18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 TEMMUZ 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Jaclc DeJohnette 'Oneness'- Yarkın Türk Ritimleri Topluluğu ve Chick Corea 'Origin' Festivalde ıılku açık bir gün LÂJLE KUYUCU 5- UluslararasıtstanbulCazFestivali'nin en parlak günlerinden birındeyiz. Heye- canla belclenen konserlerin ilki yine Cemal Reşit Rey'de. Sahneyı Jack DeJohnette'in Michael Cain ve Verome Harris'le gerçek- leştirdiği "Oneness" projesı ve "Yarkın TürkRitiınleriToplııluğun pa>]a$acak. Jack DeJohnette festivalin en önemlı konukla- nndan bin. Cazın herdöneminde söyleye- cek bir çıft sözü var; üstelık Türkiye'ye ve Türk müziğine çok yakın bir müzisyen. Önceki ziyaretlerindezıllerini Istanbul'dan almış ve bu zillerle dünyanın dört bir ya- nında sahneye çıkmıştı. DeJohnette. caz davulcuları arasında evrenselliğin bayra- gını taşıyor. Caz koşusu uzun yıllara yayı- lıyor; onu tek bir tamlamayla anlatmak hem çok zor, hem de büyük haksızlık. Jack De- Johnette'in miizik yaşamını en ıyi anlatan nitelemelerden bın de büyük başarı kazan- mış albümlerinden birinın adı: Parallel Re- alities. Cazın en "piyarustiik" bestecilerin- den ve davulculanndan bin olması da bir rastlantı değıl, o aynı zamanda eğitımli bir piyanist. Chıcago'da avant-garde müzık sahnesine çıktığı yıllarda yanında Muhal Richard Abrahms ve Roscoe Mitchell var- dı. Bu üç aykın müzisyen, dönemın en önemli girişımlennden bin olan AACM'i (Assocıation for the Advancement of Cre- ative Musicians) başlatırken de birlikteydı. Bu hareketle birlikte özgür cazın bayrak- tarlan, yaptıklannın cazla sınırlanamaya- cagını, müziğin Afnka'daki sıyah kökleri- ne gitmek gerektiğinı sö>lüyorlardı. AACM'le aynı yıllara denk düşen başka bir baskın arayış da fusıon'ı cazın içinde bul- mak ve korumak gerektiğini ortaya koyu- yordu. 70'li yıllarda cazın içinde gözlenen bütün çalkalanmalann ve sonrasında yaşa- nan durulmanın tam ortasında yer aldı Jack DeJohnette. 1967"ye kadar birlikte çalıştı- ğı Charies Lloyd'un ardından Bill Evans, John CoKrane, I helonious Monk, Freddie Hubbard ve Stan Getz'le sahnedeydi. Ara- mak ve bulmak ısteğiyle Milcs Davis'in Bıtches Brew albümünde yer aldı. Davis'in o günlerde yanında topladığı John McLa- ughtin, Dave HoUand, Chick Corea, Keith Jarrettgibi müzisyenler manılması güç bir aradalıklanyla caz-rock hareketınin de ön- cüleri oldular. 197) 'de kendi albümlerıni çıkarmaya başlayan Jack DeJohnette'in önayak oldu- ğu iki önemli müzik hareketi daha var: ll- kı John Abercrombie, EddieGomezve Art EnsembleofChicago'nun kurucusu Roscoe MHchcfl'la birlikte New DirectkHis; ikinci- si de önce Arthur BJythe\ e David ıVîurray'le, sonra da Gary Thomas,GregOsby v e IVIic- hael Cain'le Special Edition. Aynca tüm koleksıyonlarda bulunması gereken Jack DeJohnette albümlen var: 1984tanhli "Al- bum AlbunT, Pat Metnerry v e Herbie Han- cock'la gerçekleştirdiği Parallel Realitıes, 1995 tanhli "Live At the BJue Note: The Compiete Recordings from the Standards Trio" ve dığerlen. Çokyönlulüğü seviyor Jack DeJohnette'in albümlen ağırlıklı alarak ECM etiketlı. Bunlann içinde Char- ies LJoyd okulundan birlikte mezun oldu- ğu Keith Jarrett'la yaptığı (ve daha önce ts- tanbul'a da taşıdığı) çalışmalar ve John Abercrombie ve Dave Holland'la paylaştı- ğı Gatevvay albümlen. ayncalıklı bir yere sahip. Diğerdavulculann aksine, DeJohnet- te bestelerinde davul sözcüklennden çok pi- yano sözcükleri duyuluyor. Herdavulcunun iiyası olabilecek denli güçlü bir zamanla- HISUyUMSl İSTANHI CAZ FESTİVALJ ack DeJohnette festivalin en önemli konuklanndan biri. Cazın her döneminde söyleyecek bir çift sözü var; üstelik Türk müzigine çok yakın bir müzisyen. Açıkhava'nın bu akşamki konuğu yorulmaz bilmez Chick Corea. ması var. Anlayacağınız, Jack DeJohnette İstanbul'a anılannı tazelemeye geliyor. Jack DeJohnette'in Oneness projesinde piyanist Michael Cain ve gitarist- basçı Je- roıne Harris yer alıyor. Michael Cain, genç yaşına göre uzun sayılabilecek bir süredir Jack DeJohnette'le birlikte. Ustası gibi caz- da çok yönlülüğü seviyor. Bestelerinde tut- kunu olduğu Afrika ve Hint temalan var. Jerome Harris de geçen sonbaharda Ned Rot- henberg'le birlikte 7. Akbank Caz Festiva- lı'nın konuklanndan biriydi. Sonny Rol- lins'ın 80'lerin sonunda yayımlanan "Fal- Bng in Love VVlth Jazz" ve "Here'stothe Peopfe* adlı albümlerinde bas ve gitarçal- dı. Enstrümanındayakaladığı özgün sesi ve yapıyı \e çok alçakgönüllü birmüzisyen (ve besteci) olduğunu bize bir kez daha göste- recek. Erkan Oğur da var Jack DeJohnette, Oneness projesini Yar- kın Türk Rıtmleri Topluluğu'nun da des- teğıyle bırleştirecek ve Türk müziğiyle kur- duğu bağlan perçinleyecek. 1994 yılında Fahrettin v e Ferruh Yarkın'ın kurduğu top- luluk. Türk ntmlenne ve bu ritmlerın ola- sı açılımlanna yogunlaştı. Cazın dünyanın her köşesındekı melodılerı ve ntmleri ku- cakladığı bir dönemde Yarkınlar'ın ufku açık. Toplulugun bu konserınde Erkan Oğurda var. Haberinız olsun! Daha bu konsenn etkisinden kurtulama- dan Açıkhava'ya koşacak cazseverler. Sı- rada yine çok önemli bir davulcu var. Ge- çen yıl konuk ettigimiz Coltrane'in yadi- gân EMn Jones'tan sonra hard-bop'un ef- sanelerınden Roy Haynes, yanında John Patitacci ve Danilo Perez'le birlikte Açık- hava'da olacak. Koca Roy Haynes. 60'lar- da Stan Getz Dörtlüsü'nün nirengi nokta- sıydı. 70'lerdeyse caz-rock'ı ti 'ye alan, ama yine de fusion dinleyenleri peşine takan al- bümlerle sahnedeydi. Pat Metheny, McCoy Tyner ve Chick Corea'yla paylaştıgı al- bümlen de unutmamak gerek. Pat Met- heny'nin "Question and Answer" albümün- de Dave Holland'la bırlikteydi. Chick Co- rea'nın Bud Powell'a ithaf ettigi konserin- de de (Powell'la çalışmış tek isim olarak) tstanbul'a konuk oldu. Her çalışmasında bas davula kalp atışlanm koydu. Bakalım bu kon- Cyrius & Septeto Turcpıino Bugûn saat 21.30'da Esma Sultan Yalısı'nda. Sistem Optık San. ve Tic. AŞ'nin sponsorluğunda. Kübah Septeto Turquino grubunun önünde Fransız sanatçı C>TİUS sahne alacak. Basta Rolando Fcrrcr RnsaMo. gitarda Franız sanatçı Cyrius Aynı gece Roxy de ise saat 23.30'da BenNeiD sahne alacak. Saksofon, trompet, tuşlu çalgılarda izleyeceğimiz Ben Neill, yaptıgı müzikle müzik türleri arasındaki kalm çizgilerin yok olmaya vüz tuttuğunun en Osnel Odit Bavastro. bongoda Jorge önemli göstergesi. Vurmalı çalgılarda Maturel Romero. kongada Jorge ise Don Yallech yer alacak. Ferrer Vaflego, trompette Anibal Bugün aynca Gramofon'a gitmeyi Cesar Avita Pacheco. 'tres' gitarda tercih eden cazseverler ise saat Luis Eugenk) Brito Cantcro ve marakada Ismael Borges Torres'den oluşan Kübalı grup Septeto Tunjuino'ya vokal ve 'tres' gitarda Fransız sanatçı Cyrius Martinezeşlik edecek. 23.00'ten itibaren trompette îmer Demirer. piyanoda Selim Benba, basta Hakan Behiil ve davulda Deniz Dündar'dan oluşan lmer Demirer Dörtlüsü'nü dinleme olanağı buiacaklar. serde neler olacak. Haynes'in bu yılki grubunda basta John Patitucci var. Aynı gece bir saat sonra sah- neye çıkacak olan Chick Corea'nın akus- tık ve elektnk orkestralannda tanıdık Pati- tucci'yi. Dogal bir karizması, çok doygun bir bas tonu ve güçlü bir tekniği var. Bu iki özelligiyle bir araya getırdigi hızı, berrak- lığı ve akıcılıgı da cabası. Panamalı piya- nist Danilo Perezgrubun üçüncü üyesi. La- tin müziginden köken alarak atladıgı diger perdelerde VVynton Marsalis'ın kalbini ça- lan Perez. daha sonra Mc Coy Tyner'la bir- likte izleyeceğimiz Brezilyalı trompetçi Claudk)Roditi'yle çalıştı. Cazda Afrika 'dan Kuzey ve Güney Amerika'ya uzanan çap- razlamalara meraklı piyanist Istanbul'da da derin izler bırakacak. Araştırmacıhkta ûstûne yok Açıkhava'nın bu akşamki son konuğu, yo- rulmak bilmez Chick Corea. Kendisıne öz- gü bir gençlik iksıri olduğunu bıliyoruz, ama formülü sır. Her konserinde formülün bir bölümünü açığa vuruyor Corea. Cazın önemli okullarından aldığı diplomalannı sürekli yenileyen Corea. Miles Davis'in Filles de Kilimanjaro, Bıtches' Breu, Big Fun ve İn a Silent VV'ay albümlerinden son- ra Dave Holland'laCircles'ı oluşturdu. Bud rYnvell ve Horace Siher'ın etkısi> le ışıkla- nan yolunun her kavşağıada Stra>in*ky, Ravel, Debussy ve kaçınıtmaz Bartok etki- len taşıdı. Davis'le yaptığı çalışmalardan sonra, elektrik cazdan \ e caz rocktan hiç ay- n lmadı. Joe FarrelJ,,\irto Moreira, Flora Pu- rim ve StanleyClarke'la sürdürdüğü Retum to Forever projesinde elektrik piyanoda rit- me ağırlık veren bestelenyle öne çıktı. Da- ha sonra ECM'den yayımlanan bir dizi al- bümde Gary Burton'la birlikteydi. Bu al- bümler Corea'nın en yaratıcı dönemlerin- den bınni belgeledi. Chick Corea, çocuk tarafını çok canlı tu- tan bir müzisyen. Bartok'unaykınlığından Latin Amerika ve lspanya tınılanna uzanan ilgi alanında hep çok iyi besteci ve çok et- kili bir dogaçlama ustası. Müzik duygu- suyla Herbie Hancock ve Keith Jarrett'in yanı sıra cazın en iyi klavyecilerinden ve bestecilerinden biri. Sahne enerjisi ve araş- tırmacıhkta üstüne yok. Chick Corea'nın bu yılkı grubu Origin'de Ste>e Wilson, Bob Shappard, Steve Davis, Avishai Cohen ve Adam Cruz. FESTtVAL GÜNLÜĞÜ 'Tjeder-ized' mı? Biz de... 10 Temmuz'da Cemal Re- şit Rey Salınesi yine ateşliy- di. Dave Samueİs, Eddie Pal mieri ve Dave Valentin, yan- lannda basçı Jose Santiago, daviilcu RobertAmeea, piya- nist Alain Mallet ve vurmalı- larda Paoti Ramos'la unutul- maz bir konser verdi. Mayıs ayında Verve firmasınca ya- yımlanan Tjader- ized albü- müyle bir araya gelen yedı müzisyen, Cal Tjader'm ka- leminden çıkmış ya da onun için yazılmiş şarkılan dün ak- şam Istanbut'a getirdiler. Iz- leyenler, Tjader'ın ömrû bo- yunca canlı tuttuğu Latin-caz ateşini gerçekten çok usta isimlerden dinledi. Latin mü- ziği ve ritimleri hâlâ dünya- nın en zor zaptedilen kalele- ri olmayı sürdürüyor. Ama sö- zönü ettigimiz akşam ûzeri konserinde burçlaratırmanan yedi müzisyeni unutmaya- hm... Konserin başında piyanoda Alain Mallet vardı. Tjader- ized albümünde de yer alan ve bazı şarkıların bestesini ve düzenlemesini üstlenen Mal- let. keyifli sololanyla Dave Samueİs'in kendisiyle ban- şık ustalıgına ve Dave Valen- tin'in enerjisine ortak oldu. Beklendiği gibi, Valentin'in dünyanın değişik köşelerin- den topladıgı irili ufaklı flüt- leri ve diHenmiş sololan da oradaydı. Gruba daha sonra katılan Latin caz delikanlıla- rınm en karizmatiği Eddie Palmieri, üçüncü kez konuk olduğu festivaline duyduğu sevgiyi dile getirdi. Duyguia- nmız karşılıklı. Melodik lezzeti çok yük- sek olan bu konser, kolektif yorum adına çok önemli bir örnek oluşturdu. Konserin noktaladığı başka bir tartış- ma da. cazın içinde hep süre- , gelen "Latin mûziğini iyi yo- rumlamakiçin 'Latino" olma- nın gerekipgerekmediği'' idi. (Bakınız, Dave Samuels!) Konser boyunca çok yoğun keyifler yaşandı; unutulmaz sololarvardı. Bu müzisyenle- re bisin son anına dek teşek- kür borçluyuz. Festivalin gecesi flamenco ve hayli Türkleşmiş Brooklyn usulü funkla sürdü. Blues Brothers Band'den sonra Açıkhava sahnesinde yine dans vardı. Iyi anlaşan ve kay- nasan Brooklyn Funk Essen- tials ve Laço Tayfa, Double Moon Records tarafindan ya- yımlanan yeni albümlen "In theBu/zbag"le eski-yeni hay- ranlannı sürüklemeye devam edecek gibi göriinüyor. 'EskiFotoğmflar'sinemada... Filmin yönetmenliğini Jülide Övür ve NecefUğurlu üstlendi Kültür Servisi-Yönetmenlığıni Jülide 3\ür ve NecefUğurlu'nun yaptığı 'Esld Fo- oğraflar' isimiı fîlmin çekımleri tamam- andı. Dincer Sümer'in aynı adlı oyunun- lan sinemaya uyarlanan ve senaryosu Ah- net Uğurlu tarafindan hazırlanan filmin )aşrollerini yine Ahmet Uğurlu ile Bennu tüdınmlar paylaşıyorlar. Ahmet Uğurlu'nun. mezuniyet yıllann- lan bu yana sinemaya aktarmayı düşledi- ji Eski Fotoğraflar, birtaşrakasabasında pav- fonda assolistlik ve dansözlük yapan Sev - ap ile onu pavyona götürüp getiren, çan- asını taşıyan bir kominin trajedisi üzerine LUTUIU. Yakalandığı hastalığm farkında ol- njyan Sevtap ev borcu bitene dek dans et- nek zorunda. Pavyona yeni düşen Seyit ise ^.lmanya'ya gidip bu cehennemden kur- uJmanın peşinde. Sevtap'ın geçmişi ile Se- Tî'in geleceği arasındaki gelgitler çerçeve- iıde, oyun yazıldığından bu yana hiç de- ^smeyen sıradan insanlann sıradan olma- -an öykülerini anlatıyor Eski Fotoğraflar. Oyunla tanıştıktan tam 26 yıl sonra film aansını gerçekleştirme olanağı bulan Ah- n:t Uğurlu, hem mali koşuliarı hem de k§ru oyuncuyu biraraya getirmenin zaman ılüğını söylüyor. Proje için özellikle mi :alın yönetmen seçtıği yolundaki sorulan s şöyle yanıtlıyor: "JüBde ve Neceri ka- ts otduklan icin değil. filmi iyi yönetecek- eine inandığun için seçtim. Çok zor, büyük •jek isteven bir işti. Elbette kadın duyariı- tjnın da fîlme katkısı olmuştur. Ama son (olamda bir ara>a gelmemizin nedeni ka- İj olmalan değil. adam olmalan." Yönetmenliğini Derviş Zaim'ın yaptığı routta Rövaşata ile sinemaya cıddi bir ge- : yapan Ahmet Uğurlu'nun filmdeki rol ^adaşı Bennu Yıldınmlar. Bu yıl A. Ham- lanpınar'ın 'Huzur'adlı oyunundakı ro- Ahmet Uğurlu ve Bennu Yıldınmlar. lüyle İsmet Küntay Ödülü'ne değer bulu- nan Yıldınmlar, fılmde kadının farklı yaş dönemlerinı canlandınyor. Ahmet Uğurlu ise kadının yaşamına giren farklı ama ay- nı zamanda da aynı adamlan oynuyor film- de. NecefUğurlu "Bir oyuncu filmi'' ola- rak nıtelendıriyor Eski Fotoğraflar'ı, "Ö>- k profesyonel oyuncularla çalıştık ki. çckim süresi kadar soru sordular. Araştırnıacı oyuncular™" diyor. Eski Fotoğraflar. azoyuncuyla çekilme- sine karşın zor bir prodüksiyon. Camlann kınldığı. patlamalann olduğu kanlı sahne- ler Pendık'te bir bodrum katında çekilmiş. Sabaha karşı gerçekleştırilen patlamalarsı- rasında çevre sakinlerinin tepki gösterme- mesi ise oldukça ilginç gelmiş film ekibi- ne. Öte yandan Sapanca Büyük Derbent Is- tasyonu'nda çekilen sahnelerde itfaiyenin yoğun çalışmalanyla beş gün boyunca yağ- muryağdınlmış. Film ekibi, karşılıksız yar- dımlanndan dolayı Kocaeli Valiliği vejan- darma komutanlığına, Büyük Derbent İs- tasyonu'nu kullanma izni veren Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir'e sonsuz teşekkür- lenni sunuyor. Diğersahneleri Beylerbeyi, Emirgan Re- şit Paşa ve Elmadağ'da, otel odasına dönüş- türülen bir apartman katında çekilen fil- min banyosu Şafak FBm Stüdyolan'nda gü- nü gününe yapılmış. Çekımleri bıraydata- mamlanan filmin laboratuvar işlemleri de yine Şafak Stüdyolan'nda gerçekleştirile- cek. Yapımcılığinı Uğurlu'ların üstlendiği. herhangı bir sponsorun desteklemediğı film- de hıçbir şeyden kaçınmadıklannı ve pro- fesyonel bir iş çıkarttıklannı söylüyor Ne- cefUğurlu. Yapımda Kodak film ve en ge- lişmiş kameralar kullanılmış. "Bu prodüksiwnun rmansını kendi biri- kimlerimiz. baa küçük sanşlar ve ailemiz- dekiemekli anne babalanmıan katkılany- lagerçekteştirdik''divorNecef Uğurlu. "Bir televizyon işiyleara\ı kapatmayı duşünüyo- ruz". ' Necef Uğurlu fılmin pahalı olmasının nedeninı "Bazı 'olmazsa olmazlar' var" sözlenyle açıklıyor, "Film, kamera. pro- düksi\on...En ucuza halledilen konu ise oyuncu. Çünkü onlarsadece sanat yapmak istiyorlar \e konuya böyle bakıyorlar.". Eski Fotoğraflar, kurgusu, dublajı ve mü- zığı tamamlandıktan sonra Antalya Film Festivah'ne yetiştinlecek. Daha sonra da yurtdışı festivallerine gelecek sıra. Ekibin en büyük arzusu, filmin gösterime girip iz- leyıciye ulaşması. Bodrum surlan restore ediliyor lik çalışmalanna bilim danışma kuru- lu üyesi. Halikarnas Sur Duvarlan ki- tabı yazan Danimarkalı Profesör Paul Prtersen yönetiminde başlanacak. Prof. Dr. Altan Cilingiroğlu, tarihi \ar- hklann koruma ve onarımında her şe- yin devletten beklenilmemesi gerektı- ğine dikkat çekerek projenin en iyi bi- çimde yürütüleceğini söyledi. Ericsson Genel Müdürü Ersin Pamuksüzer ise proje için fon bulma çabaiannı sürdür- düklerinı ve açık bir bütçe ile çalıştık- lannı belirtti. Antik Bodrum sur duvarlan, Batı Anadolu antik mimarisinin günümüze kalabilmış ender yapıtlanndan. Sur du- varlan, büyük Iskender ve dünyanın yedı harikasından binne admı vermış olan Satrap Mausolos ile birlikte anı- lıyor. Halikarnas sur duvarlan, lıma- nm batısından başlayarak Göktepe'yı içine alacak şekilde tüm antik şehri çevreler. Duvann doğuda ve batıda, liman ile birleştiği noktalarda birer kale inşa edilmiş. Duvann bazı yerleri, 1970'li yıl- larda inşa edilmiş karayo- lu ve 1970 sonrası aşırı yapılaşma nedeniyle ta- mamen yok olmuş. Günü- müzde de 20 metrelik ko- ruma şeridi ihlallenne dik- kat etmek gerekiyor. Kenti çevTeleyen sur du- varları uzerinde, biri batı- da Myndos kapısı, diğeri doğuda Mylasa kapısı ol- mak üzere iki anıtsal giriş Projenin çalışmalanna ağustosta başlanacak. kapısı bulunuyor. KültürServisi-Turkcell ve Ericsson, antik Bodrum'u tarihiyle buluşturmak amacıyla 7 kilometrelik Bodrum surdu- varlannm Mindos Kapısı 'nı restore et- tiriyor. Kültür Bakanlığı'nın gözeti- minde gerçekleştirilecek olan projey- le. antik Bodrum kentinı çevreleyen. ge- nellikle Helenistık döneme ait ve Os- manlı döneminden de izler taşıyan sur duvarlannm yanı sıra şehnn kuzeyin- de yer alan Mmdos kapısı restore edı- lecek. Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu önderlı- ğinde yürütülecek olan projenin bilim- sel danışma kurulunda Prof. Dr. Çoş- kunOzgünel. Prof Dr. Orhan Bingöl, Prof. Dr. HaJuk Abbasoğlu, Prof. llçin Aslanboğa, Doç. Dr. Emre Madran. Doç. Dr. Zeynep Mercangöz, Prof. Dr. Poul Petersen ve Bodrum Sualtı Arke- oloji Müzesi Müdürü Oğuz Alpözen yer alıyor. Projenin bılimsel kazı vetek- nik temizlik çalışmalanna agustos ayın- da başlanacak. Bilimsel kazı ve temiz- BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Arnavutluk Halkıve Edebiyatı 1930'lu yıllardan günümüze kadar, birbirinin tam karşıtı, üç dört döneme özgü sıkıntıları göğüsle- mek zorunda kaldığını biliyoruz Arnavutluk halkı- nın. Arnavirtluğun haritadaki yeri Avrupa ama, ne top- lum yapısı benziyor herhangi bir Avrupa ülkesinin toplum yapısına, ne de halkı Avrupalı... II. Dünya Savaşı öncesi kimi düşün ve edebi- yat adamının Batı'ya yönelme çabalarına karşın, Zogo'nun krallık dönemi için de geçerlıdir bu yar- gılar. lletieme bilincınin önüne Osmanlı ışi duvariar çe- kilmiş. Kimlik arayışı Italyan faşizminin güdümünde. Nerden baksanız çağdaş insanın kazandığı öz- gürlüklerin önü tıkanmış mazlum bir halk çıkıyor karşınıza. Kişisel doğrulan adına ölmesini bilen. Ama düşünmeyi silah gibi kullanma yeteneğin- den uzak. Bu gerçek göz önünde tutulmadan, savaş son- rası ülkenin tek siyasal gücü Emek Partisi'nin yir- mi otuz yıl içinde Arnavutluk halkına kişilik kazan- dırması olayı anlaşılamaz. Faşizmın yangın yenne döndürdüğü bir ülkede kültürel kurumlaşma ne demektir? Ne gibi kaza- nımların öncüsü olmuştur? 1945 sonrası Arnavut edebiyatı şiiri, öyküsü, romanıyla yanıtlar sanınm bu sorulan. Kuşkusuz, Emek Partisi iktidannın yarattığı bir edebiyat demek istemiyorum çağdaş Arnavutluk edebiyatına. Ama varlığını bu partinin kültür sa- vaşımına borçlu olduğu nasıl yadsınabilir... Romanları pek çok Batı diline (ve Türkçeye) çevrilen Ismail Kadare'nin bu dönemde ortaya çıkmasını rastlantı mı sayacağız... Drttaro Agol- li, Fatos Arapi vb. gibi günümüz Arnavut şiirin- de de etkileri sürdüğü bilinen şairleri rastlantı mı sayacağız? • • • Çatalca Belediyesi'yle Türkıye Yazarlar Sendi- kası'nın temmuzun ilk haftasında gerçekleştirdi- ği "Balkan Şiir Günleıi"nin bu yılki konukları Ar- navutluk ve Kosova Arnavut şiirinin temsilcileriy- di. Fatos Arapi, Dritaro Agolli, Rardhyl Londo, Sennur Sezer, Betim Muço, Fulutura Açka, Nevzat Çelik, Suna Aras, Agim Vınca, Ali Pod- rimja, Gülsen Tuncer, Rarf Ertem, Haluk Çe- tin'le birlikte ben de katıldım şiir günlerıne. Özel- likle Çatalca Kültür Merkezi'nde düzenlenen top- lantıdaki konuşmalardan çok yarartandığımı söy- lemeliyim. Ataol Behramoğlu, Eray Canberk, D. Agolli veŞirin Tufan'ın konuşmalarını dınleyenler, Arna- vut şiirinin gelişmesinı öğrenme olanağını buldu- lar. Yazıya girerken söylediğim gibi edebiyat dilinin bağımsızlığına dauzun uğraşlardan sonra kavuş- muş bir halkın şiiriydi bu. Okurlanma Eray Canberk'in çağdaş Arnavutluk şiirinin önde gelen şairi Fatos Arapi'den dilimize çevirdiği "Mutluluk" adlı şiiri sunmak istiyorum. "Bir Fatih sordu tutsaklardan birine: "Neden geldin dünyaya sen, söyle haydi? - Mutlu olmak için hükümdarım" diye, Karşılık verdi tutsak, genç biriydi. Fatih sordu tutsağa yine: "Söyle şimdi, ben neden doğdum peki? - Mutlu olmak için hükümdanm" dıye, Tutsak bu defa, karşılık verdi. "Haydi ordan! dedi Fatih gürteyerek, Yenen ve yenilen aynı olmaz mı o zaman? - Hayır hükümdanm, aynı değil, pek, Benim mutluluğum bir kuştur, sizinki yırtıcı hayvan." "Balkan Şiir Günleri"y\e komşu ülkeler edebi- yattennı tanıma olanağı veren Çatalca Belediye Baş- kanı Fırat Aykut'a ve TYS Genel Başkanı Ataol Behramoğlu'na teşekkürler. 6. Uluslararası Zühtü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu Kültür Servisi - Her yıl temmuz ayında gerçekleş- tirilen Değirmendere Ulus- lararası Zühtü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyu- mu, bu yıl 24 Temmuz'a dek sürecek. Konusu ser- best olan sempozyumda heykel yapımında kullanı- lan malzeme ağaç. Sem- pozyuma katılacak olan sanatçılar, Değirmendere Belediyesi ile Mımar Sinan Ünıversitesi'nm ortaklaşa oluşturduklan birjüri tara- findan belirleniyor. Sem- pozyuma bu yıl Alman- ya'dan Wladislaw Sajzev, Hollanda'dan Adri A.C.de Fluiter, Japonya'dan Ikki Miyake, Rusya'dan Roman Manevitch ve ülkemızden A\1a Turan ile Ebru Yıbnaz katılıyorlar. Sanatçıların bir ay süreli sempozyum boyunca gerçekleştirdık- leri yapıtlar beldenin çe- şıtli meydanlannda sergi- leniyor. Beş yıl içinde De- ğirmendere'de toplam 38 sanatçı konuk edildi. 42 ahşap heykel ise çeşitli me- kânlarda sergileniyor. Sem- pozyum kapsamında önü- müzdeki yıldan itibaren 'DeğirmendereTemmuzu' adı altında yeni bir etkın- lik başlatılacak. Etkınliğe çeşıth ülkelerden heykel- tıraşlar. ressamlar katıla- caklar. Tartışmalar, kon- serler. oyunlar ve yanşma- lardüzenlenecek. Sempoz- yum ve •Değirmendere Temmuzu' dünyanın tüm sanatçılarına ve sanatse- verlerıne açık olarak ger- çekleştirilecek. Sempoz- yumun amacı; değişik ül- kesanatçılannı. sanatın ön- yargısızlık çatısı altında bir araya getirerek evren- sel dostluk bağlannı oluş- turmak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear