23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1998 PERŞEM 12 KULTUR 20. yüzyılın son büyük Rus bestecisi olarak değerlendirilen Alfred Schnittke yaşamını yitirdi Cesur ve yenîlikçi bir besteciydi • 3 Ağustos'ta geçirdiği ikinci felç nedeniyle yaşamını yitiren Alfred Schnittke 'çokbiçemlilik' adını verdiği, farklı tür ve gelenekleri bir araya getiren anlatım biçimiyle hayatta olan bestecilerin içinde eserleri en çok seslendirilen sanatçıydı. ASUMAN KAFAOĞLU-BÜKE üünümüzün en önemli besteci- lerinden Alfred Schnittke, 3 Ağus- tos günü geçirdiği ikinci felç nede- nıyle öldü. Volga nehri üzerindeki Engels kasabasında doğan Schnitt- ke'nın babası. Frankfurtlu bir Al- man Vahudisi, annesi ise Alman asıllı bir Rustu Bir gazetecı ve çe- virmen olan babasının 1946'da gö- revle gittıği Viyana'da ilk müzik eğitıminı almaya başladı. Aile iki yı1 sonra Moskova'ya döndüğünde. küçük Alfred. Viyana'da başladığı müzık egitimine pıyano dersleriy- ledevametti. Daha sonra da Rakov veGolubevgibi ünlü hocalann ög- renciM oldu. 1962 yıltnda Moskova Konserva- tuvarı'nda vermeve başladıgı or- kestrasyon dersler\jıı on yıl kadar siirdürdü. I970'lı yıllardan beri de sadece bestecilik ile geçinen; film nıüzikleriy le para kazanan ama or- kestra eserleriyle ünlenen biri oldu. "Buvıllardaaltmışınüzerindefilme müzık besteledi. 'Kendi deyımiyle "çokbiçemli- Hk" (polystylistic) adını verdıği. ftrklı tür ve gelenekleri bıraraya ge- tiren anlatım biçimiyle hayatta olan bestecilerin içinde en çok eserleri seslendirilen oldu. Schnittke'nin en vorulmaz sa\unucusu, keman- cı Gidon Kremer, onun müziginin popülerlık kazanmasında önemli rol oynadı Kremer'den başka Yu- ri Başmet \ e Mstislav Rostropoviç de bestecınin kendıleri için yarat- tığı müzik eserlerinın sevilmeleri- ni sağladılar. 9 senfoni. 6 concerti grossi. 4 ke- man, 2 çello v e pıyano konçertola- Schnittke'nin orkestra parçlanndan fîhn müzUderine uzanan vapıtJan birleştirici bir nıtelık taşıyordu. n ile keman, viyola ve çello için ya- zılmış bir üçlü konçertosu, orkest- ra için yazdığı eserlerin başında ge- lir. BunJann dısında bale müzigi, ko- ro ve şan eserleri ile oda müziği eserleri yer alır. İlk operası "Bir Budala ile Yaşam" Amsterdam'da I992yılındasahnelendi. Sonyıllar- da bestelediği "Gesualdo" \ e "His- toria von Johann Fausten" adlı ope- ralan ise sadece Viyana'da bir kez sahnelenebildıler. Schnittke'nin en tanınmış eser- lerinden biri "(K)ein Sommer- nachstraum" zekice verdif i adıy- la "Bir Yaz Gecesi Rüyası DeğU", 1984 yılında Salzburg Fesrivali'nde sahnelenen Shakespeareoyunu için aldıgı sipariş üzerine yazmaya baş- ladığı, ama sonra saghk sorunlan yüzünden tamamlayamadıgı bir or- kestra süitidir. Eseri ancak bir yıl sonra tamamlayabilen Schnittke, adının başına " K " harfi koyarak Shakespeare'in oyunu ile bağlantt- sını kesmış, ama yine de istedigi dö- neme gönderme yapmıştır. Bu eser- deki bir başka hoş olay, keman so- lo partısinin başkemancı yerine. ikinci kemanlann 12. si için yazıl- mış olmasıdır. "Passacagüa" adlı bir başka ün- lü eseri için de şöyle yazmış beste- ci: "Denizkenanndasaaderceotu- rup dalgalann büyülü etkisine ka- püabiüriz,fakat deniz bizeasla içya- pısuıı göstermez. Daiga nerede baş- lar? Zirvesi hangi noktadadır? Bi- ri nerede biter, öbtirü nerede baş- lar? Bir tek dalga nudır, yoksa bir- çok dalga arasında işbirliğinin ge- üşmesinden doğan farklı böliimler midir? Bu sorular hep yanıtsız ka- lır, kalmak zorundadır da. Işte do- ğa yasalannın anlaşümazlığı karşı- sında duyduğum şaşkınlıkla 'Pas- sacaglia'yı besteleme dürtûsünii ya- kaladun." Schnittke ilk ciddi sağlık sorunu- nu 1985'teyaşadı. Zaten narin olan yapısı yüzünden çok sıkıntılarçek- ti ama yaratıcılığı, kişiligi ve üret- kenliği fıziksel rahatsızlıkJanndan hiç etkilenmedi. 1990 yıhndan be- ri Hamburg'da yaşayan Schnittke, hem Alman hem de Rus vatanda- şıydı. Müzikteki bütün savaşlannı kazandı Kültûr Servisi -Alfred Schnittke,orkestral senfo- nilerden film müziklerine uzanan zengin bir yelpa- ze niteliğüıdeki yapıtianyla yirminci yüzyılm son bü- yük Rus bestecisi olarak değerlendiriliyordu. Uzun birhastalık döneminin ardından pazartesi günü ara- mızdan aynldı besteci. Schnittke'nin a\ an garde mü- ziği pek çok kişi tarafında Dmitry Shostakovich'in müzifine benzetiliyordu. Müzik kâriyerinin başlangıcında tutucu Sovyet ySnetimme karşı başlattığı mücadele daha sonra Av- rupa'da çalınan ve kaydedilen bir besteci olma sava- şma dönüştü. Sonuçta her iki savaşını da kazandı bes- teci. Besteciler Birliği'nin Moskova sözcüsü Maria FBatova bestecinin öîümü üzerine yaptığı açıklama- da şu sözlere yer veriyordu: "Schnittke, müzikal açı- dan tam bir dahi olmasının yanı sıra okiukça ince ve zeki bir insaiKh." Rus devlet başkanı Boris Yetein de bestecınin ölümü üzerine resmi bir açıklama yaptı. Bestecinin eşine başsağlığı diieyen Yeltsin, Schnitt- ke'ninyaratıcılığıyla Rus müziğinde tam bir devrinı yarattığını söyledi. Yehsin ayrıca bestecinin dünya çapında bir ün kazanırken aynı zamanda Rus klasık müzigi geleneği ve ulusal kültürünün tanmmı konu- sunda büyük katkılarda bulunduğuna degindi. Hiçbir zaman değışıkliklten korkmamasıyla tanı- nıyordu besteci. Müzik kariyeri boyuncakalıcı, ölüm- süz değerlerin peşinde koştu. Müzisyen dostları Schnittke'nin hiçbir zaman politik baskılan ve mo- dalan dikkate aimadığına, ancak yapıtlannda zama- mnın bütün gelişmelerini ve sorunİannı yansitüğı- na değiniyor. Alfred Schnittke yapıtlannın çoğunda birleştirici biryol izliyordu. Sanatçının 1984'teyaz- dığı Dördüncü senfonisi Ortodoks. Katolik ve Yahu- di müziklerini bir araya getiriyordu. Sovyet rejimi döneminde yurtdışında yaşayan Rus çeilist Rostopo»iç de ölümünden kısa bir süre önce Schnittke'nin yapıtlan için verdiği mücadeleye de- ğinerek bestecinin cesaretineduyduğu hayranlıgı di- le getirmişti. Schnittke yaşamınm son günlerinde konuşma ve hareket yetilerini yirirmiş olmasına ve yatağa bağımh hale gelmesine karşın yaşamla bağı- nı koparmamıştı. Rostropoviç geçen mart aymda besteciyi ziyaret ettikten sonra Schnittke'nin deha- sının her şeye karşın kendisini göstermeye devam et- tiğine değinmişti. Schnjttke'nin özel eşyalannın hafta sonunda Mos- kova'ya getirilmesi bekleniyor. Besteci aralannda Soştakoviç, Cbekhov ve Gogol'ün de bulunduğu Rus üniülerinin mezan Novodeviç Monastın 'nda gömü- tecek. Cenaze töreni ise pazartesi günü Moskova Konservatuvan'nda düzenlenecek bfr anma progra- mının ardından gerçekleşecek. •'Vıfl" !"!'! Ünver Oral, 'Geleneksel Türk tiyatrosunun yaşatılması 60 milyonun derdi olmalı' diyor Karagözsanatçûan 8yüdır kadro bektiyor FECİRALPTEKİN "Geleneksel Türk tiyatrosu ko- mada" dı>or Karagöz kukla sa- natçısı \e ara.^tırnıacı yazar Ün- verOral İçlerindeOral'ındabu- lundugu, Türkıye"run son altı Ka- ragöz kukla sanatçısı, geleneksel Türk tiyatrosunu yaşatmak ve ge- lecek nesillere aktarmak amacıy- la egıtimci olarak görev yapacak- lan De\ let Geieneksel Türk Tiyat- rosu Topluluğu Müdürlüğü'nün kadrosuna ahnmayı bekliyorlar. Karagöz kukla sanatçılannın başvurusu ilk olarak 1990 yılın- da dönemın Kültür Bakanı Namık KemalZevbek tarafından değer- lendınlmış v e De\ let Geleneksel Türk Tivatrosu Topluluğu Mü- dürlüğü kurulması volundaki ka- rar Bakanlar Kurulundan çıkıp Resmi Gazete'de vayımlanmış. Karann hemen ardından yapılan açıklamav la toplulugun yıl başın- da çaljşmalara başlayacağı belir- tilmiş. Ancak aradan sekiz yıl geçmiş olmasına karşın, Karagöz kukla sanatçılan halen kadroya ahnmayı bekliyorlar. 1990 yıhndan bu yana Kültür Bakanlığı binasmda De\ let Gele- neksel Türk Tiyatrosu Topluluğu Müdürlüğü'nün bir odası var. Mü- dür MevlütÖzhan. Karagöz kuk- la sanatçılan. son olarak geçen yıl lzmir Uluslararası Gelenek- sel Tiyatro Festıvalı'nde Kültür Bakanı Istemihan Tabn'la birara- ya gelmışler. Talay, sanatçılaraen kısa zamanda kadrolannın açıla- cacağı konusunda söz vermış. An- cak Oral. bakanlıktan halen bir yanıt alamadıklannı ve gecikme- nin neden kaynaklandıgını aydın- latabılecek bir açıklama bekle- diklerinı, kadrolann açılması ger- çekleştırilemiyorsa da bu konuda bilgilendirilmek istedikJerini be- lirtiyor. "Geleneksel Türk tiyatrosıman yaşatılmasL yalntzca bizkrin de- gü, 60 mihonun derdi olmair di- yor Oral. TMlet^emilletolarak buzenginliği degeıiendirmek, ge- Uştirmekiçin çaba göstermijonız. Bugün artik ortaovnnu topluluğu kurulamıvor. meddah kalmadı, tuluat kalmadı. köy tiyatrosu ses- sizce vok oluvor. Geleneksel Türk tiyatrosunu vaşatmak için, çırak- hksistemivteegitim vermemiz ge- rekli. Bunu da ancak devlet ger- çekleştirebilir.'' Oral, geleneksel Türk tıvatrosunu yaşatmak için yalnızca Kültür Bakanlığı 'na de- ğil, Milh Eğitim Bakanlığı veTu- nzm Bakanlıöi'na da büvük rol düştüğünü belirtiyor. Kukla ve Karagöz kültürünü gelecek ne- sillere aktarabilecek, genç sanat- çılar yetiştirebilecek son ustalar Ünver Oral, Metin Ozler,Tacettin Diker. thsan Dizdar ve Orhan Kurt. 8 yıldır Devlet Geleneksel Türk Tiyatrosu Topluluğu'nun kadrosuna alınıp hizmet verme- yi bekliyorlar. Kültür Bakanlığı Basın Müşa- viri Mümtaz Idil ise 1990 yılın- da oluşturulan müdürlüğe, Mali- ye Bakanlığı tarafından kadro ve- rilmesini beklediklerini belirti- yor. Bilkent Senfoni Orkestrası'nm 17 il ve ilçeye sesleneceği Anadolu Müzik Festivali bugün başlıyor BASSO'nun dostluk ve banş çağnsı Festival.ağııiıkb olarakDoğu ueGünevdoguAnadolu'da gerçekleşecek. Kültür Servisi -1994 yılında hayata geçirilen, 'adı' ve 'gezid' özellıgiyle Anadolu'ya adanan Bilkent Anadolu Müzik Festivali. yann beşınci kez buluşacak Anadolu insanıyla. Festivalin bu yılki etkinlikleri ağırlıkJı olarak Doğu ve Güneydoğu .Anadolu'da gerçekleşecek. Tasarımında, evren- sel normlarda sanat boyutuyla düzenlenme isteği dışında, müziğin ulusal ve uluslararası bifleştin- ci gücü esas alınan festivalin ana teması. 'müzik diüyte, dostluk ve banşçağnsı' olarak belirlendı. Sanata duyarlı Anadolu insanının, büyük form- lardakı müzik yapıtlannı algılama. ka\Tama \e özümseme yeteneğinden kuşku duymayan mü- zisyenler. birkaç büyük kentin dışında da bu tür eserlerin yaşamhrolmasını istiyorlar. etlenebilir."' Anadolu Müzık Festivali. bu yıl 21 Eylül tari- hine dek uzanan kapsamlı programıyla Iç Anado- lu, Dogu, Güneydoğu Anadolu. Akdeniz'in do- ğusu ve Karadeniz Bölgesi de dahil olmak üzere 17 ıl ve ilçeye. beş yılda da toplam 33 ıl ve ilçeye ulaşmış olacak. Festivalde ziyaret edilen duraklar- da yörenin halk ozanlan, orkestrayla birlıkte sah- ne alarak yerel türküler seslendirecek. Festival. Türkıye'nin ilk gezer sahnesiyle de birilke daha ımza atacak. Orkestra, her konser du- rağına kendi sahnesini de görürecek. Konser yeri bulmakta çıkan sorunlann yanı sıra elverişsiz ha- va koşullan nedeniyle de sıkıntı yaşayan orkest- ra, artık bu sorunlarla karşı karşıya gelmeyecek. Konser verilecek her ile götürülerek orada konser ortamı oluşturacak sahne, sahnenin taşınması ve kurulması sorununa da zaman ve ışgücü yönün- den büyiik kolaylık getinyor. Bilkent Senfoni Or- kestrası. Anadolu'ya yapacağı rumede konser ver- ırken bir yandan da müzikal yetenek keşfedecek. Illeride yapılacak smavlan kazanan öğrenciler, müzık bursu kazanacaklar. Sadece doğal müzik yeteneği ve duyuşuyla ilgilı olacak sınavda başa- nlı olan yoksui çocuklar. fakülte ve müzik hazır- lık okulu bünyesinde ilkögretim. lise ve yükseköğ- retim düzeylerinde yatılı ve tam burslu statüde eğıtilecekler. Festival kapsamında festivali izleme- ye gelen yörenin çocuklanna aynca boyama kita- bı \enlecek. Etkinlik alanını daima genişleterek, her yıl ye- m ıl,ılçe ve beldelerde daha geniş dinleyici kitle- lerine ulaşması planlanan festivalin kadrosu. şef Gürer Aykal. şef Rodolfo Bonuci. şef Alfred Mic- hourine, tenor Hakan Aysev, bariton Mesut Iktu. tenor PekinKırgız ve festival sunucusu FadikAta- soj'dan oluşuyor. Festival süresmce Pucdni'nin 'Tos- ca' operasından Cavaradossi'nin Aryası 'E luce- vanfc stelle' ve 'Tudarot' operasından Prens Ca- laf ın Arvası 'Nessundorma'.Bizet'nin 'Carmen' operası uvertürü ve 4 L',\rlesienne' süitı No.1-2, Op.23, Strauss'un 'Varasa' opereti uv ertürii ve "Çîn- geneBaron' operetinden Barinkay'rn Aryası 'Ab flotterGeistdochfrüh', Weber'in 'Oberon' Uver- türü, Suppe'nin 'Hafif SüvarP opereti uvertürü, Brahmsm •MacarDanslan',D\orak'SIavDans- lan', Çaykovski'nın 'İtahan Kapriçyosu', senfo- ni No. 4 ve senfoni No. 5, Ra^çl'ın 'Bolero' gıbı evTensel müziğin en seçkin eserlerinın yanı sıra. Uhi CemalErkin'in 'Köçekçe',Adnan Saygun' un 'Bozlak', FeritTüzün'ün 'Esintiler' gibi yerlı mü- zik ustalanndan seçkin örnekler sunacak. Çocukluk yıllannı Güneydoğu Anadoiu"da ge- çiren ve yöre insanını tablolanna yansıtan ressam Nuri İyem'in yapıtlannın yer aldığı gezici sergi- nin de bulunduğu festival programı şöyle: 7 Ağus- tosCumagünüAnkara, 10 Agustos Siirt. 11 Ağus- tos Batman, 12 Agustos Mardin, 13 Ağustos Şır- nak, 14 Ağustos Şanlıurfa, 15 Ağustos Adıya- man, 16 Ağustos Kahramanmaraş, 17 Ağustos Gaziantep. 18 Ağustos Iskenderun. 21 Agustos Nev- şehir, 22 Ağustos Kapadokya. 23 Ağustos Kay- seri. 12 Eylül Konya, 19 Eyiül Sinop. 21 Eylül To- kat. Bunlann dışında eylül ayı içinde Diyarba- kır'da sahne alacak orkestranın programında bu- lunan Adana konseri, yaşanan deprem nedeniyle daha ileri bir tarihe ertelendi. IŞILDAK VE YELPAZ ATİLLA BİRKİYE 'Kirli Ağustos' Sıcak bir ağustos esiyor. Yeryüzü toz topn güneş beynimin içinde, bir Ekvator şarkısı söyl yor. Bunalmışım masanın başında. Masa da h£ aylar ve aylar önce anlattığım masa. Haydi, anımsa, şairin şu dizeleri de yer almıştı yazıda: "Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu Adam ha babam koyuyordu." Sıkılmışım. Hayatı çok ciddiye almışım; ya da kiı bilir belki de hayat beni çok ciddiye almıyordur. K sacası her zamanki gibi bir kirli ağustos gecesrç di, dün gece. Evime girdim, bir otele bir rtırsızın giı diği gibi... Şimdi bir rüzgâr esiyor işte. Biresın kaynağı; h€ şeyi değıştirebilir. umutsuzluğumu umuda dönüş türebilir; gizli bir aşk, kim bilir, belki yaşanabilir. Aşağıki komşu bahçeyi suiuyor, serinliyor ma samın sayfaları; şiir ile düzyazıyı karıştınyorum ar tık, uzak kalınca aşktan. Ama gizli aşkım yalnızlı ğımda... Sana yazıldığını hiç bılemeyeceğin, bir şiir yazı yorum, şiir elden ele dolaşıyor, ama kimse okuya mıyor, sonunda şiir bir yerçekimli karanfil oluveri yor. Bu kez karanfil elden ele dolaşıyor, gökkuşa ğının yedi rengine dönüşüyor, ama kimse kokla- yamıyor. Bir kirli ağustosta, avucuma bir şiir alıyorum Kim bilir belki de bir umudu alıyorum. Her yaşam sevinci bir umut olduğuna göre... Birşairi aldığımı sanıyorum avuçlarımın arasına, uçup gidiyor imgeler, açık pencereden mavi gök- yüzüne doğru. Aslında bir şairin birdizesini bilein- san alamaz avuçlarına; suyu avuçlasa da... Birşairi anıyorum, hani yerleşik birsöylem ama; yaşasaydı yaş yetmiş, bu sıcak tozlu günde oku- duğum Edip Cansever'in şiirleri... Bir şairi bir yazı anlatamaz, bir şairi bir kitap hiç anlatamaz, hele bir inceleme kitabıysa. Hele hele eleştiri kitabıysa... Bir şairi belki bir şiir anlatabilir: O da yalnızlığını, çağnşımlarla... Edip'in yetmişinci doğumu, 8 Ağustos Cumar- tesi. Büyük bir rastlantı mı? Aziz Çalışlar'ın do- ğumu da aynı gün. Şair Abdülkadir Bulut'un ölü- mü de... Aziz yaşasaydı elli altı, Abdülkadir ise el- li beş olacaktı. Biri hastalıktan, öteki bir kazada öldü; hayat şi- ire de felsefeye de ihanet etti! Kimdi bilemiyorum, bir büyüğümüzdü. Göımüş, geçirmiş, şiirleryazmış, tutuklanmış. Anımsayama- dım adını. Şöyle demişti: "Aziz'i, ilk Edip'in yanın- da görmüştüm. Gençten bihydi." Eylül günleriy- di yaşadığımız. Ama, hakinin egemen olduğu ey- lül günleriydi: "Baylar! Bin dokuzyüz seksen birdeyiz Karşınızda eylülün sesi Ağustos çekildi, eylülün sçs/ Birazdan konuşacak Bu dünyada yaşamak can sıkıcı bir şeydir baylar!" Edip Cansever ile hiç karşılaşmadım, kuşkusuz büyük bir kayıp benim için; ama, Aziz'in Edip'e olan sevgisini çok yakın bilirim. Acaba, 8 Ağustos mu nedeni? Kim bilir, daha kimler doğdu, kimler öldü, bu kirli Ağustos'un sekizinde... Gelelim yerçekimli karanfile: "Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz se- ninle Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o de- Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk Birleşiyoruz sessizce." Bu yazı sana yazılmadı, çünkü sen gizli ve ya- sak aşkımsın, senınkisi hiç kimsenin okuyamadı- ğı bir şiir elden ele dolaşan ve bir gökkuşağına dö- nüşmeden önce bir yerçekimli karanfile dönüşen (bunu da okumayacaksın ya!)... Bu yazı, büyük bir şairin doğumu için yazıldı; ve, senin de tanık olmanı isterdim, gözlerimin önün- de yaşanan bir aşka, aşklara, tüm yaşanan aşk- lara adandı. Kim bilir, 9 Ağustos da başka bir yıldönümüdür. öyleyse, ne mutlu onlara... 'Başka değil, yokluğu görmek için Kirli ağustos! Gözkapaklanmı da yaktım so- nunda. " KarHcaîürcülerden Doğan fiüzel için açıklama • Kültür Servisi - Karikatürcüler Dernegi Yönetim Kurulu, çizdiği kankatürlerden dolayı hapis cezası alan Doğan Güzel'in cezasını kınayan bir açıklama yaptı. Güzel. çizdiği 4 kankatürden dolayı açılan 4 ayn davada toplam 40 ay hapis cezasma çarptınldı. Açıklamada şunlara yer verildi: "Bu olay. ülkemizde sanat ve düşünce üzerindeki sistemli baskının yeni bir halkasıdır. Yargmın topluma ve halka karşı suç işleyen çetelen. gazetecı katillerini, devlet ve halkı dolandıran işadamlannı serbest bıraktığı koşullarda: düşüncelerini yazıyla, çizgiyle dile getiren sanatçılan, gazetecileri ve aydınlan hapisle cezalandırması durumunun vahimliğini bir kat daha arttınyor. Çizdiği karikatürlerden dolayı Doğan Güzel'in hapsedilmesini şıddetle kınıyoruz. Af tartışmalannın gündeme geldiği koşullarda Doğan Güzel'in ve bütün düşünce suçlulanna bir an önce haklannın iade edılmesini talep ediyor, özgürlüklerine kavuşmalannı diliyoruz. Doğan Güzel ve hapisteki bütün düşünce suçlulanyla dayanışma içinde olduğunmuzu bir kez daha kamuoyuna açıklıyoruz." Folklor/Edebiyarta İlltan Başgöz özel sayısı • Kültür Servisi - Oç ayda bir yayımlanan Folklor Edebiyat dergisi bu sayısını Jlhan Başgöz'e ayırdı. Derginin bu sayısında Metin Turan'ın llhan Başgöz'ü Okumak. llhan Başgöz'ün 'Pertev Naili Boratav'ın Türk ve dünya Folklor Araştırmalarındakı Yen". Vecıhi Timuroğlu'nun 'Önemli Bir Halkbilimci. llhan Başgöz'. Dan Ben- Arrlos'un "Prof. Dr. llhan Başgöz'e Övgü', Yahya Aksoy'un 'Başöğretmen llhan Başgöz', M. Öcal Oğuz'un İlhan Başgöz veya Çin'deki Bilim', Işık Gencer'in llhan Başgöz'le yaptığı söyleşi yer alıyor. llhan Başgöz'ün yaşamöyküsünün de yer aldığı dergide tlhan Başgöz'ün yazılan da okuyuculara sunuluyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear