26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 MAYIS 1998 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 •« G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada gul olduğu belli başlı konulann arasına aldı. Ata- türk döneminde, özellikle Atatürk'ün yakını Ham- dullah Suphi Tannöver'in Romanya Büyükelçili- ğı sırasında devlet olarak ilgilendiğimiz Gagavuz Türkieri ile "çokyakmdan" ilişkiler kurdu. Gagavuz Türkieri, Orta Asya'dan göç eden Oğuz boylanndan. Romanya'da kalmışlar. Gittik, gördük: Dillen, yazılan, gelenek ve görenekleri Türk. Dınleri Hıristiyan. Aralannda Türk Cumhurbaşka- nı'nı gördükleri zamanki heyecanlı gösterilerini unut- mak olanaksız. Demirel'in Azerbaycan'a ilgisi. Orta Asya'daki Türk devletlerinesıcakbakışı... "Dtş Türkler" konusunda, daha önceleri Türkiye'deki siyasal yönetimlere ege- men olan "kayıtsızlığın" bir kenara atılmasına yol aç- tı. Ukrayna'ya geçen gelişinde hava koşulları neden gösterilerek Kırım'a gidemedi Demirel. Oysa, Kınm Tatarian ya da diğer isimleriyle Kırım Türkieri, Cum- hurbaşkanı'nı aralannda görmek istiyorlardı. Demirel, geçen seferinde başaramadığı ziyaretı gerçekleştiri- yor. Kmm Türkieri, Türkiye'ye bağJı ve Türkiye'yi sevi- yorlar. Tabii, Türkiye'nin öteki ülkelerdeki Türk azınlıklara yaptığı gibi "yardım elini kendilerine de uzatmasını" istiyorlar. Ukrayna ile Sovyetler'den bugünkü Rus yönetimi- ne uzanan ilişkilerde oldukça sıkıntılı günler geçirdik- leri biliniyor. Stalin. bugün üç milyon dolayında olan Kırım Türk- lerini tam 54 yıl önce, 18 Mayıs 1944 gecesi yurtla- nndan sürmüş. Rastlantıya bakınız ki Demirel, 54 yıl 5 gün sonra Kırım'da. Sürgündekiler yeni yeni Kınm'a dönüyoriar. Ancak 5(X) bini dönebilmiş. Türkiye, konutlar. binalaryapa- bilmiş. Yeterli mi kuşkulu. Tıpkı Çeçenistan'la ilgili sıyasetimiz gibi tıpkı Azer- baycan'îa ilişkilerimiz, tıpkı Orta Asya Türk devletle- riyle kurumsallaşan işbiriiğimız gibi... Kırım Türkieri ile Demirel'in buluşmast, hem bir iç sorun olduğu için Ki- ev'de hem de Moskova'da dikkatle ızleniyor. Tabii döndük içimize... Doğa, Ukrayna'yı yeşile boğmuş. Uzanıp giden ye- şil alanlan uçağın penceresinden izlerken yan koltuk- lardan başkentle ilgili tartışmalar. yorumlar kulağımı- za çarpıyor. Konu, CHP'nin -bu satırian yazarken- başlayan ku- rultayı. 1950'den bu yana CHP'yi ve kurultaylannı izleyen- ler için bugünkü manzara acaba yeterince doyurucu ve görkemli mi? Devlet kuran, hele 1950'den sonra- ki DP iktidarı döneminde "ulusun umudu" olan bir partinin her kurultayında aylarca önceden başlayan tartışmalan, kulis hareketterini bilenler için... Ricky Martin'den esinlenerek müzikritmiylesöy- lenen sloganlar, örneğin: Ne gel, gel, gel/Ne git, git, git/Ne de sol, sol, sol kazanacak! 'Çetenin kampı SilivrTde' Uzaktan görülüyor ki yitireni kazananı olmayan bir kurultay. Bir çeşrt eski tas eski hamam. Parti mecHsinde ya da merkez yönetiminde Deniz Baykal'dan aıhsatlı "faze isimler", işte o kadar. Ola ki iktıdar turküleri (An, keşke!) CHP'nin Türkiye'yi uzay çağına taşıyacağı, çözümlerin yalnız sosyal demokraside olduğu ve "Biz iktidara hazınz" içerikli sloganlar. Baykal geldiğinde müthiş tezahüratla karşılana- cak... vs, vs. Baykal'm partiyi -bir klik demiyorlar ama- "küçük birçevre'lle yönetmesini kınayan bir açıklama ile mu- halefet çıkışı yapan Fikri Sağlar ve üç arkadaşı, es- ki hamama yeni taslar taşıyamayacaklannı anlayın- ca, kururtaydan önce aktff savaşımı bırakmışlar. Uk- rayna'ya gelmeden öğrendiğim buydu. Zira, 1000'in üzerindeki delegenin 800'e yakınının Baykal ağzıyla konuştuğunu saptamışlar. Baykal'm "erken seçim dayatmalannın" tümüyle örgüte hem iktidar hem de milletvekili olma umudu dağıtmak için tezgâhlandığını söylüyoriar. Tutarsızlıktan yakınıyorlar. Örnegin, CHP'nin Ya- şar Topçu hakkında gensoruyu hükümet gider kay- gısıyla reddettığini, hemen hemen aynı konuda Top- çu ile ilgili soruşturma önergesini kabul ettiğini öne sürüyoriar. Gelecekle ilgili umutlarında büyük ölçüde kınlma gözieniyor. Kanıtlan: Oylann yüzde 1O'un altına düşmesi. Sol, sol, solA/ay, vay, vay! EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Insan Hakları Derneği (İHD) Ge- nel Başkanı Akın Birdai'a silahlı saldında bulu- nanlar. suikastı gerçekleştirdikten sonra içerdekı- leri rehin alıp teslim olmayı düşündüklerını, ancak eylem sırasında heyecanlandıklan için başanlı ola- madıklannı itıraf ettiler. Saldırganlar. çetenin Ça- talca Silivri larafindakı ormanlık bıralanda silah- lı eğitim kampı buiunduğunu bildirdıler. Başbakan Mesut Yılmaz. "\eşil"in dummunu biliyoruz. Ama konuştuğumuzda işler bozuluyor. onun için bir şey sövlemeyeceğim*" açıklamasını vaparken. emnıyet yetkılılerı de "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldınm ın yaşadığının kesınleştığini be- limiler. Bırdala. Tunalı Hılmi Caddesi'ndeki İHD Genel Merkezi'nde 12 Mayıs Salıgünü silahlı sal- dın>ı gerçekleştıren tetıkçıler Bahri Eken ve Ke- rem Deretaria ile cylemın organizasyonunu yapan Hasan Hasanoğlu. Erkan Llaş ve Küçükçekmece Jandarma Karakolu'nda görevli L'zman Çavuş Cengiz Erse>er ile Ahmet FuliıTın sorgulan siirü- yor. Olayın planlav ıcılanndan ülkücû çek-senet maf- >ası liderlerinden Semih Tufan Güraltay"ın aran- masınade\amedılırken. Ankara Emnıyet Müdür- lüöü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde özel bir ekıp tarafından sorgulanan sanıklar. çarpıcı açıklamalarda bulundular. Bu hafta sonunda DGM'ye sevk edilecekleri belirtılen saldırganlar Bahri Eken ile Kerem De- retaria. ıradelennde sağ görüşlü olduklarını befır- terek. eyleminplanlav ıcılanndan Hasan Hasanoğ- lu ile 4 ay önce. Fırat kod adlı Cengiz Ersever ile de daha sonra tanıştıklannı belirttiler. Cengiz Ersever'ı alıp bir süre sonra Çâtalca Si- livri tarafinda ormanlık bir alanda bulunan kam- pa gittiklerini anlatan tetikçiler, bu kampta yakla- şık 15 kış.ının buiunduğunu söyledıler. Sanıklar- dan Kerem Deretaria. Hasan Hasanoğlu nun e\ in- de birkaç gün kaldıktan sonra 8 Ma\ ıs 1998 günü Hasanoğlu'nun Ankara'da bulunan otomobılınıal- mak için buraya geldiklerinı. Olimpiyat otelinde kaldıklanm. daha sonra da Hasanoğlu ile birlikte AŞTİ'ye giderek Bahri Eken'ı aldıklarını anlattı. Eken"i aldıktan sonra hep birlikte jenıden ote- le döndüklerıni kaydeden Deretaria. 12 Ma\is 1998 günü otelden avnlarak Seymenier oteiıne yerleştiklerint söyledi. Otelın lobisınde Bahri Eken'le birlikteoturduğusırada Cengiz Ersever \e soyadını bılmediğı Demir;tdlı bırİMnin lobiye gei- dığını bıldırcn Deretaria. "Bizi dışarıda duran BM\\ marka oto>a çağırdılar. Bize İHDGenel Baş- kanı Akın Birdal'ın rehin alınacağını. daha sonra öldürüleceğini ve içeridekileri rehin aldıktan son- ra da polise teslim olmamı/ı söyledıler" dedı. Deretaria. bu olay ıçın kendısıne I4'lü. Bahn Eken'e de Astra marka tabancalan otumobilm tor- pıdo gözünden çıkanp verdiklerini belıntikten sonra. gelişmelerı şöyle anlattı: "Sonra hep birlikte olay sabahı Kuğulu Park'a gittik. Burada bir süre uturduktan sonra ben \e Bahri istihbarat için İHDGenelMerkezi'negittik Birdal'ın saat 13.00'te gcleceğini öğrenince tekrar parka döndük Saat 12.00'de veniden İHD'ye git- tiğimi/de.kapıyıça\cıaçh.Yardımaihti>acımı/ol- duğunu belirterek Akın Birdal ile görüs.mek iste- diğimizi söv ledik. Sonra Birdal bizi kabul etti \e bi- ze nasıl bir yardımda bulunacağinı sordu. Bunun üzerine bi/ de öğrenci olduğumu/u. İstanbul'dan geldiğimizi. I Ma>ıs ola\lan sırasında bir arkada- şımızın yakalanıp gözaltına alındığını. bu konuda bize \ardimci olmasını istedik. Vkın Birdal ise. bi- ze bu konulaıia İHD Ankara Şubesi'nin ilgilendi- ğini belirterek. sekreterinden Ankara Şubesi'nin te- lefönunu yazıp bize vermesini istedi. Sekreteri tete- fnn numarasını bir kâğıda \azarak bize verdi. Bu sırada Akın Birdal, misafiri geieceğini söyleyerek bizi uğurlamak istediğini bildirdi. Bunun üzerine kalkıp dtş kapıya yöneldik." Dışkapıvaşöneldikten sonra Birdal'ın odasına tekrar gerı döndüklerıni kaydeden Deretaria. "Bu sırada sekreterelimizdeki silahlan görünce korku- dan çığlık atarak masanın altına girdi. Ben silahı- mı Akın Birdai'a doğrultup bir el ateş ettim'" de- di. Yaralanan Akın Birdalın kapıyı kapattığını be- lirten Deretaria. bu defa kapıdan ateş etmeye baş- ladığını. bu arada Bahn Eken'ın de geldığını. bir- likte kapıyı açtıklannı \e ateş etmeye devam et- tiklerını sösledi. Deretaria. olaydan sonra vaya olarak dernektençıkıpTunalı Hılmi Caddesı'nden a^ağiNadoğrukaçmavabaşladıklarını söyledi Te- tikçilerden Bahn Eken ise. olayın bundan sonra- sına ilı^kin şu bılgilen \erdi: "Demetetler'e geldikten sonra, Cengiz Erse- ver'in daha önce bla \erdiği 500 dolardan 100 do- larınıN)irdurupkendimi/c\enielbisealdıkeylcm- de kullandığımı/ elbisvleri ise çöpe attık. Sonra da Venimahalle'de bulunan Kerem'in halasının e\ine gittik E>in bahçesinde gezinme bahanesi\lc e>- lcnıde kullandığımı/silahlan bahçe du\annınar- kasına gi/ledikten sonra Hasan Hasanoğlu'nu cep telefonundan ara> arak durumu anlatıp ne \ apaca- ğımızı sorduk. Hasanoğlu da. Bolu'da olduğunu belirterek birtaksh le Bolu'\a gelmemizi istedi. Bu- nun üzerine 100 dolara bir taksi kirala\ıp Bulu'ya gittik \e bir benzinlikte buluştuk Oradan birlikte (zmit'e hareketettik Hasan Hasanoğlu'nun bura- daki evinde ikı gün kaldık. Daha sonra Hasan'ın arabası>la İstanbul'a gidip Lsküdar'da bulunan birtanıdığımıne%inc>erteştik Burada bir gün kal- dıktan sonra Cengiz Krse\er'in Gümüşku>u°daki \azlık evine gittik \v bir buçuk gün kaldıktan şon- ra da \akalandık~ Askerlerin gîzlî diyaloğu • Baştarafı 1. Sayfada bunun üzerine ABD, NATO aracı- lığıyla Ege Denizi'nde GAÖ'nün uygulanması için girişimlerini baş- latmıştı. Ancak Rus yapımı S-300 fîizelerinin Rum kesimine satışı karan ile Türk-Yunan gergınliği yeniden tırmandı \e yaz aylannda taraflar Kıbns bölgesinde birbirle- rini taciz edici eylemler içıne gir- diler. Bir Batılı diplomat Türkiye ve Yunanistan arasında her an bir sıcak çatışma olasılığı potansiyeli- nın buiunduğunu belirtmekle bir- likte Türk ve Y'unan askerlen ara- sında laftan ve milli gün resepsi- yonlan ile uluslararası toplantılar- da gazetecılere poz vermekten öte- ye giden gizli bir görüşme süreci- nin-baş(|amj5>pprlduâujıa ışaret etti. Batılı dipk»Tiaı. bu ifadeleri ile iki ülke askerlerinin gerginliği azaltı- cı gizli birdiyalog sürecini başlat- mış olduklannı ima etti. Cumhuriyet'in. görüşlerine baş- vurduğu Türk askeri yetkılileri de Türk ve Yunan askeri yetkilılerı- nin bir süredır gizli bir mutabakat içinde, Ege Denizi'nde gerilimi arttıncı girişimlerden kaçındıkla- rını dogruladılar. Aynı yetkililer. Ege Denizi için öngörülen GAÖ'nün hayata geçirilmesi yo- lunda NATO Genel Sekreteri Javi- er Solana'nın da bir ay içinde bir açıklama yapabileceğine işaret et- tiler. Siyasiler biliyor Türk askeri kaynakları. ıki ülke askeri yetkilileri arusında genlimı azaltıcı diyalog mekanizmasının ayrıntısına girmekten kaçınırken şu bilgileri verdıler: "İki ülke aske- ri yetkilileri arasında şu anda bir iyi niyet hâkim. Ancak Vunanlı asker- lerin Yunanlı shasilerden onay al- madan bizimle gü\en arttıncı mu- tabakat içine girmeleri düşünüle- mez. Dolayısıyla aramızdaki diva- loğun "siyasilere karşın' gerçekleş- tiğini sö> lemek yanlış olur." Biraskeri yetkili, taraflar arasın- da son dönemde yaşanan ve birbir- lerine güven duymalannı sağlaya- cak gelişmelerı şöyle anlattı: "Her iki taraf da uluslararası su ve hava sahasını istediği gibi kulla- nır ve taraflar birbirlerini suçlay a- maz. Tatbikat yapıp yapmanıak her üikenin hükümranlık hakkıdır. Ama bu tatbikatlar konusunda iyi niyetle birbirlerini haberdar edebi- lirfer, birbirierini rahatsız etmezler. Rahatsız eden olay \arsa bunu ulııs- lararası kamuoyuna açıklamadan bir arava gelip konuşabilirler. Bi/ Yunan askeri yetkilileri ile bunlann bir kısmını yapıyoru/. Ama bu tür olaylann azalmış olması demek. o\- mayacak anlamına gelmez." Askeri kaynaklar, Türkiye ve Yunanistan arasında Ege Deni- zi'ndeki haklar konusunda temel sorunlann siyasiler tarafından çö- zülmesi gerektiğine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptılar: "Ama biz şuna inanıvoruz ki as- kerier arasında > umuşama sağlar- sak sorunlann çözümü konusunda siyasiler üzerinde de etkili uluruz. Askeri açıdan ilişkiler Ege Deni- zi'nde Silahlı Ku\M'tler arasında /edeleniyor. Dolay ısıy la her iki taraf da bu gmeni zedeleyici hareketler- den u/ak kalnıalı." Türk askerlerinin çe^ıtli plat- formlarda Yunanlı meslektaşlan ile görüşmeleri konu>unda hassas dav randıklan \e basına sızdırmak- tan özenle kaçındıklanna da işaret edilıyor. Biraskeri yetkili. Yunanlı aske- ri yetkililer ile görüşmelerınin: bir- birlerının dü^manı olmadıklan ve güveıı yuratma esasına davandıgı- na işaret etti. Aynı vetkilı şudeğer- lendinneyiyaptr "*GAÖ?adıüze- rinde. Dcni/de. havada karşılaşan kişilerin birbirlerine gü\enmeleri, bu vapılan harekâtın birbirine kar- şı fllmadığını anlamalan. Sanki bir düşmün birliğini i/liyordavranışın- da bulunmamalarıdır." Yeşîl, eylemden bir gün önce Diyarbakır'daydı A.\KARA(CumhurryetBürosu)-Aydınlık der- gisi, lnsan Haklan Derneği (tHD) Genel Başkanı Akın Birdala yönelik saldından bir gün önce "Ye- şfl" kod adlı Vlahmut Yıldınm'ın Diyarbakır'da görüldüğü ve özel timciler ile itirafçılann bulun- duğu lojmana gırdiğıni öne sürdü. Aydınlık dergi- sinin bu haftaki sayısmın kapak haberinde, Mah- mut Yıldınm'ın Birdai'a saldından bir gün önce, geçici plakası "21G 8011 "olan siyah iki kapılı bir Mercedes'le Pınar Perrol'den benzin aldıfı, Ekin- cilerCaddesi'ndeturattıktan sonTaözel timcilerin ve itirafçılann olduğu lojmanlara girdiği anlatıldı. Aydınlık ,\nkara Temsilcisi Hikmet Çiçek ile Ad- nan Fırat'ın hazırladığı haberde, Bırdal'a saldın- nın arkasında "ÇUler özel örgütü"nün olduğu id- dia edildi. Mahmut Yıldınm'ın sağ kolu olarak ni- telendirilen astsubay Cengiz Ersever ile Birdai su- ikastının diğer sanıklanndan Erkal Ulaş'ın geçen yıl Flash TV'ye yapılan baskının elemanlanndan olduğu anımsatıldı. Haberde. "Flash TV baskııu- na kaülanlann Özer Çiller ile bağJanüb olduklan, sık sık telefonla v« yüz yüze görüştükleri belirtili- yor" denildi. Haberde gündeme getinlen ıddialar şöyle: # Birdai'a saldmyı gerçekleştiren timin lstan- bul ekibindeki ülkücüler, DYP lstanbul il Başka- nı CdaJAdan"la bağlantılı. Erkal Ulaşda, DYT Ge- nel Başkanı Tansu Çiller'in parti içinde en güven- diği kişilerden olan Adan'a bağlı olarak çalışıyor. # Birdai'a suikastın tetikçileri Bahri Eken ve Kerim Deretaria ile planlayıcılar arasındaki Semih Tufan Güraltay ülkücü mafya elemanları ve MHP içinde Özel Harekât Timi 'ne bağlı olarak çalışıyor- lar. # Kjrşehirli ülkücü Güraltay'ın, eski MHP Ge- nel Başkanı AJparslan Türkeş'in ölümünden son- ra Kırşehir Beledıye Başkanı'na karşı saldın eyle- mi sırasında basında fotoğrafı çıktı. # Eken, çek, senet \ e gasptan sabıkalı bir ülkü- cü. 9 Pendik'te balıkçılık kisvesi altında yaşayan ve çevrede gaspçı olarak bılinen Ahmet FuBn, DYP Elazığ Milletvekilı Mehmet Agar. Mahmut Yıldı- nm. Cengiz Ersever gibi Elazığlı. # Özel Kuvvetler K.omutanlığı içindekı Ame- rikancı kanattan Ersever. Binbaşı Kaşif Kozanoğ- lu ile birlikte çalışıyor. Binbaşı Kozanoğlu, Azer- baycan darbesinde. Çeçenistan'a silah ve adam yollamada. Çin'ın Uygur bölgesindeki provokas- yonlarda rol almış kilit bir isim. Adı Sabancı su- ıkastına karışan Yüzbaşı Hüseyin Pepekal ile aynı ekipten. # Mahmut Yıldınm ile Cengiz Ersever. cina- yete kurban giden Jandarma Istihbarat Grup Ko- mutanı Binbaşı Cem Ersoer'le aynı ekıpte yer al- dılar. Cem Ersever'in öldüriilmesinden sonra işle- nni batıya taşıdılar. Çiller özel örgütü içindeki en etkın gruplardan Tank C'mit grubuyla işbirliği yap- tılar. Cengiz Ersever ve Yeşil'in Tank Ümit'in Ci- hangir'deki bürosuna sık sık gittiğ^ saptandı. G U N D E M m-STAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada "Genel Başkan yoğun alkışlar arasında salona girdi..." Baykal için bunu şöyle değiştirmek gerekli: "Genel Başkan yoğun alkışlar arasında salona indi..." Evet, indi... Atatürk Spor Salonu'nun Gençlik Parkı tarafı yukandan aşağı Atatürk, Baykal, CHP yazı-resimleriyle süslü. Ortasında bir merdiven... Baykal saat 11.30 sıralarında Martin'in şarkısı, alttan yükselen dumanlar, gül yağmuru arasında salona indi. Bu sırada salondan yükselen alkışlar. haykırışlar arasında arka kesimde kımi parti yöne- tıcıleri de halay çekıyordu... Baykal'm iki saatlik konuşması. grup toplantıla- rında yaptığı konuşmalardan oluşturulmuş geniş biryelpazeyi içeriyordu. Alkışlanmasını istediği bö- lümlerde özel vurgu yapıyor, karşılığını alıyordu. Genel başkan tartışmasının olmamasını da şöyle yorumladı: "Sosyal demokratlar birbiriyle çatışan. tartışan, birbirine engel çıkaran, tuzaklar kuran siyaset an- layışını bir kenara bırakıp, kendiiç dünyasında bü- tünlüğü gerçekleştirdi." Kurultay salonunun dışı Kurban Bayramı'ndaki mahalle aralan gibi kokuyordu. Köftecilerin, koko- reççilerin dumanları Baykal'm salona girişindeki kadar yoğun değildi ama, kokularınadiyecekyok- tu. Kimi. çiğ et getirmiş, duruma göre orada ke- sip-biçecek... Salonun önünde ise ılk dikkati çeken. bıyık ve sigara... Içerde sigara içilmesine izin verilmediği için tiryakiler bahçede. Sabri Ergül özel minibü- sünü kenara çekmiş gelip-gidenle sohbet ediyor. Ergül'ün minibüsünün çevresinde kocaman harf- lerle kendi adı yazılı. Tepesınde hoparlör. Minibü- sün içinde özel sinevizyon aletlerı de varmış. Dağ köylerine gidiyormuş. "Bakın ben Meclis 'te nele- ri gündeme getirdim" deyip köy evlerinden bıri- nin duvannda seyrettiriyormuş... Kadınlar, Parti Meclisi'nde kotada ama. kurul- tayda birazcık sotada gibıydi. Bir bölüm kadın kol- lanna aynlmış. Aralannda her yaştan gençler var- dı ama, 20 yaş grubundan gençler daha azdı. Oturulan bölümle tavan arası, Baykal, Atatürk görüntüleri vesloganlarlasüslü. İçinde "değişim", "küreselgelişme'', "hazınz" sözcüklerinin geçtiği pankartların altında, bunlara oranla cılız duran, ki- şılenn kol gücüyle gösterıme açık tutulmaya çah- şılan bez pankartlar da vardı. Uzerlerinde şLn<iar yazılıydı: "Özelleştirmeye hayır..." "Petrol Ofisi peşkeş çekilemez..." "Kayıplanmız nerede..." 'Bakalım ne değişecek' Salonda delegelerle sohbet ettik. CHP içinde Baykal sevgisi yadsınamaz. Sevgi bir genel baş- kan için tabii ki güzel. Ancak sevginin yoğunluğu beraberinde eleştiriye katlanamazlığı getiriyor. Bir delege kulağıma fısıldadı: "Abi hsr tarafta değişim yazılı. Bakalım ne de- ğişecek?.." MuhaJefetle hareket eden bir başka delege ise görünüme farklı yorum getirdı: "Baykal 800 delegeyi blok bağlamış. 300'ünü serbest bırakmış. O da parti içinde bir canlılık gö- rijnsün diye. PM üyeliklerinin de 40'ını bağlamış, 20 'sini serbest bırakmış. Diyelim ki o 20 'yi muha- lefet alacak. Onların da 10'u kurultaydan sonra Baykal'a teslim olacak. Kalacak 7-8 kişi..." Baykal'ayakın kişilerin ise doğal olarak tek bek- lentileri listelerin durumuydu. Onceki gece Bay- kal'lakonuştuk, listeye ilişkin "kesın" değerlendir- mesi şu: "Korel Göymen, Mustafa Özyürek, Zülfü Li- vaneli, Ali Rıza Gülçiçek, Zekeriya Yıldınm, Oğuz Soydan, Mehmet Kabasakal, Osman Coşkunoğlu ve DSP'den aramıza katılan 7 mil- letvekiliyle birlikte çalışmak istiyorum. Listenin ka- lan bölümünü il başkanlanmız saptayacak." Muhalif kanat ise önceki gece Ahlatlıbel'deydi. Doğan Taşdelen ve Mehmet Moğultay'ın ya- nında Rıdvan Budak da vardı... Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Han- nes Svvoboda'nın arkadaşımız Lale Sarıibrahi- moğlu'na verdiği demeç yazının başında ne de- mek istediğimizi yabancı gözüyle anlatıyordu: "Türk solu özelleştirme kurbanlanna ve küresel- leşen dünyada yoksullaşan kesime sahip çık- mıyor." Başbakan Mesut Yılmaz: Susurluk, çete olaylarının simgesi ' Birdal olayında yanlış bilgflendirildim' lstanbul Haber Senisi - Başbakan Mesut Yılmaz, Tüıkiye'de çetelerin kanştı- ğı suçlann ilk defa olmadığı- nı belirterek "Sayın Akın Birdai'a yönelik eylem, geç- rtıiştede birçoğu yaşanan bir çebeyleınidir''dedı. Susur- luk un, çete olaylannın sim- ges haline geldiğini kayde- den Yılmaz "Türkiye'de hiç kimse benim kadar Susurfuk olayının. Susurluk benzeri bütün olaylann açığa çıkma- suıı arzuJavamaz" diye ko- nuştu. Yılmaz. dün Müşir Fuat Paşa Yalısı'nda basın toplan- tısı yaptı. Hükûmetleri dö- nemindeki çete eylemlerinin leneksel fada" faillerinin ortayaçıkanldığı- nı, ancak önceki hükümetier dönemindeki olaylan ortaya çıkarmalannın ıstendiğini anlatan Yılmaz şunîan söy- ledi: "Biz hükümette oldu- ğumuzsürece, ben başbakan olduğum sürece kamuoyu- nun haklı beklentisine ce\ap verebUmekiçinelimizden ge- len her türlü gayret gösterüe- cektir. Bütün yetkiler kulla- nılacakür." Olayı, Türkiye'de hukuk devletınin v ar olup olmama- sının ölçütü olarak gördüğü- nü kaydeden Başbakan Yıl- maz, elinde belge olan her- kesin hükümete vermesinı istedi. Yılmaz tetikçi, yatak- çı ve azmettirenlerin belli ol- duğunu belirterek "Ama bu olayın bağlanülan henüz or- taya çıkanlamamıştır. Ümi- dim. bu olaydan hareketle daha önceki çete olaylanna tşık tutacak gerçeklere ulaş- makür" diye konuştu. Yıl- maz, Birdai'a saldırıyla iigi- li olarak PKK bağlantısı bu- lunabileceği beyanmın, ken- disine verilen ilk biîgiler ol- duğunu vurgulayarak "Bana verilen ilk ve yanlış değerlen- dirmenin. otayın gercek şek- linin ortaya çıkmasına yar- dımcı olduğunu düşünüyo- rum" dedi. Yılmaz. CHP'ye de Piş- manlık Yasası'nın çıkanla- rak Susurluk'un çözülmesi için çağnda bulundu. Fen Bilimleri i) E, 2)E. 3)C. 4) E. 5) E. 6) E. ^ D. 81 B. 9) A. 10) B. 11) A. 12)C. 13) A. 14) E. 15) C. 16) A. 1?)E. 18) D. 19) A. 20) B. 2\) C. 22) E. 23)C. 24) C. 25) D. 26) A. 27) C. 28) E. :9ı D. 30)C. 31) B. 32) D. 33) B. 34» A. 35)C. 36) D. 37) B. 38) E. 39ı D. 40) B. 41) B. 42) E. 43) A. 44) B. 45) B. 46) D. 47) D. 48) A. 49) A. 50) C. 51) E. 52) B, 53) A, 54)D.55)C.56)D.57)D.58)D.59)A.6O|E.6I)C Matematik DD.2) A.3) A.4JC.5) B.6) B. 7) A.8)C,9) A. 10)E. I1IC. 12)D. 13)B, 14)E. 15)A. 16) C. I7)D. 18) E. 19) B,20)C. 21)E.22)A. 23) E. 24) A, 25) E. 26)C. 27) B.28) B. 29)C. 30) B. 31 )C. 32) D, 33) A. 34) D. 35)C, 36) C. 37) A, 38) A. 39) E. 40) B. 41) B. 42)C. 43) E. 44) C. 45) C. 46) E,47)D. 48) D. 49) A. 50) E. 51 )D. 52) C. 53) D Türkçe 1) C, 2) D. 3) D.4) B. 5) E. 6) B. 7 | D. 8) D. 9) A, 10) E. 11 )C. 12) D. 13)C. 14) C. 15) A. 16) C |7)E. 18) E. 19)E.20)D, 21 )D. 22)C. 23) B. 24) B, 25) C. 26) C. 27) D. 28) A. 29) E. 30) A. 31) A. 32) B, li) B. 34)C. 35) B. 36)C. 37) D. 38) C. 39) B. 40) E. 41) B. 42) B, 43) C. 44) A. 4<)C. 46) B, 4^1 C, 48) C, 49) B. 50) A. 511 B. 52) C, 53) C. 54) E. 55) A. 56) B. 57) D. 58) B. 59) E. 60) B. 61) D. 62) A. 63) E. 64) D. Sosyal Bilimler 1) A. 2) C. 3) C. 4) D. 5) E. 6) D. 7) D. 8) B. 9) E. 10) B. U ) C . 12) A. 13)A. 14) D. I5)C. 16)B. 17) C. 18» E, 19) B. 20) C. 21) D. 22ı E. 23) B. 24) A. 25) E. 26) E. 27) A. 28) B. 29) D. 30) E. 31) A. 32) D. 33) B. 34) D. 35) B. 36) D. 3"1 ) A. 38) E. 39) B. 40) A. 41) B. 42) C. 43) B. 44) B. 45) B. 46) D. 47) D. 48) E, 49) C, 50) E. 51) D. 52) E, 53) D. 54) C. 55) A, 56) E. 57) A, 58) B. 59) C, 60) B, 61) B. 62) A. 63) E. 64) E. 65) B. 66) A. 67) C. 68) A. 69) C. 70) A. 71) E. 72) D 5 saloniu Gneplex Odeon smemolon Asker ve Özel Tim aracı • Baştarafı 1. Sayfada kaybederken yaralanan 22 kişi tedavi altına alındı. Edinilen bilgiye göre, Tunceli Özel Harekât Şube Müdür- lüğü'ne ait 62 AC 781 plakalı resmi araç ile askerleri Bit- lis'teki birliğine götüren. sürücüsünün kimliği henüz belir- lenemeyen 13 AU 265 plakalı minibüs, Elazığ-Bingöl ka- rayolunun 37. kilometresinde hatalı sollama nedeniyle çar- pıştı. Kazada. minibüs şoforü Abdulbaki Diksin ile erler Mehmet Aslan, Faruk llaç. Nihat Durmaz, Rıza Peynir \e Menuk Ozrek olav yerinde öldü. TARİŞ TCaiiteniıı Geleneksel Adı" Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. iBRAHlM ASLAN Ehliyetimi ve kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. HAKANDlRtK ALIŞVERIŞ AAERKEZI MECİDİYEKÖr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear