Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 1999 ÇARŞAMBA • • • •
HABERLERIN DEVAMI
Marmara. Ege Akdenız,
Iç Anadolu, Batı ve Or-
ta Karadeniz ıle Doğu
ve Güneydoğu Anado-
lu'nun batısı yağmurlu
D I S M E R K E Z L E R
B -2
B 0IU ı ıw> ı k/auoı y
1 3
^
1
•
l w l
"-
1
yer yer sağanak yağış- Stockholm B 0
lı, diğer yerier parçalı Londra B 6
cek. Rüzgâr güney ve
batı yönlerden orta Paris
kuvvette yer yer kuv- Bonn
vetii olarak esecek.
B 2 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
Y
B
Y
Y
Y
PB
2
3
7
3
8
4
9
16
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
-2
15
-9
6
11
6
9
20
16
Bututiu > Çok bulutkı Yağmurlt Karlı Sulukar . Gökgürütûlû
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
nu okudu.
Eleştiriteri öyle içtendi ki; izleyenleri derinden sars-
tı.
Burak Baş, atv'de siyaset adamlannın pek çoğu-
na örnek olacak bir üslup içinde konuşurken sözleri
arasına sıkıştırdtğı iki cümle parti liderlerine, paria-
manterlere ders nrteliğindeydi.
Bugüne kadar deprem faciasında söylenmeyen ve
söyletilmeyen ıstıraplan çocuk sesiyle duyururken
dediki:
"Dedemin, annemin ve benim gördüğümûz dev-
let başkanlan nezaman değişecek ve gençler neza-
man devlet başkanı olacak?"
Ali Kırca da Baş'ın dedesinden beri başımızda
olanlann "değişeceğinden" umutlu değildi herhal-
de, gülümsedi. Gerçeği canevinden yakalayan çocu-
ğu yanrtladı:
"Seninyaşın küçük.. Büyüdüğünde görûrsün.'
Ne yazık ki; küçük Baş daha bugünden ağabeyi ki-
mi yazar çizeriere ve tabii lideriere, parlamanterierin
bir bölümüne ters düşüyor.
ömeğin Türkiye'deki siyasal dengelerin korunma-
sına özen gösteren bir yazanmız; 2000'de "yeni den-
ge halinin Demirel, Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz dört-
lü sacayağı ile sağlanabileceğini" önesürdükten son-
ra şöyle diyor.
"Dengeyi sağlayan bu dört faktörden herhangi bi-
rinin yerinden oynaması, diğerierini de etkileyecek bir
kartopu etkisiyle Türkiye'yiyeni bir istikrarsızlığın içi-
ne itebilir."
Gördün mü Burak Baş; dilediğin kadar aklın yaşta
değil başta olduğuna inan..
Yaşça büyüklerin "denge ve istikrann" 80' lere mer-
diven dayamış olanlarta sağlanabileceğine iman et-
miş, açıkça yazıyor.
Kuşkusuz bu yazar söyleminden bir nasihat çıkar-
mak da olası: Dörtlü sacayağının baş üyesi Cumhur-
başkanı Demirel'i bir kez seçmezsek, dengeler ve is-
tikrar altüst olacakmış.
Yani? Dörtten biri aynlırsa sacayağından, Türki-
yemde istikrar uçup gidecek.
Bir kişiyi yeniden seçtirmek isteyen bu mantık de-
mokratik rejime inançsızlığın ta kendisi.
Şayet aylardır tezgâhlanan ince siyasal oyunlar
"dörtlü ittifakın " istediği sonuca varmazsa; 17 Mayıs
2000 sabahı Demirel, Güniz Sokak'taki evinde uya-
nacak.
Işte o zaman Burak Baş'lara miras bırakacağımız
demokratik rejimin kökleşmesinde önemli bir adım at-
mış olacağız.
Liderierin oyunu
MHP lideri Devlet Bahçeli, Demirel'in süresini uza-
tacak veya üç beş yıllığına tekrar seçilmesini sağla-
yacak formülleri açıktan irdelemiyor. "Şimdilik" kapa-
h.
Ecevit, turp gibi maşallah. Demirel, "birdaha" di-
yor.
Ama Mesut Yılmaz hafıf sancılı. Cumhurbaşkanı
seçimini görüşmek amacıyla liderleri zirveye çagırdı-
ğını açıkladı.
Yeni bir siyasal oyunun başlangıcı.
Pariamenterierin özgür iradelerine, kurallara bağ-
lanmış bir seçimi görüşmek üzere liderler neden bir
araya geliyor?
Milletvekillerine ortak bir karar mı telkin edecekler?
Gizli yapılacak bir seçimde milletvekillerinin özgür
iradeleriyle oy kuilanmalannı engellemek için baskı
uygulamanın yollannı mı arayacaklar?
175. madde anayasa değişikliklerinin gizli oyla ya-
pılacağını emrediyor. Grup karan alınamayacağını
söytemiyor.
Ama, Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yal-
çınbayır'ın açıkladığı gibi, cumhurbaşkanı seçimin-
de partilerin gruplannda "bağlaytcı karar" almalan
olanaksız.
Bu sonuç gizli oylamadan kaynaklanıyor.
Hukuk; "gizlilik ve bağlayıcı grup karannın birbiriy-
le bağdaşmayacağım" söylüyor.
Hükümet ortağı parti liderlerinin cumhurbaşkanı
seçimine bir yöntem aramaları ya da öne sürülen
önerilerden birini yeğleyip açıklamalan veya lider ka-
tında vanlan uzlaşmayı -Demirel'i mutlaka bir kez da-
ha seçtirmek için- gruplannı "tavsiye adı altında"
yönlendirmeye çalışmalan paıiamentonun yüceliği-
ne açıkça saldın olmayacak mı?
Lider sultasından parlamenterler bir kez olsun kur-
tulmalı!
Butce kabul edildi
Memura zam
yüzde 15'te kaldı
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda dün sabaha
karşı yasalaşan 2000 Mali
Yılı Bütçe Yasası uyannca
memurlara ilk 6 ayda yapı-
lacak zam oram yüzde 15
olarak kesinleşti. Muhale-
fetin, zam oranıru arttıran
önergeleri ise "gider arm-
n a " olduğu gerekçesiyle
işleme konulmadı. Bu ora-
na göre halen 105 milyon
94 bin lira olan en düşiik
memurmaaşı 1 Ocak2000
itibanyla 121 milyon 79
bin lira oldu.
TBMM Genel Kuru-
lu'nda 2000 yıb Bütçe ta-
sansı, önceki gün saat
11.00'de başlayıp, dün sa-
baha kadar süren görüşme-
ler sonundayasalaştı. Geç-
miş yıllardaki görüşmele-
rin aksine, muhalefet par-
tileri hemen her madde
üzerinde söz alarak ya da
hükümete sorular yönelte-
rek engelleme yaptılar.
Bütçenin tümü üzerin-
deki görüşmelerin tamam-
lanmasının ardından oyla-
maya geçildi. Açık oyla-
maya 366 milletveküi ka-
tıldı. Oylama sonucunda
2000 Mali Yûı Bütçesi, 88
ret oyuna karşılık 276 oyla
kabul edilirken 1 milletve-
kili de çekimser oy kullan-
dı.
Yılmaz'dan partjlilere içtüzüğe
tüpban yasağını koyun' çağrısı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, dün gece liderler zirvesinin
ardından topladığı grubundan, TBMM Içtüzüğü'ne
konulması istenentürban yasağını desteklemesini iste-
di. Yılmaz, "TatUden sonra tekrir-i müzakere isteyin,
içtûzûğe başı açık olma koşulunu ekletin" talimatı ver-
di. DSP'nin önergesi Anayasa Komisyonu'nda red-
dedilmiş liderierin devreye girmesi ile bu konunun
yeniden görüşülmesi kararlaştınlmıştı.
Ydbasında 2000 alarmı
SEKTAÇEŞ
ANKARA - Kamu kurumlannda-
ki bilgisayar sıstemlennin "2000
uynm soranu" ile ılgılı çalışmalar
sürerken olası sonınlan gidermek
amacıyla Başbakanlık Kriz Yönetim
Merkezı yılbaşı gecesı çahşacak. Bü-
tün sistemleri ilgilendınnesi nede-
niyle enerji sektörünün kilit önemde
olduğu vurgulanırken bankalar ve
belediyelenn çauşmalannı çok bü-
yük oranda tamamladıklan bildihl-
di. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan-
lığYnın elektrik üretün ve iletim hat-
lannın bisyük bölümünde uyum so-
rununun olmadığı, bu sorunun yaşa-
nabileceğı bölümlerdekı çalışmala-
nn da 2000 yılı öncesınde bituildiği
kaydedildi. Bankalar Bırlığı Bilgi lş-
lem ve tstatıstık Grup Başkanı C*hit
SaİNr. 4-5 yıl önce başlanan çalış-
malann tamamlandığını, bütün sıs-
temlenn test edildiğini ve dışandan
gelebilecek sorunlar için de beklen-
meyen durum planlan hazırlandığı-
nı söyledi.
Dijital tayamet ile ilgili kilit ko-
numda bulunan elektrik üretim ve
iletim sistemlerinde 2000 uyum ça-
lışmalarmm tamamlanmak üzere ol-
duğu bildirildi. Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı yetkilileri 1998 yı-
lında bu çalışmalara başlandığını,
bilgi işlem sistemlerindeki donanını,
yazıhm ve uygulamalar ile bilgi iş-
lem teknolojilerinin kullanıldığı
elektrik santrallan, elektrik dağıtım
sistemleri, petrol ve doğalgaz boru
hatlan ile kömür üretim tesislerinin
kontrolden geçirildiğini kaydettiler.
Kontroller sonucu, santrallann ve
iletim hatlanmn büyük bölümünde
üretımi ve iletimi etkileyecek 2000
yılı sorunu obnadığının teşpit edildi-
ğini belirten yetkililer, "Üretimi et-
ldeyen ve 2000yıhsorunuolandhaz-
fau-m biiinnduğu santraBarda ise te-
darikçi firmalar tarahndan yapdan
uyum çalışmalan büyük ölçüde ta-
mamlanmıştır'7
dedi. Bütün çahşma-
ların yılbaşından önce tamamlanmış
olacağını kaydeden yetkililer, her bi-
rim için "BeklenınedikDunijn Pbn-
bn"nın da hazırlandığuu dile getir-
diler.
Özellikle büyük kentlerdeki su ve
doğalgaz pompa istasyonlarının
elektrikle çalıştığma dikkat çeken
Ankara Su ve Kanalizasyon Idaresi
Genel Müdürü Rasim Tıngır. "Bize
elektrik veriürse bizim sulan kesme-
mizsöz konusu olama/. Çünkü pom-
palar elektrikle çahşıyor" dedi.
Bankacılık hizmetlerinin tama-
mında bilgisayar sistemlerinin kulla-
nılması nedeniyle yurttaşlann ilgisi
bu kesime yoğunlaşırken Cahit Sa-
bır, bu çahşmalann 4-5 yıl önce baş-
ladığını anımsattı. Bankalann çalış-
malannın Hazine Müsteşarlığı ile
Merkez Bankası'nın denetiminde
yürütüldüğünü belirten Sabır, "Bu i-
ki kurum, bankalann çahsmalannı
yakuıdan izlhor. kontroledh or. Ban-
kalar Bfaüği 1998 \ ılında çaiışmalan
yönlendinnek üzere bir komite kur-
du. Bankalanmız kendi içlerindeki
çahşmalan tamamlarfrfar" dedi.
ABD'de w
dijital kıyamet' korkusu
WASHINGTON(AA)- ABD Başkan Yardımcısı Al
Gore, 1 Ocak 2000 tarihinde dünyadakı bilgisayarla-
n etkilemesı beklenen 'dijital ktyanıetin' vahim so-
nuç lara yol açmaması amacıyla Beyaz Saray'da kuru-
lan kriz masasının başına getirildi.
Başkan Bfl CBntonın 'Y2K' olarak da adlandınlan
dijital kıyametle ilgili özel koordınatörü John Koski-
nen, Beyaz Saray'ın yanı sıra Dışişleri Bakanhgı ve
diğer kamu kumluşlannda oluştunılan kriz masalartn-
da hazırlanacak raporlann bizzat Gore larafından de-
ğerlendirileceğini bildirdi.
Koskinea, ABD ve dünyanın bütün dikkatini yeni
yıla ilk girecek ülke olan Yeni Zelanda'ya çevireceği-
ni ve bu ülkedeki bilgısayarlann durumunun yakından
izlenerek gereken önlemlerin uygulamaya sokulması-
na çalışılacağmı söyledi. Bu arada, ABD'li uzmanlar,
1 Ocak 2000tarihinde dünyadaki birçok bilgısayan et-
kileyecek dijital kıyamet yüzünden, ABD ile Rusya
arasında nükleer savaş çıkması ihtimalinden kaygı
duyduklannı açıkladı.
Uzmanlar, 2000 yılı bilgisayar sendromundan etki-
lenebilecek eskimış Rus güvenlik bilgisayarlannın,
ABD'den nükleer saldın başlatılmış gibi yanlış alarm
vermesi olasılığının bulunduğunu ve Moskova'nm da
bu yanlış bılgıden yola çıkarak karşılık verebileceğı-
ni öne sürüyor.
Liderierin söz düellosu• Baştarafi 1. Sayfada
lı atışmalan gerilımı yük-
seltti.
ANAP ve DYP liderleri
"28 Şubat hesapbsnMMna"
girerken Başbakan Ecevit
de, 12 Eylül öncesindeki
"bcnzin tanTuUanmn" sa-
vunmasını yaptı. Görüşme-
ler sırasında bankalar ope-
rasyonu da tarbşma yarattı.
Yılmaz'ın, Sümerbank'ın 2
haftahk DYP azınlık iktida-
kis ortaya çtkan" kişiye ve-
rildiği sözlenne DYP'den
tepki geldi. Mavi Akımı
eleştirirken 9 doğalgaz pro-
jesine 135 milyon dolar a-
vans verildığıni vurgulayan
Çiller, "Hikâınetteohn^aıı
birinm, yanma kank^ni de
Ecevit, Çiller'e kamuoyu-
nu yanlış bilgilendirdiği suç-
lamasını yönelterek yeniden
sözaldı.
Türkiye'de benzın kuy-
ruklannın olduğu dönemde
dünyada bir ekonomi krizi
yaşandığını, petrol fıyatlan-
nın yüzde 400 arttığmı kay-
deden Ecevit, "Tûrkrye'deki
knymkfau; ABD'den, diğer
Avrnpa ülkekrİDdeki kuy-
ruktan daha uzun değOdi O
dÖDemde Merkez Banka-
a'oda 1 dolar yoktn" dedi.
Çiller'in deprem bölgesinin
afet kapsamında olmadığı
sözlerinin doğru olmadığını
kaydeden Ecevit, yörenin
"afete duyarlı bölge" ilan
edildiğini bıldırdı. *Golgeet-
mesinler başka ihsan iste-
mem" sözlerini AB adayhğı
için değil, o dönemde Yuna-
nistan ile Türkiye arasında
Ege konusundakı görüşme-
lere ABD'nin gölge etme-
mesı amacıyla söylediğini
ifade eden Ecevit, "Yünanis-
tan'la Türkiye oturmuş. so-
runlannı çöznıek isti>or. O
nedenle başkalan gölge et-
mesin isthorum. Eğer bu ku-
sursa ben bu kusuru üstieni-
yorum'' dedi.
Yıhnaz da, sataşma ge-
rekçesiyle söz aldığında
Mavi Akım projesine *gö-
nül verdiğmi", ancak sadece
Moskova Belediye Başka-
nı'nın davetlisi olarak gitti-
ği Rusya'da görüşmeleri
Enerji Bakanı'nın yürüttü-
ğünü ifade etti. Yıhnaz. "Bu
iddiavı ortaya atanlar, hete
genel başkanlar; öyle yalan-
lano, dedikodulann. ön\°ar-
gıtann arkasına saklanamaz.
Bu konıda benim 3. derece-
de akrabalarunın herhangi
bir ihşkisi oktuğunu ispat et-
tikleri takdirde, bütün sıfat-
tanmdan istifa ederim" de-
di. Meclis'te hakkmda çok
a AB ülkesinde görülmüş.
Duriesiz svans vnildiği nere-
degörölmûş" dedi. Yılmaz'ı
isim vermeden, 28 Şubat sü-
recinde atanmışlığı kabul
ederek hükümet kurmakla
da suçlayan Çiller, "O gün
'asker istiyor' diyerek T-
SK'\i si>-asete zorla sokan-
br,bugün demokrasi havari-
a kesüiyorlar. Oysa demok-
rasi mücadetesi, demokrasi
sabıkası obudarm yapama-
yacağı kadar onurlu bir mû-
cadekdk-" dedi.
Ecevit'in UDtDEM pro-
jesini anımsatması üzerine
yeniden söz alan Çiller,
"Akademik kariyerimi Ece-
vit'ten almadım. Madem
geçmtşe döneceğiz, bu ben-
zin kuyrokbtn,Ecevit hükû-
medermin ürünfi değil mi;
nikeyi karanbğa mahkûm e-
den, sonra da ekonoıniyi yö-
aetemeyip istifa etmek m-
nmdakalan Başbakan Sa-
yın Ecevit deği mi" dedi.
Ecevit'in 1990'larda
"GöJgeetmesinkrbaşkaOı-
s a Htemem" sözlerinin AB
adayhğını gecıktırdığını sa-
vunan Çiller, "Eğer o söz
söytenmemiş obaydı bugün
daha iyi şarüarda Törkiye
AB ada>i}dı" görüşünü sa-
vununca, TBMM Başkanı
Yridmm Akbulut kendisini
uyardı.
Vakıf üniversitelerine arazi verilecek
Oıınan yağıtULSiyasakıştı
ANKARA (Cumhurhet Biro») -
TBMM Genel Kurulu"nda dün kabul edi-
len ve YÖK Yasasrnda değişiklik yapıl-
masını öngören yasa tasansıyla Anayasa
Mahkemesi ve Danıştay'mkararlanna ay-
kın olarak orman arazisi üzerine kurulan
vakıf üniversitelerinin "orman yağmas»-
na" yasal dayanak kazandınldı.
TBMM'de dün bütçe görüşmeleri son-
rasında, vakıf üniversiteleriyle ilgili tasa-
n gorüşülmeye başlandı. DSP'li Erol Al,
Sanyer'de orman arazisi üzerinde kurulan
vakıf üniversitesine ilk iznin 1992 yıltn-
da verildiğini vurguladı. Al, Necmettin
Erbakan'ın da, üniversite kuruhnasıyla
iigili olumlu görüş büdirdiğiııi kaydetti.
FP'li Musta&Baş iseAl'ın gösterdiği bel-
gedeki ımzanın Necmettin Erbakan'a de-
ğil, Başbakanlık 1. Hukuk Müşaviri Nec-
metiin Bien'e ait olduğunu söyledi. Baş,
"Yaptagmc, resmi e\rakta tahrifatOr. Bu-
nun suçu da büyûktür. Yapacağuuz istifa
etmektir" dedi. Al isebelgede "Başbakan
adma, 1. Hukuk Müşaviri" denildiğini,
dönemin başbakanının da Necmettin Er-
bakan olduğunu söyledi. Tartışmalann
uzaması üzerine,oturumaaraverildi. TB-
MM'de dün görüşmeleri tamamlanarak
kabul edilen tasarnun getirdıgi düzenle-
meler şöyle:
- Vakıfiarca kurulan üniversitelerin,
eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüre-
bihneleri için Maliye Bakanhgı. ilgili ku-
rum ve kunıluşlann olumlu görüşleri alı-
narak Hazine'yeve diğer kamu tüzelkışı-
lerine aittaşınmaz mallann kullammhak-
kını Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek
bedel karşıhğmda en çok 49 yıllığına bu
kurumlara devredilebilecek.
- Bu tahsisin yapılabibnesi için söz ko-
nusu yükseköğretim kurumunun en az 2
akademik yıl eğitim ve öğretim yapmış
obnası, Üniversitelerarası Kurul tarafın-
dan görevlendirüecek değerlendirme ko-
misyonunca belirlenen tanınrruş bilimsel
dergilerde öğretimüyesi başına düşen ya-
yın sayısı bakımından bu esasa göre sıra-
lanan devlet üniversitelerinin ük yansına
girecek durumda olması. öğrencilerinra
en az yüzde 15'ine eğitim- öğretim burs
vermesi koşulu aranacak.
- Vakıf, Orman Bakanlığı"nın göstere-
ceği arazıde, tahsis edilen alanın 2 katı ka-
dar bir bölümü en geç 5 yıl içinde ağaç-
landıracak ve bu sürede bakım giderleri-
ni üstlenecek. Eğitim- öğretim için tahsis
edilen arazilerde; konut alanı açılamaya-
cak, yapılacak lojmanlar idari personel
dışındaki gerçek ve tüzelkişilere hiçbir
sebeple tahsis edilemeyecek, eğitim ve
öğretim hizmetleri ile sosyal, kültürel ve
sportif amaçlar dışında bina ve tesis ya-
pılamayacak.
- Yasanın yürürlüğe gırmesinden önce
kendılenne kullamm hakkı tahsisi yapıl-
mış ve izin verilmiş olan vakıfiarca loırul-
muş yükseköğretim kurumlanna, bu iş-
lenjerin sonucunababhnaksızm gerekli
koşullan yerine getirmeleri durumunda
aynı yerler tahsis edilebilecek.
sayıda soruşturma bulundu-
ğunu, yenilerine de açık ol-
duğunu kaydeden Yılmaz.
Çiller'in, POAŞ'ın özelleşti-
rilmesine ilişkin eleştirisine
de sert yanıt verdi. Çiller'in
2 hafta süren DYP azınlık
hükümeti döneminde Sü-
merbank'ı şaibeli bir kişiye
verdiğmi, bu kişinin maf-
yayla üişkilerinin ortaya çtk-
tığmı, yurtdışındaki işleri
nedeniyle Türkiye'yi mah-
cup ettiğini kaydeden Yıl-
maz. "Şimdi bu hükümet
Sümerbank'a el koymak zo-
runda kaldL Biz POAŞı da
bu nedenle o şahsa verme-
dik" dedi.
Çiller'in 28 Şubat sonrası
"atanmış başbakan'' suçla-
masına da değinen Yıhnaz.
alaycı bir üslupla "Evet ben
atannuş bir başbakandım.
Beni cumhurbaşkanı ata-
mışo. Ama benden önceki
başbakanlan da, benden
sonrakileri de cumhurbaş-
kanı atamışür" karşıhğım
verdi. 28 Şubat kararlarırun
altında Çiller'in ve Necmet-
tin Erbakan'ın ünzası bu-
lunduğunu kaydeden Yıl-
maz, bu ikilinin, imzaladık-
lan kararlara sabip çıkmadı-
ğı için ülkede siyasi bunahm
çıktığını ifade etti. Ülkeyi
oksijen çaduma sokanlann
da, imzaladıklan kararlara
sahip çıkmayan Çiller ve Er-
bakan olduğunu savıman
Yıhnaz. "Demokrasiyi yeni-
den rayuıa sokmak için de
biz bedel ödedik. Doğru işin
bedeti olduğunu bihyorum.
Türkiye hepimiziçin \zr. Bu-
nun için yine bedel ödemek
gerekirse her zaman bedel
ödemeye hazırun" diyerek
konuşmasını noktaladı.
Kutan'ın konuşması sıra-
sında "Türkiye 50 yıl geriye
gjtti" demesine tepki göste-
ren Ecevit, "Onun için mi,
Türkiye AB'ye aday oldu.
Sa>ın Kutan. Atatürk'ü an-
larsanız ve laik demokratik
cumhuriyete uyum sağlar-
sanızçeBşkiler kendihğinden
ortadan kalkar" dedi. Bu
sözler FP'lilerin sert tep-
kisine neden oldu.
Büyük banka soygunu• Baştarafi 1. Sayfada
sına karşın söz konusu bankalann
durumlan da izleniyor ohnasma
karşın bankalann ıçı boşaltıldıktan
sonra Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'na devir gerçekleştirildi.
Bankalann içinin boşaltıldığı, Ba-
kanlar Kurulu'nun aldığı el koyma
karanyla da aleni bir şekilde orta-
ya çıktı.
Çünkü, Yaşarbank dışında, Sü-
merbank, Esbank, Yurtbank ve
Egebank hakkmda Bankalar Yasa-
sı'nın, "bankaortakfauimnbanka
kflynaklarmm kendikhlerine ban-
kayı zarara ugratacakbiçimde kul-
lanmalan veya bu şekilde bankayı
zarara uğratmalan" hükmüyle
devredümesi karan alındı.
5 bankaya yapüan uygulamada
Yaşarbank'a ayncalık yapıldığı id-
dialan ortaya çıktı. Merkez Banka-
sı Başkanı Gazi Erçel, 6 yıl Yaşar
Grubu bünyesinde çahşmıştı. Er-
çel'in Haziran 1995 tarihinde, gö-
reve gelmeden bir yıl önce Finans
Dünyası adlı dergiye Tütünbank
(Yaşarbank) Genel Müdürü olarak
verdiği demeçte, bürokrasiden ay-
nbnasuun nedenini "BeOi bir yer-
den sonra politik ihşkiler içine gir-
meniz gerekiyor. Ben o Uişkilerin
içine girmek istemedim. Yani ya o
sistemin içinde kahp poUtikaya gir-
meniz ya da ayrümamz gerekiyor.
Bunun başka yolu yok" diye açık-
lıyor.
Hazine'den aynldıktan birkaç
gün sonra Selçuk Yaşar'ın kendisi-
ne teklifte bulunduğunu belirten
Erçel, "O sırada Yaşar grubu ma-
li açıdan zor bir dönemden geçiyor-
du" diyor.
Bankalar Birliği'ne, Yurtbank
ile Egebank'ın 31 Mart 1999 tari-
hınden itıbaren bilançolannı gön-
dermediği de ortaya çıktı. Banka-
lar Birliği resmi bir kurum ohnası-
na karşın, bilançolann verihnesi
zorunluluğu yasal olarak bulun-
muyor. Ancak tüm bankalann ve-
rileri 3'er aylık dönemler itibany-
la Bankalar Biıliği'nce yayımlam-
yor. Batık kredi olarak tanımlanan
takipteki alacaklan, Sümerbank,
Egebank ve Yurtbank için 1998 yı-
lına göre çok dikkat çekici bir yük-
seliş gösteriyor. Egebank'm 1998
yılında 172 miryar lira olan batık
kredisi Mart 1999'da 2 trilyon 950
milyar liraya; Yurtbank'ın da ge-
çen yıl 165 milyar lira olan batık
kredileri 9 trilyon 586 milyar lira-
ya çıkanlmış. Bu iki bankanın
marttan sonraİci verilerini Bankalar
Birliği'ne iletmemeleri nedeniyle
son durumlan da tam olarak bili-
nemiyor.
Manisa davası
^Polîsler yalan
soyluyor
NECATİAYGIN
MANİSA - Yargıtay 8.
Ceza Dairesi'nden sonra,
Yargıtay Ceza Genel Ku-
rulu'nca da Manisalı
gençlere işkence yaptıkla-
n onaylanan l'i başkomi-
ser 10 polisin yeniden yar-
gılanmasına Manisa Ağır
Ceza Mahkemesi'ndebaş-
landı.
Manisalı gençlerin avu-
katlan Pelin Erda ıle Se-
ma Pektaş müvekkillerine
yönelik işkence suçunun
yüksek yargı tarafından
onaylandığını belirterek
tüm sanıklann tutuklan-
masuıı ıstedi. Bu ıstemı
reddeden mahkeme heye-
ti. Manisa Emniyet Mü-
dürlüğü'nde görevli olma-
lanna karşın duruşmaya
katılmayan polis sanıklar
Ramazan KolaL Levent
Özvez, Musa Gecer'in bir
sonraki duruşmaya polis
tarafından getırilmesine
karar verdi.
Güvenlik önlemleri
Sıkı gü%enlık önlemleri
altında Mahkeme Başka-
nı Mehmet Yıhnaz tarafın-
dan açılan duruşmaya, sa-
nıklardan Halil Emir ve
Turgut Demirel katıldılar.
Mahkeme Başkanı Yıl-
maz. Yargıtay Ceza Genel
Kurulu'nun saruk polisle-
rin beraatlanna ilişkin;
Yargıtay 8. Ceza Daire-
si'nin sanıklann "işkence
yapnklan'" yönündeki ka-
ranna mahkemece uyul-
ması doğrultusunda boz-
ma karannı okudu ve sa-
nıkîara görüşlerini sbrdu.
Samklar suçlamalan ka-
bul etmeyerek mahkeme
heyetinin daha önce verdi-
ği beraat karannda diren-
mesini ıstediler.
İşkence tepkisi
Sanıklardan Halil Emir,
"Ben kimse>e işkence yap-
madun. İşkence yapıLİnası
için de emir vermedim"
şeklındeki savunmasına,
işkence gören gençlerden
Jale Kurt itiraz ederek
"Haül Emir beni soymala-
n veişkence>apmalaniçin
diğer poüslere enür verdL
Burada yalan söylüyor"'
karşılığını verdi. Mahke-
me Başkam Mehmet Yıl-
maz, sanıkla Kurt arasın-
daki tartışmayı -Şimdi
ben sizden Yargıtav'ın boz-
masuıa karşın görüşünü-
zü sordum. Daha sonraki
duruşmalarda bu iddiala-
rıruzı savunmalannızda
dOe getirirsiniz" diyerek
engelledı. Bu arada sanık
avukatlanndan Tabt Tek-
kıkç söz alıp. Yargıtay Ce-
za Genel Kurulu karannın
usule aykm olduğunu sa-
vunarak yargılamanın
durdunılmasını istedi.
Tekdal, önceki beraat ka-
rannın usul \e yasalara
uygun olduğunu belirterek
mahkemedeneski karann-
da direnmesini istedi.
Gençlerinavnkatlan ise
Yargıtay 8. Ceza Daire-
si'nin sanıklann işkence
yapoklannı kabul edipbe-
raat karannı bozduğunu
anımsatarak Yargıtay Ce-
za Genel Kurulu'nun da
Yargıtay 8. Ceza Daire-
si'nin görüşü doğrultusun-
da verdiği bozma karanna
uyuhnasım istediler.
AMikaÜardan
dilekçe
Gençlerin avukatlann-
dan Pelin Erda ve Sema
Pekdaş ise "Yargıtay Ceza
Genel Kurulu karanna
uyulmasuu, suçlu okhıkla-
n Yargıtay ilanuyia açıkça
saptanan vçhaldannda ce-
za takini zorunlu olan sa-
nıklann suçlannın ağniığı
gözetilerek tutuklanmala-
nna karar verilroesini yü-
ce mahkemeden talep edi-
ytmız" dediler ve bu konu-
da hazırladıklan dilekçeyi
mahkeme heyetine sundu-
lar.
Duruşma savcısı Mus-
tafa Ozdfl de mütalaasın-
da, Manisa dışında olduk-
lan belirlenen polis me-
murlan Fevzi Aydoğ, En-
gin Erdoğan, Emin Dal,
Atilla Gürbüz, Turgut öz-
can'm talımatla Yargıtay
karanyla ilgili görüşleri-
nin sorulması için bulun-
duklan ülerdeki ağır ceza
mahkemelerine yazılan ta-
limatlann beklenmesini;
delillerin toplanması ne-
deniyle sanıklann bunlan
yok edemeyeceklerin4
e
n
, gançlerinavukatlanmntu-
tuklama istemlerinin red-
dine karar venhnesini ta-
lep etti. Mahkeme Başka-
nı Mehmet Yıhnaz, daha
sonra ara karannda duruş-
maya Manisa'da olduklan
halde katılmayan sanık
polisler Levent Özvez,
Musa Geçer ve Ramazan
Kolat'ın önümüzdeki du-
ruşmaya polisçe getiril-
melerine karar verdi.
Mahkeme Başkam Meh-
met Yıhnaz aynca, Mani-
sa dışındaki sanıkpolisler-
le ilgili bulunduklan ılle-
rin ağır ceza mahkemele-
rine yazılan talimatlann
yerine ulaştınhnası için
cumhuriyet savcılıklanna
yazı yazıhnasuıı, bu ne-
denle de yargılamanın 17
Şubat 2000 tarihine bıra-
kılmasını kararlaştırdı.
Duruşmaya işkence gören
gençlerden Ozgür Zeybek,
Emrah Sait Erda, Sema
Taşar. Jale Kurt ve AH
Göktaş katıldı. Duruş-
madan sonra gençler yap-
tıklan açıklamada Yar-
gıtay Ceza Genel Kuru-
lu'nun kendileri lehinde
karar verdiğini anım-
satarak, mahkemenin bu
karara uyacağına inandık-
lannı söylediler.
İhaleler görüsüldü
Ortaklardan
nükleer zîrvesi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümet
ortağı partilerin liderleri,
2 gün içinde sonuçlan-
ması gereken nükleer
ihalesi ile asgari ücret ra-
kamı konusunda vanlan
uzlaşmazlıklan ele almak
üzere dün sürpriz bir zir-
ve gerçekleştirdi. Başba-
kan Bûlent Ecevit. her iki
konuda da incelenmesi
gereken noktalann bu-
lunduğunu söyledi.
Hükümeti oluşturan
partilerin liderleri dün
akşam 2 saat süren zirve-
de, çevreci örgütler ve
bölge halknun direnişine
karşın Akkuyu'da yapıl-
ması planlanan nükleer
santralla ilgili olarak
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersü-
mer'den bilgi aldılar.
Toplantıya katılan Çalış-
ma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan ise
dün açıklanması gerekir-
ken yanna ertelenen as-
gari ücret konusunda li-
derlere bilgi verdi.
Zirvede, Ersümer'in
31 Aralık'a kadar nükle-
er santralla ilgili çalışma-
lan sonuçlandırması is-
tendi.
Ecevit, yaklaşık 2 saat
süren toplantmın ardın-
dan gazetecilerin nükle-
er santral ile ilgili sorusu
üzerine, "Bilgj aldık, m-
celenmesi gereken yerier
var" dedi. Ecevit, "Sonu-
ca vanldı mf sorusuna,
"Hayır, daha inceleme-
miz gereken yerier var"
yanıtını verdi. Ecevit, as-
gari ücret ile ilgili soru
üzerine bu konuda da sa-
dece bilgi aldıklannı kay-
detti. Ecevit, toplantıda
Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun gündeme gelip
geknediğinin soruhnası
üzerine, "Hayır, onun
gündemi önceden bettiy-
di" diye konuştu.