Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
Diyarbakır çetesi davasında Yüzbaşı Coşkun Bayar üst rütbeli komutanlan suçladı
'Jandarma rüşvet aldı'ENVERSEVİŞ
DİYARBAK1R - "Diyarbakır çete-
s"davasından tutuklu yargılanan Diyar-
bakır Jl Jandarma Alay Komutanlığı
Uyuşturucu ve Silah Kaçakçıhği Şube
Müdürii Yüzbaşı Coşkun Bayar. Diyar-
bakır'da görevli bazı üst rütbeli komu-
tanlara ağır suçlamalarda bulundu Ba-
yar. yöredeki zengın işadamlannın adla-
nnın ŞemdinSaküYın ifadelennde geçi-
yormuş gibi göstenlerek gözaltına alın-
dığını \ e 30-40 bin mark karşılığında ser-
best birakıldığm öne sürdü. Olayı açığa
çıkarmak için görevlendinidiğıni ancak
bir komplo sonucu cezaevıne konuJdu-
ğun anlatan Bayar. "Ben eğer bu olayda
tutuklanmamış olsavdım, bu çete mahke-
me huzurundaydı. Aynca emniyetin de
bazı olaylarda parmağı vardır" dedi.
Dıyarbakır'da Fetfai İpek adlı vatanda-
şı kaçırarak öldürdükJeri ve esrar kaçak-
çılığı yaptıklan iddiasıyla 2 astsubay, 2
uzman çavıış \e birjandarma muhbiriy-
ie biriikte 1 No'lu DGM'de tutuklu ola-
rak yargılanan yüzbaşı Coşkun Bayar,
geçen günlerde yapılan son duruşmasın-
da. "tezgâhı anlâtacağuu" gerekçe göste-
rerek saionun boşaltılmasını istemişti.
Ifadelen Diyarbakır 1 No"lu Devlet Gü-
venlik Mahkemesı tutanaklannda yer
alan Jandarma Yüzbaşısı Coşkun Bayar,
"jandarma içinde bir çete"nin varlığın-
dan sözederek şu iddialarda bulundu.
~ParmaksızZeki (Şemdin Sakık) yaka-
landığuıda, sorgusunda tespit edilniis gi-
bi,>öredeki bazı zengin kûnseter ifadesin-
de adı geçiyormuş gibi gösterilerek bu şa-
hıslar gözaltına alınmış ve daha sonra30-
40 bin mark karşılığında herhangi biriş-
lem yapılmadan serbest bırakılmışlardır.
Bu konuda Genel Komutanlıkça görev-
lendiriJnıişrJm. Araşnrma aşamasınday-
dım... Henüz soruşturma tamamlanma-
mıştL Ancak bunu yapanlann tsimlerin-
nin yazrimasını istemiyoruın. Ben bu işi
yapan kişilerûı isimlerinin gizli kalması-
nı istryorum. Ben bu isûnleri telafluz et-
tim ama yazümasını istemiyonım. Ben
eğer bu olayda tutuklanmamış olsaydun,
buçete mahkeme huzurunda>dı veyaka-
lanmış olacakn. A\ nca emnhetin de ba-
zı ola> larda parmağı \ardır..."
Bayar, mahkemede lehine tanıkhk et-
mek ısteyen ve avukatı aracılığıyla duruş-
maya çağınlan Kemal Türk adlı jandar-
ma muhbirinin öldürüldüğüne de dikkat
çekerek ."Ben içerde olduğura sürece bu
gibiinsanlaröldürülmeyedevam edecek"
dedi.
Yüzbaşı Bayar' ın ifadesinde Şemdin
Sakık'ın sorgulamasına katılan bazı su-
baylar ile bu subaylann para aldığı öne
sürülen Güneydoğulu zengin işadamlan-
nın adlannı verdiğı ancak işadamlannın
can güvenlıkleri nedenıyle isimlerin tu-
tanaldara geçmedıği öğrenildi.
Öte yandan, son yapılan duruşmada
yüzbaşı Bayar aleyhine verdiği ifadeleri
geri alan ve Itirafçılık Yasası'ndan fayda-
lanmak için yanlış ve yalan ifade \erdi-
ğini belırten tutuklu jandarma muhbiri
AJi Yıküz ise Fethi Ipek'in kaçınlarak öl-
dürülmesı olayını üstlendi. Yıldız olayın
açığa çıkartılması istemiyle şu ifadeleri
verdi: "Gözalündayken bu olayın açığa çı-
karnlmasu büdUderimi anlanp anlatma-
mam hakkında çok şev düşündüm. So-
nunda Dharbakır İl Jandarma Alay Ko-
mutanı">lagörüsmek istediğinıi veondan
sonra açıklamaiarda bulunabileceğimi
söyledim. Jandarma Alay Komutanı'via
gözalünda} ken yapöğım görüşme sıra-
stnda kendisi bana," Bu pıs işleri kim yap-
tıysa bana hepsini anlat. Yasadışı işlere
kim bulaşmışsa hiçbirini affetmem. Ken-
di öz babam bile olsa ve yasadışı bir su-
ça kanşmışsa mutlaka mahkemelerde
yargılanacaktir' dedi. Bu konuşmadan
sonra açıklamaiarda bulundum."
Süleymancılara
Başbakanlık'tan
Ihık
• ANKARA (ANKA) -
Başbakanlık'ın Internet'teki
vveb sitesının ülkücüler
tarafından "'kmlmasından"
sonra bu kez de
Başbakanlık vveb sitesmden
"Süleymancılar"ın vveb
sitesıne lınk verildiği ortaya
çıktı. Edinılen bılgiye göre,
"ww. basbakanhk.gov.tr"
adresindeki Başbakanlık
vveb sıtesinde diğer sitelere
bağlantılann yer aldığı
"lnternet Bağlantılan"
bölümünde Türkiye'deki
tnternet servislerinin
bulunduğu bir sayfa yer
alıyor. Burada ise yeni
servislerin sayildığı sayfada
"Süleyman Hilmi Tunahan
VVebi" başlığı altında
Tunahan'ın taraftarlannca
oluşturulmuş siteye
ulaşılıyor.
Bergamalı çevre
ödülüne aday
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TMMOB
Mimarlar Odası Yönetim
Kurulu. Bırleşmış Mılletler
ÇevTe Programı (UNEP)
tarafından verilen
"Sasakavva Çevre Ödülü"ne
1999 yılı ödül ada> ı olarak
Bergama köylülerinin
gösterilmesıni TMMOB'ye
ve Çevre Bakanlığı'na
önenne karan aldı. TMMOB
Mımarlar Odası'ndan
yapılan açıklamaya göre
UNEP'in "Sasakavva ÇevTe
Ödülü". çevre yönetımi veya
korunması konusunda
dikkate değer katkılan olan
kişilere verilıyor. Bu katkının
"uluslararası veya bölgesel
önemde" olması ilkesi
benimsenen ödül kurallanna
göre üye ülkeler bırden fazla
kişıyi de aday gösterebilıyor.
Seçim itirazına
usul' reddi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danışta>,
yurtdışında yaşayan
yurttaşlann 18 Nisan'da
yapılacak seçimlerde oy
kullanamamaları nedenıyle
seçimlerin iptal edilmesinı
isteyen dava dilekçelerinı.
usule uygun olmadığı
gerekçesiyle iade etti.
Başvurulan. dava
dılekçesinden çok
şikâyetlerin dıle getirildiğı
bir dilekçe olarak kabul eden
Danıştay Başkanlığı'nın
ilgililere gönderdiği iade
yazısında. "Dilekçeniz
hakkında başkanlıgımızca
yapılacak herhangi bir ışlem
bulunmamaktadır" denıldı.
Birdal'ın
yargrianması
• DtYARBAKIR
(Cumhurhet Bürosu) -
"Dernek yoluyla bölücü
örgüt propagandası"
yaptıklan ıddia edılen Insan
Haklan Derneği(İHD)
Genel Başkanı Akın Bırdal
ile dernek yöneticılerınin
yargılanmasına Diyarbakır
DGM'de başlandı.'
Diyarbakır 2 No'lu DGM'de
görülen davanın dünkü
oturumuna katılan tutuksuz
sanık Akın Birdal.
sorgusunda. daha önce
talimatla alınan ifadesini
yineledığini belirtti.
Seçim genelgesi
• ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - Bağımsız
Ulaştırma Bakanı Hasan
Basn Aktan, bir genelge
yayımlayarak 18 Nısan'da
yapılacak yerel ve genel
seçimlerde ilgili kurumlann
tarafsız davranması
talımatını verdi. Aktan,
ulaştırma ve haberleşme
hizmetlerinin düzenli, hızlı.
yürürlüktekı yasa ve
yönetmeliklere titizlikle
uyularak yerine getirilmesini
istedi.
İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi öğrencisi Ali Kayahan'ı anma toplantısı
26 ydlık gözaltmda kayıp
HATtCETLHSCER
7 Mayıs 1974 tarihli Cumhun-
yet gazetesinde "Kayıp Aranıyor"
başhklı fotoğraflı bir ilan yayım-
lanır. Gönen Üzümlü Köyü'nden
Osman Kayahan 1947 doğumlu
oğlu AliKa>ahan'ın6Şubat 1973
tanhinden ben kayıp oldufunu be-
lirterek tanıyanlann veya akıbe-
tinden haberi olanlann kendısıne
biidırmelerini ister.
26 yıldır kendisinden haberalı-
namayan Ali Kayahan, son yıllar-
da sık sık tartışılan ve "Cumarte-
si Anneteri" eylemlerine konu olan
"gözaltında kayıp
w
lann ilklerin-
den. İstanbul Devlet Mühendislik
ve Mimarlık Akademisi öğrencisi
olan ve 26 yaşında kaybolan Ali
Kayahan için Türk Mühendis ve
MımarOdalan Birliği (TMMOB)
üyesi ve dava arkadaşlan tarafın-
dan bir anma toplantısı düzenlen-
dı. Kayboluşunun 25. yıldönümü
olan 8 Şubat'ta düzenlenen top-
lantıda anlatılan Kayahan'ın öy-
küsü şöyle: 6 Şubat 1973 günü sa-
at 15.00'te Topkapı-Aksaray yö-
nünde Haseki durağında İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Sıyasi Şube
polislerince gözaltına alınır.
Görgü tanıklannın ıfadesine gö-
re "kavuniçi Murat 124 marka bir
otomobil ile o dönemde Gajrette-
pe'de bulunan Emniyet Müdürlü-
ğüne" götürülür. Aynı dönemde
Sıyasi Şube'de bulunanlar kendi-
sini son olarak 7 Şubat 1973 günü
1. Şube hücrelerinde gördüklerüıi
söylerler. Arkadaşlan ölüm tarihi-
nin kesın olmamakla bırlikte 8 Şu-
bat 1973 olduğunu düşünüyorlar.
"Haziran Hareketi" davası süre-
since arkadaşlan sıkıyönetim
mahkemelerine dılekçeler vererek
•'iddiaııanıe''de Metin olarak adı
geçen kişiyi kontrgerillada işken-
celı sorguları su"asında gördükle-
rini bildirdiler.
Rasih Nuri tleri (sol başta) kitabında Ali Kayahan'ın 'kayboluş olayını' yazdı.
Kayıp
Aranıyor
Yan tarafta
fotojrafı bu-
lunan l'MT
doğumlu Drv
let Mırnarl.i
Mührndi«İ!k
Akadcmifi o{
nncitrrindtn
ALİ
KAYAHAN
6 Şubal 1173 tarıhınden b«-
ri kayıptır. KendlMni tanı-
yan ve bılfnlerln vey» akı-
b«tinden haberi olanlann ı
?i>£)daki adrese veya Gö-
ncn'de 373 numaralı telefo-
na bilrtirmclermi en içten
sayjılarımla rica ederim.
Babam:
Osman Kaıahan
fıümlii K»»ü
GONEN
A>TII şahsın 7 Mayıs 1974 tan-
hinde Cumhuriyet gazetesinde ya-
yımlanan fotoğraflı kayıp ilanın-
dan
u
Ali Ka>ahan
r
olduğunu an-
ladıklannı ve akıbetinin ne oldu-
ğunun açıklanmasını istediler. 9
Mayıs 1974'te Cumhunyet gaze-
tesinde yayımlanan "Haziran Ha-
reketi" davası sırasında arkadaş-
lannın verdikleri dilekçeden söz
ediliyor. İstanbul Devlet Mühen-
dislik ve Mimarlık Akademisi öğ-
rencileri de 8 Mayıs 1974'te döne-
mın başbakanı BİUent Ecevit lçiş-
leri Bakanı Oğuzhan Asiltürk.
Adalet Bakanı Şevket Kazan ve
Balıkesirmillervekillerineçektık-
len telgraflarda şöyle diyorlar:
"1 Ma>T$ 1974 tarihli Cumhuri-
yet'te akademimiz öğrencilerinden
.\li Kayahan'ın 6 Şubat 1973 tari-
hinden itibaren kaybolduğuna da-
ir ilanı okuduk. Arkadaşımızın si-
yasipoliste,işkeoccsırasuıda öldü-
rüldüğüne dair söv lentiler voğun-
laşmışur. Babasından öğrendiği-
mize göre ortadan ka> bolmasın-
dan dört gün önce 2 Şubat 1973'te
köylerindeki evlerinde arandığın-
da bulunamamış. Güvenlik ku\-
vetlerince vapılan bu aramadan
sonra son olarak İstanbul'da 6 Şu-
bat 1973 tarihinde görülmüş \e bu
günden >ana izine rastlanmanuş-
ür. Arkadaşımız çevremizde hal-
kın davasını savunmakla tanımr.
ücvrimci bir öğrenci olarak bili-
nirdi. Bu viizden hapse girip çik-
mıştı. Bövle bir durum arkadaşı-
mızın siyasi bir cinavete kurban
gittiği konusundaki soylentilere
kuvvet kazandırmaktadır. Gerçe-
ğin anlaşdabilmesi için ilgi ve >ar-
dımlannızı beklivoruz."
Mcak 11 Haziran 1974 tarihli
Istanbul Merkez Komutanlıgı'nın
1. Ordu Komutanlığı'na yazısuıda
Ali Karahan isimli bir şahsın gö-
zaltına alındığına ilişkin bir kayıt
bulunmadığı belutiliyordu. İstan-
bul Emniyet Müdürlüğü'nün 15
Haziran 1974 tarihıyle 1. Ordu
Komutanlığı'na gönderdiği yazıda
da Ali Kayahan isunlı bir şahsın
gözaltına alınmadığı ifade edili-
vordu. Rasih Nuri Deri. Anadolu
Yayınlan'ndan çıkan ve ilk baskj-
sı Kasım 1976'da yapılan "Mihri
BelL* olayı (II) Marksist Leninst
Haziran Hareketi'' isimli kitabın-
da Ali Kayahan'ın kaybolması
olayını anlatmıştı. Ileri. Ali Kaya-
han'ın kayboluşunun 25. yılı nede-
ni) le düzenlenen toplantıda yaptı-
ğı konuşmada, kendisinin 2 gün
sonra gözalrma alındığını ve biray
süreyle nerede olduğunun kav ıtla-
nnın oimadığmı ve kontrgeriİla ta-
rafından sorgulandığını söyledi.
Ilen "Keşke bundan sonra kavıp-
lar durdurulabüse. İlk faili meçhul
daha doğrusu faili belli, apaçık or-
tada. Ne vazık ki bugüne dek de-
vam eden çeteieşme durdurulama-
dı"dedi. TMMOB 2. Başkanı Ce-
lalBeşiktepe,AlıKayahan°ınkay-
bedilmesinın zincirin ilk halkası
olduğunu belirtti. Olayın yeniden
gündeme getirilmesi için bir ko-
misyon kurulmasının kararlaştınl-
dığı toplantıdan çıkan sonuç şöy-
le ifade edildi: "Bu gözalbnda ilk
kavip olarak Türkhe'nin i^kence
tanhinegeçen.Ali Ka> ahancinaye-
tinin sorumluları açığa çıkaniabil-
se^di sonraki vıllarda yoğunlaşan
'gözaltında kayıplar' yaşanmaz-
Savcı' Sanık
Yasalar'
kitabmm
peşinde
NECATİAYGEV
tZMİR - lzmir DGM Savcılığı "Sa-
nık Yasalar*1
kitabının yazan Avukat
Kemal Kıriangıç hakkında takipsizlik
karan venrken lzmir Basm Savcısı da-
va açtı. Avukat Kıriangıç. kitabında sa-
dece yasalardaki bazı maddelerin insan
haklanna aykın olduğuvla ilgili eleştiri
yaptığını belirterek "Savcılar düşünce-
nin degil.çeteleriru mafvanın peşine düş-
seler daha iyi olurr
dedi.
tzmir Barosu avukatlanndan Kırlan-
gıç'ın "Sanık Yasalar" adlı kitabını da-
ha önce ınceleyen lzmir DGM Savcısı
Fevzi Tetik. sonuçta karannı şöyle açık-
lamıştı: "Kitap ûıcelendiğinde, sanık
belli bir mezhep. ırk. din. sınıf. farklılığı
gözeterek. halkı kin ve düşmanhğa tah-
rik etfiğine dair ifade *e dejimlere rast-
lanmamış. genel anlamla yasalann ye-
tersiziiğini ortayakoymuş. belli birdin ve
nıezhebi vc ırkı öviicü \e verici södere
rastlanmamıştır. Bu nedenle kitaptaki
metnin bu yönü ile suç oluşturma>acağı
kanaati ile sanık hakkında kamu adına
tahkikata mahal olmadığına CMUK
164. maddesi gereğince karar veriktL"
lzmir Basın Savcısı Nihat Ogan ise
olayın peşini bırakmayarak önce kitabın
toplatılma karan alınması için lzmir 1.
Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurdu.
Mahkeme savcının bu ıstemini reddet-
tı. Ogan bu kez Kırlangıç'ın kitabında
kanunlan aşağıladığı savıyla TCY'nin
159'3. maddesine muhalefet ettiği ge-
rekçesiyle lzmir 2. Asliye Ceza Mahke-
mesi'ne dava açtı. lzmir 2. Ağır Ceza
Mahkemesi yargıcı. kitapta suç unsuru
bulunup bulunmadığının saptanabilme-
si için bilirkışı olarak Dokuz Eylül Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi öğretim üye-
sı Prof. Dr. Bahri Öztürk'ü tayin etti.
İpekçi suikastına kanştığı iddiasıyla yargılanan Çelik duruşmaya katılmadı
6
Devlet gerçeği saldıyor
9
Istanbul HaberServisi- Mi1-
liyet Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni ve Başyazan Ab-
di İpekçi'ye düzenlenen su-
ikasta kanştığı iddiasıyla hak-
landa dava açılan ülkücü Oral
Çelik'in yargılanmasma dün
devam edildi.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mah-
kemesi'ndeki duruşmaya sa-
nık Oral Çelik gelmezken
İpekçi ailesinin avukatlan
Turgut Kazan ile Uğur Yeti-
moğJu katıldı. Duruşmayı Tür-
kiye Gazeteciler Cemiyeti (T-
GC) Başkanı NailGüreli iJe T-
GC Genel Sekreteri Turgay
Olcayru da izledi.
Mahkeme başkanı. Yalçın
Ozbey'le görüşen 2 MİT gö-
revlisiyle ilgili MlT Müsteşar-
lığı'na yazılan yazıya yanıt
geldığini belirtti. Yanıtta, söz
konusu göreviilerin adlanrun
ve adreslerinin "ne amaçla"
istendiğinin bildirilmemesi
gerekçe gösterilerek açıklan-
madığını kaydeden mahkeme
başkanı. görüşmeye aıt ses
bantlannın ise MlT Müsteşar-
lığı'nca muhafazasına gerek
kalmayan evrakın imhası yö-
nündeki yönetmelik uyannca
yok edildiğinin bildırildiğini
ifade etti. Mahkeme başkanı,
Yalçın Özbay'la Almanya'da
görüşen emniyet irtibat görev-
lisi Nail Aydın'ın Ankara 1.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce
alınan ifadesinin mahkemeye
gönderildiğini tutanaklara ge-
çirdi.
Talimat yazısı üzerine 13 O-
cak'ta ifadesi alınan Nail Ay-
dın, Almanya'da görevli oldu-
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıkOralÇelik gelmezken İpekçi ailesinin
avukatlan Turgut Kazan ile Uğur Yetimoğlu katıldı. Duruşmayı TGC Başkanı Nail Güreli ile
TGC Genel Sekreteri Turgay Olcaytu da izledi. (Fotoğaf: BERTAN AĞANOĞLU)
ğu 1995 yılında başkonsolos-
luk kanalıyla gelen bir emirde.
Türkiye'den gelen 2 görevliyi.
Özbay'la görüştürmesinin is-
tendiğıni ifade etti. Aydın, gö-
revhlen 3.4.6 ve 8 Şubat 1995
tarihlerinde Alman polisinin
belırlediği bir restoranda gö-
rüştürdüğünü söyledi. Görüş-
melere katılmadığmı söyleyen
Aydm. "Görüşme konusunda
görevlendirilince, Ankara ile
temasa geçip yapılacak görüş-
menin konusu hakkında bana
ön bilgi ve doküman veriüne-
sini istedim. Cevaben, 'Anka-
ra'dan gelen ekip, bu işte ge-
rekli bilgi vedokümana sahip-
tir" denildi. Ben Frankfiırt
Başkonsolosluğu'nda narkotik
büro görev lisiydim. Bu neden-
le Yalçın Özbay'ın uyuşturucu
kaçakçılığı vaptığı konusunda-
ki iki klasörü .Alman polisin-
den temin ettim. Bunlan An-
kara'va göndermiştün, ancak
görüşme bu konuda yapıima-
dı" dedi.
Duruşmada daha sonra söz
alan avukat Turgut Kazan. em-
niyet ve MtT'in soruşturmayı
kilitlemek istediğini savuna-
rak devletin mahkeme ve sav-
cılıktan gerçeği sakladığını
kaydetti.
2 MfT görevlisi ile ilgili ola-
rak MlT Müsteşarlığf na ye-
niden yazı yazılmasma karar
v eren mahkeme heyeti duruş-
mayı erteledi.
Duruşmanın ardından gaze-
tecilere bir açıklama yapan
Nail Güreli, suikastta payı
olanlann günümüzde hâlâ
egemen olduğunu kaydetti.
Birtakım güçlerin belge ve ka-
nıtlan yargıdan sakladığını
söyleyen Güreli, "Yargınınça-
lışmasını engellemeye çalışı-
yoıiar. Çünkü tpekçi suikastı
ayduılanırsa son 20 vılda işie-
nen pek çok faili meçhul cina-
yet çorap söküğü gibi gün or-
tasuıa çıkabilecek" dedi.
GLOBALPOLİTİKÜLTLTI
ERGİN YILDIZOGLU
'Dostlap Alışverişte Göpsün'
Dünyanın en küçük, genç ve hatta yapay devletle-
rinin birinin despotu öldü. Başta dörtABD devlet baş-
kanı olmak üzere tüm ülkelerin liderleri cenazesine
doluştular. Yeltsin bile hasta yatağından (kimilerine
göre ölüm döşeğinden) kalkarak altı saatligine olsun
bu kalabalığa katıldı. Uydu kanallar tüm dünyaya bu
cenaze törenini gün boyunca naklen verdiler.
Merasimi aktaran gazeteciler, ortadaki abartılı du-
rumu açıklamakta oldukça zorluk çekiyoriardı. Sık
sık kralın ne kadar büyük bir siyasetçi olduğu, orta-
da şu anda ölüm döşeğinde olan VVye River anlaş-
masından başka pek bir kanıt olmasa da, anlatıldı.
Kral Hüseyin ın soğuk savaş sırasında, bölge lider-
lerinden farklı olarak komünizmin cazibesine kapıl-
mamış olması bile, sanki bir kral için böyle bir seçe-
nek olabilirmış gibi, bilgece vurgulandı. Merasimin
boş laflar kargaşası olduğunu ise sanınm, en iyi, Na-
tenyahu'nun "Hüseyin'in ölümübanşsürecindeye-
ni bir dönem başlatıyor" gıbisinden, en iyi niyetle
'mürailik' olarak yorumlanacak sözleri ortaya koydu.
Bir bu kadar devlet adamının, böyle görkemli, a-
ma ıçerikten yoksun bir şekilde bir araya toplanma-
sının, başta CNN olmak üzere uydu kanallann çıkar-
dığı gürültünün, yüz yıl kapanırken, aynca sembolik
bir anlamı olup olmadığının uzun uzadıya tartışılma-
sı, çözümlenmesi gerektığini düşünüyorurn.
Devlet başkanlannı olmasa bile, dünyayı ekonomik
ve siyasi, hatta ıdeolojik düzlemlerde fiilen yöneten-
leri bir araya toplayan Davos zırvesı sanınm bir baş-
langıç noktası oluşturacak kimi ipuçlarını bize suna-
bilir. Dünyayı yönetenler, 'Son 50 yılın en büyük kri-
zi' olarak tariflenen bir dönemin ortasında, Davos'ta
bir araya geldiler. Her kafadan bir ses çıktı. Dünya
ekonomisi hırçın ve hantası çıkanlmamış sulardan
geçıyordu, ama dünyanın liderliğini üstlendiğini ileri
süren ABD'den, 'haritaya gerek yok, alışırsınız'dan
daha anlamlı bir öneri gelmedi. ABD dışında hemen
herkes, kaptanlığı üstlenmiş IMF'nin artık bunadığı-
nı, bir süredir ne yaptığını bilmediğini düşünüyordu,
ama yıne de Brezılya ve tüm Latin Amerika'nın kade-
rinin IMF'nin elıne terk edilmesi önlenemedi.
Dünyanın 2/3'ü resesyonda. Malı piyasalara ege-
men çok az sayıda şırket. artık tümden denetimden
çıkmış bir şekilde, züccaciye dükkânına girmiş boğa
gibi ortalığı kınp döküyor. ABD borsası takıldığı yer-
de bir sağa bir sola sallanıyor, tüm küresel ekonomi
yıkıldığı zaman altında kalma korkusuyla titriyor. Her
gün bir yeni şirket evlenmesi, on binlerce insanı so-
kağa atarak yeni bir 'feodal imparatoriuk', bir cana-
var yaratıyor. Ama kimileri hâlâ serbest piyasa eko-
nomisinin faziletlenni öve öve bitiremiyorlar.
Daha yakından bakınca, bugüne kadar Asya krizi-
ni atlatmış gibi gözüken Çin'in, biriken ekonomik ve
siyasi sorunlannın altında ezildiği, çökmek üzere ol-
duğu görülüyor. Asya'da ekonomik depresyon ve si-
yasi istikrarsızlıklar yaşamlan yakıp yıkmaya devam
ediyor. Bölgesel savaşlann cehenneme çevirdiği Af-
rika açlık ve hastalıktan kınlryor. Latin Arnerika hızla
genel bir resesyona yuvarlanıyor ya da itiliyor. Orta-
doğu banş sürecinin ölmüş olmasının yanı sıra, pet-
rol gelirleri hızla gerileyen körfez ülkelerinin yönetim-
lerinin kumdan kaleleri, yükselmeye başlayan muha-
lefet dalgasrnın etkisiyle yavaş yavaş, ama geri dö-
nülmez btrşökilde eriyoriar. Yukarıda yeni bir petrcrf
bölgesi, Türkicumhunyetler, potansiyel kargaşalann,
emperyalist çatışmalann kaynağı olmak üzere fokur
fokur kaynıyor. Balkanlar çoktan yangın yerine dön-
dü. Gezegenin iklimi hızla bozuluyor, doğal afetlergi-
derek sıklaşıyor...
Tekrar, bu manzaraya uzaktan baktığımızda, ABD-
NAFTA ile Avrupa'nın artık birer blok olarak davran-
maya başladığını, Japonya'nın kendi etrafında bir
blok oluşturmak için çabaladığını görüyoruz. Bu üç
ayaklı bloğun ilişkilerinin gelecekte (geçmişte oldu-
ğu gibi) bir savaşa yol açmadan nasıl düzenlenece-
ği konusundaysa kimsenin bir fikri yok.
Tüm bunlar olurken. dünyayı yönetenlerin, daha
doğrusu yönetemeyenlenn beceriksizlikleri gittikçe
daha görünür bir hale geliyor. Derken Hüseyin ölü-
yor. Dıkkatler Ortadoğu'ya yönelıyor. Bu cenazenin
yarattığı ruh haliyle olsa gerek, ilk dikkati çekenler-
den birinin bölge ülkelerindeki rejimterin, Israıl hariç,
bireylerin iktidarına dayanması oluyor. Bu bıreylerin,
Suriye ve Suudi Arabistan'da olduğu gibi doğal ya-
şamlannın sonuna yaklaştığı, Arafat'ın sağlığının hız-
la bozulduğu, Saddam'ın sağlığını bozmak için baş-
ta ABD olmak üzere çok sayıda devletin büyük bir ça-
ba harcadığı, ancak kim ölünce yerine kim ve nasıl
geçecek sorulannın cevabının olmadığı da görülüyor.
Yeltsin'in altı saatlik ziyareti bu gerçeği herkesin ka-
fasına bir kez daha vuruyor.
Hüseyin'in cenazesi, yönetemeyenlerin, bir ayağı
çukurdakilerin, çoğu yerde sopa zoruyla ve benden
sonra tufan anlayışla iktidarda kalmaya çalışanlann,
toplanıp hep biriikte ne kadar önemli olduklannı ser-
gilemelerı için iyi bir narsistik fırsat yarattı.
ABD'nin, yeni kralın gözünü kamaştırmak, bölge ül-
kelerine Ürdün'le ilişkısinin ne kadar güçlü olduğunu
göstermek, Ürdün'e bölgede ne kadar gereksinimi ol-
duğunu vurgulamak için, bu cenaze merasimini, özel-
likle abarttığı da söylenebilir. Ama bu da bir başka hi-
kâye. Nasıl gelişeceğini önümüzdeki dönemde bir-
iikte izleyeceğiz.
Metin Cöktepe davası
Sanık polislere
gözaltı soruşturması
ANKARA (AA) - Es-
ki İstanbul Emniyet Mü-
dür Yardımcısı Deniz
Gökçetin ile eski Asayiş
Şube Müdürü Muzaffer
Candan, gazeteci Metin
Göktepe'nin öldürülme-
sinden sonra halen yar-
gılanan bazı polisleri
"haksız veregözaltma al-
dıklan" gerekçesiyle
yargılanacaklar. İstanbul
İl Idare Kurulu'nun
Gökçetin ve Candan'ın
"yargılanmaları'' yö-
nündeki karan, Gökçe-
tin itiraz etmediği için,
Candan da süre geçtik-
ten sonra itiraz ettiği için
kesinleşti. Danıştay. da-
va dosyasını İstanbul
Valıliği'ne gönderdi.
Gazeteci Göktepe'nin
öldürülmesinin ardın-
dan, dönemin İstanbul
Emnıyet Müdür Yardım-
cısı Deniz Gökçetin.
Asayiş Şube Müdür Yar~
dıncısı Muzaffer Can-
dan ve Başkomiser Tu-
ran Yılmaz hakkında,
sanıklardan Fikret Ka-
yacan ile şikâyette bulu-
nan bazı polislerin
"haksız yere gözaltına
abndığı" gerekçesiyle
soruşturma açıldı. Ayn-
ca bu emniyet görevlile-
riyle biriikte polıs me-
muru Zübeyir Coşar
hakkmda da sanıklardan
Kayacan ile bazı polis-
lere "kötü muamele"
yaptıklan gerekçesiyle
soruşturma açıldı.
Istanbul İl Idare Ku-
rulu, Gökçetin, Candan
ve Yılmaz hakkında sa-
nık Kayacan ile bazı
"yakınıcı" polisle-
ri"haksız yere gözaltına
aldıkJan" gerekçesiyle
"lüzumu muhakeme"
karan verdi.