18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2<*TEMMUZ 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 TURKİYE Istanbjl A 31 Sınop A 27 Adana A 37 Edirne A 33 Samsun PB 40 Mersin A 32 Kocaelı A 31 Trabzon PB 27 Dıyarbakır A 44 Çanakkale A 32 Gıresun PB 28 Şanlıurfa A 45 Izrnır A 37 Ankara A 34 Mardin A 42 Manısa A 36 Eskişehir A 32 Şıırt A 43 Aydın A 38 Konya A 35 Hakkârı A 34 Denizli A 36 Sıvas A 32 Van A 32 Zonguldak A 27 Antalya A 37 Kars PB 33 Yurdun kuzeydoğu kesımierı parçalı bulutlu. ötekı yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı bıraz artacak. Rüzgâr, kuzey ve doğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. DJS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Bruksel Parıs Bonn Y Y Y Y Y Y PB Y 24 19 23 23 24 24 30 26 Münıh PB 29 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina Y A A PB A A A A 2/ 35 35 34 34 30 33 31 A 33 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıfhs Kahire Y A A A PB PB Y A 25 39 30 38 30 30 32 37 A 36 0 Açık Parçalı bulutlu i Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu W-=^J Kam kar ı Gok gurultuıu G Ü N C E L c t N E Y T ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada raklerde ve görüşte iki parti bir araya geldi. Kuşkusuz, 40 yıl sonra pek çok konuda olduğu gı- bi, siyasette de "bir haylı gelişme" sağladık. Bugünkü hukümette bulunan üç partiden ikisi sağ kanattan. Uygulama dışında program olarak "Yok birbirinden farklan" üçüncü ortak sosyal demokrat DSR Farklı görüşleri olan bir partı. Ne çare devir öyle bir devir ki; ortada ne inanç ka- lıyor, ne de partı programı. Savunu kolay: Koalısyonlar uzlaşma urünü. Ismet Paşa geçmiş dönemde fazla algılayamadı- ğımız bir olguyu aşılıyor: Zıt karakterdeki AP'Iİ bakanlan evirip çevıriyor. Dev- let yönetımiyle parti anlayışı arasındaki farkı anlama- larını sağlıyor. Oysa particilik çabaları kabarıyor: Adalet Partısi Genel Merkezı kendi bakanlarının bu gerçeği kavramalarından rahatsız. Yönetım kadrola- rı, AP'lı bakanların Ismet Paşa'ya teslim olduklannı savlıyorlar. Hükümet sarsıldıkça; Başbakan, CHP'Iİ ve AP'Iİ bakanlar "koalisyon hükümetinin 'çok uyumlu' ça//ş- f/<J/n/"açıklıyorlar. Adalet Partisi merkezı ıse; uyuma karşı çıkıyor! 40 yıl önceki manzara, bugün, üç aşağı beş yuka- n aynen yineleniyor. Hükümet başkanı ıle, hukümetın ötekı kanadından Ecevit. "3 partinin kabinede tam bir 'uyum' ıçinde olduğunu" söylüyor. Ne ki, "Ancak" diye başlayan bir cümleyle: "Ancak Demokrat Türkiye Partisi'nde sorun olabi- lir" diyor. 1961-62'lerde olduğu gibı. Tarih "tekerrür ediyor". DTP'de, iki bakanın "örgüt adamlan ve kimi mil- letvekilleri ile meşgul olmadıklan" savıyla hükümet- ten çekilmelerini sağlayacak güya demokratık ey- lemler başlatılıyor. İki DTP'Iİ bakanı düşürürierse iki koltuk boşalacak. Olasıdır ki, parti içi gerginliklerde baş çeken Yıldınm Aktuna bakanlık özlemıni "tatmin" edecek! Rakamların dili Bugün aynı kargaşayı yaşayan ve yaşatanlara anımsatalım; CHP-AP koalisyonu dağıldı, ancak AP'li kimı bakanlar CHP'ye transfer oluverdi. Henüz doğru dürüst partileşme sürecini bile ta- mamlayamamış bir partide (DTP) kişisellik kokan "cte- mokratikoyunlar"; bakarsınız 1960'lardaki "transfer- lere benzerparti değiştirmelere" yol açabilir. Yargıdan eteğini kurtarmaya çalışan Şaibe Hanım, zaten DTP'nin kapısında pusuya yatmış, av bekliyor. Partiler arası tartışmalara rakamlarla göz atalım: Birinci sorun: TBMM'nin yaz tatiline girmeden ön- ce secim tarihini belirleyerek seçim kararı alması. "'Öırkisım'partiler "belırsızlıkten kurtutmamız içın"'- seçımin kasıma alınmasını istiyor. Bu önerinin olabilirliğine rakamlar ne diyor? Kasım- da seçim ısteyenler; FP (145 üye), DYP (96), BBP (8), DSP(62).Toplam311. Seçımin Nisan 1999'da yapılmasını savunanlar: ANAP (138), CHP (56), DTP (20), (seçim istemeyen) bağımsızlar 11. Toplam 225! Rakamların dili; FP Genel Başkanı'nın önerdiği gi- bı; FP-DSP ve DYP'nin imzalayacağı, seçımi kasım ayına çeken önergenin TBMM'de önemli oy farkıyla kabul edileceğini gösteriyor. Nisan 1999'da seçim isteyen CHP lıderi Baykal. bu tehlikeyı göz önünde tuttuğu için seçim tarihı ko- nusunda "Meclis'te bir emrivaki ile karşılaşmaktan korktuğunu" söylüyor. Çözüm; Başbakanlık'ta aynı koridor üzerindeki i- ki odada çalışan, ama ne hikmetse kimi sorunlan çözmek için birbirinden randevu isteyen Başbakan'la yardımcısı Ecevit'in bir araya gelmesine kalıyor. Yılmaz, DSP liderini -bir bedel (ödün) karşılığı- Ni- san 1999'a razı edebilirse.. TBMM, seçim karan al- madan tatile çıkıyor demektir. Çünkü, Nisan 1999 cephesinde DSP'nin de katılımıyla oy toplamı, 249'a karşı 290'a yükseliyor. Ya tersi bir sonuç çıkarsa Yılmaz-Ecevit görüş- mesinden. Siyasal ortam bıraz daha "leman". Coşkun Enternasyonal'le uğurlandı lstanbul Haber Servisi- Tüm ya- şamını Türkiye'de sosyalizmin zor- lu mücadelesi içerısinde geçiren Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) MYK üyesi vekuruculann- dan Srtkı Coşkun, < 50) Ruhi Su tür- küleri, "Entemasyonal Marşı", ka- ranfiller \e "sosyalistterin birliğr dilekleriyle uğurlandı. Sıtkı Coş- kun "un cenazesi, üç bın kışinın ka- tıldığı yürüyüşle Tünel'den Dol- mabahçe'ye getirildi. Dolmabah- çe Camıi'nde kılınan öğle namazı- nın ardından Zıncırlikuyu Mezar- lığı'nda toprağa \erildi. klanser tedavisi gördüğü Dani- marka'nın başkenti Kopenhag'da geçen cuma günü yaşamını yıtıren ve cenazesi önceki gün Türkıye'ye getirîlen Sıtkı Coşkun içın ilk töien dün sabah Tünel'dekı ÖDP tstan- bul ll Merkezi'nin önünde yapıldı. Törende. kapatılan Sosyalist Birlik Partisi ve eski Bırleşık Sosyalist Partı Genel Başkanı Sadun Aren. kapatılan TBKP Genel Başkanı \i- hat Sargın \e DlSK Genel Sekre- teri MuratTokmakbirerkonuşma yaptı. Coşkun'un ablası Ayfer Coş- kun kardeşinin mutlu ölmediğıni belırterek "Çünkü inandığı değer- ler gerçekleşmemişti, ancak içinde umut taşıyordu" diye konuştu. Yunanistan Komünist Partisi (Y'KP) Merkez Komitesi üyesi ve A\ rupa Parlamentosu Birleşik Sol Grubu Temsılcisi Stratis Korakas da kısa konuşmasında Coşkun'la banş mücadelesinde birlikte çalış- tıklannı belirterek başsağlığı dile- di. ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras ise Coşkun'un sosyalistlenn bırlı- ği projesine yürekten inandığını belirterek yer aldığı partilerde bu yönde çalışmalar yaptığını anlattı Sıtkı Coşkun'un "Daha kızıla bo- Sıtkı Coşkun, Zinciriikuyu Mezartığı'nda toprağa verildi. yamavana aşk olsun" sözlerini anımsatan Uras. "Sıtkı voldaş, asıl senin vasiyetini yerine getirmeyene aşk olsun'" dedı. ÖDP örgürü önün- dekı törene Yunanistan Sol Bırlık Partisi (SlNASPlSMOS)mılletve- kıli Mustafa Mustafa \c Kıbns Cumhunyetçı Türk Partisi Genel Sekreterı Ferdi Sover katılırken Macaristan Işçi Partisi, Kıbns Top- lumcu Kurtuluş Partisi. YKP Mi- dillı Adası Örgütü. Alman Demok- ratık Sosyalizm Partısı. Alman Ko- münist Partisi, Almanya Göçmen Dernekleri Federasyonu. Isviçre Emek Partisi çelenk gönderdi. Coşkun'un ÖDP bayrağına san- lı tabutu, törenin ardından çiçek yağmuru ve alkışlar arası nda omuzlara alındı. "Banşa, özgürlü- ğe ve sosyalizme adanmış yaşamını alkışuyoruz" yazılı pankartın arka- sında kortej oluşturan yaklaşık üç bin kışi tstiklal Caddesı boyunca, çalınan Ruhi Su türkülerı \e "En- ternasyonal Marşı" eşliğinde ses- siz bir yürüyüş gerçekleştirdi. Tak- sim'de Coşkun'un cenazesi araba- ya konurken 1 Mayıs 1977'de en çok can kaybının olduğu Kazancı Yokuşu başında durarak karanfil atan topluluk. Dolmabahçe Ca- mii'ne kadar yürüyüşünü sürdür- dü. Sıtkı Coşkun'un cenazesi, Dol- mabahçe Camii'nde kılınan öğle namazının ardından Zinciriikuyu Mezarlığı'nda "Entemasyonal Marşı" ve "tnadına aşk, inadına devrim, inadına sosvalizm" sloga- nı eşliğinde toprağa verildi. Coşkun için yapılan tören ve yü- rüyüşe CHP lstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, tstanbul Barosu Başkanı YücelSayman.ga- zetemiz yönetim kurulu üyesi Atil- la Coşkun, Ertuğrul Kürkçü, Bü- lent Uluer, Oral Çalışlar, Şükran Soner. Ali Sirmen. Öğrenci Aılele- ri ve Yakınlan Derneği Başkanı Mustafa Atalay, Sabahat Tiirkler, Bedri Baykam, Masis Kürkçügü'in de aralannda bulunduğu çok sayı- da sos>alist ve sendikacı katıldı. 1948 Elazığ doğumlu olan Sıtkı Coşkun. 1968 öğrenci hareketleri içerisinde FKF ve TlP'te yer aldı. 12 Mart dönemınde hakkında açı- lan soruşturmalar nedenıyle ara- nan Coşkun, TKP'de yönetici ola- rak çalıştı. DlSK'e bağlı sendika- larda da çalışan Coşkun TBKP, SBP, BSP yönetimlerinde bulun- du. Coşkun son olarak ÖDP Mer- kez Yürütme Kurulu'nda görev al- mıştı. Kaymakamdan îrtica uyarısı EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Yalova Termal Kay- makamı Kazım Esen. Içişlerı Ba- kanlığı'na gönderdığı raporla, "Türkiye'nin, Iran mahreçli din kis- vesivle ortayaçıkan felsefi akunlann nüfuzuvla iç kargaşaya itilmek is- tendiğj" uyansında bulundu. Içış- len Bakanlığı tarafından tüm mül- ki ıdare amırlerıne gönderilen ra- porda, "genelolarakirtica. irticanuı tanınu, mürtecilik. şeriat. gericilik. fundanıentalizm. laiklik, Türkiye'de irtkanın yonımu,de\letin mürteci- >« karşı ta\ ru Türkiye'de din >e de\- let ilişkisu demokrasilerde din ve si- >asal partiler, demokrasilerin yoz- laşmasu İslamda dev let şekli ve ege- menlik" konulannda değerlendır- melere yer verildi. Devlette bir dm. mezhep ya da tarikatın egemen olması halinde karşıtlannın dev letı ele geçırme ça- basının başlayacağına. bunun da ıç ayaklanmalara ve kaosa neden ola- cağına dıkkat çekıldi. Bugün de- mokratik olmayan rejımlerle yöne- tilen ülkelerdekı Müslüman top- lumların >önetıcılennın. kendi \e- killen olmas>ı gerektiğinı. oîıIâTrrr*' Allah'ın vekıHeri olmayacaklannı kavravamadıklan kaydedılen rapor- da. "Peygamberlerin dahi Allah'ın vekili olmadıklan ve »lamavacakla- n Kuran'da sabit olmasına karşın bu insanlar ,\llah adına hareketede- bileceklerini sovlemekle sinsi bir plan uvgulamaktadıriar" görüşü sa\ unuldu. Raporda. "irtica''nın tanımı yapı- lırken şöyle denıldı: "Akıl düşmanı bir tutuculuktur. aklı \ok sa> maktır. beşer iradesini Uahlaştırmak. ilahi iradevi insani- leştirmektir, bu şeküdeki buvrukla- n Tann buv nığu gibi algılav ıp bu sı- nırlar içerisinde yaşamaktır. insan- lannçoğu \e bazı dunımlardada tıi- mü için. dav ranışlanna ve v icdanla- nna rehbertik etmcsi maksadıv la. kitaplan ya da felsefevi kabuletmek- tense, geleneğe, önvargılara ve buv- ruklara davanmaknr." "Mürtecrnin de. tutucunun fa- natığı olduğu belırtılen raporda, "Mürteci; insanın zayıf ve kötü oJ- duğuna inanır, sorunlan çözmede akli veteneği kabul etmevip aklı za- Tarb'lörflr. dcnıokrasinin ferinc Tann adına güçlü bir vüriirucü ya da azuılığmyönetiminin gerektiğine inanır. din. toplumsal emirlerin ve yasaklann teşkilaN esasisidir" gö- rüşü kaydedıldı. Raporda. mürtecinın yobaz oldu- ğu. insanın davranışlannı değıl. ka- naatlennı de yargıladığı anımsatıla- rak şöyle devam edildr "Çünkü; ona göre herkes kendi gibi düşünüyor ise özgürdür. aksi suçtur. Bunlann düşünceleri dedev - letçe onavlamr ise zafer kazanmış olurlar, dev letin yetki ve haklanna sahip çıkarak kendilerinin doğru- dan doğruva Tann tarafından seçil- diklerini. kendi>asalannın Tannsal kav naktan geldiğiıu, parlamcntolar- ca vapılan yasalann insan vasalan olduğunu, onun için de bunlara ita- atin gerekli olmadığını iddia eder." Raporda, laıklığın. din ve dev let ışlennın a>nlması bıçımınde daral- tılamavacağı. boyutlannın daha bü- yük. alanının daha genış bir uygar- lık. özgürlük ve çağdaşlık ortamı olduğu belırtıldı. Kaymakamlar ~37mürtee4 -•* pasifgörevde ANKARA (Cumburivet Bürosu) - tçişleri Bakaniığı'nın 379 mülkı ida- re amirinin görev yerinin değiştiril- mesini öngören kararname, Cumhur- başkanı Sükyman Demirel tarafından onayiandı. tçişlen Bakaniığı'nın mer- kez teşkılatmda geniş çaplı bir operas- yon yapıhnası dikkat çektı. lrticai fa- aliyetleri destekledikleri gerekçesiyle Genelkurmay'ın suç. duyurulanna he- defolan 300'e yakm mülki idareami- rinden 37'sinin görev yerinin değişti- rildiği bildirildi. Merkezde görevli 6 mülki ıdare amiri vali yardımcılığına getirilirken 3 vali yardımcısı merkeze alındı. 36 vali yardımcısı başka ilde görevlendirilırken 31 vali yardımcısı kaymakamlık görevine, 8 vaii yardım- cısı da hukuk işleri müdürlüğüne atan- dı. Kaymakamlardan7'si merkeze alı- nırken 9 kaymakam hukuk işleri mü- dürlüğüne getirildi. 203 kaymakamm görev yaptıgı ilçe değişti, 64'ü vali yardımcılığına atandı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lık seçtim. Zira konu gerçekten çok yönlü. Bir ba- kıma, başlık önerilerinin tümü. Önce altını çizelim, af Türkiye Cumhuriyeti'nin geleneğinde var. Ilki. 1923'te çıkarılmış. Ömür bo- yu kürek cezalan 15 yıla, kalebentlik cezaları 10 yı- la indirilmiş. 1934'te Cumhuriyetın onuncu yılı affı, 1950'de Menderes'in affı, 1960'ta 27 Mayıs devriminin af- fı, 1963-66 afları ve 1974'te Ecevit'in affı... Afların çoğuna Cumhuriyetın yıldönümü temel oluşturmuş. Hemen tümünün başlangıç tümcesi şöyle: "Bazı suç ve cezaların affına dair kanun..." Yani, sınırlamalı. Genelden bugüne gelirsek... Gündeme geliş biçımi "affedilebilir" eksiklik taşıyor- du. Ecevit'in Yılmaz a ve ANAP'lılara ilişkin eleşti-, rilerinden biri şudur: "Bir konuyu Bakanlar Kurulu'nda karara bağla- madan kamuoyuna açıyorlar. Böyle olunca anlaş- mazlık çıkıyor" Benzerini Rahşan Ecevit'in "azmettirmesı" so- nucu Bülent Ecevit yaptı. Ecevit şımdi af yasasının hükümet tasarısı olarak gündeme gelrresini istiyor. ^ Bu durum hemen şu damgayı getirdi: "Ei b i g "Ecevit bunu seçim yatınmı olarak ortaya attı. D l i t Doğru-yanlış yarışına girmeyelim, iktidardaki her t parti adım atarken seçimi de düşünecektir. Eğer af ? çıkmazsa Ecevit bu kez seçim alanlarında şunu! söyleyecektir: J, "Bu dönem gücüm yetmedı, beni iktidara geti- r, rin, affı çıkarayım." j Af çıksa da çıkmasa da Ecevit seçimde bu koz-t la poz verecek. jj Biçimden ıçeriğe gelirsek... Ortak soru şu: t - Afkimleri kapsamalı, kimler kader kurbanıdır? t Şu sorunun yanıtını vermeden üsttekinin anlamı" yok: :; - Türkiye'de hukuk ne kadar işliyor, içerdekilerin M tümü suçlu mu, suçlulann tümü içerde mı? 1 Bu tür aflann nirengi noktası kamu vicdanı. Ön- ', ceki aflarda hep olağanüstü dönemlerin kurbanla- n vardı. Tarihlere bakılınca bu görülecektir. Ancak bu kez daha farklı bir tabloyla karşı karşıyayız: ^ Dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaşan hır- V sızlar, çeteler var... Içeride onların tetikçileri, kader " kurbanlan, düşüncesuçlulan, katiller, tecavüzcüler, » baklava hırsızları var... Af çıkarsa suçlu olup dışarıda gezenlerin de ya- rarlanması söz konusu, cezaevinde yatanların da. Ister misıniz önümüzdekı günlerde bir grup ayrıca- lıklı mahkûm Kervansaray Oteli'nde kahvaltılı basın toplantısı düzenlesin: "Affa karşıyız. Biz onaryıl hapis cezası aldığımı- zı hesaplayarak planlar yaptık. Bız hesaplı-planlı 'Hnsenlanz. Rezefvasyon yapttrdığımeoieUenn pa- rasını verirlerse, kurduğumuz işlerin devamı için kredi sağlarlarsa belki affı kabul edebıliriz." Once suçlular cezaevine konsun Yukarıda karikatürize ettiğimız durum cezaevleri koşullarına dikkat çekmek ıçindi. Rahşan Ecevit, "İnsan olan afiçin oy verir" diyor. Ama cezaevın- dekiler ve cezaevi koşulları o kadar karışık ki, han- gi durumun ınsani olduğu, hangisinin olmadığı bir-* birine kanşmış durumda. Cezaevleri kımileri içın ezaevi, kimıleri için dinlen- me tesisi. Terör suçlularına ise kamuoyunun ortak bir bakı- şı var: "Kesınlikle affedilemez." Terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu sık sık yinelıyoruz. Acabâ kimlerın "terör suçlusu" olarak içeride olduğunu biliyor muyuz? Örneğin geçen gün bir hükümlü yakını geldi. Oğlu 21 yaşında, ce- zaevinde. 17 yaşında tutuklanmış... Cezaevindeki terör suçlularının yaş ortalaması 22. Dağdaki teröriste, "Teslim olursan affedeceğiz" diyoruz, 20'sini doldurmamış gençlerı "birpolıs tu- tanağıyla"terörist ilan ediyoruz... Kardeşim anladık, konunun çok boyutu var da, tek tümceyle yanıtını söyle derseniz, düşür.cem şu: Affa evet ama, önce suçlular cezaevine konsun. Türbanda yetki barolarda İran'dan füze denemesiAN1CARA (Cumhuriyet Bürosu) - Da- nıştay, Şe\f ket Kazanın Adalet Bakanlığı döneminde çıkardığı "rürbanlı avukatlan duruşmaya kabul edip etmemeyi vargıçla- rın takdirine bırakan" genelgeyi ıptal ettı. Danıştav. karara gerekçe olarak avukat- lann resmi kılık ve kıyafetlerini belırleme yetkisinin Türkive Barolar Birliği'ne (TBB) aitolmasını gösterdi. Irticacı odak- lann siyasi simge halıne dönüştürdüklen başöittisnrriryargT kurumlanna taşıma gi-- nşımleri yine yargı kurumlan tarafından engellendi. TBB. 23 Kasım 1994'te ya- yımladığı genelgeyle "avukatlann yasal düzenleme ve mesleğin onuruna a\ku*ı bi- çimde kılıklarla mahkemede. savcılıkta ve koridorlarda dolaşmalaruıın yaptınma bağlanacağını" bildirmişti. Bu genelgenin yargı teşkilatına duyurul- masına ilışkin 1 Şubat 1995 tarihli Adalet Bakanlıği yazısı, REFAHYOL döneminin tartışılan bakanlanndan, kapatılan RP'nin siyasi yasaklı yöneticisi Şevket Kazan'ın Adalet Bakanlığı döneminde yürürlükten kaldınlmıştı. TBB ve bir grup a\ ukat, yazının kaldı- nlmasına ilişkin ışlemin iptal edılmesi is- temıyle Danıştay'a başvurmuşlardı. Baş- vııruyu görüşen Danıştay 8. Dairesi verdi- ği kararda, 1136 sayılı Avukatlık Yasa- sı'nın 49. maddesi uyannca, avukatlann resmi kılık ve kıyafetlerini belirleme yet- kisinin TBB'ye ait olduğunu belirterek, " Bu yetki avukatlann başörtüsü dahü. >ar- gı görevinin yürütüldüğü >erlerde giymele- ri gereken tüm kılık ve kryafetleri hakkın- da kurallar konulmasını da içermektedir" dcdi.—Karardaşöytedevamedikli: "Be- FUAT KOZLUKLU lirtilen vasa ve meslek kurallan karşısuıda tamamen TBB'nin yetkisinde olan bir ko- nuda Adalet Bakanlığı'nca görüş belirtile- rek. başı örtülü av ukatlan duruşmava ka- bul edip etmemeyi hâkimlerin takdirine bı- rakan dava konusu Adalet Bakanlığı işle- minde mevzuata ve hukuka uvarlık görül- memiştir.'' İptal başvurusunda bulunan avukatlar- dan Nusret Senem karan değerlendınrken, "Laik yargı bu karanyla bir kez daha cum- hurivetin anavasal kuvAetleri içindeki ko- numuna uygun olarak önemli bir mevziden geri adım atmamış, şeriatçılann adliye ko- ridoıiaruıda hesaplaşma hevesini kursak- lannda bırakmıştır" dedi. WASHINGTON- tran, Türkiye'nin her bir noktasını vurabilecek güçte orta men- zilli füze denemesi gerçekleştirdi. 1300 kilometre menzilli kımyasal ve bı- yolojik başiıklar taşıyabilecek nitelikteki 'SAHAB-3 MRBM' adlı füzenın deneme- sinın 'başarıvla' gerçekleştırildıği kayde- dildi. tran'ın. bir tanesi 1 Omilyon dolar de^ ğerinde olan fuzeleri Kuzey Kore'den sa- tın aldığı bildirildi. Bill Clinton yönetımı, uzun bir süredir. İran'ın Rusya. Çin ve Kuzev Kore'den fü- ze teknolojisi aldığına dikkat çekıyor ve bu ülkelere 'satmayın' uyansında bulunuyor- du. Son olarak CIA. hafta başında Kong- re've sunduğu bir raporda. Çin'in tran'a füze teknolojisi sattığını. bu durumun da Ortadoğu'daki dengelen sarsmaya başladı- ğını dile getirmişti. -New Yefk Ttmes vc Washington Times Cumhuriyet 1 O7.4 gazetelerinın dün manşetten duyurduğu haberlere göre ABD ıstıhbarat örgürü CIA ıle Pentagon uzmanlan. İran'ın füze dene- mesınin önceki gün erken saatlerde Ame- rikan casus uydulan tarafından saptandı- ğını söylediler. Uzmanlar. topladıklan verileri incel© meye devam ettiklerini belirtirken füzenin ateşlendiği ve düştüğü yerin Iran toprakla- n üzerinde olduğunu kavdettıler. ABD'li yetkililer. orta menzilli füzenin seyyar olarak da kullanılabildiğini. Türki- ye'nin yanı sıra Israil. Suudi Arabistan ve Ortadoğu'dakı Amerikan kuvvetlerinı vu- rabilecek güçte olduğunu bildirdiler. Uz- manlar. 'SAHAB-3 İV1RBM' füzelerinin yennin saptanmasının 'çokgiiç' olduğuna dikkat çektiler. Beyaz Saray Sözcüsü Mike McCurry, SAHAB-3 MRBM rüzesının. Kuzev Ko- re'nın bin 300 kilometre menzilli "Rodong' füzesiyle benzerlik gösterdığını bıldirdı. Sözcü. bir süredir İran'ın Kuzey Kore'de- ki füze teknolojısinı elde etmesinden kay- gı duyduklannı da vurguladı. İsrail Savunma Bakanı İzak Mordehay, İran'ın füze denemesinı ciddi bir gelişme ^tarak tanımladı. Mordehay. füzenin Israil'e ulaşabilece- ğini sanmadığını. ancak İran'ın uzun men- zilli füze gelıştirmesinin Onadoğu ülkele- ri ve özellikle Israıl için büyük bir tehlike oluşturduğunu kaydettı ANA MUHALEFET DERGİSİ ozor23Temmuz 1998 Perşembe...Sayı: 52...Fiyatı: İOO bin lira Şeriatçılar casus gibi • Baştarafı 1. Sayfada lüman-Müslüman olmayan aynmını sür- dürdüğü gözlenmıştir - 13 Haziran'da Denizli Konak'ta bir ca- mi imamı. cuma hutbesinde yaptığı konuş- madan dolayı gözaltına alınmıştır. - Ordu'da 3 Temmuz'da yapılan bir ope- rasyonda 7-8 vaşlannda 30'a vakın çocuğa izinsiz Kuran kursu düzenleven 3 kişi gö- zaltına alınmıştır. - Diyarbakır Körhak Mahallesi'ndeki Sıddık-ı Ekber Camii'nin Hizbullah terör örgütünün elıne geçtiği, camide örgütlenme çalışmalannın sürdürüldüğü öğrenilmiştir. SOHUHUf\ BALTAVA ÖLPUM İÜ öğrenci pasomu kaybettim. hükümsüzdür. DİLEK ERTEML'R ÇIKTI....ÇIKTI...Ç1KTI...ÇIKTI....ÇIKTI...Ç1KTI...ÇIKTI...ÇIKTI.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear