Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2OEYLÜL1998PA2AR
KUŞBAKI
CUMHURİYET
KÜLTÜR SAYFA
13
Oyııııların
MEMET BAYDIJR
Tiyatro mevsiminin başlangıcı yakla-
şjyor. Yeni oyunlar, yeni yazarlar, yeni
oyuncular ve kim bilir belki de yeni ti-
y atrolar göreceğiz bu yıl. Şairin dediği gi-
bi "umutsuzyasannnyor". Bendeniz ken-
di halinde bir oyun yazan olarak. tiyat-
roda en önemsediğim öğenin oyuncu ol-
dugunu hep söylemişimdir. Yirmi beş
oyun ve tiyatro üstüne yüzlerceyazıyaz-
mış bir ademoğlu olarak oyuncunun öne-
mine hep inandım. Bu noktada Sayın Di-
derot ıle aynlıyoruz görüldüğü gibi.
Dıderot tiyatroda oyuncunun önemli ol-
madıgını söyier Oyuna taşıdığı duygu
yükünün ağırlığı da önemli değildır oyun-
cunun. Diderot'ya göre. Kimileri (çoğu
zaman yazar ya da yönetmendirler) ina-
nırlar bu görüşlere. Ov'uncu ikincil, iiçün-
cüldüronlara göre. Bense oyuncunun *en
önemb"" olduğuna inandıgım gibi. en akıl-
h \e bılgilı olması gerektiğine de ınan-
nuşımdır oldum bittim. Oyun yazarlan-
nın çogu Benedetto Croce i!e hemfikir-
dır. Biroyunda önemli olan birtekşey var-
dır, o da oyunun metnidir der bu göruş.
Gerıye kalan her şey ıkmci plandadır ve
hiçbır şey oyunun metni kadar önemli
değildir Croce yegöre. Bugörüşedehıç
mi hıç katılmıyorum. Tiyatroyu şiirden.
romandan. hıkâveden, denemeden ayı-
ran yapısal özellikleri unutmamak gere-
kiyor (dil açısından diğer sanat dallan
arasında en çok şıir sanatına yakın durur
tiyatro. durması gerekir). Öte yandan ti-
yatro. tek başına değil birlikte yapılan
bir iştır ya da öyle olmalıdır. Takım tak-
lavat hep beraber kotanlır bir oyun bü-
tün iyı tiyatrolarda. Oyun yazan da diin-
yanın en güzel oyunlannı yazsa bile bu
güzel aygıtin önemli bir vidasıdır ancak.
Yasamının büyük bir bölümünü tıyat-
roya ve oyun yazarlığına yatırmış bırisi
olarak sahte bir tevazu ile tiyatroda ya-
zann önemini genye ittiğım sanılmasın
istenm. Ben uzun yıllar bütün oyunlara
"iyi oyun-kötü o\un" gibi kuşbakışı bir
an uzerhıe (i) Kurosawa'ya 'Halkın
Onur Ödülü' verilecek
aynmla yaklaştım. Etiketlı tiyatro yapı-
tı yoktur, olmamalıdırdiyordum. Bir oyun
ya iyidir, yada kötü. Dolayısıyla bir oyu-
nun de\Tİmci, bize göre doğru sözler söy-
lemesi o oyunun iyi olması için yeterli de-
ğıldı. Bugün de degil. Öte yandan süz-
me aşure, pek postmodern ve pek ente-
lektüel bir sürû yapıtın da sırf öyle ta-
iyatromuzu
büyük ya da
küçük birçok
soru bekliyor.
Sermet Çağan'ı,
Güner Sümer'i,
Haldun Taner'i,
Atilla Alpöge'yi
unutacak mıyız?
Ha babam aynı
yapıtlan ısıtıp
önümüze süren
tiyatrolan
bağışlayacak
mıyız? Cevap
vermeyi yadsıyıp
soru soran
insanlara
öfkelenmeyi
sürdüreceİc
miyiz? Bu
sorulan deşmek,
eşelemek
gerekiyor.
nımlanıyor diye baş tacı edılmesine kar-
şıydım. Bugün de karşıyım.
Bütün bunlann ışığında baktığım za-
man yine de son on yılda oyunlara artık
"iyi oyun-kötii oyun" merceğinden baka-
madığunı seziyorum. Yalnızca yeterli de-
ğıl bu yaklaşım. Tiyatroya, oyunlara ba-
kışımda bir değişiklik olduysa bu başka
değişimlere bağlıdırsanıyorum. Dağınık
da olsa yüksek sesle düşünüp yazmaya
çalışayım.
Türkiye uzunca bir süredir (on sekiz yil-
dır) kötüye doğru değışti, değişiyor ka-
nımca. Tabii bu görüş. yaşı elliye varma-
mış bir yazann. benim görüşüm. Kimi-
ne göre memleket on sekiz değıl. kırk
sekiz yıldır kötüye gidiyor, kimine göre
yüz elli yıldır. Bense yazar çizer birâdem
olarak şu son on sekiz yıllık kötü degi-
şimle ilgiliyim birinci elden. Bütün olup
bitenlerden tiyatronun. sinemanın, ede-
biyatın, basının. müziğin de ne kadar
olumsuz etkilendiğini görmemek için
şaskın, aptal. saf, zengin, hödük, çıkar-
cı, kurnaz. katil, umursamaz ve mahmur
olmak gerekiyor. Bunlardan en az ikisi ol-
mak yeterli gerçek iyimser olmak için.
Öte yandan bu pisliğin de kendi karşı-
tını yaratacağını. bu kepazelikte de gü-
zel, insancıl, dogru işler kotaımanm müm-
kün olduğunu düşünen insanlann varlı-
ğını da yadsıyamayız. Bu cennet bizim-
di. Şimdiyse bu cehennem bizim. Sözü
tiyatrodan uzaklaştırmadıgımı düşünü-
yorum ve Ferhan Şensoy'dan Nejat Uy-
gur'a kadar son derece önemli. güzel iş-
lerin varlığını ıskalamamak gerekir diyo-
rum. Devlet tiyatrolanndan, şehir tiyat-
rolanndan, özel tiyatrolardan soluklu.
dünyaya külyutmaz ve akıllı bakan, şiir-
sel ve çocuksu, derinliği olan oyunlar
bekliyoruz bu tiyatro mevsiminde.
Tiyatromuzu büyük ya da küçük bir-
çok soru bekliyor. Sermet Çağan'ı. Gü-
ner Siimer'ı. Haldun Taner'i, Atilla Al-
pöge'yi unutacak mıyız
0
Ha babam aynı
yapıtlan ısıtıp önümüze süren tiyatrola-
n bağışlayacak mıyız? Cevap vermeyi
yadsıyıp soru soran insanlara öfkelen-
meyi sürdürecek miyiz? Tiyatro sahne-
sinın bir eğıtim ya da öğretim alanı ol-
madığını söyleyen. tiyatronun insanlara
herhangi bırşey öğretmek zorundaolma-
dığını söyleyen insanlan dışlayacak mı-
yız? Bu sorulan deşmek. eşelemek gere-
kiyor. Chicago 'lu oyun yazan David Ma-
met'in dediği gibi. yanıtian bilmemek
bir cahillik betirtisi değildir. Asıl önemli
mesele sorulan anlamaknr.
Tiyatro. Shakespeare, Mamet vesaire
üstüne yazmayı sürdüreceğim. Haftaya gc
rüşmek üzere...
• Akira
Kurosavva'ya,
Japon hükümeri
tarafından sinemaya
katkılanndan dolayı
'People's Honor
Avvard - Halkın
Onur Ödülü.
verilecek. flk kez
1977'de verilmeye
başlanan ödül,
Japonya'da halk
tarafından sevilen ve
saygı duyulan,
topluma hizmet etmiş
kişilere veriliyor.
Iki hafta önce ölen.
Yedi Samuray ve
Rashomon gibi
unutulmaz filmleri
sinemaya armağan eden
ve engin hürnanizmiyle
tüm dünyada takdir
toplayan Kurosawa'nın
ödülü ekımde yapılacak
törenleoğlu Hisao'ya
verilecek.
• Ridley Scott.
Yurttaş Kane üzerıne bir
belgesel fılm hazırlıyor.
Yapımın bütçesi 10
milyon dolar olarak
belirlenmiş.
go-
Hemingway'in
Hollywood notlan
gün ışığma çıkanldı
Tçanlanngörmediğimz uçanlcı
Lois Greenfield, şiirle atletizmin, danslafotoğrafın
bütünleştiği kareleri 'eğlenceli denemeler' olarak tanımlıyor
Külriir Senisi - Ernest
Hemingnav'ın 1930'luyıl-
larda. Hollywood'a ilişkın
bır kitap üzenne yazdıgı
notlar. West Sussex'deki bir
müzayede evınde gün ışı-
ğına çıkartıldı. 'Hollyvvo-
od Express' adlı proje kap-
samında gündeme gelen.
vapılan bir 'şaka' sırasın-
da birpolisin başından ça-
lmmış miğfer, Maria Cal-
las. Clark Gable. Errol
Flynn ve Gary Cooper im-
zasını taşıyor"
Müzayedede yüksek bir
fiyat biçılmesi beklenen
parça. Hemingway'in II
o
^ &v.v.ı, ^aı\a, nemıngway ın 11.
yazara ait yayımlanmamış Dünya Savaşı sırasında kul-
materval. üzeri esnrili hi- \*nA.»..—.-.——->- - •materyal, üzeri esprili bi-
çimde Dr. ErnestHemings-
tein olarak ımzalanmış
pembe bir dosyanın içinde
bulundu. Dosyadakı eşya-
lann arasında. Heming-
vvay'ın dördüncü karısı
Martha Gellhorn'a ait ol-
duğu sanıian resımlemeler
de var.
Dosyanın içındekı ma-
teryal. Hemingvvay'ın de-
\imiyle "Arkadaşlannın
HoflyvHMKfa saokhidan dö-
nemde' derlen-
miş. Birçok par-
ça. dönerrun Nd-
son Eddy, Je-
anette MacDo-
nakLClark Gab-
le gıbı yıidızla-
rıyla ilgili. Dos-
ya. Hemıng-
way'in şimdiye
dek gün ışığına
çıkmamış kişisel
mektupları ve
fotoğraflarmdan
oluşan geniş bir
arşivin parçası. Eşyafann
arasında, yazann Warn-
ham'da satışa çıkanlacak
olan daktilosu da yer alıyor.
Satışa sunulan malze-
tıeler de Ricardo Sicre
ıdındaki Ispanyol işadamı-
ıın mülkiyetinde bulunu-
^ordu. Satışlar. babası gi-
)i işadamı olan Jay Sicre ta-
afindan gerçekleştiriliyor.
Hemingvvay, 'maço'ya-
am tarzı \ e boğa güreşme
>lan tutkusuyla tanınıyor-
lu Müzayedede satışa su-
lUİan parçalardan bin de
natador Manolete tarafın-
an ! 945 yılmda yazara ar-
lağan edilmiş ipek bir ce-
et Manolete bu ceketı bo-
a güreşi gösterileri sıra-
ında gıyiyormuş.
Ki3İeksiyon, savaş sonra-
ınia yaşanan uluslararası
eüonizmi akla getiriyor.
»neğin, alkolün etkisiyle
landıgı ve üzerinde adınm
baş harflerinin bulunduğu
Remington marka taşınabi-
lir daktilo. Daktilo daha
sonra Ava Gardner'a ve-
rilmış ve Gardner Robert
Graves'in Majorca'daki
evmde şıirlenni bu daktiloy-
la yazmıştı. Koleksiyonda
aynca Graves'in Gardner'a
bir fılminde kullanması için
verdiği çok değerli kostüm-
lerden seçmeler de yer alı-
yor. Kostümlerden biri. da-
ha önce Ara-
bistanlı Law-
rence'a ait olan
ve 1932 yıhn-
da Churchill
tarafından
Graves'e ar-
mağan edilen
kimono.
Koleksiyon-
da yer alan bir
avtüfeği, 1952
yılmda Gab-
le'la birlikte
Kenya'da 'Mo-
gambo'yu çektiğı günlerde
yeni yıl armağanı olarak
Gardner'a verilmiş. Aynı
dönemde evli olan Frank
Sinatra ve Gardner'ın fo-
toğraflan da ügi çeken par-
çalardan.
Koleksiyonda 'Silahlara
Veda", 'Çanlar Kimin tçin
ÇaJıyor' ve 'Ya Hep Ya
Hiç'in birer imzalı kopya-
sı ve katalogda 'Martha
Gellhom's bibte' olarak ta-
nıtılan bir Fransız mutfağı
rehben var. Kitap. Heming-
vvay tarafından şu sözlerle
ımzalanmış: "Ritz, Paris,
1945, Ricardo \e Bettv'ye.
Hiçbirev sahibesi daha ivi-
sini sunama/dı. i\ i kötü her
halimle beni ağırladığınız
için teşekkür ederim. Lüt-
fen Madrid'deki herkese
se\ gilerimizi iletin. Çok iyi
vedolu dolu gecirdikzama-
nımızL En iyi dilekk'rte^."
• Müzayedede
satışa sunulan
dosya,
Hemingway'in
1930'lu yıllarda
Hollywood'a
ilişkin bir kitap
üzerine yazdığı
notlardan
otuşuyor.
GÜL ERÇET1\"
Lois Greenfield, zaman ve mekân-
dan soyutlanmış bedenleri birkarede
sonsuzluğa taşıyor Hasselblack ma-
kinesiyle. Şiirle atletizmin, dansla fo-
toğrafın bütünleştiği bu karelerde be-
denler ağırlıklarını, yerçekimi gücü-
nü yitiriyor. Birkaç saniyelik bu ya-
nılsamaları 'eğlenceli denemeler'dı-
ye tanımlıyor sanatçı. Greenfield'ın
gerçekdışı izlenimi uyandıran bu fo-
toğrafları 24 Ekim 'e dek Pamukbank
Fotoğraf Galerisi'nde ulaşacak izle-
yiciye.
Her zaman görmeye alışık olduğu-
muz görüntülerin dışında birdünya su-
nan Greenfield izleyıcınin gözünden
kaçan. tekrarlanması olanaksız 'uç
anlar'a somutluk kazandınyor. Insa-
nı hayran bırakan zamanlamaya sahıp
olan sanatçı, deklanşöre tek bir bası-
şıyla kimi zaman birbıriyle bütünle-
şerek tek birbeden oluşturan. kimi za-
man da olusturdukJarı çelişkiyle den-
ge yanılsamasına neden olan kadın ve
erkek bedenlenni taşıyor karelenne.
•l çanlar'ın "uçanlar'ını aktaran fo-
toğraflardakı tek yanılgı dansçılann
yüzündeki rahat ifade. Greenfield
dansçılanyla ortak bir çalışma sonu-
cu ürettıği fotoğraflannda dansçılann-
dan insan bedenınin sınırlannı zorla-
malannı istemesine karşın, yüzlerine
doğal ve rahat ıfade vermelerini yeğ-
liyor. Bu rahatlık, bir yandan da fo-
toğraflardakı görünrülerde hiçbir bil-
gisayarolmadığı gerçeğinı bulandın-
yor. Ancak ısrarla vurguiuyor Green-
field: 'Bütün fotoğraflarstüdyoorta-
mında dansçüaria ortak çalışmanuz
sırasında, hiçbir biigisayar mununa
başvıırmadajı üretiliyor."
Lois Greenfield geçen gün AKM'de
Türk dansçılar Tan Sağrürk. Camuı
Şadaiak ve Bahar VldinBoğlu nun ka-
tılımıyla gerçekleştirdiği atölye ça-
lışmasında insanın hayal gücünü zor-
layan nitelikteki fotoğraflannı nasıl el-
de ettiğini gözler önüne serdi. Izleyi-
ciyi tam anlamıyla büyüleyen çalış-
mada Greenfield'ı zorlayan en önem-
li unsur, modern dansı görünrüleme-
ye alışkın olmasına karşın, Türk dans-
çılann bale formatını kendi çalışma-
lanna uyarlamak oldu. Lois Greenfi-
eld'ın bugüne kadaryayımlanmış olan
üç kitabı Türkiye'de de bulunabilir.
'UçanJar'ın 'uç anlan'nı aktaran
fbtoğraflardaki tek yanılgı
dansçılann v ii/ündeki rahat ifade.
Greenfield dansçılany la ortak bir
çalışma sonucu iirettiği
fotoğraflannda dansçüanndan insan
bedeninin smıriannı zoıiamalannı
istemesine karşın. v üzkrine doğaJ ve
rahat ifade vermelerini veğüvor.
(Fotoğraf: KADER TUGLA)
Kendine özgü bir dil arayişı
- Dansçılan sahnedeki doğal halle-
riyle degil de stüdvo ortamında gö-
rüntüleme nedeniniz nedir?
Uzun y ıllar sahne fotoğraflan çek-
tim. O zamanlar da büyük övgü top-
luyordum fotoğraflanmla, ancak bir
gün bu övgülerin benim fotoğraflanm
degil dansçılar için sarfedildiğini gör-
düm. Bu beni tatmin etmemeye baş-
ladı. Ben kendimi ifade edeceğim bir
dil oluşturmak yerine bir başka sanat-
çmın üstün yeteneklerini kutsuyor-
dum. Bu nedenle bana özgü birdil ara-
yışına girdim ve stüdyomu kurdum.
-Dansçılannıan fotoğraflannı çek-
meye başlamadan önce belli bir kore-
ografi oluşturuyor musunuz aklımz-
da? Çakşma süreciniz nasıl gelifiyor?
Çalışmaya başladığımızda belırgin
birkoreografi olmuyoraklımda. Çok
havada. hiçbirnetlik kazanmamış bir
fikirleçıkıyorum yola. Dansçılara ka-
famdaki sorunu tanımlıyorum ve on-
lardan bu sorunu çözmem için yardım-
cı olmalannı istiyorum ya da hiçbir
şey söylemeden atlayıp
zıplamalannı, 'uçmala-
nnı' izliyorum. Asıl fo-
toğrafları çekmeden
önce, bu doğaçlama
sürecinde polaroidler
çekerek neler yaka-
layabileceğimizi gö-
rüyorum. Bu fotoğraf-
lar bana insan gözü-
nün yakalayamadığı ay-
nntıları gösteriyor. İnsan
hareketleri gözün yetişeme-
yecegi bir hızla gelişiyor.
Bu nedenle gerçekleri as-
lında tam olarak göremiyo-
ruz. Ama fotoğraf bunlan
yakalıyor bizim için. Polaro-
idleri incele-
dikten sonra
görsel açı-
dan fotoğra-
fımı besleye-
cekolangörün-
tüleri seçip ka-
famdakurgulu-
yorum.
- Hep aynı
dansçılartanuçalışi-
yorsunuz?
Çoğunluklaaynı dans-
çılarla çalışmayi yeğliyorum.
Birlikte uzun süre geçirdıkten
sonra bir dansçmın neler yapabile-
ceğini öğreniyorum, onlar da benim
ne ıstediğimi, ne bekledigimi bilıyor-
lar. Ayrıca bugüne kadar çalıştığım
dansçılar hep çok yetenekli insanlar
olduğundan onlardan aynlmak iste-
medim. Öte yandan yeni dansçılan
keşfetmek de büyük keyifbenim için.
- Neden özeUikle dansçılann fotoğ-
raflannı çekmeyi veğlivorsunuz?
Havada bu görüntülen sadece bir
dansçı yaratabilir ve ancak bir dans-
çı vücudunu bu şekle getirebilir. Bu
nedenle dansçılan kendime malzeme
olarak seçmekten oldukça hoşnutum.
Daha önce de sahnelerden dans fotoğ-
raflan çekıyordum, dansın fotoğrafa
nasıl yansıdığını ve vücudun neler
yapabileceğini biliyorum. Bu ne-
denle artık kendımı ifade edece-
ğim alanı belirleme zamanı gel-
diğinde malzemenin en
yakmdan tanıdığım
alandan çıkması
oldukça doğal-
dı.
-Uzun sû-
re foto mu-
habiriiği
vapdnız.
Daha sonra stüdvo çahşma-
lanna yönelme nedeniniz
neydi?
Foto muhabirliği ya-
parken en önemli şey
fotoğrafın içeriğini
vurgulamaktır. Fotoğ-
rafla öyküyü ya da ha-
berle ilgili bilgi ver-
mek zorundasınız. Ben
fotoğrafın anlattıklanndan çok
görselliğiyle ilgılendiğim için yolumu
a> ırmak zorunda kaldım.
-Fotoğraf serüveninizin geüşimini
değerlendirir misiniz?
Fotoğrafçılıkla ilgili görüş-
Ierim fotoğraf çekmeye başla-
dığım ilk günden itibaren 25
yıl boyunca sürekli değiş-
ti. Foto muhabirliği, dans
fotoğraflan. stüdyo ça-
lışmalan. reklam fotoğ-
raflan, diğer ticarı işler. Bu süre için-
de hiçbir zaman bir amaç belirleme-
dim kendime. Her şey hep kendiliğin-
den gelışti ve bugün bulunduğum nok-
taya getırdı beni. Gerçekten nereye
doğru ilerledığimi bilmemek ıstıyo-
rum, çünkü varacağınız ya da gittiğı-
niznoktayı bildiğinizdekendinizi sı-
nırlamış olursunuz.
Reklam fotografçıhğı
- Kare formatlı Hasselblad marka
fotoğraf makinesiv le çalışmak size ne
gibi avantajlar sağlıyor?
• Renk tonlaması konusunda büyük
yararlar sağlıyor Hasselblad. Kare
formatıru ilk kullandığımda ise çok he-
yecanlanmıştım. Çünkü çok sıra dışı
bir biçim kare. insanın yere koşut,
yatay biraçıylagörürçevresini. Bune-
denîe dikdörgen bir şeklin içine yer-
leştirilmiş görüntüler insanın normal
görüş ve algılayış biçimine daha ya-
kındır. Kare biçimine uyacak kompo-
zisyonlaryakalayabilmekiseçokzor-
dur. Sonuçta alışılmışın dışında bir
şeylersunarsize.
-Zorluklan sevivorsunuz.
Yeni bir şey yakalamanın tek yolu
güçlükleri sevmektir. Çünkü her şey
yolundaysa yeni bir yere varamazsı-
nı-»
• Krlstie Alley,
yeni filminde zorba bir
anneyi canlandınyor.
'Dairy Queens' isimli
film, küçük bir
kasabada geçen gülünç
olaylan konu ediyor.
• Truva kazı
çalışmalan sona erdi.
Çanakkale'ye 32
kilometre uzaklıktaki
Truva ören yerinde,
temmuz ayından-bu
yana devam eden kazT
çalışmalan sona erdi.
11 yıldan bu yana
Alman arkeolog Prof.
Dr. Manfred Korfmann
tarafından sürdürülen
kazılara bu yıl 7
ülkeden 95 Türk ve
yabancı arkeolog
katıldı. Truva'da
bu yıl sürdürülen
kazılardan elde edilen
tarihi eserler yerinde
onanmı yapıiarak
Çanakkale Arkeoloji
Müzesi'ne teslim
edijecek.
• israil Müzesi
aralannda Monet.
Picasso, Van Gogh ve
Renoir'ın da
yapıtlannın bulunduğu
fsveç koleksiyonuna ev
sabipliğı yapacak.
Werner ve Gabrielle
Merzbacher'ın
koleksiyonu Kudüs
Müzesi'nde 6 Ekim - 2
Şubat tarihleri arasında
izleyicilere sunulacak.
139 resim ve heykelden
oluşan koleksiyonda
Matisse. Braque.
Cezanne, Chagall,
Kandinsky, Klee ve
Modıgliani'nin yapıtlan
da yer alıyor.
• Julia Roberts ve
Richard Gere.
önümüzdeki yaz
çekilecek olan bir başka
Hollyvvood imzalı
romantik komedide bir
araya gelecekler. 'The
Runavvay Bride' adlı
filmi Özel Bir Kadın'da
olduğu gibi Garry
Marchall yönetecek.
yapımında başro.
oynayacağı açıklandı.
"Autumn in Nevv York'
(New York'ta Sonbahar)
isimli filmde. mayıs ve
aralık aylan arasında
Nevv York'ta yaşanan
bir aşk öyküsü
anlatılıyor.
• OSCar ödüllerı
töreninin kesin tarihi
açıklandı. Ödüller 21
Mart Pazar akşamı
sahiplerini bulacak.
• Bond filrnlerının en
ünlü kötü adamı
Oddjob'un en az kendisi
kadar ünlü çelık kenarlı
melon şapkası perşembe
günü Londra'da yapılan
bir açık arttırmada
103.500 dolara alıcı
buldu. Chnstie's
Müzayede Salonu'nda
yapılan açık arttırmaya
felefonla katılan kimlıği
belirsiz bir kişi. 1964
yapımı Altın Parmak
filminde hiç de
küçümsenmeyecek bir
rolü olan şapkayı en
yüksek bedeli ödeyerek
satın aldı. Diğer yandan
Roger Moore'un
başrolünde oynadığı bir
başka Bond filmi The
Spy VVTıo Loves
Me'deki Lotus Esprit
denizaltısı da 28.000
pound'dan alıcı buldu.
• Karl Marx m
Özbekıstan'ın başkenti
Taşkent'in merkezinde
bulunan büsrü
sökülerek, yerine 14.
yüzyılda yaşamış Özbek
halk kahramanı Emir
f imur^in büstü ükildir'
Sovyetrejimi ' ;
zamanında,
yönetenlerce zorba ilan
edilen EmirTimur.
Özbek halkı tarafından
dağmtk bir ulusu tek
çatı altında toplamış ve
onu ekonomik, bılimsel,
külrürel yönden ileri
götünnüş bir kahraman
olarak anılıyor.
nız.
- Bütün şartian sizin belirlediğiniz,
dansçılan bir yönetmen gibi y önlen-
dirdiğiniz stüdyo çalışmalannın ar-
dından reklam fotoğraflan sıkıcı gel-
miyor mu?
Her sanatçının reklam sektörüne
kaymasında işin maddi yönünün bü-
yük etkisi vardır. Ben de reklam fo-
toğraflannm yaşam standardımı yük-
selttiğini inkâr edemem. Ancak rek-
lam sekîöriinde çalışmak da büyük
yaratıcılık gerektiriyor. Bu zorlayıcı-
lıkla da işi keyifli kılıyor benim için.
Firmanın vurgulanmasını istediği te-
mayı öğrendikten sonra bunu en iyi
v urgulayacak metaforu arama ve bul-
ma sürecı de çok yaratıcı kılıyor be-
ni. Bu nedenle reklam fotoğrafçılığı-
nı da büyük bir keyifle yapıyorum.
• steven
Spielberg ın yapım
şirketi DreamWorks"ün
bir vvestern filmi için
çalışmalara başladığı
belirtildi. Henüz
hakkında hiçbir bilgi
verilmeyen ve bir sır
gibi saklanan filmin
Utah'daçekileceği
söyleniyor.
• Richard Gere m
United Artists'in yeni
• Roman
POlanskİ yeni filmi
The Nıneth Gate'in
bazı sahnelerini çekmek
için Lizbon'un
aristokrat tatil
beldelerinden Sintra'ya
gitti. Senaryosu
Ispanyol yazar Arturo
Perez-Reverte'nin best-
seller olmuş romanı
"The Dumas Club'tan
uyarlanan filmde
başrolleri Johnny Depp
ve Emanuelle Seigner
paylaşıyorlar.
• OİSney imzah
4
Notre Dame'ın
Kamburu'nun
başansının ardından,
Victor Hugo'nun
unutulmaz yapıtı bu kez
de bir rock opera olarak
gündeme geliyor.
Müzikleri
Riccardo
Cocciante
tarafından
hazırlanan rock
operada,
Ouasimodo'yu
Pierre Garand.
Esmeralda'yı ise
Helene Segara
canlandınyorlar.
Yapıtı sahneye
koyan isim, Luc
Plamondon.
• Richard
GrieCO setlere geri
dönüyor. Televizyon
dizileriyle tanınan
Grieco, yönetmen
VVilliam Grove'un yeni
filminde rol alacak'.
Korku türündeki filmiri"
adı Michelangel. Grieco
filmde, seri cinayetler
işleyen bir katil
tarafından kardeşi
öldüriilen bir sanat
tarihçisini canlandınyor.