Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL1998 ÇARŞAMBA
HABERLER
Kaçakçı şirketin sorumlulanna hapis cezasını da içeren davalar açılabilecek
Kombassan yargı kıskacmda
BANU SALMAN
ANKARA - Islami sermayeli Kombas-
san'a, Malıye Bakanlığı'nın 2.5 trilyon li-
ra vergı cezası kesmesıne neden olan ka-
çakçıhk suçunun yargıya iletilebileceği
belirtildi. Kaçakçılık suçunun işleniş biçı-
mine göre hapis cezasını da içeren dava-
lar açılabilecek. Bakanlık, mali durumu-
nun körü olması nedeniyle Kombassan'ın
sıkı izlenmesi yönünde rapor hazırlarken
Bakanlar Kurulu ve Özelleştirme Idaresı
Başkanlığı (ÖİB). Petlasın bu şırkete sa-
tışını iptal eden 11 Mart 1998 tarihli ida-
re rnahkemesi karannı hâlâ uygulamadı.
ÖÎB, Anayasa Mahkemesi'nin Özelleş-
tirme Yasası'nda iptal ettiği hükümler uya-
nnca Petlas'ı Kombassan'a sattı. flk ıha-
lesinde 65 milyon dolara satışa çıkanlan
Petlas, Kombassan'a 35 milyon dolara 7
yıl taksitle satıldı. Kamu Işletmeciliğini
Geliştirme Merkezi Vakfi'nın açtığı dava
sonucunda, Kayseri tdare Mahkemesi,
Anayasa Mahkemesi'nin karan doğrultu-
sunda satış işleminın yasal dayanağı kal-
madığını vurgulayarak iptal karan verdi.
Karan bugüne kadar uygulamayan hükü-
met. "ÖzeUeştirmeyle ilgili bazı yargı ka-
rarlanıun uygulanamayacağT yönünde
"hukuk devteti" ılkesine aykın bir pren-
sip karan aldılar. Maliye Bakanlığı'nın
Kombassan'ın mali durumunun kötü ol-
duğuna ilişkin rapor hazırlaması. Petlas'la
ilgili borcunu ödemesi konusunda kaygı-
lara neden oldu.
Kombassan yetkilileri, 2.5 trilyon lira-
ya ulaşan vergi cezası nedeniyle Maliye
Bakanlığı'nın dava açtıfına ilişkin birteb-
ligatın kendilerine ulaşmadığını bildirdi-
ler. Maliye Bakanlığı yetkilileri ise vergi
cezası konusunda Kombassan'a uzlaşma-
ya vanlmışsa dava açılmayabileceğinı
söylediler. Kunımlar vergısi, geçici vergi,
katma değer vergisi, stopaj ve damga ver-
gisi yönünden Kombassan'ın yerine getır-
mediği yükümlülükler açısından uzlaşma-
ya başvurulabileceği belirtildi. Ancak 1
Ocak 1995 tarihinden itibaren yürürlükte
bulunan yasal düzenlemede, "Kaçakçılık
suçuceza$ı kesilen tarhiyatailişkin vergive
ceza uziaşına mevzuu yapılamaz" hükmü
yer alıyor. Maliye'nın 2.5 tnlyon liralık
ceza kesmesine neden olan kaçakçılık su-
çunun, suç duyurusu yoluyla yargıya ile-
tilmesi durumunda. 1 Ocak 1999 tarihin-
de yürürlüğe girecek yeni yasanın değil,
eski yasanın geçerli olacağı bildirildi. Ver-
gi yasalannda "genel hukukilkesinuT uy-
gulanmadığı, suçun işlendiği dönemdeki
yasal mevziiatın geçerli olduğu belirtildi.
Kombassan'ın kaçakçılık suçunu han-
gi fıillerle oluşturduğuna ilişkin saptama-
lara göre hapis cezalan da talep edilebile-
cek. Yasaya göre kaçakçılık suçu, "tutul-
ması zorunlu defterlere kayıt yapılmama-
sı; kayıtlann tahrif edilmesi ya da muha-
sebe bileleri yapılması; defter sayfalannın
yok edilmesi veya giztenmesi" biçiminde
gerçekleştirilmişse, 6 aydan 3 yıla kadar
hapis cezası öngörülüyor. Ancak hapis ce-
zası, her bir gün için brüt asgari ücretin ya-
nsı kadar olmak üzere para cezasına çev-
rilebiliyor. Yine yasa, "sahte ve içeriği ya-
nıltıcı belge düzenlenmesi, kullanılması:
vesikalann tahrif edilmesi, aslına u\gun
olmayan vesika vesuretdüzenlenmesi. kul-
lanılması" yoluyla kaçakçılık yapılması
durumunda, 3 yıldan 5 yıla kadar ağır ha-
pis cezası öngörüyor.
Kombassan Holding, 28.09.1998 tarih-
li NTV haber bülteninde yayımlanan
"Kombasan'a 2.5 trilyon liralık vergi
cezası" başlıklı haberle ilgili olarak ya-
zılı bir açıklama yaptı.
Kombassan: Inceleme yapıldı
Medyada çıkan haberlerin gerçek dışı
ve yanlı olduğu iddia edilen açıklamada,
a
Şirketimiz inceleme yılında 478 mil-
yar 625 milyon lira kazanç beyan et-
miştir. Yapılan inceleme sonucunda
holdingin iştiraklerine ve bağlı bulun-
duğu ortaklarına. sermaye dcsteği ma-
hiyetindeki kullandırmış olduğu para-
lara ilişkin faiz hesaplanmadığı gerek-
çesiyle kurumlar vergisi ve buna bağlı
olarak KDV, stopaj ve geçici vergi ra-
porları düzenlenmiştir. 31 milyar lira
kusur cezası kesilmiş olup bir kaçakçı-
lık cezası kesilmemiştir" denildi.
Ueyyus-u Ekber'
cezası
• ANKARA (AA) - Ankara
16. Ashye Hukuk
Mahkemesi, 55. Hükümet'in
güvenoylaması sırasında
TBMM Genel Kurulu'nda
u
Deyyus-u Ekber Dışan"
yazılı döviz açarak eskı Rize
Milletvekili Şevki Yılmaz'm
kişilik haklanna hakaret
ettiği gerekçesiyle, CHP
tzmir Milletvekili Sabri
Ergül'ü 500 milyon lira
manevı tazminat ödeme
cezasına çarptırdı. Yargıç
Çalışkan, 500 milyon lira
manevı tazminatın olay tarihi
olan 13 Temmuz 1997'den
itibaren uygulanacak yasal
faizi ile davalı Sabri
Ergül'den ahnarak davacı
Şevki Yılmaz'a \enlmesinın
kararlaştınldığını açıkladı.
PKK'nin tnan
kampları
• DtYARBAKIR(AA)-
PKK'nın Iran'da, Türkıye
sınırlanna yakın yerleşim
birimlerinde lökampının, 5
büyük, kentinde de irtibat
bürolanmn bulunduğu
belirtildi. Iran'da, örgütün
özellikle Van sınırlanna
yakın yerleşim birimlerinde
bulunan 16 kampı şöyle:
"'Mako.Givik.Gülali,
Melhem, Urumiye, Aylferez,
Geysan, Zive, Nove.
Beriguere, Suledukal,
Kozvih, Koçala, Jerme.
Gader, Kotur". Bölücü terör
örgütünün, bu kamplann
dışında, lran'ın Urumiye,
Meşhed, Kum, Ayvaz ve
Buşehr kentlerinde de çok
sayıda hücre evı ıle ırtıbat
bürosu bulunduğu
belirtiliyor.
Kudüs Gecesi'
davası
• ANKARA (AA) -
Yargıtay, "Kudüs Gecesi"
davasmın temyiz istemine
ilişkin karan bugün
açıklayacak. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
teblığnamede. mahkûmıyet
ve beraat kararlannın
onarunası yönünde görüş
bildırmiştı. Yargıtay, eski
Sincan Belediye Başkanı
Bekir Yıldız'ın mahkûmiyet
karannı onarsa TCK'nin
312. maddesine göre de ceza
aldığı için siyasi hayatı sona
erecek.
Yrimaz'a bir
tutuklama daha
• SAKARYA (AA) - Eskı
Rize Milletvekili Şevki
Yılmaz hakkında bir gıyabi
tutuklama karan daha
venldi. Adapazan 3. Asliye
Ceza Mahkemesi'nce.
Adapazan'nda 1995'te
düzenJenen Fetih gecesinde
yaptığı konuşmada,
Atatürk'ün manevi
şahsiyetine hakaret ettiği
gerekçesiyle çıkanlan gıyabi
tutuklama karan, Yılmaz'ın
nüfusa^kayıtlı bulunduğu
Rize Emniyet Müdürlüğü'ne
de gönderildi. 5 yıl hapis
cezası istemiyle yargılanacak
olan Yılmaz hakkında
konuşmayı yaptığı tarihte
sonişturma açılmış, ancak
dokunulmazlığı nedeniyle
dava görülememişti.
DPT 38 yaşında
• ANKARA (AA) - Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT),
38. kuruluş yıldönümünü
kutluyor. DPT Müsteşan
Orhan Güvenen
başkanlığındaki heyet,
kuruluş yıldönümü
dolayısıyla bugün
Anıtkabir'i zıyaret edecek.
Müsteşar Güvenen
başkanlığındaki DPT heyeti
Anıtkabır ziyaretinde. Büyük
Önder Atatürk'ün manevi
huzurunda saygı duruşunda
bulunacak. Daha sonra
Güvenen, Anıtkabır Şeref
Defteri'ni imzalayacak.
Burdur ve Bucak imam-hatiplerde türban sorunu çözüldü
Törende başlar açılclıYurtHaberleriServisi-FP'lı ikımil-
letvekilınin kışkırtmasına karşın Bur-
dur ve Bucak ilçesindeki imam-hatip
liselerinde türban sorunu çözüldü.
Burdur İHLJde öğrenciler derslere ve
ba>Tak törenlerine başlannı açarak gır-
meye başladı. Balıkesir'in Bandırma
ilçesindeki ımam-hatıp lisesınde tür-
banlı iki öğretmen ile öğrencilerin tür-
banla derslere girmesine izin veren
okul müdürü hakkında soruşturma
açıldı. Uzunköprü Lisesi'nde bir din
bilgısi öğretmeni hakkında da işlem
başlatıldı. ,
İmamthatip liseleri ve üniversiteler-
de süren türban tartışmalan, Burdur'da
farklı bir boyut kazandı. Yaklaşık bir
hafta önce Bucak'a gelen FP milletve-
killeri, öğrencileri kışkırtarak türbanı
körüklediler. FP milletvekili Mustafa
Kemal Ateş ve milletvekilı İsmailÖz-
gün, "Başınızı açmadan derse güin*
telkininde bulundu. Mılletvekilleri,
"Niye başuuzı açacaksınız? Disipiin ku-
rallannı uygularlar. O da 7-8 ay sürer.
O zamana kadar okul biter" dediler.
FP'li milletvekillerinin kışkırtma ve
telkinine karşm, Bucak İHL'de türban
sorunu, ilçe kaymakamı İsmail Gürsoy
ve Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ak-
taş'ın yasa ve yönetmelikleri uygula-
ma konusundaki kararlılıklan sonucu
çözüldü.
Kız öğrencilenn bir bölümü ikna
olarak, bir bölümü de disipiin soruştur-
ması korkusuyla başlannı açarak ders-
lere girerken başını açmamak için kay-
dını sıldiren 20 öğrencinin açık liseye
yöneldikleri ve dışandan üniversiteyi
hedefledikleri bildirildi.
Geçen hafta 60 kadar öğrencinin
okul dışında eylem yaptığı Burdur
ÎHL'de de öğrenciler bayrak törenleri
ve derslere başlan açık girmeye başla-
dılar. Burdur Yeşilova Milli Eğitim
Müdürü Ahmet Dönmez. kılık kıyafet
genelgesini uygulamamak için 25 Ey-
lül'de görevinden istifa etti. Çavdır
İHL'de, 16 kız öğrenci başlan kapalı
olarak derslere girmeyi sürdürüyor.
Gölhisar Milli Eğitim Müdürü Hû-
seyinÇalh'nın da genelgenın uygulan-
ması yönündeki çabasına karşın, İHL
Müdürü Ali Eldnci ve yardımcılannın
konunun üzerinde durmaması yüzün-
den öğrenciler türbanda direniyor.
Burdur 58. Er Eğitim Topçu Tugayı
Komutanlığı'nın milli güvenlik ders-
leri için görevlendirdiği subay öğret-
men de türban sorununun çözüldüğü
Burdur ve Bucak iHUde yeniden ders-
lere girmeye başladı.
Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki i-
mam-hatıp lisesinde Kılık Kıyafet Yö-
netmeliği'ne aykın davTanan iki öğret-
men ile öğrencilerin türbanla derslere
girmesine izin veren okul müdürü hak-
kında soruşturma açıldı.
Bandırma Kaymakamı Mustafa Afi
GözaMffida kavbobn ve daha sonra cesedi Kimsesnler MezarüğTnda bulunan Ocak'nı anııesi Cmn-
hurbaşkanı Demirel'e görderdiği mektupta, kayıpiann son buiması için yardım istedi
Demhd'eana mektııbuIstaobul Haber Servis - Gözaltına alındıktan
sonra cesedi Kimsesizler Mezarhğı'nda bulunan
Hasan Ocak ın annesi Emine Ocak.
Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel'e bir mektup
göndererck gözaltında kayıpiann son buiması
için yardım istedi. Mektubunda, her cumartesi
Galatasaray Lisesi ösünde gerçekleştınlen
oturma eyleminin 7 haftadır polis tarafindan
engellendiğini anımsatan Ocak, "Fırat layısında
bir koyıın kaybolsa hesabı bizden sorulur
denüştiniz. Bizter bu sözûnüzden feyz akiık.
koyıınuo hesabmı verme\e hazır devletten
sevdflderimizin besabuu soruyonız" dedi.
Emine Ocak, Cumartesi Anneteri aduıa yazdığı
mektubunda. kendısi gibi pek çok kişinin
gözalttnda kaybolan yakınlan hakkında bir haber
almak istediğini belirtti. Mektubunda, 176
haftadır devam eden oturma eyleminde
gözaltında kaybedilen 560 kişinin hesabını
sorduklannı kaydeden Ocak, "Evlatiannuz ne
oldu? Onkn gözaltında Idmkr kaybetfi, devlet
neden onlan bulmuyor, neden yargüamıyon neden
hâlâ bu ülkede insanlar ka>bedilmeye devam
ediyor* dıye sordu. Mektubunda, Demirel'in "Bu
ülkede kanun hâkimiyeti vardır" sözünü
anımsatan Ocak şöyle devam etti: "Böyle bir
ülkeye 7 yaşmdan 70 yasuıa kadar kadın. erkek,
çotuk, çocuk insanlan ddverek saclanndan
sürûkleyerek potis araçjannda sotuk almamalan
için beyaz köpûkler sıkılarak gflzalöna almak
yakışıyor mu? 176 haftada bize 13 kez polis
saknrdı ld son 7 saldın peş pese 15 Ağustos
gününden bu yana >aşandL Basın acıklaması
yapmak suçsa polis neden 163 hafta biri
engelkmedL Anayasanın 34. raaddesi Önceden
izin almmaksızın. banşçıl toplanma ve açıklama
yapma hakkını' güvenceye abyor. Hangisi doğru?
Türkiyt bir hukuk devktiyse bu vahşet neden?
Türkiye bir poBs devieti nii; öyle değüse bu vahşet
neden?" Ocak, kayıp yakınlanna saldınlann son
buiması ve kayıpiann akıberinin açıklanması için
Demirel'in yardım etmesını istedi.
Örnek. yaptığı açıklamada,
İHL'nın 1992 yıhnda kız ve erkek
öğrencilerin aynlarak ayn bina-
larda eğitim-öğretim görmeye
başladığını, bu uygulamanın yeni
ders yılında kaldmlarak öğrenci-
lerin tümünün bir arada derslere
alındığını söyledi. Örnek. yasa ve
yönetmeliklerin aynen uygulana-
cağını kaydetti.
Ûnıek, "Baş örtme uygulama-
sının Kuranıkerim dersleri dışın-
daki derslerde devam cttirildiği.
aynca iki öğretmenin de derslere
türbanla girdiği saptandı. Kılık
Kıyafet YönetmeBği'ne ayian dav-
ranılması nedeniyle iki öğretmen
ile yasa ve yönetmeliği uygulama-
yanokul müdürü hakkında soruş-
turma açıldı" dedi.
Edirne'nin Uzunköprü ilçesin-
deki Uzunköprü Lisesi'nde din
bilgisi derslerine türban takarak
giren Hülya Arslan hakkında okul
idaresince rutanak tutuldu ve so-
ruşturma açılması için Edirne Va-
liliği'nden müfettiş istendi.
Maliye
yasaklı
29 şirketi
inceliyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP'li Metih Gök-
çek'in yönetimindeki An-
kara Büyükşehir Belediye-
si'nden yaklaşık 65 trilyon
liralık iş alan şirketler için
harekete geçen Maliye Ba-
kanlığı, yasaklı 29 şirketle
ilgili çalışma yapıyor.
Maliye Bakanlığı'nın
FP'li Ankara Büyükşehir
Belediyesi'nden ihale alan
bazı şirketler hakkında Sa-
nayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'nca hazırlanan raporlan
aldığı belirtildi.
Sanayi ve Ticaret Bakan-
lığı, Içişleri Bakanlığı'nın
istemi üzerine belediyeden
ihale alan ve Muradiye
Vakfi ile bağlantılı olduğu
ileri sürülen 29 şirkete iha-
le yasağı getirmişti.
, Şirketlerin Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi'nden
aldıklah 90 ayn işe yöhe'lik
ihale dosyalanndan 70'inde
yazı, 11 'inde imza benzer-
liği saptanmıştı.
Ankara Büyükşehir Be-
lediyesi'nin Âlfagas, Poy-
raz ve Birlik firmalan ile
birlikte ihaleler için toplam
65 trih/on lira aktardığı öne
sürülen yasaklı şirketler
şöyle:
"Muraş Gıda Sanayi ve
Tfcaret AŞ, Kevser Proje İn-
şaat Taahhüt Ticaret Sana-
yi Limited Şirketi, Furkan
Planlama, Tayfur Proje
Planlama İmartnşaatve Ti-
caret Limited, Teknikel İn-
şaat, Abidel Proje Mühen-
dislik, Çakıroglu tnşaat, Fe-
zaTeknik Müş. ve Müh. AŞ,
Özde tnşaat Yaönmlar Sa-
nayi ve Ticaret Limited Şir-
keti, Sevker İnşaat Taahhüt
Ticaret Limited Şirketi, İn-
Ker Elektrik SanayiveTica-
ret Limited Şirketi, ÜnaDar
tnşaat, Efol İç ve Dış Ticaret,
Detin Yapı İnşaat Ticaret
Sanayi, Çift As Mali Müşa-
virHk ve Sanayi, Yönetim
İnşaat, Sargınalp tnşaat,
Yücelen İnşaat, MerveTur,
Boztaş Beton Boru ve İnşa-
at, Sosyal Mühendislik tnşa-
at, Ritim İnşaat, Yavuzİnşa-
at, Model Müteahhitlik, Ü-
nal Kardeşler, Birim Yara,
Özfoaygil İnşaat, Cihat in-
şaat, Çelik tnşaat"
ŞIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR calislar(o cumhuriyetcom.tr
Roma'da iki gün sürecek
olan ve PKK yanlısı bir çizgiyi
temsileden "Kürtparlamento-
su"toplantısıyla ilgili haberleri
TV ekranlarından dinlediğimde
Şükrü Elekdağ'ın bundan 50
gün önce yazdığı bir yazıyı
anımsadım. Deneyimli diplo-
mat Şükrü Elekdağ'ın "PKK
bitti" düşüncesinin yaygınlaş-
tığı bir dönemde yazdığı yazı il-
gimi çekmiş ve bu nedenle
saklamıştım.
Elekdağ'ın 10 Ağustos 1998
tarihinde Milliyet gazetesinde
yayımlanan yazısında söyle-
dikleri, yeni döneme işaret edi-
yordu. Bu yeni dönemde
PKK'nin siyasi mücadeleye
ağırlık vereceğini söylüyor ve
Avrupa'da PKK'nin giderek
meşru bir örgüte dönüşmesi-
nin işaretlerinin ortaya çıktığı-
na dikkat çekiyordu. Elekdağ
özetle şöyle diyordu:
"Özellikle kırsal alanlarda
PKK'nin hâlâ istediği gibi cirit
attığı görülüyor. Bu nedenle,
konvoy oluşturvlmadan ve gü-
venlik önlemleri alınmadan
anayollarda dahi seyahat son
derece tehlikeli..."
îtalya'da 'Kürt Parlamentosu'
1996 yılında istihbarat ma-
kamlanmız bu satırlann yazan-
na aşağı yukarı aynı şeyleri
söylemişler ve "sayılan 4-5 bin
kişiye düşen PKK'nin dağ kad-
rosunun kar gibi erimekte ol-
duğunu" belirtmişlerdi. Ancak
tahminlertutmadı. Halen terör
örgütü yeni katılımlarını ülke-
miz kentlerinden ve Avru-
pa'daki Kürt diyasporasından
sağlıyor. Gidişat, Türkiye'dete-
rörün güç bulduğu toplumsal
tabanın genişlemesi doğrultu-
sunda... Bu böyle devam etti-
ği sürece de PKK'nin kendini
tazelemekolasılığı buiması ka-
çınılmaz...
"Bugünün koşullannda Gü-
neydoğu sonınunun ülkemiz
için oluşturduğu tehdit hakkın-
da gerçekçi bir değerlendir-
me, ancak uluslararası boyutu-
nun da incelenmesiyle yapıla-
bilir.
PKK, dış örgütlenme alanın-
da çok başarılı. Kürt diyaspo-
rası tarafindan tüm Avrupa ül-
kelerinde PKK'nin yan kuru-
luşlan olarak kullanılan dernek-
ler Türkiye'ye karşı son dere-
ce etkili propaganda faaliyet-
leri yürütüyor ve PKK'ye son
derece önemli imkânlar sağlı-
yor. Aynca PKK'nin siyasal ka-
nadı olan ERNK'nin Atina, Vı-
yana, Oslo, Brüksel, Helsinki,
Kopenhag ve Stockholm'daki
bürolan diplomatik temsilcilik
gibi çalışıyor. 'Sürgünde Kürt
Parlamentosu 'nun Avrupa
başkentlerinde yaptığı toplan-
tılar PKK'ye geniş propaganda
olanağı sağlıyor... PKK, yan
kuruluşlan ve kendine sempa-
tizan örgütler vasıtasıyla Avru-
pa Konseyi'ni, Avrupa Parla-
mentosu 'nu ve uluslararası in-
san haklan örgütlerini etkileye-
rek ülkemize baskı yaptırabili-
yor ve Türkiye'ye gizli ve açık
silah ambargoları uygulatmak-
ta başarılı olabiliyor.
Bu ortamda, Avrupa'da
PKK'ye bir siyasal örgüt statü-
sü kazandırma yolundaki geliş-
meler geçen yıl birden hızlan-
dı. Önce, Avrupa Parlamento-
su oybihiğiyle aldığı bir karar-
la, Avrupa Bihiği'ni 'Kürt soru-
nuna siyasal bir çözüm bulun-
ması' için göreve çağırdı..."
Elekdağ son derece çarpıcı
değerlendirmesini 6 noktada
özetleyerek bitiriyordu:
"1. Güneydoğu sorunu,
uluslararası bir boyut kazanma
yolundadır. 2. PKK artık dış
boyuttan soyutlanarak değer-
lendirilemez. Yani PKK'ye ara-
zide darbe indirilmesi, çöker-
tildiği anlamına gelmez. 3. Ne
kadar zayiat verdirilirse verdi-
rilsin, bugünkü koşullarda
PKK gücünü tazeleme olana-
ğına sahiptir. 4. Temel sorunun
çözümü yolunda mesafe alı-
namamıştır. 5. PKK'nin, bazı
Avrupa ülkelerince, ulusal kur-
tuluş savaşı veren bir örgüt
olarak tanınması olasılığı art-
maktadır. Böyle bir gelişme
halinde, PKK ile mücadele son
derece güçleşir ve Türkiye si-
yasal çözümü kabuletme yo-
lunda ağır baskılara maruz ka-
lır. 6. Güneydoğu sorunu, ülke-
miz açısından en öncelikli ve
acil tehdidi oluşturmaktadır."
Elekdağ'ın sözlerine aslında
fazla eklenecek bir şey yok.
Türkiye, dış ilişkilerini, iç politi-
ka üslubu ve anlayışıyla yürü-
tebileceğini sanıyor. Bundan i-
ki ay kadar önce Italyan Baş-
bakanı Prodi geldiğinde, ga-
zeteler "Türkiye'nin Avru-
pa'daki tek dostu Italya" diye
başlıklar atmışlardı. Şimdi ne-
ler söyleyecekler? Aynı geliş-
me Alman seçimleri için de söz
konusu. Sosyal Demokratlann
seçimleri kazanması, Türkiye
tarafindan "Avrupa Biriiği"ne
giriş olanağı dogdu şeklinde
yorumlanıyor. Bir süre sonra
Sosyal Demokratlann ve orta-
ğı olacak Yeşiller'in, insan hak-
lan ve demokrasi konusunda-
ki eleştirileri gündeme gelecek.
Bunun üzerine birden çark
edip, "hüsrana uğramış dost"
tutumu içine gireceğiz.
îtalya'da ortaya çıkan tablo
uzun bir sürecin ürünüydü.
Kürt sorunu konusunda önü-
müzdeki dönemde Avrupa'da
yeni çıkışlar beklenebilir. Sin-
yaller o yönde geliyor.
GLOBAL POIİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
'Orta'mn Dayamlmaz
Cazibesi
Önce ABD'de Demokratlar "Iş ve orta stnıflaha
birlikte," sonra Ingiliz Işçi Partisi "radikal merkez"
sloganlarıyla seçimleri kazandılar. Alman Sosyal
Demokrat Partisi "radikal orta" sloganıyla seçim-
leri kazandı. Sol veya sol eğilimli partilefde 199O'lı
yıllarda ortaya çıkan bu orta sınıfaşkı basit bir se-
çim taktiği değil. Bu gelişmenin arkasında 1980 ve
1990'larda yaşanan ekonomik gelişmeler var. Di-
ğer taraftan bu "aşkın" ilerde çok daha karmaşık,
hatta tehlikeli gelişmelere gebe olduğunu düşünü-
yorum.
1970'lerdeki belirsizlik döneminden sonra,
1980'lerin başında, krize uyum sağlamak, üret-
kenliği ve kârlılığı arttırmak hem de uluslararası
mal ve para piyasalarını daha etkin kullanabilmek
için, merkez ülkelerde, neo-liberal "serbest piya-
sa" politikaları uygulanmaya konmuştu.
1980'ler boyunca bu yeniden uyum süreci işçi
ücretlerinde, sendikal haklarda gerileme ve işsiz-
liğin artması olarak kendini gösterdi. Gelişmiş ül-
kelerde, uzun süreli işsizlerden ve hiç iş bulama-
yan gençlerden oluşan, toplumun dışına itilen
"patlayıcı" bir yoksullar tabakası şekillendi. Üste-
lik, gelişmiş ülkelerde bu tabakanın bileşimi, bu
toplumlardaki ırkçılıktan dolayı büyük ölçüde si-
yahlardan ve göçmenlerden oluşuyordu. Bu işsiz-
ler ve deklase unsurlardan oluşan kesimde yok-
sulluk, kaynaksızlıktan dolayı eğitim sisteminde
yaşanan yıpranma, aile yapılannın dayanıksızlığı,
toplumsal kontrol mekanizmalannı kınyor, suç ve
şiddet eğilimini körüklüyor, bu da özellikle de mülk
ve yüksek gelir sahibi orta sınıfiarda bir korku ya-
ratıyordu.
1990'ların başında, neo- liberal politikaların et-
kileri beyaz yakalılan, orta düzey yöneticileri kü-
çük işletmeleri de vurmaya başladı. Artık orta sı-
nıfın da ekonomik durumu bozuluyor, işsizlik bu
kesimde de artıyor, iyi eğitim görmüş gençler ge-
leceğe güvenle bakamıyorlardı. Korkuya bir de
ekonomik güvensizlik eklendi. Orta sınıflarpro/e-
teheşmeden yoksullaşmaya başladılar.
Bu, 1920'lerde, îtalya'da Gramsci, 1930'larda
Almanya'daTroçki tarafindan saptandığı gibi çok
özgün bir süreçtir. Orta sınıflar, büyük sermayeye,
özellikle uluslararası mali sermayeye ve bunlann
partilerine güvenlerini kaybederler. Nrtekim
1980'ler boyunca muhafazakâr partilerin refah
devletine, sendikalara, kamu mülkiyetine yönelik
uygulamalannı, emekçi kesimlere karşı destekle-
yen orta sınıflar, 1990'larda muhafazakâr partiler-
den uzaklaşmaya başladılar.
Orta sınıflann muhafazakâr partilerden uzaklaş-
maya başlaması siyasi dengeler ve egementik iliş-
kileri açısından çok ciddi bir sorun yaratır. O ana
kadar muhafazakâr partiler tarafindan temsil edi-
len büyük sermaye, destek sınıflannı kaybeder,
giderek toplumsal lidertiği aşınır; sermaye biriki-
fntnin krizini aşmak için gerekli politikalan uygula-
mak zorlaşır, riskli sosyal istikrarsızlıktara açtlan bir
süreç başiayabilir.
Diğer taraftan, daha 1980'lerde, hem işçi sını-
fıyla sermaye sınıfı arasında bir orta yol bulmak,
hem emekçi kesimleri temsil-tatmin etmek, hem
de ekonomiyi, kriz politikaları uygulayarak yönet-
mek imkânsızlaşmıştır. 1980'ler boyunca sosyal
demokratlann, muhafazakâr partilerin kriz yönet-
me politikalannı, "serbest piyasa ilkelerini" be-
nimsedikçe sosyal tabanlannı kaybettiklerini gör-
dük: Orta sınıflar kendi partilerden uzaklaşırken,
sosyal demokrat partiler sınıfsal tabanlannı kay-
bettiler.
Bu yazıda değinmemiz mümkün olmayan tarih-
sel koşullardan dolayı, sosyal demokratlan sol-
dan baskı altına alacak işçi partileri de yoktu siya-
si coğrafyada. Sosyal demokrasinin uzun süredir
iktidardan uzak kalmış yönetici bürokrasileri orta
sınıflan korkutan son eğilimleri de partilerinden te-
mizleyerek, hızla orta sınıflann tüm taleplerini be-
nimsediler: Serbest piyasa ve toplumsal banş va-
adi ile orta sınıf partileri olmaya soyundular. Ingil-
tere'de Blair'in, Thatcher'in mirasını nasıl bir he-
vesle devraldığını daha önce tartıştık. Bir de Al-
manya'da seçimleri kazanan Schoereder'in "ye-
ni orta "yı nasıl tarif ettiğine bakalım: "Yeni orta, iş-
lerinde, eğitimlehnde, artan esnek emek piyasa-
sı ortamında inisiyatifi ele almak isteyenlere ses-
leniyor. Yeni orta, kendi işlerini kurmak isteyenle-
re, risk almaya hazır olanlara sesleniyor" (T\me
13/07). Diğer bir deyişle işsizlere seslenmiyor, es-
nek iş gücünden faydalanmak isteyenlere ve pat-
ron olma rüyası görenlere sesleniyor.
Bu noktadan hareketle geleceğe ilişkin düşün-
meye devam etmeden önce, orta sınıflann, içinde
sağ radikalizmin (otoriteeğilimi, anarko-bireycilik,
ırkçılık, şoven milliyetçilik, dindarlık) öğelerini de
taşıyan bir dünya görüşüne sahip olduklannı ha-
tırlamakta sanırım büyük fayda var.
Şimdi gelecekte, sosyal demokrat partilerin ba-
şansız olduğu bir anı (hiç kuşkunuz olmasın bu an
mutlakagelecektir)düşünelim. Bu "yeniortadan"
beklediğini bulamayan orta sınıflar, ekonomik du-
rumları daha da bozulmuş olarak ve kendilerine
has ideolojileriyle acaba ne gibi eğilimlere yöne-
lebilirier? Örneğin bir ressesyon döneminde, Av-
rupa birliği sürecinin çattrdamaya başladığı sıra-
da, muhafazakâr partilerin, ya da uluslararası re-
kabetten bunalmış, Japonya'nın, Güney Doğu As-
ya'nın korumacı ve müdahaleci eğilimlerinden bık-
mış bir ABD'de Cumhuriyetçilerin, orta sınıfı yeni-
den kazanmaya çabaladığı bir ortamda, sağ radi-
kalizmin, milliyetçiliğin, yabancı düşmanlığının ula-
şabileceği boyutlan, bu toprakta yetişecek zehir-
li otlan düşünelim... Korkutucu bir manzara değil
mi?
Bu karanlık senaryonun gerçekleşmesini engel-
lemenin, orta sınıfların tehlikeli radikalleşme eği-
limlerini dengelemenin, çatlak- patlak da olsa bir
demokratik ortamı korumanın yolunun, şimdiler-
de temsil ilişkileri dışına atılmış olan işçi sınıfının
siyasi-ekonomik arenada tekrar temsil edilmesi
gerekiyor.
Vatanseverler, insanlar, doğaseverler, toprak
erozyonu size sevebileceğiniz hiçbirşey
bırakmıyor.
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve
Doğal Varhklan Koruma Vakfi
Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85