17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1ARALIK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA JiiJvOJN VİJVIJ. / [email protected] 13 Dünya Ticaret Örgütü'nün Seattle'deki toplantılan protesto gösterileri nedeniyle geç başladı Sokaldar zirveyisusturduEkonomi Servisi - Küresel talana karşı seslerini iuyuran binlerce göstericinin protestosu nedeniy- ie Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) 3. Bakanlar toplantısı ikibuçuk saat gecikmeyle başladı. Serbest ticaretin yeni yüzyıldaki kurallann be- lirtenmesinin planlandığı zirvenin yapüdıgı ABD'nin. Seattle kenti, protestoculann gösterilerine sahne ' oldu. Polisin göz yaşartıcı bombalarla protestocu- lan engellemeye çalışmasına karşın dünyarun dört biryaıundan gelen göstenciler, seçilmemiş ulusla- rarası kuruluşların gelecekleri için kararlar alma- yaçalışmalanna yoğun tepki gösterdiler. Birçok göstericinin yaralandığı olaylarkarşısın- dadün sabah yapılması planlanan DTÖ 3. Bakan- lar toplantısı açılış töreni ise iptal edildi. ABD Başkanı BfllCtinton protesto gösterileri kar- şısında yumuşayarak "Ticariaıüaşmalarda çevre ve • Serbest ticaretin yeni yüzyıldaki kurallann belirlenmesinin planlandıgı zirvenin yapıldığı ABD'nin Seattle kenti, protestoculann gösterilerine sahne oldu. Polisin göz yaşartıcı bombalarla protestoculan engellemeye çalışmasına karşın dünyanın dört bir yanından gelen göstenciler, seçilmemiş uluslararası kuruluşlann gelecekleri için kararlar almaya çalışmalanna yoğun tepki gösterdiler. çahştna koşaOannın dikkate alınması gerekryor" dedı. Son gelen bilgılere göre, protestocular, yol- lan keserek zirvenin açılış gününde konuşma ya- pacak olan ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Alb- right, Birleşmiş MilletlerGenel Sekreteri Kofı An- nan ve çok sayıda ülke temsilcisinin toplantılann yapıldığı yere ulaşmasını engellediler. Resmi kaynaklar, göstericilerin sayısının 5 bin ka- dar olduğunu söylemelerine karşın bu rakamın 50 bine ulaşöğı belirtildi. Bu arada, Ingiltere'nin baş- kenti Londra'da da Seattle toplanüsına karşı gös- teriler yapıldı. 21. yüzyılda serbest ticaretin kurallannrn belir- leneceği, tanm ve hizmetlerin liberasyonu gibi "has- sas ve tarüşmah" konulann ele alınacağı zirve ön- cesi bir açıklama yapan Dünya Bankası Başkaru James Wolfensohn, küresel gelişim sürecinin ta- mamlanabilmesı zengin ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin iıhalatlannı kısıtlamamalannı istedi. VVolfensohn, "Yoksul ülkeiere rekabet alanlan yaratmadanonlaraekonomilerinidüzetaneleriya da rekabete açıhnalan konıüannda baskı yapmanın bir anlamı yok. Tanm. inşaat ve tekstfl, gelişmekte olan ülkelerin rekabet açtsından avantajb okluklan alanlar Bu alantarda onlann rrhalatlannı klSltla- mak yerine tesyik etmek gerekryor" diye konuştu. DTÖ Genel Sekreteri MikeMoore da, DTÖ'nün bir küresel hükümet, polis veya şirketlerin çıkarla- nnı kollayan bir kuruluş olmadığıru söyledi. Moore, yaptığı açıklamada, toplantılan protesto etmekama- cıyla düzenlenen gösterilerde öne sürülen "kendi- smin küresel düzeyde insanlan ve hayvanian öMü- ren giziibir diktatörtüğü yönettiğr suçlamalanrured- detti. Yeni Zelanda'nın eski başbakanı ve sol eği- limli 50 yaşındaki Moore, protesto gösterilerinde, "kınnızı gözlü şeytan ve ölüm sacan" bir kişi olarak tanımlanıyor. 'DTÖ insanlık suçu işliyor' Dünyanın birçok yerinden gelerek Seattie'da toplanan göstenciler, taşıdıklan pankartlarda, merkezi Cenevre'de olan Dünya Ticaret Örgütü'nü, 'insanoğluna karşı suç işlemekle' ve 'hükümettere ülkelerini nasü yönetmek zorunda olduklannı dikte ettirmeklc' suçladılar. Bu arada baa gösterieiler, Seattle'da bir McDonald's fast-food lokantasuun camlannı r J ,9 r =.4ardılar. (Fotoğraf: REUTERS) Seattle savaşları ERGtNYILDIZOĞLU SEATTLE-Dünya TicaretÖrgütü (DTÖ) Seatt- le Toplantısı bağlamında küreselleşme ve serbest ticaret ideolojisini protesto etmek, küreselleşme sürecinin yarattığı sonuçlan gözler önüne sermek için başlayan eylemler ve tartışma toplantılan dün yapılan devasa yürüyüşe doğru ivme kazandı. Pro- testo gösterileri, tartışma toplantılan, eğitim semi- nerleri çoğaldıkça gerek bu eylemlere katılanlar gerekse de basında, sürecin önemi ve anlamına iliş- kin bir betimleme giderek öne çıktı: "Çokulushı şir- ketlerin (CL'Ş) egemenliğine karşı Seattle SavaşL" Toplantılara, protesto eylemlerine katılanlann, ey- lemlerinin, tüm dünya halklannın gelecek yüzyıl- da yaşayacaklan süreçler açısından tarihsel biröne- me sahip olduğuna ilişkin inançlan güçlendi. Hem Seattle'a, giderek medyanın, hem de DTÖ toplan- tısına atıfla, "Başansızük söz konusu otamaz" di- yen ABD Tıcaret Heyeti Başkanı Barshafski'nin de bu kanıyı paylaştıklan söylenebilir. Küreselleşme Üzerine Enternasyonal Forum'un (KUEF), cumar- tesi günü, sabah 8:30'da başlayarak gece 11 'e ka- dar süren 35 konuşmacılı, yedi tartışma toplantılı eğitim gününde hemen tüm konuşmacılar benzer temalan işlediler. Tartışmalar arasında konuşma fırsatı bulduğum birçok konuşmacı ve dinleyici, KU- EF Başkanı Jerry Mander veya Polaris Enstitü- sü'nden (Ottavva/Kanada) Tony Garke tarafmdan birçok kez dile getirilen, diğer konuşmacılar tara- fından da vurgulanan, "KüreseDeşme, dünyanın ekonomik ve siyasi yapılanmasında bugûne kadar görülmemiş bir çapta yeniden y apılandırmayı, mer- kezikştirme\ i amaçlıyor, ancak bu sürecin yarattı- ğı sonuçlar bugüne kadar kamuoyu önfinde apkpt tarnşılamadı... Halbuki küreseDeşme, çevre koşul- lan, insanhaklan, topiumsal refah, tanm,besin gü- Tanm Bakanlığı IMF tarafmdan öne sürülen politikalan gerçekçi bulmâdı Reforma 6 evet% dayatmacıhğa 6 hayır' Ekonoıni Servisi-Tanm Bakanlı- ğı, Türkiye'ye sübvansiyonlann sı- fırlanması ve tanmsal üretime kat- kısı olmayacak "tarunda liberan- zasyonu" dayatan IMF ve Dünya Bankası'nın, problemin asıl kayna- ğını anlamadığını bildirdi. Tanm desteğinin kaldınlmasını, mali des- tek sağlama karşılığında şart olarak önü süren IMF ve Dünya Banka- sı'nın önerdiği Doğnıdan Gelir Des- teği'nin (DGD) temel sorunlan çöz- meyeceği yönünde görüş bildiren bakanhğa uzmanlardan da destek geldi. TMM0B Ziraat Mühendisle- ri Odası Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin, DGD'nin tanmsal üretime katkısınm söz konusu olmadığım dile getirerek düşük gelirliköylünün üretimden kopanlmasının hedeflen- diğini belirtti. 'Tanm hassas sektör' IMF ve Dünya Bankası'nın tanm reformu kapsamındaki isteklerini gerçekçi bulmadığını Hazine Müs- teşarlığı'na bir yazıyla bildiren Ta- nm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yu- sufGökalp'in, yazısında "Önerilen potitikalar. esas itibariyle görev za- rarlannı düşürmeye yönelik olmak- la birlikte, problemin asıl kaynağı- nın anlaşüamamış olması sebebiyle gerçekçi bulunmamaktadır" denil- • Tanm Bakanlığı, Türkiye'ye mali destek sağlanması karşılığında tanmda liberalizasyonu ve sübvansiyonlann sıfırlanmasını şart olarak öne süren IMF ve Dünya Bankası'nı gerçekçi bulmadı. Bakanhğa göre bu kurumlar problemin asıl kaynağını anlamadı. di. Yazıda, tanmda sistem değişik- liğine ilişkin altyapı çalışmalannın 2001 yılmda tamamlanmasmın is- tendiği anımsatüarakbunundamüm- kün olmadığı vurgulandı. IMF ve Dünya Bankası'nın istek- lerine karşm; Tanm ve Köyişleri Bakanlığı, tanmm Türkiye için "has- sas sektör" olduğuna dikkat çekti. Bakanlığın yazısında, tanmın, milli gelirin yüzde 15'ini, nüfusun yüzde 35'ini, istihdamın yüzde 45'ini oluşturması nedeniyle ekonomikol- duğu kadar sosyal bir sektör özelli- ğini taşıdığı vurgulanarak tanmsal altyapının hızlı politika değişikliği- ne uygun olmadığı belirtildi. "Yak- laşık 4 mttyon tanmsal işletmenin bulunduğu. işktme büyüklügünün ortalama 6 hektann alnnda ve çok parçah olduğu \e larsal alanda yüz- de 65 tapulama işleminin tamam- landığı düşünfilürse, 2 yılhk sürede altyapımn iyileştirikrek kayıt siste- minin tamamlanması zor. Kayıt sis- temi ik Ugüi altyapısı yetersiz, çokçe- şhü tanm ürünü yetiştiriliyor. Bune- denle gecişpoütikalannın daha uzun bir döneme yaydması gerekir. Bu ge- çjş süred Meksika'da 15yü olup, ha- kntamamlanmadı** denilen yazıda, önerilenin tersine tanmsal kredi fa- iz oranlannın, Türkiye gibi tanmsal yapısı bozuk, işletme büyüklüğü op- timalden çok uzak olan ülkelerde ticari faiz oranlanna göre daha dü- şük tutulmak zorunda olduğu söy- lendi. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın yazısında, geçilmesi önerilen Doğ- nıdan Gelir Desteği (DGD) konu- sunda da dünyada bu sistemi tek ba- şına uygulayan bir ülkenin bulunma- dığına dikkat çekildi. Yazıda, Türkiye'de halen tanmsal üretimin yönlendirilmesi ve ekono- mik dengelerin korunması amacı ile pazar fıyat desteği, girdi destekle- ri, doğal afet ödemeleri, fark (prim) ödemeleri ve araştırma, yayım, de- netim gibi genel hizmetlerle ilgili ka- mu faaliyetleri şeklinde tanmsal destekkr uygulandığı arumsatıldı. Bu politikalarla sağlanan desteklerin hedef kitleye yeteri kadar yansıma- dığı, belirlenen amaçlann gerçekleş- tirilemediği, kamu kaynaklanna önemli ölçüde mali yük getirdiği, gi- derek bölgesel kalkınmaya yönelik hedefleri engelleyen konuma gel- diği vurgulandı. 'Osmanh dönemi fflbr DGD'nin de tanmsal üretimi iyi- leştirmeye yönelik olmadığına dik- kat çeken Prof. Dr. Ergin, bu siste- min hemen uygulanmasının olanak- sızlığı konusunda da bakanlıkla ay- nı görüşü paylaşıyor. Türkiye'nin IMF karşısındaki durumunu Os- manlı Imparatorluğu'nun Düyunu Umumiye karşısındaki konumuna benzeten Prof. Dr. Ergin, "Tanm Bakanhğı dirense de Türkiye iflas noktasına gelmis ve ne söylense bo- ğun eğecek dunımda. DüyunuUmu- miye nasıl ki Osmanh'nın durumu- nu düşünmediyse, bugün IMF de üretimi artûrmaya yönelik çözüm sunmuyor" diye konuştu. ilk dokuz ay sektörler açısından kötü gecti Sanayiyüzde 5.7küçüldü Ekonomi Servisi - Devlet tstatis- tik Enstitüsü (DlE) verileri, bu yı- lın ilk dokuz ayında sektörlerde ya- şanan daralmayı gözler önüne ko- yuyor. İlk dokuz ayda sektörler iti- banyla sanayi yüzde 5.7 oranında kü- çülürken, ticaret sektöriindeki daral- ma da yüzde 8.3 'ü buldu. DtE'den yapılan açıklamaya gö- re, yılın ilk 9 ayında sabit fiyatlar- latanmsektörüyüzde 5.1, inşaat yüz- de 6.1, ticaret yüzde 8.3 daraldı. Ekonomik daralma, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 2.8, serbest meslek ve hizmetlerde yüzde 4.8 ve ithalat vergisinde yüzde 11.3 ol- du. Buna karşılık dokuz ayda, ge- çen yılın aynı dönemine kıyasla ma- li kuruluşlar yüzde 5.9, konut sahip- liği yüzde 1.7, devlet hizmetleri yüz- de 3 ve kâr amacı olmayan kuruluş- lar ise yüzde 1.7 büyüdü. Üçüncü üç ayda sabit fiyatlarla bü- yume hızı tanmda yüzde -3.8, sa- nayide yüzde -8.3, inşaatta yüzde - 8.9, ticarette yüzde -8, ulaştırma ve haberleşmede yüzde -1.9, ithalat vergisinde yüzde -5.9 ve serbest meslek ve hizmetlerde de yüzde - 5.4 olarak gerçekleşti. Üçüncü çey- rekte, harcama gruplan bazında özel nihai tüketim harcamalannda yüz- de 2.9, gayri safi sabit sermaye olu- şumundayüzde 11.9, mal ve hizmet ihracında yüzde 13.9, mal ve hizmet ithalatında ise yüzde 4.6 azalma ol- du. Bu dönemde devletin nihai tü- ketim harcamalan ise yüzde 9.1 ora- nında büyüdü. Bu arada, DÎE1998yüı GSMH'yi cari fiyatlarla 58 katrilyon 518 tril- yon 332 milyar lira, sabit fiyatlarla ise 119 trilyon 303 milyar lira oldu- ğunu açıkladı. Büyüme hızı ise ca- ri fiyatlarla yüzde 82.1 sabit fiyat- larla yüzde 3.0 olarak hesaplandı. Faiz vergisi açıklandı EkonomiServisi- Merkez Ban- kası, Meclis'ten bir gecede çıka- nlan iskontolu devlet iç borçlan- ma senetlerine getirilen ek vergi hesaplamasmda kullanılacak en yüksek ihraç fiyatlanm açıkladı. Merkez Bankası'nın açıklama- sına göre yüzde 4 oranında ver- 1 Vergi sonrası bono fiyatları 1 Bononun tantmı 19.01.2000 26.01.2000 09.02.2000 16.02.2000 15.03.2000 (141) 15.03.2000(66) 19.04.2000 17.05.2000 24.05.2000 07.06.2000 23.08.2000 Vergi O.(%) Enyüksefc 4 4 4 4 9 9 9 9 9 14 14 ihraçfiyatı 71.686 84.792 4.20 85.106 50.000 71.910 48.352 51.472 66.327 48987 49.492 Netitfa değeri 98867 99392 97.810 99.404 95.500 97.472 95.352 95.632 96.969 92.858 92.929 gi alınacak olan 19 Ocak 2000 va- deli yedi aylık bono için 71 bin 678 lirahk fıyat baz alınacak. 100 bin lira değerindeki bono için ver- gi sonrası net 98 bin 867 lira öde- necek. Faiz gelirinden yüzde 9 oranın- da vergi alınacak olan 15 Mart2000 vadeli 14 aylık tahvil- ler için en yüksek fi- yat 50 bin lira olarak dikkate alınırken net 95 bin 500 lira geri ödeme yapılacak. Ikinci el piyasada en yoğun işlem gören 23 Ağustos 2000 va- deli 14 aylık tahvilde ise esas alınacak en yüksek fiyat 49 bin 492 lira olarak açık- landı.Sözkonusu tah- vil için yapılacak öde- me ise 92 bin 929 li- ra olarak hesaplandı. venoği, işci haklan, ulusal egemeniik ve demokrasi alanlannda olumlu sonuçlar yararmadı" görüşünü paylas.ıyorlardı. Gün boyunca yapılan tartışmalar, CUŞ'lann gü- cünde son 20 yılda büyük bir artış olduğunu, buna karşılık, devletlerin egemenliklerini azaltmaya yö- nelik yasal düzenlemelerin, ekonomikbashlann na- sıl arttığını gösteren, dünyanın her yerinden, nere- deyse sonsuz sayıda, kimi de son derecede korku- tucu ömeği gözler önüne serdi. Örneğin, temel sa- nayi dallanna, 10 CUŞ'un küresel denetimi, 20 yıl önce, yüzde 5-10 arasında seyrederken bugün, te- lekomünikasyonda yüzde 86, tanm ilaçlannda yüz- de 85, bilgisayarda yüzde 70, farmasötikalda yüz- de 35, ticari tohumlarda yüzde 32, biyoteknoloji- de yüzde 75'e yükselmiş. Diğer taraftan bu en bü- yük 10 şirkerin hemen hepsinin birçok başka dal- da etkin olduğuna işaret eden Tanmsal llerleme için Enternasyonal Forum'dan (Kanada) Pat Roy Mooney, küreselleşmenin aslmda bir avuç şirketin dünya üzerindeki egemenliğini geliştirmekten baş- ka bir anlama gelmediğini vurguladı. Polaris Enstitüsü'nden Tonydarke, önce, CUŞ'la- nn ekonomik gücü bu şekilde büyür, en zengin üç milyarderin toplam serveti, en yoksul 48 ülkenin toplam GSMH'sini geçerken "DTÖ'nün dünya ekonomisini. siyasi ststemini bu şirketlerin iktklan- na hizmet edecek, bir küresel hükümet oluşturma yolunda biçimkndirmeye çahştığuu'' saptadı; son- ra DTÖ'nün, MAI, GATT, GATS, TRIPS gibi ulus- lararası anlaşmalardan oluşan bir anayasası, bağ- layıcı karar çıkartabildiği için yasama gücü ekono- mik ambargo koyabildiği, ceza verebildiği için yar- gı gücü, bunlara karşı seçilmemiş bürokratlardan oluşan bir yurütmesı olduğunu, en temel kararla- < nn QUAD ülkeleri (ABD, Avrupa, Japooya ve Ka- nada) tarafmdan ahndığuu anlattı. Tanmda sanayi yağması LEVENTGENCELLt BURSA - Dünyanın sa- yılı temiz sulak alanlann- dan bin olan Iznik Gö- lü'nün su toplama havza- sında mahkeme kararlan- na karşın yaptınlan Car- gill Mısır Işleme Fabrika- sı'nm üretime geçtiği, yar- gı kararlanrun uygulanma- ması nedeniyle Orhangazi- Iznik arasındaki tanm top- raklanna sanayi hücumu- nun başladığı bildirildi. Yılda 265 bin ton ithal rmsın kimyasal yöntemler- le işleyecekolan Cargül'in insaatının durdurulması için hem Bursa idare mahke- melerinin "ABD'li Cargill firması, ithalat yoluyla kendi çiftçisinin tnısmnı, ülkesinde ya da başka ülkelerde yapamadığı kimyasal maddeler kullanarak parçalayacak, kânnı alacak, hem Iznik Gölü'nü hem de Gemlik Körfezi'ni kirletecek" hem de Da- nıştay'uı ka- rarlan oldu- ğunubildiren TMMOB Bursa ll Ko- ordinasyon Kurulu Sek- reteri Musta- fa Özçelik, "ABDTi fir- ma Türk mahkemele- rinin karar- lannı dinle- miyor. Mer- kezi ve yerel yöntemlerde CargVinva- sa tanımaz tavnnageçhvenyorlar" di- ye konuştu. Orhangazi Ziraat Odası Başkanı CevdetAHoı, Car- gill'in mahkeme kararlan- nakarşm yapımını tamam- ladığı fabrikaya su getir- mek için verimli tanmtop- raklannı talan ettiğini ve Omangazili çiftçüerden izin almadan kilometrelerce uzaklıktaki kuyulardan su getirmek için boru döşedi- ğini öne sürdü.TMMOB Kimya Mühendisleri Oda- sı Bursa Şube Başkanı Ay- şe Dobr, CargiH'in engel- lenmemesi nedeniyle Or- hangazi-tznik havzasında- ki verimli tanmtopraklan- na sanayinin göz diktiğini. Ispanyol Bamesa firması- nın Cargill'i örnek alarak Orbangazi'nin tznik Gölü yakınlannda fabrika kur- mak için harekete geçtiği- ni, Bamesa'nın demir-çe- lik kesme fabrikasını baş- ka sanayi yatınmlannın iz- leyeceğini bildirdi. Dolar, "Tanm açısından son dere- ceönemlibtryeri yoketmek için çababyorlar. Llkemi- zin dünya pazarlanndald enönertılitanm ürünüolan zeyrinin merkezine yöne- len sakhn ststemli. ABD'li Cargill ithalatyoluyla ken- diçiftçisinin mısınnt, ülke- sinde ya da başka ülkeler- de yapamadığı kimyasal maddeler kullanarak par- çalayacak, kânnı alacak, hem IznikGölü'nü hemde Gemlik Körfezi'ni kiriete- cek" diye konuştu. Eski Bur- sa Barosu Başkanı DSPMillet- vekili Ali Arabacı da, Cargill'in mahkeme kararlannı dinlemeye- rek Türki- ye'nin ba- ğımsızhğı- na saldırdı- ğını öne sür- dü. Arabacı, Orhangazi Ziraat Oda- sı'nın ken- disine baş- vurusu üze- rine Bursa Valisi Ali Fuat Güven'den, yasadışı su ge- tirme eylemi ve üretime yönelik çalışmalann "der- hal" durdurulmasını iste- di. Arabacı, Cargül'inmah- keme kararlannı dinleme- diğini daha önce Meclis gündemine getirmişti. ABD'li Cargill'inyöne- ticileri, mahkeme kararla- nnın alındığı günlerde yap- tıklan yazılı açıklamalarda kararlara uyacaklannı bil- dirmişler, ancak bu sözle- rinde durmamışlardı. Bur- sa Barosu'nunistediği "tes- pHter" için gelen mahkeme heyeti ile bilirkişiler de in- şaat alanma sokulmarruştı. Bunun üzerine inşaatın de- vam ettiği. yürütmeyi dur- durmakararlanrun uygulan- madığını belirleyen bilir- kişi raporlan Danıştay'a iletilmişti. Lütfen not edinizl Garanti Bankası Genel Müdürlük telefon ve faks numarası, 1 Aralık 1999 tarihinden itibaren (0-212)335 35 35 olarak değişecektir. t GARANTİ Buyukdere Cad. 63, Maslak 80670 Istanbul Teieks: 27635 gan tr Swıft: TGBATRIS hnpJ/www.garanri.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear