23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ITEMMUZ 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Leyla Pamir, 'Müzikte Geniş Soluklar'da çeşitli müzik üsluplannın etkileşimlerini inceliyor Müziğinfleriyedoğru atdrnııJ Ü L ERÇETİN Piyanist, 36 yıllıkpivanohocası vemü- cıkolog Leyla Pamir. hocalıktan arta ka- an vakıtlerinde yazmavı ve araştırmayı >ürdürüyor. Bugüne dek İnci'nin Müzik Ki- abı. Çağdaş Pîyano Eğitimi. Ayşe'nin Mü- dk KJtahM. MiLzikte Geniş Solukİar. Skyra- bin. Müzik ve Edebiyatadlı kıtaplara ım- za atan Pamir. son olarak Bovut Yayıne- vı'nin yayımladığı Müzikte deniş Sohık- lar adlı kaynaJ< kitabının ikinci- genişle- tilmiş baskısıyla çıktı miİ2İk meraklılan- nın karşısına. Kıtapta çeşitli müzik üslup- lannın değişirnlen. etkileşimleri. müziğin gelişimi incelenıvor. - 'Müzikte Cieniş Solukiar" kitabınızı ne- den genişletme gereğini duvdunuz? Kitabımı sadece genışletmedım. üze- rinde yeniden çalıştım; ifadelenmı düzelt- tim, sadeleştirdim. Zaman geçtikçe insan. müzik bilimsel bir çalışmasında önemli yanlışlar. eksikîikler, kötü düzenlemeler bu- luyor. Bilinçaltı insanın kendine karşı eleş- tirile'rini sürdürüyor. Kıtabımın 1. baskısın- da, çok sıg bul-duğum bazı besteci bölüm- lerindeyeni bir bakışaçısını bulmam, ye- niden incelemem. okumam. bir yapıtın ay- nntılannı çözümlemem. dinlemem gerek- ti. Aynca, Schönberg"e bu denli yer ayir- dıktan sonra onun öğrencisi, "seirel" mü- ziğin öncüsü. 196O'lı yıllara kadar çağdaş müziği etkileyen \\ebern'e sadece değin- miş olmam beni rahatsız edıyordu. Genişletümiş baskıdaki ekler - İkinci baskıya neler ekkdiniz? Beethoven'ın dört sonatının kısa analiz- lerini bastan yaptım. Mendelssohn,Brahms. Webern. tümüyle yeni denemelerdır. 19. yy. sonu - 20. yy. başında "Genç Üslup"un, i *Dekadans''ın. kısaca modernızmin ege- men olduğu VlvanaOrtamında Kültür ve Müzikbölümü yeniden yazıldı. Ikılemli dü- şünceler ve eğilimlerle dolu olan bu ortam- da \Vittgenstein ve Kraus'a da ağırlık ver- meliydim: çünkü Schönberg'in 18 ses di- zisi yapıtlannın - ana düşünce"sinde bu iki düşünürün de etkilerı \ardı. 20. yy. mü- ziğini fazlasıyla etkilemiş olan Schön- berg'in Op. 16/3/. Renklerparçasını ince- lediğim gibi, librettosunu kendisinin yaz- dığı MusaiteMarunoperasınınmüzigine ve librertosuna da yoğunlaşmam gerek- liydi. Çünkü librettodaki Tanrı inancının ikilemli simgeleri. günümüzde de her ül- ke için geçerli olmaktadır. Stravinsky'nin Lİtabımın yüzde 40-45'inin plak. CD dinleyen, konserlere giden müziksever, sanatın modernizme açılımlannı resim, tiyatro, edebiyatta izleyen aydın okuyucuya ve sanatçılanmıza yöneldiğini düşünüyorum. Geri kalan yüzde 6O'ı ise, müzisyenleri, müzik estetiği. yapıt analizi ve üslubu derslerini veren hocalan ve öğrencilerini hedeflemektedir. Bahar A>inl Bir Askerin Övküsü yapıtla- nnın esasritimkalıplarını \ ermem. Orkest- ra Armonilerini İzleyen Piyano Konçerto- su'nun küçük bir analızı. Liszt yapıt ana- lizlenndedüzeltimler. yeni birOnsözveSon Sözlerepeyce zamanımı aldı. - Teknik terminolojiyi sıkça kullandığı- nız kitapta hedef okur kitleniz kimlerdi? Kitabımın vüzde 40-45'ının plak. CD dinleyen. konserlere giden müziksever. sa- natın modernizme açılımlannı resım. tiyat- ro. edebiyatta izleyen aydın okuyucuya v e sanatçılanmıza yöneldiğini düşünüyorum. Büyük sanatçılann çevın metinleri de her- kese sesleniyor. Kitabın geri kalan yüzde 6O'ı ise, müzisyenleri. müzik estetiği, ya- pıt analizi ve üslubu derslerini veren ho- caları ve öğrencilerini hedeflemektedir. - Kitapta felsefe.edebiyat, resim >etiyat- ro\a da göndermeler yapma nedeniniz? Müzik 1820'lerden"l 925 yıllanna kadar şıır. edebiyat. sözcük, düşünce. felsefe, an- lam ve tıvatroyla bütünleşmişti. - Kitapta sık sık ağırlığını htssertiren yük- sek aristokrasinin müziğin gelişimine etki- sini değertendirir misiniz? İnsanın hayal gücünü kışkırtan bir so- ru. 174O'lı yıllann Avusturya Imparator- luğunu. MairaTheresiave 2.Josefin mü- zik etkinliklerini düşündüğümüzde. bir sa- rav müzisyeni olan Cagenseil \e Saileri'v i. sara> enrrikalarını, müzisyenlerin bir hız- metkâr gıbi kullanıldıklannı düşünüyo- ruz. Mozart sadece çocukluğunda Maira Theresia'nın önünde çalabilmiştir. Ne var ki, Mozart"ın babası LeopoJd. Salzburg saray orkestrasının yöneticisiydi. Ve o dö- nemin müzik etkinlikleri Avusturya. Mü- nih. Italya, Fransa. tngiltere, Hollanda'nın saray ve prens şatolarında da süregelmek- teydi. Leopold Mozart, kendi prestiji. Av- rupa'nın saray ve prens şatolanyla kurdu- ğu bağlantılarla oğluna o ünlü konserleri- ni verdirebilmışti. Imparatorluk ülkeleri arasındaki değiş-tokuşlu müzik etkinlikle- ri. Av usturya-Macanstan-Çekoslovakya, özellikle Viyana'nın Esterhazv, Auers- berg. Schvvarzenberg. Lichnovvsky. Lob- kow ıta gıbi imparatorluğa bağlı pren.i şa- tolarında sürdürülürken. şatolann her biri etik düsünceleri, tarafsızlığı. müzik sana- tındaki prestijini kanıtlamak zorundaydı. Bir yarışma söz konusuydu. Örneğin Haydn. önce Esterhazv. sonra Lichnovvsky şatolannda müzik eğitimi ve orkestra yö- netimini. bestecilik ve program düzenle- yıciliğıni 25 >ıl sürdürmüş; Mozart. Schvvar- zenberg şatosunda Don Giovanni v e Figa- ro operalanndan bölümler sergileyebil- miş; Gluck. bir prensm desteğiyle İtal- ya'da Sammartini'nin yanında sürdürebil- miş. Alceste ve İphigenis operalarmı Au- ersberg şatosunda duyurmuş: Prens Resi- novvsky ise Beethoven" ı şatosuna dışandan davet etmıştı. Bestecılerin yaşadıkları ka- balık, kıskançlık gibi acılara karşın, yük- sek aristokrasinin müziğin gelişimine bü- yük katkısı olmuştur. Bu noktada kilisenin yoğun müzik eğıtımini, burjuvazinın de katıldığı şato konserlerinden sonra. yine bur- juvazinin 1770'te kurduğu müzik topluluk- larını, halka açık ilk konser salonlarını da unutmamak gerekiyor. İlhan l smanbaş'ı incelemek - Sanatçılann yaşam öv küsüne yer ver- mementrin özel bir nedeni \ar mı? Önsöz'de de belirttiğım gibi. kitabım çeşitli müzik üsluplannın değişimlerini, etkileşimleri. müziğin zamanın içinde ile- riye doğru atılımını inceliyor. Bir müzik tarihi değil. Bu tür soyut kitaplarda kişisel yaşama. ancak bir müzik yapıtının içeri- ğiyle ilişkili olduğunda değiniliyor. Örne- ğin. Schmana. Beriioz, Liszt. Sknabin. Schönberg ve Stravvinsky'de, yapıttan yo- la çıkarak kişisel yaşama da gönderide bu- lundum. Aynca bir başka sanatçının bir besteciyle ilişkili olan metinlerde de bes- tecinin karakterine ilişkin ipuçlan verili- yor. - Başka kitap projeleriniz var mı? Kla- sik Türk mü/jğinin gelişimini de irdeleme- yi düşünüyor musunuz? Maalesef klasik Türk müzigine ilişkin eğitim vebirikimden yoksunum. Makam- lan bile bilmiyorum; bu konuya cesaret ede- mem. Ama çağdaş Türk bestecilerine bü- yük ilgi duyuyorum. Örneğin, büyük us- tamızSa>ın İlhan Usmanbaş'ınhiç olmaz- sa bir yapıtını incelemek, genç kuşak bes- tecilerimizin de yapıtlannı dinlemek ve görmek isterim. Aynca anılarımı da yaz- mak ıstiyorum. Olağanüstü inişli çıkışlı bir yaşamım oldu. Türkiye ve Avrupa'da çok değerlı sanatçı. )orumcu. orkestra şef- leriyledostlukilişkilenmoldu. Bütünbun- lan yazmak isterdım. 3»ttlkeyapıttarın gerçek sahiplerine verilmesini istiyor Galeriler Nazilerin çaldığı sanat eserlerini geri vermeli • Nazilerin Yahudilerden zorla yağmaladığı 220 bin parça sanat yapıtı Avrupa sanatının çeyreğini kapsıyor. Kültür Servisi - Uluslararası sanat çevreleri, şu günlerde Amerika'nın önderliğinde içlerinde In- giltere. Fransa v e Alman> a" nın da bulunduğu 39 ül- kenin \aziler tarafından vağmalanan sanat yapıt- lannıngerçek sahiplerine gen verilmesi konusunu tartışıvor. Nazler tarafından el konulan sanat yapıtlan, ne- redeyse tüm dünyaya yayılmış durumda. Nazilerin Yahudlerden zorla yağmaladığı 220 bin parça sa- nat yaptı. Avrupa sanatının çeyreğini kapsıyor. Ya- hudilc. düzenlediklen konferanslarda Naziler ta- rafındaı el konulan. dünyanın dört bir yanındaki ga- lerilertve özel koleksiyonlara dağılan yapıtlann ken- dilerire verilmesi için çağnda bulunuyorlar. Geçen hafta \merikan devlet yetkililerinden Stuart Ei- zenstst VV'ashington'da yapılan bir konferansta bu durumın iyileştirilmesi gerektiğini ve el konulan yapıtiınn geri verilmesi gerektiğini söyledi. Ingiız müze yöneticileri de ulusal enstitülerle işbirliii yaparak bu yapıtlann nerelerde olduğunu araştıryor. Böylecebuyapıtlarbirçokgalerinin ko- leksiyinlanna yasal yollarla da gelmiş olsa gerçek sahipknne \erilmeli diye düşünüyor birçok sanat- severAmerika Sanat Müzesi'nin yöneticileri. mü- zeye aınacak bir sanat yapıtının çalıntı olup olma- dığınüürekli olarak araştırdıklannı söylüyor. ABFde Avusturya'ya iade etmedi Lo:Jra Holocaust Educational Trust'tan Janice LopaKin. "Bu, \ahudilere yapılan zulmün son bö- lümü Süriin hükümttier ve müzeler bu sorunu çok ciddu'v almalı. Naziler tarafından el konulan yapıt- br.dim'anın dört bir yanına dağılnuş durumda. Mü- zeler.Jtleksiyonlannı tekrar gözden geçirirlene bu yapıtır ait olduklan yere dönebilecek"dıyor. Vantların geri dönmesi konusunda en önemli zorlu. gerçek sahiplere ulaş- maktçekiliyor. Çünkü bu kişi- lerinrini bulmak çok da kolay degiiBazı yapıtlann, Nazilerin egennıliği altındaki ulusal mü- zelettn de yağmalanarak özel koletıiyonlara \e müzelere da- ğıldı: da biliniyor. Na liderleri yağmadan son- rare mleri lspanya"ya ya da İs- vicTfieki banka kasalarına yol- ladatve sonra da Kuzey Ame- rika a gönderdiler. Bazı yapıt- lar. ?ızilerin kaçmasına yardım- cı «rak amacıyla satıldı. Di- gerls ise Ruslar tarafından Al- man'dan alındı. •\imalanan yapıtlann alıcıla- nn<t biri de LuftvvBffe şefi Her- neuGoering'di. Goering'in el- de e:ğı resimlerden birçoğu. ajardois Miedl tarafından Na- savaşı kaybetmesinden Egon Shiele'nJn modeli ve metresi VVally Neuzil'in portresi. sonra satılmak üzere İsv ıçre \e İspanv aya götürül- dü. Goering'in. iki önemli resmı: VanGogh'un ku- lağını kestikten sonra v aptığı oto-portresi v e Cezan- ne'ın "House in the Park' adlı resminın lsviçre'ye getirildiğini söylüyor dokümanlar. Savaşın bıtme- ye başlamasıyla birlikte Goering. çalıntı eserleri konvoylar halinde Fransa'dan lspanya'ya gönder- di. Bu resimlere Ispanya smır nöbetçileri tarafın- dan el konuldu. Bu durumun daha çok Alman dip- lomatlann isteğiyle gerçekleştirildiği belirtiliyor. Geçen yılın ekiminden bu yılın ocak ayına dek Modern Sanatlar Müzesi'nde kapsamlı bir sergiy- le gündeme gelen ünlü Avusturyalı dışavurumcu Egon Schiele've ait iki resım; 'Portrait of VValh' (VVally'nin Portresi) \e 'DeadCity III"(Ölü Kent). tarihsel biryarayı tekrar gündeme getiriyor. Geçen şubat ayında Av usturya hükümeti. ülkenın kültürel mirası sayılan bu iki resmin kendilerine geri veril- mesini istiyordu. Ancak Nevv York'tan RitaReif ve Nevv Jersey'den Henri Bondi de bu iki resmin Na- ziler tarafından ailelerinden çalındığını iddia edi- yorlar ve suç duyurusunda buiunuyorlardı. Schi- ele'nin modeli ve metresi Wall>- Neuzil'ye ait olan "PortraitofVValh' adlı resmin Naziler Av usturya'yı ışgal ettiğinde Yahudi bir sanat tüccan olan Lea Bondi Jaray'a ait olduğu söyleniyor. Bondi ailesi de resmin iade edilmesini istiyor. Ingiliz hüküme- ti. 1969'da ölen Bondi'nin. resmi 1937de Viya- na'ya kaçmadan önce Nazi sanat taciri Friedrich We- isz'e verdiğini belırtiyor. Savaş suçlulannın yaka- landığı sırada gözaltına alınan VVeisz'in elinde bu- lunan resim. sanat koleksiyoncusu Rudolf Le- opokTun eline geçmeden önce Avustuna Ulusal Ga- lerisi tarafından el konulmuştu. Bu yılın mayıs ayın- da Amerikan mahkemesi, Modern Sanatlar Müze- si'nde bulunan resmin Avusturya'ya iade edilmesi gerektiğine karar verdi. Resimler hâiâ Nevv York Mo- dem SanatlarMüzesi'nde bulunuyor. fakat müze bu konu hakkında yorum yapmaktan kaçınıyor. Nazilerin çaldığı sanat yapıtlarıyla ilgili olarak bundan sonra düzenlenecek konferans. Washing- ton'da kasım ayında yapılacak. Erdem, müzik kariyerinin başından beri Anadolu müziğini yaymak ve geliştirmek için çalışıyor. Üçlü Balkan ve Ortadoğu müzikleri üzerinde de yoğunlaşıyor. Su üzerindedans eden tşık MICHAEL STERN Birınci Uluslararası Antalya Caz Festivali. Uluslararası Istan- bul Caz Festivali ve Dünya Fut- bol Şampiyonası finalleriyle ay nı dönemde düzenlenerek bir bakıma kendini sabote etmiş gibıydi aslında. Ancak prog- ram heyecan v ericiydi v e özel- likle Hasan Subaşı Kültür Mer- kezi'ndeki amfitiyatroya. her şeye karşın geniş bir dinleyici kitlesi toplandı. Bu mekândaki festivalin en nitelikli konserle- rinden birini de Kâmil Erdem Trio verdi. Farklı yenilikler Asia Minor grubunun kuru- culanndan Kâmil Erdem'i caz- severlere tanıtmaya gerek >ok aslında. Cçlünün diğer üyeleri Zafer Gerdanlı (da\ul) ve Tu- ray Dinleyen (keman) de Asia Minor'le çalmava devam ediyor: ancak üçlünün amacı gruptan farklı yeni bir şeyler yapmak. Müzik faaliyetini iki yıldır sür- dürüyor olmasma karşın üçlü Antal>a'daki konseri ilk ciddi performansları olarak değer- lendiriyor. Asia Minor gibi bu projenin de babası Kâmil Erdem "Sanırun şanslı bir insanını ben. çünkü farklı türde müziklerin keyfine varabiliyorum*' divor. Erdem. müziğe klasik gitar- la başlamış. ama sonra müziğin temel seslerine ilgi duyduğun- dan basa yönelmiş. Kendisini bir misyoner olarak gönnüyorama neredeyse müzik kariyerinin başından beri Anadolu müzi- ğini yaymak v e geliştirmek için çalışıyor. Uçlü. Anadolu müzi- ğini seslendirmenin >anı sıra Balkan ve Ortadoğu müzikleri üzerinde de yoğunlaşıyor. Kon- serlerinde aynca Hint besteci Subramanian'ın iki bestesine de yer veriyorlar. Festival katalogunda bütün program 'etnocaz' başl ığıyla ta- nımlanmıştı. Kâmil Erdem'le bu 'geniş' terimi değerlendir- dik. Erdem katalogdaki bu ta- nımı kendisinin seçmediğini ve üçlünün ortaya koyduğu müzi- ği tanımlamak için daha az be- lirgin olmasına karşın 'fusion' terimini yeğlediğini sö>lüyor. Peki bu müzik neye benzi- yor? Müzik. Kâmil Erdem ile Zafer Gerdanlı arasındaki kar- şılıklı gidip gelmelere dayanı- yor. Bu ikili güçlü bir ritim ya- kalamanın yanı sıra melodi} e de çok şey katıyor. Kâmil Erdem müzikal ilişkilerindeki bu yakın- lığı şöyleaçıklıyor: "Buyakın- lık yedi yıl bovunca her hafta en az bir gün birlikte çalmış ol- maktan geliyor." Turay Dinleyen ise bu müzi- ğin üzerine ve çevresine kendi büyüsünü örüyor. Kemanı Ak- deniz üzerinde dans eden ışığın akustik karşılığı adeta. Işığı gör- mek bazen güçleşiyor. bazen de gücü gözlerinizi yakıyor. ama son derece baştan çıkarıcı birışık. Müziğe hâkim olan Çingene ha\ası, bize büyük Çingene caz gitaristi DjangoReinhardtileça- lışan Stephane Grappelli'yi anımsattı. ama Dinlev en' in tek- niğinin genişliğini ve çok çeşit- li duyguları iletebilme yetene- ğini göz önüne aldığımtzda onun Grappelli'yideaşanbiryetkin- liğe sahip olduğunu söyleyebı- liriz. Kâmil Erdem de böyle dü- şünüyor: "Tura> her şeyi çala- bilir, ama henüz kendisi bunun farkında değil." Erdem, klasik Türk müziği eğitimi alan Tu- ray Dinleyen'in aklı ve elleriy- le ilgili olarak da şunlan söy- lüyor: "Çok yetenekli ellere sa- hip ve artık elleri ve kafası ara- sındaki denge de sağlandı, ama o kendi değerini bilmivor"... Henüz bir albüm yok Dinleyiciler konseri çok be- ğendiler. Amfitiyatro ağzına kadar dolmuştu: izleyicilerin bir kısmı yanlarda ve arkada ayakta kaldılar. Çoğunluğunu yabancı turistlerin oluşturduğu izleyicilerin arasında Antal- ya'nın entelektüelleri ve çocuk- larıyla birlikte teraslarda pik- nik >apan yerel halk da vardı. Bu ortam özgür caz konserleri için büyük bir olanak sağladı ve hav atlannda hiç caz dinlememiş olanlar böyle bir konsere bilet alma kaygısını duymayan kişi- lerı de çekti. Konserdeki izle- yici son derece^iuyarlıydı.Caz konserlerinin solo sonrası alkış geleneğiyle yetinmedi. İzleyi- ciler ilgilerini çeken her bölü- mün ardından ayağa kalkarak al- kışa başlıyorlardı... Bu üçlü henüz bir albüm ger- çekleştirmedi. Yakın gelecekte Kâmil Erdem bir caz atölye ça- lışması için Polonya'ya gide- ceği için bugünlerde Turay Din- leyen "le stüdyoya girmek istiyor. Plak şirketleri yetkililerine. bu projenin takip edilmesi gerek- tiğini hatırlatmak istenm. İs- tanbul Caz Festivali elbette da- ha eski ve ünlü bir festival ve elbette daha ünlü isimleri top- layabılıyor. ama en azından bu gece için İstanbul'un Antal- ya'da olması gerekirdi. Istan- bullular bunu kaçırdı... BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Hapishanedeki Adamın Acı Meyvesi: Af Siyaset dışı suçlar nedeniyle parmaklıkların ar- kasına düşenler, hangi hapishaneciden yadigâr kaldığı bilinmeyen iki sözcükle anılırdı eskiden. "Kader mahkûmu.." Ne olduysa oldu, adamın yaşamını söndür- dün.. Kader mahkûmusun. Sevdiğin kızı kaçırdın, apartman dairesini soy- ma becerisini gösterdin, devletin parasını zimme- tine geçirdin, kader mahkûmu. Dışardayken sade vatandaş kimliğine eski bir elbise gibi alışık olan kader mahkûmu, içerde zamana tutsak düştüğünü algılamaya başladık- ça değişir. Eskisine hiç benzemeyen takvım dışı dünyalar kurar kendine. "Düştüm bir ormana yol belli değil, Yatarım yatarım gün belli değil." dizelerine yansıyan varhğını sorgulama çaba- sı, ancak af beklentisiyle somutlanarak umuda tutunma çabasına dönüşür kendiliğinden. Zamana tutsak olsa da yaşıyordur çünkü. Hapishane geleneğinin "siyasiler" olarak nite- lediği, düşüncesi suç sayılan bizimkiler, dışında düşünülebilir mi bu gerçeğin? "Hukuk makine- s/"nin verdiği cezaları yıllar yılı sabırlarında gizle- yen onlar değil mi? • • • Osmanlı döneminde de egemenlerin, özellik- le kendilerine karşı olan düşün adamlarını ceza- landırmayla bağışlama arasındaki ince yolda gi- dip geldiklerini biliyoruz. Kuşkusuz, insanlığından kaynaklanmıyor, bar- barlığı kardeşini, evladını öldürmeye kadar gö- türen padişah efendideki bağışlama duyarlığı. Kamuoyu oluşmamış, ama dengeler var. Içeriye attığı matematikçi Sinan Paşa'yı bilgin- lerin toplu tepki göstermesi üzerine bağışlamak zorunda kalan Fatih de padişahtı, bizim '"Mes- cidde riya-pişe'eretsin ko riyayı - Meyhaneye gel kim ne riya var, ne mürayi" dizelerinin yaratıcısı Şeyhülislam Yahya'yı iki kez azledip üç kez gö- revine dönmesini buyuran da padişah... Diyeceğim, yalnızca hapisteki adamın bireysel beklentisi olarak düşünülemez af. Ceza gibi bağışlanmayı da toplumsal bir olgu, zorunluluk olarak görmediniz mi kamunun vic- danında -hangi hastalığı gizinde geliştirdiği bili- nemeyen- kanamalar yaratırsınız. 1933'te idam istemiyle yargılanan genç Nâzım Hikmet'in parmaklıklar arkasından tarihe gönder- diği şiirde okuyacağımız dizeler vardı. "Gece.. Bursa hapishanesi Heyecanda sivri siyah külahlılar, 'Afvar..' diyorlar. 'Çıkacağız, Yıkacağız. Kadın, güneş, hava. Vapura bin, trene bin, Bin tramvaya.. Kelepçesiz, jandarmasız." Cumhuriyetin 10. yılında bağışlanarak bırakı- lanlardan kaç "kadermahkûmu"ve "siyasi" kal- mış olabilir ki bugünlere.. Ama okuduğumuz dizeler güncelliğini koru- yor. Cumhuriyetimizin 75. yılındayız. Kimimiz gene içerde bekliyor özgürlüğü. Kimimiz dışarda. 'Kaçıklık Diploması'mn çekimleri tamamlandı I Kültür Servisi-Tunç Başaran'ın yönetmenliğıni >aptıgı "Kaçıklık Diploması" filminin çekimleri tamamlandı. Türk. Macar ve Fransız ortak yapımı olan filmın montaj çekimleri bittikten sonra Antalya Film Festivali'ne katılacak. Film. Altın Portakal Yanşmasfnda ilk iki dereceye girerse bu yıl ilk kez düzenlenen "Uluslararası Yanşma" bölümünde Türkiye'yi temsil edecek. Ayşe Nil'in aynı adı taşıyan kitabından Tunç Başaran tarafından senaryolaştırılan "Kaçıklık Diploması'nın başrollerinde Ayda Aksel ve Selçuk Yöntem'in yanı sıra Meriç Başaran*. Güler Ökten. Gökhan Mete, Taner Barlas ve Kenan Bal rol alacak. 9 Ekim'de 11 sinemada birden gösterime girecek film. Antalya Film Festivali'nde En 1yi Yönetmen, Senaryo. Görüntü Yönetmeni. Kadın Oyuncu. Erkek Oyuncu. Yardımcı Kadın ve Erkek Oyuncu dallarında yarışacak. Johns'un 'VVhite Numbers' serisi Sotheby's'de I Kültür Servisi - Ünlü Amerikalı sanatçı Jasper Johns'un yedi milvon dolar deger biçilen ve 'White Numbers" adlı seriden üç resmin de içinde bulunduğu yedi çağdaş yapıt Sotheby's'de kasım ayında düzenlenecek bır müzayede ile satılacak. Sotheby's Müzayede Evi yetkililerinden Tobias Meyer, Johns'ın yapıtının geçen yıl 17 milypn dolara satılan Andy vVarhol'un "Orange Marilyn' adlı yapıtı kadar heyecan verici olduğunu belirtiyor. Johns'ın yedi resmi Boston'dan Mildred ve Herbert Lee'nin koleksiyonundan Sotheby's Müzayede Evi'ne gelecek. "White Numbers' serisinden bir resim Christie'de 7.9 milyon dolara alıcı bulmuştu. Sin'de nock festivali iptal Kültür Servisi - Çin'de yapılacak ilk Woodstock olarak sözü edilen ve Kuzey Çin'de gerçekleştirilecek rock festivalinin iptal edildiği açıklandı. Festivalin. rejim karşıtı rock şarkıcısı Cui Jıan'ın sahneye çıkmasını önlemek için hükümet emriyle iptal edildiği belirtildi. Çin'de rock müzik, yıllardır hükümetin radyo ve televizyonlan tarafından da dışlanıyor. Atilla Özktrımlı'ntn 0 6üzel İnsanlar'ı • Kültür Servisi - Atilla Özkırımlf ntn "O Güzel Insanlar' adlı kitabı lyişeyler Yayınevi'nden çıktı. Kitapta Yunus Emre'den Aziz Nesin'e. Can Yücel'den Salâh Birsel'e kadar birçok yazarla ilgili yazılar yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear