29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 OCAK 1999PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM 13 Sigorta borcuna karalık bina • DİVRİĞİ (Cumhuriyet) - Divnği şubesin: kapattıktan sonra taşınmaz malvariıklannı tasfiye etmeye başlayan Ereğli Demir Çelik Fabrikalan (Erderrır) Genel Müdür ûgü, milyarlarca lirahk sigorta borcuna karşılık SSK'ye hizmet binasmı vermeye hazırlanıyor. SSK Genel Müdürlügû Divriği'deki SSK dispansen yetersiz olduğu için Erdemir'den bu binayı alarak sigorta dispansen olarak düzenleyecek. SSK. Genel Müdüriüğü bu binayı almak ıçin de Divriği'de Tüm Emekliler Sendikası Divnği Temsilciliği ıle işbirliği yapıyor Divrigi'dekı Erdemır binasına çok sayıda talep var. DDY. Tanm Kredi KoopeTatifı gibi kuruluşlar da Erdemir binasını almak için ihaleye hazırlanıyorlar. Fındık getiri yüzde 20 azaldı • TRABZON (Cumhuriyet) - Türkiye'nin en önemli ihraç maddelerinden birini oluşturan fındıkta kötû bir ihracat sezonu yaşanıyor. 1 Eylül'de başlayan ihracat sezonunda, bugüne kadar 114 bin 143 ton fındık ıhraç edilerek karşılığında 467 milyon 68 bin dolarlık döviz girdısi sağlanabildı. Geçen yılın aynı döneminde 128 bin 177 ton findık ihraç edilmiş ve karşılığında 583 milyon 769 bin dolarlık döviz girdisi sağlanmıştı. Böylece döviz girdisinde geçen sezonun aynı dönemine göre yüzde 20, ihracat miktannda da yüzde 11 'lik bir azalma yaşanmış oldu. Fındık satış fiyatı kg. başına geçen sezon 4.55 dolarken bu sezon 4.09 dolarageriledi. Çin'den güvence: Devaliiasyon yok • Eknnomi Servisi - Çm Dışişleri Bakanlıği'nm ardından, Merkez Bankası Başkanı da para bırimi yuanın değennin düşürülmeyeceğine ilişkin güvence verdi. Uluslararası piyasalarda Çin'in çok yakında devalüasyona gideceği spekülasyonlannın yoğunlaşması üzerine, bir basın toplantısı düzenleyen Merkez Bankası Başkanı Dai Şianglong, yalnızca Çın'in uluslararası ödemelerinde ortaya çıkacak çok büyük bir açığın devalüasyon yapmayı zorunlu kılacağını, şu an ise böyle bir durum olmadığını söyledi. Dai. "Asya krizi sırasında yuan devalüe edilmedi. şimdi de buna gerek yok. Bu konuda yetkili bir kişi olarak devalüasyon olmayacağım söyleyebilirim'" dedi.. PankobiPlik iştirakleri kârda • ANKARA (AA) - Pancar Ekicıleri Kooperatifleri Birliği (Pankobirlik), iştiraki oldugu 5 şeker fabrikasından zarar ederken söz konusu zarannı başta Şekerbank olmak üzere diğer iştiraklerinden sağladığı kârla kapatıyor. Pankobirlik'in yeni yayımlanan 1997 faaliyet raporunda yer alan bilgilere göre 1997 yılında. birlik. iştiraki olan Adapazan, Amasya. Kütahya, Kayseri ve Konya şeker fabrikalanndakj 3 trilyon 689 milyar lirahk zarannı, Şekerbank'ın sağladığı 5 trilyon 36 milyar lirahk kârla kapatabildi. Pankobirlik'in diğer iştirakleri de aynı yıl toplam 486 milyar lira kâr elde etti. CUSİAD kUPUldu • Ekonomi Servisi - Cumhuriyetçi Sanayici ve tşadamlan Derneğı (CUStAD) lstanbulda kuruldu. CUSİAD Başkanı Hasan Özer, sanayici ve işadamı kımliğınin yanında. cumhuriyetçi bir dernek olmayı hedeflediklerini söyledi. Özer, Türkiye genelinde 100 binin üzerinde üyeye ulaşmayı hedeflediklerini kaydederek derneğin 50 kurucusu üyesı bulunduğunu belirtti. Dünya Ekonomik Forumu, IMF'ye sert eleştiriler yöneltti • Isviçre'nin Davos kentinde bugün başlayan ve 6 gün sürecek Dünya Ekonomik Forumu öncesinde Forum Başkanı, IMF'ye sert eleştirilerde bulundu. Başkan Claude Smadja, IMF'yi, krizi bölge halklaq açısmdan bir felakete dönüştürmekle suçladı. le ortaya atılan, an- cak yalnızca tek yüzü yansıtüma- ya çalışılan, çıkan tek tük karşttses- lerin de sindirildiği "küreselleş- me otgusu " son 18 ayda dünya ekonomilerinin birbiti ardına çök- meye başlamastyla karanUkta ka- lan yüzünü de ortaya çtkarmış ol- du. Büyüme hızı düşen Avrupa 'da Madalyonun tersi de artık ortada işsiziik boyutları hâlâ bu 'zengin' ktta için kabul edüemez boyutlar- da. Avrupa ülkelerinin ulusal eko- nomi politikalan ile Avrupa Mer- kez Bankası'nm dayatüğı krtter- ler arasındaki çelişkinin yarattığı gerginh'k hâlâ büyük bir soru işa- retLÜstelikyaşama yeni geçirilen Euro'nun istikrarı da bu gergin- liğin hangi noktaya kadar dayana- bileceğine bağlu Başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika ülke- lerindebaşlayan durgunhtk veya- banasermayekaçışlangeltşmişül- keler üzerinde de ciddi bir tehdit olmayı sürdürüyor. Güney Asya 'da mali krizin bo- yutlan büyük sosyal patlamalara büyük ekonomi den Japonya 'nın isesorunun muyok- sa çözümün mü birparçast olacağı hâlâ kesinleşmiş değiL Tüm bu bunahmlar ve soru işaretleri arasında uzmanlar küreselleşmenin açtığıyaralan bir yandan tamire çalışırken bir yan- danyeni politikalar üretmegayreti içîndeler. Çokuluslu kavgaEkonomi Servisi - Isviçre'nin Davos kentinde bugün başlayan ve 6 gün sürecek Dünya Ekonomik Forumu öncesinde Fo- rum Başkanı, IMF'ye sert eleştirilerde bu- lundu. Başkan Claude Smadja, IMF'yi, Asya'da başgösteren, ancak önlenebile- cek bir durumda olan krizi bölge halklan açısmdan bir felakete dönüştürmekle suç- ladı. Dünya Ekonomik ForumuBaşkanı Cla- ude Smadja. lsviçre'de yayımlanan hafta- lık Ulllustre dergisine verdiği demeçte, Washington hükümeti tarafından yönlen- dirilen IMF'yi. ABDnin fmansal kapita- lizm modelini giobal ölçeğe taşımak'la suç- ladı. Kendisinin de 'ABDmodeB' diye tanım- ladığı olgudan birzamanlaretkilendiğini itiraf eden Smadja şunlan söyledi: "Birçoğuımız, Avrupa yerinde sayarken 1990'lann başında ABD ekonomisinin bü- yük hızla büyümesindcn ve yeni isrihdam alanlannın ortaya çıiunasından çok fazla etkilendik." Dünyanın önde gelen ekonomi uzman- lannı bir araya getiren Davos toplantılan- nı düzenleyen Dünya Ekonomik Foru- mu'nun kuruculanndan olan ve halen baş- kanlığını yürüten Smadja. ABD'de yayım- lanan haftalık Time dergisinde yer alan makalesinde, son 18 aydıryaşanan karma- şanın küresel ekonomideki ilk sistematik bunahm olduğunu belirtti. Makalede. ye- ni uluslararası yapılanmalara süratle gerek- sinim duyulduğu ifade edıldi. Ülkelerin kısa vadeli sermaye hareket- lerini kontrol etmek için adımlar attığının vurgulandığı yazıda. bu çabalann sorun- lan çözmede asla yeterli olmayacağı be- lirtildi. 'IMF'nin yapısı değişmeir tletişim ve bılgi teknolojilennde yaşa- nan devrimin küreselleşmeyi kaçınılmaz kıldığı söylenen makalede. IMF ve Dün- ya Bankası gibi uluslararası kuruluşlann yapılannın değişmesi gerektiği dile geti- rildi. Dünya Ekonomik Forumu Başkanı'na göre, 'küresel mimarinüı daha şeffaf olma- sı gerekiyor'. Smadja. 'dünyadaki oiası krtderiönceden teşhisedebflme kabiliyetine sahip yeni yapıların oluşturulması gerek- tiği' görüşünde. Smadja aynca makalesinde, sanayileş- miş ülkelerden oluşan G-7'lerin yeni küresel sistemdekı yapısının değişmesi ve dünya ekonomisinde önemli rol oynayan diğer ül- kelerin de dahil edilmesı önerisinde bulun- du. Dünya Ekonomik Forumu Başkanınm ileri sürdüğü bir diger öneri de 'küresel- leşme ile hükümetierin rolünûn yeniden tanımlanması" konusunda. JAPONYA Bankacıbk sistemi batıkDünyanın ikınci büyük ekonomisi Japonya'daki en büyük sorun bankacı- lık sisteminde yaşanıyor. Kredi borcunu ödeyeme- yen veya alacaklannı tah- sil edemeyen bankalarba- tarken, 1998 yılının ara- hk ayında Finansal De- netim Ajansı (Fınancial Supervisory Agency) ta- rafından açıklanan rapo- ra göre, ülkenin önde ge- len 17 bankasında 600 milyaı dolara ulaşan ba- tık kredi bulunuyor. Ja- ponya"da hükümetin ban- kacılık sisteminde gerçek- leştireceği refoım çaba- lannın ülkeyi düze çıka- racagı belirtiliyor Ülkede yeni kurulan Fi- nansal Denetim Ajan- sı'nın önde gelen banka- lara uyanda bulunduğu söylenirken, Finansal De- netim Ajansı Başkanı Ma- saharu Hino, "Bu sefer Japonya. bankacıhk re- formu konusunda gayet ciddi" açıklamasını yapı- yor. Ülkenin önde gelen bankalannda birleşme çıl- gınlığının yaşandığı göz- lenirken, Finans Bakan Yardımcısı EisukeSaka- kibara da bankacıhk sis- temindeki birleşmelerin daha yeni başladığını ve sektördeki bu hareketlerin 2-3 ay içinde daha fazla- laşacağını ifade ediyor. Ikinci Dünya Sava- şı'ndan bu yana ekono- mideki en büyük durgun- luğu yaşayan Japonya'da hükümet önlemler alıyor ve tüketimin arttınlması amacıyla ek bütçe, vergi indirimi gibi kaynaklar yaratıyor. ENDONEZYA Yeni ıımut taşrah girişîmci Suharto'nun ABD destekli kapitalizminin yıkılmasının ardından Endonezya'nın ekonomik umudu, yeni bir sınıf oluşturan taşralı girişimciler oldu. Taşralı çiftçi ve ışadamlannın yeni bir toparlanma hareketinin tetıkleyicisi olup olamayacaklan ise merakla bekleniyor. Sulavesti Adası'nda çıftçılerin başlattığı ayaklanmanın üzerinden yaklaşık 10, Asya finansal krizinin başlamasının üzerinden ise 18 aydan fazla zaman geçti. Birzamanlann yüksekten uçan Endonezya ekonomisi bugün tepetaklak olmuş durumda. Şimdılerde bölgede hüküm süren toparlanma yanşında Endonezya en yakın rakipleri Tayland ve Güney Kore'nin ardmda son sırada yer alıyor. Bankalar sendelemekte ve para birimi de hâlâ baskı altında... Endonezya ekonomisi geçen yıl yüzde 12 küçüldü ve bu yıl da buna yakın bir daralma bekleniyor. Ülkenin en önemli adası durumundaki Java takımadalan 210 milyonluk Endonezya nüfusun yandan fazlasını banndınyor ve bölgenin ekonomisi geçen yıl yüzde 13 küçüldü. Ülkede krizin başlangıcından bu yana 20 milyonluk bir işsizler ordusu oluşmuş durumda. Sanayide çalışmak üzere Java köylerinden göç eden ışçilerin çoğu topraklanna geri döndü ve tarlalarda çahşmaya başladılar. Kriz sonrası ülkede tanmsal kazançlar 5 katına çıktı ve bu. ülkenin yüzde 70 olan enflasyon oranınm bir hayli üstündeydi. RUSYA Borç sıkuıtLsı 1998'in Ağustos ayın- da 3 aylık morotoryum ilan edip devalüasyona gi- den Rusya'da yetkililer, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Banka- sı'nın temsilcileriyle ge- çen hafta bir araya geldi. IMF'yie yapılan müza- kereler sırasında Ruslar, borç ödemelen ıçin za- man isteyerek nükleer fü- ze teknolojilerini İran'a verebilecekleri tehdidin- de bulundu. Rus yetkililen. görüş- melerde. temmuz avında- ki anlaşma gereği parasal yardımın bir bölümünü isterken IMF'den ekono- misini düze çıkaracak bir anlaşma talep etti. Bu arada, Rusya'nm 19 milyar dolarlık borcunun 4.5 milyan IMF'ye olan borçlan oluşturuyor. Rusya, fon ile ekono- mik yardım paketi konu- sunda geçen temmuz ayın- da anlaşırken Başbakan Yevgeny Prünakov"un ba- şa geçmesiyle IMF'yie görüşmelere ara venlmiş- ti. Brezflya hükümetinin IMF öneriterini de içeren bir dizi önlem paketini parlamentoya kabul ettirnıesi mali piyasaiarda oJumlu karşılandı. Sosyal güvenlik reformu geçen yıl minetvekilleri arasındatartışmava yol açmıştL Brezilya'nm önlem paketi meclisten geçti IMFdayattiy parlamento onayladı Ekonomi Servisi - tçine girdiği kriz yüzünden devalüasyon ilan eden ve büyük çapta yabancı sermayenin ülkeyi terk etmesi nedenıyle dünya piyasalannın dikkatle izlediği Brezilya'da "tarnşmah" önlem paketi sonunda meclisten geçti. Para birimi realin yüzde 40'a varan devalüasyon oranı nedeniyle hem ülke içinde hem de dışanda dikkatleri toplayan hükümetin IMF öneriierini de içeren bir dizi önlem paketini parlamentoya kabul ettirmesi mali piyasalarda olumlu karşılandı. Parlamento. tartışmalar yaratan sosyal güvenlik yasa tasansını da onayladı. Parlamentonun diğer bir dizi yasa önerisi ile birlikte onayladığı paketin uygulamaya konması ile IMF'nin Brezilya için önerdiği kemer sıkma politıkası da yürürlüğe girmiş olacak. Serbest ve kamu çahşanlannın kendi emeklilik fonlanna katkısını içeren tasan uzun bir süredir parlamentoda tartışmalara neden oluyordu. Brezilya'da yasanm etkilerinin görülebilmesi için hükümetin istedigi 90 günlük sürenin dolmasını beklemek gerekiyor. Kongre'nin yasayı onaylaması "krizden kurtutanakta kararta oktoğn" şeklinde yorumlandi. Tüm gözleri üzerinde toplayan bu Latin Amerika devinden gelen bu haberle hisse ve bono fiyatlan salı günkü düzeyine dönerken para piyasasmda yatınmcılann hâlâ gergin olduğu gözleniyor. Davos toplantıları Türkiye'nin gündeminde bile değil EMİNE IC4RAKİTAPOĞLÎJ İSVİÇRE-29. Dünya Ekonomik Forumu, Isviçre'nin Davos ken- tinde bugün başlıyor. Ana teması "sorumlu küreseUeşme" olarak be- lirlenen forumda, küreselleşmenin etkilerinin kontrolü ve yönetimi ele ahnacak. 40 devlet başkanı ve başbakanın yanı sıra dünyanın ön- de gelen firmalanndan 1000 yöne- tici, 300 siyasi lider ve aralannda Nobel ödüllü bilim adamlannın da yer aldığı 300 bilim sanat insanı- nıyla akademisyen ve 200 medya yöneticisinin bir araya geldıği fo- ruma, Türkiye'den hükümet düze- yinde temsilci katılmıyor. 1998 yılında Asya'da yaşanan knzin ardından. dünya ekonomisi- nin genel görünüşünün değerlen- dirileceği ve hızlı müdahale yön- temlerinın ele alınacağı oturum- larda, ".Asya'da büyüme vegûvenm tekrarsağianmasının formülleri", "Amerika Birleşik Devletleri'nin önümüzdeki 50 \ıllık dış politika ön- celikleri*','*Brezil\-a'da\aşanaııson ekonomik durum. Arjantin, Şili ve Meksika'daki secimlerden beklen- oler" de tartışılacak. 6 gün sürecek olan ve 300'den fazla oturumun gerçekleştirilece- ği foruma, ABD Başkan Yardım- cısı Albert Gore, Almanya Cum- hurbaşkanı Roman Herzogve Baş- bakan Gerhard Schröder, Birleş- miş Milletler Genel Sekreteri Ko- fî Annan.Avrupa Komisyonu Baş- kanı Jacques Santer, Rusya Başba- kan ı Yevgeny Primakov,Güney Af- rika Devlet Başkanı Nelson Man- dela, Şimon Peres, Yaser Arafat, Hüsnü Mübarek, Haydar Aliyev ve diğer Orta Asya cumhuriyetle- rinın devlet başkanlannın yanı sı- ra 40 devlet başkanı ve başbakan katılacak. IMF Ikinci Başkanı, OECD, UNICEF, WH0, tnterpol, ILO başkan ve genel sekreterleri de forumun katılımcılan arasında yer alıyor. IMF heyeti ekonomi kurmaylan ile bir araya geldi 'Umutsuz' görüşme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetiy- le seçim öncesinde parasal yardım ön- gören. ancak anlaşma ımzalanması beklenmeyen görüşmelerbaşladı. Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay. IMF'yie kaynak konusunu görüşmedik- lerinı belirtirken "Daha farkb bir ge- lişmenin gündeme gelip gelmeyeceği konusu görüşmenin sevTİne bağlıdır" dedi. Maliye Bakanı ZekeriyaTemizd ise seçim ekonomisi uygulanmayaca- ğını, 1999 bütçesinin çıkanlması ge- rektığıni söyledi. Türk Sanayicileri ve lşadamlan Der- neği (TÜSİAD) ve Bankalar Birliği'yle görüşmek üzere bugün heyetiyle bir- likte İstanbul'a gıdecek olan IMF Tür- kiye Masası Şefi Martin Hardy ise "Bankacılık sektörü için çerçeve v« dû- zenleyici bir yasa gerekiyor. Bunun ya- salaşması gerekir" dedi. Türkiye'ye dün gelen IMF heyeti, Devlet Bakanı Uluğbay. Maliye Baka- nı Temızel ve Hazine Müsteşan Yener Dinçmen'le görüştü. Uluğbay, görüş- mede, 1998 yılı gerçekleşmelerini ve dünya ekonomisinin genel görünümü- nü ele aldıklannı belirtti. Temizel ise stand-by ve kredi konusunda. "Görfiş- melerin ardından açıklanacak. Bu ko- nuda umut yaratntak istemiyorum" dedi. Temizel, avans nitelikli geçici ' aliye Bakanı Zekeriya Temizel, IMF heyeti ile stand-by'a dönük görüşme yapılmadığmı, kredi konusunda umutlandırmak istemediğini söyledi. bütçenin mahsup edilme zorunluluğu nedeniyle I999 bütçesinin çıkanlma- sı gerektiğini belirtirken gelecek hükü- mete bırakıhrsa yasanın kadük olaca- ğı ve yeniden uzun bir çalışma gere- keceğine dikkat çekti. Temizel, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun yann toplantı- ya çağnlıp cuma ya da pazartesi günü bütçeyi görüşebileceğini söyledi. Te- mizel, bankalar yasa tasansı üzerinde uzlaşmazlık olmadığını, bankalar üst kurulunun kuruluş tarihi ve çahşmaya başlaması konusunda öneri geldiğini. buna da itiraz olmadığını söyledi. IMF Türkiye Masası Şefi Hardy ise yakın izleme anlaşmasımn yeni kuru- lan hükümet tarafından nasıl sürdürü- leceğinı öğrenmek istediklerini belir- tirken özel sektör temsilcileriyle de ekonominin gidişi ve 1999 yılı beklen- tileri hakkında görüşeceklerini kay- detti. Hardy, yapısal reformlara ilişkin so- ru üzerine, "Sosyal güvenlik reformu- nun yerine getirUmesi çokönemlidir. Se- çûn ortamında sosval güvenlik reformu- nun gcrçekkşmesi mümkün görünmû- yor. Fakat bunun yerine gennlmesi ge- rekir" diye konuştu. Hardy, bütçe ve bankalar tasarılannın yasalaşması du- rumundaTürkiye'ye bakış açılannın de- ğişip değişmeyeceğıne ilişkin soruya "Bu konuyu gelecek hafta ele alacağjz. Bu tasan konusunda büyük ölçüde konsensüse yaklaşüdL Kısasüre içinde tamamlanacağını umuyoruz" yanıtını verdı. İŞÇMN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER BÎP Bilebilsek Otobüste yolcular dün sabah yine içinden çıka- madıklan birtartışmaya dalmtşlardı. Oy verecek par- ti, sryasetçi kalmadığından yakınıyorlardı. Tartış- macılann içinden oyunu kime vereceğinin karan- nı vermiş bir yolcu bile çıkmadı. Sol seçmenin durumu daha bir acıklı. Uğur Mumcu'yu anma toplantısına gelen Cumhuriyet okurlannın dağılımına, birbirlerine laf atmalanna şöyle bir göz attım. Uğur'un değerlerinde, Cum- huriyet okurluğunda buluşan, uzun yıllar aynı çiz- gide politikanın içinde olmuş, çoğu bir diğeri ile yıl- lardır tanışan, kavga, kader arkadaşı insanlann yolları fena halde aynlmış. Her kafadan bir ses es- tiriliyor. Bir siyasi partinin çizgisinde buluşamama, biryer- de siyasi partilerin eksiklıği. Liderler, kadrolar, çe- lişkili politikalan, çizgileri ilegüven vermekten çok uzaktalar. Bu kadannı anlayabıliyorum. Ancak ken- disini solda gören insanlann kendi kafa karmaşa- lannı, sol adına akla karayı kanştınyor konumda olmalannı daha bir zor anlıyor ya da hoşgörü ile bakmakta zorlanıyorum. Bu ara ideoloji, çizgi belirtemek üzere atölye ça- lışmalan yapmak çok modaya.. Işte onlardan ba- zılanna katıldığımda görüyorum ki sol adına ide- olojiyi yorumlayanlar, ekonomik, sosyal, politik alanlarda rota çizmeye çalışanlar, uzman teoris- yen iddiasında olanlar, kelimenin tam anlamı ile sol ideoloji ile uzaktan yakından ilişkisi olamaya- cak görüşleri savunabiliyorlar. Kafa karmaşası, ideolojik sarsıntı, özellikle Do- ğu Bloku'nun parçalanmasının ardından solda, bütün dünyada yaşanan bir gerçeklik. Hafta için- de Istanbul'da toplanan Avrupa sağ partilerinın Avrupa Demokratik Birliği sözcülerinın, Avrupa'da iktidardaki sol partilerden, "Bizim ideolojimizi ça- lıyoriar, bizden daha ateşli bizim tezlerimizi savu- nuyorlar" söylemi ile yakınmalan bıraz trajikomik durum oluyor. Avrupa'da sol siyasi partilerin sağ söylemlerle, merkez sağ ideolojik çizgisine kaymış olarak, sa- dece "değişim rüzgârian" ile seçim kazanmış ol- maları, bizdeki solun kafasını daha da bir fazla ka- nştırmış. Zengin Kuzey'de, küreselleşmenin tek idolojili sürecinde, sola kimlik kaybettirse de ikti- dar yolunu açabilen bu durumdan pay çıkarma- da her şey yüze göze bulaşmış. Küreselleşmenin tekeller elindeki gelişmesinde, bilim ve teknolojik devrimin insandan yana değil, paradan yana kullanılması sürecinde, nimetlerden yararlanan değil, bedel odeyen ülkeler içinde olan Türkiye'de kötü kopyacılık neler neler getirmiş? Blair'e özenmek, bizim ülkemizde bence en çok Çiller'e yakışıyor. Bir de aynı şirketlerle anlaşıp seçim kampanyasını verebilirse, gidiyor derken yeniden epey bir yol alabilir. Ama Blair'e özenip seç- meninin önemli bir çoğunluğu kayıt dışında çalı- şanlardan, çok ağır yoksullardan, düzen dışına atılmışlar, kimlik erozyonunauğramışlardan.. olu- şan Türkiye'de sol adına seçim şansı yakalamak bence çok zor. Üsteük Avrupa'nın sol rüzgâriannı yakalamak üzere yola çıkmış bizim solcular, hızlannı alama- yıp çok daha başka çizgjlerde sağa kaymışlar. En hızlı solcular arasında Ozal'ı kendine rehber al- mış, övgüler yağdıranlan mı ararsınız? Kurtuluşu her tür ırk ve din ayınmcılığında bulanlarda mı? Öz- selleştirmeyi bayrakyapanlarsağdan daha büyük çoğunlukta. Dünya tekellennin yoksul ülkeleri ucuz emek, çevre tahribatı ile ucuz yatınm alanı, para için yüksek vurgun, özetle büyük sömürü alanı görmelerinin, sonuçta yoksul ülkeleri var eden, geliştirecek dinamikler olduğunu savunanlan mı? Dünya tekellerinin sözcüleri bile, yaşanan dün- ya krizi ve acı deneyimler, düzenin "dur" diyeni yok- ken, kendi krizini yaratması olgusu karşısında çok daha aklı başında şeyler söylüyoriar. Örneğin As- ya, Rusya knzlerini demeçleri ile patlatan banker Soros, bugünlerde bizimkilerden solda kalıyor. Çok daha fazla insandan yana önlemler alınması, paranın sorumsuz gidişine set çekilmesi gereğin- den söz ediyor. Sonra da herkes, dinci ve ırkçı akımlann, hele de varoşlarda önlenemez yükselişinden, Türki- ye'nin tehdit altında olmasından yakınıyor. Şeriat- çı, ırkçı akımlann, varoş gerçeği, akıl almaz yok- sullaşma, sorunlar üzerine politika oturttukları at- lanıyor. Bu arada bir de aday adayları tablosu var ki... Milletvekilliği, belediye başkanlıkları, sınırsız ni- metleri, ayncalıklan ile aile boyu güvence. Herke- si bir tutkudur almış. "Hak ediyor muyum" soru- sunu soracak olan geri zekâlı sayılabilir. Seçilebi- lir bir yer kapmak için yapılmayacak yok. Bütün sorun doğru hesabı yapabilmekte. Şansı olan par- tilerin liderlerinin gözüne girebilmekte. Toplumsal, siyasal soaımluluk fasarya... Vatan, millet, Sakarya... Dünya Bankası 300 milyon dolar kredi verecek ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Küresel kriz ne- deniyle sıkıntı içine giren reel sektörü desteklemek amacıyla, Dünya Banka- sı'ndan 300 milyon dolar- lık (yaklaşık 100 trilyon li- ra) kredi sağlanacak. "Uy- gun koşullu kredi" statü- sünde sağlanacak 300 mil- yon dolarlık kredi, özellik- le ihracat sektörünü des- teklemede kullanılacak. Bankadan, CAS (Ülke Yardım Stratejisi) çerçeve- sinde kullanılmayan 500 milyon dolarlık mali yar- dım programı çerçevesin- de ahnacak olan 300 mil- yon dolarlık yardım konu- sunda, öncelikli alt sektör- lerbelirlenerek Dünya Ban- kası'na bildirilecek. Ekono- mi yetkilileri, gelecek haf- ta Türkiye'ye gelecek olan Dünya Bankası yetkilile- riyle masaya oturarak Eximbank, Türkiye Kal- kmma Bankası ve Halk- bank gibi bankalar tarafın- dan kullandınlması planla- nan krediyle ilgili. detaylı bilgi aktaracaklar. Dünya Bankası yetkili- leri de yardım talep eden bankalar ile bu bankalann kredi kullandıracağı kesim konusunda çalışma yaparak kredi miktannın dağılımı konusunda anlaşmaya varacaklar. Bu arada edini- len bilgilere göre Dünya Bankası yetkilileri, Türki- ye'nin, üç yıllık süre için kullanma hakkı olan 1.5 milyar dolarlık krediden henüz kullanılmayan 500 mtlyon dolarlık dilimin kapsadığı projelerden vaz- geçmesi durumunda, 300 milyon doların çok daha üzerinde kredi verebilece- ğini de bıldirdiler. Yetkili- ler, Brezilya krizinin çıktı- ğı ve uluslararası borçlan- manın zorlaştığı bir ortam- da,düşükmaliyetliveuzun • vadeli Dünya Bankası kre- - : disinin çok önemli oldu- .' 5unu vurguladılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear