıği progra-
mı" ohıştunılmah.
• Finans. kamu kesımi iş-
leyişi. tanmsal destekleme
ve sosyal güvenlik sistemı
reforma tabı tutulmalı. Sos-
yal taraflann mutabık kal-
dıklan 506 sayılı SSK tasa-
nsı yasalaştınlmalı.
• Ulusal RekabetGücü po-
litikası hı/.Ia oluşturulmalı \e
bu politika çerçevesinde ulu-
sal ücret politikasırun ana he-
defleri veesaslan belirlenme-
li.
• Yeni vergi yasasında gö-
rülen aksaklıklar hızla dü-
zeltilmeli. Peşin vergi ve 3 ay-
lık bilanço uygulamaları er-
telenmeli. çifte vergilendır-
meden kaçınılmalı. enflas-
yon muhasebesine geçilme-
li.
• Özelleştirmelere rvme
kazandınlmab.
• tşletmelerin istihdama
ilişkin vergi, fon yükümlülük-
leri azaltılmalı. Enerji malı-
yetleri ve zorunlu tasarruf
gibı yükler reel sektor için
azaltılmalı.
• tşletmeler üzerindeki
me>cut sosyal yükler hafifle-
tilirken topluma rekabet gü-
cü kaybı, yaünm azalması.
işsizlik, gelirkay in şekilleri n-
de yansıyacak ila\c sosyal
yükler getirilmemeli.
Ecevit, IMF ile yapılan görüşmelerin sonuçlanndan hoşnut olduğunu söyledi
4
Somut katkı hayalcilık olıırdu'
• Ecevit, partisinin dünkü
grup toplantısında yaptığı
konuşmada, "Umanm bu
hafta içinde. belki de bugün
Bankalar Yasası çıkacaktır.
O zaman da hepimiz vicdan
huzuru içinde seçim
çalışmalanna katılma
olanağı bulacağız" dedi.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
-Başbakan Bülent Ecevit "IMFöv-
gülerde bulunuyor, ama somut kat-
kı geliyor mu?"eleştirrlerine, **'So-
mut katkı betdemek hayakilik ohıp--
du. Önemli olan, IMF'nin Türki-
ye \e Türk ekonomisi, hükümeti-
mizin tutumu hakkında dünya fi-
nans çevrelerine güven vermesidir.
Bu güven bUdirgede en geniş ölçü-
de beiirtUmektedir" dedi. "Geci-
ken" reformlar çıkanlırsa IMF ve
uluslararası finans çevrelerinin
Tûrkiye'ye daha çok katkıda bulu-
nabıleceğini savunan Ecevit. Eko-
nomik ve Sosyal Konsey toplantı-
sında da, "tarihimizde ilk kez hü-
kümetin icra yetkisini sivil toplum
örgütleriyle paylaşmış okluğunu"
söyledi.
Başbakan Ecevit, partisinin dün-
kü grup toplantısında yaptığı ko-
nuşmada, Meclis çalişmalannın
artık sonuna yaklaşıldığını, seçim
ortamına girilmesi nedeniyle mil-
lersekillerinın haklı olarak bölge-
lenne gıtme gereksinimi duydu-
ğvınu anlattı.
Bankalar Yasası konusunda diğer
gnıplann büyük ölçüde onayını sağ-
Yasanın
yarannı
yalmz
hükümetin
değiL
Türkiye'nin
görecegmi
söyleyen
Başbakan
Ecevk,
"TBMM'nin
katkısıçok
""" ' oHemB.
Ekonomiyi
düzlüğe
çıkarmak
açısından
zorunlu olan
buyasanın,
bu hafta
içinde
Meclis'ten
çıkarak
yürürlüğc
gireceğini
umanm"
dedi.
ladıklannı bildıren Ecevit, "Uma-
nm bu hafta içinde, belki de bugün
BankalarYasasıçıkacakur. Ozaman
da hepimiz vicdan huzuru içinde
seçim çalışmalanna kablma olana-
ğı bulacağız. Bu yasanın yarannı
yalnız hükümet değiL Türkiye gö-
recek.TBMM'nin katkıs çokönem-
B. Ekonomiyi düzlüğe çıkarmak açı-
sından zorunlu olan bu vasanın bu
hafta içinde Meclis'ten çıkarak y ü-
rüriüğe gireceğini umanm'' dedi.
Başbakan Ecevit, IMF'nin Türkiye
ile ilgili sonuç bildirgesinde 55. ve
56. hükümetlerin yürüttüğü ekono-
mik ve mali politikalara büyük gü-
ven belirtildiğini anımsattı. Rapor-
da Bankalar Yasası'nın çıkanlma-
sı, reformlann gerçekleştirilmesı
yönünde ıstemlenn de yer aldığına
dikkat çeken Ecevit, sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Türkiye eğer geciken reformla-
n karariı bir şekilde harekete geçi-
rirse IMF güçlü ve somut biçimde
Tûrkiye'ye destek verebilecektir,
denildi. Bu üzerinde durulan re-
formlann başında, sosyal güvenlik
reformu geliyor. Gümrük buiiği ile
ilgili bazı uyum yasalannın da çık-
ması sağianabilirse [MF ve ulusla-
rarası finans çevrelerinin Türki-
ye'yıe daha çok katkıda buhınabO-
mek için bekiedîkleri koşpUar bü-
yük ölçüde, hatta tümüyİe gerçek-
leşmiş olacakür.'"
Demokratik kafalımcılık
Ecevit. Ekonomik ve Sosyal
Konsey toplantısı hakkmda da gru-
ba bilgi verdi. tlk kez konseyde
hükümet temsilcileri ile srvil kesim
temsilcilerinin eşit sayıya getiril-
diğini vurgulayan Ecevit, böylece
demokratik uzlaşmacılığın yanm-
da demokratik katılımcılığın da so-
mut ömeklerini sergilediklerini bil-
dirdi. Ecevit, "Toplantıda demok-
rasi açısından krvanç verici bir uz-
laşma sağlandı" dedi.
Ecevit, anayasanın meslek ör-
gütü yöneticilerinin milletvekili
seçilmesini engelleyen 82. mad-
desiyle ilgili olarak da, "Bubir de-
mokrasi ayıbıdır. Dünyamn hiçbir
yerindeböyk bir sınıriama okfuğu-
nu zannetmiyorum. 12 Eylü) önce-
si böyle bir yasak yoktu. Bu degi-
şikligi yapmanm seçimlerden son-
ra bizim hükümetimize nasip ola-
cağuıa inanıyorum" diye konuştu.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Osmanlı'nın Çöküşü
Son dönemde "Osmanlı", çok yoğun bir biçimde
gündemde. "Kuruluşunun" 700.yılı kutlamalan, ılginç
tartışmalan da gündeme getirdı. Siyaset Meydanı'na
getirdiği her konuyla, uyku düzenimızı ve kafamızda-
ki sorulan attüst eden sevgili Ali Kırca'nın toplantısın-
da, bu konuda çok ilginç şeyler dınledim ve izledim.
Doğrusunu isterseniz, "Türkiye Cumhuriyeti Os-
manlı'nın devamı mıdır, değil midir" sorusunu çok an-
lamsız buluyorum. Türkiye Cumhuriyeti, hiç kuşkusuz
Osmanlı'nın devamıdır. Bu cumhuriyeti kuran ınsan-
lar, gökten zembille inmediler ya...
Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı'nın deva-
mı olması, Cumhuriyetimizin "bambaşka" bir yapı ve
zihniyetle tarih sahnesine çıkmış olması gerçeğini de-
ğiştirmez.
Çok eskilerde, şeriatçı bir siyasetçiyle televızyonda
tartışırken, adamın süreklı olarak, "ecdadımız, ecda-
dımız..." diye konuşmasına kızmış ve "Sizin ecdadı-
nız olduğu kadar, bizim de ecdadımız bu adamlar. Ar-
kalanna neden sığınıyorsunuz?" diye konuşmuştum.
Gerçekten kımi "muhteremler"(\) ecdadının hayalı ile
yaşamaktan, dünyanın dönmekte olduğunu unutabi-
liyorlar.
Aslında, Cumhuriyet tarihi konusunda çalışmış olan
hocalanmız arasında iki farklı yaklaşım vardı. Enver
Ziya Karal hocamız, Cumhuriyetin geçmışıyleolan bi-
rebir bağlantısını önemsemez ve "yepyeni" bir baş-
langıç olduğunu düşünürdü. Buna karşılık Tank Za-
ferTunaya hocamız, Cumhuriyetimizin köklerinı, Os-
manlı'nın son dönemlerinde arardı. fye hiç kuşkusuz
bulurdu...)
Doğrusunu isterseniz ben kendimi Enver Ziya ho-
camızdan çok, Tank Zafer hocamıza yakın bulurum.
AmaOsmanlı'yı hiçbir biçimde abartmadan ve "ne ol-
duğu" konusunda, gerçekçi bir yaklaşımla...
Gençliğimızde; Atatürk'e ve Cumhuriyetımıze düş-
man olan kimı kalemler, Atatürk'ü küçük düşürücü ve
hatta hakaret edıci bir şeyleri dile getirmeye pek ce-
saret edemezler, bunun yerıne Osmanlı'yı aDartılmış
bir biçimde överek kendilerince mutlu olmaya çaba-
larlardı. Şimdi bakıyorum, Atatürk'le ılgılı olarak, insa-
nı isyan ettırecek şeyler kaleme alınıyor ve binbir ya-
lan dile getinliyor ama, Osmanlı'yı abartılmış bir biçim-
de övme alışkanlığından da vazgeçilmış değil.
Kimi meslektaşlanmızın yazdıklannı okuduğunuz ve
konuştuklannı dinlediğinız zaman, sanki Osmaniı'dan
"yüce"ve "büyük" bir şey olmadığı "zehabına" kapı-
lıyorsunuz. Adamlar toz kondurmak ıstemiyortar. Ta-
mam, bu insanlar bizim "ecdadımız" ama. neden çök-
tüler? Bu kadar mükemmel ve kusursuz bir impara-
torluk idiyse, neden 1. Dünya Savaşı'nın sonunda ta-
rih sahnesinden silinme durumuna geldi?
Bunları dinlediğinız zaman; sanki Osmanlı bütün
görkemiyle ayakta ıdi ve bir kısım subaylar bu devle-
tı ortadan kaldırarak Cumhuriyeti kurdu, ızlenımıni edi-
niyorsunuz. Yok böyle bir şey. Osmanlı zaten tarih
sahnesinden silinmişti. Ve Osmanlı tanh sahnesinden
sılinirken aynı coğrafyada büyük bir önderın lıderlığin-
de ulusal kurtuluş mucadelesı veren Osmanlı halkı, Tür-
kiye Cumhurıyetı'nı kurmuştu.
Tabii bir gazete yazısı çerçevesinde, derınliğıne ço-
zümlemeler yapmak mümkün değil. Bu nedenle Os-
manlı'nın çöküşünü fazla aynntılı bir biçimde ele ala-
mıyorum. Ancak şu kadannı söyleyeyim ki; Avrupa'da
aydınlanma sonrasında, bir fırtına gibi esen "ulusçuz
luk" (mitliyetçilik) akımı, Osmanlı'nın "çokuluslu'bün-
yesını derınden denne sarsmış ve çökuntünün ana
nedenlennden biri olmuştur. (Meselenın ekonomik bo-
yutunu ve burjuvasını oluşturamayan Osmanlı'nın ka-
çınılmaz kadenni tartışma dışı tutuyorum. Zaten bu ko-
nuya daha önceleri de defalarca değinmiştım.)
Ali Kırca'nın toplantısında ortaya atılan ve (uyanık
kalabildiğım sürece) doyurucu bir yanrtını bulamadı-
ğım soaı, "Cumhuriyet'in neden 1940'larda Osman-
lı'ya karşı tavıraldığı" sorusuydu.
Aslında saptayabildiğim kadanyla Cumhuriyet'in
hemen sonrasındakı Osmanlı değerlendirmesıyle,
1940'lardaki değerlendirmeler arasında, çok cıddi de-
rece farklılıkları yoktur. Zaten olması da beklenemez.
Bu konuda, bir "farklılık" olduğunu ilen sürenlerin bi-
linçaltlarında yatan şey, Atatürk'e pek dil uzatamadık-
lanndan, "nefretlerini" Ismat Paşa'yayönlendiren ya-
zariann "abartmalan"d\r.
Fakat eleştiri dozu biraz arttıysa, bunu da Cumhu-
riyetimizin bir "ulus devlet" olma konusundakı çaba-
lan çerçevesinde değeriendirmek gerekir. Gerçekten
o "çokuluslu" heterojen yapıdan, bir "ulus yaratmak"
ve bu ulusun devletmı kurmak iddıa ve çabasındaki
cumhuriyetimizin, geçmişiyle olan bağlannı biraz ih-
mal etmesini anlayışla karşılamamız gerektiğini düşü-
nüyorum.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 75. yıldönümüyle,
Osmanlı'nın bağımsızlığını ilan edışinın 700. ytlının
peş peşe gelmesi, hoş bir rastlantı oldu.
Her ikısi de kutlanmaya değer.
TMMOB Başkam'na ziyaret
KESK, miting için
destek turunda
ANKAR.-V / İZMİR
(Cumhuriyet) - Kamu
Emekçileri Sendikaları
Konfederasyonu (KESK).
13 Şubat Cumartesi günü
Sıhhiye'de düzenleyecek-
leri "Ekonomik ve De-
mokratik Haklar Vlitin-
gi
r
'ne destek sağlamak
içm Türk Mühendis ve
MımarOdalan Bırliği'ni
(TMMOB) ziyaret etti.
KESK Başkanı Siyami
Erdem, TMMOB Başka-'
nı YavuzÖnen'i ziyaretin-
de, tüm emek örgütlerinin
ortak istemlerekseninde
ortak mücadele etmesini
istedi. Erdem, kamu
emekçilerine ve tüm hal-
ka yönelik baskılan cu-
martesi günü düzenlene-
cek mitingle Türkiye ve
dünya kamuoyuna duyu-
racaklannı kaydetti.
Yavuz Önen de,
KESK'in mücadele çizgi-
sini ve mitingin zamanla-
masını doğru bulduklan-
nı söyleyerek "Kamu ke-
siminde 70 bin çalışanı-
mız var. Bu bir anlamda
bizim de mitingimiz.
KESK'e sonuna kadar
destek vereceğJz" dedi.
Ekonomik ve Sosyal
Konsey (ESK) toplantı-
sını da eleştiren Önen,
ESK'yi, hükümet politi-
kalanna destek sağlamak
amacıyla oluşturulmuş
platform olarak değerlen-
dırerek "Toplumda muha-
lif sesler giderek azahyor.
Lç büyük konfederasyo-
numuz, ESK'de Banka-
lar Kanunu'na payanda
haline geldi. Çalışanlar
aleyhinde sistemle uzlaş-
mayı politika haline geti-
renlere söyleyeceklerimiz
var. Bu açıdan baktığımız-
da KESK'in sürdürmek-
te olduğu mücadele çizgi-
sini dognı buluyonız* di-
ye konuştu.
Kamu Emekçileri Sen-
dikalan Izmir şubeleri yö-
neticileri, DSP lzmir il
yöneticilerinden. sahte
sendıka yasasının geri çe-
kilerek özgür ve demok-
ratik sendikal yaşamı ice-
ren yasamn çıkanlmasını
istediler.
DSP lzmir il yönetici-
leriy le kısa bir süre görü-
şen lzmir şubelerinin yö-
neticıleri, istemlerini içe-
ren bildirilerini yönetici-
lere verdiler.
lzmir Şubeler Plarfor-
mu Dönem Sözcüsü Mev-
lüt Ülgen, DSP il binası
önünde yaptığı basm açık-
lamasında yöneticileri ser-
mayeye hizmet etmekle
suçladı.
Tüm yataş nome ve
peşin fiyatına taksitle!