25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
uA>*FA CUMHURİYET 25 TEMMUZ 1998 CUMARTESİ HABERLER 0rnin 75. yıl IAVKARA (Cumhuriyet Bnsu)-ADD. Cmıuriyetin 75. yıldönümü kdama programı çeçevesinde Fransa ile Türk MllıFutbol Takımlan •arsuda maç dfeettenmesini önerdi. A>D kutlama programı çeçe^esinde geçecleştirilecek etıiniklerle ilgili bilgileri ve çeitl bölgelerde içinde spor alnlm. toplantı. sergi, küüphane, sahne. dinlenme. yenec yerleri olan "Gençlik Oakan" kurma önerisini Cımrurbaşkanlığı'na sundu. AID. öfrenciler için Atitü*kçülükle ilgili kitaplar da/ayımlayacak. Asfceri araca saldırı • VİALATVA (Cumhuriyet) -Mılatya-Kaysen kanyolunun Darendeye bagfı Yukanulupınar kövü yalonlannda askeri araca pusj kuran teröristlerin açtığı ateş sonucu Jandarma Onbaşı Dursun Gökçe şehit oldu. Çıkan çatışmada Uznan Çavuş Ahmet Macit, erler Abdullah Yıldınm, Süleyman Coşar. Nihat Gündemir, Serdar Akbulut ve Murat Kurt ile Kasım Küçük, Sabri Gönenci. Hasan Gündoğdu adlı korucular yaralandılar. Saldından sonra Darende Devlet Hastanesi'nde ilk tedavileri yapılan ve durumlan ağır olan 5 asker Malatya'ya getirildi. Doktora saldırıya • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Bir hasta yakınının SSK Tepecik Hastanesi'nde görevli Dr. Aytekin Koçyiğit'eyönelik saldınsına tepkiler sürüyor. Alsancak Devlet Hastanesi'nde protesto gösterisi yapan sağlık çalışanlan. amaçlı olarak bozdurulan saglık sistemindeki aksakltklann kendilerine yüklenemeyeceğini vurguladılar. lzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Inanç Çağlayan, "Sağlık ajanında büyük sorunlar yaşanıyor. Bizler, bu ortamda hekimlik yapmaktan. daha dogrusu yapamamaktan mııtlu değiliz. Aksine. moral ve meslek sevgimizi kaybetmekten. hastalanmızın öfkelerinin hedefi olmaktan üzüntü duyuyoruz" dedi. Demirel'e anıt mezar • ISPARTA (AA) - tşadamı Şevket Demirel. ağabeyi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel adına Islamköy'de yaptınlması planlanan anıt mezarla ilgili olarak proje çalışmalannın sürdürüldüğünü açıkladı. Demirel. halen Türkiye çapında ünlü beş mimann. anıt mezar ve diğer tesislerle ilgili proje ve yanşma şartnamesini hazırlama çalışmalannı sürdürdüğünü belirterek, "Bu çalışmalar sonucunda proje yanşmaya çıkacak. Yapılacak iş o kadar kolay değil. büyük bir anıt proje olacak. O nedenle bu ha7irlıklart>n 37 iki y;l sürebilir" dedi. Lozan'da Kürt konferansı • LOZAN(AA)- Isviçreli parlamenterlerin desteği ile "Kürt Hukukçular Birliği" -tarafindan düzenlcnen "Uluslararası Kürt Konferansı" Lozan'da başladı. Toplantıya katılacaklar listesinde Türkiye'den Ismail Beşikçi. Fikret Başkaya. Sürgündeki Kürt Parlamentosu Başkanı Yaşar Kaya, Irak Yurtsev erler Birliği temsilcileri. PKK temsilcileri, Kürdistan Sosyalist Partisi temsilcileri ile bazı Yunanistanlı ve Isviçreli parlamenterler bulunuyor. Vergi dairelerine otomasyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygılıoğlu. Vergi Dairesi Tam Otomasyon Projesi'yle (VEDOP) devlet muhasebesinin günün sonunda kasasını bileceğini söyledi. Saygılıoğlu, vergi reformunun daha başanlı ve etkin uygulanabilmesi için bu projenin geliştirildiğini kaydetti. Demirel, Lozan'ın bağımsızlık ve özgürlükten vazgeçilemeyeceğinin kanıtı olduğunu söyledi 'Lozan cumhuriyetin belgesi'HaberMerkezi-Cumhurbaşkanı Süley- man DemireL Lozan Antlaşması'nın. in- san haklanna ve hukukun üstünlüğüne da- yalı demokratik rejimiyle Türkiye Cum- huriyeti'ninkuruluşbelgelerindenbiri ol- duğunu vurgulayarak "Türkiye, sözüne sadık \t güvenilir bir devlet, her zaman bir istikrar adası olnıuşrur" dedi. Lozan Antlaşması'nın imzalanmasının 75. yıldönümü nedeniyle bir mesaj ya- yımlayan Demirel, antlaşmanın. 75 yıl- dan bu yana her alanda kaydettiği büyük başanlanilesaygın bir dünyadevleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin klıruluşunun ve Türk ulusunun zorkoşullaraltındaözgür- lük ve bağımsızlığından vazgeçmeyece- ğini ilan ettiğinin belgesi olduğunu vurgu- ladı. Demirel şunları kaydetti: "Türkiye Cumhuriyeti'nin 75 yüiık ba- şanlarmın temeiinde, kuruluşundan bu ya- na yüce meclisimizin milli iradeye bağiıhğı ve büyük Atatürk'ün"Yurtta banş. dünya- da banş' ilkesini her zaman kendine şiar edinmesi vardır." Lozan Antlaşması'nın 75. yıldönümü. • Lozan Antlaşmasf nın imzalanmasının 75. yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. CHP İştanbul ll Başkanı Etem Cankurtaran, bir grup partiliyle Maçka'daki İnönü Anıtf na çelenk bırakarak saygı duruşunda bulundu. Atatürkçü Düşünce Derne&i (ADD) Istanbul şubeleri de dün Beyoğlu'nda yürüyüş düzenledi. Istanbul "da da çeşitli etkinliklerle kutlan- dı. CHP tstanbul ll Başkanı Etem Can- kurtaran. bir grup partili arkadaşıyla bir- Iikte Maçka'daki fnönü Anıtı'na çelenk bı- rakarak saygı duruşunda bulundu. Can- kurtaran, Lozan'ın Türkiye'nin bağımsız- lık senedi olduğunu belirterek böyle önemligünlerinhiçolmazsayıldabirkez, iman tazeler gibi anımsanması gerektiği- ni söyledi. ADD'den yürüyüş Atatürkçü Düşünce Demeği (ADD) ts- tanbul şubeleri de dün Beyoğlu'nda yürü- yüş düzenledi. Galatasaray Lisesi önünde toplanarak ellerinde "Esaretten özgürlü- ğe" yazılı Türkiye haritalan taşıyan ADD üyeleri. Gençlik Marşı ve Onuncu Yıl Marşı eşliğinde Taksim'e yürüdü. Tak- sim'de Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıra- kan ADD üyeleri. daha sonra Türkiye'nin Sevr Antlaşması'na göre bölünmüş hari- tasını yırtarak sembolik olarak hazırlanrruş "tarihin çöp sepetine" attılar. Burada konuşan ADD Istanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç. "Lozan Banş Antlaş- ması imzafanmarmş olsaydı, demokrasiyi kendilerine anıaç değil araç edinen şeriat özlemcileri, gazete sayfalannda, meydan- larda şeriatı övenler ve Atatürkçü düşün- ceyi dinozorluk olarak niteleyen ikinci cumhuriyetçilenempenalizmin boyundu- ruğu altında onursuz bir şekilde yaşıyor olacaklardı" dedi. Antiaşma olmasaydı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. TürkanSay- lan yaptığı yazılı açıklamada, Lozan Ant- laşmasf nın hiçbir değişime uğramadan bugüne kadar yaşayabilen tek antiaşma ol- duğunun altmı çizerek "Lozan Antlaşma- sı olmasaydı cumhuriyetimiz tüm dünya- nın dikkatini çekecek şekilde bugünkü ko- numuna varabilir miydi" diye sordu. ÇYDD İzmir Şubesi Başkanı Asuman BoyacıgiUer. Kurtuluş Savaşı'nın bir yan- dan emperyalist devletlere, diğer yandan da onlartarafından kışkırtılan irticaya kar- şı verildiğine dikkat çekerek Türk Aydın- lanma Devrimi ile ülkenin bugünkü konu- munu aldığmı söyledi. Aydın ADD Başkanı Erol Ertuğrul. "Ulusumuzu bölmek, yurdumuzu parça- lamak isteyenler bugün yabancı başkent- lerde, Sevr'i yeniden gündeme getirmenin hesaplannı yapıyorlar" dedi. Türk Gençliğine Hizmet Vakfı da Maç- ka'daki İnönü Anıtfna çelenk koydu. Törene, vakfın yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra Ömer inönü, Erdal İnönü ile İnönü kabinesi bakanlanndan Nüvit Yetkin ve Ekrem Amaç katıldı. AB'ye üyelik için yeni atak BRC'KSEL (AA) - Ankara'nın, "Türkiye-AB İUşkileriniG«iiştinne Stratejisi" isimli birbelgeyı, Brük- sel'de AB Komisyonu'na ileterek tavır ve hedeflerini belirlemesi, "Türkiye-AB ilişkilerinde rahatia- ma ve diyalog sürecinin canlanma- sı" olarak nitelendirilıvor. AB'nin mart ayında sunduğu ve "Türkiye İçin Avrupa Stratejisi" olarak adlandırdığı önerilerpaketi- nin geliştirilmiş hali şeklinde orta- ya çıkan Ankara'nın strateji belge- si. önümüzdeki aylarda yapılacak tüm müzakerelerde temel oluştura- cak. Türkiye'nin istek. hedef ve so- runları tek tek ortaya koyduğu. öne- riler getirdiği belgenin. "Anka- ra'nın küstüğü" veya "diyalog is- temediğT gibı iddialara son veril- mesinı sağla>acağı da kaydediliyor. Türkiye'nin, gümrük birliğinde kalitenin artınlması yönünde öne- rilerini de içeren belgede. "danış- ma mekanizması" oluşturulması- nın önem ve ihtiyacı vurgulandı. Mev zuat uyunıuna geniş > er \ erilen belgede. "Türkiye ile AB arasında tanm ürünlerinin serbest dolaşımr- nı sağlavacakölçüde Türk tanm po- litikası ile AB'nin ortak tanm pou- tikasının birbirine yakınlaştınlma- su yapısal sorunlann aşılması ama- cıyla başlanlacak çalışmalara, AB'den teknik ve mali yardım bek- lendçi" ıfade edilıyor. Belgede, Türkiye'nin müzakerelere hazırol- duğu ve AB'den gelecek olumlu adımların beklendiği de v urgulanı- yor. Lozan Antlaşması panelinde arazilerin yabancılara tahsis edildiği belirtildi 'Kapitülasyonlar geri geliyor9 İstanbulHaberSenisi- Lozan Antlaşması'yla 1923 "te Misak-ı Milli sınırlarından ödün veril- mezken bugünün Türkiyesi'nde bir yandan "bir çakıl taşının kut- sallığı" edebiyatı yapıldığı. bir yandan da yabancı girişimcilere ve onlann yerlı ortaklarına ülke araziierinin tahsis edıldiğıne dik- kat çekildi. İnönü Vakfı. Istanbul Üniver- sitesi ve Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği'nin (ÇYDD) ortak düzenlediğı "Cumhurivet'in 75. Yuında Lozan, 1923ten 1998e" başlıklı panel dün Istanbul Üni- versitesi Doktora Salonundaya- pıldı. İL Hukuk Fakültesı Deka- nı Prof. Aysel Çeükel'in vönettı- ği panele konuşmacı olarak Prof. Erdal İnönü. Marmara Üniversi- tesi Hukuk Fakültesi. Anayasa Hukuku Ana Bilım Dalı Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu ve araştır- macı-yazarTurgutOzakman ka- tıldı. Panelin açılışında 1Ü Rek- törii Prof. Kcmal Alemdaroğlu. Inönü Vakfı Başkanı Özden To- ker ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. lürkanSaylan bırerkonuş- ma > aptılar. Lozan Konferan- sı'nda Türki>e'yi temsil eden he- vetın başkanı Ismet İnönü'nün kızı Özden Toker. Sev r v e Versay antlaşmalarının Batılı ülkelerin banliyölerinde yapılırken Lo- zan'ın tarafsız ülke lsviçre'deya- pılmasının da anlamlı olduğunu söyledi. Prof. Erdal İnönü panelde. konferans göriişmelerini yapan babası İsmet İnönü'den anılar aktardı. Koruma kurulu, Köşk'teki 'aşın yapılaşmaya' disiplin getirilmesini istedi 'Çankaya'nınyapüaşmasıhüzün vericV BAHAR TANRISE VER ANK\RA - Kültûr Bakanlığı Ankara Kül- tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu (KTVK), doğal SİT niteliği taşıyan Çankaya Köşkü alanmdaki aşın yapılaşma ve devamlı değişen düzenlemeye disiplin getirilmesini is- tedi. Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ndeki bazı res- torasyonlar, koruma kurulunca "hüzün veri- d" olarak değerlendirildi. Cumhurbaşkanhği Hizmet Binası yapıhna- sı için 1983 yılında açılan yanşmada mimar- lar Mustala Aytöre ile Orhan Genç'in projesi birinci oldu. Toplam inşaat alam 12 bin 409 metrekare olarak belirlenen binada Çumhur- ^başkanlığı, yavertef ve genel sekreterİik bö- lümJeri ile sosyaJ tesisler ve sığınagın bulun- ması öngörüldü. Doğal SİT niteliği taşıyan Köşk alanı için- de ek resepsiyon ve basın toplantısı salonunun yeralacağı inşaatda halen sürüyor. Binanınya- pımı, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ge- nel Müdürlüğü'nün istemi üzerine, KTVK ta- rafından 30 Ekim 1995 tarihinde onaylandı. Çankaya Köşkü'nün Sirnon BolivarCadde- si tarafinda bulunan Muhafız Alay Komutan- lığı'na ait inşaatı ise kaçak ve ruhsatsız olarak gerçekleştirüdi. Çankaya Belediyesi'nin Cum- hurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı ile Milli Savunma Bakanlıgı'na 1996 yılında gön- derdiği yapı ruhsatı alınmasi gerektiğine iliş- kin yazı üzerine alanın imar pianınm yapıla- rak 10 Haziran 1998 tarihinde KTVK'ye su- nulduğu bildirildi. Kuruldan gelecek bilgiye göre işlem yapılacağı belirtildi. Raporda şu gö- _rüşlet kaydedildL. çerçevesinde disiplin getirilmelidir ve yeşil alan üe yapıiaşmış alan oranlan olabildiğince korunmalıdır. • Kurulumuz, akarsularla, anfilerle ve otur- ma yerleriyle bezenmiş öneri kentsel tasanm projesini, Cumhurbaşkanlığı kampusu yeşil alanının bir bölümünün zamanla halka açıla- cağı düşünülse dahi Cumhurbaşkanlığı'na denk bir agırbaşlılıkta bulmamiştır. • Öneri projeler öntasanm niteliğinde bile değildir. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Yapı Işleri Genel Müdürlüğü'nün proje elde etme yönetmeliğine uymamaktadır. Kurulumuz, projelendirme hizmetindeki bu eksikliğin hü- 7iin vfTİri örrH*Sıni. .76 Ağustos 1996 tarihin- Prof. Erdal İnönü, Lozan Kon- feransı göriişmelerini Başdelege sıfatıyla yapan babası İsmet İnö- nü'den bazı anılar aktardığı ko- nuşmasında. yabancılara ekono- mik ve hukukı alanda venlen ay- ncalıklann kaldırılarak tek hu- kuklu çağdaş bir sisteme geçildi- ğini söyledi. Prof. İbrahim Kaboğlu da ko- nuşmasında, Lozan Antlaşma- sı'nın kapitülasyonlann kaldınl- ması. laiklik perspektifinin çizil- mesi veulus devlet çatısının kurulması gibi üç temel ka- zanımı olduğunu söyledi. Milli mücadeleyi ve Lozan Antlaşması'nı yapan önder- lerle 1990'ların Türkiye- si'nın siyasi önderleri ara- sında önemli farklar oldu- ğunu anlatan Prof. Kaboğ- lu. "75yılönce Lozan'da ko- runan topraklar. bugünün liderleri tarafindan 'patates yenne otomobil" sktganıy- layabancılaraveriliyor" de- di." 1961 Anayasası'nm ge- tirdiği özgürlüklerin 1982 Anayasası'yla otoriterlik le- hinedeğiştirildiğini anlatan Prof. Kaboğlu. "1982 Ana- yasası'nın getirdiği girişim ve din özgürlüğünün kötüye kullanıldığınr söyledi. Prof. Kaboğlu, bugün dev- letin bu kadar kutsallaştınl- dığı. ama aynı zamanda da bu kadar kemirildiği başka bir ülke görmediğini belir- tti. "Vahdettin. Mustafa Ke- mal ve Milli Mücadele" isimli kitabın yazan Yunus Nadi v e Sedat Sirnavi ödül- lü yazar Turgut Özakman da milli mücadele ve Lozan Antlaşması üzerine söyle- nen kasıtlı yalanlardan ör- nekler verdi. Özakman. bunlardan birinin Mustafa Kemal'in Padişah Vahdet- tin'in isteği üzerine Sam- sun"a giderek milli müca- deleyi başlattığı yolundaki yalan olduğuna dikkat çek- ti. Özakman. Türk Tarih Kurumu gibi kuruluşlann milli mücadele ve onun ön- derleri hakkında çıkanlan yalanlara karşı sessiz kal- masını da eleştirdi. Panelden sonra Darpha- neler Genel Mûdürii Raif • Tören alamna lbnteşkitçdecek; tierecede uzun bir yapılaşmanın çevreye uymayacağı ka- nısındayız. • Cumhurbaşkanhğı kampusunda bundan böyle aşın yapılaşmaya ve devamlı değişen düzenlemeye. bir koruma geliştirme projesi drCumhurbaşkanfığı Kampüsu*nu son zîya- reti sırasmda Camlı Köşk'ün restore edilmiş hüzün verici halini görünce saptamıştır. Her- halde bu onanlmaz hata Cumhurbaşkanltğı 'na veya sekreterliğine ait değildir. Açıkça ifade edelim, Türk mimarlık camiasına aittir. Bakova. Cumhuriyet'in 75^ yılı için üretilen Lozan Ant- laşması temasını işleyen pa- ralardan, Ömer İnönü. Er- dal tnönü. Özden Toker ve Kemal Alemdaroğlu'na bi- rer adet armağan ettî. UFmNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Tahran Belediye Başkanı Gu- lamhüseyin Kerbasçi'ye, Tah- ran Genel Mahkemesi tarafindan toplam 5 yıl hapis ve 60 kırbaç cezası verildiği açıklandı. Ker- basçı, Iran'daki reformcu akımın sözcülerinden birisi olarak tanı- nıyor. Iran'a egemen olan muha- fazakâr kanat, bu kararla reform- cularla giriştikleri kavgada etkili Kırbaçlı îslam Hukuku bir sonuç elde ettTT-€törütdügtr kadanyla Iran'daki bu mücade- le sürecek. ÇünkÇi Iran Cumhur- başkanı Hatemi'ye yakın olan Kerbasçi'nın de önemli bir top- lumsal desteği var. Hatemi'nin seçimlerde aldığı yüksek oy ora- nı, reformculann da oldukça güçlü olduğunu ortaya koymuş- tu. iran içindeki iktidar mücadele- sinin ötesinde, verilen kırbaç ce- zası dikkat çekici. Bu ceza aca- ba nasıl uygulanacak? Uygariı- ğın bu kadar geliştiği bir dünya- da kırbaç cezasının Iran'da sür- dürülmesinin ardında ne gibi bir toplumsal anlayış yatıyor? Kır- baç cezası, Müslümanların kut- sal kitabında sözü edilen bir ce- za şekli. Hz. Muhammed'in ya- şadığı çağın cezalandırma yön- temlerinden birisiydi kırbaç ce- zası. Örneğin zina iddiasıyla ilgili cezanın içinde kırbaç var. Kura- nıkerim, zina yapan kadın ve er- keğe yüzer kırbaç vurulmasını emrediyor. Ancak böyle bir ceza- nın uygulanabilmesi için dört ta- nık gerekiyor. Zina iddiasında bulunan bir kışi dört tanıkgetire- mez ve iddiasını kanrtlayamazsa, o zaman ona da seksen kırbaç vuruluyor. Bu hükmün Kuranıke- rim'e girmesi, Islam kaynaklan- na göre Hz. Muhammed'in eşi Hz. Ayşe ile ilgili bir ıddıaya da- yanıyor. O günün koşullannda böyle bir cezanın belkı toplumsal biranla- mı vardı. Ya bugün, bugünün dünyasında böyle bir ceza han- gi aklın, fıkrin ürünü? Belli ki hâ- lâ Islamı dogmatık bir şekilde kavrayan iran'dakı yönetici elrt, böyle bir yola başvuruyor. Islam dünyası ne yazık kı aktarmacı ve tutucu anlayışın esiri. Kendi ülkemizin islamcılanna baktığımızda da benzer bir man- tıkla karşılaşıyoruz. Tabii bugü- nün Türkiyesinde kırbacı savun- mak mümkün değil. Yarın. siya- si koşullar değişse ve tutucu Is- lam cereyanı egemenlik kursa, acaba nasıl bir anlayışla karşı karşıya kalırız? Bunun ipuçlarını Türkiye'deki Islamcıların.açıkla- malarında bulabilirız. Örneğin Abdurrahman Dilipak, Kuranı- kerim'deki, kadınların dövülme- sine ilişkin hükümleri savunur- ken durumu yumuşatmaya çalı- şıyor, ama yine de dövme eyle- mi yanlıştır demek yerine şunla- rı söylüyor "We olursa olsuh bu- radaki dövme fiili, işkence etmek anlarnında değildir." Hoşgörülü olduğunu söyleyen Müslüman Dilipak'a göre bile "Döv ama ış- kence etme" deniyor. Türki- ye'deki birçok Islamcı ıse yaz- dıkJarı kitaplarda açıkça kadının dövülmesini savunuyorlar ve bu- na gerekçeler hazırlıyorlar. islami kesimin birsorunu çöz- mesi gerekiyor: Bugünün dün- yasının ihtiyaçlarına uygun bir adalet ve özgürlük anlayışını mı savunanaklar, yoksa bazı riog- maların esiri olarak, ilkel birçok uygulamayı aynen bugüne mi aktaracaklar?Geçenlerde, "Ben ortayolcuyum" diyen Tayyip Er- doğan'm bazı açıklamaları ne yazık ki gözden kaçtı. Hatta bir yazar arkadaşım. bu konuşma- nın en tehlikeli bölümlerinin hak- lı olduğunu yazacak kadar ışı abese götürdü. Tayyip Erdo- ğan'a neden içki yasağı kondu- ğu sorulduğunda, "halkm sağlı- ğını koıymak için" böyle davran- dığını söylemişti. Gazeteciler de bunun ılımlı bir yaklaşım olduğu yorumunu yaptılar. Tayyip Erdoğan aynı konuş- masının bir başka yerinde, do- ğum kontrolüne karşı olmayı, nü- fus artışını savunmaya baglaya- rak geçiştirmişti. Erdoğan'ın iki konuda verdiği cevap, aslında geçmişteki dogmatizmin aynen devam ettiğini, ama bu kez refe- ranslann değiştiğini gösteriyor. Aslında gerçek referanslan, Is- lam dünyasını pençesi altına alan, düşünmeden emre itaat et- mek anlayışı. Islama egemen olan mantık içinde doğum kont- "rotO gunaH; rçRiiçmetrguriarrrO" zaman, egemen olduklan alanda bu konuda yasakçılığa devam edecekler. Ama bunu yaparken, Türkiye gibi nispeten gelişmiş bir ülkede daha makul gerekçelere sığınmaya çalışacaklar. Bu kafa islamcı dünyayı kilitli- yor ve geriliğe mahkûm ediyor. Kimisi, daha geri birtoplum için- de kırbaç cezasını hukuk siste- mi içine sokuyor, kimisi de takıy- ye yaparak, tutucu Islam refe- ranslarına yeni kılıflar uyduruyor, aynı mantığın bırparçası olduğu- nu gizlemeye çalışıyor. Kırbaçlı bir Islam hukukuyla uygar dünya içinde nasıl yer alabilirsıniz? Gelişmiş dünyayla nasıl yanşabilirsiniz? CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Yaz Düşünceleri Istanbul'da 1998 yazı da bir öncekinden farksız geçiyor. Havada her an fırtına patlayacakmış gibi bir gerilim. aynı zamanda içten içe kemiren rutu- betli bir sıcak. Istanbul sadece havasıyla değil in- sanıyla da bunaltıyor. Sokaklarda üstünüze üstü- nüze gelen şaşkın bir kalabalık. Geride çirkin bir arabesk gürültüsü bırakarak yanıbaşınızdan hızla geçip giden arabalar. Çocukluğumun geçtiği taş- ra kentlerindeki yaz sabahlarını, 1960'lar Istanbu- lu'nun, ilk gençlik yıllanmın yazlarını özlüyorum. Kimbilir, çocukluğumu ve ilk gençliğimi özlüyo- rum belki de. • • • Mevsimler sıralanırken adı ikinci sırada geçme- sine karşın yaz, yılın tam ortası gibidir. Soğuk ve kapanık kıştan, hırçın ve güvenilmez ilkbahardan sonra yaz bir dinginlik ve derınleşme zamanıdır. Geçmiş kışın ve ilkbaharın yorgunluklarını yazın atar, ilk rüzgârlarıyla yeni bir yılın kapılannı arala- yan hüzünlü sonbahara ve gelecek kışa yine ya- zın hazırlanırız. Mevsimlerin değişmesi bu duygu- Iarı da öldürüyor. ilkbaharda kış, yaz aylarında son- bahar yaşanır oldu. Havadaki günlük hatta gün içindeki değişimlere giysi uydurabilmekten daha zor olan, duyguların ve düşüncelerin bu değişim- lere ayak uydurabilmesi... Kış ya da güz giysileri- ni göz önünden büsbütün kaldıramadığımız gibi aynı gün içinde birkaç mevsimin birden duygula- rına büründüğümüz oluyor. Bunun çok yorucu bir şey olduğunda kuşku yok... • • • Ozon tabakasmdakı delikten çok söz edildi. Do- ğanın dengesinin gezegenimizin tümünde altüst olduğunu biliyoruz. Bu sonucun sorumlusu daha çok kâr etmekten başka amacı olmayan, insanı da doğayı da tüketim metaı olarak gören bugünkü ekonomik sistemdir. Çılgınca bir hız ve hırsla her an daha "sofistike" bir teknoloji üreten sistem, son model otomobıllere yeni bir konfor unsuru daha ekler ya da cep telefonlarının sayısız kullanım ola- naklarını daha da çoğaltmayı başanrken insanın ve doğanın dengelerinin bozulduğunu görmez- den geliyor. Duyguları ve zihni ayrıntıya boğulan insan en temel gereksinımlerini (yaşamı üstüne düşünmeyi) unutarak, sadelikten gittikçe daha çok uzaklaşarak, yapay olarak yaratılmış birtakım sa- nal gereksinimlerin peşinde belirsiz bir yere doğ- ru sürükleniyor... • • • Mutluluk duygusunun herkes için farklı olduğu- nu kabul edebilir miyiz? Bunu olumlayabilir mıyiz? Aşırı bir örnek: Cinayet işlemekten mutluluk du- yan bir kimsenin mutluluğunu sağlıklı bir duygu sa- yabilir miyiz? Insanlara tek bir mutluluk üniforma- sı giydirilmesi elbette söz konusu olmamalı. Fa- kat bugün ülkemizde ve dünyada egemen olan sistemin yaptığı tam olarak budur. Mümkün oldu- ğunca daha çok ve en yeni ürünleri tüketmek... Yoksul ya da varsıl, ülkemizde ve dünyada günü- müz insan çoğunluğunun biricik mutluluk ölçüsü budur... Doğa dengelerinin bozulması, mevsimle- rin değişmesi. duygusal dünyanın altüst oluşu böyle bir insan için çok fazla önemli değil. Kapi- talizmin tarihsiz ve geleceksiz bir şimdiki zaman insanı yaratmayı başardığını söyleyebiliriz. • • • Bilimin, teknoloji dünyasının buluşlarını ve ara- yışlannı küçümsemek elbette aklımdan geçmez. Benim duyduğum kaygı. bilimdeki ve teknikteki muazzam gelişmelerin tam tersine olarak insanlık değerleri birkaç cümleye, hatta tek bir sözcüğe, "tüketmek" sözcüğüne indirgenmış insanla ilgili- dir. Bu insanın sıradanı mutlu olmayı daha çok tü- ketmekie eş değer görürken, birazcık aydın olanı bilgisayar ekranlarının sanal dünyasında yaşama- yı mutluluk saymaktadır. • • • Sonuç olarak, yaşanacak yeni gezegenler bul- madan gezegenimizin doğasını bozmakla insan- lığın müsrif ve aceleci davrandığını düşünüyo- rum... Bozulan ve birbirine karışan mevsimler gi- bi altüst olmuş duygusal yaşamları, dizginsiz tü- ketim hırsları ve sanal mutluluklarıyla bugünün in- sanını parlak geleceklerin beklemediğini söyle- mek ise kötücül bir kehanet sayılmamalı... Not: Kendime bozulmamış bir yaz köşesi bula- bilmek umuduyla "Cumartesi Yazıları "ma birsü- re ara veriyorum. 15 Ağustos'ta buluşmak üzere, okurlarıma ormanlarda yürüyüşler, kırlarda koş- malar, dağlara tırmanmalar, denizlerde, ırmaklar- da, göllerde yüzmelerle ve "Cumhuriyet"in güze- lim cep klasikleriyle baş başa dingin okumalarla, -yapay ve-yuzeysel mutTuIuklar değil, sonsuzluk duyguları uyandıracak gerçek yaz duyguları diliy- orum.. Izmîr Nadi9 nin büstüııdeki yazılara sansür İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - lzmir'de çevresine sahip çıkan avukatlara. yurttaşlara. sanatçılara, aydınlara saldıran ve lzmir halkını da "yannmlar duracak" dive tehdit eden lzmir —Büyükşehir Belediye^ zemin boyayla kapatıldı. Büstün altında yer alan "Biz bugün varsak yann yokuz. Başhca umudumuz, bizim dönemde yetişen ve yetişmekte olan yeni kuşaklann. gerçek halk \'önetimi demek oten Başkanı Burhan Özfatura'nın Nadir Nadi Caddesi'nin adını değiştirmesinin ardından bu kez de büstün altında yer alan yazılar siyah yağlıboya ile kapatıldı. Yüksel Çakmur'un Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 22 Kasım 1992 tarihinde törenle açılan ve adı, konulduğu caddeye verilen gazetemizin başyazan Nadir Nadi'nin büstü üzerinde yer alan kabartma yazılar söküldü ve cumhurivet ilkelerini yurdumuzda daha sağlam temellere davanıa olanağı bulabünıeleridir. Bu konuda hiçbir engelden yılmayacaklanna inanıyoruz" yazısı silinerek siyah boya ile boyandı. Özfatura göreve geldiğinde Nadir Nadi Caddesi'nin ismini değiştirmiş. Nadi isminin bir başka caddeye verileceğini söylemişti. Ancak bu sözler yerine getirilmedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear