Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 4 EYLÜL 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
FP'li başkan
asker kaçağı
• ANKARA
(Cıımhurhet Biirosu) -
FP'nınKJlisİl Başkanı
Yırsuf Fılik'ın
">Tirtdışında ikamet
ettiği" gerekçesiyle
ask.erhğıni yapmadığı
h>elırlendı. Î962doğumlu
Filik, dış ticaretle
uğraştığını ve ikametgâh
adresinin Suudı
Arabistan'da bulunduğunu
belirterek "Askerlikten
kaçmıyorum I999yıhna
kadar tecıl ettirdim" dedi.
RTÜK'ten
pekop ceza
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Radyo ve Televızyon Ost
Kurulu (RTÜK),
Diyarbakır-Aktüel Radyo.
Mardin-Shovv Rad>o ve
Urfa'da \ayın yapan
Medya FM'e ""bölücü
yayın yaptıklan"
gerekçesiyle 180'er gün
kapatma cezası \erdi. Üst
kurul dün gerçekleştirdiği
toplantıda. yayın ilkesi
ihlali nedenfyle BTV'nin
yayınlannın 2 gün süre ile
geçici olarak
durdurulmasını
kararlaştırdı. Toplantıda,
bazı yayın ilkelenni
çiğneyen Ankara-Çankaya
TV'ye de 4 uyan cezası
verildi.
Seçim barajı
tartışması
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Başbakan Vekili Bülent
Ecevit. halkın iradesınin
TBMM'ye yansıyabılmesı
için seçim sisteminin
değiştirilmesi ve barajın
en azyüzde 5'e
ındirilmesı gerektiğini
söyledi. Başbakan Vekili
Ecevit. dün ÖDP Genel
Başkanı Ufuk Uras'ı
kabul etti. Uras, adıl ve
demokratik bir seçim
sistemine geçılmesi
gerektiğini vurgulayarak
bugünkü sistemle seçime
gidilmesı durumunda
siyasi ıemsıl bunalımının
derinleşeceğine dikkat
çekti. Ecevit de. nispi
temsıl sistemınde yüksek
baraj uvgulanmasını
g
kaydederek diğer -..t-'P •
üikejerdc_en yüksek
barajın. yüzde 5 olduğuna
işaret etti.
Ulusal kalite
hareketi
• Ekonomi Servisi -
Kalıteyı toplumun her
kesımıne yaygınlaştırmayı
amaçlayan "Ulusal Kalite
Hareketi" başladı. Iş
dünyasının önde gelen
kuruluşlannı temsil eden
yaklaşık 1500 kişinin
katıldığı bir tanıtım
toplantısıyla başlayan ve
Kal-Der'in öncülük ettiği
Ulusal Kalite Hareketi
özel ve kamu kuruluşlan
ile sivil toplum
örgütlerinin dünya çapında
kalite sevıyesine
ulaşmasını amaçlıyor.
Maaş farkları
ödeniyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Emeklı Sandığf ndan aylık
alan emeklı. dul ve
yetimlerin ekim ayındaki
maaş artışından doğan
fark ödemeleri. 1 Ekim
Perşembe günü
başlayacak. 19 Temmuz
1998 tarihlı Bakanlar
Kurulu karan ile 1
Ekim'den itıbaren geçerli
olan ve 7750 aylık. 49500
taban aylık katsayısına
göre belirlenen maaş
farkJan. bırincı gruba
girenlere 1 aylık. ikinci
gruba girenlere 2 aylık ve
üçüncü gruba girenlere de
3 aylık olarak aylık
aldıklan banka
şubelerince ödenecek.
Güpeşe tepki
I İZMTR (Cumhuriyet
Ege Biirosu) - De\ let
Bakanı Metin Gürdere'nin
makam odasında Shovv
TV muhabiri ile
grekoromen stilinde
güreşmesi basın
kuruluşlannın tepkısine
neden oldu. Türkiye
Gazeteciler Sendıİcası
Başkanı Ziya Sonay,
'"Basin mensubu ile
politikacı arasında mesafe
olmalı. Ancak görüyoruz
ki Özal döneminde
başlayan ilişkiler artarak
sürüp gidiyor" dedi. Izmir
Gazeteciler Cemıyetı
Başkanı Erol Akıncılar da
''Sansasyon uğruna bu tür
yayınlar hem gazeteciyi
hem de politikacıyı komik
dıruma düşürüyor" dedi.
CHP lideri Baykal, Çakıcı-Aşık görüşmesi için Başbakan'ı ağır dille suçladı
' Yılmaz telefonu biliyordu'A\KARA (Cumhum et Biiro-
su)-Ülkücümafya elebaşısı Ala-
attin Çakıcı ve telefon görüşme-
len yaptığı saptanan Devlet Baka-
nı Eyüp Aşık ile Başbakan Mesırt
Yılmaz'm ıstifası ıstendi. CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, sa-
dece Aşık'ın istifa etmesiyle so-
runun çözümlenmeyeceğini. bu
konuda Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın da "gerefini yapması" ge-
rekiiğini savundu. CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin_ "Eyüp
Aşık'ın istifasıyla ola>lann kapa-
tılması mümkün değildir. Eyüp
Aşık bu olayda garnitürdür, cep
mendilidir, aksesuvardır. Başba-
kan'ın istifa etmesi gerek-
mektedir'' dedi. Keskın,
Başbakan Yılmaz'ın istifa
etmemesi durumunda
TBMM açılır açılmaz, tüm
denetım mekanizmalannı
kesıniikle ışleteceklennı
söyledi.
Devlet Bakanı Aşık ile
Çakıcı"nın yaptığı telefon
konuşmasının bant kayıtla-
nnın yayımlanmasının ar-
dından. muhalefet hüküme-
tı topa tuttu. Antalya muha-
birimiz BülentEcCTİt'in bil-
dirdiğine göre Antalya'da
bulunan CHP liden Deniz
Baykal. "Telefon konuşma-
sının Basbakan'uı bilgisi da-
hilinde vapıldığı anlaşılıyor.
Bu, siyasi ha>atımızda bu-
güne kadar eşini benzerini
görmediğiınizjeni bir dö-
nerae girmiş olduğumuzu
gösteriyor" dedi. Türkiye
Cumhuriyeti'nin iktidar
koltuğunda, çetelerle iyi
i lişkiler kurmayı ya da böy-
le bir ilişki kuruyor görün-
meyi uygun bulan bırzihni-
yet bulunmasının çok ağır
bir durum olduğunu anla-
tan Deniz Baykal. "Tepe-
den brnağa Türkiye'nin si-
yasi yapılanmaya girnıesi
gereldyor. Halka da bunu
anlatmaya çahşıyoruz. Se-
çimler bunun için de bir fir-
satolacaknr" dıye konuştu.
Kasettekı konuşmalann
doğru olup olmadığı ve ya-
pılıp yapılmadığının ciddi
biçımde ortaya çıkartılma-
sı gerektiğini belirten CHP
• Muhalefet, telefon görüşmesi skandalıyla ilgili olarak hükümeti istifaya
çağırdı. Baykal'dan sonra CHP Genel Sekreteri Keskin de olaydan Yılmaz'ın
haberi olduğunu ima ederek 'Aşık garnitür, Yılmaz da istifa etsin' dedi.
lideri Baykal, şöyle devam etti:
"Eğer bir bakan ile bir kanun
kaçağı arasında geçen bir konuş-
ma var ise bunun ne kadar ciddi
okluğu ortaya çıkmış oluyor. Tür-
kiye'de siyasetçi-çete iüşkisinin
açık bir biçünde ortaya çıktiğı gö-
riilüyor. Elbette bunun gerejjp ya-
pılacakbr. Ama Turkiye'de siya-
setçi ve çete Uişkisinin hangi bo-
yudarda olduğu çok açık biçimde
ortaya çtktL. Hükümet çetey le mü-
cadeie konusunda önce kendisine
çeki düzen vermeli. Bu hükümet-
lebu mücadeleyi nasıl vereceğiz?"
Baykal. Türkiye'nin çetelerden
kurtulması için çetelere fırsat ve-
ren. çetelerle içli dışlı ilişkiler ku-
ran bu siyasetten anndınlması ge-
rektiğini anlattı.
CHP Genel Sekreteri Keskin
de dün düzenlediği basın toplan-
tısında. hükümetin bu andan itı-
baren, "çetelerk mücadele edece-
ğim" diye söz sö> leme hakkı kal-
madığını söyledi. Hükümetin bu-
güne kadar, organize suç örgütle-
riyle ılgıli olarakyaptığı tüm açık-
lamalann. hazırlanan raporlann
ve incelemelerin çeteleri aklama-
ya yönelik çalışmalar olduğunun
anlaşıldığını ılen süren Keskin,
"Halkı. çeteleri araşnnyoruz diye
uyutanların. olayın üzerine şaJ
çekme çabası içinde olduklan gö-
riildü" dedi.
Olaylann Aşık'ın bireysel iliş-
kilerinden kaynaklanmadığını sa-
vunan Keskin, Devlet Bakanı'nın,
ÇİZMEPEN YUKARI MUSAKART
Çakıcı ile Başbakan Yılmaz'ın
bilgisi ve ilgisi dahilinde görüştü-
ğünü bant kaydının doğruladığı-
nı söyledi. Keskin. "Başbakan'ın
sağ kolu" olarak nıtelendirdiği
Aşık'ın yalnız bakanlıktan değil,
milletvekilliğinden de istifa etme-
si gerektiğini öne sürdü. Hükü-
metin "hukuken, ahlaken ve mo-
ralman" bittiğini söyleyen Kes-
kin, şu göriişleri dile getirdi:
-Çete etküıliklerinin kaba bir
çözüme ulaşünlabilmesi için isti-
fa etmesi gereken bir kişi de Baş-
bakan'dır. Çetelere anahk, baba-
lık, ağabeyiik yapanlardan, siya-
sette yeğenleri, kuzenleri, baca-
naklan, enişteleri kayınp
koruyanlardan bu halkı
kurtarmanuz gereldyor.
Halkı bu kişilerden kurta-
racak sürecin başlangıcı 18
Nisan tarihidir.'"
Keskin, gazetecilerin so-
rulan üzerine de Yılmaz ve
Aşık'ın istifa etmemeleri
durumunda, TBMM açılır
açılmaz tüm denetim me-
kanizmalannı işletecekleri-
ni açıkladı. -
DYP Grup Başkanvekili
Turhan Güven de Devlet
Bakanı Eyüp Aşık ile Ala-
attin Çakıcı'nın konuşma
bantlannın, hükümet içinde
kimlerin çete-mafya ilişki-
sinde olduğunu ortaya koy-
duğunu belirterek Başba-
kan Yılmaz'ın derhal istifa
etmesi gerektiğini söyledi.
Güven, Çakıcı'ya Meral
Akşener'in yardım ettiği
iddialan üzerine ise Akşe-
ner'i savunmakta zorlandı.
FP Genel Başkan Yar-
dımcısı lsmail Alptekm de
"Saym bakanlar hâlâyerin-
de duracaklarnu? Hâlâya-
lanlamalarla bu işin devam
edeceğini düşünüvorlar
mı? Hâlâ bakan olarak mü-
lette hizmet edebilecekleri-
ne inamyoriar mı" dedi.
Hükümetin hem halkı, hem
siyasi partileri hem de tüm
dünyayı tatmin edecek bir
açıklama yapmak zorunda
olduğunu belirten Alpte-
kin, "Bunun geçiştirilmesi
mümkün değüdir" diye
konuştu.
DYP Genel Başkan Yardımcısı, Çakıcı operasyonunu Yılmaz'ın ihbar ettiğini öne sürdü
Akşener: Aşık zavaüı bir kııryetstanbul Haber Servisi - DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Meral Akşener. Alaattin Ça-
kıa ile ANAP'lı De\ let Bakanı Eyüp Aşık'ın
telefon görüşmesi kayıtlannuı açüdanmasıy-
la ılgilı olarak Aşık'ı zavallı bir kurye olarak
nitelendırdı. Akşener. "Aşık'ınkellesiyetmez,
asıl ihbareı olan Başbakan Mesut Yılmaz da
istifa etmelidir" dedi.
Akşener'in, Aşık'ın Çakıcı ile yaptığı te-
lefon görüşmesiyle ilgili olarak dün Ceylan
Intercontinental Oteli'nde DYP Istanbul ll
Başkanı Celal Adan ile birlikte gerçekleştir-
diği basın toplantısında, Aşık ile Çakıcı'nın
telefon görüşmelerinin yayım-
landığı sinevizyon gösterisi
yapıldı. Basın mensuplanna te-
lefon görüşmesini içeren kasetin
kopyası dağıtıldi. Akşener. ga-
zetecilerin Susurluk ile ilgili so-
rulannı yanıtsız bıraktı. Kaseti
nereden bulduğu sorusuna kar-
şılık Akşener. "Temiz toplum
özfcmi duyan bir vatandaş gön-
derdi" iddiasında bulundu.
Akşener. Susurluk skandalı-
nın ardmdan istifa etmek zorun-
da kalan eski tçişleri Bakanı
MehmetAğar'ın döneminde Is-
raıl'den gelen ve emniyette ka-
yıtlan bulunmayan silahlarla işlenen faili
meçhul cinayetlere ilişkin soruya. konunun
yargıya intikal ettiği gerekçesiyle yanıt ver-
medi. Akşener'in, Aşık'ın telefonla görüş-
mesi sırasında Çakıcı'ya söylediği "Tansu
Hanım'la taktşün makıştın ya_ Şimdi de
muhtemelen Mesut Bey'le takıştınnak iste-
yenlerolabilir" sözlerinden ortaya çıkan Çil-
İer-Çakıcı ilişkisine değinmemesi dikkat çek-
ti. Çakıcı'nın yakalanması için kendı döne-
minde yapılan operasyonlan, çetelere savaş
açtığını söyleyen Yılmaz'ın ihbar ettiğini id-
dia eden Akşener, bunun da kasetten açıkça
ortaya çıküğını kaydetti. Hükümetin kasetin
açıklanacağı bu toplanüyı önceden haber ala-
rak yandaşı bir TV kanalında "içerigınisulan-
dıracak biçimde'' yayımlattığını ıddia eden
Akşener, Aşık'ın gerekçe olarak Susurluk
hakkında bilgi toplamayı öne sürmesinin
inandıncı olmadığını söyledi. Akşener,
Aşık'ın canlı yaymda DGM'de açıklama ya-
pacağını söyleyerek kendisini harcamak üze-
re olan Yılmaz'ı tehdit ettiğini ileri sürdü.
Akşener, "Bakanhğtnız döneminde sizin
Çakna'ya Izmitii bir işadamı araeılığıv la ula-
şıp'kaçsın' diyehabervolladığınız doğru mu"
Çakıcı bugün yargı önüne çıkıyor
NICE (AA) - Ülkücü mafya baba-
sı Alaattin Çakıa. bugün Fransa'nın
Nice kentinde mahkeme önüne çıkı-
yor. Çakıcı. Fransa'ya sahte pasa
:
portla girmek suçundan yargılana-
cak. Çakıcı ile birlikteyakalananko-
ruması Muradi Güter de ruhsatsız
tabancataşımak suçundan mahkeme
önüne çıkanlacak. Çakıcı'ya, Fran-
sa'ya sahte pasaportla girmek suçun-
dan iki yıla kadar hapis cezası veri-
lebıleceği bildiriliyor.
Çakıcı'nın yanmda olan Ash Ur-
aL daha sonra Nice Mahkemesi tara-
fından serbestbırakılmıştı. Tutuklan-
dıktan sonra Nice Cezaevi'ne konan
Çakıcı, eylül ayı başında, Belçikalı
yetkililer tarafindan sorgulanmıştı.
Dışişleri Bakanhğı, Paris Büyükelçi-
liği aracılığıyla Çakıcı'nın iade tale-
bini içeren beş ayn dosyayı. Fransız
Dışişleri Bakanhğı'na göndermiş.
söz konusu dosyalar incelenmek
üzere Fransız Adalet Bakanhğı'na,
buradan da Aix en Provance bölge-
sindeki, üç yargıçtan oluşan İstinaf
Mahkemesi'ne gönderilmişti. Bu
mahkeme, Çakıcı'nm Türfciye'ye ia-
de edilemeyeceği konusunda karar
venrse hükümetin bu karan değiştir-
me hakkı bulunmuyor. Tersi durum-
da, Adalet Bakanlığı son karan söy-
leme hakkına sahıp.
sorusunu "Hayır. BuÇakıa'nın tek tarafh be-
yanıdır. Bu ispatedilirse millervekiüiğini de si-
yaseti de bu^kmm" diye yanıtladı.
Çakıcı operasyonu için ABD'ye gönderi-
len Başkomiser'in ŞentürkDemiralpolduğu-
nu doğrulayan Akşener sorulannı şöyle sı-
raladı:
- Çakıcı bir bakana nasıl "abi" diyor?
- Aşık'la her gün ne konuşuyordu?
- Yılmaz'ın Omer Göktuğ'un (Flash
TV'nin es^ci sahibi) isteği üzerine grupta yap-
tığı konuşma nedir; Çakıcı ile ne ilgisi var?
- Yılmaz' ın televizyona çıkması için Meh-
met Afi Yılmaz ile birlikte dev-
reye giren Hüsamettin Abi kim-
dir. Hüsamettin Çindoruk mu
yoksa Hüsamettin Ozkan mıdır?
- Cavit Çağiar'ın bu fotoğraf-
ta ne işi var?
- Dışişleri Bakanı, Yılmaz'a
Çakıcı operasyonunu haber ver-
dimi?
- Yılmaz neden Çakıcı'nın
ölü getirilmesi için talimat verdi?
- Yılmaz, Budapeşte'de yum-
rukJanınca Çakıcı'ya ne tür bir
haber gönderdi?
- Yılmaz, Çakıcı'nın ne türgö-
nül hizmetlerinden yararlandı?
1IRMI KIAYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
VVashington'da Clinton var.
Nice'te Çakıcı. Ankara'da da
Eyüp Aşık. Eyüp Aşık'ın yanm-
da Mesut Yılmaz da var mı, he-
nüz belli değil. Ama eski içişle-
ri bakanlarından bir kadının
(neydi adı kuzum?) olduğu bili-
niyor.
Tırmık'ın izin yaptığı iki gün
boyunca televizyon ekranlarını,
gazete manşetlerini "VVashing-
ton, Nice ve Ankara" boydan
boya kapladı.
Clinton'ın video bandını,
Eyüp Aşık'ın Çakıcı icazetli
ses bandını doya doya dinledik.
Sonra ne yaptık? Ya da ne ya-
pıyoruz?
Benim görüp gözlediğim,
mahalle dedikodusu çerçeve-
sine sıkışıp kalındı.
Clinton jürinin karşısında na-
sıl ezildi büzüldü; nasıl ağla-
maklı bir ses tonuyta konuştu;
koskoca Amerika'nın koskoca
başkanının düştüğü şu hallere
bak; cık cık cık; tüh tüh tüh; vah
vah vah!..
Başka?
Monica Oval Ofis macera-
larında ne dedi? Clinton onun
sol memesini mi okşadı, sağ
memesini mi? Sonra o meme-
Washington-Nice-Ankara
yi öptü mü, öpmedi mi? Eh ar-
dından da ohhh, vvışşş, uffff!..
VVashington cephesi aşağı
yukarı böyle.
Peki, Nice-Ankara cephesi
nasıl?
Eyüp Aşık polise "tut", Ça-
kıcı'ya "kaç" dedi mi, deme-
di mi? Eyüp Aşık'a Çakıcı ile
ilişki kurmasını, hatta ona,
"Benim için önemli olan sen-
sin abi" dedirtecek kadar ya-
kın ilişki kurmasını Mesut Yıl-
maz mı söyledi, yoksa Eyüp
Aşık kendisi mi karar verdi?
Eyüp Aşık gerçekten kencfi
iddia ettiği üzere zehir hafi-
yeliğe soyundu, polisin göre-
vini üstlendi, uzmanlık gerek-
tiren istihbaratçılık mesleği-
ne, su katılmamış bir acemi
olarak boydan boya dalıp
gırtlağına kadar çamura mı
battı, yoksa zaten biraz "Ka-
radenizlilik", epey ideolojik
akrabalık gayretiyle zaten
Çakıcıgillerle "enseye tokat,
göbeğe parmak" durumları
mı söz konusuydu? Dahası,
genel başkan seçildiği ANAP
kongresinin güvenliğini(l)
anahtar teslimi Abdullah
Çath'ya ihale eden Mesut Yıl-
maz, bu kez de bir başka
anahtar teslimi iş için Çakı-
cı'ya ihale mi vermişti?
Bu sorulann yanıtı yok!
Bu sorulann yanıtını bizler,
gazeteci ya da sıradan yurttaş
olarak bizler veremeyiz. Şu ana
kadar Eyüp Aşık'ın, ilerideki
günlerde de koroya katılacak
ötekilerin, örneğin Mesut Yıl-
maz'ın, MlT'in, Emniyet Mü-
düriüğü'nün, eskiden içişleri
bakanlığı bile yapmış olan û ka-
dıncağızın (hani adı şeydi...
neydi?), hatta belki de Nice'ten
yeni kasetler yollayacak olan
Çakıcı'nın söyledikleri ileyetin-
mek zorundayız.
Burada onur kıncı bir yan yok
mu?
Biz kimlerle, hangi kirli he-
saplarla. hangi kirli ilişkilere gi-
riştiklerini bilmediğimiz; bu iliş-
kiîerinde ne hattlar kanştırdıkla-
nnı hiç bilmediğimiz bu adam-
lann söyledikleri ile niye yetin-
mek zorundayız? Niçin bilgile-
rimizin kaynağı bu adamlann
açıkladıklanyla sınıriı?
Eğer VVashingtoıj'da olup bi-
tenlerden yurttaşça, demokrat-
ça bir sonuç çıkaracaksak bu
ne Clinton'ın acınası pozlan, ne
Monica Levvinsky'nin pomo sı-
nınna gelip dayanmış itiraflan-
dır.
VVashington'da koskoca
Amerika'nın koskoca başkanı,
yargılama yetkisine sahip Bü-
yük Jüri'nin karşısına tıpış tıpış
çıktı. Savcıların sorularını en
küçük aynntısına kadar yanrtla-
mak zorunda kaldı. Amerika'da
(burjuva) hukukunun, Ameri-
ka'da hukuk devleti kavramı-
nın, Amerika'da saydam toplu-
ma giden yolun sınırlan zorlan-
dı.
Bu, halk için bir kazanımdır.
Kapalı kapılar ardında ister
seks, ister siyaset rezaletlerine
bulaşanların bundan böyle
uğursuz adımlarını daha ürkek
atacakları; Amerikan halkının
ülkede olup bitenleri doğrudan
öğrenme hakkının tadını aldığı
bir kazanım...
Şimdiiiii!..
Türkiye Cümhuriyeti'nin
yurttaşlannın, Amerika Birleşik
Devletleri yurttaşlarından ne
eksiği var?
Aşık'ın da, Akşener'in de
ve...Ve evet, koskoca Türki-
ye'nin koskoca başbakanının
da yargıçlann karşısına çıkma-
sını, sorulacak sorulara tek tek
yanıt vermelerini, kapalı kapılar
ardında ne döndürdülerse gün
ışığı görmesini istemekten bizi
ne alıkoyuyor?
Hem de kamera yasağı olan
DGM'lerde değil? Hem de bı-
rakınız başbakanı, çete dava-
sında bilgisine başvurulan MİT
görevlisinin bile, "Devlet sırn
niteliğinde bilgilerinizi söyle-
meyebilirsiniz" diye uyanp, çal-
madan "gizlicilik" oynayacak
DGM yargıçlan tarafindan de-
ğil, hukuku hukuk gibi, mahke-
meyi mahkeme gibi kavrayan
yürekli yargıçların karşısında
sorgulanmalannı istemek hak-
kımız değil mi?
Bu yargılamanın video bant-
lannın bütün TV kanallanndan
yayımlanmasını istersek, dev-
let düşmanlığı mı yapmış olu-
ruz, demokratlık mı?..
POLflİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Nurettin Soyer...
Yıllar önce bir Mordoğan akşamında birliktey-
dik...
Uğur Mumcu, Nurettin Soyer ve ben...
Uğur, Nurettin Soyer'le yaptığı röportajı bitir-|
mişti... i
Soyer'in ölüm haberini önceki sabah aldık...
0,12 Eylül'ün Ankara Sıkıyönetim Savcısı'ydı
ve MHP davasıyla adını duyurmuştu... ,'
Bugün Nurettin Soyer'in Uğur Mumcu'ya an-i
lattıklanndan bir bölüm sunacağım... !
Soyer'in anılan, bugün içinde yaşadığımızolay-1
lara da ışık tutuyor: !
"Tarihini tam hatıriamıyonım. Istanbul Emniyet
Müdürlüğü, Ankara'da Bahçelievler'de yedi ki-
şiyi boğarak öldüren sanıklardan Haluk Kırcı'yı
yakalamışlar. Nasılyakalamışlar bilmiyonım. Ara-*
nan kişiydi ve çetenin önemli adamlanndan bi-t
riydi. Neyse ki Istanbul Emniyet Müdürlüğü bu
sanığı yakalamış. Ankara Emniyet Müdürlü-
ğü'nün bu sanığı en az 28 gün gözetim altında
tutması gerekir ki, çete hakkında, cinayet hak-
kında bilgi toplanabilsin. ',
Istanbul Emniyeti'nden geldiği gün baktım*
Haluk Kırcı polis nezaretinde benim kapımın
önüne getirildi. 'Bu nedir böyle' dedim, 'sorgu-ı
su var mı?'. Yok, dediler, yok. 'Sorgusu yapıl-j
madı, nasıl getirildi buraya? "Vallahi'cted/Ve/; 'bi-j
rinci şubeden emir verildi, biz de getirdik'. j
Savcılık olarak bu sanığı sorguladık. Tabii ne
çeteyle ilgili bilgi verdi, ne de başka şey... Yalnıi
yedi kişiyi öldürdüğünü bizlere söyledi. Söyle-
meyebilirdi. Ama söyledi... 'Bundan nedamet
duyuyorum' dedi... 'Sıkıntı içindeyim' dedi. 'O-j
nun için söylüyorum' dedi. Hatta çocuklardan bh
rini tel askıyla boğduğunu anlatırken savcı
dımcısı 'Bak neler söylüyor' dedi. Ben de
tum dinledim bir nebze. '
Şimdi bu olay oldu. Benim çok ağınma gittiı
Bu, korkunç birörgüt. Bu örgüt ile ilgili bu adam^
dan yığınla bilgi alınacak." i
• • •
Nurettin Soyer, 18 yıl önceki Türkiye'nin fotoğ-!
rafını gözler önüne koyarken çete-mafya bağlan-
1
tısının arkasındaki güçleri, onların ilişkilerini bi(
noktada açığa çıkarmıyor mu? •
Gazete sayfalanna bir bakın, faili meçhul cina-!
yetlerin arkasında kimlerin olduğunu, 'Susur*
luk"\a ortaya çıkan 'çefe, politikacı, polis' ilişkiT
lerinin boyutunu göreceksiniz... ı
Alaattin Çakıcı'ya "kaç" diyen, Bakan EyüpJ
Aşık değil mi?
Ya Haluk Kırcı'yı dört yıl önce Istanbul Emni-
yet Müdüriüğü'nde gözaltındayken kaçmasınş
göz yumanlar kimdir? ı
Haluk Kırcı, 12 Eylül 1980 sonrası gözaltına
alınıyor, ama sorgulanmadan askerı savcı Nuret-;
tin Soyer'in makamına getiriliyor... i
Oysa, emniyet müdürlüğünün bir sistemi var:
Alınan istihbarata göre hemangi suç işleyen bi-r
risi yakalandığında, hemen Sıkıyönetim Komu-
tanlığı'ndan, o kişinin durumuna göre 10-30 gün
arası gözetim yetkisi isteniyor... ]
Haluk Kırcı, Bahçelievler katliamı sanıklarırn
dan birisi, Soyer'e göre 'çetenin önemli' adam-J
ları arasında. Ama ona 'gözetimyetkisi' istenmi-
yor. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanı Korgene-
ral Recep Ergun da bu olup bitenlere göz yu-J
muyor... >
Nurettin Soyer, bakın bu konuda neler söylü-j
yor. ı
"O sırada savcı yardımcılanndan biri 'AğabeyJ
pankart astı diye bir kızı yakalamışlardı. Bende
evrakı vardı' dedi. Kızı 15 gün emniyette göze-
timde tutmuşlar, sorgulanmış, öyle gönderilmiş:
Savcı yardımcısı '3 ay önce pankart astı diye 15
gün gözetimde tutmuşlar, bu ne biçim iş!' diye
sordu.
Emniyet müdürlüğünün bu hareketinin çoksa-
kıncalı olduğunu komutana yazı ile bildirdi. Fa-
kat komutandan bir cevap alamadık. Sözlü ola-
rak da sordum. 'Emniyetin işi başından aşıyor"
dedi. Biri sağdan... Katliam yapmış bir kişi; biıi
soldan, pankart asmış birkız..."
Recep Ergun'un emekli olduktan sonra
ANAP'tan milletveküi olması acaba bir rastlantf
mıdır? ı
• • • ;
Eli kanlı çeteler devlet tarafindan korunup kol-î
landı ve bugünlere gelindi... '
Nurettin Soyer'in anılan bugünün Türkiyesi'nde'
yaşananlara, daha önce değindiğim gibi, ışık tu-
tuyor...
Polisler, 12 Eylül'den sonra uzun namlulu SH
lah, beş tane tabanca, 500 mermi yakalıyorlar.,
Soyer, polis şefleriyle Recep Ergun'a gidiyor... •
Diyor ki:
"Komutanım; otomatik silah, tabanca, mermi
yakaladık. Bunlarpek çok katliam olaylannı, fa-
ili meçhul cinayetlerin aydınlanmasını sağlaya-ı
cak..." .
Ergun:
"Bırakın efendim onu, Kızılay'da pankart asıl-'
mış, onun haberi geldi. Siz savcısınız, gidin o-
nun failini getirin bana...".
Soyer:
"Efendim, biz pankart asanı da yakalarız. Oda
bizim görevimiz. Ama siz pankartı, silahın önü-
ne mi getihyorsunuz?"
Ergun:
"Evet, pankartı silahtan önemligörüyorum. Ül-
kücüler sinmiş, tecrit olmuş, dönmüş, sol ise
boş durmuyor..."
Soyer:
"Efendim, bunlar adam öldürmüş, biz de sh
lahlan yakalamışız..."
Ergun: >
"Hayır, istemem ben silahlan, pankart asan)
yakalayın!.." <
Bir başka anı...
Soyer anlatıyor:
"KomiserAsım Akbulut bir çeteyiyakalamış-
tı. Içlerinde bir de polis vardı. Akbulut bana şöy-
le dedi: 'Biz çeteyi ortaya çıkardık, ama görevim-
den alındım.'
Durumu Recep Ergun'a bildirdim. Yanıt bile
vermedi..."
Nurettin Soyer 65 yaşında öldü...
Onuruylayaşadı...
Işık içinde yatsın!..
;
hikmet.cetinkaya;« cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98