23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 1998 PAZARTESİ 8 HABERLERtN DEVAMI Istanbul Edirrte A 30 Sinop A 28 Adana A 34 A 36 Samsun PB 28 Mersin A 32 Kocaeli A 32 Trabzon Çanakkale Izmir Y 25 Diyarbakır A 39 _A 33 Giresun PB 26 Şanlıurfa A 40 A 36 Ankara A 33 Mardin A 38 Manisa Aydın _A 38 Eskışehır A 34 Siirt A 39 Denizlı _A 37 Konya A 33 Hakkâri A 33 A 34 Sıvas A 33 Van A 32 Zonguldak A 26 Antalya A 34 Kars Y 26 Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bu- lutlu, Doğu Karade- niz'in doğusu ile Do- ğu Anadolu'nun ku- zeydoğusu sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı yurdun doğu kesimlerinde biraz azalacak. D I S M E R K E Z L E Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B Y B Y PB Y Y Y 19 20 20 22 21 24 24 25 Münih Y 26 Zürih Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y A Y PB PB A A 2b 33 34 22 34 32 30 31 Y 30 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakü Bişkek Tiftis Kahire A A Y Y A Y Y A 26 37 26 29 36 36 37 36 A 40 a\f r Ö*Moskova Taşkent •Tahran Kahıre» Parçalı Bulutlu Sıslı k Çok bulutlu > Yağmurtu w w Karlı Sulj kar Gok gunjltulu CUMHURİYET'TEN OKURLARA ORHAN ERtNÇ I Baştarafı 2. Sayfada de memurlara. gazetecilere bilgi verme yasağı ge- tiren Devlet Personeli Yasasfnın ünlü hükmünün kaldınlmasının da öngörüleceğini sanarak umuda kapılıyorsunuz. Bu lyimserlik. ön taslağın "Bilgi Edinme Hakkının Sınırları" bölümüne gelince sona eriyor. Yürürlükteki yasalarda bulunan ya da bulun- mayan ve "devlet sırn, devletin ekonomik menfa- atleri, ticari sır, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler, idari soruşturmaya ilişkin bilgi ve belgeler, suç iş- tenmesinin ve yargılama görevinin yerine getiril- mesinin önlenmesi" gibi başlıklar altında sıralanan sınırlamafarın "bilgi edinme hakkı kapsamı dışında" Dİduğunu öğreniyorsunuz. Bu kadarla kalsa yine de "///" diyeceği geltyor in- sanın. Çünkü bölümün son maddesi şu paragrafla bitiyor. "Bu bölümde belirtilmeyen, ancak açıklanması diğerkanun ve kanun hükmünde kararnameleıie sı- nırfandırılmış olan bilgi ve belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır." Tam bir Türk işi bilgiienme hakkı. Hadi istediğinize ulaştınız ve bilgi aldınız diyelim. Bu kez de ceberrut deviet, müdebbir tüccar gibi karşınıza çıkıyor. Taslak "Erişım maliyeti" başlığı altında diyor ki: "Bu kanun kapsamında erişilen bilgi ve belgeler için, başvurunun yapıldığı ıdare, başvuru sahibin- den erişim usullerinin gerektirdıği maliyet tutan ka- öarbirbedeltahsileder. Istisna ve muafiyetlerBaş- bakanlık'ça çıkanlacak yönetme/ikle düzenlenir." Haber alamamak bir yana, aldığımız haber değe- ri taşıyan bilgiler için bir de para ödemek zorunda kalmayalım sakın. Bu maddeyi yazanlar, Bay Gü- neş Taner'in para karşılığı demeç veımesinden mi esinlendiler dersiniz? • Kare bulmacalar, gazetelerin en önemli köşele- rinden biridir. Gereklı ozen gösterilmezse okuru yan- lış bilgilendirmekle kalmaz, dilini ve kelimeleri kul- lanmaları konusunda da kuşkuya düşürüp Türkçe- nin bozulması sürecini hızlandınrsınız. Bilim Teknik Eki'mizin kare bulmacalarını b j sakıncalardan ann- dırarak hazırlayan arkadaşımız Osman Karade- mirieraramızdanayrılıverdi. Kendisıni saygı ile anı- yor ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. • Türk vergi sisteminde yeni bir dönem açan yeni yasanın değişik kesimler için neler getirdiğini, eko- nomi muhabirimiz Banu Salman yazdı., • '";' Batı Çaltşma Grubu ve istihbarat kaynaklarının çeşitli alanlarda çarpıcı verilerı içeren raporlannı AJ- perBallı haberleştirdi. • TBMM'de dokunulmazlıkların kaldırılması konu- sunda rekor oluşturan "fezlekeler", Sebahat Ka- rakoyun'un analiziyle yayımlandı. • Istanbul, Ankara ve Izmir'deki yerel kaynaklann belediye başkanlarınca siyasi yatırım amacıyla kul- lanıldığını Mehmet Demirkaya ve Merih Ak haber- leştirdiler. • Yoksul bir bozkır ülkesi olan Moğolistan'daki iz- lenimlerini Hatice Tuncer, yazı dizisi ile okurian- mıza ulaştırdı. • Cem Ulutaş da Türkiye'de günde 56 bin ton, yıl- da 20 milyon ton çöp toplandığını ve toplam 30 tril- yonluk atığın çöplüklerde gömülü olduğunu yazdı. • • Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Metin Gürde- re'yle görüşen AN Er de vakıflarla ilgili yeni yasanın çıkarılacağını ve vakıflann yağmaya alet edilmesi- ne son vereceklerini aktardı. • Işadamı Adnan Polat'ın da adının geçmesiyle ANAP içinde hızlanan Istanbul Büyükşehir Beledi- yesi Başkanlığı adaylık yanşını taraflarla görüşerek Banş Doster haberleştirdi. • Belediyelerin verdiği bursların azımsanmayacak bölümünün imam-hatiplilere gittiğini Merih Ak ha- berleştirdi. Seçimlerin ekonomimizi nasıl çökertti- ğini de somut verilerle Merih Ak yazdı. • Uşak Cezaevi'ndeki kavgada beş mahkûmun ya- şamını yitirmesiyle ilgili mahkemenin Adalet Bakan- lığı'nı kusurlu bulması ve tazminat ödemeye mah- kûm etmesini Necati Aygın duyurdu. • Müzelerin yetersizliğini. korunmayla ilgili en ba- sit sistemlerin bulunmayışını, ören yerlerine kadro- suzluk nedeniyle koruma görevlisi atanamadığını Olcay Akdeniz haberleştirdi. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla. 6 Af, Susurluk'u ükamamalr• Baştarafı 1. Sayfada terdiği il merkezlerinde baro kurulabiliyor. Bu ko- şulu taşımayan Şırnak, Siirt. Hakkâri, Bitlis, Muş, Tunceli, Bayburt, Ardahan ve Kilis'te baro bulun- muyor. Baro başkanlanndan 64'ü sorulan yanıt- larken "7'si değişik gerekçelerle görüş belirtmedi. Görüş açıklayan başkanlardan 39'u, "olası bir affin gerekli okiuğuna inandıklannT dile getirdi- ler. Bunlardan 2Û'sı "af karanndan tüm suçlula- nn yararianmaması" görüşünü savunurken, I9'u ise "genel bir aftan yana olduğunu" söyledi. Af- fa destek verenler, böyle bir karann TBMM'nin yetkisinde olduğunu ve en son 24 yıl önce alındı- ğını hatırlatarak. "ancak af konusunun siyasi istis- mar unsuru olarak kullanılmaması gerektiğT gö- rüşünü dile getirdiler. Başkanlar. "InfazKanunu baştaolmak üzere. il- gili mevzuatta yapılacak düzenkmeden sonra af karan alınması" gerektiğini söylediler. Olası bir affin ge- rekçeleri ise daha çok "tnsa- ni", "topiumsal banş", "yar- gı sistemindeki hkanıklıktan kaynakianan hatalann gide- rilmesi" \e "suçlulann toplu- ma kazandınlması" olarak sıralandı. Bu grupta yer alan baro başkanlan, "olası bir afkara- nmn vakitgeçirümeden alın- masını. mahkûm ve yakınla- nnın gereksiz beklenti içine sokulmamasınr istediler. Olası biraffa "karşıçıknkla- nnT belirten 16 baro başka- nı ise "buyöndealınacak ka- rann cezâlann caydıncılığı- nı ortadan kaJdıracağı" gö- rüşünü sa\ undular. Bu göriişteki başkanlar. "mağduriann nzası olma- dan samklann affedilemeye- ceğjnT, "suç işleyen bir kişi- de 'birkaç yıl vatar çıkarım" mantığının oluşacağını". "kamuovunda büyük huzur- sudukyaratacağını T 'dile ge- tirdiler. Temel kaygı olarak, alınacak af kararının "top- lumsal dengeyi bozacağı". "af tartışnıalannın siyasi is- tismar haline getirildigi 1 ". "adaiete güveni zedeleyeceği", "mağdurlann dev- lete olan güvenini sarsacağı" ve "vaptığı yanına kâr kalır anlayişı ile suçlarda artış yaratacağı" gö- rüşleri belirtildi. Baro başkanları, belli günlerdeaf çıkanlmasımn da "doğru olmadığ). bunun önüne geçilemeyeceği1 " görüşünü sav undular. Sorulara yanıt veren baro başkanlanndan 9'u ise olası bir af kararının "toplumun önemli bir bölü- mü ile hukuksal yapıyı etkileyecek" nitelik taşıdı- ğını söylediler. Bu grupta yer alan başkanlar, af ka- rarının önce hukuk tekniği açısından ele alınması gerektiğini belırterek. "affin toplumsal, hukuksal ve psikotojik yönü bulunduğunu" kaydettiler. Is- tanbul Barosu Başkanı YücelSayman. af önerisi- ni desteklediklerini belirterek şu görüşü dile ge- tirdi: "Günümüzde biraffa ihtiyaçolduğunu düşünii- yoruz. Birde, toplumlariçin anlamlı günter\ar. Ör- Af tasansmda kapsam tarbşıfayor • Baştarafı 1. Sayfada FP Genel Başkanı Recai Kutan, baş- ta basın ve fıkir suçlan olmak üzere den- geli ve adil bir genel aftan yana olduk- lannı bildirdi. Kutan. "Bu kesimleri kapsam dışında tutacakafteklifınekesinlikk destek ver- meveceğiz'' diye konuştu. Basında sansürün kaldınlışının 90. yıldönümünün düzenlenen çeşitli etkin- liklerle kutlandığmı anımsatan Kutan. düşüncenin sansür edildiğini ve Türki- ye'de "Sultan Abdülhamit döneminden dahafleribirsansür tatbikaünın" bulun- duğunu savundu. "Bu iilkede sansür vardır" diyen Ku- tan, "Bir vığın gazetecl yazar düşünce suçlusu bugün hapishanelerde. Düşün- ceyi suç saymak büt utanç duy ulacak bir durumdur" görüşünü dile getirdi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de dün düzenledıği basın toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine, af önerisi- ni gayet olumlu değerlendirdiklerini be- lirtti. Keskin, düşünce suçlannın da af kapsamına alınması gerektiğini, dışında kalmasının genel affin mantığina ters düşeceğini vurguladı. Adalet Bakanlıgı bürokratlan, afftn kapsamı konusunda bilgi verirken ana- yasanın 14. maddesinde sözü edilen te- rör suçlannın kesinlikle kapsam dışı tu- tulacağını, hazırlayacaklan af yasa tas- lağının. "istemeden suça kanşıp ilk kez suç işleyenler ilecezaevlerinde iyi haü gö- rülenleri" kapsayacağını bildirdiler. Anayasanın 14. maddesinde belırtilen suçlann hancinde. af kapsamı içinde dü- şünülebilecek bir milyonu aşkın dava bulunduğunu anlatan bürokratlar, basın yoluyla işlenen suçlar, miktarian belli kaçakçılık ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Yasası ile ilgili suçlar, birmes- lek ve sanatın icrasının meni gibi suçla- nn Infaz Yasası'nın dışında kaldığını, dolayısıyla bu konularla ilgili sıkıntılar yasandığını anlattılar. Bürokratlar, ha- zırlayacaklan af yasa tasansı ile mahke- melerde davaları görülmekte olan on binlerce kişinin rahatlayacağını, bazı suçlar hakkmda artık takibat yapılama- yacağını, görülmekte olan bir kısım iş- lerin de ortadan kalkacağinı, böylece cumhuriyet savcılan ve yargıçlann bü- yük bir iş yükünden kurrulacağını söy- lediler. neğin. bu yıl Cumhuriyetimizin 75. yıldönümünü kuduyoruz. Bu yıl çıkanlacak bir af çok anlamlı olur. Ancak bu,Susurluk yargüamasının önünü 0- kayacak bir af obnamalı. Çünkü devlet kendi ken- dini affedemez." Sayman. barolann da içinde yer alacağı bir ku- rul oluşturularak af konusunda süratleçalıştınlma- sı gerektiğini dile getirerek. "Bu kurul yasal orta- mını otuşturabilir, çerçevesini beliıieyebilir. Hükü- met karanyla pariamentoda 3-5 gündeçıkanlacak bir af, beklenenin aksine, toplumda büyük olum- suzluklara ve çalkanülara yol açabilir" dedi. Adana Barosu Başkanı Ziya Yergök ise "Ge- nel af konusuna toplumsal ve kamusai yarar açı- sından yaklaşılması gerekjr" dıyerek şunlan kay- detti: "Btlli yıldönümleri, bir affin dayanagı ve gerekçesi olamaz. Olayu, "Cumhuriyet"in 75. yıl- dönümünde af çıkarılmalıdır' diye bakılırsa; o zaman, Cumhuriyet'in 100. yıldönümündedeyine bir af- fa kaçınıimaz gözüyle bak- mak gerekir. Genel bir affa bakış açıst, toplumun geçirdi- ği çalkanniı ve sıkınblı birdö- nemden sonra, bir banş or- tamını sağlamak, toplumsal yaralan sarmak olnıalıdır. Türkiye böyle dönemleri ge- çirmiştir. O/ellikle 12 Eylül askeri \ önetimiyle böyie sı- kınblı bir dönem \a$anmış- Or. Böyle durumlarda. banş ortamı sağlamak ve toplum- sal yaralan sarmak içingenel af düşünûlebilir. Genel af ge- niş kapsamlı ve eşitlikçi ol- malıdır." Baro başkanlan. olası bir af karannda idam cezasına ilişkin tartışmalann da gün- deme geleceğini dile getir- diler. 71 ildeki baro başka- nmdan 43 "Ü "idaıncezasıııın kakunlması", 15'i ise "kal- dınlmaması" gerektiği gö- rüşünü savundu. 5 başkan "idanun kaldınlması konu- sunun teknik ve tartışmalı bir konu olduğunu" belirte- rek, net yanıt vermenin zor olduğunu bildirdi. CHP Cebze İlçe Başkanı Ensar Öğiit, cezaevi önünde toplanan tutuklu ailelerine, çıkan gergin- liğin giderildiğini, kimsenin burnunun kanamadığını söyledi. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Gebze Cezaevi'nde af gerginliği DEVTtfM SEVİMAY GEBZE - DSP'nin bir hafta önce gündeme ge- tirdiği ve önceki gün hükümeti oluşturan koalis- yon liderierinin de üzerinde anlaştığı. siyasi tu- tuklulan kapsam dışında tutan afla ilgili siyasi tutuklu ve hükümlülerden ilk tepki dün Gebze E Tipi Cezaevi'nden geldi. Siyasi tutuklu ve hü- kümlüler. "adi suçlular dışan çıkarken düşünce- sinden dolayı bizkrin burada tutulması eşitliğe aylondır" dedi. 1996'dakiaçlıkgrevi sırasında ölen 12 kişiyı. ölümlerinin ikinci yıldönümlerinde anmak için ortak bir etkinlik düzenlemek isteyen Gebze E Tipi Cezaevi'ndeki siyasi tutuklu ve hükümlü- ler dün sabah saatlerinde kaldıklan koğuşiann kilitlenni kırdı. Adalet Bakanlıgı'nın talimatıy- la polis ve jandarma cezaevi içinde ve dışında geniş güvenlik önlemleri aldı. Cezaevindeki ya- kınlannı görmek için gelen ailelere görüş izni ve- rilmedi. Cezaevine çok sayıda ambulans. asker ve panzer sevk edildi. Gerginlik. cezaev i yöne- ticilerinin girişimleri sonucu akşama doğru gi- derildi. Cezaevine gelerek incelemelerde bulunan CHP Gebze İlçe Başkanı Ensar Öğiit, başsavcı vekili ve koğuş temsilcileriyle yaptığı göriişme sonrasında cezaevi önünde bekleyen ailelere şu açıklamayi yaptı: "Olay,kimsenin burnu bileka- namadan. başsavcı vekilinin yardımlan sonucu gideriJmiş durumda. Ancak, bizim görüştüğü- müz koğuş temsilcileri gündeme gelen af konu- sunun ortamı gerginleştirdiğine dikkat çektiler. Af kapsamının siyasi suçluları da içine almasını isteyen tutuklu vehükümlüier 'adi suçluiardışa- n çıkarken, düşüncesınden dolayı bizlerin bura- da tutulması eşitliğe aykındır" dedüer." Bu açıklamalardan sonra cezaevi önünde bek- leyen tutuklu ve hükümlü aileleri sessizce dağıl- dı. Bu hafta getirilecek Kürşat Yûmaz'ın iadesiiçin İnterpoldevrede .ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bulga- ristan'ın Varna kentinde yakalanan yeraltı dünyasının ülkücü çek-senet mafya babala- nndan Kürşat Yümaz'ın Türkiye'ye iade edilmesi için yoğun bir çalışma başlatıldığı öğrenildi. Yılmaz'ın bu hafta içinde yurda getinleceği bildirildi. Içişleri Bakanı Murat Başesgioglu. ceza- evi firarisi Kürşat Yılmaz'ın yurtdışından getirilmesi için. ilgili mercilerlegörüşmele- rin yapıldığını ve bu konuda çalışma başla- tıldığını söyledi. Yılmaz'ın iade edilmesi için Emniyet Ge- nel Müdürlüğü lnterpol Daire Başkanlı- ğfndaöze! birekibinoluşturulduğu belirtil- di. Bu arada. yıllık iznini kullanmakta olan lnterpol Daire Başkanı YalçınÇakıcrnın. iz- nini yanda keserek işlemleri kısa sürede hal- letmesi için bugün görev ine başlayacağı öğ- renildi. Cumhuriyet e bilgi veren lnterpol Daire- si yetkilileri. Kürşat Yılmaz'ın suç dosyası- nın oldukça kabank olduğuna dikkat çeke- rek yakalanır yakalanmaz tüm suçlannın Bulgaristan adli makamlarına bildirildiğini söylediler. Yetkililer, bu hafta içinde özel bir timin Bulgaristan'a gidip Yılmaz'ı Türki- ye'ye getireceğini bildirdiler. Adalet Bakanlıgı Ceza v e Tutukevleri Ge- nel Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Yılmaz Türkiye'ye getirildikten sonra yeniden Burdur Cezaevi'ne konulmayacak. Bakanlık şu anda Kürşat Yılmaz'a uygun bir cezaevi anyor. Yılmaz Türkiye'ye getirilir getirilmez. Burdur Cumhuriyet Başsavcılığf nca firar suçundan başlatılan soruşturmayla ilgili ola- rak talimatla ifadesi alınacak. 'Adnan Menderes'in iskelesi kaçak MenHeres Ferihntıı • Baştarafı 1 Sayfada nekatılırkenlstanbul'unulaşımhedef sı bir konuda "Neron" adını yeâleme IVA^/llUVl V^ö 1 U1UUIUI Baştarafı 1. Sayfada Koruma Amaçlı Nâzım İmarPlanf nda da a\Tiı iskelenin bulunduğu yer "rek- reasyon amaçlı yeşil kuşak" olarak gö- rünüyor. Ulaşım planlamacıları ve ko- ruma uzmanları ise özellikle "Suriçi" bölgesinin transit karayolu ulaşımıyla çiğnenmemesi ve tarihsel dokunun şe- hirlerarası oto ulaşımı altında yıpran- maması için. feribot iskelelerinin Yeni- kapı 'da değil "Surdışında" v e E-5 ya da TEM gibi çevre yollarıyla bağlantılı kent dışı kıyı merkezlerinde oluşturul- masını sav unuyorlar. Ne varki Koruma Kurulu da bu görüşte olmasına rağmen. Recep Tayyip Erdoğan kendi planlama bürosunu bile dinlemeyerek, Istan- bul'un "tarihsel kalbi" olan Suriçi'ne "Avrupa'yi Ege'ye bağlayan" feribotla- rı yanaştırmaktan çekınmedi. Dahası, Ulaştırma Bakanı Necdet Menzirde feribot için düzenlenen töre- ne katılu-ken, Istanbul'un ulaşım hedef- lerine ait kendi bakanlığınca hazırlanan proje ve raporlara aykırı bu yer seçimi- ni adeta "onayiamıs" okiu... Istanbul ve hatta tüm Trakya bölge- sindeki (Avrupa'dan gelenlerle de bir- lıkte) otomobilli ulaşımı Yalova üzerin- den Bursa'ya. Bandırma üzerinden de Balıkesir ve Izmir'e bağlayan bu fen- botlara binmek isteyen herkes. bundan böyle zorunlu olarak "Tarihi Yanma- da'mn içinden gecerek" Yenikapı iske- lesine kavuşacak. Yanmada'daki karayolu ve oto sirkü- lasyonunu "en aza indirmek" isteyen Nâzım Plan'ı da 1995 "te onaylamış olan Recep Tayyip Erdoğan, kente karşı du- yarsızlığını sadece bu onayla çelişen kaçak iskele karanyla göstermiş olmu- yor. Yeni dev feribotun adının da "Ad- nan Menderes" olarak konulması, örne- ğın Roma Belediye Başkanf nın böyle- si bir konuda "Neron" adını yeğleme- sine benziyor. Cünkü. Menderes'in 1950'lerinson- larında gerçekleştirdiği ünlü "imar ve yıkımoperasyonlan'' aralannda birçok cami. hamam, külliye gibi Erdoğan'ın "hassas"(!) olduğu dini yapılarla bir- fTkte kentin tarihsel dokusu üzerinde belki de Roma'yı yakan Neron'unkin- den çok daha büyük tahribat yaratmış- tı. Şimdi bir Istanbul Belediye Başka- nı 'nın bu kentin ulusal ve evrensel de- ğerlerini acımasızca yok eden bir siya- sal kişiliğe öykünmesi, en az dev feri- botun Suriçi'ne yanaştınlması kadar büyük bir aymazlık örneği olsa gerek. Zaten. kentin tarihini yok sayan bir "yasadışı" iskeleye yanaşan feribotun adının da yine aynı tarihi yok sayan ya- sadışı yıktmlan yapmış bir kişiyle anıl- ması belki de bu olayın tek "uyumlu" yanı olsa gerek. BASRİATILGANER BAJVDIRMA - Istanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Istanbul-Bandır- ma arasmda geçen perşembe günü sefe- re konulan Adnan Menderes Feribotu, Bandırma limanına girmek üzereyken altı büyük bir gürültüyle kayalıklara sür- tüntü. Feribot, yolcıüann birhayli kork- tuğu ve heyecanlandığı kaza sonrası, li- mana yanaşarak yolculannı boşalttı. Istanbul Yenikapı 'dan dün sabah 10.15'te hareketetmesi gerekirkenyak- laşık 10 dakika gecikmeyle kalkan Ad- nan Menderes Feribotu'nun altı, Kapı- dağ Yanmadası karşısında bulunan Fe- neradası kayahklanna sürtünmek sure- tiyle çarptı. Feribotta bulunan yazanmız Emre Kongar'ın bildirdiğine göre, feribotun altı büyük bir gürültüyle kayalıklara sür- tündü. Yolculann yaşadığı panigi bastırmak için feribot kaptanı, herhangi bir sorun olmadıgı şeklinde anons yaptı. Ancak feribot iskeleye yanaştiktan sonra kaptan tarafından yapılan ikinci anonsta, feribotun bir kaza atlattığını, ancak bir sorun bulunmadığını belırtti. Yolcu ve araçlan indiren feribotun, Jstanbul'dan çağrılan dalgıç ve teknis- yenlerce yapılan incelemesinden sonra ıstanbul'a dönüşüne izin verilmedi. Js- tanbul'a gitmek için Ege Bölgesi'nden gelen 200'e yakın araç, karayoluyla Is- tanbul'a hareket etti. Feribotun altının sürtünmesinden do- layı ne kadar zarar gördügü ve seferle- rine ne zamana kadar ara verildiği ög- renilemedi. G U N D E M MISTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada layan biranlam gizli. Hükümet ortakları 'an'laşıyor. Hangi 'an' ne düşündüklerini kestirmek kolay ol- madıgı gibi o anki değerlendirmenin hangi anda degişeceği de belli olmuyor. Yılmaz-Ecevit-Cindoruk zirvesinin özeti şu. - Nisan 1999'da erken genel seçim. Bu daha önce açıklanmamış mıydı? Evet, nisan ve mayıstaki Yılmaz-Baykal görüş- melerinin ardından açıklanmıştı. Şimdi neden yeniden açıklandı? Arada Ecevit, "Seçim kasımda da olabilir" de- diği için. Neden dedi? Baykal'ın yılbaşındaki düşük profilli hükümet te- zine karşı çıktığı için. Şimdi bu olasılık ortadan kalktı mı? Belli değil... Anlamadım, ne? Belli değil işte, gayet açık, belli değil... O zaman bu anlaşmanın değişme durumu mu var? Olabilir... Peki neden, ortaklaranlaştı diyekesin birtanım- lama yapılıyor ve seçim tarihleri veriliyor? Amma da unutkansın be kardeşim, nisandan beri birkaç defa verilmedi mi? İşte onlardan biri de bu... Havada ikmaL. Zirvede ikmal... Yanlış değerlendirilmesin, yukarıdaki diyaloğu ortakların anlaşmasını küçüksediğimiz için aktar- madık. Gelinen noktadaanlaşmaların da "yalama" olduğunu vurgulamak istedik. Yılmaz-Baykal görüşme serilerini anımsayalım. 23 Nisan'daki sekizinci buluşma en "inandıncı" olanıydı. Baykal altını çize çize açıkladı: - 28 Mart 1999'da yerel-genel seçimler birlikte yapılacak. -1 Ekim 1998de liderlerin katılmayacağı yeni bir hükümet kurulacak. - Seçim Yasası değişmeyecek. Ittifak yok. Ba- rajlar aynı. Bu açıklama gazetelerde sekiz sütuna manşet- ti. Yanıtı aranan soru şuydu: - Tarafsız başbakan kim olur? Buna da taraflar, tarafsız biçimde kafalarından geçen adlaria karşılık verdiler. Hikmet Çetin'den Yalım Erez'e, yani çetin cevizden karışık çereze kadar her isim dolaştırıldı... Sonra ne oldu? Yılmaz, partisinin grup toplantısında "Ben öyle demedim" dedi. Hep uyarıyoruz, ama dinletemiyoruz. Liderterin bu tür zirvelerine Birleşm?ş* Milletler'den bir grup gözlemciyle, Helsinki Watch'tan uzmanlar ve La- hey Adalet Divanı'ndan bir komisyon da çağrılma- lı. Neyse konuyu dağıtmayalım. Bunun üzerine Yılmaz'la Baykal 3 Mayıs günü yeniden bir araya geldiler. Baykal çareyi Yılmaz'a "yazılı metnin altına imza attırmakta" buldu. Yılmaz, yolda fatura bulsa altına imza atacak ka- dar idmanlı olduğu için doğal olarak bunda zorlan- madı. Anlaşmada bazı farklılıklar vardı: - Seçim 1999 Nisanı'nda. - Yeni hükümet '98 Ekimi'nde değil, 1999 başın- da kurulacak. Yılmaz isîifa edecek. - Hükümet formülü Cumhurbaşkanı'ndan iste- necek. 25 Temmuz zirvesinden çıkan sonuçta ise ikin- ci madde yok. Oysa seçime hangi hükümetle gi- dileceği. işin nirengi noktası. Yılmaz'ın, basın toplantısında bu soruya verdiği yanıt, müthiş bir zekâ ürünüydü: "Her şey bir seferde açıklanmaz." Baykal, kendi belirlediği koşullarda seçim istiyor. Ecevit, ne olursa olsun, Baykal'ın dayattığı koşul olmasın istiyor. Aslında gelişmelerin özeti bu. Ara- da dengeyi Yılmaz bulmaya çalışacak. Sanırım Yıl- maz zirvede bir formül buldu, şimdilik açıklamıyor. Dikkat edilirse her zirvede hükümetin ömrü bi- raz daha artıyor. REFAHYOL, "havada ikmal" derken yere çakıl- mıştı. 55. hükümet şimdilik "zirve ikmaliyle" işi götü- rüyor. Bu ortamda irtica sorununun çözümü de "ikma- le kalmış " görünüyor! Gökova karan • Baştarafı 1. Sayfada Noyan Özkan imzalarıyla gönderilen yazıda. Danıştay karannın derhal uygulanma- sı istendi. Söz konusu yazı- da ayrıca Bakanlar Kurulu karan ile Gökova, Yatagan ve Yeniköy termik santrallan ile bölgedeki maden sahalannın rehabilitasyonu. işletilmesi. elektrik üretimi ve ticareti için sözleşmesi yapılmak üzere Enerji Bakanlıgı ile TEAŞ'a yetki veriidiği anımsatılarak. "Mahkeme kararlannın 'yok sayılması" anlamına gelecek böyle bir sözleşmenin imzalanması. hem açıkça hukuka avkın olacaktır, hem de ileride cid- di kamuzaranna volacacak- ür" denildi. Izmir Çevre Ha- reketi avukatlannın baş\uru- lan sonrası görüştüğiimüz Çevre Bakanı İmren Aykut, Danıştay karannın hâlâ ken- dilerine ulaşmadığını belir- terek, "O sevüıdirici karan ben basından oğrendim. Iz- mirÇevTeHareketi a\ ukatia- nndan farklı düşünmüvo- rum. Hukukun gereği hemen yerine getirilmeli ama karar bize tebliğ edilmedi" dedi. Çevreden sorumlu Muğla Vali Yardımcısı SedatOktar da. karann kendilerine teb- liğ edilmediğini açıklarken, idarenin Danıştay bürokrat- lanna baskı yaparak tebliga- tı geciktirdiği ileri süruldü. Bu konuda duyumlan bulun- duğunu belirten Muğla Ba- rosu Başkanı avukat Birdal Ertuğrul. baro olarak kendi- lerinin de sadece Gökova Termik Santralı için Aydın Idare Mahkemesi'nde açtık- lan dava sonucu verilen "santralın faaliyen'nin dur- durulması" karannın da Da- nıştay'ca onaylandığını a- nımsatarak şunlan söyledi: "tonir Çevre Hareketi avu- katlannın açtığı dava sonucu verilen onayın tebliğ tarihin- den in'barenJOgün içinde,bi- zim karann ise 60 gün içinde uygulanmasıgerekiyor.Tabü karann uygulanabilmesi için önce tebüği gerekir. Bu hâlâ yapılmamış. Biz karann uy- gulanmaması nedeniyle Muğla Vaiiliği.Enerji Bakan- lıgı ve TEAŞ yetkilileri hak- kındasuçduyurusuna haar- lanıyorduk. Sanınnı bu du- rumda karan tebliğetmeyen- ler hakkında suç duyurusu- na hazırlanacağız. Çünküor- fada görevi kötüye kullanma ve ihmal var."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear