26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17MAYIS1998PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Nurullah Ataç Prof. Dr. BED1A AKARSU A taç'ı yitireli tam 41 vıl olmuş; 100 ya- şında olacaktı bugün yaşamışolsaydı. As- İında o yaşıyor kül- türümüzde, edebiya- tımızda; ama ne yazık ki büyük bir ço- ğmluğu da bunun a> ırdında değil söz- de a\dınlanmızın. Açın onun kitap- lannın herhangi birini. örneğin "Oku- njmaMektuplar*ı. "Di>eüm"'ı. "Pros- peroikCalibaıT'ı. göreceksinız yaşa- dığını. Bugün için söylenmiş her bi- ri sanki, güncelliğini sürdürüyor hep- si de. Gerçek anlamıyla Atatürkaydınlan- ma de\ rimmin bir düşünürüdür Ataç. A>dınlanmayı sonuna kadar derinli- ğine işlemiş bir yazardır. Atatürk de\ - riminin bir "düşünüş devrimP, bir "kültür devrimi" olduğunu, Doğu kültüründen Batı kültiirüne. çağdaş kültüre geçiş olduğunu gerçek temel- lenneoturtarakanlatmıştıryazılann- da. Bu yüzden dil. dûşünce, kültür so- runlan, baş sorunu olmuştur. tnsana saygıyı. birey olmayı da. toplum için- de yaşamanın gereklerini de işlemiş- tır yazılannda. Geleceğe yönelikti Ataç. Ama a>- m zamanda eskiy i de bilmemız gerek- tiğini söylerdı herzaman. Ama eski- de. geçmışte kahnamazdı. Ömeğın divan edebiyatı, klasik Türk musiki- si en güzel örneklenni \ ermişti. Ama o yolda artık yiirünemezdi. Korun- malan gerekirdi yalnızca. Adnan Say- gun gibi eski musikinin değerini an- layan bestecilerimiz geçmişteki ör- nekleri örge (motif) olarak kullan- makla omusikıyı yücelttiler de. Bun- dan sonraki yaraticilar da aynı yolda yürüyeceklerdir ona göre. Şöyle ya- ziyordu "Günce"sinde: "Bilirsiniz, geçmişe. geleneklere bağlı değilimdir ben. Eskidensevdigim şe\1er\ardir, Fu- zuli'nin Bakı'ningazellerigibi... On- lann da bugün vaşasalar bile (yaşaya- cağa da benzemiyoriar) bugüne ör- nek olmalannı istemem. Onlann ya- raticılığı örnek olmalıdır, biçimleri, ö/ifri değil. Onlardaki anlayışın, inanç- lann siirüp gitmesini iste\enler, bu- günün yaratıcüığına engel olurlar." Bir düşün adamı olduğu kadar bir edebiyat adamıdır av nı zamanda Ataç. "Ben edebiyatı kendine dert edinmiş bir adamım, gece gündüz edebiyat dü- şünürüm.. sevdiğim bir şiiri tanıdık- lanma okumadığım ya da bir edebi- yat sorunu üzerine tarüşmaya girişme- diğim günleryaşadım saymam kendi- mi" diyecek kadar da edebiy atın için- dedir. düşünmeyi de iş edinmiştir ken- dine. Dille düşünmenin ıç içeliğini,bir- bınne bağlı olduğunu göstermeye ça- lışmış. özgür diişünebilmeyi aşıla- mıştır okurlanna. Düşünmeden yazan. düşünmeden konuşan insanlara da karşı çıkmıştır her zaman, yanlışlarını göstermiştir. Süslü vazının. iri lakırdılann. basma kalıp sözlerin karşısındadır hep. Ataç. "cumhuriyetdönemiedebiya- ü"na özellikle 40'İı, 50'li yıllann ede- biyatına damgasını vurmuştur. Pek çok genç ozanı ve yazan o tanıtmış- tır. Türkçemız de "kuruluşunu, bir edebiyat, bir kültür dili oluşunu" pek çok oranda ona borçludur. Otuz yıl son- ra hangi dilin kalacağınt soranlara iç- ten, alaysı bir gülümseme ile "benim dilim" derdi. Haklı da çıktı. Onun sağlığında yadırganan öz Türkçe bugün hepimizin doğal olarak kullandığı, özleşmiş Türkçeye karşı olanlann. Osmanlıcacılann bile ayır- dına varmadan kullandığı bir dil ol- du. "Ataç'ı yitireli" diye başladım ya- zıma. Ataç"ın isteğine karşı olduğu- nu bildiğim halde... Ataç'ın son ya- zılanndan biri olan tarihsiz bir yazı- sında şöyle diyor: "Öfürsem yakında, bir dileğim var kalanlardan... (kendi- sini sevenlerden) öldüğümiin ertesi günü >azı \azmasınlarbenim için. Ha- ni "X'i de kaybettik. yitirdik, şöyle değerliydi". diye ağıüaryokmu'.'ü söz- lerin yalan olduğunu hepimiz bitiriz. Tıksinirim o ağıtlardan... Benim icin yazı ya/masın beni değerlî bulanlar. Iki yıl beklesinler, iki > ıldan sonra unut- ma/larsa. beni yine değerii buluriar- sa, ilk üzüntü de geçmiş olur, yazsın- lardüşündülderini ölçüyü aşırmazlar- kaybettik..yitirdik» ölüler arkasından söylenen sözler tiksindirir beni. Ben 'kaybolmam". 'yitmem'.ölürüm. "öl- dü' desinler." Bağışlasın Ataç beni, "öldü'" diye- mem onun için. Zaten aradan 41 yıl geçti. Dileğim herkesin. özellikle de genç- lerin Ataç'ın yazılarını okumalan. Bundan iyisi..i Daha iyisi ! Philips için ilerlemenin sonu yok ! Türk Philips Ticaret A.Ş.; Aydıntatma, Elektronik, Ev Aletleri, Kişisel Bakım, Devre Elemanları ve Kişisel iletişim ürün gruplannda "kalite geliştirme" çalışmalarını tamamladı. Ardından yapılan denetimler sonucunda; pazarlamadan satışa, satıştan satış sonrası servise kadar, Philips'in oluşturduğu tüm hizmet sisteminin ve bu sistemin sürekii gelişiminin uluslararası kalite standartlarında olduğu tescil edildi ! Türk Philips Ticaret A.Ş., Türkiye'de satış, pazarlama ve servis faaliyetlerinde çok az firmanın sahip olduğu Türk Standartları Enstitüsü TSE-EN-ISO 9002 Uluslararası Kalite Sistem Belgesini almaya hak kazandı. Uluslararası Kalite Güvencesi Standartı olan ISO 9002 Kalite Sistem Belgesi, Philips'in hep daha iyisi için yaptığı çalışmaların bir ödülü. Philips için bu belge, çok farklı bir anlam daha taşıyor: Philips verdiği sözü tutmanın ve sizin güveninizle birlikte daha iyiye doğru yürümenin gururunu yaşıyor... Ve bu gurur hep daha iyisini arayıp bulmak için gücümüzü tazeliyor! İMf daka iyiye,. PHİLİPS PENCERE 'Gülümserdi Denizden Fazla••• Cumhuriyet "Cuma Kitapları"n\r\ 46'ncısında, Anadolu destanını verdi. Destanı yazan: Fazıl Hüsnü Dağlarca! Homeros 27 yüzyıl önce Anadolu'da 'Troya Sa- vaş/'nın destanını yazmıştı; bu toprakta 27 yüzyıl sonra yaşanan 'Kurtuluş Savaşı'nm destanını iki büyük şair yazdı: Nâzım Hikmet... Dağlarca... • Dağlarca, özünde destan şairidir; en küçük şi- irinde bile duyumsanan destansı rüzgârlanmanın gizemi, Türkçenin ses bayrağını dalgalandırır. Insanlık tarıhinde destanlar çok değildır; doruk- larda yaşanan inanılmaz olayların yarattığı şiiri di- le getiren edebiyat türleridir. Homeros 'llyada 'yı yazmıştı ya da soylemişti; Yu- nanlılar ile Troyalıların savaşında, insanlar ya da in- san kılığındaki Tannların söylencesini dile getir- mişti. 27 yüzyıl önce Anadolu kendisini savunmuştu. 27 yüzyıl sonra Anadolu'nun savunması. bu top- raklarda bir destan daha yarattı: "Al al oldu her taraf, Aydınlandı vaktin alnı damar damar." Dağlarca durumu şiırle saptıyor: "Bu yurt kopmuş kopacak, Bu bizim ölümüzdür. Göğsümüz al, yeşil, mor, Bu bizim gülümüzdür. Nereye? Ta sonsuza, Bu bizim yolumuzdur. Kader çizer yazısın, Bu bizim elimizdır." Destan masal değildır, gerçeğin özüdür; destan- dan payını almayanın tarih bilinci eksik kalır. • Homeros 'llyada 'yı 2700 yıl önce yazdı, yeni bir destan için sabırla bekledî Anadolu... Kimi bekledi?.. Her destanın bir kahramanı vardır, bir de oza- nı!.. Kolay mı bir destanı yazmak?.. Destan bir toprakta boy atıyor, sonra o toprakta yeniden bir destanın yaşanması için nadaslanma süresi bin- lerceyıl... Bizim destanımtzın kahramanı nasıl bir kişi?.. Çağımızın Homeros'u Dağlarca anlatıyor: "Gülümserdi denizden fazla, Susardı deniz kadar." • Atatürk'e karşıt olanlar arasında her türlüsü var; mürtecisi, ayrılıkçısı, mandacısı, enteli, eleştiri bir yana, saldınyı eksik etmezler; ellennden geleni art- lanna koymazlar... Nafiledir. Çünkü Mustafa Kemal bir destan kahramanıdır. Bu destan Anadolu halkının yüreğine işlemiştir; Atatürk'ü yenilgiye uğratmakiçin, önce DağlarcaCyı yenmekgerek... •• * " ' " Dağlarca yazıyor: ı(«t.ı...,t "Mustafa Kemal'i gördüm düşümde, Daha diyordu. Uğruna şehit olasım geldi hemen, Sabaha diyordu. Al bir kalpak giymişti, al Al bir ata bınmişti, al Zafer ırak mı dedim, Aha diyordu." 19 MAYIS BAYRAMI'NI KARŞILAMAK ÜZERE Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden Kadıköy Belediyesi'nin katkılanyla Bir Konuşma ••2HNCİ YÜZYIL A GİRERK.EN TÜRKJYE" tlhan Selçuk BORUSAN ODA ORKESTRASI KONSERt Şef: Saim Akçıl Eşsız Bir Çoksesh Gençlik Korosu K.onsen 1CADIK.ÖY ANADOLU LİSESJ KOROSU Şef: Keysudar Sever Piyano: Ekin Çoraklı Tarih: 18 Mayıs 1998 Pazartesi Saat: 18.00 Yer: Kadıköy Belediyesi Evlendirme Salonu/Hasanpaşa HOTEL MERt *** ÖLÜDENtZ "Tatildeki eviniz" * Doğa ile iç içe çağdaş yaşam koşullarında şüper dinlence yeriniz. * Ozel tefriş odalarda klima, TV, tnini bar. * Açık-kapah restaurantlar, özel kahvaltı salonu. navuz bar, sauna. * Açık büfe kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri, sair ikramlar, limitsiz yerli içki ve içecekler. * Her türlü kara ve deniz sporları. " Herkese uygun "her şey aahil" fiyatlarla hizmetinizdedir. Rezervasyon ve bılgı: Tel.: 0.252 617 00 01 (8 hat) Faks: 0.252 617 00 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear