29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başkalarının opganlanyla yaşayanlar • A>X\RA(AA)- Yaşamlannı başkalanmn orgatdanyla sürdürenler, 30 Ocak'ta bir araya gelecek. Başkent Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, ülkede ilk böbrek nakJinin yapıldığı 3 Kasım 1975'ten bu yana yaşamlannı yakınlannın ya da adlannı bile bılmedikleri kişilerin organlanyla sürdürenler, kendilenni hayata döndüren hekirnlerle buluşacak. Toplantıda aynca, bu yıl 29 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında 12. kez düzenlenecek olan "Organ Naklı OlımpiyatlarTna (Transplant Games) Türkiye'den katılacak ekip de belırlenecek. Hollanda'da düzenlenecek, 12 dalda yanşmalann yapılacağı olimpiyatlara Türkiye ilk kez katılacak. Özürlüye hükümlülerin istihdamı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - tstihdam edilen personel sayısı 50 ve daha fazla olan işyerlerinde, 1 Ocak'tan itibaren mevcut personel sayısraın yüzde 3'ü oranında özürlü çalıştırma zorunluluğu bulunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan tebliğe göre, 50 ve daha fazla personel istihdam edilen işyerlennde, personel sayısının yüzde 2'sı oranında eski hükümlü çalıştırma zorunluluğunun 24Ekim 1998 tarihinden itibaren yüzde 3'e çıkanldığı, bu zorunluluğun özürlüler açısından ise 1 Ocak tarihinde başladığı anımsatıldı. Aynı il sınırlan içinde bir işverenin birden fazla işyeri bulunması halinde, kontenjan tespitinde, bu işyerlerinde çalışan toplam işçı sayısı dikkate ahnacak. SiyanüPle tHki kattiamı • KAYSERİ(AA)- 'Kayseri'flin Felahiye -J ° r ıB ' ilçesinde siyanürle tilkî katltamı ile ilgili olarak 3 soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcrlığı, bunlardan birini tamamladı. Kara Avcıhğı Kanunu'na göre. siyanürle tilki avlayan 3 kişiye 380 bın lira para cezası veren Felahiye Cumhuriyet Başsavcılığı, ayn zamanlarda öldürülen 146, 12 ve 5 tilki ıçin üç ayn soruşturma açtı. 12 tilkinin öldürülmesi ile ilgili sorusturmayı tamamlayan savcılık, Orman Bakanlığı Av ve Yaban Hayatı Mühendisliği'ne de ihbar yazısı göndererek tazminat davası açabileceklenni bildirdi. Mühendislik, öldürülen 12 tilki için Felahiye Sulh Hukuk Mahkemesf ne 50'şer milyon liralık tazminat davası açacak. Ttesmi nikâh' kampanyası • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği (ÇYDD), Medeni Kanun'un kabulünün 73. yıldönümü olan 17 Şubat tarihinde tüm şubelerinin katılunıyla "Resmi Nikâh Kampanyası"' düzenledi. ÇYDD'den yapılan açıklamada Atatürk devrimleriyle kazanılmış en önemli haklardan bırinin resmi nikâh olduğu vurgulandı. Türkiye'de resmi nikâhtan yararlanmayan pek çok kişi bulunduğuna dikkat çekildi. Yetenek sınavları • KOCAELİ (AA) (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Rektörü Prof. Dr. Atıf Ural. üniversitelerin güzel sanatlar fakültelen ile beden eğitimi yüksekokullannın yetenek sınavlannda. politik baskılann etkili olduğunu öne sürdü. KOÜ'de öğretım üyelıği görevini sürdüren eski rektör Ural, 3 büyük kent dışındaki kentlerde bulunan üniversıtelere bağlı güzel sanatlar fakültelen ile beden eğitimi yüksekokullanna öğrenci almak için yapılan yetenek sınavlannda, yerel yönetimler ile yerel parti başkanlannın etki yapmaya Çalıştığını savundu. Sınavlar için baskı yapanlann, ıstediklerinin yapılmasını yasal bir hak gıbi gördüğünü kaydeden Ural, "Bazı üniversitelerde bu tip yetenek sınavlannı kazanmak, ancak yerel partisel örgütlerin onayıyla mümkün olabilmiştir" dedi. FP'li belediyenin 5 yıllık işleri arasmda kenti îslamlaştırma çabalan ilk sırayı aldı istanbul kaçak kufliye cenneti• CHP'li Mehmet Polat, yaptınlan külliyelerle îstanbul'un doğu-batı yönünde ikiye bölündüğünü belirterek "FP'lilerin kente vurduklan damga kaçak külliyelerdir" dedi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul 2. Bölge'den milletvekili aday adayı olmak için CHP Gaziosmanpaşa ilçe başkanlı- ğından istifa eden Mehmet Polat, 5 yıl- dır İstanbul >önetimini elinde bulundu- ran FP"lilerin yeşil alanlara kaçak külli- yeler inşa ettirdiklerini belirtti. Beykoz Çavuşbaşı'ndaki 'Cübbeli Ahmet Hoca Külliyesi', Gazıosmanpaşa'da 'Sultan Selim Külliyesi' ve Taşoluk beldesinde 'Yeşil Cami Vakfi' tarafından yaptınlan külliyenin İstanbul'u doğu-batı yönün- de ikiye böldüğünü belirten Polat, "FPTilerin kente vurduklan damga ka- çak külliyelerdir. Bu külliyelerin çağdaş bir Türkiye yaratmaya hi/.met edeteğini kimse savunamaz" dedi. FP'lilerin tstanbul'da yönetıme gelır gelmez Taksım'e cami yaptırma tartış- ması başlattıklannı ve görevlerinin so- nuna kadar tartışmalı cami ve külliyeler inşa edildiğini söyleyen Mehmet Polat, 18 Nisan seçimleriyle irticamn gelişme- sine sağlanan olanaklann sona ereceği- ni söyledi. Irticai gelişmelerin Gazıosmanpaşa'da yoğun olarak yaşandığını iddia eden Po- lat. Milli Eğitim Bakanlığı adını kulla- narak kaçak olarak yapılan imam hatıp lisesi inşaatının. kendılerinin verdiği mücadeleyle durdurulduğunu belirtti. Yeşil alana. kaçak imam harip lisesin- de okuyacak öğrencilere yurt yapılmak üzere temel kazıldığını, ancak olayı ka- muoyuna yansıtmalan ve tstanbul Vali- liği'ne şikâyette bulunmalan üzerine yurt yapımının durdurulduğunu anlatan Polat belediyeye ait Gaziosmanpaşa Kâ- zımkarabekir Mahallesi'ndekı >aklaşık 3 bin metre karelik arazınin yok pahası- na Evliya Çelebı Külliyesi ve Okul Ta- lebelerine Yardım Derneği'ne satıldığı- nı belirtti. Gaziosmanpaşa'da spor alanı olarak aynlan arazinin dinci bir vakfa verilerek üzerine oldukça büyük bir külliye inşa edildiğini vurgulayan Polat daha sonra şunlan söyledi: "FP'lilerin görev de bulunduklan 5 yıl içinde göze çarpan tek şey vardır, o da. özeüikle İstanbul'un varoşlannda kaçak olarak yapılan cami ve külliyelerdir. İh- tiyaç duvulan yere cami yapılmasuıa kimsenin bir şey dediği yok. Ancak cami- lerin tarikatlar arasında bölünmesi, ihrt- yaca göre değil tarikat sayısına göre ca- mi yapılnıası bir yana, camilerin alüna yapılan dükkânlann sağJadığı rant da bir başka boyuttur. Son yülarda ise kül- liye yapımına önem verUmeye baştandL Çünkü küUiyeler içerisinde pansiyonlar, yatüı öğrenciler için yurtlar, Kuran kur- su derslikleri yer alıyor. Bu çahşmalan yürütecek personel için de tojmanlar ya- pıljyor külliyeler içerisine. Gaziosman- paşa 'daki Sultan Selim Külliyesi buna ornektir. Kartal'da plaja \apılan cami, Beykoz Çavuşbaşı'ndaki külliye, Taşo- luktaki külüye,dinci vakmara tahsis edi- len kamu arazileri, bcledrvelerdeki kad- rolaşma... tşte, FP'lilerin İstanbul'da 5 yıl içinde yapbklan bunlardır." FP'lilerin işbaşına gelmesinden sonra irticamn azgınlaştığını ve büyük olanak- lara kavustuğunu savunan Polat, 18 Ni- san seçimlerinin. irticaya sağlanan eko- nomik olanaklann büyük ölçüde orta- dan kaldınlacağt bir sonuç vereceğine inandığını söyledi. Halkın irtica konu- sundaki gelişmeleri sessizce izlediğini ve seçimlerde bu konudaki görüşünü sandıkta söyleyeceğini anlatan Polat, "İstanbul, 2000'H yıllara çağdaş bir yö- netimle girecektir. Kaçak külliyeler dev- ri 18 Nisan'da sona erecektir" dedi. ' F a t i h C o c u k O r m a n ı ' n d a n ' T u r i z m M e r k e z i n e u z a n a n s ü r e c onmmımn atlı kaldı İPEK YEZDANÎ Fatih Çocuk Ormanı'nı "Parkorman" yapan Turkuaz firmasının, çocuk ormanını içerisinde havuzbaşı partilerinin, sünnet düğünlerinin \ e 'ralK' yanşlannın yapıldığı bir 'turistik tesis'e dönüştürdüğü öne sürüldü. " Parkorman"da yapılan tesislerin ve bu tesıslerin kullanım amaçlannın "ihale şartnamcsine aykın bir biçimde değiştirildiği". Orman Bakanlığı müfettişlennce hazırlanan ınceleme raporunda da belirlendi. Orman Bakanlığı Marmara Bölge Müdürü Eyüp Kaşıkçı ise Parkorman'daki tüm tesislerin projelere uygun olduğunu savunarak. "Biz de orasuun çağdaş, modern turistik bir tesise dönüştürülmesini öngöriiyoruz. Daha yayla evleri, golfsahası. basketbol sahası yapüacak" dedi. Orman Bakanlığı tarafından "çocuk ormanı" yapılması amacıyla 3 yıl önce ihaleye çıkartılan Fatih Çocuk Ormanf nın, Orman Bakanlığı Marmara Bölge Müdürlüğü'nün de göz yummasıyla, ihaleyi alan Turkuaz firması tarafından adeta bir "turistik tess"e dönüştürüldüğü ıddia edildi. TMMOB Orman Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin, ihale şarmame ve sözleşmesındeki "Tesiste herhangi bir ekleme, şeklini değiştirme yapüamaz. tesis dışında yer işgal edilemez" maddesine karşın ormandaki gerek tesislerin, gerekse kullanım amaçlannın tamamen değıştırildiğini söyledi. Prof. Erdin, Orman Bakanlığı tarafından. çocuklann orman ve çevre bilincinin geliştirilmesi amacıyla "Fatih Çocuk Ormanı" olarak projelendinlen 105 hektarlık ormanlık alanının. "Yap-işlet- devret" modeliyle ihaleye çıkanldığını ve 22 Mart 1996 tarihinde yapılan ihale itibaren başlatıldığmı vurguladı. Parkorman'ın işletmeye açılmasından itibaren gerek tesislenn. gerekse kullanım amacının tamamen değişriğinı öne süren Erdin. ormana yapılan "Anfitiyatro, kafetenu, açık hava ban, yüzme havuzuyla r . alanın "turistik tesis' 1 statüsüne dönüştürüldüğünü savundu. Erdin, Parkorman'da aynca 22 adet "hayvan barınağı'' bulunduğunu ve bu bannaklann Turkuaz firması tarafından atih Çocuk Ormanı'nın, içerisinde havuzbaşı partilerinin. sünnet düğünlerinin ve 'ralli' yanşlanmn yapıldığı bir "Turistik Tesis"e dönüştürüldüğü iddia edildi. Orman Bakanlığı Marmara Bölge Müdürü Eyüp Kaşıkçı, Fatih Çocuk Ormanı'nın turistik tesise dönüştürülmesini 'onayladıklannı' belirterek, "Daha yayla evleri, golf sahası, basketbol sahası yapılacak" dedi. sonucu ıki buçuk yıllık ışletim süresiyle "Turkuaz Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited ŞirketTnc verildigını belirtti. İhale şartnamesinde "Ormandaki tüm yapılaşmalann 30 Temmuz 19%'\a kadar tamanılanmaması durumunda sözleşmenin feshedileceği"ne daır madde olduğunu ancak firmanın gerekli şartlan zamanında yerine getiremediğini anlatan Erdin. buna karşın dönemin Orman Bakanı Halit Dağh'nın talimatıyla sözleşme süresinin 11 Mayıs 1997'den başka bir şırkete kiralanarak **köpek çiftüğj" yapıldığını öne sürdü. Ana projede çocuklar için planlanan göletin yüzme havuzuna dönüştürülerek burada havuz başı partıleri. düğün törenleri, kokteyl partileri gerçekleştirildiğini belirten Erdin, Parkorman'da "ralli bile düzenlendigini"' öne sürdü. Parkormanla ilgili tüm iddialann Orman Bakanlığı müfettışlerince hazırlanan 11 Ağustos 1998 tarihli inceleme raporunda da yer aldığını belirten Erdin, ancak Bakanlığın raporunda, yapılan tesislerin \e değişiklıklerin 'çokyerinde görüldüğü'nün belırtıldiğinı söyledi. Erdin. "Tüm bu gelişmeler, işletJci nrmanın isteklerine Orman Bölge Müdüriügü'nce sempatiyle yaklaşüarak kabul edilmesi ve işin çığrmdan çıkmasıyla tanımlanabilir"* dedi. "Parkorman"ın, mastır planlan yapılmamış orman ıçı dinlenme tesıslerinin ihale yöntemiyle ışletilmesinde yaşanacak tıkanıklıklann en önemli örneğı olduğunu ıfade eden Erdin. "Orman Bakanlığı'nı bu konuda göreve davet ediyoruz" dıye konuştu. Orman Bakanlığı Marmara Bölge Müdürü Eyüp Kaşıkçı ise Fatih Çocuk Ormanf ndaki tüm yapılaşmalann "projelere uygun" olduğunu savundu. Ormandaki köpek bannaklannın "köpekleriyle ormana gelen ailelerin köpeklerinin bakımının yapılması amacıyla" bulunduğunu belirten Kaşıkçı, "Ben köpek satılması meselesini bilemem. Olabilir. veteriner başka yerde büyüttüğü bir yavnı köpeği oraya koyabilir. birisi beğenip alabilir" diye konuştu. Orman Bakanlığf nın da Fatih Çocuk Ormanı'nın "Çağdaş ve modern bir turistik tesise dönüştürülmesini" öngördüğünü ifade eden Kaşıkçı. "Oraya daha yapüacak çok şe> var. Yayla evleri, golf sahası, basketbol sahası yapılacak" dedi. Eğitimde kalite ve rekabetFtGEN ATALAY Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cstün Ergüder, olaylara kanşah üniversite öğrencilerine hoşgörülü yaklaşılması gerektiğini belirterek. u Bu çocuklan kazanmak, ilerki >aşamlanna alışbrmak zonındayız. Bu, onlan itip kakarak olmaz. Onlara sevgi>k yaklaştığınuz zaman bunun yarannı görü- yoruz"dedi. 300 dönüm arazi üzerinde. yaklaşık 9500 öğren- cinin öğrenim gördüğü Boğaziçi Universitesı'nin rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder ile üniversitedeki eğitim kalitesi. vakıf üniversiteleri, ünıversiteler- deki protesto gösterilen ve üniversitenin yeni yur- du "Süperdorm" üzerine bir söyleşi yaptık. Eğitim- de kalitenin düşmemesi amacıyla kontenjanın dü- şürülmesi için çaba harcayan ve bunda da başanlı olan Rektör Prof. Dr. Ergüder. "Bir proje sunarsa- nız anla>işla karşılanı>or. Eğitim fakültemizin kon- tenjanını 120 öğrenciden 400'e çıkardılar. Biz de bu- nun üzerine kendilenni okula çağırdık, mekânı gös- terdik. durunıumu/u anlattık \c bi/J anladılar, kon- tenjanı düşürdüler" dedi. Eğitimde kalitenin yalnızca sınıfta değil, kampu- sun her yerinde gerçekleştirilmesi gerektiğini söy- leyen üniversite rektörü. çağdaş ve öğrenjneye açık insan yetiştirmey ı amaçladıklannı \ urguradı. Vakjf — M ^ — • — ^ — ûniversitelerinin kurulma- sından yana olduğunu bç- lirten Prof. Ergüder, şun- ^gÇ | a n söyledi: "Rekabet or- UnİversiteSl tamı varatmışlardır. Ama Rektörü onlarla a>nı şartlarda re- protestocu k a b e t e t m e k My0 ™*- &* xv»«^;ı»« vakıf üniversitesi hocasına Oğrencilere Wbtadohrwriyon.beıı hOŞgorulU de\ermeü>im.Budamali yaklaşiyor: . özerklikle mümkün olur. "Itip, kakarak Bizden vakıf üniversHele- olmaz, gençlere sevgıyie yaklaşmaliyiz" luşimdiye kadar çok azd- d u ^ ^ b i r m e d e m y e t merkezi ve kunıma bağh- ""•—•—•"—«—•— lik çok etkili Ancak, genç öğretim üyelerini nasıl alacağız?" Boğaziçi Üniversitesi Rektörü. "Üıüversitenizde öğrencilerin protesto gösterilerine nasıl tepki veri- yorsunuz,Oğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni her olay- da uyguluyor musunuz" sorulanna şu yanıtlan ver- di: "Inrversitcçağındakigençler20-25yaşlanara- sındadır. Hepimiz bu >aşlardan geçtik. Düny^>ı pem- be gözlükleıie görüp, ideal fıkirlere inanılan bir dö- nemdir. Adaletsizliğe isyan edilir. Bu isyan çeşhü şe- killcrde ortaya çıkar. Bu çocuklan kazanmak, iler- ki yaşamlanna ahştırmak zorunda> ız. Bu. onlan i- tip kakarak olmaz. Onlara sevgiyle vaklaştığımız zaman bunun yarannı görüyoruz. Disiplin ^ önet- meliğj'ni, ders saatinde,sınıfin \anında basketbol oy- nayanlara, muzik çalanlara u\ gulu\orunı." Prof. Dr. Ergüder. üniversitenin lisansüstü kapa- sitesini arttırmayı hedeflediklerinı.böyleceyeni ku- rulan üniversitelerin öğretim elemanı ihtiyacmın da karşılanabileceğini söyledi. Boğaziçi Üniversitesi'nin bu öğretim yılı başın- da açılan yeni yurdu, "Süperdorm", yedi katlı dört bloktan oluşuyor. 2-5 kişilik toplam 130 daırenın bulunduğu yurt, 486 öğrenci kapasiteli. Halen 70 burslu öğrencinin kaldığı yurttaki dairelerde, her öğrencinin ayn bir odası var. BRÜKSEUDEN/ YLCELTOP Yeni yılın ilk gıinüne Avrupa Birli- ği yeni bir para birimiyle girdi: Eu- ro. Artık bundan böyle AB üyesi on bir ülke, aralanndakı tüm işlemleri bu yeni para birimi üzerinden yapa- caklar. Türkiye'nin seçım sürecine girdıği bu yıl Avrupa Parlamentosu da yenileniyor. Dtğer yandan AB hü- kümeti niteliğındeki AB Komisyo- nu'nun yenilenmesi de aynı tarihle- re rastladığt için 1999 yılı Türkiye açısından yaşamsal bir önem taşı- maktadır. Bilindiği gibi AB'nin on beş üyesinden on dördünde tek başına veya koalisyon ortağı ola- rak sosyal demokratlar iktidarda- dır. Bu somut durum Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir potansiyel yaratma şansına sahiptir. Her ne kadar bugün AB ile ilişkiler Türki- ye'nin gündeminden düşmüş ve Türkiye'de içine kapanma egilim- leri artmışsa da AB, Türkiye'nin en önemli ekonomik muhatabı olarak istenmese de hâlâ birinci planda kalmaktadır. Nisan ayında yeni yönelimler be- lirleyecek olan bir genel seçim ya- şayacağız. Türkiye, dünyada ve bu- lunduğu bölgede yaşanan gelişme- lere duyarlı, bunlan anlayacak ve ülkeyi bu gelişmelere uygun bir bi- çimde yönetecek bir sonuçla bu seçimlerden çıkamazsa ülkemiz için de, bu ülkede yaşayan milyon- larca yurttaşımız için de yazık ola- cak. Ülkede ekonomik ve demok- ratik süreçlerin olumlu yönde seyri için ülkemizin AB ile olan ilişkileri- nin normalleştirilmesi ve üyeliğimi- zin gerçekleşmesinin gerekli oldu- ğuna inananlardanım. Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki nisan ayında yapılacak genel seçimler çok önem kazanmaktadır. Kendi çı- kan veya içinde bulunduğu bir gru- bun çıkan için var olan bu düzenin sürüp gitmesinden yana olanlar için değil ama, ülkesinin çıkannı düşü- nenler için yapılacak seçimler çok önemli ve belki de son bir şanstır. Kapı komşumuz Avrupa Bırliği ül- kelerinde birbiri ardınca sosyal de- mokrat partiler iktidara gelirken, yoksulluğun giderek arttığı ülkemiz- de sotun neredeyse pariamentoda temsilinin bile tehlikeye gırdiğinı görmek acı veriyor. Türkiye'de sos- Belki Son Şans yal demokrasinin ağırtıklı birgüç ol- ması demokrasimiz için şarttır. Sosyal demokrasinin ağırlıklı güç olmasının koşulu da herkesin tek- rarladığı birlikten geçiyor. Herkes birliğin gereğine inandığını söylü- yorama, bunu söylerken de bu bir- liğin kendi önerdikleri yapıda olma- sını savunuyor. Sol birlik veya solda biriik! lyi ama, sol kim? Sosyal demok- ratlar kim? Hangi parti, hangi eğilim solu temsil ediyor? Bence, yeni tartışma konulan aç- ma ihtimali taşıyan böyle bir soru- nun cevabını aramaktansa işe var olan durumdan başlamak daha ya- rarlı olabilir. Kim, hangi parti önü- müzdeki seçimlerde ilkeli bir birliği sağlayarak pariamentoda güçlü bir sağ karşrtı blok oluşturabilir? Soru bu biçimde sorulduğunda paria- mentoda kendisinı sosyal demok- rat olarak niteleyen ve barajı aşma şansına sahip tek bir parti olduğu görülecektir. Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine kendisini yakın gören, pratiğinde pek yansıtamasa da teorik olarak çağdaş bir sosyal demokrat parti olma iddiası taşıyan ve pariamentoda temsil edilen Cumhuriyet Halk Partisi yukanda bahsettiğim kriterieri içeren adres olarak gözükmektedir. Sosyalist Enternasyonal üyesi ve uluslarara- sı ilişkilerinde bu bağlamda davra- nan CHR Türkiye'nin önündeki bu kritik dönemde önemli görevlerle karşı karşıyadır: Ülkenın demokra- tikleştırilmesi, AB/Türkiye ilişkilerin- de beklentilerimize uygun adımlar atılması, sosyal alanın demokratik- leştirilmesi ve Türkiye'nin "muasır medeniyetler" arasına sokulması CHP'nin güçlenmesine bağlıdır. Kendisini demokratik, sol ve parti olarak tanımlayan DSP'nin sosyal demokrasinin evrensel kurallarını ve tarihi mirasını reddettiği, örgüt üzerine değil, kişi kürtü üzerine oturduğu, demokratik işleyışten uzak olduğu ve sol düşünceye ve örgütlere düşmancayaklaştığı dik- kate alındığında henüz ismiyle uy- gun bir tanımlama içinde yer ala- mayacağı düşüncesindeyim. Bu bakımdan Türkiye genelinde kendi- sini baskı altında hisseden, demok- rası ve sosyal adalet bekleyen her- kesin önümüzdeki seçimlerde oy- lannı Kullanırken bu kritertere göre davranacaklannı umuyorum. Kuşkusuz CHP'nin de içinde bu- lunduğumuz koşullann kendisine verdiği bu görevin gereğine uygun davranıp en geniş yelpazeyi kucak- layacak bir konumda bulunması zorunludur. Ancak görev sadece CHP yönetıminin değil, herkesindir. Kişisel kırgınlık ve kızgınlıklan olan- lar hınçlarını parti olarak CHP'den değil, kendisine bunlan uygulayan- lardan almayı düşünüp partilerini güçlendiririerse bu onlar için en bü- yük zaferdir. Türkiye gelir dağılımındaki ada- letsizlik, yoksulluk ve demokrasi- sızlik sorunlannı çözmek yerine, bu sorunların yarattığı, çeteleşme, kir- li siyaset ve umut kınklığının nede- ni olduğu her türlü radikal akımlan çözmekle uğraşmaktadır. Gelir da- ğılımında adaletsizliği ortadan kal- dıımayı amaçlamayan bir parti, çe- teleşmeyi engelleyemez. Yoksulluk ve adaletsizlik durdukça siyaset kir- lenecektir. Demokrası yerieşmedi- ği sürece radikal akımlar yeşere- cektir. Işte sosyal demokrat bir par- tininfarkı buradadır. Sosyat demok- rat bir parti, hastalığın bizzat ken- disiyle, sağ partiler ise bu hastalı- ğın vücutta doğurduğu yan etkiler- le uğraşıriar. Çünkü, bugünkü so- runlann nedeni esasen bu sağ ikti- darlardır. Başka bir deyişle, hasta- lığa neden olanlar bu hastalığı iyi- leştiremezler. Iştegündem böylesi- ne yanlış oturtulmuştur. Gündemi ancak sosyal demokrat bir parti yerii yerine koyabilir. Bu tür sorun- lannı çözme umudu veren bir Tür- kiye'nin de AB ile birleşme sürecfn- de önünde önemli bir engeli kal- maz. Işte bu bakımdan önümüzde- ki seçimlerde sosyal demokrat bir partinin güçlü bir biçimde parla- mentoya girmesi yaşamsal bir önem taşımaktadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear