22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmthaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yavın (toordınatoru Hikmet Çe- tinkava 9 Yazıı^len Muduru İbrahim Yıldız • Sorumlu \ludur Fikret İlkiz • Habcr Merkezi Mudurü Hakan Kara • Görse! Yönetmen Fikret Eser Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu 0 lslıhbarat Cengiz ^ ıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç • Kultün Handan Şenköken 9 Spor \bdülkadir Yücehnan • Mdkakler Sami Karaören # Duzeltme \bdullah v azıcı • Fotoörat Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Karaç Vajın Kurulu. llhan Sclçuk (Başkan). Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinka\a, Şükran Soner, Ergun Baİcı, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No: 125,Kat4.Bakanlıklar-*nkaraTel.4I9S020(7hat). Faks: 4195027 • tzmır Temsılcısı Serdar Kızrk, H. Zıya Blv 1352S 2 ÎTel 4411220, Faks 441911"'• Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğhı, lnönüCd 119 S No 1 Kat:I, Tel 363 12 II. Faks 363 12 15 Muessese Muduriı Cstün \kmen # Koordınator Uımel Koruhan # Muhasbe Büient^enerAldan: Husoin Gürer • l^letme Önder Çelik • Bılgı- Işlem Nail tnal 9 Bılg:sa>ar Sısıem Mürmet Çilcr • Sans Faziktkuza MEDY* C: • Yonelım Kurulu Baskaru - Genel Mudur Gülbin Erduıan # KıMrdınator Reba Işıtman % Genel Mudur Yardımcısı SodaÇoban Te! 514 (H 5.1 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 \aMmla\an >e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. BaMn \e Ya>ıncıiık A Ş Turk*.ag-CaJ 39 41 Cağaıoglu 34334 Ul PK 246 Lstanbul fel (0 2 12» ^ 12 05 05 (20 hal) Faks (0 2121 511 85 95 24TEMMUZ 1998 tmsak: 3.54 Güneş: 5.45 Öğle: 13.18 tkindi: 17.12 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.19 www.cumhurivet com.tr Turistik merkezlere 400 bin plan • AN KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tunzm Bakanlı|ı. 29 tunit çekım merkezine iliskın 400 bın adet kent ve bölge planı bastırdı. Planlar, ıllerdeki Turizm Bakanlığı'nın enformasyon bürolan, havaalanlan, gümrük giriş kapılan, turistik tesısler, müzeler ve marinalarda dağıtılacak. Türkiye'nin tapihi polü • ANKARA • (Cumhuriyet Bürosu) - Washıngton Post gazetesınde yayımlanan bır makalede, Balkanlar ve Kafkaslar'daki ıstikrarsızlıktan endişe duyan Türkiye'nin bölgesel çokuluslu koruma birhkleri oluşturulmasına öncülük yaparak bölgedekı tarihi rolünü canlandırdığı belırtildı. Ayancık Keten Festivair • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bu yıl onuncusu düzentenen Ayancık Kültür Sanat ve Keten Festıvalı bugün başlıyor. 26 Temmuz Pazar gününe kadar sürecek olan festıvalin açılışı CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'in katılımıyla yapılacak. Festhalde, "Önce Insan Önce Çevre" başlığı altındaki açıkoturumlara ve panellere Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen. Türkiye Gazetecıler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli de katılacak. Dünya iklimi alarm veriyor • NEW YORK(AA)- 1998'in şimdiye kadar yaşanan en sıcak yıl olduğu bildirildi. ABD, Hmdistan ve Çin'i etkisi altına alan görülmemiş sıcak dalgalannın, atmosferdeki karbondioksit gazı miktannın çoğalmasının sonucu olduğuna işaret eden BM ÇevTe Programı (UNEP), dünyadaki tüm ülkelerin yönetıcilennin vakit geçirmeden bu gazlan azaltacak önlemleri uygulamaya koymalannı istedi. Le Monde'un Türkiye eki • PARİS (AA) - Fransa'da yayımlanan ünlü Le Monde gazetesi. dün okuyuculanna 16 sayfalık Türkiye ekı dağıttı. Türkiye-Fransa ılişkilerinin tüm boyutlanyla yer aldıği ekte. Türkiye'deki özelleştirme girişimleri, Türk bankacılığı ve özel sektörü ıle ilgili aynntılı bilgiler ve bu alanlardaki uzmanlann görüşleri yer aldı. Ekte aynca, GAP, Türk tunzmindeki gelişmeler. petrol boru hattı projeleri de anlatıldı. Balonda evlilik • Dış Haberier Servisi - Almanya'da ilk defa balonda nikâh lcıyıldı. Evelyn Neew ve Christof Galuschka adlı Alman çift, daha önce denenmemiş bir yolla hayatlarını birleştirmeye karar \ erdiler. Alman makamlanndan izin alan çift, dün Berlin'de evlendi. Vücudumuz vitamin, mineral, amino asit, enzim ve yağ asitleri gereksinimi karşılandığında daha canlı görünüm kazanıyor Güzelbğin sım saghkk beslentne• Vitamin, mineral, amino asit, enzim ve yağ asitleri eksikliği karşısında vücut çeşitli sinyaller \r eriyor. Saçın cansızlaşması ve dökülmesi, derinin canlılığını yitirmesi, tırnaklann kınlması ya da gözlerin parlaklığım yitirmesi bunlardan bazılan. Çeviri Servisi - Güzellik doğadan besleniyor. Insan güzel leşmek için mutlaka bıçak altına yatıp kilolarca kozmetik kullanmak zorunda değil. Bunte Dergisinde yayımlanan habere göre uzmanlar, güzellığın doğada gizli olduğunu ve insanlann doğru beslenerek güzelleşebileceklerini söylüyorlar. İnsan vücudunda bulunan hücrelerin işlevlerini tam yerine getirebilmesi ve sağlıklı olabilmesi doğru bcslenmeyle ilintili. Doğru beslenen ve sağlıklı olan hücre alabildiği en ' güzel forma kavuşarak, saçlan parlak ve canlı, tırnaklan sağlam. deriyi gergin ve pınl pınl kılıyor. Uzmanlar, insan vücudunun; vitamin, mineral, amino asit. enzim ve yağ asitleri eksikliği karşısında gereken sınyalleri verdiğini ancak bunun insanlar tarafındari anlaşılmadığim ileri sürüyorlar. Saçın cansızlaşması \e dökülmesi. derinin canlılığını yitirmesi ve solması, tırnaklann kınlması ya da gözlenn parlaklığım yitirmesi vücudun verdiği sinyallerin bazılan ve hepsi de doğal \e doğru bir beslenme yöntemi ile giderilebilecek sorunlar. Aynca doğru beslenmenın yanı sira yenebildiğı kadar yoğurt ve içilebildiği kadar suyun güzel leşmeye giden yolda en önemli unsurlar olduğunu belirtiliyor. Alınması gereken günlük miktarların doğal besinler yoluyla tamamlanam.idıgı durumlarda ise doktor kontrolünde vitamin tabletleri öneriliyor. Beslenme uzmanlan özellikle C. B ve E vitaminlerinin günlük dozlannda alınmalannın önemli olduğunu söylüyorlar. Güzellik kaynakian B- Karotın (30 mg)* 'Günlük önenlen doz' PABA (Paroamino benzocasıt) Yarartan Sağlıklı cılt, parlak gözler, sağlıklı dişeti Kandolaşımını hızlandırıyor, cildin kurumasını önluyor, gözleri UV ışınlardan koruyor Vücut dokusunu güçlendırıyor, deriyi gerginleştıriyor Doku ve deriyi güçlendiriyor, deri lekelerinı ve yaşlanmasını önlüyor Bulundukları besinler Ciğer, avokado, brokkoli, salata lahana, kavun, biber. havuç Patates, fıstık, ciğer. tavuk, bira mayası Bıber, kıvı, bruksel lahanası, portakal, çilek, siyah frenk üzümü Tırnak, deri ve saçlan güçlendiriyor Saç renginı Roruyor, derıde lekelerı onlüyor Brüksel lahanası. avokado, badem, ayçıçeği, yumurta Tahıl, mantar, yumurta, mercimek, süt, pirinç Saçta pariaklık ve dolgunluk sağlıyor tırnakları güçlendiriyor, deriyi gerginleştirıyor Dudaklarda uçuk ve çatlakları önlüyor. deride pürtükler oluşmasını engelliyor Tırnakları, deriyi güçlendınp. esneklik sağlıyor Tırnak kınlmalannı ve deride pigment birikmelenni engelliyor Derinin parlak, canlı ve esnek olmasını sağlıyor, yaralann çabuk kapanmasında etkili oluyor Papaın (500 mg) Argınin (1 gr.) O ' Ornitnin (500 mg) İ , Methıonın (200 mg) SÎT alanına kaçak yapılan astsubay orduevine ruhsat verildiIskenderun'da 'ikinci Hııber Köşkü' olayı • Imar Yasası'nın 26. maddesinde askeri savunma tesisleri için getirilen 'imar ayncalığı' hakkı, Boğaziçi'ndeki Huber Köşkü'nün bahçesine yapılan Cumhurbaşkanhğı Hizmet Binalan'ndan sonra şimdi de tskenderurfdaki SİT alanına kaçak inşa edilmeye başlanan astsubay orduevi inşaatı için kullanılıyor. gü\enlik denetimi bile yapılmayanOKTAY EKtNCİ İskenderun'da imar yasağı bulu- nan 'SİTalanı' nitelığindeki bir tari- hi bahçeye 'kaçak' olarak yapılmaya başlanan 'Astsubay Orduevi' inşaatı. tmar Yasasf nın 'askeri savunma te- sislerine' özel izin olanağı veren '26. maddesi' kapsamında sayılarak nıh- sata bağlandı. Böylece. sadece kentin 'gûveniiği- ni' sağlamak için zorunlu olan aske- ri amaçlı yapılara tanınmış yasal bır ayncalık, astsubaylann ve yakmlan- nın 'düılence-eğlence' gereksinimleri- ni karşılayacak bir 'gazino' inşaatına dayanak yapıldı. Üstelik. imar yasası dışında 2863 sayılı Koruma Yasası'na inşaat olansgî ALARKO HoMing'in ve alt taseron fir- malannın si\il inşaat ekiplenne tes- lim edilmişti 'Imar1 karşüığı inşaat Şimdi Iskenderun'da da aynı yön- temle nıhsata bağlanan SİT alanın- daki kaçak astsubay gazinosu inşaatı- nın müteahhıdi FuatZeiluhısebuhiz- metıne 'kendisine ait başka bir arazi- deki imar rantı sözleri' karşılığında başlamış durumda. Cummıriyet'ın Adana temsilcisi Çetin Yiğenoğlu'nun bildirdiğine gö- re, tskenderun Beledive Başkanı Me- te Arslan, önce kaçak olarak başlattı- ğı orduevi inşaatının yapımını üstlen- mesı için, FuatZelluh'un imarplanın- da 'park' olan 18.5 dönümlük arazi- sini 'beş >ıldızlı otel, hipermarket ve 200 lüks konut' arsasına dönüştürme sözüveriyor.(Cumhuriyet-12'71998) Bu söz karşılığında temeli atılarak yükselmeye başlayan inşaatın daha sonra "yasal'(!) hale gelebilmesi için de beledive mecüsinin 24.06.1998 ta- rihli karanv la orduevi binasının otur- tulduğu '4363 No'lu eski eser bahçe- si' imar planında 'askeri alana' çev- riliyor. Oysa kı aynı parselin mülkiyeti bi- le aslında kamuya ait değıl. Ûzerle- rindekı tanhı konsolosluk binalann- dan ötürü parsetin tapusu 'İngiliz uy- ruklu' iki yabancının üzerinde. Aynca, SİT alanındaki bu tür plan değişıklikleri için 'yasal zorunluluk' olan Koruma Kurulu karan ıse 'befe- dhe müracaat ctmediği için' zaten bu- lunmuvor. Kurul Müdürü İsmail Sal- maru ĞJylayıs I998"de 'inşa- lunmayan bir kültür ve do- ğa alanındaki 'yapılaşma yasağuu aşabilmek ıçın... tmar Yasası'nın 26. mad- desi, daha önce de benzer bır tutumla Boğaziçi'nde uygulanmıştı. Tarabya'da- ki tarihi Huber Köşkü'nün yine SİT alanındaki imar yasağı bulunan bahçesine 'askeri savunma tesisi' adı ^Itında 'Cumhurbaşkanh- ğıYadıkKomıtuEkHizmet Binalan' yapılmaya baş- lanmıştı. (Cumhuriyet- 27/Ocak' 1998) Bugünlerde inşaatı ta- mamlanmak üzere olan ay- nı binalar için Koruma Ku- rulu'na bile başvurulma- dığı gibi, yine 26. madde ileri sürülerek 'giziidir' ge- rekçesiyle proje onayı bile yaptınlmamıştı. Buna karşın aynı 'aske- ri yöntem' inşaatın ihalesin- de hiç dikkate alınmamış. belediyeye ve Koruma lCu- rulu'na 'sırdır' denilerek gösterilmeyen projeler, Mil- li Savunma Bakanlığı'nca e-posta : tan (« prizma. net. tr abdurdurun' şeklinde bır ya- zı yazmasına ragmen. 7 Hazi- ran 1998 tarihlı yazısında ise Anıtiar Kurulu'nun 1981 ta- rihli eski bir karanna göre bu bahcede inşaatyapüabüir' me- sajını veriyor. Oy sa ki böyle bir yorum ve görüş üretme yetkisi. müdüre değil Koruma Kurulu'na ait. Kurul ise konu bugüne kadar 'müdürlükçe tnplanü gündem- lerinealmnıadığı' için olan bı- tenden 'resmen' habersiz ve inşaatı durdurma ya da onay- lama yönünde bir karar bile üretemiyor. lskenderun'daki astsubay orduevi binası, hem SİT ala- nında olan, hem eski eser ya- pılarla aynı bahçeyi işgal eden, hem de özel mülkiyet üzerin- de yükselen, aynca imar pla- nı değişikliğinin de yasal da- yanağınm bulunmadığı, Ko- ruma Kurul u'ndan da onay- sız projelerle inşa edilmiş bir 'savunma ruhsatu' dinlence- eğlence yapısı kimliğiyle, hu- kukdevletindeki 'imarkültü- riinün' yeni bir simgesı ol- maya aday görünüyor. Dolaşımı hızlandınyor Kınşıklıkları engelliyor Deriyi ve kaslan gerginleştiriyor Kas oluşurken yağların yanmasını sağlıyor Ciğer, buğday, bira mayası, yoğurt Tahıl, bira mayası, balık, brokkoli, kabuklu hayvanlar Soda, yeşıl sebze, tahıl, bira mayası, muz, hurma Et, ciğer, istiridye, yeşil sebze, kabuklu hayvan, kuru meyve Yağsız et, balık, deniz ürünleri, yosun, fıstık, turp, yulaf Balık Yeşil sebzeler, havuç, bezelye, kereviz, salata, patates Saçlan parlatıyor, kınlmalannı önlüyor Balık, tavuk, yağsız et, süt yoğurt, peynir, yumurta Ciğer, yumurta sansı, et, balık, tavuk, deniz ürünleri, peynir, yoğurt, mercimek SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Sosyalist Sol\ Tasfiye EdilmeseydiL /L/analdan kanala hızla geçerken, ekranda bir an, 1 1 \ Jean-Pierre Chevenement'nın görüntüsü; söz- lerinin ancak, son cümlesini duyabildım:"- Komünist Partisi, olmazsa olmaz (necessaire), Sosyalist Par- ti, mutlaka lâzım (indispensable)!.." J.R Chevenement, 7O'lı yıllarda, sosyalizmeyeni bir açılım getirmeye çalışırdı; bir eserini çevirtip yayımla- mıştık('Sosyalizm İçin Anahtar', Bilgi Yayınevi, 1975); şimdi ülkesinin Içişleri Bakanı, onun söylemiş olduk- lannı, bizim 'cumhuriyet' hükümetinden hangi içişle- ri Bakanı, bu rahatlıkla söyleyebilir? 141/142 kalkmış- tır ama, Türkıye'de Komünist Partısı yasaktır, Sosya- list Partisi derseniz, zaten hiç olmamıştır; 'alafranga- lığı' sosyalistlik zanneden 'tatlısu solcuları', Inönü CHP'sine, sosyal demokratlığı yakıştınmıştır: 'has- pa'ya, ne de yakışmıştır ya!.. Ulkemizde, eğer bu iki parti mevcut olsaydı, içinde debelenip durduğumuz istikrarsızlığa, nasıl bir 'ağıriık', nasıl bir 'denge' geti- rirlerdi; 'uza^/iarian'aslaçalışmayan 'köstebek' siya- setçilerimiz, bir an için olsun, düşünmüşler midir? Siz ne söylüyorsunuz? Cumhurbaşkanı, onlardan değil, Prens Sabahattin Bey'in 'Ahrar Fırkası'ndan dem vuruyor, o Prens Sabahattin Bey ki, babası 'Da- mat' Mahmut Paşa ve biraderi Lütfullah Bey'le biriikte.. Dersaadet'ten, Mösyö Charlier nam bir Fransız tarafından, bir Fransız vapuruyla kaçınl- mış; Pariste, çıkardıklan dergi ve yaşantalan, Fran- sız burjuvazisinin tesis ettiği bir 'sendika' tarafın- dan finanse edilmiştir' (Bkz. Ahmet Bedevi, 'Snkı- lâpjarihimiz ve Jöntürkler', s. 107 ve sonrası, 1945). Ûnlü 'adem-i merkeziyetçilik' politikası ve 'küresel' liberalliği, ingiliz ve Fransız emperyalizminin fevkalâ- de işine geliyordu; zira, tasarladığı 'eyâletler', son- radan Sevres Anlaşması'nın mâhût haritasında- ki, 'bağımsız' devletler olmuştur.) ilginç olan nedir? Oysa Kuva-yı Millrye'nın toz toprak Ankara'sın- da, hanl hanl, 'Cihan /n/c//âö;'tartışılıyormuş: ben söylemiyooım, 'Hatıralan'nöa Hâlide Edip anlatıyor: "...BMM'ye bağlı, iki türlü amaç mücadele ha- lindeydi; bunlardan birine 'Batı Mefkûresi' (ülkü- sü), ötekine 'Doğu Mefkûresi' denirdi. 'Batı Mef- kûresine dayanmış olanlar, BMM'ye şekil ver- mekte daha başanlı olmalanna rağmen, 1839'da Batı örneğine doğru giden yolu, iktisadi, sosyal ve milli eğrtim sorunlannda, tamamıyla tutamamış- lardı. Bunlar 'Batı Mefkûresi'ne bağlı olmakla bir- iikte, dış siyasette Doğu ve özellikle Rusya eğilim- lıydiler, fakat Rusya'nm iç şeklini Türkiye'ye kaf iy- yen uygulamak istemiyoriardı. O zaman Anka- ra'da bulunanlann, yüksek öğretim görmüş ve bi- lim kafalılan, pek az olmakla biriikte hepsi Batı'ya bağlı adamlardı; bunlar, Sovyet şekline şiddetJe kar- şıttlar. 'Doğu Mefkûresi'ni çözümiemek güçtü, çünkü çok kanşıktı; bu Doğu Mefkûresi'nin çeşit- li bölümlerinden biri de Komünizm'di..." (Türk'ün Ateşle imtıhanı, 5. Basım.. s. 128/129. Atlas Kitabe- vi, 1979). Hâlide Edip, Anadolu ihtilâl ve Inkilâbı'nın 'kade- rinı' etkileyecek, üç ana fıkır cereyanını, özetlememiş mi? 1/Sovyet Ihtilâli'ni ve sosyalizmi, yeni bir çağın baş- langıcı sayıp, benimseyen; fakat 'tam bağımsızlık'tan vazgeçmeyen, Kemalist Sol':Türkiye Komünist Fır- kası. 2/ '1839'da Batı örneğine giden yolu, iktisadi, sos- yal ve milli eğitim sorunlannda da tamamiyle tutmak' isteyen, 'alafranga'yeni/Tanzimatçı takımı, ki amaç- lan inkılâp değil, memleketi kurtarmaktan ibarettir (2. Grub'un bırkısmı, daha sonra Terakkiperverter). 3/ Sovyet 'modeli 'ne karşı olan, ama Sovyetler'le biriikte emperyalizme karşı mücadele verip, ulusal bir demokratik devrim gerçekleştirerek, yeni bir cumhu- riyet kurmayı düşünenler Kemalistler! ilginç olan nedir? Yüzyılın sonuna doğnj, ayakta kalmış görünen son iki gruptan, üçüncüsünun ana 'hedeflerini' şaşınp 'savrulması'; bundan istifadeeden ikincisinin -'S/sfem'in dış desteğini arkasına alarak,- onu basbayağı tehdit etmesı mi? Acaba Cumhuriyet Tarihi'nin, yanm yüzytl süren o iki büyük 'karan//ğı' ('Inönü Cumhuriyeti' ve 'Soğuk Savaş) boyunca, - Soicu Kemalistler dâhil- 'Sosyalist Sol' tasfiye edil- miş olmasaydı, bu 'tehdit' bu mertebe 'ağıriık' kaza- nabilir, bu kadar büyüyebilir miydi? Peki. öyle olmadı mı? Sonraları Nâzım Hikmet, Esat Âdil, Mehmet Ali Aybar tarafından -onca eziyete rağmen- ateşi canlı tutulmak istenen Türkiye Sosyalizmi'nin, 20'li yıllardakt temstlctst Yunus Nâdt Bey, gazetesinde~ açık açık, şunlan yazabiliyordu: "...biz Türkler, emperyalist ve kapitalist dünya- ya karşı savaşmakta, bugün Ruslaıia aynı safta yürüdüğümüz gibi; davranıştaki bu tenâzurdan (simetriden) ilham ve kuvvet alacak olan iç re- formlanmızı başarmak, kanaat ve mecburiyetin- deyizdir de! Bu bir inkılâptır, amennâ..." "...fakat, bizim inkılâbımız Rus Inkilâbı'nın -öy- le bazılannın yaptğı gibi, unvanına vanncaya ka- dar, kelimesi kelimesine, noktası noktasına- kop- yası olacak değildir. inkılâp idrak ve imana daya- nan bir harekettir ki, tatbikat itibanyla, her mem- teketin kendi özetltklerine ve icaplanna intibak ederek tekeyyün eder ve yürür. Hülâsa biz de sos- yalizm vâdisinde inkılâpçıyız, hatta aynı prensip- lere taraftanz ama ve onlan iltizam etmekteyiz, fa- kat 'taklitçi' ve binaenaleyh 'Bolşevik' değiliz!.." (Yenigün, 28 Eylül 1336) xx.yy'ın ikinci yansında, böyle biryazıyı kim yazdıy- sa başı belâya girdi, ocağı söndürüldü; oysa bu ve bu- na benzer yazılarında: Surtan Galiyef, Mustafa Sup- hi, Galiyefçi komünistler, 'iştirakiyûn' takımı, Hak- kı Behiç, Yunus Nâdi ve diğer 'Solcu Kemalistler'; yüzyılın temel çelişkısinı, Sovyet Devrimi'nin ünlü li- derierinden çok daha gerçekçı ve doğru olarak de- ğerlendiriyor, Deyrim'in Batı'dan değil, Doğu'dan 'yükseleceğini', ileri sürüyorlardı; hem de 'ulusal ağırlıkh' olarak! Peki, öyle olmadı mı? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear