25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1998 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Çağdaşlık ve Uygarlık Prof. Dr. H A S A N YAZICI Istaııhııl Cım. Semıtoni TL B \ l \VM Z amanı simgeleyen ve za- mana özgü sözcükler var- dır (H. de Balzac). Uğraş alanımdan. hekımlikten örnek vereyım. Kıbarçev - reler koroner aner demı- >orlar da kroner arter dıvorlar. Sözcü- ğün kokıinün korona. yani taç aıılamı- na geldığı, soz konusu atardamarın da vüregimizi bır taç gibı sardığından ötü- ni ona bu adın yakiştınldığı unutuluyor. Özentımiz yabancı di Iden gelen sözcük- lerle sınırlı degil. Anadilimizi kullanır- ken de v apıyoruz aynı v anlışlan. Zaman dılıminı anlatırken doğru olan sûreye- rıne süreç demek daha bir fiyakalı. tşte bu alıntı ve fiyaka telaşımızda son dö- nemlerde v ine çok kullandığımız iki söz- cük daha var: Çağdaşkk ve ikibinli yü- lar. Fdırne'den Ardahan'a ve özellikle Ankara'da. ünıversite açılışından lastık tabrıkdsı temel atma törenine değin her >erde \ e her zaman 'çağdaşhk ve ikibin- İivıllar!' Yettidıye bırazeleştiriye kjlk- iın mı vanıt hazır Atatürk de bizlere •muasırmedeniyetsoiyesrnı hedefgös- termemış mıydı! Şımdı diyeceklerim. bır yerde. bu ya- nıta bir yanıt. Yani bence çağdaşlık ne- dir. uygarlık nedır. onu dilım döndüğün- ce sizlerle paylaşmak ıstiyorum. Mus- tafa Kemal'ın çoğu kez gerçekten >an- lış algılandığı kanısındavım. Bubırba- kıma kaçınılmaz. Baktn Amerikan hu- kuktanhçısı L'ngarnedıvor "Büyük in- sanlar bu dümadan göçüp gittiklerinde geride kalanlara çoğu kez aJbndan zor kaJkılır bir sorumluluk. bir > ük bırakır- btr. Bu. bilimde de. sanatta da. devlet >ö- netiminde de böyledir. Mirasçılar kendi- lerini aşagıdaki seçeneklerden biriyle karşı karşıya duyumsarlar (hissederier). iJTümönernlişevk^vapdrnıstır.onem- li bir şe> \apma\a artık ulanak kalma- mıftır. Büvüğün vaptığının. başlattığı- nın devamından başka bir şe\ düşünü- lemez. 2) Buv ük, esasında bü> ük değildir. Yaptıklan da fazta bir şe> değildir. Ben dar alanlarda olsa bile onun vaptıklan- na eşdeğer olabilecek şe> ler>apahili rim. Hem onun nakın ne çok vanlışlan da vardı." Burada, diyor Ungar. gerçekten eğlen- celı bir benzetmeyle. unutulan yengeç burcunun mye >engeç burcu olduğudur. Yengecin. adına bır burç aynlacak ka- dar önemlı olmasının tek nedenı Her- küTün ayağını ısırmasıdır. Ne yapsın. her- kesın bir ünlü olma yolu var. Yengeç de öyle ünlü ve ölümsüz olmuştur. tşte bu- rada ben Ungar'dan bıraz ayrı düşün- meye başiıyorum. Herkül simgesinde ve Mustafa Kemal'ın kımlığı veyaptık- lan hakkında hiçbır kuşkum yok. Oakıl \e izan'a sahibını. Ancak açıklıkla söy- leyevım. Mustafa kemal örneğınde, Mustafa Kemal'ı yengeç örneğı ısıran- lar olduğu kadar. Nadir Nadi'ye "Ben Atatiirkçü Değilim" dedırtecek. bu ad- la kıtapyazdırtacak kadarısırmak vanm- da bu dünya ve uygarlık tarıhının büyük adma geTçekten asalak olmuş olanlar da var. Işte ben bu çağdaşçılık ve ıkibıncılik- te benzer bır asalaklık görüvorum. Ba- kın bır toplumda otel ışletenler. turizm- ciler ve bilgısayar üreticılen uğraşlan gereğı 2000 yılına çok önem verebilir- ler. Ancak bir ülkenin. o da say ılan ger- çekten görece az okur-vazarları her ko- nuşmalarına çağdaşlık ve 2000 vılı dı- ye başlıyorlarsa kanımca ortada gerçek- ten hüzün venci bir yüzeysellik vardır. Niye bu kavramlann, dillerden düşme- yen bu kav ramların sığ olduğunu. dilim döndüğü kadar sızınle paylaşayım. Yüz yılı aşkın bır süredır büyük bır çabavla çağdaşlığı yakalamaya çalışı- yoruz. Günümüzün özleşmiş Türkçesi- neçevırin II.Mahmut'uıı konuşmalan- nı. çoğunu. güncel konuşmalardan ko- lay a\ ıramazsınız. Hele bir tıbbıye açı- lış konuşması vardır. sanırsınız YÖK genel kurulunda yapılmış. Hatta işi da- ha da genye götürebılirız Son giinler- de okuduğum bir kıtap bu toprağın ın- sanlanmsözdeöverekşöyledı>or: u Ön- ce doğuya vöneldik. ÇinHİerdünyanın en büyük engelini. Çin Seddi'ni yaptı. bizi aralanna almadı. Daha sonra > ü/ümü- zü batıya çevirdik ve Anadolu"\a gelme- ye başbdık. Gclirken de >ol üstünde ne v-arsabüyük birbeceriyle (hünerle)özüm- sedik." Meğerse meşhurTürk-islam sen- tezimız daha o günler başlamış İşte bu özümsemeyi kitabın yazan büyük bır beceri gibi görüyor. Yıne ve hep aynı çaba: Getıreceğiz Ba- tfdanogün içınçağdaşnevarsa. işımız bıtecek. Batı'nınogünküçağdaşlığana- sıl ulaştıgı ıse bızını konumuz değıl! Oysaçağdaşhkdedığımızşey uygarhğuı sadece bir kesiti. Lygarlığm bır anlık. zaman dahil hemen hiçbır boy utu olma- yan geçici biraynası. Ancak burada es- ki bır hocamın bana hep söyledığı. tıp konusunda çağdasjık özentılen ıçın söy- ledıgı bir sözü anımsamadan geçeme>e- ceğım- "Sadecegüncelolanlakendineyol çizmek.dikiza> naana bakarak araba kul- lanmavabenzEr.Her\ertügjnkarardage»; kalırsın." Oysa uygarlık övlcdeğıl. Uy- garlığın en önemlısı bır zaman bovutu var. L'ygarlığın özgün düşünce. varah- cılık ve en önemlisı bunlann ananması boyutu var. Yani özetle uygarlık zahmetıne katlan- madan çağdaşlık büyük bır kolaycılık ve her kolaycılık gıbi sonunda bızı istedi- ğimiz yerlere götüremıyor. Isterseniz biraz da uygarlıktan söz edelım. Evrensel uygarlığınbirkaçönem- lı öğesı var. Buöğelerdenen öndegele- nı birev sorumlulıığu. Çağdaşlığı yaka- lamakta değil. ama uygarlık kervanına katılmakta bu birey sorumluluğu var ve onun temelinde.kişinın hiçbır, ama hiç- bır zaman kendı v ıcdanına ağır gelenı. hiçbır kışı. kurum ya da kavramın üze- nne yıkmaması erdemlılığı yatıyor. Lvgarlığın bır başka temel öğesı ıse ahlak. Sakın Susurluk. kara para. dev- let çeteleri. veğenlerden bdhsedeceğım sanmay ııı. Burada ahlakın uygarolma ça- bamızdaki yennı tartışırken. üzennde gereken önemle hıç durulmadığını göz- ledığım bir olgudan söz etmek isti> orum. Uygarlık tanhine baktığımızda dın ku- rumunun ahlak ve hukuk üzerine olan çok önemli etkisi olabildiğınce çarpıcı- dır Olanca gücümüzie erişmek çaba- sında olduğumuz Batı uygarlığının ta- rihıne kısa bırgözatın. Dm kurumunun uy garlıkta ne denlı önemli olduğunu he- men anlarsınız. Ancak hangı ve nasıl din? Tabiı kı reformasyonla başlayan, ana- dilde ibadete dönen dın! Üzennde her- kesın konuştuğu. tartıştığı. ekledığı ve çıkardığı din. Cenazesını bile anlamadı- ğı bır dılle gömen. yaradanına anladığı bırdılle yakarmanın dürüstlüğünü bırtür- lü tadamami!) bır toplumun çocuklannın her ijeyden önce kendilenne karşı düzola- bilcccklen kaniMnda değilim. Kendınc düz olamayanların topluluğundan ıse ahlak nasıi beklenır? Her an şenat teh- likesınden söz edıyoruz. Anadılde iba- det. çok azımız dışında. hangımizin ikı dudağı arasından çıkabılıyor? Belkı de anadilde ıbadet çağdaş değil de onun ıçın... Uygarlığın. birey sorumluluğundan kökenini alan başka çok önemli öğesı de adalet Burada da arzu edilenden çok uzaklarda olduğumuz kesin Arada bır umutsuzluğa kapılıyorum. Acaba. di- yorum. bu toprağın insanları gerçekten de yargıç ıstemıyor mu? Bu topraklara özgü ve her türlü gücün üstünde yasa- lar ıstemıyor mu? Bakın o yasalar ve yargı çok önemli. Gerek dış. gerekse de ıç tehlikeler kar- şısında Türk aydını son zamanlarda kı- mı örnekte belkı haklı da sayılabılecek bir ulusalcılığa yöneldı. Toplumu bir arada tutmakta ulusal değerler ve bay- rak gibı onun simgeleri de önemli. Ama hepsinden. her türlü kavram ve gücten daha önemlisı adalet Daha birkaç gün önce. eskı Anayasa Mahkemesı Başka- nı. kulaklarımla duydum. bir konuşma- sında şöyle dedı: "Türk vargısına bağımlı da diyemem. bağımsız da divcmcm." Bır ertesi gün ise benzer yönde bır açıklama Adalet bakanından geldi. Uygarlığın temelinde ise bağımsız yargı. yansız yargıçlar vardır. Uygarlık bır yana. güncel ulusal çıkar içın de böy- leyargı ve yargıçlara büyük gereksınım olduğu kcsındır Benım anladığım ulus- çuluğun yolu ödünsüz adaletten geçer Ben. tanhte güçlü \e bağımsız yargı) ı kuramavan bır ulusun kalıcı devletler kurabıldigını ya da kursa bile bu toplu- lukların evrensel uygarlığa kalıcı katkı- lar bırakabıldığmı hıç duymadım. oku- madım. Bır ülke insanları uygarlığın. yine dilim döndüğü kadar sizlerle pav- laşmaya çalıştığım bırey sorumluluğu. ahlak. adalet gibi temel öğelerini unu- turda, salt çağdaşlığm tüm nımetlerıne. arsızca bır yönelme. hem de ne pahası- na olursa olsun bır yönelme gösterirler- se bır süre sonra bır büyük tehlıke orta- y a çıkar. Söz konusu ulus giderek ve ka- çınılmaz bır biçimde saygınlık yitirir. Saygmlığın yıtırilmesi ise bağımsızlık ve ulusal egemenliğıntehlikeyedüşmesıy- le hemen eşanlamlıdır. PENCERE Y olunuz hıç Tunceli'ye düştü mü bil- mem? Adını duyunca herkeste fark- lı duygular yaşatan bu kentı görme- yı. orada yaşayanları tanımayı hep ısterdim. CHP Gençlik Kollan Ge- nel Başkanlığf nın düzenledıği "Analar Ağlama- sın" mitingı içın 9 Mayıs'ta Tum.elı'deydım. Tun- celi'nın kadını. erkegını. gencıni, yaşlısını tanıdım. onlarla konuştum. Fakat Ovacık'taki Kırkgöz- su'ya gıdemedim... Alanı dolduran gençlerin, sanatçı Yavuz BingöJ'lc bırlıkte * 4 banş'"a özlemi haykınşlanndakı coşku görülmeyedeğerdi. Analann gözpınarlanndan sü- zülüp y üreklerine akan gözyaşlannı silemedim. y ü- reklenndekiyangını söndüremedim. Fakat "banş'a • olan özlemlerinin sesi olmaya söz verdim. Miting saatı yaklaşırken alan. yavaş yavsış hareketlenme- ye başladı. Sorunlar karşısmda ezilmış. saçlan ağarmış buyofgun irisanlar, çaresizfiklerini anla- tıyorlar bir bır. Ankara'dan gitm^tz-ya hersoru- Gençlerle Tunceli'de... nu çözebiliriz sanarak sıralıyorlardertlerinı. Ad- lan önemli değıl: Ali. Ahmet, Mehmet ne fark eder ki hepsinin derdi aynı. "Payso bir minetiz" diye söze başhyorbin. "tşyDktur. aşyoktur,dok- toryoktur"diyedevamedivoröbürü. OnlarDer- sım'ı çok sevıyorlar. "\atanim" dıyorbu toprak- lara \e kopanp atıldığı topraklarda "önce vatan" yazısı kalmış boynu bükük. Köyiine gidemiyor "TiıncelT halkı Dışanya gidebilen gıtmiş, Tun- ceh'de kalanlarsa ışsiz, aşsız ve çaresiz yaşama- ya çalışıyor. Köye dönme ümıdinı yüregınde hep sıcaktutarak.. "Sonbaharda;peynir,yağ,ce\iz,bal satardık, malınıız mülkümüz vardı rahatük, şim- di bir tas a>rana hasretiz" dıyor. "»ÇE" diyor yaş- lı köylü. Dev letin köylerden göç edenlere yaptığı yardımı yine sehirde oturânîânn aldığını, kendi muh- tarlanna sorulmadığı içın kendilerine yardım ulaş- madığını söy lüyorlar. On beş. yirmı nüfusu ıle Is- tanbul'la yanşan ev kiralan ile baş edemedikleri- nı ve pahalılık karşısmda ezildıklerinı söylüyor- lar. Yaylada güttükleri koyunlann melemesineöz- lemlerini anlatıvorlar. "Bazen işe adam alınıyor. Ne olur işe adam alınırken her e\den bir kişi alınsın" diyor yaşlı amca. Yıllarca hep batı>a yatınm ya- pan devlete kırgın *'biz de insanız" diyorlar. "Bi- zi de gör, biz de vergi verdik bu devlete, biz de as- kerlik yaptık" diyorlar. Son noktayı 70*likbirde- Bkanfckoyuyor Cfzerinegıydiğı "CHPGençikKol- lan'" gömleğı ıle çok hoş bir görüntü veren bu ih- tiyardelikanlı"lkinci Atatürk gelmeden kurtuluş yoktur" diyerek çaresızlıginı v e "yeniden tam ba- ğımsız Türluye'' özlemını dıle getırıyor. Biz soh- bet ederken bizi izleyen öfrencilerle konuşmaya başladık bu kez. Ortaokul bi«fH:i sınıfta gencecik. küçücük biryürek"Elektronik mühencfisi otacağDn" diyor. Ufku. Dersım'ı çevreleyen dağlan aşmış bu gençle. Bır gün bır bilim adamı olarak karşı- laşacağıma inanıyorum. \'ıne ortaokul son sınıföğ- rencisi bir genç kız yazdığı öykülerden söz edi- yor. Cumhuriyetokudugunu ve yazı yazmayı iler- letmek ıçın köşe yazılannı özellikle izlediğini söy- lüyor. Bana öykülennı gönderecek. Bu genç kız- la da bir gün ünlü bir yazar olarak tanışacağıma eminim'. Ve analar. Gözündeki yaşı yüreğine akı- tan sessiz sessiz ağlay an analar..Yol boyunca "ne- den"lere yanıt aradım. Yüzünü hep batıya çevi- ren iktidarlar. Batı'nın uygarlığmdanhiçbirşey al- mazken batıya hep batıya yaptıgı yatınmlarla do- ğuda neleri yok ettiklerini. doğuya ne acılar ya- şattıklannı şimdi bılıyorlar. CHP'li gençler. doğu- daki her yaştan gençlerle buluştuğunda ve birbir- lerini anladığından umutlar yeniden çiçek açıyor. NA2Mt\T HALVAŞİ Bir Şey DeğiştL. Dedım kr - Akın Birdal'ı vuranlar yakalandı!.. Şaşırdı: - Yapma!.. - Çete ışıymiş, kıskıvrak yakalamışlar... - Kım yakalamış?.. - Ankara polisi "Olur böyle vakalar, fakat polis yakalar" deyıp sıkı bırtakip sonunda ışi bitirmiş... - Inanamıyorum... Sevinmiş mıydı, üzülmüş müydü anlaşılamıyordu; üsteledi: - Ama devlet çete demektı; ben devlete karşıydım; TC çete- cıleri nasıl yakalar?.. - TC değıl, Ankara polısı yakalamış... Durakladı, düşundu: . - Şimdı ne olacak?.. - lyi olacak, iyı olacak... • Akın Bırdal'ın vurulması kımın ya da hangı çevrelerin işıne ya- ramıştı? Sorunun yanıtını bılm«k ıçın aklı ewel olmaya gerek yok!.. TC duşmanlarının ekmeğıne yağ surulmüştü. "insan Haklan Der- neği Genel Başkanı"nı vurmak ne demek?.. Türkıye zaten ınsan haklannı çığnemekle Batı'da ünlenmış bir ülke değil w?.. Bu TC'ye dış bileyen cephe ıçın öyle bır haberdı kı yeme de yanın- da yat! Amerika'sından Avrupa'sına, Yunanıstan'ından Sunye'st- ne dek her yerde zıl takıp oynayanlar vardı. Bu tür bır saldırıyı kım yapabilırdı?.. - Mılliyetçiler mi?.. "Haydı canım sen de!.. Bana milliyetçiler adam öldüriıyoriar dedırtemezsinız!.." - Pekı kım yaptı?.. "Iç hesaplaşmadır..." - Ya değılse?.. Devletın ıçınden bir guç bastırdı, devletin içinde yuvalanmış çe- tenin elemanları yakalandı, yoksa bunlar mılliyetçiler miydi?.. Bırşeydeğişmıştı... Ne zamandan berı?.. 28 Şubat'tan bu yana.. • Sıkı solcu dostlar şapkalannı başlanndan çıkanp onlenne koy- salar, sonra düşünmeye başlasalar: - Bır şey mı değıştı?.. - Değıştı.. - Ne oldu?.. - Kırk yıldan ben süregelen karşı devrime ilk kez 'dur' dendi.. - Nasıl?.. - İrtica, Türkiye Cumhunyeti için en büyük tehlıke ve tehdit ılan edıldı. - Pekı, bunun çete ıle ne ılgısi var? - Çete, karşı devrimın çetesı!.. - Nereden çıkanyorsun?.. - Öidürülenlere bak: Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bedrettin Cömert, Uğur Mumcu... -Pekı, TC ne olacak?.. - lyi olacak, iyi olacak... • İlk elde 28 Şubat'ta gınlen rotadan bır sapmayı düşündüren Bir- dal saldınsının faılleri bulununca herkes geniş bır soluk aldı; or- talık biraz daha aydınlandı... Aydınlanacak daha... Ortalık nasıl aydınlanır?.. Doğada ve toplumda hiç kımse ya da hiçbır guç, bır elektnk düğmesını şak diye çevirip ortalığı bırdenbıre ışığa boğamaz. Ka- ranlık basmadan önce hava nasıl yavaş yavaş karanyorsa, gün doğmadan once de tanyen atar, şafak söker, seher vaktı başlar... Günümüzde "demokratik sabır" ıle "devhmcı sabn "nın özdeş- leşmesı gerekiyor... Yolumuz ince ve uzun... Vocket Sprıng Syıtnn Paradise I Pocket Spring System Sop Ortopedik Bu sıstem, iki kat fazla yay ıçerdtğinden, yaylar vücudunuzun bütün kıvrımlarına uyum göstererek yumujak, rahat ve sağltklı bır uyku ortamı sağlar. Her yay kuma; bır kıltf tçındedir. Kesinlıkle ses yapmaz. Comfort I Direct Spring Foaming Full Ortopedık DSF sıstemtnde, butun yaylar alt ve üst kutmlarmdan, sünger katmanlara sabitUnmiftir. BoyLece, yatağtn bütün yüzeyi boyunca efit oranda esnemesi ve vücudun dinlenmesi sağlanmaktadır. Kestntısız Yay Sısttmı SL Optimal I Kesintisiz Yay Sistemi Sen Ortopedık SL, dünyanın en geli/mif yay sıstemidır. Bu sistemde de diğerlennden ikı kat fazla yay kullanıhr ve yaylar kesintisiz olarak birbırıne bağlanır. Esneme özelliği daha azdır, son derece ortopediktir. Imagine I Bonel Yay Sistemi Ortopedik Bonel yay sistemi, uzun yıllar deforme olmadan kullanılabtlecek jekilde tasarlanmıs, iztl bir yay sistemidir. Vücut ağırlığtnı bütün yatak yüzeyine dtngeli olarak dağıtır. Esnek ve konforludur. Birçok insan, sabahları yorgun uyanmaktan ve ağrılardan fikayetçidir. Sebep, gün boyu vücudunuzu tasıyan kas ve iskelet sisteminizin, uyurken gerektiği gibi dinlenememesidir. İyi bir uyku için kendinize en uygun yatağı seçmelisiniz. İstikbal yataklarında, bugün dünyanın en gelişmiş yay sistemlerine yer verilmektedir. Yüksek teknolojiyle üretilen bu yataklar, 10 ayrı modeliyle sağltğınız ve rahatınız için en doğru tercihi yapabilmenizi sağlar, yıllarca deforme olmadan kullanıhr. Size en uygun îstikbal yatağı seçin, daha iyi uyuyun. Dirett Spring Foamtng (DSF) Bonel Yay Ststentt ORTAK ÖZELLİKLER: ^W Yatağı toza, kire ve bakterı gıbi zararlılara karşı koruyan "Sanitized" iflemi uygulanmıs, ithal kumas kaplamalar. Antialerjik ve antibakteriytt silikonize elyaf dolgu. Yatağtn nefes almasını sağlayan hava kanallart ve kapsüller. Her modele özel kapitone desenler. tkiz ve tek yatak seçenekleri Pocket Spring System •ypümal Kesintisiz Yay Sistemi l Direct Spring Foaming Bonel System 'yenileyin, yenilenin" a 161 5551 www. istikbal .com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear