Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLEİÎ
30 EYLÜL 1998 ÇARŞAMBA
Üniversiteli Kızlann Başörtüsü Sorunu
PAKİZE TÜRKOGLU Egıtımcı
4 ^^^^^ kumak istivo- yıllarda
^T ^ ^ rum'dıvetuttur-
m • duğumda
• • (1933), "Oku-
^L M vankı/larbaşını
^ ^ ^ ^ ^ ^ ortmezmiş,yann
ahretteca\ır cayırvanarsın" dıven kom-
şumuza anam kizmış "Çocuğun kafa-
sını karıştırma, okujanlar örtünmez
anıa Muslunıanlığına bir halel gelmez;
Kenıal Paşa'nın elbet bildiği var" dıve
karşı çıkmıştı Dını butun bır Anadolu
kadını>dı anam Kovumuzde okul olma-
dığından bucakta (Gazıpaşa) ılçemız
Alan>a"da okuyarak bıtırdım ılkokulu
Oğrencılık yaşamımda ız bırakan belır-
levıcılerden bın ders kıtaplanmızdakı
moderngıyımlıkadınresımlenvdı Oğ-
retmenlenmız de ovle gıyınırdı Buvu-
yup onlar gıbıolmanın ozlemınıduyar-
dım Ancak, ılkokuldan sonra okûma
©lanağı bulanıavıp ko>e donduğumuz-
de başortulenmek ıstedım A.nam-ba-
bam. "acele etme, belki bir okul açılır"
dedıler. ama ben ortundum
O yıl açılan Aksu Ko> Enstıtusu sı-
na\ına gırmek ıçın sabahın er saatınde
babamla vola duştuğıımuzde başortum
yatağımın başucunda kalmıştı Ne do-
nuşumde ne de sonrakı vıllarda oğret-
men ada> ı olarak kove gıttığımde baş ort-
mekakJımdangeçmedığı gıbı, dındarbır
kesım olan aıle ve >akın çevremden \e
başkalanndan boyle bir onen >a da sı-
tem gelmedı Enstıtulere başortulu ge-
len kızlar kendılenne \ enlen modem gı\ -
sılen \e ıç şapkalannı gıvınce ortulen-
nı durup bohçalanna kaldırdılar Muğ-
lalı Nacive Povraz (Makal), Vluşerref
fnaL \eltenli Kâmile, başortulu gelmış-
lerdı yanılmıvorsam Kımse onlara or-
tunmeyındemedı Turkıve'deokulagı-
deıı kızlann ortunmeveceğını ko> lu kent-
İ! herkes bılırdı Yalnız Kov Enstıtule-
nnde değıl ulkenın her yenndekı eğı-
tımde "ananıın anlayışı" egemendı o
"Okuyan kızlar örtünmezler,
anıa onların Muslümanlığına 'halel' gel-
mez"dı
Oğretım Bırlığı Yasası sonradan ace-
mı v e çıkarcı polıtıkacılarca delınmesey -
dı Cumhunvet'ın 75 yılındadeğıl okul-
larda. burolarda. sokaklarda bıle başor-
tulu kadın parmakla gostenlırdı Çağdaş
Turkıye ıçın bu değışımın kılık devrı-
mı ve eğıtım kuralı olmaktan ote, kadın-
lanmızın kafalannın ıçını aydınlatma-
yı. onları erkekler duzeyınde ozgurleş-
tırmeyı, bılıme sanata teknıge y onelrme-
yı amaçlayan bır anlamı v ardı Donemın
en dındar ın:>anlan bıle bunu anlamış-
lar eskıye takılıp kalmayarak, kızlan-
nın laık eğıtımden geçmesı ıçın ıstekle
koşmuşlardır 195O'lı yıllara kadar
Çok partılı doneme geçışte (1946),
ulkenın kalkınmasına ve daha çok eğı-
tım vermeye çozum araması gereken
partılerkolayı seçıp programlanna hal-
kın dın duygulannı somurmeyı alarak
gen>e donuşun ılk tohumlannı ektıler,
teknık ve tarım okullan. kurslan bekle-
yen halka, bırçok Kuran kursu ve ımam-
hatıp okulu, kendı çocukJan ıçın yaban-
cı dılde seçkıncı eğıtımın yolunu açtı-
lar Başortusu konusunda ılk gosten,
Ankara llahıyat Fakultesı'nden bır kı-
zın (yanılmıyorsam adı Hatice). derste
başını ortmek ıstemesı oldu Aynı gun-
lerde Rusya gezısıne gıden başbakanın
eşının berbennı de bırlıkte gorurmesı
tepkılere > ol açuıca "Ben orada Türk ka-
dınını temsil edhordun)* dıyerek halk-
tan hoşgoru ıstedı Daha sonra 19701ı
vıllarda Sayın Ecevit'ın başbakanlığı
donemınde açılan kız ımam-hatıp okul-
lannda orta \e lıselılenn ortunmesıyle,
beklenmeyen bıçımde kuçuk sınıflar-
dan gırdı eğıtıme başortusu Onlar unı-
\en>ıte çağına gelınce yuksek eğıtımı
zorladılar
Polıtıkacılann okullan arenayaçevır-
dığı. oğrencı olavlannın can alıp verdı-
ğıyıllardı(1978vesonralan) Mudurvar-
dımcısı olduğum Atatûrk Eğıtım Enstı-
rusu'nde bır kız oğrencı "Başunı ör-
tersem Fikirtepe'de bana parasız yer ve
harçhk\ereceWer,neyapayıın'' dıye sor-
du Başka bır gun başka bırkızgelerek,
u
Zev nep ve arkadaşiarı örtünmem için
zoriuvorlar, ailem ve ben istemivoruz.
Onlardankorkuyorum''dedı Guzelbır
kız olan Zeynep, Islamı tavırlı değıldı
aslında Moderntayyoreteklen. şıkbluz-
lan v e av akkabılanyla otekı yoksul kız-
lardan farklıydı gıyımı Markalı eşarbı-
nı onlar gıbı sıkmabaş ya da boynunun
altmdan değıl uçlannı ensesınden çap-
raz çekıp one alırdı Sanıyorum boyle
bağlamak Turkeşçılenn bıçımıydı O
bır mılıtandı, başortulu kızlan onune
katar. oğrencı olaylanna sokardı Bır
gun Bağdat Caddesı"nde uğradığım ta-
nıdık eczacı bayan, koşede oturan başa-
çık ve oldukça frapan gıyımlı genç kı-
zı gostererek, "Tanımadnuznu?Oğren-
ciniz Zeynep" dedıgınde şaşırmadım
(onun. okulu bıtınnce bır gazetede ça-
lışmaya başladığını, başını örtmedığını.
evlenıp, 900'lü telefonlardan rrulyarder
olduklannı soyledıler)
O gunlerde Yıldız Sarayı'nda ulusla-
rarası bır kadın kurultayı toplanmıştı
Donemın başortulu mılıtan kadını Şule
Y uksel da\ etsız olarak salona geldı, ko-
nuşmak ıstedı, konuşturdular Ardından
başortusu sorunu tartışıldı bır ara Bı-
lım adamlanna oğrencılenn başortme-
sı karşısında nasıl davranmak gerektı-
ğını soraniar oldu Sayın Emre Kongar,
"Bırakınız örtsünkr, başörtüsü onlann
rozetleridir, sayılan belli" gıbı bır açık-
lama v aptı Murat Belge'nın de "!Ne sa-
kıncası var örtunmenin" dedığını anla-
tırdı oğrencıler 12Eylulyonenmıveson-
rasında ıyıce serbest oldu eğıtımde baş
ortmek. bellı etkılerle oğretmenler bıle
ortunmeye başladı YOK Başkanı Ihsan
Doğramacı'nın onensıye "'başörtüsu'''
sozcuğunun yennı "türban" aldı, değı-
şık bır baş bağlama ve gıyım ortaya çık-
tı Bu arada ılk, orta v e yuksekoğretıme
dın eğıtımı kökenlı bırçok yonetıcı ve
oğretım elemanı yerleştınldı Orneğın.
Kuran ustune doktora yapmış bın, Eğı-
tım Psıkolojısı dersı okutabılıyordu
Sorunu yaratan: Politikacılar
Bızım kuşağın çocukluğuna. gençlı-
ğıne damgasını vuran başaçık karma
eğıtımden bugunlere boyle gelındı aşa-
ğı yukan Anadolu kadınının yalnız dın-
sel anlamda değıl, tarlada bayırda, do-
ğa koşullanna karşı bır koruyucu gıy sı-
sı de olan başortusu. şımdılerde unıver-
sıtelı kızlanmızın guncel sorunu Gazı
Unıversıtesı Rektoru Savın Hasanoglu.
Cumhunyet gazetesındekı bır açıkla-
masında, başortulu oğrencılenn çoğun-
lukJa eğıtım fakultesınde toplanan vok-
sul kesım kızlan olduğunu belırtıyor
Onlem olarak da, "Kavıtlarda turbanlı
resbn almmavacagınu turbanla derse gi-
rilmeveceğini, ama karnpusta. kantinde
ortunmenin serbest olduğunu" soylu-
yor Egıtıme en başta da boyle gırmıştı
başortusu Kaldı kı unıversıteler tum
unıtelenyle, kantını, kampusu, kıtaplı-
ğıyla butunluk ıçınde bır bılım ve kul-
tûr ortamı oluşturur
O "Gazi EğMm" kı. 193 l'de yenı eğı-
tımın Ankara'dakı kalesı ve bakanlığa
danışmanlık yapacak "karmayadlı" bır
kurum olarak açılmış, oradan yetışen
nıce ogretmen ve mufettış Turkıye'nın
laık eğitırrune damgasını vurmuştur Gu-
numuzun eğıtım fakultelen bu bınkım-
Ienn ustune kurulan. ogretmen yetıştı-
ren kurumlardır Turkıye'de başortulu og-
retmen ıstıhdam edılmedığıne gore bu
kurumlara gırme koşullanndan bın sı-
nav kazanmaksa bın de başortusuz ol-
maktır Bu fakultelen bıtırenlenn bır
bolumunun oğretmen olmaması onlara
"Nasdsa oğretmen olmavacagım, başör-
tümle fakühev i bitirmek istivorum" de-
me hakkı v ermez Oğretmenlığı ıçten-
lıkle seçmek ısteyen başortusuz bınler-
ce genç kız v ar gende Dev letın oğret-
men yetıştırme ıçın ayırdığı odeneğı.
kımsenın bov lesıne çarçur etme luksu
olmamalı Her fakultenın ve mesleğın
benzerkonumu vardır tyı anlatıldığın-
da unıv ersıtelı kızlar bunu anlayacaklar-
dır
Bugun gelınen noktada ozellıkJe yok-
sul kesım kızlannm, Atatürk'un kendı-
len ıçın açtığı aydınlık yolu gormeme-
len uzucudur kuşkusuz Ama onları
ayıplayıp kınayamayız Kınanacak ve
suçlanacak olanlar, onlara lyı eğıtım
olanağı hazırlamayarak, yurt vermeye-
rek, burs vermeyerek, bılım-sanat ve
kultur ortamı ^unulmasını sağlamayarak,
ulkenın gozbebeğı olması gereken yuk-
sek oğrenım kızlannı dın amaçlı vakıf-
lann. tankatlann elıne baktıran dev let ve
hükumet sorumlulandır Kızlann genç
başlan ustune polıtıka yapan "maslahat-
çı" polıtıkacılardır Eşı. bırbınnden şık
gıysılennı, pantolon ceketını sırtına çe-
kerek, Lızbon'a uçan. yurtdışı gezılen-
ne çıkan Sayın Başbakan'ın. başortusu
konusunda "üni\ersitelerkanşu",yumu-
şak iniş yapsmlar" dıyerek belırsızlık
yaratması, arkasındanpartısının sorunu
başka bır partıyle pazarlık konusu yap-
masıdır asıl a> ıplanacak olan DYP Baş-
kanı'nın, Atatürk'un posten yanına ba-
şortülu resmını astırması, Sayın Sez-
gin'ın benzer belırsız sozlen, "Nerde
vanlışyaptık?" dıyemeyenlerkınanma-
hdır
Eğıtımde yanlıştan donmek, yenıden
duzenlemekten daha zordur Kızlann
başortmesı gıbı ınanca dayanan, sıyasal
yanı da olan bu konu gundeme gelınce,
geçmışten ders almayarak gene "mas-
lahatçı" ve polıtık davTanmak, gençlığı
hafıfe almaktır
Unıversıteler oğrencılenne sahıp çı-
karak. onlara polıtıkacılann başortusu
ustune geçmışte \ e bugun yaptıklan çı-
karcılığı anlatmalı, yurt, burs, harç vb
temel gereksınmelennın karşılanması
ıçın sorumlulan oğrencılenyle bırlıkte
zorlamalılar
ARADA BİR
ERDEN KINAYYİĞİT
Oğutım Goıe\hsı
Bir Ekonomi Çeşitlemesi
Delık ekonomısı, ılk bakışta hemen açık butçe,
butçe açığı gıbı kavramları çağrıştırabılır Ancak oy-
le değıl Insanoğlunda bır suru delık var Derıdekı
delıkler, gozler, burun delıklen ve oburlerı ve en bu-
yûğu olan ağız! Hepsı de tatmın edılmek ıstıyor In-
sanoğlu bunları tatmınle uğraşıyor Ekonomi de bu
t&tmin ussune kurulmuş Tum ekonomık paramet-
reler bu tatmınler paralelınde değışıyor Ekonomı-
de ıtıcı guç bu tatmınler Insanlan uretıme, tuketı-
me yonlendıren bırbırlerıyle yarışmaya gıderek
çekışmeye ıten, hep bu delıklerın tatmını kavga-
sından çıkıyor
Derımız terlemek, gozlerımız gormek zorunda,
burun delıklen açık olmak zorunda, nefes almak
koklamak zorunda Kulağımız duymak zorunda
Sevgılınızın, eşınızın evladınızın, ana- babanızın se-
sını duymak zorundasınız Dede Efendi'yı Mo-
zart'ı duymak zorundayız Seksten kaçamazsı-
nız Yemek ıçmek zorundasınız ve tabıı kı bunla-
nn gereksızlerını de bır yerden dışarı atmak zorun-
luluğu var
Butun bu zorunluluklan, başkalannı, başkalan-
nın delıklerını zorlamadan yapmaktır ınsana yakı-
şan Ekonomıdekı en buyuk delık, ağız Butun
ekonomık sıstemler once ağız tatmınını hedeflı-
yor Insanca yaşamda da ılk hedef aynı Bır ağız
tatmın olurken bır başka ağız aç kalırsa bır yerler-
de yanlış var demektır Bu paralelde, delık ekono-
mısının dengelı bır yapıya kavuşması ıçın ılk uç ko-
şul şoyle
- Ekonomının kaldırabdeceğı kadar bır nufus,
- Ulkeyı ve ınsanını yukseltmeye/yuceltmeye
yonelık çağdaş bır eğıtım,
- Herkesı bırbırıne ve delıklerıne, ulkesıne say-
gı duydurtacak bır ahlak (Belkı ahlakı eğıtım ıçın-
de de gorebılırız)
Goruleceğı gıbı delık ekonomısının çok gerı ol-
duğu az gelışmış ulkelerde nufus mutlaka durdu-
rulmalı (*), eğıtım ve ahlakın da yeterlı bır duzeye
gelmesı sağlanmalıdır Bunlar olmazsa olmaz ko-
şullardır ve Turkıye ıçın de bır an once bır devlet
polıtıkası olarak devreye sokulmalıdır
Dunyayı/doğayı duymak, gormek, duyumsa-
mak gerek Bunlann dışına çıkan şeyler, belkı de
doğrudan delık tatmını dışında kalan şeyler, yanı
sanat ve bılım (Dını bu teorının ve konumuz dışın-
da tutuyoruz) Belkı sanat ve bılım de bu delıklen
tatmıne yarıyor, ama yıne de sanatçı ve bılım ada-
mı dehklen aşıyor Bu nedenle de ınsan, ne kadar
daha çok delık tatmını dışına çıkıyorsa o kadar da
daha bır ınsan oluyor
Burada yapılan, ınsan delıklen ıle ekonomi ara-
sındakı yakın ılışkıyı ve ınsan olmanın, lyı bır eko-
nomıye sahıp olmanın da delıklerın negatıf baskı-
sından mumkun olduğunca uzak durabılmekle
mumkun olabıleceğını vurgulamak, dıkkat çek-
mek çabasıdır
(*) Bakınız Nufus Durması, Erden Kınayyığıt, Ik-
tısat Dergısı, Sayı 64
Mustafa Kemal mi Atatürk mü?
RECEPBİLGİNER
B
uyuk Onder'ı boyle ıkıve bolmek
ısteyenler var Oysa O, bolune-
mez bır butun Kımlığını şoyle
belırleyelım Kurtulus Savaşı'run
oncusu, duşmanı, lzmır'de denı-
ze doken ordunun başkomutanı
Turkıye Cumhunyetı'nın kurucusu
Devnmlen gerçekleştıren onder
Turk mıllıyetçılığının fikır babası
Türk ulusunu kulluktan çıkanp vatandaş ya-
pan
Çağdaşlaşma yolunu açan, laık bır duzenın
temelını atan, ulusal onuru yucelten. Samsun'a
çıkmak uzere ordu vapuru ıle Haydarpaşa on-
lerınden hareket ederken yolunu kesmek ıste-
yen tngılızlere "Biz Anadolu'vaakılgötüriiya-
ruz" dıyen, ulusallık yolundan donmeyen. "Oz-
giirtük benim karakterimdir" dı> en gerçek bır
oncu
Adı Mustafa Kemal, ama kımJığı Ataturk Bo-
lunmez bır butun Sınsı, kotu amaçlı bır kur-
nazlıkla Mustafa Kemal ayn, Ataturk ayn dı-
ye ıkıye bolmek, bınncıyı kabul eder gorûn-
mek, ıkıncıyı, tumden reddetmek aslında laık
cumhunyetın temehne dınamıt koymak anla-
mınıtaşır Dıkkat edılecek nokta bu Bölveyö-
net takriği. Amaçlan şu, soyledıklen de
Mustafa Kemal bır asker olarak Anadolu'yu
geçtı, Kurtulus Savaşı'nı başlattı Mılletle bır-
lıkte, mılletın desteğıyle duşmanı yendı, ulke
kurtuldu
Oncelerı bu gerçeğı bıle ıçlenne sındıreme-
yenler, sonralan taktık değıştırdıler Bu sonu-
ca ulaşmada hepımızın payı var dedıler. daha
da ılen gıderek bu sonuç, ınananlann zafen-
dır. demeye ba^ladılar Aslında, ınananlar-ınan-
mayanlar dıye bır aynm yaparak ulusal bır dı-
renışın zaferınden kendılenne pav almak ça-
basıdır bu Ulus da bır butündur Etnık aynm,
ınanç aynmı yapılmadan Mustafa Kemal za-
fere gıden yolda, bu bırlığı. bu butunluğu sağ-
lamıştır
Mustafa Kemal'e boyle bıraşamada "Evet"
dıyorlar
Ama saltanatm, halıfelığın kaldınlmasına
gelınce dedıklen "Hayır" dır "Cennetmekân
Abdülhamid Han Hazretleri" dev ımı bu "Ha-
yır"ın uzantısıdır Padışahlığı ve halıfelığı bu
söylemle kutsallaştırmak ıstıyorlar
Kendılen de cumhunyetın nımetlennden v a-
rarlansalar da "Müslümanlik bir bütündür, şe-
riattan ödün verflmez** pfopagandasıyla laık du-
zene karşıdırlar Laık cumhunyet duzenını ge-
tıren ve odunsuz uygulayan, devamını sağla-
ARHAVİ K4DASTRO \LAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1994 162
Da\acı Orman Işletme Mudurluğu tarafından davalılar aleyhı-
ne açılan kadabtro tespıtme ıtıraz davasında \enlen ara karar uva-
nnca Davalılar \rt\ın ılı Arha\ ı ılçesi Cumhunvet Mahaİle-
M'nden Mehmei Hamdı kızı 1943 D lu Hatice Çe\ ık, avnı ad-
reste, Muhammet Hamdı oğlu 1945D'luOsmanÇevık dığerda-
valılar da a\nı adreste Muhammet Hamdı oğlu 195"1
D lu Musa
Kahraman Çe\ık Mehmet kızı 1331 D lu A\şe%
ılmaz Fıkn
oğlu 1932 D lu Sebahattın Turelı Akıf oğlu 1938 D'lu Yasar
Canoğlu, Mımetkızı 194" D lu EmıneÇevık Şukurkızı 1929
D lu Mervem Çe\ık Muhammet Hamdı kızı 1954 D lu D lu
Ha>nve Tomı nın vapılan araştırma netıcesinde adreslenne rast-
lanamadığmdan duruima gununun kendılenne ılanen tebhgat >o-
luvla bıldınunesıne karar \enlmıştır En son duruşma gunu
04 11 1998 tanh \ e saat 09 00'a talık olunmuştur Da\ alılann be-
lırtılen gun \e saatte mahkememızde hazır bulunmalan \e dava
ıle ılgılı \arsa delıllen ıbraz etmelen aksı halde tebıgatın yapıl-
mıi} sa>ılacağı ve duruşmanın gnaplarında vapılarak toplanan
delıllere gore karar venleceğı ılanen duvurulur 01 04 1998
Ba^tn T
7
14
BU
ÇBÇMEIC
-t&rJ
^
HtR ÇARŞAMBA, BÜTÜN BİR HAFTAI
yan Atatûrk'e duşmanlıklan da bundan ılen ge-
lıyor Onlar, cumhunyete de. ad olarak "evet"
dıyorlar, ama onun laıklık kımlığını ıçlenne sm-
dıremıyorlar
Izmır suıkastı sonrasında Ataturk "Onlann
amacı cumhuriyeti ortadan kaldırmaktır, be-
nim variığımı bu anıaçlanna engel görüvorlar
1
*
dememış mıydı
0
Çok daha yakınlarda, 30 Ağustos Zafer Bay-
ramı nedenıyle Ankara'da yapılan torenlenn bı-
nnde, Fazılet Partısı Genel Başkanı ıle, aynı par-
tının Ankara Beledıye Başkanı'nın yaptıklan
konuşmada, Ataturk'un adını anmamalan ay-
nı anlayışın uzantılandır
Egemen oldukları Anakent Beledıyesf ne
bağlı, yuz yıllık çağdaş ve Ataturkçü tıyatro-
lannda. Ataturk'un. ınsancıl, yumuşak. vatan-
sever yanlannı dramatıze eden. O'nu, aramız-
dan bın gıbı gosteren tıyatro esennı dışlama-
lan da bundandır
Cumhunyetın 75 yılını kutlama kapsamın-
da Ataturk kışılığı yenne Mustafa Kemal do-
nemıyle sınırlı bırgostenyı programa alrhak da
aynı zıhnıyetın aldatmacasıdır Gerçek Ata-
turkçuler, elbette bunu gozden kaçırmayacak-
lardır
Bırsûreönce, yakın ıllenmızden bınnde, ıkı
ınşaat ışçısıyle karşılaştım Soyleşımızde soz
Ataturk'ten açılınca bın bana dedı kı
- Oyle dıyorsunuz, ama
Ataturk sağlığında bütun
hocalan. dm adamlannı top-
lamış Onlenne de "Ku-
ran'ı KerimJeri dizmiş. Ha-
di. bunlan çiğnevip geçin"
demış
Donupkaldım Kımdıyor
bunlan dıye sordum.
" Bizeöyle söv lediler" dı-
ye geçıştırmeye çalıştılar
Patrona ayaklanması sı-
rasında, yanı 1730'larda,
Ayasofya lmamı Ispırzade
de Jkurulan yenı ıtfaıye or-
gutu ıçın "BunJar vangın
söndürecekmiş. Yangın Al-
lah'ın ateşidir.Bunlar kâfır"
dıye ortaya çıkmıştı
"Ezanı susturdular, Ku-
ran-ı vasakladılar, Kuran
kurslannı kaldırdılar, dinin
suyunu kestiler" dıy e ay ak-
lananlarla İspirzade ara-
sında ne fark var9
Ezanın
guzel seslerle okunmasını,
mınarelerden aynı anda ay-
nı sozlenn dokülmesını sag-
lamak ıstenmesını, ezanın
Turkçe okutulmasını dın-
sızlık sayan bır anlayışa kar-
şı Ataturkçüler, laık demok-
ratık cumhunyet yaniılan
bırlık olmak zorundadır
Bu konu, dar bır aydınlar
çevresının ışı olmamalı Ir-
tıcayla genye donuş ozlemı
taşıyanîann yalan v e ıftıra-
lanyla. yalnız Mıllı Guven-
lık Kurulu, yalnız dağınık
durumdakı aydınlar, laık,
çağdaş cumhunyete sessız-
ce bağlı olanlara, dahası,
hukumet ortaklanna, bu kut-
sal konuyu polıtıka malze-
mesı yapan kımı partılere
bırakılamayacak kadar cıd-
dıdır bu konu
Cumhunyet bu dar çev-
re zıhnıyetınden çok çektı
Ataturk'un. tnönü'nun,
Menderes'ın, Demirel'ın,
Tansu Çiller'ın şımdılerde
de MesutYümaz'ın dar çev-
resı Ulus, kamuoyu, bu
dar çevrenın çok otesınde,
çok ustundedır
PENCERE
Çeteyi, Ayrılıkçıları,
Irticayı Tepeleyeceğiz...
Cumhurıyet'e çatmak Babıâlı'den Ikıtellı'ye de-
ğışmeyen gorenektır Murtecının boy hedefı Cum-
hunyet, PKK yandaşının baş duşmanı Cumhun-
yet, entel geçınen zıbıdının uğraşı Cumhunyet
Ne dıyor bu uçlu
"- Cumhunyet resmı goruşu savunuyor, bu ga-
zete devletten yanadır "
Bır omur boyu Cumhunyet resmı daırelere so-
kulmadı, bu gazeteyı alan oğretmenı penşan et-
tıler, memurun canına okudular, oğrencıyı dovup
yaraladılar, elınde ya da cebınde Cumhurıyet gor-
duklen kışılere saldırdılar, Cumhunyet'ı okumak can
pazarında alışverışe çıkmak gıbıydı, yazariarımızı
ıçen attılar, kımını de oldurduler
Muammer Aksoy..
Cavit Ortıan Tütengil..
Bahriye Üçok..
Onat Kırtlar.
Uğur Mumcu...
Resmı goruşu savunan devletten yana gazete-
nın şu halıne bak1
•
1991 'de Sovyetler dağılınca dunyada ve Turkı-
ye'de çok şey değıştı.
ABD'nın dunya olçeğındekı 'Yeşıl Kuşak' polı-
tıkasına sırtını dayayan ırtıca, Turkıye'de devletı ele
geçırıyor, 'komunızmle mucadele' bahanesıyle
laık cumhunyetın kokune kıbrıt suyu ekılıyordu
1991 'de Sovyetler dağılmasaydı, devlet ıçıne yu-
valanan çete, ılencı kesımın onderlerını teker te-
ker oldurup, 1923 Devnmı'nı bıtırecektı 12 Eylul
generallen -bılır bılmez- bu tasanmın hızmetıne gı-
rerek 'Turk-lslam sentezı'm devlete model olarak
ongormuşlerdı
Mumcu'nun oldurulmesı de bu planın uzantısı
mıydı1
?
Sovyetler'ın 1917'de kurulması, laık Turkıye
Cumhunyetı ıçın bırtanhsel talıh olmuştur, 1991 'de
dağılması da laık cumhurıyetın kurtanlmasında
olumlu bır yazgı gıbı tanhe geçecek
Pekı, bu yenı sureçte devlet ıçıne yuvalanmış çe-
te ortaya çıkarılacak mı'?
•
Mehmet AJi Ağca çetedendı...
Italyanlar yakaladı
Ağca, omurboyu hapts pahasına da olsa bılınç-
lı suskunluğunu surduruyor
Abdullah Çatlı oldu
Konuşamaz
Alaattin Çakıcı'yı Fransızlar yakaladı
Çetedendır
Ne var kı Çakıcı, kenarından kıyısından konuş-
maya başladı
Bıryenılıkbu
1
Ilk aşamada ıkı bakanın-ANAPIan
Aşık ve DYP'den Akşener- Çakıcı'nın deftennde
yazılı olduğu ortaya çıktı, gerısı gelecek mı?
Soru boşluktadır
Oral Çelik susuyor, sıyasal yandaşlannca kah-
raman gıbı ağırianıyor, geleceğe yonelık umutla-
nnı koruyor.
Turkıye genlım ıçındedır, savaşım çok yorüudur,
ırtıcaya, çeteye, ayrılıkçılara karşı uç cephede bır-
den savaşım hangı guçle nasıl yurutuleb'ılır?
•
Tıpkı Ulusal Kurtulus Savaşı'nda olduğu gıbı ıkı
buyuk guç bu ışın ustesınden gelebılır.
Bırıncısı, halkın gucudur. Turkıye'nın var olu-
şundakı temel halktır, halk son sozu soyleyecek,
saptayıcı olacaktır
Ikıncı guç, ordudur Asker, ayrılıkçılara karşı sa-
vaşın ustesınden gelırken ırtıcaya kesın vazıyet al-
dı, çetenın yakalanmasını açıkça ıstedı
21 'ıncı yuzyıla ırticayı, çeteyı, aynlıkçılan tepe-
leyerek gıreceğız
KADKÖY 2. AŞLİYE HLTOJK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo 1996 604
Davacı Nadı>e Kankur vekılı Av Adnan Aras tarafmdan
davalı Abdülkadır Kankur aleyhıne açılan boşanma davasının
yapılan vargılaması sonunda,
Karar 1-Boşanma davasının kabulune
2-YozgatSankayaKarabacakkövüC 036 S 48 K 16'da
nüfusa kayıtlı Abdullah kızı Emıne'den olma 1957 doğumlu
davacı Nadı>e Kankıır ıle aynı yer nüfusuna kajıtlı Vırza ve
Anfe'den olma 1951 doğumlu. davalı Abdulkadır Kankur'un
şıddetlı geçımsızlık sebebı ıle M K 134/1 madde ve fikrası
gereğınce boşanmalanna.
3- Tarafların muşterek çocuklan 1981 doğumlu Eser ve
1983 doğumlu Serhafın velavetının davacı anne uzennde bı-
rakılmasına davalı baba ıle çocuklar arasında şahsı ılışkı ku-
rulması bakımuıdan \e çocuklann yaş durumlan da nazara
alınarak her hafta pazar gunlen saat 09 00 akşam 18 00 saat-
len arası ıle dını \e mıllı bavramlann bınncı gunlen a\Tiı sa-
atler arası davalı babanın çocuklannı görme ımkânı sağlan-
mak suretı ıle şahsı ılışkısının kunılmasına,
4- Muşterek çocuklar Eser ve Servet ıçm dava tanhı olan
15 7 1996 tanhınden ıtıbaren ayn ayn 2 500 000 - TL toplam
5 000 000 -TL tedbır nafakasının karar kesınleştıkten sonra
ıştırak nafakası adı altında devam etmek uzere davalı babadan
alınarak velı sıfatı ıle davacı anneye venlmesıne, davacı kadın
nafaka \ e tazmmat ıstemedığınden şımdılık bır karar venlme-
sıne yer olmadığına ve davacınm ılenye yonelık talep ve dava
hakkının saklı tutulmasına.
5-1 294 400 -TL >argılama gıdennın davalıdan alınarak
davacıya venlmesıne.
6- Alınması gereken 181 000 -TL bakıye harcın davalıdan
alınarak Hazıne'ye ırat ka>dtna.
7- 4 000 000 -TL vekâlet ücretının davalıdan alınarak da-
vacıya venlmesıne daır jargıtav volu açık olmak uzere venlen
karar davalının adresmın vokluğu sebebı ıle ılanen teblığıne
karar venldıgınden, ışbu ılanın vayın tanhınden ıtıbaren baş-
layacak olan 7 gun sonrakı 15 gunluk sûrede tem>ıze başvaır-
madığı takdırde kesınleşeceğı davetıye yenne geçmek uzere
ılanolunur 25 9 1998
Basuı 45870
ranıte.
BODRUM'DA
TATÎLİN
YENI ADI
Luks odalan. zengın mutfağı, sosyal aktıvıtelert,
uzman kadrosu ve Bodrum'un ruya kadar guzel
manzarası>la sızlere keyıflı bırtatıl ımkânı
sunuyoruz 4* kalıte 5*hızmet
Tel: 0252 316 19 90 Faks: 0352 316 14 03