25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2O EV1UL 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 Müsteşarak KüılturBakanlığı Muste- şar Yardımcısı Nurcan Tokar, Ankara'da otur- duğu siteye otomobilı ile girerken, "göbek" ola- rak adlandırılan ortada- ki yuvarlağın solunu , kullanıyor. Göbeğe (AL sağdan girmesi ge- J rektığı hatırlatılın- ca Nurcan Tokar, si- te yonetımme "Ben mLJsteşarım" dıyerek haddını bıldtrıyor. Sıte yönetımı de, tersten gı- renlerın lastiğinı patlat- mak üzere yolun başına "kapan" koymaya ve Nurcan Hanım'ın müs- teşıarlığını söndürmeye hazırlanıyor. Müsteşarlık Kültür Bakanlığı Müs- teş^ar Yardımcısı Tevfik Ketencioğlu, kendisine gonderılen yazıya tüm ncalara rağ- men aylardırya- nıt verme gereği duymadığı için CN N'nin yaptığı başvu- ru ortada kalıyor. Boy- lece, 29 Ekim'de cum- hurıyetın kuruluşunun 75. yılında Türkiye'nın dünyanın önde gelen televizyon kanalından dunyaya tanıtılma fır- satı kaçmış oluyor. Etektronık posta: som@posta.cumhuriyetcofn.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Mesut Yılmaz, Istanbul borsasını rahatlatmış... "Gucü vetıvorsa. Istanbul trafiğini rahatlatsın da aorelım!" T arım ve Koyışlerı Bakanlığı'ndakı daıre baş- kanı Mükerrem Aydın, bakanlığın bırtop- lantısında Istıklal Marşı'nı kendınce ılahı bıçımıneçevırıpokuyor Toplantıdakı zevat da hazırola geçmış dınlıyor, 'N'oluyor1 ' dıyen yok Marş yerıne ılahı okuyan daıre başkanının genel mu- duru Gürbüz Mızrak, "Mükerrem Bey lyı Kuran okur" buyuruyor. Ilahı okuyan daıre başkanını savunan genel mu- durun bakanı Mustafa Taşar, "Gereken neyse ya- pılacaktır" dıyor Gereken herhalde, Istıklal Marşı'nı ılahıye çevıren daıre başkanını gorevınden alıp ba- kanlık korosuna şef yapmak olacaktır1 Ote yandan vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Metin Gürdere henuz "Gereken neyse yapılacak- tır" açıklamasını yapmadı ama 75 kuruluş yılı kut- lanırken Turkıye Cumhurıyetı'nde bakın ne oluyor 2 Temmuz 1993'te Sıvas'takı Madımak Oteh'nde, şerıatçılar tarafından yakılarak katledılen 35 ınsanın Milli menfaat aılelerı ve arkadaşları, "Pır Sultan Abdal 2 Temmuz Kultur ve Eğıtım Vakfı"nın kuruluşu ıçın gereklı ış- lemlen tamamlıyor ve Ankara 15 Aslıye Hukuk Mah- kemesı, vakfın kuruluşunu onaylıyor Vakfın amaçları arasında, Sıvas'ta yakılarak oldu- rulenler ıçın anma etkınlıklerı duzenlenmesı, anıtme- zarın bakım ve onarımı bulunuyor. Gelın gorun kı, Vakıflar Genel Mudurluğu, vakfın kurulmasına ıtıraz edıyor ve mahkeme kararının bo- zulması ıçın Yargıtay'a başvuruyor Vakıflar Genel Mudurluğu'nutemsılen avukat Ay- sun Usta, temyız dılekçesınde, vakfın kuruluşunun ıptalını ısterken şoyle dıyor "Vakıf senedının 4 maddesınde vakfın amaçları arasında 2 Temmuz Sıvas Şehıtlerı'nın anılması ıçın etkınlıklere katkı sağlayıp, maddı ve manevı destek vermek, Madde 5-4'te 2 Temmuz Sıvas Şehıtlerı'nın anıt mezarının bakımını, onarımını yapmak ve koru- mak, Madde 5-5'te 2 Temmuz Sıvas Şehıtlerı anı- sına duzenlenen sergılığın bakımına ve gelıştırılme- sıne çalışmak, Madde 5-6'da 2 Temmuz Sıvas Şe- hıtlerı'nın her yıl etkınlıklerle anılması ıçın çaba gos- termek, anılarını sonsuza kadar yaşatmak ıçın ge- reklı çalışmaları yapmak bulunmaktadır Bu amaç- lar, mıllı menfaatlere aykırılık teşkıl etmektedır" Sıvas'ta yakılarak oldurulen ınsanları anmak ve on- ların anısını yaşatmaya çalışmak, Vakıflar Genel Mu- durluğu tarafından "mıllı menfaatlere aykırı" goru- luyor' Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Metın Gurde- re'den de gerekenı yapmasını ve Sıvas'takı katlıamın "mıllı menfaatler"e uygun olduğunu açıklamasını beklıyoruz1 Hem de bır toren duzenleyıp Toren- dekı koroyu da Mükerrem yonetır artık1 PALAS PANDIRAS Her şeyın hesabtnı otekı dunyaya bırakan- lar, mahşer kalabalı- ğında hesaplann ka- rışacağını umanlardır Müfit Bozacı I SESSİZ SEDAS1Z (!) NURİKURTCEBE & Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Hangı taşı kaldırsan altından "altında taş olan başka bır taş" çıkıyor VVashington-Pendik boru hattı! Yarın Istanbul'da bır toplantı du- zenlenıyor Pendık'te Eskı Refahlı yenı Fazıletlı Pendık Beledıyesı'nın davetlısı olarak CIA'nın ıstasyon şeflerınden Graham Fuller konuşacak Fazıletlı başkan Erol Kaya nın hıma- yesındekı toplantının konusu Batı, Is- lam Dunyası ve Turkıye Işçı Partısı Pendık llçe Başkanı Zey- nel Coşar, Fuller'ın geçen ay Was- han boru hattı tartışmasına dahıl ola- bılırler Kurt sorunu bır boru hattı so- rununadonuşturulebılır Şırketler, bo- ru hatlanyla Kurt sorunu arasındakı ılış- kıyı gorurlerse, o zaman, Kurtler ıçın otonomı ısteyeceklerdır" Fuller, bıldığınız gıbı şerıatçı orgut- lerle ayrılıkçı terorıstlerı bır araya ge- tırerek Turkıye'de bır ıç ayaklanma senaryosuna da onculuk etmıştı CIA ajanı Fuller ıle Fazıletlı Kaya'yı hıngton'daKurtEnstıtusu'ndeyap-x<^^ VVashıngton-Pendık boru hattında tığı konuşmayı anımsatıyor v » W bırleştıren yarınkı toplantıda islam "Kurtler, boru hatları tartışmasın- dan kendı lehlerıne yararianabılırler Kurtler petrol şırketlerıyle, ışadamla- nyla temasa geçmelı, boru hatlarının guvenlığı ıçın ıstıkrarın gereklı olduğu hatırlatılmalıdır Boylece Bakû-Cey- dunyasına veTurkıye'dekı Islamcı- lara yonelık ılgınç projeler sıralana- bılır Boru hattını Kurtlere uygun goren Fuller, bakalım Islamcılar'a hangı hat- ları onerecek 1 ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Bergama'dan Çamhhemşin'e... (,e\reve zarar \ereeeklen ıçın tepkı toplavan \atırımlartartı^ılır- ken buniarınarkasındakı "ekono- mik bağlantılar" \e "hukuk dı- şı izinler" de açığa çıknıi!) oluvor Orneğm Bergama halkı.jyvjmır- ifaltın madenulığıne kanji dıremr- ken onenılı bır gerçeğı de tum bo- yutlaıı>lj oğrenmış olduk Luro- «old, ne kadar " rürkiyeli" 1 goru- nur>>e gonınsun aslında uluslarara- sı altıtı tekcliennın ozellıkle gen kal- mış ulkelerdekı "sömurgeci yatı- rım ağının" bır uzantısiydı Bele- dı>e Başkanı Sefa Taşkın'ın dey ı- mı>le bır "si>anurcu ahtapot" ieklınde\er\ıızunu!,arnıala\an\e bırçok ulkede de "diktacı rejim- lere" destek \eren bu maden tekel- lerı kımı hukunıetlerın "çe> re ba- kanlarını" bıle »onradan kendı >ır- ketlenne "mudur" yapacak kadar daetkınM\asalılı>kılerıçındeydı- ler Bu nedenle hem Beraama dıre- neklerde de gozlendıgı gıbı, Fırtı- na \adısı ndakı HES projesı ıçın ÇbDRaporu nuhazırlayanlar. do- ğanın yerıne sankı "doğaya goz dikenlerin giıvencesi" olmaN ı yeğ- lemı>ler Dahası. Basbakan'ınte- mel arma t5renîne'3ebıf kaç gfan ıçınde yenıdetı duzenlenmış "olum- lu" (') bır (, ED Raporu nu yetı^- tırerek bılım \e ınsanlık yerıne "siyasete" hızmetederbırmısyon usilenmekten hıç çekınmemı^ler pazarı... 1 \erel dıldekı asıl adının "Fur- tuna" olduğu \e "bereket" anla- mına geldığı de soy lenen Fırtına \ a- dısı ne bo\leM bır HES kurmak "surduruk'bilir yaşam" ılkesiy- leacaba ne kadar uygundur' Bu vadıdekı doğal zengınlık mı. yok- sa ulusal elektrık uretımının sade- ce bınde dordunu karşılayacak bu proje mı ulkemız ıçın daha değer- lıdır' Fırtına Nadisi'ne ÇED raporu ha/ırlayanlar. doğa ve kültii- rün kjucaklaşmasını "uygarlık değeri" olarak görmemişler... nışı. hem de Mvanure dur dıyen yuksek\argı sadece bır çe\ re mu- cadelesıdegıl aynızamandaşuıp- lıği ıvıcepazaraçıkan "küreselleş- meye" karşı da tanhsel bır "yurt sa>unma$ı" sergılemı^ olduiar 'Vadi'de açığa çıkanlar... ı Fırtına \adisi ıçın surdu- rulen koruma mucadelesınde ıse bır hıdroelektrık santralının (H ES) yaratacağı doğa tahnbatının vanı M- ra. bu yatırıma "yasal izin" sağ- lanabılmesı ıçın "çe\re hukukıT" \e '•bilim*' uzerındeyaratılantah- rıbaı da tum açıklığıyla gundeme gelnor Boy lece tartı^ılan konu "çe\ re- nin korunması" ıle de binırlı kal- mıyor \e hem hukuku hem de bı- lımı gozetmekle N ukumlu kurum- larır da "ekonomik \e siyasal bas- kilara karşı" korunması a\nı ol- çıide onem kazanıyor Bu kurumlar araMnda belkı de en cnenılibi \e en "etkin" olmaü gerekenlerden bırı ıse hıç ku^kusuz "ÇED raporlannı" hazırlay an ku- rulujlar Çünku bu "bilimsel" gorevı ustlenenler çe\re\e olduğu kadar tophma \e hatta tum ınsanlığa kar- şı o lesıne"yaşamsalbirsorum- lulıık"altındalar kı bır \atırımın ı,e\ eyı gozden çıkarmaması ıçın herren her hukuka saygılı kı^ı \e kunm taratından da en onemlı "ya- saıl jü> ence" olarak goruluy orlar V varkı son yıllarda başka or- Işte hazırladıkları ÇED Rapo- ru'nda oncelıkle bu gıbı temel so- rulara yanıt \ererek Turkıye"ye "uygarlık hizmeti'" sunması gere- ken Parmaş fırmasının Genel Sek- reten Prof Dr Selçuk Yahşidıyor- muşkı "Santrahn Fırtına Vadi- si'nde y anlış olup olmadığı konu- sunda fikrim yok..." (Radıkal. 109 1998) Çamlıhemşin'dekı yurttaşgırı- !>ımınce yapılan açıklamada da >u bılgı \ar "Parmaş'ın başındaki Prof. Dr. Coşkun \ urterı de Ber- gama'yla ilgili raporunda siya- nurle altın çıkarmanın çe\reye zarar \ermeyeceğini belirtmiş. ancak ay nı rapor y uksek yargı ta- rafından bozulmuştu..." (Cum- hunyet. 11 9 1998 ı Bııtun bunlar. yenı gerçeklen de ortayaçıkartıyor Demek kı Berga- ma'dan Çamlıhemşın e kadar uza- nan bır "ÇED pazarı" kurulmuş lyınıyetlı \eduyarlı bırçok kişı de bu pazardan habersız olarak sanı- yorlar kı ÇED raporlarıyla çe\re gozetılıyor Pekı acaba bu rapor- ları neden kamu kurumu nıtelığın- dekı "bilimsel ozerkliği" bulunan kurullardeğıl de "ticari kuruluş- lar" hazırlıy orlar' L'stelık \atınm- cının parasıyla \e "sipariş" uze- nne Çe\ re Bakanlığı. her şey den on- ce ışte bu sorunun yanıtını verme- lı Sonra da onayladığı raporlar kar- ^ılığında kesılen taturaların mık- tanna da bır goz atmalı HA\TANLAR İSMAILGILGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ IA behicak': turk.net ÇİZGİLİK hÂMİL MASAKİC1 HARBİ SEMIH PORO\ KAKı iç TARİHTE BUGLN \ıi MTAZ ARILA\ 20 Eylül PIAF EVLEN/YORf. 1352 'D£ SUGUM, UNLU FKAHStZ ŞAIZKICISI J P/LLS 'L£ Bl/Z ÇOCJJİC OA SEF/4LET &L/yur£M EPıry-t 'A/ SAHI- Sl Sıe <SECE KEŞPED'LtNCE, Ş K/SA SUGEPE, GEt-EN SOĞUkL SES/YLE £Oy(_EOIĞl ŞA&KI- MESLEtCÎ gAÇAgflji/e/A/A /C4gÇtA/, OZEJ. Y/4Ş/4fiJTfSfA/Dı4 P£K MUTİ-U OCrfMAVdtJ , ıLK KOCAS/ PtLLS '£>£*/ İ9S?'PE BOŞAN (* ) Sttssıon //<t so PANO DENİZ KAVLKÇUOĞLU Bozcaada'da Bir Sabah O sabah Halim'le balıga çıkacaktık Gundogu- munda uyanmış, sırtıma kalınca bırşeylergeçınp otel- den çıkmıştım Daha herkes uyuyordu Yıyecek ara- maya çıkmış martıların sesınden başka ses duyulmu- yordu Adanın kuçuk lımanına vardığımda, Halım ı tek- nesınde, çaparı oltalarını hazırlarken buldum Iğne- !en, tuylerı, kurşunlan teker teker elden geçırıyordu Benı gorunce başını kaldırdı, gulumseyerek 'Ge/e- cegını sanmıyordum1 " dedı "Bız, sozumuzde duru- ruz'" dıye yanıtladım Balık ışını Halım'le bır gece on- ceden kararlaştırmıştık Adadan uç beş mıl açıla- cak, şansımız eğer "yavergıderse" Faik Bey ın Şe- hır Lokantası'nda masamızın balığı o akşam "bız- den" olacaktı Halım hazırlıklarını bıtırınce motoru çalıştırdı Tekne hareket ettı Bır ıkı metre gıttıkten sonra durdu1 Başıboş bır çıpanın zıncırı pervanemı- ze dolanmıştı Zıncırden kurtulamıyorduk Dırensek, pervanenın kanatlan kırılabıhrdı "Bırakalım" dedım "Tamam" dedı Halım "Yarın denerız " Adada son gunum olduğunu bılmıyordu Oğrenınce uzuldu Halım Oktay başkomıseryardımcısıydı Yıllar ıçın- de adayla, adanın ınsanlarıyla kaynaşmış, onlardan bırı olmuştu Guleryuzlu, sevecen ıçten bır ınsandı. Gorevı bıtınce. kımı zaman tek başına kımı zaman arkadaşı Zabıta Amırı Necmı Sezer ıle masamıza uğruyordu Ikısı de bırer "Bozcaada elçısı"ydı Getır- dıklen balıklarla tatlı dıllerıyle soframız zengınleşıyor- du Adayıkoşebucaktanıyortar, sevıyorlardı TumBoz- caadalılar gıbı onlar da doğanın ınsalara bır arma- ğanı olan bu nadıde ıncı "nın bır gun gelıp bozulma- sından, yozlaşmasından, yapaylaşmasından endışe duyuyoriardı Odun Iskelesı ıle ada arasına konulan duzenlı araba vapuru seferierı adaya gelen motoıiu araç sayısını arttırmış betonlaşma uç vermeye baş- lamıştı Turkıye nın başka kıyı yorelerınde çok kez ta- nık olunan, gerıye donüşu olanaksız bır "doğa kıyı- mı"n\ Bozcaada'da yaşamak olasılığı onları korkutı> yordu Teknemızı denızde "kendı halıne" bırakıp, ılk çayı- nı demleyen kahvelerden bınnın yolunu tuttuk Bır ak- şam once, yıne denıze açılacakken hava patlamış, vazgeçmıştık Necmı "Buışıbeceremeyeceksınız"dı-, ye takılmıştı bıze çaylarımızı ıçerken bunları konu,-,. şuyorduk Kahvede ıkımızden başka pekkımse yok,- , tu Bır balıkçı sabahın o saatınde ağzına nasıl ve nr^'" çın takıldığını bılemeyeceğım bır "r7/caza/csa/c"şarki tutturmuştu Çok guzel soyluyordu "Ben gamlı ha- zan sense bahar, dınle de vazgeç " Melahat Pars'ın bu guzel bestesınedalıp gıtmışken Halım bırden 'Kalk" dedı "ban adayı gezdıreyım sana " Halım'ın motosıkletının arkasında yaşamımın en guzel yolculuklarından bırını yaptım o sabah Guneş / yenı yukselmıştı Bağların uzerındekı çıyler daha kut , rumamıştı Once kıyıları, Çanak Umanı'nı, Tuzburnu;,' Ayana Çakıl, Beylık, Ayazma, Sulubahçe, Habbele koy^, - larını dolaştık Her koyun denızı ayrı guzeldı Mav»- • nın rengı koydan koya değışıyordu Buyuk kent ın- sanlannın bılmedıklerı, bılıp de unuttukları renklerdı bunlar Marmara, Ege, Akdenız yıllardır bu renklere, bu guzellıklere karşı ışlenen cınayetlere tanık oluyor- du Oralarda doğa, yağmacıların, talancıların doy- mak bılmeyen hırslanna yenık duşmuş, hızla tukenı yordu Ivîotosıkletin pş^patlafı arasınd^ unutulmaz . bır Bozcaada şa,bahı yaşarken'bünlârl ddş'üriüyördum "' Beledıye doğru bır kara'rta adada "p/asf/^poşefkul-''' lammını yasaklamıştı Bence "pet şışe"öe yasaklan- malı, yerlı halkın dışında, adada motorlu taşıt kulla- nımına sınırlandırma getınlmelıydı Turıstler arabala- rını, lımanda gosterılecek boş alanlara bırakabılırler, gıdeceklerı yere 'doğa dostu" toplu ulaşım araçla- rıyla gıdebılırlerdı Adaya can veren guzelım baglar, zehırlı egzos gazlarından, atıklardan, gereksız kent lukslen"nden ancak boyle korunabılırdı Sonra genç dostumla yukarıya, bağ aralarına vur- duk Yavrularıyla'gez/nf/yeç//c/T7/ş"tavşanları tavşan avına çıkmış tılkılerı, kayalara tunemış doğanları gor- duk "Asos", Truva", "Ada Kızı" şaraplarının sahıbı Hayati Talay bağında çalışıyordu, ona el salladık Bır an, gençiık yıllarımın "Dımıtnkopulo Şarabı "nın da Istanbul a Bozcaada'dan geldığını anımsadım Rum- lar goçunce fabrıkası kapanmış. unutulmuştu Keş- ke bırı çıkıp da "namtnı surdurseydı" Dımıtrıkopu- lo'nun 0 da en az bızım kadar "bızden"dı Geçmı- şı, geleneğı olmayanın geleceğı de olmuyor, dıye aklımdan geçırdım Donuştu avcılığıyla unlu Fahn Bulut'un kahvesı- neoturduk Koşedekı "seyyarborekçı"der\ a\d\ğ\nvz sıcacık, peynırlı kol boreğımızı yedık Bırer çay daha ıçtık 1 ? Ada hareketlenmeye başlamıştı Onumuzden istanbul plakalı luks bır araba geçtı Tozunda boğu- lacak gıbı olduk, "Kötu gunlenn habercısı'" dedım Halım susuyordu Sonra, uzgun bır sesle "Sayıla- rı heryıl artıyor" dedı Bozcaadalılar ellerını bıraz ça- buk tutsalar, bu kotu gıdışın onunu ış ışten geçme- den alabılırdı Bozcaada dan guzel anılarla ayrıldım Gelecek yıl yıne gıdeceğım Arabamı yıne istanbul'da bırakaca- ğım Bozcaada'yı doğasıyla ınsanlarıyla. ınsanları- nın dostluğuyla arabamdan daha çok sevıyorum1 (Faks:0219-418 84 10) B U L M A C A SEDAT YAŞA\A\ 1 2 3 4 5 1/ Doğu \e Gu- neydoğu \na- dolu'da konar- goçerlenn kıl çadırlarından oluşan vayla yerleşmesı Bır tarım aracı 2/ Cerahat Bır meyve 3/ Bır nota 'Vksaray ılınde. Bızans donemıneaıttut kavalara oyul- muş pek çok dınsel yapının bulundu- ğuunlu\adı 4/Ba^tan- gıçtayeralan <\\ıçok olan\er 5/Bır spor ara- cı 6/Kalınca\eaçıkba- manrengınde yarı mat 4 bırkâğıtturü Hararet II lskambıl kâgıtlan\la oynanan bırturkumar Uğraş 8/Sağhkh Ço- cuk bakımıyla gore\lı kadın 9/ Trabzon un Akçaabat ılçesınde bır aol Nâzım Hikmct'ın bır oyunu \LK\RIDAN \Ş\ĞH\: 1/ Kılıme benzer renklı \e motıflı uzun \olluk 8 y Akla vegerçeğe a\kırı olan 2/"Tan—" Karıkatur sanatçl-' mız Kı^a bacaklı bır kopek cınM 3/Bır soru ekı Kıî-' çuk tuzlu bibku\ı 4/ Va^anmış olaylann anlatıldığı yaz« turu Bır ılımız 5/ Aşağı gorulen. degerbiz 6/ Flury»' da denılen guzel otu^lu kuş Ba\ağı sıradan II \\\\v- larda ıkı hay%anyen arasında bolme olarak kullanılan ka,-' lınsınk En kısa zaman suresi 8/Bırturıçkı Manav- gat ılçesı \akınlarındakı unlu arkeoiojık \e turı^tık \er 9/Akarsu yatağı "Ayhan Sınema oyuncumuz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear