14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZİRAI 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükûmet üyeleri ve yetkililer, sel felaketinin sorumluluğunu 'Allah'a yüklüyorlar ardar dikkate abnmadı 1924 vıhndaı bu yana \ayın ha>atını sürdüren Bartın gazetcsi de bölgedeki sel tehlikesine birçok kcz dikkat çekerek \etkililcri uyardı. Gazetenin 1982 yılındalj bir sayısında 'Sürekli sel tehlike- si içindeyiz" başlığıyla bir an önce çözüm bulun- ması istendi. İstanbul Haber Servisi - Batı Karadeniz Bölge- sı'ndeki yerleşım bırımlennı. tarım arazilerini, ula- şım ağını, su ve orman yollarını yıkıp geçen ve on- larca can alan sel felaketinin yaşanmaması için yet- kılılenn önceden uyanldığı. belgelerle ortaya çıktı. Uyarıları dikkate almayan hükiimet üyeleri ve yetki- liler. yaptıklan açıklamalarda. felaketin sorumlulu- ğunu u Allah"a yüklüyorlar. Cumhurıyetle yaşıt Bartın Gazetesı"nin 7 Eylül 1982 tarihli sayısının manşetı. yetkiliierin "Yüzyılın en biiy ük sel felaketini yaşadık. bu denli büyük bir sel taşkını beklemiyorduk" vönündeki açıklamalannı geçersız kılıyor. Bartın Gazetesı"nin, "Çokciddiön- lemler ve çözümler gerekiyor; sürekli sel tehükesi için- deyiz" başlığıyla verdiğı haberde, 1975 yılındakı bü- yük sel baskınından sonra 28 Ağustos 1982 günü yı- ne büyük bir sel felakatıyle karşılaşıldığı vurgulanı- yor. Haberde, üç gün aralıksız süren çok şiddetli ya- gıştn kentte büyük maddi hasar meydana getırdiğı. köprülenn yıkıldığı, çevre merkezlerle ulaşımın ke- sildığı belırtıliyor. Haberde aynı yılın ocak aymda bir başka büyük sel baskının daha yaşandığı anımsatılıyor. Sürekli mey- dana gelen sel felaketlerinin. kentin sürekli bir sel teh- ükesi altında olduğunu gösterdiğine dikkat çekılen haberde. çok ciddi önlemler alınması gerektığı kay- dediüyor. Haberde yeralan şudeğerlendirme bugün- le büyük benzerlik göstenvor. "Ne yazık ki bir süre sonra bunlar unutulmakta ve yazılanlar da kâğıt üzerinde kalmaktadır." Bartın gazetesının 16 yıl önce yaptığı haberde de. o günkü selin nedeninın Boğaz bölgesindeki liman yolu olduğu belirtilerek şöyle denılıyor: "Şimdiye kadar görülen taşkınlann en önemli se- bebi boğazın durumudur. Limanın yapılmasıyla da- ralan dere ağzı. akış serbestisini azaltmıştır. Oere >a- tağı sürekli sellerle dolmuş, temizlenmesine Bayındır- lık Bakanlığı da ekonomik olmadığı gerekçesiyle ya- naşmarmştır.*' Gazetenin uyarısını aynı günlerde Bayındırlık Ba- kanlığı eski müsteşan ve Bartın Limanf nı yapan Yüksek Mühendis Mehmet Çötür de yineliyor. Çö- Köylü sessiz, savunmasız• DYP Bartın Milletvekıli Köksal Toptan, sel felaketinden en büyük zararı köylünün gördüğünü, buna karşın sessiz bir şekilde kaderlerine razı olduklannı söyledi. Toptan. 'Heyelanın köylerde yarattığı tahribat çok büyük. Ama medya da daha çok kent merkezleriyle ilgileniyor. Köylüler sorunlannı iletemiyor' dedi. ALtER DYP Bartın Milletvekıli Köksal Toptan. Karabük Valısı Cemal Ayman ve Mengen Kaymakamı Ali YükseL, sel felaketinden en çok köylünün zarar gördüğünü, buna karşın kent merkezındekıler kadar seslerinı çıkara- madıklannı. sessiz bir şekilde kaderlenne ra- zı olduklannı \urguladılar. Farklı yer \e zamanlarda görüştüğümüz. sorumlulukbölgeleriayn.birmilletvekiliıle iki mülkı amirin köylülerle ilgilı aynı sapta- mada bulunması dikkat çekerken. açıklanan hasar mıktarı \enleri ıle zıyaret ettığımiz köylerdekı izlenimlerimizbu saptamayı doğ- ruluyor. Konutunu. ev eşyasmı. su ve orman yollannı yitıren köylü, sürekli heyelan tehü- kesi altında bulunuyor. Heyelanın meydana geldiğı Bartın'a bag- lı bazı köylen zıyaret eden Köksal Toptan. "Kent merkezlerine ilk günden itibaren yar- dım ulaşn. Şimdi >aralar sanlmaya çalışdıyor. Ama henüz ulaşımı sağlanmanuş çok kö> var. Heyelanın köylerde yarattığı tahribat hem can hem mal kaybı açısından çok daha bü- \ük. Ama acüı olmalanna karşın çok savgılı. çok misafırperver davranıyoriar. Medya da daha çok kent merkezieriyle ilgileniyor. Köy- lü sorunlannı iletemiyor" diye konuştu. \'alı Cemal Ayman da bölgenin coğrafi yapısı nedeniyle tanma elverişli alanm çok az olduğunu anımsatarak, büyük bölümü ne- hirkıyısmda bulunan ekili alanlardaki hasa- nn köylü ıçın çok büyük kayıp olduğunu kay- dettı. Kaymakam Ali Yüksel ise sel felake- tinin ardından Mengen'e bağlı Çayköyde yeni bir sel baskını yaşandığına dikkat çeke- rek köylülerin sel ve heyelan tehlikesine kar- şı daha savunmasız olduğunu ıfade etti. Yetkılılerce açıklanan rakamlar da bu sap- tamaları doğruluyor. En büyük hasann kent merkezınde meydana geldığını anlatan Bar- tın Valısı Fatih Eryümaz, 19 köprünün kul- lanılmaz durumda bulunduğunu, 550 kılo- metrelık orman ve ormaniçi köy yolunun En büyük zarar Bartın kent merkezınde meydana geldi. 19 köprfi kullanılmaz, 100'ü aşkın e\ ae oturuımaz durumda. tahrıp olduğunu, 100 kadar evin de heyelan nedenıvle oturulamaz hale geldığını bildir- dı.Zonguldak Orman Bölge Müdürii Osman Erenoğlu da ormanlık alanlardaki hasarın 950 milyar lıra olduğunu açıkladı. Erenoğ- lu, Yedigöllerdekj ormanlık sahanın da yük- sek oranda zarar gördüğünü vurgulayarak -Zonguldak. Barun ve Karabük'te 1277 ki- lometre uzunluğundaki orman yolu tahrip oldu. Ancak 69 kilometresi servise açıldı. Sel- den 23 köprii, 629 menfez. 4 bin 507 metre is- natduvan. 1251 metreküpendüstriyelodun, 242 metreküp yakacak odun ve 8 orman bi- nası, 6 km su isale hattı zarar gördü" dedı. Eğercfye bağlı köylerde ılk belırlemele- re göre 49 hay\an telef oldu, 31 ev yıkıldı. 25 ev hevelan nedeniyle boşaltıldı. Devrek'e bağlı Yağmurca Köyü'ne yaptı- ğımız zıyarette köylülerden Ziya Karabacak ve Muhtar Osman Saldı ile görüştük. Köyün su şebekesınin ciddi hasar gördüğünü belır- ten Karabacak ve Saldı. ıçmesuyunu tuvalet çukurlanna yakın kuyulardan sağlamak zo- runda kaldıklannı belirttiler. tür. 1967 büyük taşkınmdan sonra hazırladığı 1970 tarihli raporunda, proje sahibı Hollanda firmasının denvasyon kanaünı dar yaptığını belırterek gerekli önlemlerin alınmaması halinde sel baskmlannın Bar- tın ıçin kaçınılmaz olacağı uyansında bulunuyor. Çö- tür, raporunda, kanalın Olütaş v e Yılanlı mevkilerin- de genışletilmesini. Bartın deresine akan yan derele- nn ıslah edilmesıni, DSt'nin derede düzenleme yap- masını ve derenin iki tarafındakı sanayı tesislerinin atıklannı dereye atmasının önlenmesını gerektigini vurguluyor. Sel taşkınından büyük zarar gören Devrek ve Ye- nice'de nehir yataklanna çok sayıda ruhsatlı bına ya- pılmış. Bunlar arasındakamuyaaıtbınalarda var. Yı- kık okul bınasını gördükten sonra oturup ağladığını belırten Bartın Valisi Fatih Eryılmaz. "Dereyatağı- na okul yapıhr mı? Bunu söyleyince de siyaset yaptı diyorlar" sözleriyle tepkisini dile getınyor. Yeniceliler sel sulanndan en büyük zaran gören Güven Sokak ıle nehir kıyısındaki sanayi sitesini gös- tererek " 20-30yıl önce nehirburadan geçerdi. Bir baş- ka büyük sel sonrası nehir yatağı karşı kî- yıva doğru kaydı; sulann çekildiği alanı doldurup evler yaptilar" diyorlar. Yenıcelı Mehmet Çanakçı adlı vatan- daş, nehir yatağma yapılan bir bina için nehir akışını engelleyeceği ve tehüke ya- ratacağı gerekçesiyle imza toplayıp bele- diyeye veriyor. Ama uyanlan dikkate alın- mıyor. Sonuç: Son sel taşkınmda söz ko- nusu bina tümüyle çöküyor. Içindeki 16 aile son anda tahlıye edilerek kurtanlabi- lıyor. Nehir yatağı ıçıne yapılan bınaların en yoğun olduğu ılçenin belediye başkanı ve bağlı olduğu ılın valisıyle konuşuyoruz. Yanlış yapılaşmayı gündeme getirmemız- den rahatsız olduğunu hıssettiren beledi- ye başkanı "Bizim de çıkanbğunız dersier var"demekle yetiniyor. Siyasılerin gazabına uğramaması ıçin adını vermekten kaçındığımız vali şöyle diyor: "Biliyorsunuz siyaset artık çıkar mekanizmasına dönüştü. Özellikle küçük yeıierde shasUerin seçmenlerinin istekle- rine direnmeleri zor" Vatandaş uyansının işe yaramadığı bir başka yer olan Çaycuma'da da Sanayi Si- tesi Başkanı Nusret Dereü, Fılyos ırmağı ile sitenin bulunduğu yer arasındaki egı- min 1 metreye yükseltilmesi için Sanayi Bakanlığı'na inşaat döneminde başvurul- duğunu ancak bakanlığın bu uyanyı dik- kate almadığını belirtiyor. Saltukova'da yapım hatası yüzünden baraj gölüne dönüşen ve tüm beldenin su- lar altında kalmasına neden olan çevre yolundaki "mühendislikcinayetr ıse pek çok basın kuruluşuna haber oluyor. Acık adres! D ü ş ü n c e y e Ö z g ü r l ü k - 2 ' D a v a s ı 'Khabı isteyerekimzalachk' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Av ukat Eşber Yağ- murdereli ve sendikacı Mah- mut Konuk'un yargılanma- lanna neden olan konuşma- lan ıçeren "Düşünceye Öz- gürlük-2" broşürünü hazır- layıp yayımlayarak "PKK'- \e yardım ve yatakiık cttikle- ri" gerekçesiyle haklannda da\ a açılan ve aralannda ga- zetecıler. sendikacılar. poli- tıkacıların da bulunduğu 14 sanığın yargılanmasma de- vam edıldı. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen davanm duruşması- nı, Nevv York Insan Haklan Komitesi ile Fordham Üni- versıtesı Hukuk Faküite- si'nin ortaklaşa düzenledığı "İnsan Haklan Araştırma Geasi" kapsamında Türki- ye'de bulunan ABD'li bir he- yet de izledi. Davanm dünkü duruşma- sına sanıklar Mahmut Tali Öngören, Can Dündar, \'ar- lık Ozmenek, Mahmut Alı- nak, M. Veysi Cigen, Musta- fa Kadıoğlu. Yusuf Özden. Temel Demirer. İsmail Hak- icisleri Bakanı Başesgioğlu 'Songünlerdeki olaylar tesadüf değiP tstanbal Haber Senüi - Yeşilköy'de Sirkeci-Halka- lı seferini yapan banliyö trenine bırakılan bombarnn patlaması sonucu yaralanan 5 kişinin tedavisi sürüyor. Saldında agır yaraianan Ayse Temur'un hayati tehli- keyi atlatamadıgı bildirildi. fçişleri Bakanı MuratBa- şesgioğlu, Tunceli, Hakkâri ve îstanbul'da meydana ge- len olaylann bir tesadüf olmadıgrnı söyledi. Özgürlük ve Dayanışma Partisi saldın olayında çetenin parma- ğı olduğunu bildırdi. KESK'e bağlı Birleşık Taşıma- nhk Çalışanlan Sendikası da masum insanlara yapı- lan bu saldınyı nefretle kınadı. Insan Haklan Derne- ği'nden yapılan açıklamada, bireysel terörün hangi amaçla yapılırsa yapdsm insan haklan mücadelesine zarar vereceği, bu tür eylemlerin de bir tür ihlal olduğu kaydedildi. îstanbul'da son 5 gün içinde meydana gelen 5 ayn botnbalama olayından sonra kent içinde yoğun güven- Kk önlemleri alındı. kı Tombul. Mehmet Cengiz Faydak Tayfun İşçi, Fikret Başkaya v e Erşat Akyıldız ile avukatlan katıldı. Mahkeme Başkanı M. Orhan Karade- niz in izınü olması nedeniy- le duruşmay a başkanlık eden Yargıç Albay Erman BaşoL sanıklara. söz konusu kıtap- çığın hazırlanmasında bulu- nup bulunmadıklannı aktar- malannı ıstedi. Sanıklardan Fikret Başka- ya. kitapçığın hazırlanması ıçın herhangi bırtoplantı ya- pılmadığınt ve kaç adet ba- sıldığını bılmediğını belirte- rek kıtapçığı isteyerek imza- ladığını söyledi. Sanıklardan Can Dündar. geçimini düşüncelerinı ifade ederek sağladığını kaydede- rek kitapçığı ımzalamasın- dakı amacının. düşüncelerın y asaklamalarla yok edileme- yeceğıne inanmasından kay- naklandığını, özgür ve de- mokratik bir ülkede düşün- celenn serbestçe ifade edil- mesi gerektigini anlattı. Gazetemiz yazarı Mah- mut Tali Öngören de her tür- lü düşüncenın özgürce açık- lanması ve tartışılması ge- rektığine inandığı için kitap- çığı imzaladığını belirtti. V'arlık Özmenek, 35 yıl- dan ben gazetecılik yaptığı- nı anımsatarak "Düşüncele- rimi özgürce ifade etmek be- nim işim. vazgeçilmez en bü- yük sorumluluğumdur" dı- ye konuştu. Duruşma erte- lendi. + 'f ** *•. Migros, Gima, Makro V" diğer seçkin satış noktalannda... HAFT İAKIİ AHMET TANER KIŞLALI Başkalaşamayanlardan mısınız? Mustafa Balbay'ın çok güzel bir aynmı var: "Değişme" ve "başkalaşma"'... "Değişme", değişen koşullar içinde bir "yenilenme" anlamı taşır. "Öz"ü koruyarak, o yenı koşullara uyum sağlamadır söz konusu olan. "Başkalaşma" ise özün, yanı kişiliğin yıtırilmesidır. Adı üzerinde, "başka" bir şey olmaktır. Üstelik her başkalaşmanın bir "yenilenme" anlamına geldiğı de söylenemez. Bazen "eskılenme"demek de olabılır. Ornegin Baykal'ın CHP'sı değişmiyor, başkalaşıyor. Örnegin Fethullah Hoca da değişmiyor, ama baş- kalaşıyor... • • • Geçenlerde Radikal'de Evren Değer aynntıları ıle açıkladt. Sayın Fethullah Gülen, 1980'terde -yanı 12 Eyiül dö- neminde- dört cıltlik bir kitap yazıyor Ama aynı dö- nemde sıkıyönetimce de arandığı ıçın, kıtaba Abdül- fettah Şahin imzasını atıyor. Ve kitap, Milli Eğıtım Ba- kanlığı'nca liselere "tavsiye" edilıyor. Sayın Hoca'nın hep Arap isımlerini seçmesı ilgınç. Ama asıl ilgincı, kendisi suçlu dıye aranırken, düşun- celerinin iktidarda olması!.. Tıpkı sıkıyönetim mahke- mesi önünde dayanamayan Türkeş gıbı: - Bız içerdeyız, ama düşüncelenmiz iktidarda! Zaman geçıyor ve Hoca'nın sadece düşünceleri değil kendısı de iktidara ortak olunca; Abdülfettah da oluyor Fethullah... Peki "Gayn" Milli Egitim Bakanlığı'nın eğrtımimıze katkı getıreceğini düşündüğü... "Asnn Getirdıği Tered- dütler" kitabı, acaba neler getıriyor? (Somut örnekle- rini biliyorum; Sayın Hikmet Uluğbay'ın üst katında oturduğu binada bugün de "aynı zıhniyet" iktidarda!) Cumhuriyet konusu: "Şanlı Osmanlı devletinin her devırde ağırlığı var- dı... Biz evvela ruh planında, sonra haysiyet ve şeref planında öldük. Şimdi aüper güçlerin ağzına bakıyor ve desteklerini bekliyoruz." Kadınlar konusu: "Eğer kadın huysuzJuğunu sürdürûrse, bu nokta- da belli prensipler dahilinde ve anzaya meydan ver- memek şartıyla hafifçe dövmek kabul edılen bir ça- ^ redir." ". Laıklık konusu: "Mesela bir ınsan Islam dininden irtidat ederse, ona mürted denir. Ve venlen süre içinde tövbe etmez- se öldürülür. Eğer bu millet tekrar eski ihtişamına ka- vuşmak istiyorsa, onu mazide haşmetli kılan faktör- leri, hem de hiçbirini ihmal etmeden yenne getirme- lidir." Aradan on yıl geçmış... 1990'lann Fethullah Gülen'i Cumhunyet'in temel değerierine saygılı.. Uzlaşmacı.. Agzından bal damlıyor. Sayın Baykal'ın başkalaşma nedenıni biliyoruz.. Ik- tidar olmak istıyor. Peki Sayın Gülen'in başkalaşma gerekçesi acaba nedir? "lktidar"\n korumak mı? • • • Bir de başkalaşmayanlar var. ömeğın Adalet Bakanımız Oltan Sungurlu TBMM'deki ">rf/ca"tasanlan ile ilgilenmıyor. Komis- yonlara grtmiyor.. Ve karnından konuşuyor: - Kim hazııiadı ise, o savunsun! Güç duruma düşünce de "Sözlenm çarpıtıldı" de- yip çıkıyor.. Ama ne kendisi komisyonlara gıdıyor ne de tasanlar komisyonlardan çıkıyor. Yanı anlıyoruz ki "zat-ı muhterem" o tasarılara karşı. Sayın Sungurlu ne değişmiş ne de başkalaşmış. A- ma koltuğundan "istifa" etmeyi de düşünmüyor... Anlıyoruz kı insanlar ikiye aynlıyorlar: Başkalaşan- lar ve başkalaşmayanlar. Ve gene anlıyoruz kı.. Başkalaşmayanlar da kendi aralannda ikiye aynlıyorlar: Kişıliklennden vazgeçeme- yenler. ve koltuklanndan vazgeçemeyenler. Bırincılerıne "dinozor" diyorlar.. Ikıncılerıne ıse "makbul politıkacı".. Ama o "başkalaşanlar" yok mu! En "makbulü" de onlar!.. Yolsuzluğu buldular sürgün edildiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-PTT Biriktırme ve Yardım Sandığf ndayolsuz- luk yapıldığını belgeleyen Posta İşletmesi müfettişleri Selçuk Çetinkaya Hakkâ- ri'ye, Muzaffer Tezcan da Şırnak'a yıllık teftış progra- mı çerçevesınde görevlen- dinldiler. Posta İşletmesi Teftış Kurulu Başkanlı- ğı'nın sürgün bölgesi olarak bilenen bu illere yaptığı gö- revlendırme. müfettışlere "örtülü sürgün" cezası ve- rildiği yorumlanna yol açtı. Türk Telekom ve Posta İşletmesi personelince oluş- turulan PTT Binktırme ve Yardım Sandığı'ndaki yol- suzluk savlannı incelemek üzere görevlendırilen mü- fettişler Selçuk Çetinkaya ve Muzaffer Tezcan. teftiş sonunda hazırladıklan ra- porda, sandıkta bır dizi yol- suzluk ve usulsüzlük yapıl- dığını kaydettiler. Dönemin Posta İşletmesi Teftiş Kuru- lu Başkanı Osman Peker'e sunulan raporun içeriği hak- kında Ulaştııma Bakanlı- ğı'na da bilgi verildi. Teftiş Kurulu Başkanlığınca. U- laştırma Bakanlığı'na yapı- lan başvuruda. raporda sap- tanan yolsuzluk ve usulsüz- lerin derinleştirilerek belır- lenen sorumlulann cezalan- dınlması için soruşturma açılması istemindebulunul- du. Ancak Ulaştııma Ba- kanlığı. BYS tüzüğü uyann- ca böyle bır izın ıçin yetkılı olmadığı gerekçesiyle bu is- teme olumsuz yanıt verdı. Bunun üzerıne beklemeye alınan raporun basınayansı- ması üzenne Ulaştııma Ba- kanı NecdetMenzir, söz ko- nusu savlann incelenmeye alındığını açıkladı. Rapor- lar basına yansımadan kısa süre önce Posta lşletmesi Teftiş Kurulu Başkanı Os- man Peker. Genel Müdür Nuri Alagöz tarafından gö- revden alınarak yerine ra- porlarda suçlanan BYS De- netım Kurulu Başkanı Mi Dumlu'vu getirdi. Hervıl düzenlı olarak be- lirlenen teftış programı çer- çevesinde Dumlu'nun baş- kanhğını yaptığı teftış ku- rulu. BYS'dekı yolsuzlukla- rı \e usulsüzlerı saptayan müfettişden Selçuk Çetın- kaya'yı Hakkâri've. Muzaf- fer Tezcan"ı da Şırnak'a gö- revlendirdi. Posta Işletme Teftış Ku- rulu Başkanhğı'nda bir vet- kili. uygulamanın sürgün olarak değerlendınlemeve- ceğıni. olağan bır ışlem ol- duğu görüşünü dıle getirdi. Peker'e iade karan Ankara 6. Idare Mahke- mesi. Posta İşletmesi Genel Müdürü Nun Alagöz tara- fından teftiş kurulu başkan- lığından alınarak başmüfet- tışüğe getirilen Osman Pe- ker'in işlemin iptali ve yü- rütmeyi durdurma istemıy- le açtıSı davada karannı ver- di. Osman Peker hakkındaki işlemı "açıkça hukuka av- kın" bulan mahkeme kara- nnda. "Hukuka avkırı gö- rülen ve uygulanması halin- de telafisi güç zararlar do- ğurabileceği kanaaüna van- lan dava konusu işlemin 2577 sayılı kanunun 27. maddesi uvannca teminat aranmaksızuı yürütülmesi- nin durdurulmasına 30.04. 1998 tarihinde oy birliği ile karar verildi" denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear