Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25EYLUL1998CUM-
12 KULTUR
Patrice Leconte'un 'Yanm Şans'ı gösterimde, 'Köprüdeki Kız'ın çekimleri sürüyor
FilıııiııfiıudiııiİstanbııPda çekecek
Leconte 'un
fılmografısi:
1998 - La Fille sur Le Pont
(Köprüdeki Kız)
Une Chance sur Deuw (Yanm
Şans)
1996-Ridicule(Güliinç)
Les Frands Ducs (Büyük
DükJer)
1993 - Le Parfum d'Yvonne
(Yvonne'un Kokusu)
1992-Tango
1991 - Le Bateur du Bolero/
Kısa metraj (Bolero Bateristi)
1990- Le Mari de la Coiffeuse
.(Berberin Kocası)
1989-Monsieur Hire
<Bay Hire)
1987 - Tandem (Atiı Araba)
1984 - Les Specialıstes
(lizmanlar)
1983 - Circulez y'a Rien a Vbir
(Devam Edin Görülecek Bir
Şe> Vbk)
1981 - Ma Femme s'Appelle
Reviens
(Karımın İsmi Geri Dön)
Jİ980 - Viens Chez Moi j ' Habite
Chez une Copine
(Bana Gel Bir Kız
*Arkadaşımda Kalıyorum)
1979- Les Bronzes Font du Ski
tVanık Tenliler Kayak
Yapıyorlar)
1978 - Les Bronzes
(Yanık Tenliler)
İ975 - Les Veces Etaient
,Fermes de L'interieur
{İçeriden Kapalı)
1973 - La Famille Heureuse
(Murlu Aile) Kısa metraj
Ödülleri: Rıdicule: En lyi Film
Cesar Ödülü
'Efı lyi Yönetmen Cesar Ödülü
"Vabancı film Oscar adaylığı.
'Yannı Şans'ta Fransızsinemasının ild eski kurdu Jean-Paul Belmondove Alain Delon, Vancssa Paradis ile. 'Köprüdeki Kız'da yine Paradisve Daniel Autetıil oymıyor.
ASL1SELÇUK
Ünlü Fransız yönetmen Patrice Lecon-
te, 12 Kasım 1947"de Paris'te doğdu. ID-
HEC'te (Yüksek Sinema Eğitimi Enstı-
tüsü - Paris) iki yıllık sinema eğitimi yap-
tı. Öncü ya da fantezi nıtelikleriyle dik-
kati çeken sinemasına anımasyon ıçenk-
likısafilmleryönetmeklegirdı. 1970-75
yılları arasında ünlü Pılote dergisinde re-
simli roman çızdi ve yazdı.
J973'te ilk kısa metrajı "La Famiüe
Heureuse" (Mutlu Aile), 1975'te de ilk
uzun metraj ı "Les Veces Etaient Fermes
de L'interieur" ı (Içenden Kapalı) çekti.
Leconte, 1975"ten başlayarak komedi ya
da gerilim-aksiyon filmlerine imza attı.
Sinemasının ilk yıllannda alaycı bir an-
latımın yönetmeni olarak ünlendi.
70'lerin sonlannda çektiğı "Les Bron-
zes" (Yanık Tenliler) dizisi ona. Fransa'da
gişe başanlan kazandırdı. 1980'Ierin ba-
şındaki "Viens Chez Moi j'Habite Chez
une Copine" (Bana Gel BirKız Arkada-
• Bugün sinemalanmızda gösterime giren 'Yanm Şans'tan
sonra son filminin çekimlerini sürdüren Patrice Leconte.
fantastik bir aşk öyküsünü işlediği 'Köprüdeki Kız'ın final
sahnelerini Istanbul'da çekmeye başlayacak.
şımda Kalıyorum) adlı filmi onu daha da
popüier yaptı.
Leconte'un kahramanlan kınlgandır-
lar, süreklı zor durumlar yaşarlar, kur-
tulamadıklan yalnızlıklannın içinde so-
nunda olgunlaşırlar Buuyumsuztıpler.
intıhar fiknnden kurtulmak içın kendi
yaJnızhklan ıle alay ederler. Bu ınsan-
lar onlan sevecek bir eş ruhun arayışın-
dadırlar (Yanık Tenliler). Bu ınsanlann
bir e\ leri bıle yoktur (Bana Gel Bir Kız
Arkadaşımda Kalıyorum). Bu ınsanla-
nngüvenebilecekJeri birsevgilileri, met-
resleri.doitlanbile yoktur (Kanmın Is-
mi Geri Dön). Tüm bu tek başına yaşa-
ma çabası gösterenlen sevgi ile anlatır
yönetmen. Leconte, izleyıciye topluma
uyum sağlayamayan karakterleri tanı-
tır. onlan güldürür.
1987'de çektiği -Tandem" (Atlı Ara-
ba) adlıyolfılmı ile yönetmen türünüde-
ğiştinr Acıyla. kederle yüklü bir filmdir
"Tandem". "Monsieur Hire" (Bay Hire
- 1989)ıle(kıtapGeorgesSimenon'undur)
yeni bir yola kesınlikle adım atar vönet-
men. Bu fümdekı anJatımıyla plastık bü-
tünlüğe de ulaşan Leconte, trajik bir si-
nemacı da olduğunu gösterir. "Ba>' Hi-
re"deki yansırtıgı cinsellik, tutku ve iha-
net yorumuyla uluslararası piyasaya önem-
li bir adım atar. Duygu yüklü bir atmos-
fer ve gizem dolu erotizm yaratma gücü-
nü de bu filmiyle kanıtlar.
"Le Mari de la coiffeuse" (Berberin
Kansı - 1990). filmi ile Leconte, yaratı-
cı sinemacı konumunu elde eder. Bu film,
yönetmenin trajik yanını pekiştiren bir
çalışmadır: yalnızlık, tutku. aşk. mutlu-
luk v e beklenmezlik üzerinedir. Gülerken
hüzünlendıriveren bu filmiyle yönetmen
unutulmaz bir aşk ve yalnızlığı getiriyor-
du beyaz perdeye.
Patrice Leconte'un son filmi "Une
Chance sur Deux" (Yanm Şans / 1998)
bugün sınemalanmızda göstenme girecek.
Fransız sinemasının ikı eski kurdunu Ala-
in Delon ve Jean-Paul Befanondo'yu, "Bor-
salino/1970" filmınden tam 27 yıl son-
ra tekrar bir araya getırmış Leconte. Bu
filmde genç yetenek Vanessa Paradis de
oynuyor...
"Yanın Şans" filmi sinema salonlan-
mıza gösterime gırdiği zaman Patnce Le-
conte son filmi "La Fille sur Le Pont"
(Köprüdeki Kız ' 1998)'in final sahnele-
rini Istanbul'da çekmeye başlayacak. Fan-
tastik bir aşk öyküsünü işlediği bu calış-
masmda başrollerde yine genç oyuncusu
Vanessa Paradis (Adele) ve güçlü Fran-
sız aktör Daniel Auteuil (Gabor) var...
Bach Günleri'nde Osmanlı Saray Müziği Grubu konser verecek
Aya irinVdeLale DevrimüziğiFECİRALPTEKİN
Akbank tarafından düzenlenen
Aya Irini Bach Günleri kapsamın-
da bu akşam Osmanlı Saray Mü-
ziği Grubu Konseri yer alıv or. La-
le Devrı bestecıleri ve şaırlerinin
bestelenmış eseriennin yorumlana-
cağı konsenn solısti. Kültür Ba-
kanlığı Istanbul Devlet Türk Mü-
zığı Korosu sanatçılanndan Mü-
nip Utandı.
Osmaniı Saray Müziği Grubu,
solist Münıp Utandı'yla birlıkte
kanunda Taner Sayacıoğlu. neyde
AzizŞenol Filiz, kemençede Lütfi-
ye Özer, udda Samim
Karaca. tamburda Biroi
Yayla v e kudümde Ha-
kan Şensov'dan oluşu-
yor. Grup, konserde La-
le Devrı sanatçılan Ebu
Bekir Ağa, Tamburi
Mustafa Çavuş, Enfi Ha-
san Ağa, Kara tsmail
Ağa ve Tab'i Mustafa
Efendi"mn eserlerinı yo-
rumlayacak.
Lale Devri müzığin-
den ömeklenn sunulaca-
ğı konserin Bach Gün-
leri çerçev esinde yer al-
ması özei bir anlam ta-
şıyor Bach'molgunluk
dönemıne denk gelen
Aydınlanma Çağı'nın
başlangıcı, Osmanlı Im-
paratorluğu'nun Lale Devn'ne rast-
İamakta. III. Ahmet'in saltanatı-
nın ikıncı devresıni kapsayan ve
Patrona Halil ayaklanmasıyla so-
na eren Lale Devn. Osmanlı kül-
tür ve sanatı adma önemlı gelişme-
lenn yaşandığı bir dönem olarak de-
ğerlendınlıyor
Lale Devri'nde
kullanılan Türk sazlan
Konserde çalınacak yapıtlar, so-
lıst Ltandı tarafından seçılmış. Sa-
natçı, konser programını belirler-
ken devrın müzığını en iyı bıçım-
de yansıtmalannı sağlayacak bes-
tecilerin yapıtlannı seçtiklerinı ve
grupta. Lale Devn'ndekullanılan
Türk sazlannın hemen hepsınden
bırer örnek bulunmasına dikkat et-
tiklerini belirtiyor. Tenor-banton
arası kendine özgü bir ses rengine
vegenişliğınesahıp olan ve temiz
üslubuyla bugün Klasık Türk Mü-
ziği 'ni en iyi ifade eden sanatçılar-
dan bırı olarak göstenlen Utandı,
Lale Devri'nın müzığimize olan
yansımalannı şöyle değeriendiri-
yor: "LaleDevri.Osmanlı tarihin-
de sosval ve kültürel anlamda ye-
nilikçi bir dönemdir. Damad lbra-
hım Paşa Osmanlı toplumunda Ba-
ö'vı örnek alan bir di/i yeniliğin
öncülüğünü yapar. Bövlece savas,
Meydana Gel' olmak üzere üç ya-
pıtı yer alıyor. Utandı. Tamburi
Mustafa Çavuş'un Türk Müziği
açısından önemini şöyle dile getı-
riyor: "Özeüikk Halk şüri ve Aşık
Edebivaö">la uğraşüğından, bes-
telerinin hemen hemen tümünün
güftesi kendisine aittir. Onu çağ-
daşlanndana>ıran ii/eüik debudur.
Güfte dili ve üslubu çok farklıdır.
Şarkılann güfteieri. ezgilcr, halk
zevkinin ve dilinin sadeliği şiir di-
liyle birleşince, Tamburi Mustafa
Çavuş bem geniş bir halkkesimi ta-
rafindan benimsenmiş hem de KJa-
sik TürkMüziği gelcneğinin>*ayguı
Lak Devri
bestelerinin
yorumlanacağı
konserin solisti
Mûnip Utandı
programıda
beu'riemiş
(sağda).
Hakan Şensoy
da kudüm
çalacak
(solda).
vıllannın durgun ortanunın yerini
hareketü bir kcnt yaşamı alır. Sa-
natçıdeviertendestek görür,önem-
li yabancı yapıtlann çevirisi vapüır.
Şiir anlayışı değişir... Lale Devri,
Türk müziği açısından çok büyük
bir veniliğe sahne oimamışnr. Bes-
tecikr bu dönemdede kiasikanlam-
da eserier vermeyi sürdüriirler, an-
cak Tamburi Mustafa Çavuş Lale
Devri'nde Türk Müziği'ne farkh
birvön verir."
Bu akşam gerçekJeştınlecek olan
konserde Tamburi Mustafa Ça-
vuş'un Nikriz Şarkı 'Elmas Senin
Yüzün Gören'. Şehnaz Buselik Şar-
kı 'Küçüksu'da Gördüm Seni' ve
Hisar Buselik Şarkı 'DökZüifünü
okluğu çtvTeterdc kabul görmüştür.
Türk Müziği'nde şarkı dönemi Ha-
cı Anf Bev "le başlar, ancak şarkı
besteciliğinin hazırlavıcısı Tambu-
ri Mustafa Çavuş'tur."
Osmanlı Saray Müziği Gru-
bu'ndan Şensov da Bach günleri
kapsamında. Lale Devn müziğin-
den örneklerin verileceği bir kon-
senn yer almasının önemine dik-
kat çekiyor: "Lale Devri. Bach'ın
yaşadığı döneme rasthyor. Bu dö-
nemde Avrupa'da ne yapılıyordu.
bu dönemin Osmanh'ya bir yansı-
ması oldu mıı. olnıadı nu. olduvsa
nasıl oldu. Bach'ın yaşadığı dönem-
de Osmanh'da nasıl bir müzik >a-
pılnordu... Konser. bu sorulara ışık
tutması bakımındanönemlidir. Bu
önem. konserden önce düzenlene-
cek olan sovleşinin 18. Yüzvılın
İlk Yansında Osmanhnın Batı'ya
Dönen Yuzü' başuğıvla daözede-
nebilir. Polifonik müzik \\ rupa'da
Bach'la biriikte doruk noktasına
ulaşır. Bach Günleri gibi bir kon-
sept çerçevesinde, aynı dönemde
Kiasik Türk Mü/iği'ndeki varaüm
sürecineışık tutacak.o devrinTürk
bestecilerinin yapıtlannı taıutacak
bir konser düzenlemek, çok par-
lak bir fıkirdir bence."
Utandı ve Şensoy, Lale Devri'ni
konu alan bu konserde dönemin
önemli şain Nedim'i de
unutmadıklannı söylü-
yorlar Şensov 'Edebi-
\atı halka ulaşüran şa-
ir
1
olarak söz ettiği Ne-
dim'ın şiırlerini beste-
le)en 20. yüzyıl sanat-
çılanndan bazı ömekJe-
rin de konser progra-
mının sonuna yerleşti-
rildiğinı belırtıvor. .4rif
Sami Toker'den Niha-
vend Şarkı 'Erişti ne'v
bahareyyanV \e Münir
Nurettin Selçuk'tan
Kürdılıhicazkar Şarkı
'Rakkas'. Nedim şıırı-
nkı nıüzıktekı yansıma-
lannın bırer örneğı ola-
rak yer alıv or program-
da.
Konserde kudüm çalacak olan,
Akbank Oda Orkestrası konser
Maestrosu Şensov. Osmanlı Saray
Müziği Grubu'nda yer almasının
nedenını şöyle açıklıyor "Bach
günlerinde Akbank Oda Orkestra-
sı'yla biriikte Bach'ın eserlerini vo-
rumluvorum. Ancak Devlet Kon-
servatuan'nda Türk Müziği eğJti-
miaküm.Ayncababam. TürkMü-
ziğisessanatçısı vebesteci merhum
Alaattın Şensov. Ben bir Türk in-
sanı olarak bu müziği çok stviyo-
rum. dinlemekten zevk alıvorum
veiçindeyer almak istiyorum. Hem
yarat hem de vorum sürecinde Os-
manlı Sarav Müziği Grubu'yla ça-
hşmak benim icin büyük zevk."
Hologram için ihale açılmadı
Kültür Bakanlığı ve
TÜBİTAK'a dava
İDSO
4
Balede ÇeşiÜemeler'le Assos'ta
' Kültür Servisi-Istanbul Devlet Opera ve Ba-
lesi. Assos Antik Kenti'nde Efes Pilsen'uı kat-
nyla gün ışığına çıkan 1500 kışilık Assos
_Btik Tıyatro'da temsil vermek üzere turneye
' çıtıyor. Kültür Bakanlığı adına Prof. Ümit Ser-
daroğlu başkanlığmdaki Türk kazı ekıbı tara-
fından ortaya çıkanlan Antık Tıvatro, 1800 yıl
aradan sonra Istanbul Dev let Opera ve Balesı'nın
göstensıne sahne olacak. Istanbul Devlet Ope-
ra ve Balesi, yann akşam "BaledeÇeşitiemeler"
ıle seyircıyle buluşacak.
4000 yıllık tarihı boyunca pek çok uygarlığa
ev sahiphği yapan Assos'ta bütün uygarlıklar-
dan bırer parça bulabılmek mümkün. Kazı ala-
nı içinde önemli bir yer taşıyan, denızin ve ada-
lann oluşturdufu doğal bırdekora sahip Antik
Tıyatro'nun Assos'un kent yaşamında seçkin bir
konumu vardı. Dionysos bayramlannda. bağ-
bozumu şenliklerinde ve ekim zamanlannda
kutlama törenlennin yanı sıra Sophokles, Euri-
pides gıbı tragedya, Aristophanes gibi komed-
ya yazarlannın yapıtlan sahnelenirdi. Oyunlar
gün doğarken başlar, gün batana kadar sürerdı
Izleyiciler mınderleri, güneşe karşı tenteleri,
yıyecekleri ıle gelırler. göslerıler bir panayır
havası ıçmdegeçerdı.
Istanbul Dev let Opera v e Balesı'nın Assos An-
tik Tıyatro'da sergileyeceğı, tstanbul'da ızle>ı-
cmin >oğun ılgısıni toplavan "Balede Çeşitİe-
mder" Türk koreograflannın ürünlennın yeral-
dığı birer perdelik dört baleden oluşu>or ve
genç bale sanatçılannın yenılikçı çalışmalannı
ıçenyor. Koreografisinı Haldun Yedican, Er-
dalUğurluve NilBerkan'ın yaptığı "Balede Çe-
şitlemeler''m kostümlen Şanda Zıpçı'va. ışık dü-
zenı Metin Koçtürk'e aıt.
BERTAN AĞANOĞLU
Kitap, müzik kaseti ve CD
gibi ürünlerde taklitçiliği ön-
lemek amacıyla hologram uy-
gulaması başlatan Kültür Ba-
kanlığı'nın ihale açmayarak
TÜBfTAK- MAM'laprotokol
ımzalamaM ve TÜBİTAK-
MAM'ın da hologramları
MTM adlı özel bir şirkete yap-
tırması üzerine diğer holog-
ram firmalan yargı yoluna baş-
vuruyor.
" Süreli olmavan yaymlarda
holografîk özellikli güvenlik
etiketi kuDanımı" uygulama-
Mna geçen Kültür Bakanlığı
bu kapsamda ihtıyacın karşı-
lanması için ihale açmadan
Başbakanlık, Tür-
kiye Bilımsel ve
Teknık Araştırma
Kurumu (TÜ'Bİ-
TAK) Marmara
Araştırma Merke-
zi Başkanlığı
(MAM)ilebirpro-
tokol imzaladı.
2886 sayıh Dev let
İhale Kanunu'nun
birkamukurumya
da kuruluşunun ih-
tıyacını ihale aç-
madan ancak bir
başka kamu kuru-
mu ya da kurulu-
şundan karşılaya-
bileceği yönünde-
kı maddesine da-
>anarak ımzalanan
protokole karşın
TÜBITAK-.VLAM
hologram üretimi yapmadığı
içın Gebze'deki Teknopar-
kı'nda kiracı olan MTM Gü-
venlik ve Holografik Sistem-
ler Sanayı ve Ticaret Anonım
Şirketfyle hologram üretimı
içın anlaşma yaptı.
Kültür Bakanlığı'nm usul-
süz uygulama yaptığını belir-
ten Fransız Hologram in-
dustn, 'nm Türkiye temsilcisi
Endüstriyel Ürünler Limitet
Şirketi'nin ortaklanndan Ah-
met Kuştutan ihale açılmama-
sıyla ilgılı olarak suç duyuru-
sunda bulunacaklannı ve Kül-
tür Bakanlığı ıle TÜBİTAK
arasında imzalanan protokolün
iptalı için dava açacaklarını
bıldirdi. Kültür Bakanlığı'nm
tanesine 3900 lıra ödediği ho-
logramlann dünya standartla-
nna uv madığını savunan Kuş-
tutan. "Bakanlıkyetkilileriyle
görüşmelerinıizde hologranun
tanesini 2000 lirav a mal edebi-
leceğimizibDdirdik"dedi. Kül-
tur Bakanlığı ıle TL'BİTAK
• Hologram
uygulaması
başlatan KüJtür
Bakanlığı'nm
ihale açmayarak
TÜBlTAK-
MAM'laprotokol
imzalaması ve
TÜBİTAK-
MAM'ında
hologramları
MTM adh özel bir
şirkete yaptırması
üzerine diğer
hologram firmalan
yargı yoluna
başvuruyor.
arasındaki protokolün 2886
sayıh Devlet Ihaleleri Kanu-
nu'na aykın olduğunu da id-
dia eden Kuştutan, "Protoko-
hın yasaya av kın olduğunuyet-
küflere bnzadanönceilettiğimiz
halde bu gözardı edilmiştir.
Kültür Bakanlığı hologramı
ilk uygulayan kamu kuruluşu
değiİdir. Yine bir kamu kuru-
mu olan ÇAY k l R'dan holog-
ram ihalesinin şartlanyla ilgi-
ll bilgi alınabilirdi" dıye ko-
nuştu.
TÜBİTAK-MAM'dan
açıklama
_ TÜBİTAK-MAM Başkanı
Omer Kaymakçalan ise yap-
tığı açıklamada KüJtür Bakan-
hğı'nın TÜBİ-
TAK'ı seçmesi-
hın nedeninin gü-
venlik olduğunu
belirterek "Ba-
kanhkişi.MAM'a
verirken bütün
imalat işlerini
MAM'ın Geb-
ze'deki kampu-
sunda yapmasmı
şart koşmuştur.
MAM, bakanlık
tarafından ken-
disine verilen
imalatişini MAM
kampusundatek-
nopark bünyesin-
de faaliyet göste-
ren MTM şirke-
tinden taşeron
olarak yarariana-
rak yapmaya ka-
rar vermiştir"dedi. TÜBİ-
TAK' ın mal v e hizmet alımla-
nnı TÜBİTAK Kanunu ve sa-
tın alma yönetmeliğine göre
yaptığını savunan Kaymakça-
lan. "lşin sadece MTİVI Be ya-
pılmasuun nedeni MAM kam-
pusu içinde bu konuda faaliyet-
tebulunantekşirket olmasıdır.
Kampusta hologram üreten
başka bir şirket bulunsaydı iş
ikisine ya paylaştırılır ya da
ihale açıtardı" dedi.
Kültür Bakanlığı'ndan ko-
nuyla ılgıli yapılan açıklama-
da. bakanlıkça Sanayi ve Tica-
ret Bakanlığı'na 3 Nisan 1998
tarihinde hologram üreten fir-
malann adınm sorulduğu, Sa-
nayı ve Ticaret Bakanlığı 'mn
da TüBtTAK-MAM'm tekno-
parkında etkinlik gösteren
MTM firmasının adının bil-
dirildiği belirtildi. Açıklama-
da bunun üzerine Devlet İha-
le Genelgesi gereğince TÜBİ-
TAK'la protokol imzalandığı
ifade edildi.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Istanbul Kültüründe
Uköp(2)
Likör, Istanbul'da Cumhuriyet'le biriikte 'alaf-
rangalık' işareti olacaktır.
Alkolle... o günkü deyişle 'ispirto'y\a aralan ha-
şır neşir olmayan hanımlar, likör içerek 'monden'
yaşamaya adım atarlar. Gerçi şampanya, hem im-
paratorluğun sonunda, hem sonraki yıllanda hanım-
lanmızın gözde içkisıdir, ama kraliçelik likördedir.
Likör bir koketri simgesidir. Hele salon hayatın-
daşıklığın, şuhluğun ifadesi sayılmaktadır. Bu yüz-
den, bir süre daha 'a7eyuvas/'nayanaşamayacak-
tır.
Otuzlann sonunda durum değişiyor: Likör, ko-
ketrisini koruduğu ölçüde, masum aile kızı kimli-
ğine de bürünebiliyor. Bayramlarda, nişanlarda,
özel günlerde bir kadeh... iki kadeh likör içmek ar-
tık alışkanlıklanmız arasına karışıyor.
Çünkü her şeyden önce bir likör fabrikası kurul-
muştur.
Ellili yıllara iyiceyaklaşılırken, likörfabrikamız, yıl-
da yaklaşık üç yüz bin litre likör imal etmekte.
O dönemin hatıra fotoğraflarına bakın, likör ka-
dehli hanımlarla beylerle mutlaka göz göze gelir-
siniz. Geçmiş bir zamandan size gülümseyişlerle
bakariar.
Türk likörlerinin dünya piyasasında beğenilece-
ği umulmakta velikörlerimizin, esans kullanılmak-
sızın, doğrudan doğruya meyva özüyle yapıldığı
duyurulmak istenmektedir.
Çilek likörümüz ille Arnavutköyü çileğinden ya-
pılıyor. (Şimdi bulun bulabilirseniz o Arnavutköyü
çileğini.)
Ahududu likörünün ahududuları Tarabya sırtla-
rındaki bahçelerden devşiriliyor.
Vişneler Kütahya'dan geliyor, kayısı Tokat'tan, por-
takal Dörtyol'dan, mandalina Bodrum'dan...
Bütün bu meyva, çiçek ve bitkilerin bazılan da,
o sıralar, fabrikanın bahçesinde özel olarak yetiş-
tirilmekteymiş...
Likörün aile yuvasına girmesiyle biriikte çeşitle-
ri arttınlıyor. Gülü kakao, kakaoyu kınakına izliyor.
Beğendik çıkageliyor, Bindallı sırada.
Bir de acıbadem likörü! Son dönem likör krali-
çem acıbadem likörü. Çocukluğumun eşsiz bade-
mezmelerini birer ikişer tıkınmış gibi oluyorum her
yudum acıbadem liköründe.
Kokusuna doyamıyorum. Bu rayiha bana birçok
bahar mevsimini sanki bir arada getiriyor. Kimile-
yin Çamlıca'dayım, bademler çiçek açmış. Kimi-
leyin Boğaz sırtlarında, ince bir yel esip duruyor.
Ama artık eskisi kadar hoşlanılmıyor likörden.
Istanbul kültüründe saltanat kurmuş likörün şa-
şaalı günleri galiba sona erdi.
Likör şimdilerde bir iki lokantanın yemek sonra-
sı kahve ikramına güç belâ eşlik edebiliyor. Çoğu
kez de nane likörü. Seyrek seyrek vişneye, muza,
ya da yabancı likörlere rastlanılıyor.
Rakıları, şarapları lıkır lıkır içmiş müşteriler, za-
va/lı likörcüklere yüz vermiyorlar. Bir yudum ya alı-
nıyor, ya alınmıyor; kadehler geldikleri gibi dolu dö-
nüyorlar.
Az önce yazı masamdan kalktım; anne yadigâ-
n büfenin camekânına dalıp gittim. Camekân ge-
risinde tozlanmış likör kadehleri. Her birinde kırk
yıl öncesinin, hatta daha öncesinin izleri, anıları.
Yeni likör kadehlerinde dünkü özen yok. öyte sa-
nıyorum ki, satışları da adamakıllı düşük.
Eskiden yeni ev hediyelerinden biriydi likör ka-
dehi takımı. Büfede duran şu pembemsi cam ka-
dehler, Cihangir'den Teşvikiye'yetaşındığımızda he-
diye gelmişti. Sonra kimse likör kadehi takımı ge-
tirmedi bize.
Likörün sona eren saltanatı, kültürden çıkıp gi-
dişi neyi simgeliyor? Hayatımızda likörün yerini ne
aldı?
Bir kesimden bir başka kesime uçurumlar ya-
sanan ülkede, likör, belki de ılımlı sentezdi, hem
alafranga, hem kendinin var ettiği havada alatur-
ka...
Takvimde İz Bırakan:
"Kimisi ona, âşıkder, kimisiderviş, kimisisanat-
çı, yahut seyyah. O da bir zaman sanat rüzgân ile
Şehzadebaşı 'na uğramış, sonunda da ufak birha-
tırası dahi kalmadan göçüp gitmiştir." Malik Ak-
s d , Istanbul'un Ortası, Kültür Bakanlığı Yayınları,
1977.
Aydın Teker yeniden Darphane'de
• Kültür Servisi - Koreograf, dansçı ve eğitmen
Aydın Teker'in geçen yıl tarihi Darphane
Binasf nda gerçekleştirdiği 'Sıkı-ş(tır)mak' adlı
gösterisi, gördüğü ilgi nedeniyle bu yılda
Uç Kuşak Cumhuriyet Sergisi çerçevesinde bugün
ve yann saat 16.00 ve 18.00'de seyircisiyle
buluşacak. Buhar kazanlanndan kurnalara, dar
odadaki raflardan pencere içlerine kadar mekânm
tüm olanaklannı sunan gösteri. yaklaşık otuz
dakika sürecek. Gösteri sınırlı sayıda izleyici ile
paylaşılabildiğinden (0 212) 522 02 02 ve (0 212)
513 50 82 no'lu telefonlardan rezervasyon
yaptırmak gerekiyor.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K
K A M İ L M A S A R A C I