29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetraenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörû HikmetÇe- tinka>a • Yazıışlen Müdürü: tbrahim Yüdız • Sorumlu Mudür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdurir Hakan Kara 9 Gorsel Yönetmen Fikret Eser Istıhbarat Cengiz YUdınm • Ekonomı Mehmet Saraç • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir Yûcebnan • MakaJekr Sami Karaören • Duzeltme Abdullah \ aacı • Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Balcı, tbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı • Mustafa Balba\ Atatürk Bulvan No: 125, Kat-4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • lzmır Temsılcısr Serdar Kızık, H. Zıya BK 1352S 2*3 Tel: 4411220, Faks:4419117»Adana Temsılcısı Çetin Yîğenoğhı, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel 363 12 11. Faks. 363 12 15 Müessese Müdüra Üstün \kmen # Koordmatör Ahract Korulsan A Muhasebe Büknt \eDer»ldarc Hrâyin Gürer • Ijletme Önder ÇeUk • Bılgı- Işlem \ail İnal 9 Bılgısa\ar Sıstem Mürüvet Çiler 0 San^ Fazilet Kuza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordmatör Reha Işıtman C Genel Müdur Yarduncısı. StvdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 \a)nnla>an %e Bssan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncılık A Ş 1 jr'kocaŞı Caj 39 41 CafcUoglu 34334 Isl PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95 30EYLÜL1998 îmsak: 5.26 Güneş: 6.52 Öğle: 13.01 lkindi: 16.18 Akşam: 19.57 Yatsı: 20.18 www.cumhuriyet.com.tr Londra'da transparan rüzgârı • Haber Merkezi - Londra'da düzenlenen, aralannda Lee Copper. Betsey Johnson ve Bella Freud gıbi modacılann da bulunduğu Moda Haftası, ilginç şo\ lara sahne oluyor. Hafta kapsamında Maria Grachvogel'in tasanmlarından tek parça transparan gece elbisesi şo\un en ilgi çeken parçalanndan biri oldu. (Fotograf: RELTERS) Kocanın soyadını almak zorunlu • ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi. Medeni Kanun"daki "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır" hükmünün iptali istemıni reddetti. Oya Atman'ın Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı dava sonucunda mahkeme. Medeni Kanun'daki hükmün anayasaya aykınlık iddiasıyla iptah için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. TBVIA yurtdışına açılıyor • ANKARA (ANKA) - Çevre ile ılgili çalışmalarını yurtdışına taşımayı hedefleyen TEMA Vakfı. Alman\a"nın Aachen kentınde temsilcilik kuruyor. TEMA'vı. Almanya'da tanınmış Türk işadamı Kemal Şahın temsıl edecek. Temsilcilik ile bu iilkede yaşayan Türk nüfiısun, Türkiye'deki çevre sorunlanna duyarlılığının arttınlmasının yanı sıra Alman çevre gruplanyla işbirliği olanaklan geliştirilecek. Hedef tüp geçit İstanbul Haber Servisı - Ula^tırma Bakanı Anf Ahmet Denızolgun, Washıngton'da yapılacak Dünya Ekonomik Gelişmeler Zinesı Bakanlar Toplantısfna katılmak için ABD'ye gidıyor.Atatürk Ha\aalam'nda gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Denızolgun. tstanbul Boğazfna yapılması tartışılan 3. köprünün kentin tarıhı dokusuna zarar vereceğini belirterek "llk hedefimiz, tüp geçit projesıni en kısa sürede devreye sokmak" dedi. Annelik geni • LONDRA (AA) - Bilim adamlan, "iyi >a da kötü bir anne olma> ı" sağlayan tek bir gen bulunduğunu. bunun da babadan kız çocuğuna geçtığini kanıtladılar. Cambridge'deki Welcome Enstıtüsü \e Tokyo'daki Teknolojı Enstitüsü bilim adamlannın ortaklaşa yürüttükleri araştırma, genlerdeki mutasyon sırasında annelik da\Tanışlannı etkileyen genetık yapıyı ortaya çıkardı. Bilımadamlan annenin çocuğu bütünüyle reddetmesı ve onun bakımından kaçınması gıbı da\Tanışlara neden olan bunalımın da mutasyona uğramış ve yapısı bozulmuş bu genden kaynaklandığını belırtıyorlar. İnanç turizmi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Turızm Bakanlığfnın tunzmi çeşıtlendirme çalışmalan çerçe\esinde 5 yıldan bu yaru sürdürdüğü İnanç tunzmi'nin 1998 ayağı, bugûn Istanbul'dan başhyor. Inarç Tunzmi Tur'98, İstanbul, Tarsus, Adana, Antakya, Hatay, Gaziantep, Adıyaman. Şanlıurfa. Mardın ve Diyarbakır güzergâhında gercekleştirilecek. Çevre Bakanı, İklim Değişikliği Sözleşmesi'nin, kalkınma sağlandıktan sonra imzalanabileceğini söyledi Aykut'tan 'ldrleteceğiz' itirafi• Ispanya'da yapılan çevre zirvesinde sera gazınm büyük bir tehlike oluşturduğunun belirlendiğini söyleyen İmren Aykut, Türkiye'nin îklim Değişikliği Sözleşmesi'ni imzalamama gerekçesini "kalkınmaya" bağladı. Türkiye'nin bir süre daha karbondioksit üreten teknolojiyi kullanmak zorunda olduğunu savunan Aykut, "Ancak santrallan doğayı kirletmeyecek yerlere kuracağız" dedi. ÖZCAJsÖZGÜR ML'ĞLA- Türkiye'nin henüz tk- Bm Değişikliği Sözleşmesi'ni imzala- madığını belirten ÇevTe Bakanı İm- ren A\kut, sözleşmenın ülke kalkın- masının engellenmemesi koşuluyla imzalanabileceğini söyledi. Aykut. "Sözleşme ile ilgili komisyonun üyele- rine bunu Uettik. Türkiye bir süre da- ha karbondioksit üreten teknolojiyi kullanmak zorunda. Biz bir süre da- ha havayı kûieten termik santrallan yapacağız. ama doğaya zarar verme- yeceği yerlere kuracağız" dedi. Çevre Bakanı tmren Aykut, Ispan- ya gezisini değerlendırirken geçen hafta yapılan toplantının "Rio Zirve- si'nden çok daha önemli olduğunu vurguladı. Çevre zirvesine 180 ülke- den 106 çevre bakamnın katıldığını an- latan Aykut "Bu. ilk defa oluyor. Zir- venin en önemli konusu sera gazlanv- dL Atmosferin önüne geçihnesi için büiikte hareket edilmesi gerektiği di- le getirikir diye konuştu. Aykut söz- lerini şöyle sürdürdü: 'Dünya felakete gidiyor' "O toplantıda da belirtildiği gibi, dünya bthük bir iklim değişikliği ya- şıyor. Bunun nedeni atmosferin ısın- ması. İklim değişikliği sonucu dep- remler, sel felaketleri, orman yangın- lan yaşıyonız. Dünya bir felakete doğ- ru gidiyor. Atmosferin ısınmasının ve iklim değişikliğinin nedeni sera gazla- n. Kısa zamanda sera gazlannı çıkar- mayan enerji>e, teknolojhe dönmek zorunda)iz. O nedenle İklim Değişik- liği Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleş- me ile atmosferin kirlenmesinin ve ısuımasının önüne geçilmeye çahşıh- yor. Biz henüz bu sözleşmeyi imzala- madık" İspanya zirvesmin ardından Türki- ye'nin bu sözleşmeyi ımzalamasını ikna için bir heyet geldiğini bildıren ÇevTe Bakanı İmren Aykut. bu konu- daki görüşlenni ıse şöyle aktardı: "Atmosferi bu hale geriren gelişmiş ülkeler. Şimdi kirletmeyelim. diyor- lar. Tamam kirlermeyelim. ama biz henüz kalkınmamızı tamamlamadık. Termik santrallardan vazgeçmek on- lar için sorun değil. Bi/im kalkmma- mız için enerjiye \e o nedenle daha çok santral yapmaya ihtiyacınuz var. Biz bir süre daha havayı kirleten sant- rallan yapacağız, ama doğaya zarar vermeyeceği yerlere kuracağız. Üste- lik biz atmosfere karbon salan ülke- ler içinde 80'inciyiz. Bize enerji üreti- nıini azaltın diyorlar. Biz çoğaltmakzo- runda\ ız. Kalkınmamızı engelleyecek bir sözleşmeye imza atamayız." Kalkınma gerekçesi Çevre Bakam Aykut "Kalkınma için çevreyi kirlermeyi sürdürecek mi- yiz" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Sadece konıma lüksüne sahip de- ğiliz. Biz koruyaunu kuüanahm; kul- lanalım konıyahm diyoruz. Aslında çe\re ile kalkınma çeUşmiyor, çakışı- yor. Çevre olmazsa ekonomi de olmaz. Hassas dengeyi kurarsak sorunu çö- zeriz. Enerji çabşmanuı odak nokta- sında duruyor. Bugüne kadar yer se- çimlerinde yanuş yapümış. Bundan sonra herkes her istediğim yere tesis kuranm di>emeyecek. Bu anlayıştan dev letin kendisi de >azgeçecek. Deniz- lerimiz,su kaynaklanmızkûienmeme- U, ormanlanmız tahrip edilmemeli. O nedenle sanayi ve enerji yaüranlaruu, turizm tesislerini yakından izliyoruz. Denetimlerüniz daha sıkı olacak. 57 milyar lira>a kadar ceza kesebileceğiz. Herkes ona göre davransuı." Köy meydanında bale gösterisi Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir kövde ya- pılan bale gösterisi büyük ilgi gördü. Ünlü hi- civ ve ney üstadı Neyzen Te\fık Kolayü'nm kö- yü Samsun'un Kolay beldesinde düzenlenen kültür sanat şenUkleri kapsamında Ankara Devlet Opera ve Baksi çeşitli gösteriler sundu. Köy meydanında "Eğer", "Kuğunun Ölümü" ve "Çeşmebaşı" adlı eserleri sahnele>'en bak sa- natçılannı 4 bine yakın insan ilgivle izledi Ko- lay Beledive Başkanı Hüsevin Şahin, "tlk kez bir köyde, Kola> 'da bale gösteıileri gerçekleş- tirildi. Neyzen Tevfik'i, adına düzenlenen şen- liklerle sonsuza kadar yaşatacağız" dedi Ney- zen Tevfik Kültür Sanat ŞenUkleri kapsamın- da Samsun Havacıhk Kulübü üyelerinin etkin- likleri ile amatör sporculann Derbent Bara- jı'ndaki su sporlan gösterisi de ilgi çekti. (Fotoğraflar: CEMİL CİGERİM ) 'YENİ ÜNtVERStTEYE GİRİŞ SİSTEMİ 2 YIL ERTELENSİN ? Dershaneler YOK'e kızgın ANKARA (ANKA) - Dershaneler, üniversite giriş sisteminde yapılan de- ğişiklikler nedeniyle YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ile YÖK'e sert eleştinler yöneltti. ÖZDEBİR, YÖK'ü 'dayatmacdıkla' suçlarken sis- temdeki değişikliğin. 'benyapûm ol- du' anlayışıyla gerçekleştinldiğıni sa- vundu. ÖZDEBİR tarafından yayımlanan derginın son sayısında, ağırlıklı ola- rak üniversite giriş sistemi üzerinde du- ruldu. Üniversiteye girişin tek aşama- da ÖSS ile gerçekleştirilmesini ön- gören sıstemın, YÖK'ün 'ben>-apnm oldu' anlayışı doğrultusunda karar- laştınldığı savunulurken. •'Oğrenci- lerin, velilerin ve eğitinıcilerin kafala- nnı kartşüran, pek çok sakıncalan be- raberinde getiren üniversite giriş sis- temi adeta kamuov undan kaçınhrca- sına işleme konuldu" denildi. Değişikliğin uygulamaya konulma- sı durumunda, bir çok sorunun yaşa- Ek yerleştirme basvuruları yarın 45 bin gence olanak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversite giriş sınavlan sonucun- da açıkta kalan adaylardan yaklaşık 50 bini, yeniden üniversiteli olma şan- sını yakalayacak. Ek yerleştirme başvurulan yann başlıyor. Ek yerleştirme başvurulan 1-7 Ekim günleri arasında gerçekleşririle- cek. Ek yerleştirme için. "1998 ÖSYS'ye ginniş olmak", "ÖSS'de başvıı- rulan program için öngörülen puan türünde 105 puan barajuıı aşmış ol- mak". "1998ÖSYS sonucunda acıköğretim programlan dışmda hiçbir yük- seköğretim programınayerteşmemişolmak", "ekyerleştirmede tercih edi- len vükseköğretim programının 1998 ÖSYS merkezi yerleştirme sonunda oluşan en küçiik puanına eşit veya daha yüksek bir puana sahip olmak" koşullannı taşıyan adaylar başvurabilecek. Adaylar, Ek Yerleştirme Baş- vuru Formu'nu 600 bin lira karşıhğında ÖSYTvI merkezlerinden alabile- cek. Adaylar, bir milyon liralık ek yerleştirme ücrerinin ödendiğine iliş- kin banka dekontu ile başvuru formunu, ÖSYM'ye teslim edecek. nacağı savunulurken. sistemin uygu- lamaya konulmasının 2 yıl ertelen- mesi önenldı. Tek sınav modelinin sakıncalanna ılışkın görüşler ile iptal edilmesi gerektiği savunulan madde- ler şöyle: •Oğrenciler okumadıklan koou- lardan sınava zorlanmaktadır. • Sınavın öğretimyılı içinde yapıl- ması sakınca oluşturacaktır. • Sınavıniçeriği, ülkenin krt kaynak- lannın daha başanlı çocuklara kulla- nıbnasında istenen sonucu \ermeyecek- tir. Bu doğrulfuda sınavın içeriği de- ğiştirilmclidir. • Ortaöğretim başan puanı objek- tif bir ölçü aracı değildır ve kullanıl- masında bir dizi hatalar yaşanmakta- dır. •Mezun ve mezun olabilecek du- rumdaki aday öğrencilere u\gulana- cak değişik ve farazi mezuni\ et notia- n ile puan hesaplamayöntemi iptal edü- meh •Alandan geçış sistemi ile eski sıs- teme göre alanlannı seçen öğrenciler için de aynı uygulamaya tabi olması- nı öngören düzenleme iptal edilmeli • Ortaöğretim başan puanının ağır- lıklandınlmasım öngören düzenleme iptal edilmeli • Yabancı dil sınavı için farklı bir katsayı uygulanmasını öngören dü- zenleme iptal edilmeli. Eğitim-Sen'den 5 Ekim atağı Öğretmenler için alternatif kııtlama e-posta : tan (a prizma. net. tr ANKARA (ANKA) - 24 Kasım'da kutlanacak Öğret- menler Günü'ne Eğitım-Sen katılmayacak. Eğıtım-Sen Genel Sekreten Kemal Ünal, 24 Kasım'da kutlanan Öğ- retmenler Günü'nün 12 Ey- lül dayatması olduğunu, bu nedenle Öğretmenler Gü- nü'nü dünyanın her yerinde olduğu gibi 5 Ekim'de kut- layacaklannı bildirdi. Ünal, Öğretmenler Gü- nü'nün tüm dünyada 5 Ekim'de kutlandığinı anım- satarak "Biz bunu düny a eği- ü'm emekçilerinin uluslarara- sıda>anışma \e mücadele gü- nü olarak kuduyoruz" dedi. 24 Kasım kutlamalannın 12 Eylül'ün dayatması olduğu- nu vurgulayan Ünal, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü ıse tüm dünyadakı öğretmen- lerin birlikte kutladığını anımsattı. 24 Kasım'daki kut- lamalara katılmayacaklanm açıklayan Ünal. "Dönemin askeri milli eğitim bakanı ta- rafından dayanimış bir gün- dür" şeklinde konuştu. 24 Kasım'da öğretmenlere yapı- lan baskılann unutulmadığı- nı ıfade eden Ünal, böyle bir günün öğretmenler günü ola- rak kutlanamayacağını vur- guladı. Bu tarihın Atatürk'ün başöğretmen oluşu ve milli mekteplerin açılışı gibi önem- li anlamlan da içerdiğini ifa- de eden Ünal, buna karşı ta- \ır almadıklannı, bunun yan- lış anlaşılmaması gerektiği- ni söyledi. Ünal, 5 Ekim Dünya Öğ- retmenler Günü nedeniyle 2- 3-4- 5-6 Ekim günlerinde Eğitim- Sen'in bütiin şube- lerinde eğitimin sorunlan- nın ele alınacağı panel, semi- ner ve sergiler düzenlenece- ğinı kaydetti. MUSTAFAKEMALPAŞA Çevreye zarar veren 52işletme kapatıldı BURSA (Cumhurivet) - is- tanbul Kazlıçeşme'den Tür- kıye'nin en venmli tanm top- raklartnın bulunduğu Bur- sa'nın Mustafakemalpaşa il- çesı yakınlanna yerleşen 52 tabakhane Çevre Bakanlığı tarafından doğayı katlettik- leri gerekçesiyle kapatıldılar. 52 ışletmeyle ılgili yasal iş- lemlere de başlandı. Mustafakemalpaşa Vazat- lı bölgesındeki inlı ufaklı ta- bakhanelerin yıllardır doğa- yı katlettıklennı bildiren ilgı- liler, Çevre Bakanlığı'nm >ö- re ınsanından gelen şikâyet- ler üzerine sonunda kapatma işlemini yapabileceğinı söy- lediler. lşyerleri kapatılan ta- bakhane sahiplennın önem- li bölümünü İstanbul'daki çağ- daş organize deri sanayi böl- gesindeki antma malıyetıne katılmamak için Mustafake- malpaşa'ya göçenleroluştu- ruyor. Mustafakemalpaşa Tabak- haneciler Derneği Başkanı RamizŞen, işletmelerde ma- li krizyaşandığını bu neden- le üretimin düştüğü bir dö- nemde kapatma karannın 2 bin 500 çalışanı işinden ede- ceğini sa\ıındu. îl Çevre Müdürü Zeynel Abidin Turan ise 52 işletme- ye defalarca antma yapmala- n için uyanda bulundukları- nı, uyanlann dikkate alınma- dığını söyledi. Mustafake- malpaşa ovasının Türkiye'nin sebze ambarlanndan biri ol- duğuna dıkkat çeken çevre- ciler de "Bu bölgedeki tabak- haneler hem kaçak işçi çalış- nnvorlar hem de çe\re>i kat- iedhorlardL Sadece Çevre Ba- kanlığı'nın yaptınmı yetmez" diye konuştular. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Meselenin c Bam Teli'L Gâzi'nin ağzında, Müdafaa-i Hukuk 'iktidan'nm adı, 'Halk Hükümeti'ü\r, 'idarenin, baştanaya- ğa, halka tevdi edileceğini' söyler; 'zümre ve sınıf hâkimiyeti'ne karşıdır; çünkü ülkemizde 'ecnebi'nin 'hâkim', milletin tamamının 'mazlum' olduğu fikrin- dedir. 'Zümre ve sınıf hâkimiyeti', kalın çizgileriyle, 40 Karanlığı'ndan itibaren meydana çıkıyor; ana çekirdeği 'bürokrast'd'r, 50'li yıllardan başlayarak, bu- na 'burjuvazi' eklenir 'bürokrasi+burjuvazi' adı de- mokrasi olan cumhuriyetımızde, 'asıl iktidar' olarak kendini gösteriyor. Bunu bir kalem geçtikten sonra, şu habere bir ba- kar mısınız: "...5 yıl önce Sağlık Bakanlığı'nm iz- ni ile açılmaya başlanan ve düzenlenen şartna- melere göre çalışan, Türkiye çapındaki 4 bin 500 su istasyonu 18 Ekimden itibaren su satamaya- cak. Sulstasyonları Işleticileri Derneği Başkanı Selçuk Ege, kapatma karannda 'belli sermaye gruplannın etkili olduğunu' ileri sürdü: 'yeni uy- gulamayla fiyatın 7-8 kat artacağını, bazı grup- lara çıkar sağlanacağım' iddia etti. Sağlık Bakan- lığı, kapatmada kararlı, karan istasyon sulan- nın sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle aldığını söylüyor, karara uymayan istasyonlara hukuki pro- sedür uygulanacak..." (Zaman, 21 Eylül 1998) Haber oldum olası savunduğum tezi doğruluyor; dahası, Harp Akademileri Komutanlığı'nın, Orge- neral Necati Özgen'in imzaşıyla sunduğu; Tuğge- neral (E) Servet Cömert'in 'Özelleştirme ve Silah- lı Kuvvetler' başlıklı çalışmasındakı 'tesbıtlerin', so- mutlaşan son örneği: "... 'özelleştirme' günümüzde 'özel kesim'e kaynak aktanmı politikalarına dönüşmüştür; 'özelleştirme' ile kamu tekelinden çok daha va- him sonuçlar yaratacak 'özel tekeller' yaratılır. Arjantin, Meksika ve Şili örneğinde olduğu gibi, ülke ekonomisi az sayıda holdinge teslim edilir..." (Milliyet, 28 Temmuz 1998) Aynen 'su ıstasyonlan' davasındaki gibi! Türkiye'de de de, iktidar çekirdeği (bürokrasi+burjuvazi), ül- kenin ekonomisini 'az sayıda holdinge teslim et- mektedir'; o takdirde soru şöyle mi sorulacak, me- rak ediyorum: bu önemli operasyon karannı uygu- lama karannı alan, mevki ve liyakat sahibi bürokrat ve burjuvalardan, acaba kaçta kaçı 'Mason' locası- na kayıtlıdır? Eğer Cihet-i Askeriye, kendi kendine aynı soru- yu sorup, cevabını araştırmazsa; halk arasında ya- yılan bir 'sû-/zan'nı pekiştirmiş olmayacak mı? 'Sû-i zan' yaratan 'keyfıyet'!.. j şte halktan biri, A.K., Çiğli'den gönderdiği mek- I tubunda, 'sû-izan 'nın mahiyetini ve kapsamını ir- deliyor; adını 'memur' olduğundan mahfuz tutuyo- rum; mesleğı sorunu tartışmasınaelverişli, 'tarihöğ- retmeni': "...bu mektubu yazmama 19 Haziran 1998 ta- rihli söyleşiniz vesile oldu (...) Yazınızda belirtti- ğiniz bütün endişeleri ben de taşıyorum: gerek Islâmi sermaye' adına, gerek 'lâik burjuvazi' adı- na oynayan satranç taşlan ve sonunda değiş- meyen' çekirdek anlayışı! Yazınızı özenle kestim ve arşivimde saklıyorum, yazınıza bütünüyle ka- tılıyorum, fakat burada bir endişemi, dikkatini- ze arz etmek istiyorum..." Şimdi dikkat: "... yazınızın son paragrafında, mücadele atmosferini sanki askeriyeye havâle etmiş görünüyorsunuz. Bu ne kadar doğru, bu bir! ikincisi, (yakın dönemde çok iyi iki örneğini gördük), o dönemlere önemli katkıları olan ge- nerallerimizin bir kısmının 'emekli' olduktan son- ra (sizi korkutan, endişelendiren) alafranga lâ- ik' sermayeye, 'başdanışman, danışman, yöne- tim kurulu üyesi vb. sıfatlarla; hem de ömürleri- ni harcadıklan mesleklerle hiç de alakalı olma- yan sahalarda görev almalarını nasıl karşılıyor- sunuz? Acaba diyorum, bu hale gelen Türki- ye'de o kesimin hiç mi katkısı yok?" Veasıl sorulacak soru, meselenin bamteli:"... 'ir- tikâp, irtişâ, rüşvet ve tüıiü yolsuzluğun döndü- ğü', 'alafranga lâik sermaye'; Türkiye gibi, savun- ma ve silahlanma yanşında, bütçenin önemli miktannı harcayan, bir ülkede; bu konuda söz sahibi olmuş 'üst düzey yetkililerin', emekli ol- duktan sonra, yönetim kurulu üyeliklerine atan- ması konusunun, altından nasıl kalkacak; veta- rih önünde hesabını, ak olarak nasıl verecek- tir?" (22 Haziran 1998 tarihli mektubu) Sizce bu 'sû-izan', 'mesnetsiz'midir? Bence ha- yır! Hele 'alafranga lâik sermayenin', -çoğunlu- ğu 'Mason'-, komprador liman sermayesi oldu- ğu, hesaba katılırsa!.. O yüzdendir ki Cihet-i As- keriye'nin, 'islâmi' ve 'etnik' muhalefete tepki gös- termesinin yanı sıra; 'özelleştirme'nin ciddi eleş- tirisine girmesi, önem taşıyon çünkü, Silahlı Kuv- vetler'in, 'küreselleştıhlmesi' ve 'özelleştirilmesi', düpedüz Milli Savunma'nın 'milli' vasfını kaybetme- si anlamına gelir ki, bu da 20'li yıllarda Kuva-yı Mil- liye'nin, Saltanat ve Hilafet, -dolayısıyla Ingiliz- yan- daşı, Kuva-yı Inzibatiye-i Muhammediye'ye dö- nüşmesi demektir. Maazallah! 'sû-i zan'nı kaldırmanın tek yolu... Daha da vahimi şudur: 'Ülke ekonomisini elleri- ne bıraktığımız o az sayıdaki 'özel tekeller'cten' bazılarının ileri gelenleri; 'Sistem'in 'dayattığı libe- ra//deo/o//n/n'baskısıyla olacak, Misak-ı Milli'ylede, Müdafaa-i Hukuk'ladabağdaşmaz bazı düşünce- leri dile getirdiler: Kimisi, sıralı sırasız, Güneydoğu sorununun bir 'federasyon çerçevesi içinde çözül- mesi icabettiğini' savundu; kimisi, Montreux Bo- ğazlar Mukavelesi'nin 'artık eskidiğini' öne sürüp, yönetiminin -Sevres Muahedesi'nde öngörüldüğü gibi- uluslararası bir kurula verilmesini önerdi. Bu bir 'Gaflet' midir, yoksa 'dalâlet' mi? Yoksa, çokulus- lu 'ortak' sermayeye, yaranmak mı ağır basryor? Mevcut 'az sayıdaki özel tekelin'at oynattığı TÜ- SİAD Yönetim Kurulu'nda, 'Masonlann, eziciçoğun- luğa sahip olduğu', malûm; Necdet Egeran ne di- yordu, 'evrensel zihniyet, yani globalizasyon (kü- reselleşme), son zamanlarda bizde de ele alın- mış ve bu ileıiememize yardımcı olacaktr..." Öy- le mi? Bu kafayla, söyler misinız. 'ideolojik dayat- maya' teslim olmayı, niye 'ilerleme' sanmasınlar? Hiç unutmam: llhami Soysal, 12 Eylül 'dartbe'yö- netiminde de, 'Mason' bakanlann ağır bastığını söy- lemişti! Bilmem, 'ayncalıklıtarikatlan'nda, 'laikvealai- ranga' sermayesinin de, incelenmesi ve ırdelenme- sinde, neden ısrarlı olduğum anlaşılıyor mu? 'Sû-i zan'nı ortadan kaldırmanın tek yolu bu- duıi Meraklısı için not: Sû' (İ.A.). (C. esvâ ise de dili- mizde onun yerine 'mesâvi' kullanılmıştır). Kötülük, fenalık Sû-i niyyefc kötü niyet, sû-i zan: kötü zan, vs. (Büyük Türk Sözlüğü). http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear