25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç # Genel Ya>m Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişlen Mudurü Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür: Fikret llkiz 0 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser tstıhbarat Cengiz Vıldmm0 Ekonomı Özlem Yüzak 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Foıograf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı: MehmeC Faraç Yayın Kurulu. flhan Selçuk (Bajkan). Orhan Erioç, OkUy Kurtbökc, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı. tbrahim V ıldız, Orhan BursaİL, Musrafa Baltm, Hakan Kara. AnkaraTemsılcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4195O270İzmırTemsilcısı SerdarKızık, H.ZıyaBlv 1352 S.2'3Tel4411220, Faks:4419117 0 Adana Temsilcısı: Çetin Yigenoğtu, tnönü Cd 119 S. No:l Katl.Tel-363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Müdurü. Üstûn Koonfanalör Ahmet Konıkan # Muha- sebe Bûknt V ener # Idarc Hüseyin Önder ÇeUk • Bıİgi- Nail laal # Bılgısayar Sıstem Müruvel ÇUer • Satı, Fazilet Kııza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Vfüdur Gülbin Erduran • Koordınaıör Reha Işıtman 0 Genel MudürYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 ^ a>ımta>an *e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Ya\ıncılık A Ş Tjrıocağ': Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK 24* Isunbul fe! (0 2121 M2 05 05 (20 haı) Faks-(0 212) 513 85 95 25OCAK1999 İmsak: 5.44 Güneş: 7 15 Ögle: 12.23 ' Ikındi: 14.55 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.43 www.cumhurivet.com.tr Yemin töreninde minik konuk • Haber Merkezi - Sovyetler Bırliği döneminde en bü>âik eğıtim kamplanndan birinin bulunduğu Ukrayna'nın Oster kentınde askerler dün yemin etti. Kiev 'in 70 km. kuzeyindeki Oster'de düzenlenen törene askerlerden bırisi küçük kardeşıvlegeldj. İsveç'te 2000 yılının ilk çocuğuna ödiil • İstanbul Haber Servisi- Kuzev İsveç'teki Pitea Beledıyesı seks kampanyası başlattı Belediye Başkanı Eleonor KJockare yaptığı açıklamada, 17 Mart gecesi tiim elektrikleri keseceklerini ve "Harpalt 2000 (Tavşancık 2000)" adlı kampanya ıle 2000 yılının ilk çocuğunu 20 mılyar lırayla ödüllendireceklerini belirtti. Klockare, 17 Mart gecesi içın erkekleri prezervatiflerini, kadmlan ıse doğum kontrol haplannı çöpe atmaya da\et etti. Ppezervatifi ilk kez Mısmlılar kullandı • NEWYORK(AA)- Yapılan araştırmalarda prezervatifın ilk önce Mısırlılar tarafından kullanıldığı. ancak Mısırlılann kullanım amacının doğum kontrolü ya da cınsel hastalıklardan korurunak için değıl, cınsel organlannı örtmek amacına yönclik olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar. prezer\atifin hastalıklardan korunma amacıyla ilk defa lngiltere Kralı II. Charles tarafından denendiğini belirtiyorlar. Uzmanlar. Mısırlılann kullandıklan prezervatiflerin eski Mısır resımlerinde de görülebildiğıni belirtiyorlar. Beyin kanserine akrep zehiri • CH1CAGO (AA) - Amerikan Gelişen Bilim Birliği"nin Califomıa'da süren yıllık geleneksel toplantılannda. yeni buluşlarla ilgili raporlar açıklanmava de\am ediyor. Alabama Lniversitesı'nden bir bilim ekıbi, son toplantılardan birinde, 12 santım boyundaki dev İsraıl akrebının zehırinın, öldürücü beyın kansen 'glioma'yı öldürmeyi başardığını açıkladı. 'Türkçeyi kiplettilep' • İSTANBUL (ANKA) - Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, kişi \e kurumlanndile önem vermemeleri nedeniyleTürkçeyi yozlaştırdıklannı belırterek, eğıtime önem venlmesi gerektığını ifade etti. Kışıler \e kurumlann Türkçeyi kirlettigıni belirten Ozel. televizyon ve radyolarda kullanılan Türkçeyi eleştirerek Türkiye'de. arabesk yapıdan dılin de payına düşeni aldığını söyledi. Özel. yapılan yanlışlan artık herkesin benimsediğıni de belirtti. Denizterin tarihi • İZMİR (AA) - Tûrkiye'yi çevreleyen denizlerde bilınen ve heniiz gün ışığına çıkanlamayan "tarih"', kitap, CD rom ve video kasette toplanıyor "Denizlenmizdeki Tarih" adlı kitap. önümüzdeki aylarda Yapı-Kıedi Yayınlan arasinda pıvasaya çıkacak. Kitapta bugüne kadar tespit edilen batıklann vanı sıra belırlenen 2 ve kazısı yapılan 7 gemi batığı anlatılıyor. Okul ve ailelerin cinsellik konusundaki yanlış tutumlan gençleri gizliliğe ve ikiyüzlülüğe itiyor Ciıısel eğitim okuDarda verflmeliFİGEFATALAY Okul ve ailenin cinsellik konusundaki yanlış tutumları. gençleri gizliliğe ve iki- yüzlülüğe itiyor. Gençler, baskı altındaki cinselliklerini saklayarak ve suçlanarak sür- dürürken, sorunlarla boğuşuyor. Cinsel sağlık eğitiminin ders programla- nna konulması ve bu dersi verecek eğitim- cilerin bu konudaki önyargılardan kurtula- rak. yeterlı donanımlan kazanmalan gerek- tiği belirtiliyor. Eğitim-Sen'in u Cinsel Eğıtim" konusun- da hazırladığı rapora göre. Türkiye'de yapı- lan araştırmalar. anne-babalann çocuİdan- na cınsel bilgi vermekte yetersız kaldıklan- nı gösteriyor. Prof. Dr. Ozcan Köknet'in araştırmasına göre. gençlerin ancak yüzde 15'i doğrudan,yüzde4ri isedolaylı olarak anne-babalanndan bilgi almışlar. Neler amaçlanıyor? Eğitim-Sen"in raporunda cinsel eğitımle neler amaçlandığı şöyle anlatılıyor: "Cinsel eğitim bireyin; • Kendı cinsel gelişimmin. gelişim süre- cinm bır parçası olduğunu anlamasını, • Eğitim-Sen'in hazırladığı rapora göre, anne-babalar çocuklanna cinsel bilgi vermekte yetersiz kalıyor. Prof. Özcan Köknel'in araştırmasına göre, gençlerin ancak yüzde 15'i doğrudan, yüzde 41'i ise dolaylı olarak anne-babalanndan bilgi almışlar. • Kadın ve erkek cinselliğine gerçekçi ve olumlu yaklaşabilmesini, • lnsan cinseiliği konusunda başkalannın görüş ve davranışlanna saygılı olmasını, •'Olumlu bir kişilik geliştirmesini ve olumlu ilişkilerkurabilmesini. • Cinsellikle ilgili suçluluk, korku, endi- şe gibi olumsuz duygulardan kurtulmasını ve cinsel yaşama ilişkin sorumluluk duygu- sunu geliştirmesini. • Istenmeyen gebelikler ve cinsel yollabu- laşan hastalıklar gibi olumsuz sonuçlardan korunmasmı, • Dengeli ve uyumlu bır cinsel yaşam sürmesini amaçlamaktadır." Okuldaki cinsel eğitimin, gençlerin suç- luluk duygusundan kurtulup, içtenlikle cin- sellik üzerine düşünmelerini ve tartışmala- nnı sağlayabıleceği vurgulanan raporda, cın- sel eğitimin zamanında ve uygun yöntem- lerle kazanılamamasının bireyde doğuraca- ğı sonuçlar şöyle sıralanıyor: • Olumlu cinsel kişiliğin gelişmesini. ki- şinin kendisini sevmesini engeller, çevre- siyle olumlu ilişkiler kurmasıru güçleştirir, cinsiyet aynmcılığını körükleyerek kişiyi kendine yabancılaştınr. • Cınsler arasında iletişim bozukluklan, toplumsal kutuplaşmalan arttınr, cinslerara- sındaki şiddeti kışkırtır. • Cinsel sorumluluk bilincinin, cinsel yol- la bulaşan hastalıklardan korunma alışkan- lıklannın gelişmesini önler. • Sağlıklı cinsellik yaşayamamak,psiko- lojık sorunlara yol açar. Sosyal ve toplum- sal rahatsızlar yaratır. • Doğurganlığmı düzenleyememek, ka- dın nüfusta hastalıklara, sakatlıklara, anne ve bebek ölümlerine, istenmeyen gebelikle- re neden olur. Cinsel eğitimin zamanında, sağlıklı or- tamlarda ve sağlıklı kişiler tarafından veril- memesi, bireyin bu ihtiyaanı sağlıksız yol- lardan yanlış ve eksık bilgilerle tamamlama- sına neden oluyor. Cinsel eğıtim konusun- da yapılan araştırmalar. en etkili ve en ba- şanlı yöntemın, aynı yaş grubu bireylerin oluş- turduğu grup çalışmasına dayanan eğitim yöntemi olduğunu göstenyor. Dünyada cinsel eğitim Eğitim-Sen'in araştırmasına göre, dün- yada gelişmiş ve gelışmekte olan ülkelenn cinsellik eğitimi politikalannda farklıhklar bulunuyor. Cinsellik eğitimi. gelişmiş ülke- lerden trlanda dışında tüm Batı ile Kuzey Af- rika ülkelerinde zorunlu olmasa da okullar- da veriliyor. ABD'de cinsellik eğitimi ve programlan eyalet yönetiminin kararlanna bırakılmış durumda. Birçok ülkede cinsel eğitimin sonuçlan- nı değerlendirmek için yapılan araştırmalar, cinsellik eğitiminin, evlilik dışı doğum ve kür- taj oranlan, partner sayısı, cinsel ilişki sık- lığı ve cinselliğe bağlı suçluluk duygulan- nın azalmasında yardımcı olduğunu göste- riyor. Peribacaları için Kültür Bakanlığı 'nın desteği bekleniyor Göreme Belediye Başkanı Mızrak. peri bacalannın vıkılnıa tchlikesi\lekarşı karşıya kaldığını söyledi. Yıküınca mı sahipçıkUacak? SELAHATTtN ŞAHİN NEVŞEHİR- Dünyanın en ılginç görünümlü penbacalanna sahip K.a- padokya bölgesindeki kültürel ve ta- rihi değeri olan yapılann kurtanl- ması ve uzun süreli kullanımı için or- taya atılan alternatif görüşlere K.Üİ- tür Bakanlığı'nın destek için giri- şimde bulunmaması tepkiyle karşı- lanıyor. Uçhisar Belediye Başkanı Savaş Taşlon. bölgede özellikle son Os- manlı döneminde yapılan evlerin kurtanlmasına dönük çalışmalarda Kültür Bakanlığı'nın desteğinin ar- tık kaçınılmaz hale geldığini belirt- ti. Taşkın şunlan söyledi: "Bugüne kadar kültürel varhkla- nn konınmasuıa yönelik girişimleri başbrtmakta acizbir görüntü icerisin- de bulunan Kültür Bakanlığı. bölge- mizde bulunan tarihi eserler birer ikişer tarihe kanştıktan sonra mı bu eserlere sahip çıkacak? \ ıllardan be- ri Kültür Bakanlığı'nın değişik kade- melerinde Kapadokya'nın kurtanl- masına dönük plan ve hedeflerimizi dilegetirmemize karşın gereken yar- dım ve katkıyı bulamıyoruz. Bu eser- ler bizim turizmde var oluş sebeple- runiz. Bu eserier de gerek doğal ola\- lardan ve gerekse yürüriükteki bazı kanun maddelerinin uygulanış bi- çimlerinden dolayı olumsuz bir etki- lenim gösteriyor. Çağnlar «pıyoruz, ama bugüne kadar köklü bir çaltşma- vi izieyememenin derin uzüntüsü için- deyiz. Uçhisar da tarih yıkıhrsa onu a>ağa kaldırmak mümkiin değü; an- cak yaralı bir insanı ledavi ile ayağa kaldırabiHrsiniz. Tarihi >apı yıkıhr- sa bir daha yapılamıyor. Bir tarihi varhğın yıkılmasını, Kapadokya'nın rurizm potansiyeline vurulmuş bir darbe olarak nitelendiriyorum ve Kültür Bakanlığı'nın yetkililerini Ka- padokya bölgesinde geniş çaplı bir kurtarma çalışması için bekliyoruz." 40'a yakın tarihi ev Göreme Belediye Başkanı Musta- fa Mızrak da. özellikle doğal olay- lardan olumsuz yönde etkılenen pe- ribacalannın ve hemen yanı başın- da son Osmanlı dönemi ile Cumhu- riyetin ilk dönemlerinde yapılmış evlerin yıkılma tehlikesiyle karşı kar- şıya kaldığını söyledi. Mızrak, "Gö- reme'de sayılan 4O'ı bulan tarihi ev- ler bu durumda. Bazılannın icerisin- de insan yaşıyor, bazılann da yaşa- mrvor" dedi. Her yıl 500 milyon kişi bu hastahktan yatağa düşüyor Grip yakamızı bıraknnyor • Aşımn yanı sıra vitamin kürleri ve sıkı korunmayla önüne geçilmeye çalışılan grip, eylül ve ekim aylanndan başlayarak etkili oluyor. ANKARA (AA) - Şu günlerde pek çok ülkeyi etkileyen grip hastalığının her yıl dünya nüfusunun yüzde 9'unu esir aldığı belırlendi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WH0) saptamalanna göre her yıl dünyada 500 milyon kişi gribe yakalanıyor. Dünya Sâğhk Örgütü, bugün 5 milyar 829 mılyona ulaşan dünya nüfusunu kapsayan bir ağ oluşturarak değişım gösteren grip virüslerini sürekli olarak ızliyor. Her yıl üç ayn virüs tipinı ınceleyerek aşı hazırlayan örgüt, virüsün izole edilmesi için çalışmalar sürdürüyor. tlk grip vırüsü 1933 yıhnda ızole edilırken ınsanoğlunun hastalıkla savaşımı uzun yıllardır sürüyor. Grip nedeniyle insanlar ışe ya da okula gidemezken hastalığm komplikasyonlan için uygulanan teda\ıler de çok büyük ekonomık kayba yol açıyor. Dünyada ışe gidememe nedenlennın yüzde 10-12'sinı grip hastalığı oluşturuyor. Bunun sonucu olarak da her yıl ortalama 3- 7 gün arasında bir işgücü kaybı söz konusu. Örneğin, ABD'de 15 gün işgücü kaybına neden olan gnbin ülke ekonomısine verdiği zarar yıllık 5 milyon dolar. Aşmın yanı sıra vitamin kürleri ve sıkı korunmayla önüne geçilmeye çalışılan grip, eylül ve ekim aylanndan başlavarak etkili oluyor. Grip v irüslerirun yapısı değışim gösterdıği içın de hastalığa karşı ınsanlann direnci kısa sürede düşüyor. 'Influenza'virüsünün neden olduğu grip, ani olarak 39 derecenin üzerinde ateş, şıddetlı kas ve eklem ağnlan, halsizlik, bıtkınlik. titreme, baş ağnsı ve kuru öksürük ile başgösteriyor. Bu belirtiler nedeniyle hastalığı ayakta geçirmek olanaksızlaşıyor ve grip, hastalan 3-7 gün yatağa mahkûm ediyor. Hastalığın neden olduğu halsizliğin sona ermesi yaklaşık 2 hafta sürüyor. Gribe vol açan virüs çok kolay ve hızlı bulaşıyor ve havada 2.5 saat süreyle asılı kalabiliyor. Grip, hasta kişilerle veya onlann ağız. burun akıntılannın bulaştığı eşyalarla temas edılmesiyle de kapılabiliyor. Çocuklar. yaşlılar \e kronik hastalıklan olanlarda gnp çok daha ağır seyredcrken ölüme kadar varan cıddı sonuçlara da yol açabılıyor. Grip, çocuklar ve yaşlılarda ikıncil enfeksiyonlara da zemın hazırlıyor. Zatürree, orta kulak ıltihabı, beyın zan ve dokusu enfeksiyonlan gibi komplikasyonlara da neden oluyor. Eğitim-Sen'in öneriieri Okul-aile işbirliği güçlendirilmeli Eğitim-Sen'in cinsel eğitimin oku1larda nasıl verHmesi gerektiği konu- sundaki öneriieri şöyle: •Cinsel eğitim bilgile- ri, ilkögretım okulunun bi- rinci kademesinden baş- layarak hayat bilgisi, sağ- hk bilgisi, fen bilgisi, bi- yoloji, psikoloji, sosyolo- ji gibi derslerin program- larma yerleştirilmeli. •Okullardasmıföğret- menlen ve rehber öğret- menier çocuklara bu konu- da destek olabilecek şe- kildc donatılmalı. • Okul-aile işbiriiği güç- lendirilmeli, ailelere bu konudagerekli bilgilerve- rilmeli. •Gençlerin cinsel so- runlanna ve ûrcme sağh- ğı problemlerine yanıt ve- rebilecek danışma mer- kezleri oluştunılmah, var olanlann çalışmaian des- teklenmeli. • Gençlere yönelik cin- sel eğıtim projeleri yürü- ten Siv'il Toplum Kuruluş- lan ile işbirliği yapılmal». •Cinsel eğitim yatay ilişki içinde verilmeli. Bil- gi demokıarik bir ortam- da paylaşıldıkça etkili olur. B u g e c i k m e l e r r e k o r I a r k i t a b ı n a g e ç e r 43 yıl geciken aşk mektubu ANKARA (AA) - Dünyanın dört biryanında "gideceğiyere" hayret uyan- dıracak şekilde gecikenler Rekorlar Kitabı 'na geçecek nitelikte garip olay- lara imza atıyor. Aylık kültürdergisi Bütün Dünya'da yer alan derlemeye göre. ganp gecık- me rekorlan: • Birinci Dünya Savaşı'nda Gelıbo- lu'daki siperlerin arkasında yoğun ateş devam ediyordu. Asker Jim Page, bir ara ateşe ara verildiğinde üniforması- nın içinden çıkardığı bır dergideki "Worchester Sauce" ısımli yemek ta- kımı şirketinin bedava fıncan veren kuponunu gördü. Kuponu kesen Page, aradan geçen uzun zaman içerisinde fm- can kuponunu cüzdanında unuttu. Wor- cester Sauce firması, 1996 yıhnda ku- ponu gönderen emekli asİcer Page'e yıllar önce yayımlamalanna karşın por- selen bir kahve fincanı gönderdi. • 1895 yıhnda dünyaya gelen Roza Lagunoff 1910'daÇarlıkRusyası'ndan ABD"ye göç etti ve Amenkan vatan- daşlığına geçmek için başvuruda bu- lundu. Başvurusu uzun yıllar boyunca ıncelenen Bayan Lagunoff, tam 87 yıl sonra 1997'de vatandaşlığa kabul edıl- di. Lagunoff. ABD'ye bağiılık yemi- ninin kimı bölümlerini yaşlılıktan do- layı yanlış okudu. • lngiltere'de 103 yaşındaki Molly MaxwelL 80 yıl önce öğrenim görme- ye başladığı Cambridge Üniversite- si'ndendiplomasmı 104. yaşgününde aldı. 1917 ytltnda üniversitenin Yaban- cı Diller Bölümü'nü bitiren Bryan Max- well. o yıllarda geçerli olan ve kadın haklannı kısıtlayan yasalar gereğince dıplomasını alamamıştı. • bgıltere'nin Hemel Hamstead ken- tinde ya^ayan 58 yaşındaki Doris Spen- cer'a üç tane aşk mektubu geldı. Bu mektuplar 43 yıl önce Jim Invin adlı bır hayranından geliyordu. Invin'in kim olduğunu da anımsayamayan Ba- yan Spencer, aynntılı bir araştırma ya- pıncagerçek ortaya çıktı. 17yaşınday- ken kaldığı kilise yurdundaki görev lı- ler, öpücük mühürleri taşıyan mektup- ları. u müstehcen bulduklan için" Do- ns'e ıletmemişlerdı. • Merkezi Ankarada bulunan Salak- lar Demeği Genel Başkanı Hasan Ka- rabay'ınaçıklamasınagöreMÖ l.yüz- yılda, Izmir'in Aliağa ilçesi yakınlarm- daki Kyme kenti halkı, yaşadıklan ye- rin denızin kenannda olduğunu, bura- da 300 yıl yaşadıktan sonra far ketti. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Futbol'da 'Ecnebi'yi Geçmek! Hiç unutmam; llgm'dan (Konya), Fuar münasebe- tiyle Izmir'e gelmiştik; o tarihte bu, Avrupa'ya gitmek gibi bır şey! 'Ecnebi' bırtakımı, AJsancak Sta- dı'nda, ilk defa bu münasebetle seyredıyorum: 'Ena- diy-ül-ehli' adında bır Mısır takımıydı; yanılrnıyorsam bizi, yenmişlerdı de! Gençler bılmez, 'Ericen'Cumhu- riyet döneminde de. futbol trafiği haylı yoğundu; he- le mevsim brterken, çeşitli Balkan ve Orta Arvupa ekipleri Istanbul'a gelirdi: Avusturya'dan, Admira, Fırst Wienna, Rapid; Macaristan'dan Ferençvaroş; Bul- garistan'dan Leviskiy; Romanya'dan Tamışvar; Yü- narnstan'dan. Olimpiyakos, Panatinaykos, Apollon, bunlann arasındadır, zamanın uç büyükterı (BJK, GS, FB) ıle oynayan bu takımlar, çokluk başanlı oluyorlar- dı; galiba bu yüzden, üç büyüklerin karması demek oJan 'İstanbul Muhteliti' ile de bir maç oynamalan prog- rama alınıyordu; ıhtımal, onlan böytece yenebılir miyiz diye? Yendığimiz de olmuştur, hani! Farkındaysanız, günümüzde bile seyirci, 'ecnebi' takım maçlannı, yüregı elinde izliyor; gerçi 50'li yıllar- dan bu yana, gerek 'Millî Futbol Takımımız', gerekse ünlü takımlanmız, yabancılar karşısında, eskisiyle öl- çülemeyecek kadar başanlı olmuşlardır ama, doğru- su ya, 'istikrariı' bir üstünlükten bahsedilemez. bca- ba bunun temel nedeni nedır? Türk Futbol Ekolü'nün birtürlü oluşamaması mı? Oldum olası ekıplerimiz 'ec- nebi' antrenöriere emânet edilır; o geçıcı uzmanlar da, anlayabildikleri ve kıvırabildikleri kadanyla, yabancı futbol modellerini uygulamaya çalışırlar; ekibin yapı- sına ve esnekliğine göre, ya başanlı olunur, ya olun- maz! Temel sorun. 'oyuncu'da mı? Oysa temel sorun çalıştıncıda değil, oyuncudadır; futbolcu, oyun idrâkini, 'konsept'in uygulama bi- çimini kavrayamazsa, 'hoca' ona ne anlatırsa anlat- sın, sonuç isteniten olmayacaktır, demek kı, sorun ne- ticede futbolcunun, entetektüel kapasrtesine ve fizik gücüne gelip dayanıyor. Entelektüel kapasite dedim de!... Gelişmekte olan bir toplumda, gecekondu ya da kenar mahalle ço- cuğu, ciddi bir sanayileşme bilinçli olarak önlen- diği için, proleterleşerek tarihi anlamda ait oldu- ğu sınıfla kaynaşamaz: onun yedek 'errvek depo- su' olarak açıkta ve 'lümpen' olarak tutulması, dü- zenin hesaplanna dahildir seyyar satıcılık ede- cek, baskülle sokakta adam tartacak, balon sata- cak; tarihsel misyonunun bilincinde bir işçi, asla oiamayacak! Daha daha, tuketim toplumu' media'sı sâyesinde, bu 'gariban'da zengin olmak, sınrf de- ğiştirmek (atlamak) tutkusıı yaratlıyor. Kolay mı bu? Elbette değil! Işte o zaman yoksul çocuklan için tek sınrf değiştirme olasılığı futboldan geçer. Bu- gün nice iş güç sahibi olmuş eski futbolcumuz vardır ki, kökenini kurcalasanız, son derece mü- tevazı ailelere dayandığmı görürsünüz. Futbol sâ- yesinde 'köşeyi dönen' üçbeş kişinin bulunması; ge- cekondu halkından kimbilir daha kaç çocuğu, arsa- larda top koşturmaya yöneltir. Belki yüzlercesini. Ama diyeceksiniz ki, içlerinden ancak üç beş kişi çıkacak! Hiç denemeseier, daha mı iyi? Demek ki, oyuncu futbola sınrf atlama hırsı ve va- roş kapasitesi ile geliyor. Yakışttrmak gibi olmasın ama, sanayidekı hemangı bir üretim birimi ile bir fut- bol ekibinin işleyışı arasında, ışlevsellikaçısından şa- şırtıcı bir benzerlik vardır. Bir de buna bakar mryız? Oyunda, 'üretim dlslplinr... retım bınmi, önce ürünü tesbrt ediyor; sonra üre- tımin tasanmını yapıyor; daha sonra bu tasanmın e- U uygulama planlamasını gerçekleştirip, bu plan gerçı ğe aktanlıyor. Öyle mi? Aslında bu, bir zamanlama ve koordinasyon ışıdir. Hepsi doğru tasarlanır, dogru uy- gulanırsa, arzu edilen birim zamanda. öngörülen ürün elde edilır. Eh. futbolda da öyle değil mi? Önce eki- bin oyun tasanmı, sonra bunun rakibe ve oyuncu- ya göre planlanması, sonra da uygulama modeli; bu model maç sırasında, sahada zamanlanır, ke- nardan koordine edilin başanlırsa, amaç olan sa- yı üstünlüğü elde edilir, çünkü yeterince gol 'üre- tilir'. Elbette bu benzetmeye, üretim bıriminin ve futbol ekibinin, 'genel' üretim/futbol stratejisi ile 'özel' maç başına/üretim/oyun taktiğı benzetmesinı de, eklemek lâzım. Bundan ne mi çıkıyor? Bakınız, ne: Futbol'un neden sanayi üretimindeki disiplini üst/yapısına ak- tarabilmiş toplumlarda, çok daha başanlı olabile- ceği gerçeğü Hal böyleyse, futbolcunun entelek- tüel olarak, bu üretim/uygulama sürecini, bütün de- ğişkenliği ve esnekliğiyle kavrayacak düzeyde ol- ması gerekir. Türk futbolcusu için, sanınm, en önemlı ve gerekli şart budur. Ulusal onurumuzu ıncitmek ıstemeyen ya- bancı uzmanlar ne diyor, Tek tek, İyi futbol oynuyor- sunuz, yetenekli gençlenniz var ama, 'kollekttf' oyuna ayak uyduramıyorsunuz'. Bu sözteri duydukça, ben gü- lerim: kollektif futbol oynayamıyorsunuz demek, fut- bol ovnamasını bilmiyorsunuz demekle bir. Bizim ço- cuk çıkıp orada fiyaka yapıyor, tribünlerde sivrilecek; atlattığı her adamla, aşağılık kompleksini biraz daha giderecek; hele bireysel çabasıyla bır gol atabilirse, ta- raftarı arasında efsâneleşecek! Kırsallıktan henüz çıkmış, ya da çıkmakta olan bir toplumda, genel eğitim ve öğretim düzeyi nedir ki, futbolcunun eği- timi ona, oyunu bütün kaypaklığıyla bir bütün ha- linde kavrama yeteneğini verebilsin? Hiç mi gelişmedık? Geliştık, tabii! Yine de, katedi- tecek hayli yolumuz var. Altına lüks bir araba çekip... futbolda 'fizikgüç', başannın 'olmazsa olmaz' un- I surlarından, başlıcası! Hep düşünmüşümdür, fut- bolumuzun 'efsâne' şöhretleri, sanayi toplumu tem- posunda oynanan bir maçı, başmdan sonuna, aynı di- rılikte götürebilir miydi? Hiç sanmıyorum: Lefter'in za- man zaman oyundan 'kaybolduğunu', yani 'dinlendı- ğini' kim unutabilir? Şükrü de biraz öyleydi, sanınm. Metin, rakip kalenin önünde, beklerdi. Günümüzde bi- le, başarısız sayılan ekiplerimizin yansı, maçı 'kondis- yon eksikliğinden' kaybediyor. Kondisyon ise, yalnız fizik düzeyde güçiülüğe, antrenmana değil; doğ- ru ve yeterli beslenmeden, doğru ve akıllı yaşama biçimine kadar, bir sürü koşula bağlıdır ki; hiç şüp- hesiz, bu da ayrı bir disiplin demektjr. Ceplerı para görür görmez, altına lüks bır araba çekip, soluğu ne idüğü belirsız gece klüplennde alan, o yoksul halk ço- cuklanna bunu, nasıl öğreteceksiniz? Belki de bu yüz- den, profesyonel futbol iş sahasında, suyun yüzünde görünen üç beş delikanhnın yanında; bilinmez kaç yü- zü, suyun altında boğulup gıtmektedir. Evet, eskisine oranla, hem futbolcu düzeyinde, hem kulüp düzeyinde, bir ilerleme görünüyon fa- kat, bu ilerleme bireysel ve yöresel kalmıyor mu? Türk futbolcusunun, bilimsel olarak bu yönlerden ele alınıp ciddi ciddi irdelenip incelendiğini; genel bir Türk futbolcusu proto/tipinin çıkanldığını, ön- lemlerin ona göre alındığını söyleyebilir miyiz? Hiç sanmıyorum! http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://vvww.ecia.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear