23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yonetmenı Orhan Erinç • Gene] Yavın Koordınalonı HikmetÇe- linka>a # Yazıışlen Müdürü İbrahim YıJdız # Sonımiu Mudür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara 0 Gorsel Vonetmen Fikret Eser Du> Haberler Şioasi Danışoğlu • tsnhharat Cengiz > ıldırım # Ekonomı Ylehmet Saraç # Kultür Harıdan Şenköken • Spor Abdülkadir VûcelmaD # Makaleler Sami Karaören • Duzdtme AbduDah \ aaci 9 FotoŞaf Erdoğan köseoğlu •Bılgı-Bdge Edibe Buğra # Yurt Haberlen Metamet Faraç Yayın Kurulu. ilhan Stlçuk (Ba^kan). Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikjnet Çetinka\a, Şükran Soner. Ergıın Balcı. İbrahim V lldı/.. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTem.Mİcısı Mustafa Balba} AtatiırkBuhan No 125.Kat4.Bakdnlıklar-AnkaraTel 4195(G0(7hat). Faks 4İ95027 • Izmır Temsılcisı Serdar Kızık. H Zıya Bh 1352 S. 2 3 Te! 4411220. Fak* 44191 P»Adana TemMİcısı.ÇetinYiğenoğlıı, InonüCd 119 S. No: 1 Kat.l. Tel 363 12 ll.Faks 363 12 15 Muesse^e \fuduru İstün Akmen • Koordınator Ahmet Korulsan # Mıiıasebe Bâfent Veoer#Idare Hüse>1n Gûrer • Ijlemıe Önder ÇeUk • Bılgı- İ^lem Nail İnal • Bılgısa>ar Sıstem Vlûrihet Çiter#Satış VariletKıua MED'l \ C: • Yonetım i Bajkanı - Genel Vfudur C Erduran # Ktxirdınatör Işıtman # üencl Mudıır Yardl S^daÇoban Tel 514 <T 5139580-5138460-61.Faks 51 Turk. la\an ve Basan: *t enı Gun Haber Ajansı. Ba^ın \e YJMncılık \ S aiiC.ni '^ 41 C jjjloglu 3J ' >4 Ul PK 246 lslanbul Te! lO 2i:ı 512 115 Ü5 (20 hatı Faks ll) 212) 513 85 95 7AĞUSTOS 1998 Imsak. 4.15 Güneş: 5.58 Öğle: 13.17 Ikindı: 17.08 Akşam: 20.22 Vatsı: 21.58 \vw\v.cumhurıyet.coı 135hektap orman yandı • ANTALYA (AA) - Antalva"nın Mana\gat ilçesı Salur köyü yakınlarında önceki giin çıkan yangında 135 hektar orman alanının vok olduğu bıldirildi. Onnan Bölge ıVfüdürlüğü vetkiülen heniiz belırlenemeyen nedenle çıkan vangının akşam saatlennde tamamen söndünjldüğünü söylediler. Soğutma çalışmaian ısede\am ediyor. Kirliliğe şenlikli direniş • İstanbul Haber Servisi - Hırklarelı'ne bağlı Povralı köyü halkı tarafından bölgedekı doğa karlıamına karşı dizenlenen şenlığın dördüncüsü dün başladı. Çevre. Tanm ve Hay\ancılık konulannı içeren toplantılar. çevre inceleme ve ızleme gezısı. konuk sanatçıların dinletılen, tiyatro. fotoğraf sanatçılannın sergi ve dia gösterimlennın yer aldığı şenlik. 9 Ağustos ta son bulacak. Şenlik kapsamında bu akşam yazarımız Sadullah Lfsumı. köylülerle karşilıklı olarak '•Tanm. havvancılık \e çevre" konulu bır sohbet gerçekleştırecek. Kliplerde ölüm teması • İSTANBUL (AA) - Pek çok gencın severek dınledığı bazı sanatçılann klıplerınde ölüm temaMnın ıs.lenmesının izleyıci kitlesi olan gençler üzerınde olumsuz bıretkı yaptıgı. onları. aşkma karşılık vermeyen arkadaşını öldürme ya da intıhara kadar varan stmuçlara siiriikleyebileceği bîldinldi. AMATEM'den Uzm. Dr. Ümit Yazman, "Insanlara temel olarak şunu verebılmek lazım. biz duygulanmızı yaşanz, hissederiz' ve ortaya koyarız. Eğer bu duygular karşımızdaki ınsan tarafından paylaşılmak istenıyorsa. bunun özel birdeğeri vardır\e yaşanır. Eğer paylaşılmıyorsa. bunu kendimize veya karşımızdakine zarar verecek şekılde ortava koymak sağlıksız bır davranıştır'" di>e konuştu. Şezlong yağması • BODRLM(UBA)- Bodrum Yanmadası'nda kıyı yağması. çarpık yapılaşma \e kırlenme hızla sürerken. şımdı de •"şeziong vağması" başladı. Turizm işletmecılennin birçok koydaplajlan şezlonglarla kapatarak. ücret karşılığı kiraya vermesine yerlı turistlerden tepki geldı. İşletmecılerdaha çok kendı müşteniennın yararlandığı şezlonglar için. dışardan talep gelmesi durumunda 500 bin lıra ile bır milyon lira arasında ücret talep edıvorlar Kadınhâlâ ikinci sımf • AMCARA(ANKA)- Başbakanlık Aıle Araştırma Kurumu'nca yapılan araştırmada. toplumumuzun üçte birinin erkeğin üstünluğünü savunduğu ortaya çıktı. Araştırmaya katılaniardan vüzde 55'i aile reısinin erkek olması gerektıği görüşünü savunurken, yüzde 1 6'sı aile reisinın kadın olması gerektıği. yüzde 4O'ı da "Aılereısı herıkisi de olmalı" ce\abını \erdiler Araştırmada e\ ışını kadınîann yapması gerektığini düşdnenlerin oipnı vüzde 61 2 olarak belırlendı Araîtırmada, katılımcılann vıizde 48'i ''Kadın, gerekı>or!,a çalışmalı". >üzde 7.4'ü ise Kadın. kesınlıkle çalışniâmair ^anıtını verdiler. Atom patlamasmdan sağ kurrulan 87 yaşındaki Vükie Mirtani, Hiroşima Banş Parkı'nda. patlamada ölen kocası ve diğer yakınlan için dua etti. (REUTERS) Yıiamın 53. ytldönümü HİROŞLMA (.\A) - Japonya'nın Hiroşima kentme atom bombası atılmasının 53. y ıldönümü anıldı. 6 Agustos 1945 tarıhınde yerle bir olan kentte dün düzenlenen törende. özellikle Hındıstan ve Pakiitan'a. nükleer silahları ve fiize gelıştırme yanşına son vermeleri çağribinda bulunuldu. Hiroşima Beledıve Başkanı Takeşi Hiraoka. törenın başlangıcında bır dakıkalık saygı duruşundan sonra 'Hiroşima Banş Bildirgesi'ni okurken "Hiroşima, iki ülkenin nükleer denemelerhle hakarete uğramiştır ve bu denemelerin nükleer silahların ya> ılmasına \ol açmasından üziintü duymaktadır" dıve konuştu. Japonva Başbakanı Keizo Obuçi de konuşmasında. "Hindistan ve Pakistan'ın geçen mavıs ayında nükleer denemeler yapmalan son derece üzücüdür" dedı. Hiroşima'dakı 'Banş Parkı'nda düzenlenen törene 50 bını aşkın kışı katıldı. Ilk atom bombası ABD Hava Kuvvetlen tarafından 6 Ağustos 1945"te Hıroşıma'va atılmış, bu saldırıda 200 bınden fazla kişı ölmüştü. 'Banş İçin Yakanş' Japonya'da. önümüzdekı avlarda açılacak müzede. dünyanın ber yerındekı nükleer karşıtlannın anlamlı sözlerinın sergıleneceği bıldirildi. 'Banş İçin Yakarış' adı venlecek müze, Nagano kentınde açılacak.. Müzede söz ve sloganlannın veralmasını ıstevenlerin. mesajlannı (0081 262 24 17 61j numaralı faksa ıletebileceğı belirtildı. însanı sakinleştiriyor, kışkırtıyor, yaratıcılığmı arttınyor Müziğin gizli güeiiÇeviri Servisi - Müzik dınle- meyen insan yok kadar az. Kimi klasik müzikle dınlenip tüm gü- nün yorgunlugunu üzerinden atar- ken kimi de hoparlörlerden yayı- lan ve kulaklannın zannı patla- tırcasına yüksek sesle dinîediği rock ya da pop müzikle kendin- den geçiyor. Bazı insanlarmutlu oldukları zaman müzık dinleme- yi tercih ederken diğerleri en acı- İı anlannda bir türkünün hüznüy- le gözyaşlannı akıtıyorlar. Müzik psikolojisi yeni bir alan. Müzigin insan üzerindeki etkile- rini araştınyor, insanları ve ruh hallerini dinledikleri müziğe gö- re sınıflandırmaya çalışıyor. De- ğişik müzik türlerinin insanlar üzerindeki etkilerini araştınyor ve müziğin terapilerde kullanıl- ma olanaklannı araştınyor. Se\ilen müzik türü Uzmanlara göre bu konudaki en önemli nokta. herkeste 'sevdigi tür' müziğin belirli etkiler yara- tıyor olması ve grup terapılerin de fazla söz konusu olmaması. insanlar müziğin kendi üzerle- rindeki etkilennın bilınçli olma- sa da farkındalar. Bu nedenle ha- yal kırıklığına uğradıklarında ya da çok streslı olduklarında ken- dilerini sakinleştirecek türde mü- zikler dinlemeyı seçiyorlar. An- cak sık sık otomobille yola çık- mak zorunda kalanlar arasında yapı lan bir araştırmada. bu sürü- cülerin yüzde 80'ı klasik müziği sevdıkleri halde, özellikle uzun yolda asla kendilerinı gevşetici etkisi olan klasik parçalar dinle- medikleri ortaya çıkıyor. Yine uzun yol sürücülerinin müziğin se- sını mümkün olduğunca kıstıkla- n, kaza araştırmaları içinde çok yüksek seste müzik dinleyenlerin kaza yapmaya daha eğilimli ol- dukları görülüvor. Müziğin toplumsal değışim- lerle birlikte tarz değıştirmesi de insanlar üzerindeki etkilerine bag- lanıyor (Dünya gençliğini kasıp kavuran Beatles'ın 6O'lı yılların toplumsal başkaldınsını sembo- Müzik psikolojisi, değişik müzik türlerinin insanlar üzerindeki etkilerini saptamaya çalışıyor ve müziğin terapilerde kullanılma olanaklannı araştınyor. İnsan, psikolojisine uygun müzikler dinlediğinde daha romantik, daha duyarlı, daha yaratıcı olabiliyor. Cinsel istekleri artıyor, daha iyi konsantre oluyor veya şiddet dürtüleri sakinleşiyor. lıze etmesi gibi). Müziğin değişik türleri. genel- likle insanın var olan duygusal durumunu arttıran bir etki göste- riyor. Insan. psikolojisine uygun müzikler dinlediğinde daha ro- mantik. daha duyarlı. daha yara- tıcı olabiliyor. Cinsel ıstekleri artıyor. daha iyi konsantre oluyor veya şiddet dürtüleri sakinleşi- yor. Uzmanlaraynca bazı müzik türlerinin insanı güvende hısset- tirdiğini ve bu nedenle ınsanlann kendilerine olan gü vensizlikleri- ne karşı da çare olabileceğini be- lirtiyor. Bu etkiler kişiden kişiye ve et- kinlikten etkinliğedeğişiyor. Bu nedenle uzmanlar bir müzik tü- rünü diğerinden daha 'iyi' ya da yaygın kullanımıyla daha 'kalite- Ji' olarak nıtelemekten kaçınıyor- lar. Alışkanhklann önemi İnsanlar alışkanlıkları bağla- mında müzık türlerine eğilim gös- tenvor ve bu tercıhleri onlar üze- rinde farklı farklı etkiler olu; ruyor. Müzık psikologlan. y< ritmlere alışkın ve onlan seven insanın klasik müzikle sakinl mesini beklemenin mümkün c mayacağını, böyle bir deneyd insanın daha da fazla strese gı ceğinı öne sürüyorlar. Uzmanlar bu araştırmalar < nunda çok ilginç bir noktaya parmak basıyor ve bebeklikt itibaren kazandınlan müzik di leme alışkanlrğının insanın lQ's nu yükselteceğini söylüyorl; Alışkanlıklar ve kişilık (yaşla b ğıntılı olarak) değıştikçe insan müzık zev kinin degişmesınde i: ınsanda heyecanlanma. gerilı ve coşku hissetme arzuları yer ne dinlenme ve sakinleşme iht yacının artması büyük rol oynı yor. Rock türleri ve pop müziği yüzde 90 oranla 27-30 yaşında sonra çok tercih edilirolmamaî bundan kavnaklanıvor. Müzik psikolojisi uzmanlan bazı müzik türlerinin insanı güvcndc hissertirdiğini ve bunun insanlann kendilerine olan güvensizliklerine karşı çare olabileceğini belirtivorlar. Hastanın yaşamını tehlikeye atabilecegi öne sürülüvorHastanelerde cep telefonu kullanma yasağı fZMİR (AA) - Cep telefonu abo- neliginde patlama yaşanırken. bu ci- hazın çevreye verdıgı zararlardan korunmak için de yoğun önlemleralı- nıyor. Cep telefonlannın elektronik cihazlar üzenndekı olumsuz etkile- rini dikkatealan fzmır'dekı hastane- lenn çogunda kullanma yasağı ge- tınlirken. diğerlerınde de yasakla- ma hazırlıklan sürüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesı Hastanesi Başhekımi Prof. Dr. GazanferAksakoğlu, elekt- ronik cihazlann yoğun oldugu acil servıs ve yoğun teknolojı ıle çalışan birimler başta olmak üzere hastane- nin büyük bölümünde cep telefonu kullammı vetaşınmasınınyasakol- duğunu bildirdı. Yılbaşında alınan kararla başla- v an y asağın alışveriş mekânlan, kan- tin. ankesörlerin bulunduğu bölüm- ler gibi gözden uzak yerlerde delin- dığinı anlatan Aksakoğlu, hemodı- valiz. anjiyo. bazı radyofojı ünitele- ri gibi hassas elektronik cihazlann kullanıldığı yerlerde cep telefonu- nun manyetik dalgalannın cihazlan etkileverek tedavi gören hastanın ha- yatını tehlikeye atabileceğinı söyle- • Cep telefonlannın elektronik cihazlar üzerindeki olumsuz etkilerini dikkate alan Izmir'deki hastanelerin çoğunda kullanma yasağı getirildi. di. Aksakoğlu. bugüne kadar cep te- lefonu kullammı yüzünden hiçbır hastanın hayatını kaybetmedığini de belirterek. şöyle konuştu: "Ancak önlem almak için mutla- ka birinin bu yüzden ölmesi gerek- miyor. Cep telefonu. tüm dümadaki hastanelerde kutlanımı \asak bir eş- ya. Hemodhaliz makinesine bağlı olan bir hasta. çalan bir cep telefonu yüriinden elektronik göstergeleri bo- zulan bir cihazla başbaşa kalırsa or- tava ciddi bir tehlike çıkar." 'Yasak kısmen \ar' Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakül- tesi Hastanesi Başhekimı Prof. Dr. Gürhon Atabav da altvapı çalışma- lannı tamamladıktan sonra hastane genelınde cep telefonlannın kullanıl- masını yasaklama karan almaya ha- zırlandıklannı bildirdi. Atabav-, '"Hemodiyaliz, anjiyo gi- bi birimlerde cep telefonu zaten ya- sak. Bu cihazlara bağlı hastanın. ya- kınlannın ya da personelin üzerinde cep telefonu bulunması mümkün d e ğfl" dedi. SSK Yenişehir Hastanesi Başhe- kim \ardımcısı Dr. AdnanTan, acil servıs. yoğun bakım servisleri, da- hili ve cerrahi kroner servisleri. he- modiyaliz servisleri ile tüm labora- tuvarlarda cep telefonu kullanımı- nın yasaklandığını bildirdi. Hastalar ve hasta yakınlan yanında zaman zaman saglık personelini de bu ko- nuda uyardıklannı anlatan Tan. şöy- le dedı: "l nutkanhk dışında bu konuda yasak delmeje yönelik bir tavır için- deolanla karşılaşmadık. Ka>gunız in- san hayao. Herkesin de buna sa>gı gös- termesi gerekir. Cep telefonlannın elektronik cihazlar üzerindeki etki- leri artık biliniyor. Habeıieşme için de yeteri kadar ankesöıiü telefon. senislerimizde santralımıza bağh te- lefonlanmız mevcut. Teknolojhi de kuratına görekuüanmak zorundâyiz.'' SÖfCEŞl ATTİLÂ İLHAN "Eğreti Ata Binen... " Bodrum içîn ortak mücadele e-posta : tan (a prizma. net. tr ÎZ.MİR(CumhuriyetEge Bürosu)- Mimarlar Odası, Bodrum Beledıve Başkanı Tuğrul Acar'ı Bayındırlık Bakanlığı'nca hazırlanan 'Çevre DüzeniPlanı' dayat- masına karşı ortak mücade- leye çağırdı. Bodrum Bele- dıyesfnce hazırlanan ve yo- ğun tepkıler alan I > 5 bin öl- çekli planın Bayındıriık Ba- kanlığı"nca dayatılan 1 '25 binlik imar planına göre çi- zildiği belirtilerek. 14Ağus- tos'ta Bodrum Kalesi"nde yapılacak geniş katılımlı fo- rumda dayatmaya karşı or- tak mücadele platformu oluşturulacağı vurgulandı. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci'nın etkınlıköncesi Bodrum Be- ledıye Başkanı Tuğrul Acar'layaptığı görüşmede, Bayındırlık Bakanlığı'nın plan dayatmasına karşı or- tak tavır alınması görüşü ağırlık kazandı. Genel Baş- kan Ekinci. tartışma konu- su planın "Bodrum'u Bod- rum olmaktan çıkaracak" bır uygulama olduğuna dık- kat çekerek. "Bodrum Be- lediyesi daha önce de Tu- rizm Bakanlığının turizm alanlan dayatmasına karşı çıkmıştı. Şimdi Bayındırlık Bakanlığı'nın bu dayatma- sına da karşı çıkacaknr. Bu mücadelede de Oda olarak yine bdediyenin yanında yer alaeağız" dedı. Davatma>a karşı ortak mücadele önen- sıne sıcak baktığını ve et- kınlığe katılacağını açıkla- yan Bodrum Belediye Baş- kanı Tuğrul Acar da hazır- ladıklan ımar planına askı süresinde yapılan 500 itira- zın değerlendirmesını fo- rum sonrasına erteledi. Sert tartışmalara neden olan imarplanının tartışıla- cağı forum 14 Ağustos'ta Bodrum Kalesi "nde gerçek- leştırilecek. Hanidiryüzü mahzundu, sesi kırgın; gözlük cam- lannın ardında, gözlerı melûl; o akşam da Meh- met (Barlas), misafir ertiği Köksal Toptan'a öy- le birsoru yöneltiyor ki; adeta "Prezidan" Özal'ın "büyük transformasyon" palavrasına "kanmış" çoğu aydınımızın uğradığı, ağır ve kalın "sükut-u hayâlin" özeti: " ... SSCB dağılıyordu, 'sivil' ve 'liberal' Tür- kiye, Ortaasya ülkelerine, bir 'demokrasi mo- deli' olacaktı; Ortadoğu'da ise, Müslümanlığın dışa açıldığı kapı! Oysa Asya Türk cumhuri- yetleri, 'kapalı' ve 'otoriter' rejimler oluşturdu; Suûdî Arabistan ve Kuveyt, büsbütün içine ka- pandı; Suriye, Irak, iran derseniz, 'aynen' de- vam ediyor; Türkiye'ye gelince, 'sivil' ve 'libe- ral' birdemokrasinin heniiz çok uzağında; o hal- de ne oldu, bir rüya mıydı, hepimiz bir rüya mı gördük" (TGRT/28 Temmuz 1998). Ifade ve üslûp farklı olabilir, sorunun "meâli" bu- dur: Washington'ın "Soğuk Savaş" sonrası stra- tejisine uygun olarak o rüyayı görenler; gerçekten, gün geçtikçe karamsar konuşuyorlar; çünkü he- sap meydanda: Türkiye, Özal'ın sokmaya uğraş- tığı raya. tam manasıyla asla girmedi: Asya, Türk devletleri, "dışardan", "hazır"birmode\iberiımse- miyorlar: İran çökmedı. Saddam ayakta, Suriye eskisi gibi: Suudi Arabistan'ın. Kuveyt'ın "dışaaçık ve ılımlı bir Islâm "a heves ettiklerı yok! On beş yıl oldu mu? Mehmet (Barlas), aynı fi- kirleri, "amerikan" kitap ve referanslarıyla süsleye- rek, bana heyecanla anlatmıştı: 12 Eylül ertesi, ikimiz de "Milliyet"teytz: Yazıtşlerı ve istihbarat sa- lonu, kıpır kıpır; daktılo tıkırtılan, telefon zilleri. bir- birine dolaşıyor; Doğan'ın (Heper) odasında, na- sılsa başbaşa kalmışız! Yeni bir hayat ufku bulmuş gibi, gözleri parlıyor; içinde, bunu başkalanyla pay- laşmak arzusu!... Oysa ne "strateji" Özal'ındı, ne de "projeksıyon", zira... "Hani bunun ilk sâhibi?.." ... ayıptırsöylemesi, bu "projeksıyon"u "orta vâ- deli tahmin uzmanı" Mr. Graham Fuller, daha 9O'lı yıllar başlarken yapmış; dahası, kendisine mahsus patavatsızlığıyla, Türkiye'de açıklamıştı; diyordu ki: "... Sovyetler'de geliş gidiş, 50 milyon Müs- lüman Türk özgürlüğe, hiç değilse daha fazla özerkliğe kavuşacak; bağımsızlıkiarı bile gün- demdedir! Türkiye bu süreçte, demokratikleş- me, ticari ve iktisadi serbestleşme (liberallik) açısından, geleceklerine ilham kaynağı olabi- lir; orada o kadar güçlü bir uluslartopluluğu or- taya çıkacak ki, Türkiye'nin bu oluşumda olum- lu bir rolü olsun isterim..." Hepsi bu kadar mı, hayır; Türkiye'ye Ortado- ğu'da münasip görülen rol de o projeksiyonda açıklanmış: "... Türkiye geçmişte Ortadoğu için bir modeldi, bugün de olmaya devam ediyor. (Buraya dikkat) hele demokrasi ile İslâmı bir ara- da yaşatabilecek formül bulunursa, iran ve Arap dünyasına büyük öncülük yapmış ola- caktır!" (Cumhuriyet, 26 Şubat 1990) Türkçesı. Müdafaa-i Hukuk Doktrini, birkena- ra bırakılacak; Türkiye, "ılımlı Islâmla demokra- siyi özümseyip, "İran ve Arap dünyasına"; "de- mokratikleşme, ticari ve iktisadi serbestleş- me (liberallik) açısından", Asya'daki Türk cum- huriyetlerine "örnek olacak"X\\ Tabii, Washing- ton'ın, bu sayede, Rusya'yı ürkütmeden, Avras- ya'da at oynatabilmek için Türkiye'yi "kamuf- laj" olarak kullanmak istediğini kimse söylemi- yor, o yıllarda, olaya "Sistem'in Türkiye'// Av- rasya'da Truva atına dönüştürmek ıstemesi" de- miştim. (Bkz. "HangiLâiklik?", s. 17 ve sonrası) Bir bakıma, yapılmaya çalışılan hâlâ budur, ama zur- nanın -hem de pek çok yerden- zırt dediği, sakla- namıyor, melankoli bundan! Mehmet'in (Barlas), -yalnız onun mu canım- "bü- yük transformasyon" palavrasına "kanmış" eski sol- cuların, sözlerinde ve yazılarında gittikçe belirgin- leşen acılık, hayal kırıklığı ve öfke -hele mesele Avrasya ölçüsünde de ele ahnırsa- hiç de beyhu- de sayılmaz. Ama ne demişler, "Eğreti ata binen, erken iner!" Meğer, 'bilmiyorlar'mış... ünkü "at" bizim değildi, bu bir; sahibi diyebi- leceğimiz Mr. Fuller' de. olayların gelişmesi- nı görüp. benzer bir hayret. hatta kaygı ve korku içine düşmüştür. bu iki! Amerikalı "kısmı"böy\el He- pi topu birbuçuk yüzyıllık tarihlerine bakmadan, bin- lerce yıllık devletlerin kaderi hakkında, ahkâm ke- siyor; "orta vâdeli tahminleri" tutmayınca, şaşkı- na dönüyorlar. Mr. Graham Fuller, Mehmet'in (Barlas) okuduğundan şüphe etmediğim kitabın- da, saf saf, ne "itiraflarda" bulunmuş, bakarmısı- nız: "... demokrasiye yeni açılımlar, komünizmden kurtulan yeni uluslar, bizleri ve dünyanın geri kalanını, 'Soğuk Savaş' döneminkinden daha çetin sorunlarla karşı karşıya getirecektir. (Bu- raya dikkat) Ama biz o sıralarda bunu bilmiyor- duk; gerçekten de 'demokrasi tuzağı' diye ad- landırdığım ve demokrasinin doğasından kay- naklanan bir dizi olası tehlike ile karşı karşıya- yız..." "... bu olaylan izlerken, Amerika'daki bizle- rin daha da yorucu bir döneme yöneldiğimizi hissetmekten kendimi alamıyorum: bu kendi içi- mizdeki ve 'Sistem'imizdeki 'kriz'dir..." (Graham Fuller, 'Demokrasi Tuzağı, s.9-10. Altın Kitap- lar, 1996) Aynen böyle demiş! Besbelli sanıyorlarmış ki, "Doğu Bloku" tasfîye olunursa, yeryüzündeki "te- mel çelişki" de ortadan kalkar, ortalık sütliman ke- silir Türkleri pehpehler, "ılımlı lslâm"a kaydırırsın. Ortaasya iç\erine saldın mı, iş tamam: ne şiş ya- nar, ne kebap; Ruslar pirelenmezA Türkler kullanı- lır vs... Avrasya'dan vazgeçtim, Önasya'nın bile, tarihi ve sosyolojik oluşumunu, siyasi iktisat ger- çeklerini kavrayamamış; son derece "fantezi" ve "yüzeysel", bir "projeksıyon "dur bu; acı, ama ger- çek; bir manada, düpedüz rüya görmüşler! Adam, daha ne desın? "... ama biz o sıralar- da bunu bilmiyorduk" diyor; tarihten iyi öğretmen mi olurmuş, elbette hepsine, her şeyı öğretecek: Başladı bile! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bjlgjyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear