Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1998 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çağdaşlık ve Uygarlık
Prof. Dr. H A S A N YAZICI Istaııhııl Cım. Semıtoni TL B \ l \VM
Z
amanı simgeleyen ve za-
mana özgü sözcükler var-
dır (H. de Balzac). Uğraş
alanımdan. hekımlikten
örnek vereyım. Kıbarçev -
reler koroner aner demı-
>orlar da kroner arter dıvorlar. Sözcü-
ğün kokıinün korona. yani taç aıılamı-
na geldığı, soz konusu atardamarın da
vüregimizi bır taç gibı sardığından ötü-
ni ona bu adın yakiştınldığı unutuluyor.
Özentımiz yabancı di Iden gelen sözcük-
lerle sınırlı degil. Anadilimizi kullanır-
ken de v apıyoruz aynı v anlışlan. Zaman
dılıminı anlatırken doğru olan sûreye-
rıne süreç demek daha bir fiyakalı. tşte
bu alıntı ve fiyaka telaşımızda son dö-
nemlerde v ine çok kullandığımız iki söz-
cük daha var: Çağdaşkk ve ikibinli yü-
lar. Fdırne'den Ardahan'a ve özellikle
Ankara'da. ünıversite açılışından lastık
tabrıkdsı temel atma törenine değin her
>erde \ e her zaman 'çağdaşhk ve ikibin-
İivıllar!' Yettidıye bırazeleştiriye kjlk-
iın mı vanıt hazır Atatürk de bizlere
•muasırmedeniyetsoiyesrnı hedefgös-
termemış mıydı!
Şımdı diyeceklerim. bır yerde. bu ya-
nıta bir yanıt. Yani bence çağdaşlık ne-
dir. uygarlık nedır. onu dilım döndüğün-
ce sizlerle paylaşmak ıstiyorum. Mus-
tafa Kemal'ın çoğu kez gerçekten >an-
lış algılandığı kanısındavım. Bubırba-
kıma kaçınılmaz. Baktn Amerikan hu-
kuktanhçısı L'ngarnedıvor "Büyük in-
sanlar bu dümadan göçüp gittiklerinde
geride kalanlara çoğu kez aJbndan zor
kaJkılır bir sorumluluk. bir > ük bırakır-
btr. Bu. bilimde de. sanatta da. devlet >ö-
netiminde de böyledir. Mirasçılar kendi-
lerini aşagıdaki seçeneklerden biriyle
karşı karşıya duyumsarlar (hissederier).
iJTümönernlişevk^vapdrnıstır.onem-
li bir şe> \apma\a artık ulanak kalma-
mıftır. Büvüğün vaptığının. başlattığı-
nın devamından başka bir şe\ düşünü-
lemez.
2) Buv ük, esasında bü> ük değildir.
Yaptıklan da fazta bir şe> değildir. Ben
dar alanlarda olsa bile onun vaptıklan-
na eşdeğer olabilecek şe> ler>apahili rim.
Hem onun nakın ne çok vanlışlan da
vardı."
Burada, diyor Ungar. gerçekten eğlen-
celı bir benzetmeyle. unutulan yengeç
burcunun mye >engeç burcu olduğudur.
Yengecin. adına bır burç aynlacak ka-
dar önemlı olmasının tek nedenı Her-
küTün ayağını ısırmasıdır. Ne yapsın. her-
kesın bir ünlü olma yolu var. Yengeç de
öyle ünlü ve ölümsüz olmuştur. tşte bu-
rada ben Ungar'dan bıraz ayrı düşün-
meye başiıyorum. Herkül simgesinde
ve Mustafa Kemal'ın kımlığı veyaptık-
lan hakkında hiçbır kuşkum yok. Oakıl
\e izan'a sahibını. Ancak açıklıkla söy-
leyevım. Mustafa kemal örneğınde,
Mustafa Kemal'ı yengeç örneğı ısıran-
lar olduğu kadar. Nadir Nadi'ye "Ben
Atatiirkçü Değilim" dedırtecek. bu ad-
la kıtapyazdırtacak kadarısırmak vanm-
da bu dünya ve uygarlık tarıhının büyük
adma geTçekten asalak olmuş olanlar da
var.
Işte ben bu çağdaşçılık ve ıkibıncılik-
te benzer bır asalaklık görüvorum. Ba-
kın bır toplumda otel ışletenler. turizm-
ciler ve bilgısayar üreticılen uğraşlan
gereğı 2000 yılına çok önem verebilir-
ler. Ancak bir ülkenin. o da say ılan ger-
çekten görece az okur-vazarları her ko-
nuşmalarına çağdaşlık ve 2000 vılı dı-
ye başlıyorlarsa kanımca ortada gerçek-
ten hüzün venci bir yüzeysellik vardır.
Niye bu kavramlann, dillerden düşme-
yen bu kav ramların sığ olduğunu. dilim
döndüğü kadar sızınle paylaşayım.
Yüz yılı aşkın bır süredır büyük bır
çabavla çağdaşlığı yakalamaya çalışı-
yoruz. Günümüzün özleşmiş Türkçesi-
neçevırin II.Mahmut'uıı konuşmalan-
nı. çoğunu. güncel konuşmalardan ko-
lay a\ ıramazsınız. Hele bir tıbbıye açı-
lış konuşması vardır. sanırsınız YÖK
genel kurulunda yapılmış. Hatta işi da-
ha da genye götürebılirız Son giinler-
de okuduğum bir kıtap bu toprağın ın-
sanlanmsözdeöverekşöyledı>or: u
Ön-
ce doğuya vöneldik. ÇinHİerdünyanın en
büyük engelini. Çin Seddi'ni yaptı. bizi
aralanna almadı. Daha sonra > ü/ümü-
zü batıya çevirdik ve Anadolu"\a gelme-
ye başbdık. Gclirken de >ol üstünde ne
v-arsabüyük birbeceriyle (hünerle)özüm-
sedik." Meğerse meşhurTürk-islam sen-
tezimız daha o günler başlamış İşte bu
özümsemeyi kitabın yazan büyük bır
beceri gibi görüyor.
Yıne ve hep aynı çaba: Getıreceğiz Ba-
tfdanogün içınçağdaşnevarsa. işımız
bıtecek. Batı'nınogünküçağdaşlığana-
sıl ulaştıgı ıse bızını konumuz değıl!
Oysaçağdaşhkdedığımızşey uygarhğuı
sadece bir kesiti. Lygarlığm bır anlık.
zaman dahil hemen hiçbır boy utu olma-
yan geçici biraynası. Ancak burada es-
ki bır hocamın bana hep söyledığı. tıp
konusunda çağdasjık özentılen ıçın söy-
ledıgı bir sözü anımsamadan geçeme>e-
ceğım- "Sadecegüncelolanlakendineyol
çizmek.dikiza> naana bakarak araba kul-
lanmavabenzEr.Her\ertügjnkarardage»;
kalırsın." Oysa uygarlık övlcdeğıl. Uy-
garlığın en önemlısı bır zaman bovutu
var. L'ygarlığın özgün düşünce. varah-
cılık ve en önemlisı bunlann ananması
boyutu var.
Yani özetle uygarlık zahmetıne katlan-
madan çağdaşlık büyük bır kolaycılık ve
her kolaycılık gıbi sonunda bızı istedi-
ğimiz yerlere götüremıyor.
Isterseniz biraz da uygarlıktan söz
edelım. Evrensel uygarlığınbirkaçönem-
lı öğesı var. Buöğelerdenen öndegele-
nı birev sorumlulıığu. Çağdaşlığı yaka-
lamakta değil. ama uygarlık kervanına
katılmakta bu birey sorumluluğu var ve
onun temelinde.kişinın hiçbır, ama hiç-
bır zaman kendı v ıcdanına ağır gelenı.
hiçbır kışı. kurum ya da kavramın üze-
nne yıkmaması erdemlılığı yatıyor.
Lvgarlığın bır başka temel öğesı ıse
ahlak. Sakın Susurluk. kara para. dev-
let çeteleri. veğenlerden bdhsedeceğım
sanmay ııı. Burada ahlakın uygarolma ça-
bamızdaki yennı tartışırken. üzennde
gereken önemle hıç durulmadığını göz-
ledığım bir olgudan söz etmek isti> orum.
Uygarlık tanhine baktığımızda dın ku-
rumunun ahlak ve hukuk üzerine olan
çok önemli etkisi olabildiğınce çarpıcı-
dır Olanca gücümüzie erişmek çaba-
sında olduğumuz Batı uygarlığının ta-
rihıne kısa bırgözatın. Dm kurumunun
uy garlıkta ne denlı önemli olduğunu he-
men anlarsınız. Ancak hangı ve nasıl
din? Tabiı kı reformasyonla başlayan, ana-
dilde ibadete dönen dın! Üzennde her-
kesın konuştuğu. tartıştığı. ekledığı ve
çıkardığı din. Cenazesını bile anlamadı-
ğı bır dılle gömen. yaradanına anladığı
bırdılle yakarmanın dürüstlüğünü bırtür-
lü tadamami!) bır toplumun çocuklannın
her ijeyden önce kendilenne karşı düzola-
bilcccklen kaniMnda değilim. Kendınc
düz olamayanların topluluğundan ıse
ahlak nasıi beklenır? Her an şenat teh-
likesınden söz edıyoruz. Anadılde iba-
det. çok azımız dışında. hangımizin ikı
dudağı arasından çıkabılıyor? Belkı de
anadilde ıbadet çağdaş değil de onun
ıçın...
Uygarlığın. birey sorumluluğundan
kökenini alan başka çok önemli öğesı de
adalet Burada da arzu edilenden çok
uzaklarda olduğumuz kesin Arada bır
umutsuzluğa kapılıyorum. Acaba. di-
yorum. bu toprağın insanları gerçekten
de yargıç ıstemıyor mu? Bu topraklara
özgü ve her türlü gücün üstünde yasa-
lar ıstemıyor mu?
Bakın o yasalar ve yargı çok önemli.
Gerek dış. gerekse de ıç tehlikeler kar-
şısında Türk aydını son zamanlarda kı-
mı örnekte belkı haklı da sayılabılecek
bir ulusalcılığa yöneldı. Toplumu bir
arada tutmakta ulusal değerler ve bay-
rak gibı onun simgeleri de önemli. Ama
hepsinden. her türlü kavram ve gücten
daha önemlisı adalet Daha birkaç gün
önce. eskı Anayasa Mahkemesı Başka-
nı. kulaklarımla duydum. bir konuşma-
sında şöyle dedı:
"Türk vargısına bağımlı da diyemem.
bağımsız da divcmcm."
Bır ertesi gün ise benzer yönde bır
açıklama Adalet bakanından geldi.
Uygarlığın temelinde ise bağımsız
yargı. yansız yargıçlar vardır. Uygarlık
bır yana. güncel ulusal çıkar içın de böy-
leyargı ve yargıçlara büyük gereksınım
olduğu kcsındır Benım anladığım ulus-
çuluğun yolu ödünsüz adaletten geçer
Ben. tanhte güçlü \e bağımsız yargı) ı
kuramavan bır ulusun kalıcı devletler
kurabıldigını ya da kursa bile bu toplu-
lukların evrensel uygarlığa kalıcı katkı-
lar bırakabıldığmı hıç duymadım. oku-
madım. Bır ülke insanları uygarlığın.
yine dilim döndüğü kadar sizlerle pav-
laşmaya çalıştığım bırey sorumluluğu.
ahlak. adalet gibi temel öğelerini unu-
turda, salt çağdaşlığm tüm nımetlerıne.
arsızca bır yönelme. hem de ne pahası-
na olursa olsun bır yönelme gösterirler-
se bır süre sonra bır büyük tehlıke orta-
y a çıkar. Söz konusu ulus giderek ve ka-
çınılmaz bır biçimde saygınlık yitirir.
Saygmlığın yıtırilmesi ise bağımsızlık ve
ulusal egemenliğıntehlikeyedüşmesıy-
le hemen eşanlamlıdır.
PENCERE
Y
olunuz hıç Tunceli'ye düştü mü bil-
mem? Adını duyunca herkeste fark-
lı duygular yaşatan bu kentı görme-
yı. orada yaşayanları tanımayı hep
ısterdim. CHP Gençlik Kollan Ge-
nel Başkanlığf nın düzenledıği "Analar Ağlama-
sın" mitingı içın 9 Mayıs'ta Tum.elı'deydım. Tun-
celi'nın kadını. erkegını. gencıni, yaşlısını tanıdım.
onlarla konuştum. Fakat Ovacık'taki Kırkgöz-
su'ya gıdemedim...
Alanı dolduran gençlerin, sanatçı Yavuz BingöJ'lc
bırlıkte *
4
banş'"a özlemi haykınşlanndakı coşku
görülmeyedeğerdi. Analann gözpınarlanndan sü-
zülüp y üreklerine akan gözyaşlannı silemedim. y ü-
reklenndekiyangını söndüremedim. Fakat "banş'a
• olan özlemlerinin sesi olmaya söz verdim. Miting
saatı yaklaşırken alan. yavaş yavsış hareketlenme-
ye başladı. Sorunlar karşısmda ezilmış. saçlan
ağarmış buyofgun irisanlar, çaresizfiklerini anla-
tıyorlar bir bır. Ankara'dan gitm^tz-ya hersoru-
Gençlerle Tunceli'de...
nu çözebiliriz sanarak sıralıyorlardertlerinı. Ad-
lan önemli değıl: Ali. Ahmet, Mehmet ne fark
eder ki hepsinin derdi aynı. "Payso bir minetiz"
diye söze başhyorbin. "tşyDktur. aşyoktur,dok-
toryoktur"diyedevamedivoröbürü. OnlarDer-
sım'ı çok sevıyorlar. "\atanim" dıyorbu toprak-
lara \e kopanp atıldığı topraklarda "önce vatan"
yazısı kalmış boynu bükük. Köyiine gidemiyor
"TiıncelT halkı Dışanya gidebilen gıtmiş, Tun-
ceh'de kalanlarsa ışsiz, aşsız ve çaresiz yaşama-
ya çalışıyor. Köye dönme ümıdinı yüregınde hep
sıcaktutarak.. "Sonbaharda;peynir,yağ,ce\iz,bal
satardık, malınıız mülkümüz vardı rahatük, şim-
di bir tas a>rana hasretiz" dıyor. "»ÇE" diyor yaş-
lı köylü. Dev letin köylerden göç edenlere yaptığı
yardımı yine sehirde oturânîânn aldığını, kendi muh-
tarlanna sorulmadığı içın kendilerine yardım ulaş-
madığını söy lüyorlar. On beş. yirmı nüfusu ıle Is-
tanbul'la yanşan ev kiralan ile baş edemedikleri-
nı ve pahalılık karşısmda ezildıklerinı söylüyor-
lar. Yaylada güttükleri koyunlann melemesineöz-
lemlerini anlatıvorlar. "Bazen işe adam alınıyor. Ne
olur işe adam alınırken her e\den bir kişi alınsın"
diyor yaşlı amca. Yıllarca hep batı>a yatınm ya-
pan devlete kırgın *'biz de insanız" diyorlar. "Bi-
zi de gör, biz de vergi verdik bu devlete, biz de as-
kerlik yaptık" diyorlar. Son noktayı 70*likbirde-
Bkanfckoyuyor Cfzerinegıydiğı "CHPGençikKol-
lan'" gömleğı ıle çok hoş bir görüntü veren bu ih-
tiyardelikanlı"lkinci Atatürk gelmeden kurtuluş
yoktur" diyerek çaresızlıginı v e "yeniden tam ba-
ğımsız Türluye'' özlemını dıle getırıyor. Biz soh-
bet ederken bizi izleyen öfrencilerle konuşmaya
başladık bu kez. Ortaokul bi«fH:i sınıfta gencecik.
küçücük biryürek"Elektronik mühencfisi otacağDn"
diyor. Ufku. Dersım'ı çevreleyen dağlan aşmış
bu gençle. Bır gün bır bilim adamı olarak karşı-
laşacağıma inanıyorum. \'ıne ortaokul son sınıföğ-
rencisi bir genç kız yazdığı öykülerden söz edi-
yor. Cumhuriyetokudugunu ve yazı yazmayı iler-
letmek ıçın köşe yazılannı özellikle izlediğini söy-
lüyor. Bana öykülennı gönderecek. Bu genç kız-
la da bir gün ünlü bir yazar olarak tanışacağıma
eminim'. Ve analar. Gözündeki yaşı yüreğine akı-
tan sessiz sessiz ağlay an analar..Yol boyunca "ne-
den"lere yanıt aradım. Yüzünü hep batıya çevi-
ren iktidarlar. Batı'nın uygarlığmdanhiçbirşey al-
mazken batıya hep batıya yaptıgı yatınmlarla do-
ğuda neleri yok ettiklerini. doğuya ne acılar ya-
şattıklannı şimdi bılıyorlar. CHP'li gençler. doğu-
daki her yaştan gençlerle buluştuğunda ve birbir-
lerini anladığından umutlar yeniden çiçek açıyor.
NA2Mt\T HALVAŞİ
Bir Şey DeğiştL.
Dedım kr
- Akın Birdal'ı vuranlar yakalandı!..
Şaşırdı:
- Yapma!..
- Çete ışıymiş, kıskıvrak yakalamışlar...
- Kım yakalamış?..
- Ankara polisi "Olur böyle vakalar, fakat polis yakalar" deyıp
sıkı bırtakip sonunda ışi bitirmiş...
- Inanamıyorum...
Sevinmiş mıydı, üzülmüş müydü anlaşılamıyordu; üsteledi:
- Ama devlet çete demektı; ben devlete karşıydım; TC çete-
cıleri nasıl yakalar?..
- TC değıl, Ankara polısı yakalamış...
Durakladı, düşundu: .
- Şimdı ne olacak?..
- lyi olacak, iyı olacak...
•
Akın Bırdal'ın vurulması kımın ya da hangı çevrelerin işıne ya-
ramıştı? Sorunun yanıtını bılm«k ıçın aklı ewel olmaya gerek yok!..
TC duşmanlarının ekmeğıne yağ surulmüştü. "insan Haklan Der-
neği Genel Başkanı"nı vurmak ne demek?.. Türkıye zaten ınsan
haklannı çığnemekle Batı'da ünlenmış bir ülke değil w?.. Bu
TC'ye dış bileyen cephe ıçın öyle bır haberdı kı yeme de yanın-
da yat! Amerika'sından Avrupa'sına, Yunanıstan'ından Sunye'st-
ne dek her yerde zıl takıp oynayanlar vardı. Bu tür bır saldırıyı kım
yapabilırdı?..
- Mılliyetçiler mi?..
"Haydı canım sen de!.. Bana milliyetçiler adam öldüriıyoriar
dedırtemezsinız!.."
- Pekı kım yaptı?..
"Iç hesaplaşmadır..."
- Ya değılse?..
Devletın ıçınden bir guç bastırdı, devletin içinde yuvalanmış çe-
tenin elemanları yakalandı, yoksa bunlar mılliyetçiler miydi?..
Bırşeydeğişmıştı...
Ne zamandan berı?..
28 Şubat'tan bu yana..
•
Sıkı solcu dostlar şapkalannı başlanndan çıkanp onlenne koy-
salar, sonra düşünmeye başlasalar:
- Bır şey mı değıştı?..
- Değıştı..
- Ne oldu?..
- Kırk yıldan ben süregelen karşı devrime ilk kez 'dur' dendi..
- Nasıl?..
- İrtica, Türkiye Cumhunyeti için en büyük tehlıke ve tehdit ılan
edıldı.
- Pekı, bunun çete ıle ne ılgısi var?
- Çete, karşı devrimın çetesı!..
- Nereden çıkanyorsun?..
- Öidürülenlere bak: Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin
Emeç, Turan Dursun, Bedrettin Cömert, Uğur Mumcu...
-Pekı, TC ne olacak?..
- lyi olacak, iyi olacak...
•
İlk elde 28 Şubat'ta gınlen rotadan bır sapmayı düşündüren Bir-
dal saldınsının faılleri bulununca herkes geniş bır soluk aldı; or-
talık biraz daha aydınlandı...
Aydınlanacak daha...
Ortalık nasıl aydınlanır?..
Doğada ve toplumda hiç kımse ya da hiçbır guç, bır elektnk
düğmesını şak diye çevirip ortalığı bırdenbıre ışığa boğamaz. Ka-
ranlık basmadan önce hava nasıl yavaş yavaş karanyorsa, gün
doğmadan once de tanyen atar, şafak söker, seher vaktı başlar...
Günümüzde "demokratik sabır" ıle "devhmcı sabn "nın özdeş-
leşmesı gerekiyor...
Yolumuz ince ve uzun...
Vocket Sprıng Syıtnn
Paradise I Pocket Spring System
Sop Ortopedik
Bu sıstem, iki kat fazla yay ıçerdtğinden,
yaylar vücudunuzun bütün kıvrımlarına
uyum göstererek yumujak, rahat ve sağltklı
bır uyku ortamı sağlar. Her yay kuma;
bır kıltf tçındedir. Kesinlıkle ses yapmaz.
Comfort I Direct Spring Foaming
Full Ortopedık
DSF sıstemtnde, butun yaylar alt ve üst
kutmlarmdan, sünger katmanlara
sabitUnmiftir. BoyLece, yatağtn bütün
yüzeyi boyunca efit oranda esnemesi ve
vücudun dinlenmesi sağlanmaktadır.
Kestntısız Yay Sısttmı
SL Optimal I Kesintisiz Yay Sistemi
Sen Ortopedık
SL, dünyanın en geli/mif yay sıstemidır.
Bu sistemde de diğerlennden ikı kat fazla
yay kullanıhr ve yaylar kesintisiz olarak
birbırıne bağlanır. Esneme özelliği daha
azdır, son derece ortopediktir.
Imagine I Bonel Yay Sistemi
Ortopedik
Bonel yay sistemi, uzun yıllar deforme
olmadan kullanılabtlecek jekilde tasarlanmıs,
iztl bir yay sistemidir. Vücut ağırlığtnı bütün
yatak yüzeyine dtngeli olarak dağıtır. Esnek ve
konforludur.
Birçok insan, sabahları yorgun uyanmaktan ve ağrılardan fikayetçidir.
Sebep, gün boyu vücudunuzu tasıyan kas ve iskelet sisteminizin, uyurken
gerektiği gibi dinlenememesidir. İyi bir uyku için kendinize en uygun yatağı
seçmelisiniz. İstikbal yataklarında, bugün dünyanın en gelişmiş yay
sistemlerine yer verilmektedir. Yüksek teknolojiyle üretilen bu yataklar,
10 ayrı modeliyle sağltğınız ve rahatınız için en doğru tercihi yapabilmenizi
sağlar, yıllarca deforme olmadan kullanıhr. Size en uygun îstikbal
yatağı seçin, daha iyi uyuyun.
Dirett Spring Foamtng
(DSF)
Bonel Yay Ststentt
ORTAK ÖZELLİKLER: ^W
Yatağı toza, kire ve bakterı gıbi zararlılara karşı koruyan "Sanitized"
iflemi uygulanmıs, ithal kumas kaplamalar. Antialerjik ve antibakteriytt
silikonize elyaf dolgu. Yatağtn nefes almasını sağlayan hava kanallart ve
kapsüller. Her modele özel kapitone desenler. tkiz ve tek yatak seçenekleri
Pocket Spring System
•ypümal
Kesintisiz Yay Sistemi
l
Direct Spring Foaming Bonel System 'yenileyin, yenilenin"
a 161 5551
www. istikbal .com.tr