22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahifoi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatöru HikmetÇe- tinka>a 9 Yazııslen Mıidüru İbrahim Yıldız # Sorumlu Mudür Fikrel flki/ • Haber Merkezı Muduru Hakan Kara • Görsel Yonetmen Fikret Eser Dı» Haberler Şinasi Danışoğlu 0 Ktıhbarat Cengiz >, ıldırıın # Pkonomı Mehmet Saraç • Kultur Handan Şenköken # Spor \bdülkadir V ücelman # MaKaJeler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah >. a/ıcı# Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu #Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yun Haberien Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinf. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No- 125.Kat4,Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zı>a Blv. 1352S 2 3Tel 4411220, Faks 4419117»Adana Temsiküi: Çetin Yiğenoğtu, İnonuCd. 119 S No 1 Kat. 1, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Muduru Üstün Akmen # Koordmator Ahmet Korulsan # Vfuhasebe Bûlent Yeo«-0Idare Hüseyin Gûrer • lşkone Önder ÇeUk • Bıİgı- Işlem Naiİ İnal • Bılgısa\ar Sıstem \lürü>et ÇUer • Sanş Faziltf Kuza MEDYA C: • Yönetım Başkanı - Genel Mudur Erduran 0 Koordınator Işıtman # Genel Mudur Yar< Se\daÇoban Tel 514 0 5139580-5138460-61,Faks i \a>ımla>an \e Basan: Yem Gun Haber Ajansı. Basın ve Yavıncılık \ i Tu4oca|)Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 !st PK 246 tsunbul Tel (0 212i 51205 05 (20 hat) Fais lü 212) 513 85 95 15TEMMUZ1998 îmsak:3.4l Güneş: 5.37 Öğle: 13.17 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.43 Yatsı: 22.30 www.cumhurivet.ee Venüs eve döndii • Dış Haberler Servisi - Geçen yüzyılın sonunda Türkıve'den kaçınlan eskı Roma dönernine ait 7 heykel, Türkiye'nin Londra Büvükelçiliği'nde düzenlenen bir törenle Türkiye'ye iade edildi. tngılız The Independent gazetesine demeç veren Türkiye'nin Londra Büyükelçısi Özdem Sanberk, "Heykellerin mülkiyeti sorununu, iki ülkenin yetkilileri ve akademisyenleri dostça ve ışbirliği ruhuyla çözümlemiştir" dedi. Yine orman yangım • DENfZLİ/ANKARA (AA)-Denizli'nin Çameli ilçesi Kızılçukur mevkiinde dün çıkan yangında 10 hektarhk orman alanı tahrip oldu. Yangın, kısmen kontrol altına alındı. lzmir'in Kemalpaşa ilçesi Bağyurdu semtinde de tanm alanında dün saat 02.10 sırahnnda yangın çıktı. Yangın. köylüler ve itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü Öte yandan Orman Genel Müdürlüğü Orman Koruma ve Yangınla Mücadele Daire Başkanlığı, Türkiye'de 61 yıldan bu yana 61 bin 771 adet orman yangını çıkarken, 1 milyon 471 bin 344 hektar alanın yok olduğunu bildirdi. Fabrikalara koku uyarısı • KOCAELİ (AA) - Kocaeli fl ÇevTe Müdürü Mahmut Akyol. atıklarıyla pis kokuya neden olan 4 fabrikanın, gerekli yatınmı yapmadıklan takdirde kapatılacağını söyledi. Akyol, Fürsan, Pakmaya, Lifli Rulo ve DEPA fabrikalannın antma sistemlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle atıkların zaman zaman doğrudan ortama bırakıldıgını ve bunun da pis kokuya neden olduğunu söyledi. Mersin'de fare alarmı • ANKARA (ANKA) - Mersin'de özellikle yoğun göç alan mahallelerden gelen şikâyetler üzerine belediye farelere karşı mücadele başlattı. Gazı Mustafa Kemal Paşa Bulvannda fare istilasından çekinen belediye halka ücretsiz olarak 5 bin fare zehiri dagıttı. Akdeniz Belediye Başkanı Muzaffer Şahın, yaz boyunca fare mücadelesinin devam edeceğini ve toplam olarak 15 bin paket fare zehirinın daha halka dağıtılmasının planlandığını bildirdi. Şizofrenlepde AIDS riski • VVASHINGTON (AA) - ABD'li araştırmacılar, şizofrenlerin AIDS hastalığına yol açan HIV v irüsünü kapma riskinin daha yüksek olduğunu bildirdiler. Virginia Üniversitesi'nden Psikolog Irving Gottesman ve ihtisas öfrencisi Carol Groom, "•Şizofreni" dergisinde yayımlanan yazılannda. homoseksüellik. evsizlik ile sosyal gerçekler konusunda saf olmalannın, kişisel güvenlık ve saglık konulanndaki dikkatsizliklerinin şizofrenlerde söz konusu riski arttırdığına dikkati çektiler. Dalgıç vurgun yedi • TRABZON(AA)- Trabzon'un Yomra ilçesi açıklannda denize antma borusu döşeyen dalgıç, vurgun yiyerek öldü. Alınan bilgiye göre, Trabzon'un Yomra ilçesinin kanalizasyon antma tesisi borusunu denizin dibıne yerleştirmek için suya giren dalgıç Bünyamin Erol (28) vurgun yedi. İzledüderi film kahramanlanyla özdeşleşen çocuklar için 'vurmak, kırmak' normal davranış biçimi olarak algılanıyc Televizyon çocuğa şiddeti ezberletiyoı ASUMAN ABACIOĞLl İZMİR - Çocuk suçluluğunda "te- levizyonun gücünün" hekimler ve aı- leler tarafından görmezden gelindiğı belirtildi. Uzmanlar, Avrupa \e Amenka'da çocuklan televızyon. bilgısayarve In- ternet aracılığıyla karşılaştıkları şid- detten korumak için projeler gelişti- rildiğini. ülkemızde ise ailelenn ço- cuklannın bu araçlan kullanmalannı kontrol edemedıklerinı söylediler. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesı Ad- li Tıp Anabılim Dalı öğretım üyesi Doç. Dr. Hamit Hancı. televızyonun, erken çocukluk dönemlennden başla- yarak önemlı bir model oluşturduf u- nu vurgulayarak, çocuklann özellik- le dizı kahramanlannı kendılerine ör- nek alarak günlük yaşam ve oyunla- rına yansıttıklannı belirtti. Dızi kah- ramanlannın. davranış ve hareketle- rıyle çocuktaki saldırganlık dürtüle- rıni harekete geçırebıldıklennı kay- deden Hancı. "Televizyon çocuk için güçhl biröğretmendir.Çocuk, uyku ha- riç diğer etkinliklere televizyondan da- ha az zaman ayırmaktadır. Buna rağ- men birçokebeveyn ve hekim televiz- vonun gücünü görmezden gelmekte veyeterince değeıiendirememektedir" dedı. Telev izyonun bir "fantea" olarak ka- bul edıldığini. ancak çocuklann, eriş- kmlerdekı gıbi yargılama yetenekle- nnin gelışmemesi nedenıyle televız- yonda izlenenleri gerçek olarak değer- lendirdiklerinı vurgulayan Hancı. söz- lerinı şöyle sürdürdü: " Televizyon programlarındaki giz- li temalarözellikle gençleri etkilemek- • Doç. Dr. Hancı, "Televizyon çocuk için güçlü bir öğretmendir. Çocuk, uyku hariç diğer etkinliklere televizyondan daha az zaman ayırmaktadır. Buna rağmen birçok ebeveyn ve hekim televizyonun gücünü görmezden gelmekte ve yeterince değerlendirememektedir" dedi. te, kimlikJeri etkilere açık olan ergen- ier için televizyon, cinsel davranışlar, alkol kullanımı gibi konularda da bir bilgi kaynağı oluşturmaktadır. Tele- vizyonda yüksek düzeyde şiddeti izle- me\e maruz kalan çocuk, kötii uvanm bombardunanına uğramakta, bunlar da onda ortava çıkacak saldırçan dav- ranış ve tutumlan giiçlendirmektedir. Doğuştan gelen cinsel dav ranış ve sal- dırgan dav ranış potansivdlerinin aşn n uvanlnıasu olumsuz koşullandırma ile sonuçlanabilir." Doç. Dr. Hamit Hancı, çocuklann uygun ve yeterli eğlence araçlan ve programlanna sahip olmamalannın da "suçluluğun bir nedeni" olarak ka- bul edildığıne dıkkat çekerek. bazı ti- cari eğlence araç ve bıçımlerinin de çocuk suçluluğunda rol oynadığını söyledi. "Oğrenilen birdavranış" olan şiddetin, gerek yazılı basın. gerekse radyo ve televizyonlar tarafından ço- cuğa adeta ezberletildiğini kaydeden Hancı, şıddet unsurlannın, izledikle- ri film kahramanlanyla özdeşleşen çocuklan saldırganlaştırdığını. "vur- mak, kırmak, silah kullanmak" gibi davTanışlann çocuklar tarafından "sı- radan. normaldavranış bicimlerr ola- rak algılandığını sözlerine ekledi. 'Aile denetimi yok' Dokuz Eylül Ünıversıtesrnden sos- yal pedagog Macide Serpemen. top- lumumuzda, çocuklann, bilgisayar ve Internet gibi bilgı- iletışim çağı araç- lanyla televizyon gibi kitle iletişim araçlannı yaygın olarak kuUandıkla- nnı, ancak bu kullanımın aileler ve eği- tüncilertarafından kontrol edilemedi- ğiru söyledi. Amerika ve Avrupa 'da ço- cuklann Intemet ve televizyon aracı- lığıyla "şiddet içerikli" programlar- dan etkilenmesini önlemek amacıyla projeler geliştinldığini belirten Serpe- men. şu bilgıleri verdi: "Amerika veAvrupa"da iletişim eği- timi vtren fakühelerde 'Medya Peda- gojısi' adıaltuıdaanabilimdaUaı Yine Medya Pedagojisi araştırma kezleri kurulmuş bulunuyor. kunımlar,öğretmenlere,eğitrnei] sosval hizmetlilere, sosyal peda lara, anne babalara yönelik projı gulamaları geliştiriyorlar. Bu gulamalar ile medyanın çocuk gö le kritiğini ve ona uygun medya lanun eğirimini veriyoriar. Bizim lumumuzun her verde görmeye a oktuğu şiddet,televizyon kanailan meşrulaştınln or.Anne-baba vcva ne-baba ve eğitmen inisivatifleri yaptınmlannın olnıaması sorun o turuyor. Medyadan kaynaklanan det ülkemizde panellerde tartışılı ancak sorunun çözümii konusu öneriler geliştirici, uygulanması yaptırımı zorlayıcı kurumlar, s inisiyatiiler güçsüz." Termal kaynaklar akıyor, biz bakıyorıu Kalptekıpırtüar Seksiligiyle üvtv babasının kalbinde kıpırtılar uyandıran 12 vaşında bir genç kız: Lolita Geçen hafta Türkiye'de gösterime giren Lolita'nın yönetmenliğini Adrian Ly ne yapıy or. Dominjque Swain, Jeremy Irons (üstte) ve Melanie Criffîth'in başrolİerini paylaştığı filmin ABD'deki prömiyeri 1 Ağustos'ta gerçekleştirOecek. Turizmciler durgunluğu aşabilmek için çeşitli yollar deniyor 'Peşinfiyatma4 taksitle' tatil MERİHAK İZMİR - Tunzmde yaşanan dur- gunluğu, yerli turistle aşmayı hedef- leyen turizmciler. promosyona ve taksite başladı. Turşirketlen ellerin- deki otelleri yerli turistlere pazarla- yabilmek için kampanyalar başlatır- ken, bazı oteilerde promosyona yö- neldi. Oteller. gün boyu "yiyebildi- ğinkadarbedavadondurma,y«mek veşarap" kampanyalan yaparak yer- li turisti çekmeye çalışı>or. Tunzmde girilen sıkıntılı dönem. hem tur operatörlenni hem de ışlet- me sahiplerini ilginç ve değişik ça- hşmalara itiyor. Tunstin azalmasın- dan en çok yıldızı az işletmeler et- kilenirken, çok yıldızlı oteller hem fıyat kınyor, hem de ellerindeki di- ğer olanaklan kullanarak yerli turis- ti kendılerine çekmeye çalışıyor. Gazete sayfalannda bo> gösteren çekicı ilanlar işletmeler ve tur ope- ratörleri arasındaki kıyasıya rekabe- ti gözlerönüne seriyor. Sezondaki kö- tü gidişe "dur demek" ve ellerinde- ki otellen doldurmak isteyen turope- ratörleri, aynca birbirinden cazip yurtdışı turlanyla da "müşteri avuıa" çıktılar. • Gazeteiere venlen yarım ya da • Oteller. gün boyu "yiyebildiğin kadar bedava dondurma, yemek ve şarap" kampanyalan yaparak yerli turisti çekmeye çalışıyor. Tur operatörleri de taksitlendirme yöntemine gidiyor. tam sayfa ilanlarda fiyatlar oldukça vüksek. Kemer'de birinci smıf bir tati] köyünde tam pansiyon kalmak bir kişi için 150 milyon lira. Belek'te aynı sınıfbirişletmede90milvon li- ra. vine Belek"te beş yıldız bir otel 162 milyon liraya müşteri anyor. Fiyat indirdiler Çok vıldızlı turistik işletmeler ya- şanan sıkıntıyı fiyatlannı ındirerek f aşmaya çalışırken, fi>atlandırmada da tam anlamıyla karmaşa yaşanıyor. Bazı bölgelerde 5 yıldızlı oteller fi- yatlannı 90 milyon liranın altına ka- dar çekerken. 4 ya da 3 yıldızlı otel- lerle aynı fiyata müşten aramaya başlamalan dikkatlen çekıyor. Fiyatlardaki bu dalgalanmalann yanı sıra bazı tur operatörü şirketler uyguladıklan özel indirimli fiyat- larla müşteri kazanmaya çalışıyor. Peşin ödeme yapanlara yüzde 5, pe- şin fiyatına 4 taksit ya da kredi kar- tına yüzde 3 indirim yapan tur ope- ratörleri. bazı otelleri de cazip hale getirmek için ışletmelerin bulunduk- lan merkezlere ulaşımda uçak ücret- lerinin yansını karşılıyor. Aynca bir- çok tur operatörü şirket müşterileri- ni otellere ücretsiz otobüslerle götü- rüyor. tşlermelerde aynca çocuklara uy- gulanan fiyatlar da dikkat çekiyor. Kj- mi 0-4 vaş grubuna ücretsiz olana- ğı sağlarken, kimi 12 yaşa kadar olan çocuklan ücretsiz kapsamında de- ğerlendınyor. Turizmciler yurtdışı seçenekleri de yerli turistlere sunuyor. Uzakdo- ğu. Akdeniz. Italya ile kültürturlan dikkat çekiyor. Yine bu turlar için kre- di kartı ve taksıtli ödeme kolaylığı da sunuluyor. İşletmeler de tur operatörlerinm yanı sıra çeşitli promosyon çalışma- lanyla müşten çekmeye çalışıyor. Bazı oteller kendiîerinı seçen müş- terilerinın uçak ücretlennin yansını karşılayarak promosyon yaparken. fiyatlan en ucuz oda ücretine de çe- kiyorlar. • Sındırgı'nın Hisaralan kaplıcalan bölgesindeki suyu değerlendirmek üzere başlatılan proje parasızlıktan yanm kaldı. COŞKUN YAMAN BALIKESİR - Türkiye'nin termal zen- ginliklennın kullanımında yeterli çalışma- lann yapılmadığından yakınılırken, hazır- lanan projeler de ilgisizlık nedeniyle yanm kalıyor ve yapılan harcamalar boşa gidiyor. Bunun son örneği Balıkesir'in Sındırgı il- çesinde 7 bin konutlukjeotermal merkezi ısırma projesindeyaşandı. Smdırgı'nın Hi- saralan kaplıcalan bölgesindeki suyu de- ğerlendirmek üzere başlatılan proje para- sızlıktan yanm kaldı. 1996 yılında sözleşme ile Doğan Turizm Inşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne teslim edilen ve 65 milyar lira keşif bedeli olan proje, bir süre sonra pa- rasızlık nedeniyle durdu. Bahkesir ll Özel Idaresi ile Sındırgı Belediyesi'nin ortaklı- ğında kurulan Sındırgı Termal Turizm Se- racılık Ticaret AŞ'nin (SINTER) bu pro- je için 1.5 milyon dolar harcadığı. suyun ilçeye getirilmesi için 5 milyon dolara da- ha gereksınim olduğu öğrenıldı. Tern suyu Hisaralan'dan Sındırgı'ya taşım için 500 bin dolara alınan çelik borula ise boş araziye korumasızca terk ediler yıprandığı, böylece milyarlarca liranın; kağa atıldığı öne süriilüyor. Merkezi ıs ma ile birlikte seracılığı geliştirmeyi hedefleyen büyük yatınma ilişkin vali milletvekillerinin verdiği sözlerin yerine j tirilememesi nedeniyle, 1997'nın ma; ayında tamamlanması planlanan merkt ısırma projesinde bir adım bıle atılamaı Projenin takipçisi olduklannı vurgulay CHP Sındırgı llçe Başkanı Zeki Ayan, şı lan söyledi: "JVeyazık ki Sındırgilılar o rak Hisaralan"ın değerini büemivoru/. I saralan'm sulan harıl hanl akıyor, biz a 1 aval bakıyoruz. Yanm kalan bu proje mı laka tamamlanmalıdır. Bunun için de Q. Idare ve belediv enin öncülüketnıesl, haU da olava sahip çıkması gerekiyor. Zat Sl.NTER'in en büyük hissedan Sındıı Belediy^si'dir. Ancak DYP'li Başkan Mı tafa BakkaTuı bu işi bitirmeye niyeti yol Sındırgı Kaymakamı İrfan BalkaaİH lu, jeotermal merkezi ısırma projesinin çe halkının gücünü aştığını, devletten d< tek beklediklerini söyledi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Kim Bu 'Komünist'!.. Ç ' n ' i n başkenri Pekin, dümaca önl _vida ,Sassoon ^unsaç „„ sahne oldu. Mdal Sassoon Salonlan ve Okullan tarafından düzenle- nen şova katılan modeller V'idal Sassoon'un yaratıcı kuafbıierinin clin- den çıkan birbirinden ilginç saç modellerini sergilediler. (REUTERS) / ^ / ağmurlu, soğuğu ıslak birsonbaharakşamı; ( T 'TSP Merkez Yayın Orgam', Gerçek ın başyazan Esat Âdil Bey; aynı gazetede çalışan iki genci, Sirkeci'deki bir lokantaya götürmüştü; bi- risi Asım'dı (Bezirci), birisi ben! Bahçemsi biryer- de, nemli bir tenhalıkta oturduğumuzu; kırmızı şa- rap içildiğini unutmamışım; Esat Bey'in, hep birşe- yi hatırlamak istermiş gibi bakan, yorgun gözleri; bir de, yemeğin sonuna doğru söyledikleri, aklım- da kalmış: "-...nankörlük bizim ruhumuza işlemiş! Her- kes birbirine düşman, kimse kimseye yarana- mıyor herkesin milâdı, kendisi; sanki daha ön- ce kimse yaşamamış, kimse düşünmemiş, kim- se yazmamış!" Susmuş, âdeti üzere başını hafifçe yana eğip, gö- ğüs geçirerek demişti ki: "-...bilhassa bu, sosya- lizm vâdisinde böyledir siyasetin yumruğu yet- mez, insanlar da vurur!" Kelimesi kelimesine böyle mi demişti, bilemem; fakat, bu manada konuştuğundan eminjm; belki o yüzden, okuyacaklannızıyazarken, Esat Âdil Bey'in yorgun ve mahzun yüzü, gözlerimin önünden hiç gitmedi.) '...dünyanın esir ve mazlum ulusları!' Ciddi ve önemli bir araştırma/inceleme kitabın- dan, şu notlar, size çarpıcı görünmüyor mu? "...solla ilgilenişinin 1917 Sovyet Devrimi'ne kadar geriye gittiği söylenmiştir. Onun başya- zan olduğu Tasvir-i Efkâr, Lenin'in 1917 ilkba- harında Rusya'ya dönüşünü haber veren ilk Türk gazetesi olmuş (18 Nisan 1917); Lenin'in resmini ilk o basmış (24 Aralık 1917), hatta Le- nin'le 1916 yılında Isviçre'de görüşen Aziz Bey (?) adlı bir Dar-ül Muallimin-i Âliye öğretmeni- nin anılannı yayınlamış (20 Aralık 1917), dev- rim hakkında sürekli yazılar çıkarmıştır. (5 Ha- ziran 1918'de) 'Sosyalizm nedir?' konusunda birbaşmakaleyazmıştır..." (Mete Tunçay. 'Tür- kiye'de SolAkımlar', 3. Basım, s: 65/166, Bilgi Ya- yınevi, 1978.) Işte bu 'kalem', 1920 yılının korku, ümit, gözya- şı ve heyecan yüklü 'atmosferinde', şu satırları yazmaktaydı: "...Batı emperyalizminin mahkûm mevkiine indirdiği, kendine ilelebet köle kılmak istediği, zulüm görmüş milletler arasında, bize çevrilen husûmet, bizi mahvetmekle bile teselli bulmak istemeyen bir vahşet derecesindedir. Ellerimi- zi ayaklanmızı kıskıvrak bağlayarak, bize ebe- di bir kölelik hayatı yasatmak istiyorlar. De- mek oluyor ki dünyanın büyük inkılâp savaşın- da, bizim yerimiz, vahşice saldınsını en ziyade bizim üzerimize yöneltmiş olan emperyalist ve kapitaiist gürûhunu yıkmak isteyen taraftır..." "...bu gürûha karşı, dünyayı kölelikten kur- tarmak azmirtde bulunan, inkılâpçı zümrenin ba- şında, Rus BolşevikJeri bulunuyor. Arkasında da, Ooğu'nun ve hemen bütün Asya'nın, hatta bütün dünyanın esir ve mazlûm uluslan! Her gün daha belirli biçimler alan, her gün daha ziyade kuvvet ve genişfik buian bu umumi ayaklanma- da, hâl ve mevki rtibariyle biz Türklerin yerimiz pek önemlidir..." lyi de, Türkiye ne olacaktı? Türkiye'de yapılma- sı gereken ihtilâl ve inkılâbın, manası ve mahiyeti ne olmak icab ediyordu? Aynı çetin 'kalem' o so- runa el atmamış mıdır. sanırsınız? "...memleketimizin rejiminde inkılâp yapa- cak yeni bir halk idaresinin teşekkül etmesini istemekte, ittrfak etmeyecek kimse yoktur. Me- ğer ki bu yeni rejime esas olacak yeni fikirle- rin, kendilerini zarara sokabileceğinden; ve şimdiye kadar nasılsa kurulmuş olan maişet ge- nişliğinin ve huzur ve rahatlannın bozulabile- ceğinden korkan bir ekal-i kalil zümre ola!.." "...yâni, refahmı düşünen bir avuç insan is- tisna edilirse, bütün millet, sosyal inkılâp iste- mektedir. Kaldı ki böyle bir korkuya mahal ol- madığını anlatmak ve isbat etmek güç bir şey değildir. Yeni rejim yalnız bazı sınıfların değil, -hiçbir kişisi hâriç kalmamak üzere- umum halkın rahat ve saadetini sağlayacak bir mü- essese olacak ve başlıca iki temele dayanacak- tır..." "...1/ Yeni bir seçim ve idare usulüyle hükü- meti halkın kendi eline vermek: 2/ Emeği en sa- hih sermaye bilmek suretiyte, memlekette eko- nomik bir âhenk ve sonuç olarak da umumi bir refah ve rahat sağlamaktır..." '...ey Türk, kalk, yüksel ve yürü!' Analar, neyiğitlerdoğururmuş! Kimin elinde, bu 'kalem'? Bu 'ateşten' satırlan, nerede, hangi gazetede yazıyor? Anadolu İhtilâl ve inkılâbı'nın en civcivli günlerinde; işgalci düşmana karşı, ko- lu kanadı kınk milletine cesaret telkin eden; gele- cek 'iyi günler'in müjdesini veren, bu yiğit 'aydın' kimdir? Siz düşünedurun, şu satırlarındaki celâdet, bel- ki kim olduğunu bulmanıza, yardımcı olabilir: "...dikkatle bakarsak anlanz ki, dünya deği- şiyor. Anadolu câhil ve gâfîl değildir. Düşma- nın muazzez vatanı parça parça etmek ve mil- letimizi perişan ve muzmahil kılmak istediğini pekâlâ biliyor. Düşman yalnız Bursa'da 17.000 (on yedi bin) silah toplamış ve milyonlarca li- ralık milli servetimizi gasp etmiştir. Hiç Türk mil- let, bütün namus ve mukaddesatıyla, Yunan pa- likaryalannın maskarası olur mu? Havsalaya sı- ğar şey midir bu? Ey Koca Türk Milleti, kalk, yüksel ve yürü! Düşman nasıl berbat ve peri- şan kaçıyor kâinat görsün!.." (A. Cerrahoğlu, 'Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı',s: 214/217, May Yayınları, tarihsiz.) Nasıl, hâlâ bulamadınız mı? Ayıp ayıp! Gördü- nüz işte, o soğuğu ıslak, sonbaharakşamı; yorgun ve mahzun Esat Âdil Bey, haklı mıymış, haksız mıy- mış? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear