25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet lmthaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Vonetmem. ürhan Erinç • Genel Yayın Koordınatonr HikmetÇe- tinkaya • Yaznşlen Mudurü Ibrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz • Haber Merkezı Müduru Hakan Kara • Gorsel Yönetmen. Fikret Eser tstıhbarat Cengiz \ ıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç • ICultur Handan Şenköken 9 Spor Abdiilkadir V ücetnıan # Ntakaleler Sami Karaören • Düzehme AbdulUb Yazıa#Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yavm Kurulu llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çefinkava. Şûkran Soner. Ergun Balcı. tbrahim V üdız, Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbaj Atatürk Bul\ an No. 125. Kat 4. Bakanlıklar-.\nkara Tel'4195020 (7 hatl. Faks: 4195027 • îzmtr Temsılcısı. Serdar Kızık, H Zıya BK 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks 4419117©Adana Temsılcıs Çetin Yiğenoğlu. Inonu Cd. 119 S No. 1 Kaf 1. Tel:363 12 1 l.Faks. 363 12 15 Muessese Müdunı £ stiin Akmen 9 Koordınator Ahmet Korulsan 9 Muhasebe- Büfent Yeoer»ldare Hüsevin Gürer • tşletme Önder Çelik • Bılgı- lşletn Nail tnal # Bılgısayar Sıstem Mürûvet Çiler#San, FaziietKuza MEDYA C: • Yonetım Kuı Başkanı - Genel Müdur Gül Erduran 0 Koordınator Rı Işıtman • Genel Müdur Yardımı SevdaÇoban Tel 514 07 5 5139580-5138460-61,Faks 513» \a}imta\aa te Bama: \ enı Gun Haber Ajansı. BaMn \e Yayıncılık A Ş TûrUxağ'ıCad "-9 41 Cağaloglu 34334 Is! PK 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212ı 513 85 95 25EYLÜL1998 trmak: 5.20 Güneş: 6.47 Öğle: 13.03 Ikindi: 16.24 Akşam: 19.05 Yatsı: 20.27»46 Istanbul fel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212ı 513 85 95 İ J C I L U L I ™ ıııoa*. J.AKJ uuııc}. u.tı wgic.iJ.uj iMiiui.iu.it rtN^aııı. ty.uj idisı.zu.z/ Amerikalı sprinter Flo-Jo'nun 38 yaşında ölümünün yarattığı üzüntü ve şaşkınlık sürüyor ' Yüzii her zaman gülerdf www.cumhuriyet.com Elidor'dan yeni üriin • Istanbul Haber Servisi- Saç bakımında ısıya dayanıklı ılk üriin olan Elidor Thermasılk. manken Jessica Campbell'ın katılımıyla gerçekleştirilen bır toplantıda tanıtıldı. En güzel Türk modeli • İstanbul Haber Servisi - Elit Model Look Turkey "98 yanşmasının bırincısi Azra Akın. 17 EylüTde Nice"de yapılan Jnternatıonal Elite Model Look yanşmasında ılk 15'e girdı. Sponsorluğunu Pantene'in vaptığı. 57 ülkeden 72 genç model adayının katıldığı yarışmada Akın, aynca "En güzel saçlı Elit Model" seçıldi. İki yeni gezegen bulundu • \\ASHINGTON (AA) - ABD'lı uzay bılımcıler. yerkürenın \aklaşık 150 ışık yılı uzakhğında ıki yeni gezegen keşfettiklennı açıkladılar. San Francısco Cnıversıtesı'den \apılan açıklamada. keşfedılen gezegenlerın. Güneş'e benzer ıkı yıldızın çevresındekı bır yörüngede Jüpiter büyüklüğünde olduklan belırtıidı. Geofîrey Marcy ve Paul Butler'ın ekiplerinın keştettıği 2 gezegenle bırlıkte, 1995 yılından bu yana. Güneş sistemınde keşfedılen gezegen sayısı 12'ye yükseldı Okul mütfürlüğü sınavı • ANKARA(UBA)-Milli Eğıtım Bakanlığı. önce ilan ettiğı. ancak daha sonra ilgilı yönetmelık çıkmadığı gerekçesıvle ertelediği okul müdürlüğü sına\ını nıhayet yapıvor. Bakanlığın, okul müdürlüğü ıçın yapacağı yarışma sınaunı kasım a>ında gerçekle^tirmek üzere çalışmalanna hız verdığı öârenıldı. Yönetmelık değışıklıği \apan Bakanlık. bö\lece okul müdürlüğüne atanmada siyasılenn söz sahibi olmasını önleme>ı amaçlıyor 75 yıllık çiftlere ödül • ANKARA (AA) - Türkiye Seyahat Acentaları Bırligi (TÛRSAB). Cumhuriyetle yaşıt 75 çıftı Cumhuriyet Bayramfnda Antaha Belek'te 3 gün mısafır edecek. Mısafır edilecek konuklan özellıkie doğu bölgelerınden seçeceklerıni bildıren TÜRSAB Başkanı Talha Çamaş. Cumhuriyet'in Türkıve'ye kazandırdıklarından biri olan turizm olgusunu paylaşmayı amaçladıklarmı kaydetti. KU'deki kalp nakli • KOCAELİ (AA) - Kocaeli Tıp Fakültesı Araştırma \e U>gulama Hastanesf nde bır hastaya uygulanan kalp naklındeki yöntemın. dünya tıp literatürüne gıreceğı bildirıldı. KL" Tıp Fakültesı Göğüs. Kalp ve Damar Cerrahisı Anabılım Dalı Başkanı Prof Dr. Mete Alp, intihar eden bır kızın bağışladığı kalbi, bır kalp hastasına, eskı kalbı çıkartmadan naklettıklennı belırtti. Naklın. dümada daha önce hıç uvgulanmayan bir yöntemle \apıldığına dikkatı çeken Alp, ""Kalp- akciger pompası kullanmadan gerçekleştırilen kalp naklı yöntemi. bu ameliyatta u>gulandı" dedi. DENİZ DERİNSU Atletizm dünyası bir kraliçesinı zamansız kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Amerikalı ünlü sprinter Florence Griffith Joyner, 21 Eylül'de Kalıfornıya'dakı evinde geçirdiğı kalp krizi sonrası yaşama gözlenni yumdu. 38 yaşındakı atletin •'» ölümü. yarattığı üzüntüyle birlikte bir çok , . ; , soru işaretini de beraberinde getirdi. I i Kimilerine göre Joyner. sporhayatı sırasında \ kullandığı ilaçlann etkisiyle 1996 yılında geçırdiği ılk kalp krizinden sonra, ikincisinde yaşamını yitirdi. Kimdi Florence Griffith Joyner? 21 Aralık 1959'da Los Angeles'da doğan Joynerv 11 çocuklu bir ailenin yedinci çocuğu. Babası elektrikçi olan Joyner'ın çocukluğunu t \ bilenler. daha küçük yaşta koşmaya başladı|ını söylüyor. Normal hayatındaki yürüyüşünün bile koşu hızında olduğuna dikkat • Bayanlar eski 100 metre dünya şampiyonu Evelyn Ashford, Joyner'la çok yakın arkadaş olmadıklannı belirtirken, "Ancak iyi sporcuydu. Kariyerinin arkasından doping hakkında konuşmayı yanlış bujuyorum" dedi. çekenler. kendisinin daha o zamanlarda spordan büyük zevk aldığını ifade ediyorlar. Ilk antrenörü Bob Kerseeolan Joyner'ın uluslararası kanyerine ılk başladığı yıl ıse 1980. Bu yılda Moskova Olimpiyatları seçmesine katılan Joyner, 100 metreyi 8., 200 metreyi ise 4. olarak bitirdi. Takıma seçilemedi ama dereceleri ülkede dikkat çekmişti. 1981 "de 4xl00'de Amerika rekorunu kıran takımda yer alırken, 200 metredeki 22.81'lik derecesiyle tüm dünyanın ılgisini topladı. »_ 1984 Los Angeles Olimpiyatları'nda > * 200 metrede Brisco Hooks'un ' arkasında ikincı olan Joyner. 1986 \.^ •> yılında bir bankada çalışmaya başladı. Ama atletizme olan sevdası bitmedi. 1987'de hayatını birleştirdigi Al Joyner'la çalışmaya başladı. Ve Joyner"ın üst üste gelen rekorları başladı. 1988 Olimpiyatları'nda 100, 200 ve 4x100 metreyi birinci bitirdi. Aynı yıl 100 metredeki 10.49'luk, 200 metrede de 21.34'lük dereceleri halen kınlamadı. Ve Joyner, New York'ta, 25 Şubat I989'da sürpriz bir kararla spor hayatına nokta koyduğunu açıkladı. 1995'de yine bir sürpriz açıklamayla maraton koşmaya hazırlandığını belirten Joyner. daha sonra bu karanndan vazgeçti. Joyner'ın sporyaşamı boyunca çizdiği portre olumlu puanlar topladı. Her zaman gülen yüzü, ona karşı herkesin sevecen olmasına nedendi. Flo-Jo olarak anılan Joyner'ı. Atlanta Olimpıyatlan öncesi Amerika takımının kamp çalışmaları sırasında eşi Al Joyner'le birlikte bır standın gerisinde görenler oldukça şaşırdı. Spor dünyasının ünlü isimlerı, hayranlannın hücumundan kaçarken, Joyner'lar 5 dolar karşılığında fotoğraf çektirip, hayranlanyla birlikte kısa süreli sohbetler yapıyorlardı. Kazandıklan para hayır kurumuna 'bağış' olarak gıdıyordu. Joyner'ın faal spor hayatı sırasında da hayranlan azımsanmayacak kadar çoktu. Hatta ona ımrenenler de fazlaydı. Amerika'da spor salonlarında. "'Arnold Schwartzenegger gibi bir vücudum olacağuıa, Joyner gibi bir vücudum olsun" diyenler çoğunluktaydı. Kimılerinin iddiasına göre dopingden. kimilerine göre spordan oluşan kaslı vücudu, herkesin örnek aldığı bir yapıya sahipti. Joyner'ın zamansız ölümü bazı doping iddialannı beraberinde getirdi. Ancak çoğunluk buna büyük tepkı gösteriyor. Amerika Olimpiyat Komitesi Başkanı Bill Hybl, Joyner'ın Amerika gençliği için 'örnek' bır isim olduğuna dikkat çekerek. "Yine öyle kaJacak. Hakkında çıkan doping iddialannın gücü, onun ismini karalamaya yetmez 1 " dedi. Joyner için ABD Başkanı Bill Clinton da üzüntüsünü. "Nereden geldigini unutma>an büvük bir sporcuydu" şeklinde dile getirdi. Bayanlar eskı 100 metre dünya şampiyonu Evelyn Ashford, Joyner'la çok yakın arkadaş olmadıklannı belirtirken, ".Ancak iyi bir sporcuvdu. Kari>erinin arkasından doping hakkında konuşma>ı yanuş bulu\orum" dedi. Ona karşı bir çok kez koşan Marie Christine Cazier. "1988'de bir çok kez aynı pistte yer aldık. Isınmasından koşmasına kadar her şe\i farklıydı. \anş bittiğinde hep güler, yanına gelenlerie samimi iüşkiler kurardı. İyi bir dostfu. Öldüğüne inanamıyorum, bana 'anlamsız' gelijor" ıfadesını kullandı. Genç Avrupalılar Forumu'nda Türkiye de temsil edildi Frankfurt'ta eğitim kararları FRANKFIRT/ANKARA - Frankfurt'ta çalışmalannı tamam- layan Genç AvTupalılar Forumu eği- tim konusunda 7 karar aldı. Forum- da Türkiye'yi temsil eden Tıp Fakül- tesi öğrencilerinden Funda Pepedil ile Vaiıap Ozan Kotan medyanın eği- tim sorunlanna ılgısızliğinden yakın- dı. Forumda alınan kararlann Avrupa Birliği'nedeulaştınldığınıaçıklayan Pepedil, bu tür organizasyonJann Tür- kiye tarafından da düzenlenmesini önerdi. Güzellik yanşmalan ve benzeri or- ganizasyonlara sponsorluk eden ku- ruluşlann eğitimle ilgilı uluslararası toplantılara da kucak açmasını iste- yen Funda Pepedil. "Artık bilimscl çahşmalan destekleme zamanı gel- miştir. De>1et büyüklerimiz biz genç- leresahipçıkmah, düşünceJerini önem- semelidir. .\ksi takdlrde bizler de ba- şanlı birçok arkadaşımız gibi beyin gö- çunün birer parçası olacağız" dedi. Alınan karariar Funda Pepedil ile birlikte Genç A\- rupalılar Forumu'na katılan \. Ozan Kotan iseAvTupalı gençlerin aldığı eği- timle ilgili kararlan şöyle sıraladı. • Eğitimde agır bir bilgi bombar- dımanj yerine, bügiye nasıi ulaşılabi- leceği konusu üzerindedurulnıak göz- lem ve dene>1ere ağırük \erilmelidir. • Zekânın özgür iradeye bağlı ola- rak gelişmesi sağlanmalıdır. • Eğitimde ulusal ve uluslararası sınırlar kaldınlmalıdır. •Her öğrenciye en az bir yıl bir baş- ka ülkede egitime de\am etme hakkı sağlanmalıdır. • Eğitim ile ilgili olarak alınan ka- rariar, Avnıpa hükümctlerinin katı- lacağı ortak bir platformda benim- senmeli ve hayata geçirilmelidir. • Kompleks bir kültüre kapılannı açan dünyada.ortak kültürün bir par- çası olanlar birbüierini entelektüel, kültürel ve dini yönden tanıyabüme- lidiıier. • Globalleşen dünyada ortak kinı- lik önem kazanırken, ber ulus kendi kültürel kimliğini koru\abilmclidir. Rus bilim adamları geliştîrdi AIDS ve hepatite sentetik kan umudu e-posta : tan (â prizma. net. tr İstanbul Haber Senisi - Rus bilim adamları tarafın- dan geliştınlen sentetik kan sayesinde AIDS. hepatıt gi- bi öldürücü hastahk risklen- nin ortadan kalkacağı belir- tildi. Mosko\a Bilim Enstı- tüsü Genel Müdür Yardımcı- sı Prof. Vyaçeslav Şumsk>'. "Sentetik kan, binlerce insa- nın ha>atını kurtaracak" de- di. Türk Rus Iş Konseyi top- lantısı için îstanbul'da bulu- nan Prof. Şumsky, sentetik kan projesinin gizli tutuldu- ğunu söyledı. Gerçek kanın hücrelere oksijen taşıma gi- bi ana işlevlenni de yerine getıren sentetik kanm AIDS. hepatıt gibi bulaşıcı ve öldü- rücü hastahk nsklenni de or- tadan kaldırdığıru ifade eden Şumsky, "Renginden ötürü "mavi kan' da denilen. La- tince adıyla "Perphtoran', Ruslarca > üksek teknolojiy- le geliştirilen ilk ve tek sente- tik kan. Suni kan Rusya'da pekçok klinik deneyinde ba- şanyla uygulanıyor" dedi. Şumsk\. ınsanlar üzerinde bazı komplıkasyonlara yol açabilen kanın pratik olarak ekstrem dunımlarda )'üzde 50'sinin sentetik kan ile de- ğıştirilebildiğini kaydetti. Şumsky, maliyeti nedeniyle sınırlı üretilebilen kan konu- sunda şu bilgileri verdi: "Sentetikkan,yenibir bu- luştur ve koruma alnndadır. Sentetik kanın çok büyükge- leceği var. Know hovv'u konu- sunda çok temkinli da> ranı- lıvor. Bİldiğim kadam la Al- manlar ve Fransızlarla Rus- va'daki üretime kaolma ko- nusunda görüşmeler söz ko- nusu. EğerTürk fimıalannın da ciddi teklifleri varsa Pus- çinsky Bilimsel Merken'nin yanında faaüyet gösteren ve kanın adrnı taşı>an şirketle direkt temasa geçmeleri gerekiyor." İlköğretim kitaphm yenüeniyor• Bakanlık, kitaplann bilimsel bir anlayışla hazırlanması için akademisyen, öğretmen v< yöneticileri bir araya getirdi. ANKARA (Cumhuriyet öğrenci merkezli öğretim Joyneriçin ABD Başkanı Bill Clinton üzüntüsünü, "Ne- reden geldiğini unutmayan bü\ük bir sporcuydu" şeklinde dile getirdi. (Fotoğraflar: REUTERS)" FlorenceGriflfîth, Al Joyner'la 1987yılında evlenmişti. Bürosu) - Anlatım bozuk- luklan, dilbilgisi ve bilim- sel yanlışlarla dolu kitapla- ra ilişkin sorunu masaya ya- tıran bakanlık; akademis- yen, öğretmen ve yönetici- leri bir araya getirerek, 8 yıllık kesintisiz temel eğiti- min ruhuna uygun kitap ya- zılması için harekete geçti. Bakanlık, tüm kitapları, oluşturacağı Yazarlar Ku- rulu ile "öğrenci merkezli aktif öğrenme metotlan" kapsamındayenilerken, Re- daksiyon Kurulu ile de de- netleyecek. Bakanlık, kitaplardaki bilimsel ve dilbilgisel yanlışları dikkate alarak "öğrenci pedagojisi ve öğ- renmevi öğrenme" odaklı yaklaşımla kitaplan yenıle- me karan aldı. ll millı eği- tim müdürlüklerinin sınav- la belirlediği 170 öğretmen, müfettiş ve okul yönetıcisi ve Aksaray'daki eğitim fa- kültelerinden gelen 15 aka- demisyeni 12 günlük hiz- metiçi eğıtime alan bakan- lık; "Yazarlar vcRedaksrvon Kunıllan" oluşturma kara- n aldı. Buna göre, öğretim üye- lerinin başyazar olacağı Ya- zarlar Kurulu'nda, kitabın her ünitesi için Redaksiyon Kurulu'nun denetimı esas olacak Yazarlar KuruJu'nda, kitap yazımı ve eğitsel ile- ti uzmanlan da yer alacak. Kitaplar, "aktif öğrenme, metotlanna göre hazırlana cak. Öğrenciye kuru bilgı ler yiikleyen ve ezbercili| özendiren kitaplar yerine bilgiye erişmeyi öğreten ki taplar hazırlanacak. Yazar lar Kurulu, kitaplan hazır larken, yabancı ülkelerdek ders kitaplanru da "karşılaj ormaaraa" olarak kullana cak. Gelişim pedagoglan nın yeralacağı Redaksiyor Kurulu, kitaplann "öğren- cinin dil gelişimine uygunlu- ğunu". "öğrenci merkezli ve aktiföğrenmeesaslı olup olmadığınT. "grafik, sayfa düzenleme- cilt yapısını". "bilimsel, anlatunsal ve dil- bilgisel doğruluğunu" de- netleyecek. Bakanlık açıklaması Kitap sıkıntısından so- rumlu tutulan Milli Eğitim Bakanlığı, dün yazılı bir açıklama yaptı. Açıklama- da, yeni öğretim dönemin- de okutulacak ders kitapla- nnın öğretmenler tarafın- dan seçiminin 3 Eylül'de so- nuçlanması nedeniyle özel yayınevlerinin baskılannda gecikmeleryaşandığı savu- nuldı. Okutulma süreleri dolan bazı kitaplann özel yayı- nevlerince talep belirlen- dikçe basıldığına dikkat çe- kilen açıklamada, yeterli sa- yıda kitap basım ve dağıtı- mı için gerekli tüm önlem- lerin alındığı vurgulandı. SÖYLEŞİ AÎTİLAİLHAN Bunun, Neresi 'Milliyetçilik'?.. ^ağdaş Milliyetçilik, ne faşizan 'etnik' milliyetçilik- tir, ne emperyalist 'ekonomik' milliyetçilik; ne ırk üstünlüğüne dayanır, ne çıkar üstünlüğüne; o toprak, tarih ve iktisat bütünlüğüne bağlı öyle bir 'yurt milli- yetçiliği'dir ki; yüzyılın iki büyük lideri, Gâzi ve Lenin bunu pek güzel anlamışlardı. Tekraıiamaya gerek yok, Gâzi'nin söylediklerini ve yaptıklannı hatırlamak yeterlidir; Lenin e gelince, ta- rihin yâni eski 'kültürün', sosyalizmin kültürsentezin- de oynayacağı rolü; o, 'proleterkültürün, öncekikül- türieri yok sayıp, sıfırdan başlayacağını savunan', Proletkutt Hareketi'ni azarlayarak göstermişti. (Bkz. J.Perus, 'Introduction a la Litterature Sovietique', s: 31/32, Editions Sociales, 1949.) Inkılâp, ister ulusal ve demokratik olsun, ister sosyalist; geliştireceği 'çağdaş kültür' sentezini, yörrtemde evrensel fakat içerikte ulusal olarak ger- çekleştirecektin yâni, ne Ulusal Demokratik Dev- rim'de, geçmiş medeniyet ve kültür yok sayılabilir, ne Sosyalist Devrim'de! Peki, bu 'ıspanaklı' girizgâh niye? 'Büyük Üstad' Necdet Egeran. 'milliyetçiyiz' demiyor mu; Mason 'milliyetçiliğini' irdeleyebilmek için! Hangisine daha çok 'benziyor'?.. (K JJasonik kültür' neymiş, önce onu nasıl anlatı- / VI yor, bir bakar mısınız; "...Masonik kültür Bat Medeniyeti'nin, Çağdaş Medeniyefin ana küttürudür, esastr, baz odur, onun üzerine kurulmuştur; aynı zamanda bu kültür, di- ğer bütün kültürleri bir araya getirerek, onları dengeli olarak birbirine bağlamaya mâtûf bir kül- türdür; onun için hakikaten üzerinde durulması lâzımdır ve bilhassa memleketimizde lâzımdır..." "...çünkü 'Çağdaş Medeniyet' pek anlaşılma- mıştır, hâlâ Doğu Medeniyeti'nden bahsedilir ve Doğu Medeniyeti'ni kendi medeniyetimiz olarak devam ettirmek isteriz; bu, yanlıştır Doğu Mede- niyeti'ni ortaya koyan, geliştiren Osmanlı Impa- ratorluğu'dur; Osmanlı imparatorluğu yıkılmış batmış. Doğu Medeniyeti de onunla beraber bit- miş gitmiştir: bizim onu yeniden canlandırma- mız, onun üzerinde durmamız hata olur. Bizim 'Çağdaş Medeniyet' üzerinde gelişmemiz lâzım- dır, bu bir Dışa Açılma'dır..." ('Masonik Kültürün Esaslan', s: 1, 18 Şubat 1997.) Tesbit/1. - Egeran'a göre, 'Çağdaş Medeniyet', Batı Medeniyeti', 'Masonluğun'temelibu; 'ötekikül- türleridengeli olarak birbirine bağlamayı' iş ediniyor! 'Çağdaşlık' duragan değil, diyalektik bir kavram; son derece değişken; yann Doğu Medeniyeti ağır basar- sa, Masonluk onu esas alacak mı? Hayır, çünkü o 'bat- mış gitmiş'; asıl 'misyon', Batı/merkezci kültür em- peryalizmine öncülük! Tesbit/2. - Devlet-i Aliyye, siyasi bir varlıktı; onun üstüne oturduğu Selçuklu/Osmanlı kültürü, mede- ni bir varlık; birinin batması, ötekinin yok sayılmasını gerektirmez ki! Nasıl Türkiye Cumhuriyeti, siyasi düzeyde, Anadolu hafkımn yeni, 'çağdaş' ve 'ulu- sal' birsentez başansıysa; onun gibi, kültürel dü- zeyde yeni, 'çağdaş' ve 'ulusal bir kültür sentezi, eski temel üzerinde gerçekleştirilecektir. A/tyi örnek: Fransız Büyük Devrimi, 'çağdaş' Fransız ulusal kültürünü, nasıl geçmiş ümmet kültü- rünü 'yıkılmış bitmiş' sayarak değil; ondan yararlanıp özümseyerek, laik düzeyde, demokratik olarak yücelt- mişse; Anadolu Devrimi de, Selçuklu/Osmanlı kül- türünü 'bitmiş gitmiş' sayarak değil, onu çağdaş ko- şullar altında yeniden değerlendirerek, 'ulusallaştır- mak, demokratikleştirmek, laikleştirmek'zorundaöır. B/Kötü örnek: Geçmiş medeniyeti yok saymak, sömürgecının (emperyalistin) sömürge halkjnı -en çok da hamsalak 'aydınlannı'- halkına ve ülkesine yaban- cılaştırmakta 'kullandığı' bir yöntemdir ki, J.M. Alber- tini, onu pek güzel tanımlamıştı; "...sömürücü, yerli halkın, metropoldeki sömür- geci halka benzemesi amacıyla, eski anlayış ve kuruluşlara, yeni bir biçim vermeye çalışır; ama yerlileri, asağı bir düzeyde tutarak, tam bir ben- zeriikten, kesinlikle kaçınır: bu politika, iki temel ırkçı düşünce üzerine kurulmuştur 1/ Hiçbir in- san için, bir Avrupalıya benzemekten daha güzel birşey olamayacağı için, Afrika, Asya ve Latin Ame- rika halkına Batı uygariığı aktanlmalıdır. 2/ Hiçbir uygarlık Avrupa uygariığından üstün değildir. Bu arada yeriinin aşağılık bir varlık olduğuna, hiçbir zaman düzelemeyeceğine inanılmaktadır..." (J.M. Albertini. 'Azgelişmişliğin Mekanizması', s: 141, May Yayınlan, 1974.) Ayıptır sorması: sizce, 'Masonik kültür idrâki', bu iki örnekten, hangisine daha çok benziyor? '...kültür, zeminle mütenâsiptir!..' Tesbit/3. - Zaten Egeran 'evrenselliğin milliyetçi- liğiortadankaldırmayacağını' belirttiğiarada; 'ev- rensellik'ten, gerçekte, Yeni Dünya Düzeni'nin 'kü- reselleşmesi'ni anladığını, açıkça söylemiş; diyor ki: "...evrensellik, evrensel zihniyet yâni globalizas- yon (küreselleşme) son zamanlarda bizde de ele alınmıştır ve ilerlememize yardımcı olacaktır" (Ay- nı belge, s: 5). Ne demek bu? Mason kültürü, 'sistem'in kültür em- peryalizmini, yâni Batılılaşmayı, yâni alafrangalığı be- nimsemek anlamına geliyor; demokratik, laik fakat 'ulu- sal' bir kültür sentezi yaratmak yerine, 'ecnebi' bir kül- türe öncelik -öncelik de lâf mı?- 'üstünlük' tanıyor. Gâzi'nin sorunu nasıl koymuş olduğunu hatırlar mısınız? "...lâalettayin bir 'ecnebi' kültürü, şimdi- ye kadar izlenen yabancı küttürlerin tahrip edici neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle (ha- râset-i fikriyye) mütenâsiptir, o zemin milletin se- ciyesidir." (Temmuz, 1921, Bkz. 'Söylev ve Demeç- ler', 2.) 'Çağdaş' olmakla, 'alafranga' olmak arasındaki uçurum, buradan bakılınca, bütün korkunçluğuyla görünür: Osmanlı aydını, Ingiliz, Fransız ya da Ital- yan 'semıayes/'ninOsmanhtoprağınayerleştirdiği Ma- son Localanndan, bu telkinleri almış; 'alafrangalığı', 'asrflik' zannetmişti; Osmanlı 'alafrangalığı' tam anlamıyta, bir Mason 'alafrangalığı'ydı; üstelik, meselâ Hindistan'daki, ya da Senegal'deki Ma- son 'aydınlann' 'alafrangalığından' hiçbir farkı yoktu. Mustafa Kemal Paşa'nın, 'şeriatçı' tarikatlardan sonra, 'imtiyazlı' Masonluğu faaliyetten men etme- sinde, bunun etkisi olmamış mıdır? 'Mistik' tarikat- lar, inkılâbın laikliğini, demokratikliğini ve ulusal- lığını; şeriatçılığa, ümmetçiliğe ve istibdada ce- kiyoıiardı; Mason takımı ise, kozmopolitliğe, yâ- ni yabancılaşmaya, yâni Tanzimat alafrangalı- ğı'na çekiyordu! 'Büyük Üstad' Egeran'ın, 'atladığı' gerçek bu: Osmanlı 'batıp gitmişti' ama, onu batınp götürenler, bunlardı aslında! http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN httpy/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear